• 717
    geçenlerde genç bir kardeşimiz pm atarak tribünlerdeki değişimi yazmamı istedi. bu ara işlerimin yoğunluğu nedeni ile onun bu arzusunu gerçekleştiremedim henüz. ilk fırsatta yazacağım. bu arada yolda izde sürekli aklımda bu konu var. nereden başlasam nasıl anlatsam diye. birdenbire mahalle takımı'nın şebeke başlığında #379726 nolu entryisini okurken şu satırlar çarptı gözüme;

    "30 sene önce galatasaray gol attığında, bizler en az 2 dakika gol sesi çıkarır, maçın önemine göre en az 5-6 sıra aşağılara yuvarlanırdık. bakıyorum şimdi gol sevinçlerine de, yalandan bir ''yeah'' dan başka bir şey yok."

    evet budur.

    tribünlerdeki değişimin en önemli göstergelerinden birisi budur işte. hakikaten o nasıl sevinmekti be kardeşim. en az üç beş dakika sürerdi insanların havaya zıplayıp yere indikten sonra birbirlerine sarılması. kitle halinde birbirimize sarılırdık. belkide tribünü bu kadar sevmemizin nedeni buydu. komünist ile faşist, dinci ile kemalist, doktor ile hastabakıcı sarmaş dolaş oluyordu o tribünde.

    örneğin. tribünde hiç tanımadığı adama böyle sarılan bir doktorun muayeneye gelen hastasına aksilik yapması düşünülebilir mi!!! kim bilir, 1980 öncesi türkiye bu kadar karışmışken o sağ sol kavgasının tribüne sıçramamış olmasının ve tribünlerin bu kadar rafine kalmasının nedeni buydu belkide. takımdaşlık duygusu ile birbirine bu kadar sarmalanmış sağcının veya solcunun tribünden tanıdığı ve gol sonrası bu kadar candan sarmaş dolaş olduğu insanla ölümüne bir kavgaya girebilmesi mümkün mü!!!

    1980 açık faşizm döneminin toplumda yol açtığı dönüşümlerin en önemlisi bu olmalı işte. o allahın belası açık faşizm döneminden sonra topluma sindi bu birey ve bireycilik kavramı ile karizmatik olma yavşaklıkları. mahalle takımı'nın dediği gibi, şimdi gol atıldımı, aman karizmayı bozmayalım veya yanımdaki kim acaba düşüncesi ile kendi benliğine değer biçme çabaları sonucunda yalandan bir "yeah" ve başka arayışlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın