• 701
    28 mart 2010 galatasaray fenerbahce macında yokları oynayan, sus pus olan, takıma zerre kadar itici guc olmayan ama ne hikmetse 25 nisan 2010 galatasaray bursaspor macında butun sezon biriktirdikleri sesi, nefesi, enerjiyi patlatan kişilerin de için de bulunduğu taraftar grubu. yazıklar olsun. fenerbahce macında sus pus olup da bursaspor macında bagıranlara yazıklar olsun.
  • 703
    kendini bilmez bi kaç kişinin hala arda turan hakkında atıp tutmaya cesareti vardır. her kanalda her yorumcu tarafından 50 kere söylendi bu adam sakat oldugu dönemlerde takımda olmadıgı dönemelerde ıslıklandı ne yapmasını bekliyorsunuz? yanında olması gerektigi anda sırtını döndü o tribünler. taraftar taraftarlıgını yapabildi mi ki kaptandan kendilerine saygı göstermesini bekliyorlar. ben anlamıyorum hem inadına protesto hem inadına saygı bekleyişi. yok arkadas. siz o taraftar ruhunu verdiniz mi ki takıma kaptanına sen sunu sunu yapmadın diye serzenişte bulunuyorsun. hataları olmustur kimin hatası yok ki. hakan şükür diyor ki bi anket yapılsın taraftarın %98 i arda kalsın der. degil %98 i yarısı kalsın derse şükretmek lazım. bu sezon sınıfta kalan ne oyuncular ne teknik direktör bu sezon sınıfta kalan yönetim ve onun gazına gelen taraftar.
  • 705
    25 mart 2010 galatasaray bursaspor macinda stadtaki coğunluk için söylüyorum ;

    genel olarak galatasarayın durumunu yansıtmaktadır. bugün maça yarım saat kala, eski açıktan tribünlere şöyle bir baktım. gördüğüm tam olarak şuydu:

    2000-2001 sezonunda, marşlarını toptan değiştirip, gerçek rakipleri real madrid, barcelona, manu isimlerini kullanıp marşlar bestelerdi, artık bursaspor için besteler yazar olmuşlar. daha kötüsü de, bursa ve ankara ile ilgili olanıdır.

    nerelerden nerelere gelmişiz.. ne real ne barça falan diyorduk ozamanlar. şimdi dediklerimize bakın..

    pardon ? biri dünya takımı mı dedi ?
  • 706
    malesef, elimizde çok az miktarda bulunmaktadır. benim hatırladığım 1970'li yıllardan beri bu takımın taraftarı hep çok az olmuştur. sokakta, okulda, işte veya tribünde görülen o çoğunluk taraftar değil "takipçi"dir. galatasaray'ın başarılarının peşinde olup en ufak başarısızlığında ve desteğe en çok ihtiyacı olduğu zamanlarda tribünlere yığılıp küfür kafir protesto ile işleri daha berbat eden bir topluluktur. esnaf zihniyetine sahiptir. "müşteri her zaman haklıdır" hesabı, "ben bilete formaya para veriyorum olm, takımda başarıları ile bunun karşılığını bana vermek zorunda" diye düşünür.

    taraftar'ın ne olduğunu bilmeyenlerin bu çoğunluğu galatasaray taraftarı sanması normaldir. yeryüzünde kendilerine örnek aldıkları tek avrupa ülkesi italya'dır. futbolcularına yaptıkları çirkinlikleri "bak totti'yede ayar verdi olm taraftar" diye savunmaya çalışır. avrupa'da ikinci bir ülkeden örnek gösteremez. o ülkenin taraftar kitlesi hakkında biraz araştırma yapsa utanır mı bilmem.
  • 707
    (bkz: 24 nisan 2010 beşiktaş sivasspor maçı)nı izledikten sonra gözüme daha da kötü gelen taraftardır.

    yahu adamlar nasıl bağırıyor öyle? o ne sestir? net, pürüzsüz. anlıyorsun ne diyorlar ne demek istiyorlar.
    çünkü bütün tribün aynı tezahuratı haykırıyor. "o.ç aziz yıldırım" inliyor stad! ve bir tek çatlak ses yok!
    evet bittabi taraftar olmak tribünden böğürmek değildir sadece. çarşı'nın her bir haltını takdir edemem ama
    adamlar bağıyor yahu, bir oluyor, tes ses oluyor. müthiş bir ses, müthiş psikopat bir fanatizm!

    sevmiyorum beşiktaş taraftarını, her entryimde dile getiririm. ama şimdi düşünüyorum;
    acaba biz onlar kadar iyi tezahurat edemediğimiz için mi sevmiyorum?

    yok abi, kapalı başka, yeni açık başka, kale arkası kapalı başka hepsi ayrı telden.
    sadece bir uğultuyuz, başka hiç bir şey değiliz

    (bkz: 25 nisan 2010 galatasaray bursaspor maçı)nda 90 dakika sadece bir uğultu vardı.
    bir avuç bursaspor taraftarı bile daha organize bağırdı bizden.
    derhal el atılsın tribünlere! yalvarıyorum! galatasaray maçlarından soğuyacağım o olacak!
    ne diyor o arkadaki göbekli ağabiler;

    (bkz: bağırın lağn!)
  • 708
    sesin uğultu gibi gelmesini ua'nın eski açık'a geçmesine bağlıyorum bir ultraslan'dan tiksinen polyanna taraftar olarak. evet ben bu hafta başı şampiyon olabileceğimize inanıyordum.
    ama şu gerçektir ki. yeniden ve mümkünse kısaltması ua olmayan, reislerle yönetilmeyen, karaborsacılıkla ilgilenmeyen bir grup tarafından yapılanmalıdır.

    (bkz: #374274) fikirlerime tercüman oldu.
  • 709
    25 nisan 2010 galatasaray bursaspor maçı bana bir kez daha gösterdi ki gün geçtikçe durumu vahimleşen taraftar grubudur. dünkü maçta kapalı tribünde* çevremde gördüklerimi anlatıyorum: arkamda üzerlerinde galatasarayla ilgili hiç bir şey olmayan bir baba, bir oğul bide daha küçük bir çocuk vardı. belli ki hayatlarında ilk kez maça gelmekteydiler (bkz: sponsor bileti). her pozisyonda aşırı heyecanlanıp , en ufak hatada futbolcularımıza küfür edip durdular (7-8 yaşlarında olanı bile).

    hadi onları geçtim önümde 35-40 yaşlarında 2 adam vardı. belli ki kombineleri var, yüzlerine aşina olduğum tiplerden. belli ki maddi durumları iyi, bu tribüne gelebilmek için pek sıkıntı çekmiyorlar. en ufak bir hata yapan her futbolcumuza abartısız her pozisyonda bela okudular, küfür ettiler. resmen deşarj olmaya gelmiş adamlar. hatta önünde pas verecek adam bulamayınca geriye gayet akıllıca pas veren mehmet topal a küfür ettiklerinde,biz e naapsın adam diye söylenince dönüp bide bize el kol yaptılar.

    çaprazımda ise 2 tane genç vardı. arkadaşlar maç boyu öyle küfürler ettiler ki sanki fenerbahçe ye küfür ediyorlar. dakika 70 küsürlerdeydi. aykut çok kritik bir top çıkardı. eleman arkadan aykuta küfür etmeye başladı kurtardı diye. madem oynayamıyormuşuz niye kurtarıyormuşuz. maçın sonlarına doğru da bursasporu gol atması için desteklemeye başladı elemanlar. artık dayanamayıp döndüm yahu bu nasıl galatasaraylılık diye sordum. yok efendim top oynamıyomuşuz, bide feneri şampiyon yapıcakmışız bilmem ne. yorum yapamadım.

    evet alisamiyende ki son sezon kapanışında,kapalı üst tribün göbek hafif sol üst de durum budur. gelmiş geçmiş en efsane tribün olan kapalıda. bir zamanlar bütün avrupa'nın keşke bizim de böyle tribünümüz olsa diyerek, imrenerek baktığı kapalıda. 14 sene şampiyonluk göremediği zamanlar bile kapısında sabahlanan kapalıda. böylelerini gördükçe, insan bir sürü sıkıntıya girip, gelecek sezon yeni staddan kombine almak için iki defa düşünüyor. skordan, sonuçlardan, giden şampiyonlukdan beni daha çok düşündüren budur.
  • 710
    ne olursa olsun takımıyla gurur duyması gerekendir.

    kadrosunda lucas neill gibi bir savaşçıya,elano blumer gibi brezilya milli takımının değişilmezlerinden bir orta sahaya, dünyanın en yetenekli genç 10 oyuncusundan biri olan arda turan'a, önündeki iki oyuncunun sağından atıp solundan geçebilecek kadar hızlı, 2010 dünya kupasında boy gösterecek bir kader keita'ya, ispanya'nın en büyük klüplerinden biri olan valencia'nın uğrunda 4 milyon €'yu gözden çıkardığı yerli(!) bir ön libero olan mehmet topal'a, bugün bile avrupa'nın hangi takımına giderse gitsin golleriyle takımını taşıyacak, uluslararası alanda tanınan bir milan baros'a, barcelona'nın altyapısından çıkmış, henüz 21 yaşında ve milli takım oyuncusu olan giovani dos santos'a,dünyanın en karizma futbolcusuna, harry kewell'a, dünyanın en iyi teknik direktörlerinden biri olan frank rijkaard'a sahip bir takımın taraftarıdır zira. gururlu olmalıdır, müteşekkir olmalıdır, destekleyen olmalıdır, başı dik olmalıdır, sabreden olmalıdır.
  • 712
    galatasaray taraftar profilinin bir bölümünün günümüzde ne kadar yerlerde olduğunu gördüm. şöyleki; maça dün* gelen yaklaşık 10-15000 kadar galatasaray taraftarı vardı bunların büyük bir bölümü biletlerini para verip almış 5 otobüs değiştirip stadyuma gelmiş kilometrelerce yürümüş ama şikayet bile etmeden stadyuma girmiştir. ancak bu 15000 kişi arasında birileri vardıki bunların aklında ne galatasaray var ne de futbol tek amaçları galatasaray üstünden para kazanmak. elinde bir tomar tribün biletini yani üstünde "para ile satılmaz" yazan bedelsiz maç biletlerini millete satmaya çalışan kişiler vardı. madem maça girmeyeceksin bu biletleride bileti olmayan kişilere vermek zorundasın. hadi diyelimki bedavaya vermiyorsun beleşe aldığın bu biletleri ucuza vericeksin. hadi onuda geçtim gişeden bilet almaya çalışan kişiye zorla bilet satmaya çalışmayacaksın.

    4 yaşımdan beri maça gidiyorum. ilk gittiğim maçı tam hatırlamıyorum bile. babam bana anlatırdı "oğlum siz yine sanşlısınız biz geceden stadın kapısında sabahlardık" diye. gerçekten bir yere kadar şanslıyız her ne kadar stadyumdan daracık kapılardan çıksakta geçmişe nazaran şanslıyız. ama bir bakımdan şanssızız, eskiden bütün stadyum eşit şartlarda dolardı. şimdi bakıyorumda üstüne galatasaray forması giymemiş kişiler ceplerinden biletleri çıkartıp paraları koyuyorlar. yaptıkları haksız kazanç bir kenara milletin hakkınıda yiyorlar. çok merak ediyorum bunların kaçı sevdası uğruna kavga edecek yüreğe sahip ? lafa gelince galatasaraylıyız diyen kişiler maç günü dışında galatasaraylılığını askıya alıyorlar.

    önümüzdeki sene yeni bir stadyumda yeni bir taraftar profili ortaya çıkacaktır. her zaman tekrarladığım bir şeyi bir kez daha tekrarlamak istiyorum. bu taraftarın maç dışında toplanıp bu asalaklara karşı güçlü durması gerekmektedir. bu yüzden önümüzdeki sene gücü yeten herkesin kombine alması ve organize halde toplanıp büyüklerini tanıması lazımdır. maalesef çoğu tribün emekçisinin bu durumdan haberi yoktur. ama artık bu taraftarın değişmesi lazımdır.
  • 716
    başkanını sırasıyla serhat ulueren, ahmet çakar, necil ülgen, ibrahim seten tehdit ederken ses çıkarmayan, programlarda kulübüne çeşitlli yollardan iftiralarda bulunulurken önemsemeyen, kendi futbolcusuna küfüre yakın laflar etme cesaretini bulan yorumcunun benzer pozisyonlarda fenerbahçe'li futbolcuya iltifatlı eleştiri yapmasına tepki bile koyamayan, hakemler ali sami yen'de kabadayılık taslarken kadıköy'de sus pus olmasını izlemekle yetinen, futbolda kulübüne suni yatma-yatmama baskısı gibi psikolojik baskı yapılırken baskette ezeli rakibinin resmen yatışını görüp tepkisiz kalan, birde üstüne ali sami yen'de fenerbahçe futbol takımını alkışlayan taraftardır.
  • 717
    geçenlerde genç bir kardeşimiz pm atarak tribünlerdeki değişimi yazmamı istedi. bu ara işlerimin yoğunluğu nedeni ile onun bu arzusunu gerçekleştiremedim henüz. ilk fırsatta yazacağım. bu arada yolda izde sürekli aklımda bu konu var. nereden başlasam nasıl anlatsam diye. birdenbire mahalle takımı'nın şebeke başlığında #379726 nolu entryisini okurken şu satırlar çarptı gözüme;

    "30 sene önce galatasaray gol attığında, bizler en az 2 dakika gol sesi çıkarır, maçın önemine göre en az 5-6 sıra aşağılara yuvarlanırdık. bakıyorum şimdi gol sevinçlerine de, yalandan bir ''yeah'' dan başka bir şey yok."

    evet budur.

    tribünlerdeki değişimin en önemli göstergelerinden birisi budur işte. hakikaten o nasıl sevinmekti be kardeşim. en az üç beş dakika sürerdi insanların havaya zıplayıp yere indikten sonra birbirlerine sarılması. kitle halinde birbirimize sarılırdık. belkide tribünü bu kadar sevmemizin nedeni buydu. komünist ile faşist, dinci ile kemalist, doktor ile hastabakıcı sarmaş dolaş oluyordu o tribünde.

    örneğin. tribünde hiç tanımadığı adama böyle sarılan bir doktorun muayeneye gelen hastasına aksilik yapması düşünülebilir mi!!! kim bilir, 1980 öncesi türkiye bu kadar karışmışken o sağ sol kavgasının tribüne sıçramamış olmasının ve tribünlerin bu kadar rafine kalmasının nedeni buydu belkide. takımdaşlık duygusu ile birbirine bu kadar sarmalanmış sağcının veya solcunun tribünden tanıdığı ve gol sonrası bu kadar candan sarmaş dolaş olduğu insanla ölümüne bir kavgaya girebilmesi mümkün mü!!!

    1980 açık faşizm döneminin toplumda yol açtığı dönüşümlerin en önemlisi bu olmalı işte. o allahın belası açık faşizm döneminden sonra topluma sindi bu birey ve bireycilik kavramı ile karizmatik olma yavşaklıkları. mahalle takımı'nın dediği gibi, şimdi gol atıldımı, aman karizmayı bozmayalım veya yanımdaki kim acaba düşüncesi ile kendi benliğine değer biçme çabaları sonucunda yalandan bir "yeah" ve başka arayışlar.
  • 718
    2009-2010 sezonundaki başarısızlığın sebebini bir türlü bulamayan taraftar kitlesidir.

    adnan polat ve yönetimi harika iş çıkarmıştır çoğu kişiye göre. dünya çapında bir hoca, dünyaca ünlü oyuncular getirmiştir. stad bitmek üzeredir, şirketleşmeye adım adım yaklaşılmıştır. en kritik anlarda, kritik oyuncuları değiştirme cesaretini göstermiştir.* e peki ya sportif başarı ?

    frank rijkaardın da eleştirilme durumu olamaz çoğumuz için. takıma, sezonun başında gelmiştir, yani bu ekip onun ekibidir, fakat sezon sonunda takımın kadro darlığından yakınmıştır. çoğu taraftara göre mustafa sarp-mehmet topal-ayhan akman-barış özbek gibi oyuncularla orta saha kurgusu kurulamaz, yani rijkaardın bir günahı yoktur aslında. kadroda sürüyle kanat oyuncusu varken, orta saha yerine gioyu alan benmişim gibi..

    elano candır, belki pozisyonunu daha bulamamıştır taraftarlarımıza göre. kewell zaten ilahtır. ocakta gönderilmeyip, takımın yarım da olsa en azından varolan forvet iyi ki gönderilmiştir uğruna. varsın 4 ay oynamasın, varsın çıkıp dünya kupasına iyi hazırlandım, 2-3 maçta da oynarsam süper olacak deyip bizi sallamasın, önemli değil. bize bir gülsün yeter..

    taraftar olarak biz zaten müthişizdir. başımızdakiler tarafından inanılmaz yönetiliriz. en kritik anlarda sen var ya seni söyleriz, italyan asıllı berdan mardini gibi bir galatasaraylıyı anarız. bağımsız oluşumumuzdan bir kısım, en kritik maçta toplu olarak kombinelerini satar, ama olsun, gelenler bağırsaydı ama, değil mi ?

    bu başarısızlık ortamı, daha da kafamızı karıştırmıştır. fenerbahce şampiyon olmasın diye bursaspora yatmamız gerektiğini söylemeye cüret edebileceklerimiz bile vardır aramızda. anti fenerbahcelilik, galatasaraylılıgın önüne geçmiştir resmen. yeni sezon kritikleri yapılması gerektiği yerlerde, rakibin türkiye kupasıyla falan uğraşılır olmuştur her platformda, bize neyse..

    bu satırları, bu sezon takımına karşı tüm vecibelerini yerine getirmiş bir taraftarın ferahlıgıyla yazıyorum. kesinlikle hocamız başımızda kalmalıdır, cok büyük bir oyuncu revizyonuna gidilmemelidir, başkanımız da başımızda kalmalıdır. bunların hepsine katılıyorum.

    ancak, bu kadar iyinin içinde, başarı neden gelememiştir o zaman ? işte galatasaray taraftari olarak zaman, bunu tartışmanın zamanıdır...
  • 722
    acilen aktarlara uğrayıp çok sağlam bir kına satın alımı yapması gereken taraftardır.

    bu takım şampiyonlar ligine gidecek, rijkaard total futbol oynatacak, biz şerefsiz takım mıyız maç satacağız bursa'ya?

    üstteki gibi deli saçması masallarla fenerbahçe'nin 2009-2010 sezonu şampiyonluğunda fener taraftarından çok katkısı bulunan her taraftar, bol bol kınaları istedikleri yerlerine sürebilir.
  • 723
    profili fenerbahçeli taraftar profiline iyice kaymıştır artık. kendi şampiyon olamadı dye üzüleceğine rakibi şampiyon oldu diye üzülenler de baş göstermiştir. tepkiler kendilerinin şampiyon olamamasına değil rakibin şampiyon olmasına göre verilmektedir. bursa şampiyonluğu garantilemiş olsa acaba bu kadar sinirli olurlar mıydı merak etmekteyim...
  • 724
    görüyorum da başlıkta oldukça olumsuz eleştiriler bulunmakta. eleştiri iyidir ama önce eleştirene bakmak gerekir. 800 küsür iletide yazanlar sanki galatasaray taraftarı değil. burası başka bir takımın sözlüğü ve biz o sözlükte galatasaray taraftarına laf atıyoruz.

    ulan galatasaray taraftarı biziz. fener taraftarına dönmemek de, sen varya sen'i söylememek de(ben beğeniyorum) bizim elimizde. kına yakacaklarsa önce biz gidelim aktara. çünkü en büyük galatasaraylı benim. bu yazıyı okuyan sizlere göre de en büyük taraftar sizsiniz. taş basacaksak ilk basması gereken benim. çocuğumu yetiştiremeyip onu eleştiren de benim.

    siz biz durumu mu var yoksa içimizde. sen varya sen bestesini söyleyen biz değilsek kim? ardaya beste yapan biz değilsek kim? fener şampiyon olacak diye üzülen biz değilsek kim?

    kardeşim galatasaray taraftarı biziz. tüm bunları yapmak ya da yapmamak bizim elimizde. numaralı, kapalı altı bir yana bırakıyorum. sen eski açığa geliyorsan bağırmazsın olur biter.

    ama diyeceksiniz ki ultraslan. o reis, bu reis. e kardeşim biz bu oluşumdan uzak oldukça o reis bu reise kalmaz mı meydan?

    eğer bir suçlu varsa bu en başta biziz. tribüne emek vermeyerek, orayı düzeltmek yerine kaçan biziz suçlu. burada da kimseye laf atmaya gerek yok. suçlu biziz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın