• 36848
    top bizdeyken daha hızlı oynamadıkça ve top rakipteyken "gerçek" baskı yapmaz, dostlar alışverişte görsün diye topa ayak soktukça hiç bir takımı yenemeyiz. 3 ekim 2024 beşiktaş karşısında frankfurt'u seyrettik az önce. bundesliga'nın orta sıralarında bir ekip değil mi. nasıl tempolu oynuyor, nasıl sert ve hızlı oynuyorlar gördük. nasıl alan kapatıyorlar, rakibin kendilerinden zayıf olduğunu bildikleri halde nasıl saygı gösteriyorlar oyuna? galatasaray'daki yıldızların hangisi var frankfurt'ta? icardi? osimhen? mertens? torreira? sanchez? hangisi... ama maazallah yarın bir maç yapsak almanlarla nasıl bir sonuç çıkar aklıma geldikçe içim daralıyor. bu sene umarım hem biz taraftarlara, hem teknik ekibe, hem yönetime ders olur. artık şöhretli değil mücadele edecek karakter almalıyız. yoksa bu doymuşluk, bu ciddiyetsizlikle rfs'yi de, tfl'yi de hrn'yi de yenemeyiz ama küçümseriz.
  • 36849
    tarihinde bundan daha kötü bir kadro planlaması yapılmış mıdır emin değilim. belki bugünkü tablonun yanına, forvetsiz bırakıldığımız dönemi koyabilirim.

    orta saha uzay boşluğu tadında eksik, kanatların rotasyonu skandal. barış alper yorgunluktan bayılacak ama yerine birini atamıyorsun. sezon başında en fazla oyuncu olan mevkide şimdi adam kalmadı.

    sağ bek desen apayrı komedi. güldür güldür parodisi gibi. 11 milyon euro verdiğin adamın yüzüne bakmıyorsun. sol bek desen jacobs’a bir şey olsa yedeği yok, merkez oyuncusu berkan’ı çekeceksin oraya.

    takımın hocası zaten futboldan umudu kesmiş aman acun dostuma laf gelmesin derdine düşmüş, bir yandan da hadise’yi kovalıyor. yakında o ses türkiye’ye jüri olur, zira teknik direktörlükle bir alakası kalmamış.

    gel de bu takımdan başarı bekle.
  • 36850
    önce gülelim:
    https://x.com/...950572590531064?s=46

    ilk tiviti maçtan önce görüp beğenmiştim zaten. havada tromsö kokusu vardı zaten.

    şimdi de “aneliz”. topun olduğu yerde hep fazlaydık ama top kapamadık. videolu kanıtı aşağıda. 6 kişi 2 kişiden top alamıyor. sonrasında bu takımın 3 as adamı anlamsız top kayıpları yapıyor. bugün çok dedim hoca ciddiye almış ama takım almamış diye. en güzel örneği aşağıda:

    https://x.com/...964205169066465?s=46

    (bkz: 3 ekim 2024 rfs galatasaray maçı)
  • 36851
    ironi ama şaka kaldırmayacak yolda olan takımımız. okan hoca’nın hiç almadığı sorumluluğu alıp elini taşın altına koyması gerekiyor. ya da artık birinin çıkıp bunu yapması gerekiyor. bu ateşten gömleği hemen şimdi giymesi gerekiyor. hoca 3 senedir takımın başında. 3 senedir bu takıma yığınla üst düzey transferler yapıldı. herhalde bir daha bu takımda böyle bir dönem göremeyeceğiz. şu ekonomik şartlar altında yapıldı hem de. ısrarla bu şartlara rağmen yazıyorum. defalarca da yazarım burası gerçekten çokomelli. sırf hocaya toz kondurmamak için hep suçu dışarıda arıyoruz, başkalarında arıyoruz. futbolcularda arıyoruz. yönetimde arıyoruz. yeter artık gerçekten. bizzati bu durumun yüzünden bu camianın aklı bir karış havada geziyor. tamam bu adamlar suçsuz değil demiyorum. ki yönetim ayrı bir dava belki de. ama camia gerçeklikten kopmuş, birkaç cılız sese tahammül etmiyor, bir şeyler anlatmak isteyeni dinlemiyor, dahası rövanşistlik var gibi her eline geçen fırsatta agresif biçimde laf sokma telaşına giriyor. mantığını kaybetmiş, aklını yitirmiş gibi davranıyor.

    ama bir noktayı sürekli atlıyoruz. bu takımın yarınları var. ve bu kulüp bu takıma yüzde yüz bağlı. belki de hiç hata kaldırmayacak noktadayız. camia hele de en başta hoca bunun bilincinde olmalı artık. buradan bu kulübün ayağı bir kayarsa hele ki sonrasında saçma sapan yönetimlerin kucağına düşersek, bir de üstüne dışarıdan da bizi yerlerse birden bataklığın içinde buluruz kendimizi. ben bu kulübü 20 senedir izlerim son 10 senesinde daha da farkındalığım yüksek. emin olun, yeniden kendisine gelene kadar seneler heba olur. bu günleri geçtim finansal fair cezası yediğimiz dönemi bile mumla ararız. bu noktadan sonra hiç bahane şu bu yok. bu kulüp her zaman en kritik noktalarda radikal kararlar alabilecek, analitik ve realist bir yapıdadır artık. iş o noktaya gitmeden ve aynı çukura belki de daha beter şekilde düşmeden bu takım için gerekenler bir an evvel yapılmalıdır.
  • 36855
    sadece tek bir oyun planı olan futbol takımı. 2 sene önce 0-7'lik başak maçından sonra ligi süpüren pres ve karşılama takımının oyun planı hala 'taklit' edilmeye çalışıyor. boey gibi bir hayvanın yerine %90 daha az atletizme sahip kaan ile taklit ediliyor. rashica'nın idamesi yok. mertens eyt olmuş emekli maaşı kuyruğunda. icardi sakatlıktan yeni dönmüş beli dönmüyor. orta sahadaki boşluğu bi nebze davinson dinamizmi ile dolduruyosun yetmiyor.

    ve en acısı bu tekdüze sistemi uygulayan adam hala bahane uyduruyor. yeni bir şey denemeye ödü koparken suçu sahada, futbolcuda, hakemde buluyor. aklım almıyor, çıldırıyorum, kafam bulanıyor lan. yeter ya yeter. biz fatih terim'i yedik hem de kaç kere, yine yeriz okan da sen hayırdır ya. sen bizi deli mi edeceksin. yeter amına koyim, beceremeyeceksen git, küfür etmek istemiyorum.
  • 36856
    ön alan baskısını geri kazanması gereken takımdır. bu takımın en önemli özellikleri az gol yemesi ve ön alandaki agresif presiydi. şu an ikisini de yapamıyoruz. bu takımın bir an önce fabrika ayarlarına geri dönmesi gerekiyor. her maç rakipler orta sahayı elini kolunu sallayarak geçiyor.
    4-2-3-1 veya 3-5-2 hangisini oynarsak oynayalım bu takımın orta sahası kaan torreira sara olmalıdır.
  • 36857
    ne oynadığı belli olmayan, düşük seviye antrenman yapan takım. oyuncuların seviyeside bu nedenle düşüyor. geçen seneki takımla bu seneki takım aynı değil ve aynı oyun oynatılmaya çalışılıyor. bu oyun elindeki oyuncu grubuna göre oynanır. zaten antrenman bile yapılmıyormuş doğru düzgünde neyse. her zamanki gibi 2 şampiyonluk sonrası duraklama dönemine girmiş bulunmaktayız, emeği geçenleri tebrik ediyorum. bu kadar para harcayıp bu işi becermek ayrı bir başarıdır.
  • 36858
    teknik direktörlerinin gevşekliği, rahatlığı, vurdumduymazlığı işlerine gelen, iliklerine kadar işleyen ve bu durumdan sonuna kadar nemalanan futbolcu grubu.

    sezon başından beri tutturulmuş bir "futbolculara güvenelim çünkü onlar kendilerine çok güveniyorlar, bizim de onlara inanmamız lazım" masalı; bu masalın gölgesinde çocuk yuvası haline gelmiş, kreş haline gelmiş florya'nın bütün hataları halının altına süpürülüyor. bu takımın sahip olduğu birikmişliğin adı asla güven/özgüven değil. bunun adı rahatlık, bunun adı şımarıklık, bunun adı lakaytlık. iki aylık zaman dilimi içerisinde bu takım beşiktaş'tan bir kupa finalinde 5 yedi, young boys adlı bir takıma şampiyonlar ligi ön elemesinde her iki maçta da yenildi, kasımpaşa'ya kendi sahasında 3-0'dan puan verdi, rfs adlı bir letonya takımına 2-0'dan puan verdi, az daha yeniliyordu. bütün bunlar iki aylık zaman diliminde oldu. karşılığı ne oldu peki bu yaşananların? koca bir hiç. cezayı geçtim, bütün bunları yaşatan oyuncu grubu teknik heyet ve taraftar tarafından ödüllendirildi. beşiktaş'tan 5 yiyen, şampiyonlar ligi ön elemesinde galatasaray'ın elenmesine sebep olan, üstüne yetmezmiş gibi sırf gol attı diye rakip futbolcuya tekmeyi yapıştıran muslera'ya ne yapıldı bu kulüpte? bir günlük verilen izin süresini bile anında ikiye, keyfine göre üçe çıkartan; bir yılı aşkın süredir derdi tasası bitmeyen icardi'ye ne yapılabildi? bize ne icardi'nin özel hayatından? bize ne icardi'nin arjantin'inden, italya'sından, fransa'sından? bize ne her nedense bir senedir bitmek bilmeyen sakatlığından, formsuzluğundan? sahada her pası hatalı olan, galatasaray'ın rakip yarı alana yerleşip set oyununa geçememesinin en büyük sebebi olan, buna rağmen istisnasız her duran topu kullanmaya giden ve hiç eden mertens'e ne yapılabildi? jakobs bile disiplin düşmanı teknik heyetin florya'da yarattığı ayrıcalıklı dünyadan nasiplenmeye başladı, adam her izninde soluğu fransa'da alıyor ve sahip olduğu takım ile ilgileniyor. günübirlik izinde dahi yapıyor bunu. ancak bütün bu rahatlığın, bütün bu gevşekliğin sorumlusu futbolcular değil. onlar sonuç, neden değil. onlar sadece farkına vardıkları bu otorite boşluğundan dibine kadar faydalanıyorlar. iyi niyetli değiller benim gözümde ama at sahibine göre kişner. bu takımın bu kadar rahat, bu kadar umursamaz ve "hallederiz ya" kafasında olmasının tek sebebi okan buruk'tur. "oyuncularıma çok güveniyorum, onlar hallederler" cümlesinden başka bir şey bilmeyen; icardi, muslera, mertens başta olmak üzere birçok futboldan ödü kopan teknik heyet galatasaray futbol takımının en büyük problemidir. şu takımın başında idman kalitesini ve sertliğini iki katına çıkartacak, florya'daki kreşi kapatacak ve florya'yı olması gerektiği gibi son derece ciddi ve profesyonel bir futbol takımı tesisi haline getirecek bir yabancı teknik adam olsa, yaşanan bu rezilliklerin en fazla bir tanesi gerçekleşir, o rezillikten sonra gerekli yaptırımlar uygulanır, ve bambaşka bir futbol takımı izletilirdi taraftara. disiplinli, güçlü, kariyerli bir yabancı teknik direktör diyorum; riekerink, torrent demiyorum. ama şu an elimizde olan böyle bir teknik heyete, böyle de bir takım. kimse kusura bakmasın.
  • 36859
    (bkz: #4051735)

    kötü bir dönem geçiriyor doğru ama bunu tersine çevirip şikecileri, algıcıarı, düzen yalakalarını tokatlayacak olan yine kendileridir.
    evet yapıcı eleştri yapılacak mensupları da var fakat kimseyi de bu trollere yedirmemeliyiz.
    en kısa sürede yüzlerin güldüğü, keyifle oynayan haline dönmesi için yanlarında olmalıyız.

    tanım: ilklerin ve enlerin takımıdır.
  • 36860
    28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçının üzerine 3 ekim 2024 rfs galatasaray maçını ekleyerek ne yapmak nereye varmak istemekte olduğunu hiddetle merak ettiğim takım.

    kendilerine bu sonuçların normalleşebileceği fikrini kimin verdiğini bilmiyorum ama aldıkları bu fikri hiç de doğru bulmuyorum.

    hem mahallemiz bakımından, hem genel bakımından...

    büyük galatasaraylı ferhan şensoy'a rahmet olsun...
  • 36861
    osimhen transferinden sonraki oyunu 2011-2012 galatasarayiyla bile kiyaslayanlar vardı.zorlama analizlerle o oyuna inanılmaz bir sofistikelik atfettiler yalnız olan şey osimhen'i fizigi ve yunus'la ilk kez elde edilen adam geçen orta saha farkiydi. inanılmaz övülen fenerbahçe ve paok maclarinda daha maçın başlarında sayısız pozisyon verdik, bu maçların bambaşka bir senaryoya evrilmesi hicten bile değildi. geldiğimiz noktada yanlış bir kadro mimarisi ve mertens-icardi gibi oyunculara verilen gereksiz bir ayrıcalık takımın oyununu tamamen kitliyor. oyuncu kusturmemek için yanlış kadrolarla çıkılıyor, yanlış oyuncu korner atıyor, yanlış oyuncu frikik kullanıyor. hoca takımın kontrolünü eline almadıkça duzelecegimizi düşünmüyorum.
  • 36862
    galatasaray'da bu yıl parıltı saçan oyuncular yunus, sara, osimhen, jakobs, davinson. 4'ü yeni. 1'i de çok atletik. bu bile takımın sisteminde bir sorun olduğunu bas bas bağırıyor. takım baskılı hücum oynamaya çalışıyor. genç ve mücadeleci adam lazım. orta sahada yoğunlaşman lazım. bu oyun anlayışına ters bir sürü oyuncu oynatıyor hoca. kendi oyun anlayışıyla çelişiyor. en son bu durumu yaşlanmış fatih terim'de görmüştüm. o da pas yapamayacak oyuncular aldırıp set oyunu oynamaya çalıştı. ama fatih hoca artık her şeyi kazanmış ve kariyerinin sonunda bir şeyler denemeye çalışıyordu. okan hocaya ne olduğunu anlamadım hakikaten.

    kaan ayhan kendi deyimiyle bir orta saha. geçen yıl en iyi oynadığımız maçlarda orta sahadaydı. koşamayan, hareket edemeyen, her maç sarı kartı cebinde bir sağ bek olarak kaan'la oynayacağıma, orta sahada oyun görüşü yüksek, hem orta saha da hem defansta 1 kişi fazla olmanı sağlayacak, teknik, pas kalitesi iyi kaan'ı ve sağ bekte git gel yapan, yorulmayan, enerjik jelert'i denemek bu kadar zor mu? jelert demişken hocam bu kaçıncı artık? bu yılın şanslıları da jelert ve batshuayi oldu. bu kadar fazla oyuncu harcayamazsın. gençleri saymıyorum bile çünkü bir maçta kısıtlı 5 dakikada bile ışık veren bir daha forma bulamıyor. okan hocam yıllarca inşallah kalıp başarılı olursun ama bu kadar adam harcarsan giderken fazla kimse kalmayacak yanında.

    mertens gol atıyor asist yapıyor diye oyundan çıkarılmıyor ya da her maç oynuyor ama bir gol atıyorsa 6 atağı hiç ediyor. pas şiddetini, pas yönünü, pas zamanlamasını, şutunu, top kontrolünü ayarlayamıyor artık adam. bu her maç böyle. adamı seviyoruz orası ayrı ama bu kaçıncı maç oldu? taraftarı eleştirmek için skor taraftarı deniliyor ama bizim teknik heyet de skor teknik heyeti. atılan goller ve asistler kötü oyunu hep maskeliyor.

    takım genç, atletik ve teknik oyuncularla acayip ışık veriyor ama bir taktik bir yönetim bir otorite sıkıntısı var teknik heyette. umuyorum galatasaray futbol takımı kağıt üstündeki ağırlığını sahada gösterir artık. 5 hayal kırıklığı bir sezon için bile fazlayken 12 maçta bunların olması artık oturup ciddi düşünmeyi gerektiriyor.
  • 36863
    kadrosu derinlik anlamında yetersiz, bunu osimhen geldiği gün burada yazmıştık ama herkes transfer sarhoşluğundaydı. osimhen'in üzerine bek yedeği, 6 numara yedeği ve kanat gelmeliydi, transferin son günü sallai geldi ve onu da avrupa kadrosuna yazamadılar.

    hal böyle olunca ne oluyor, özellikle milli takım oynayan yerli oyuncularımız bitik durumda. barış, kaan ve abdülkerim'in sahada yürüyecek hali yok. mecazi olarak da söylemiyorum, oyuncuların her hali bas bas bağırıyor biz bitiğiz diye. bunların yanında torreira hiç görmediğim kadar yorgun görünüyor. mertens'in zaten artık yaşı kaldırmıyor bu tempoyu. icardi sakatlıktan yeni çıktı. yunus, jakobs, sara ve davinson nispeten iyi görünüyorlar ama bu oyuncular da kadroya yeni dahil oldular, o yüzden giden maçı tutacak, döndürecek alışkanlıkları yok.

    hoca suçsuz mu, yani kadrosunun derin olmaması onu aklar mı aklamaz. çünkü takımı son iki maçı da her şeye rağmen kazanma seviyesine getirdi. birinde ikinci yarıya 3-1'le, diğerinde 2-1 ile girdi. buralarda sen hoca olarak oyunu tutabilmeyi biraz aşılayacaksın takımına. bu sadece söz ile de olmaz, yapacağın değişiklerle olur. örneğin rfs maçında ikinci yarıya çıkarken dili dışarı çıkmış mertens'i kenara alıp berkan'ı oyuna atabilirsin. rakibinin zaten geçiş kovalamak dışında yapabileceği hiçbir şey yok, onu da çok vasat seviyede yapıyorlar, berkan-torreira-sara ortasahası ile savunamaman imkansız. emin olun berkan sahada olsaydı yediğimiz ikinci golde oraya çoktan kademe götürmüştü. bazen böyle basit şeyler skoru rahatça tutmanızı sağlar.

    ben hocanın geldiğinden bu yana oyunu tutma adına kendini hiç geliştirdiğini düşünmüyorum. bu belki de en büyük eksiği. sanki ikinci bir ön liberoyu oyuna atarsa kıyamet kopacak gibi davranıyor. mesela kasımpaşa maçında da osimhen sakatlanınca yerine mertens'i alarak başlıyor. yahu zaten 3-1 öndesin, takımın yorgun, niye mertens? oyuna orda da berkan'ı veya torreira'yı atması gerekiyordu. 63'te berkanı aldı ama kimin yerine? sara. yine ortasahada sayıca fazlalaşmayı tercih etmedi. garip bir durum gerçekten.

    oyunu tutmak diyorum, zaten bu adı üzerinde olan bir şey. oyunu kanatlarda tutamazsınız değil mi? ya da santrafor hattında da tutamazsınız. oyunu merkezde tutabilirsiniz. bunun da tek yolu merkezde sayıca fazlalaşmak. geçişleri önlemek ve tempoyu düşürmek. sen merkezde sayıca fazlalaşmaktan günahmış gibi kaçıyorsan sürekli olarak bunlar malesef kaçınılmaz oluyor. ders almak lazım artık.
  • 36864
    yıllardır yeni fatih terim'ini aradıktan sonra onu bulan (bkz: okan buruk) takımdır. artıları, eksileri, hataları, yanlışları ve oynatmaya çalıştığı futbol ile fatih terim'in ilk dönemlerini hatırlatıyor okan hoca...
    ama galiba eksiği yeni bir fatih terim değil yeni bir (bkz: karl heinz feldkamp) bulmak olan takımdır. (bkz: jupp derwall) diyemiyorum çünkü artık ülkenin ve taraftar profilinin dinamikleri bu şekilde bir dönüşüme fırsat tanımaz. zaten sorunumuz da bir parça bu...
    eskiden bundesliga'da şampiyonluk yaşayan bir hocayı hemen ertesi sezon ülkemize getirebiliyorduk. şimdi ne ekonomik ne de sportif yapı buna müsait değil. şampiyonluğu geçtim o liglerin görece başarılı hocaları bile buraya gelmiyor.
    fatih hocanın alıp üzerine koyarak yürüdüğü kadronun oyun ve futbolcu altyapısı da bir alman mantalitesinin sonucudur.
    ülkemiz ile benzer kaderi yaşıyor futbolumuz da. 2 dünya savaşından kaçan bilim adamları geldiler burada gençleri eğittiler, o gençlerin sırtında bir ülkeyi geliştirdik, o gençler hoca oldu onların öğrencileri ile idare ettik ama 3. jenerasyon yani bugünlerde ise durum ortada. futbol da aynı derwall, piontek, kalli ile bir çağ başladi, onların ardından denizli, terim, güneş ekibi ile bir dönem geçirildi, onların öğrencileri de hasbelkader birşeyler başardılar ama sonunda günümüze geldiğimizde durum ortada. 20 yıl öncesinin gençlerbirliği takımı bile şimdinin 3 büyüklerini tokatlar..
    konu nerden nereye geldi ama toplamam gerekirse, okan hoca iyidir hatta başarılıdır da. ama bize gereken gerçekten disiplinli, bizi gerçekten çekip çevirip kendimize getirecek, yeteneği kısıtlı olsa bile şoförle manavla kasapla sahaya çıkan takımlara bile fiziken ezilmeyen takımlar yaratacak hocalardır. eskiden adres alman hocalardı ama şimdi nasıl olur kim bulunur adres neresi olur bilemem.
  • 36865
    24/25 sezonunda iki kişi ile savunma yapmaya çalışmaktadır. 60 m x 70 m toplamda 4200 m2 alanı iki oyuncu ile tutmaya çalışmaktadır. bekleri sürekli rakip yarisahanin orta kısmında olduğundan rakipler ceza sahamiza tek bir diyagonal top ile gelebilmektedir. hücum oyuncularımızın takım olarak organizasyon becerisi zayıftır. topu çevirme hızımız çok düşük, topla mesafe katedip oyunu hizlandiracak veya rakibi eksiltecek tarzda yalnızca bir oyuncumuz var. oyuncularımız doğru zamanda doğru futbolcuya pas atmiyorlar. izlemek eziyet bu sene galatasaray'ı.
  • 36867
    fizik ve kondisyon olarak rezalet durumdaki takım.

    yaz kampını bizimle geçirmeyen jakobs ve osimhen takımın en fit oyuncuları. championship fiziğini koruyan sara ve doğal fiziki kapasiteye sahip davinson dışında takımdaki tüm oyuncular dökülüyor.

    yaz kampı belli ki berbat geçirilmiş, futbolcular gerekirse sacha ve barış (geçtiğimiz yılki) gibi özel olarak çalışmaya zorlanmalı.
    okan buruk'un biraz daha disiplinle mi yoksa motivasyonla mı halleder bilmem ama oyuncuları ikna etmesi şart.
  • 36868
    firtinaya yakalanmis bir gemi gibi, iki ucta cok fena sekilde sallanmakta olan takimimiz. bu kadar calkanti hic iyiye isaret degil, sonumuz hayrolsun. mayistan itibaren yasadigimiz ruh hali degisimleri cok oldu. icerdeki fenerbahce maci oncesi camia motiveydi, keyifliydi, hic yasamadagimiz bir fiyasko yasadik o aksam. beraberlikle bile sampiyon olunacak derbide, 20.dakikada eksilmis fenerbahce'ye mac vermek cok yikici oldu, hic bizlik bir is degildi, trabzonspor'un falan basina gelebilecek duzeyde bir isti. 1 hafta sonra kupayi aldik, sevindik, rahatladik. yazin yonetimsel veya transfer sezonu sacmaliklarini katmiyorum, saha icinden devam ediyorum. super kupa'ya cikildi, yine uzun yillardir gorulmemis bir rezalet, bitik vaziyetten son nefesini toplayip dogrulmaya calisan ezeli rakibine 5-0 ile kupayi verdin, taraftarini soka ugrattin. pesine young boys isini de yasattin, hepimiz dibe vurduk, tutunacak bir dal kalmadi takimla ve teknik heyetle ilgili. oradan bir sekilde ciktin, ligde 6/6 galibiyet, kadikoy zaferi ve pesine paok galibiyeti. o ruh halimiz da uzun yillardir yasanilan bir sey degildi, 3 gun arayla hem derbi hem de kalburustu bir avrupa galibiyeti en son ne zaman aldik hatirlamiyorum. resmen moral seviyemiz zirve gormus, gelecege tekrar umutla bakar hale gelmisken sadece 4 gun icinde kasimpasa ve rfs gibi yine tarihe gececek lekelerle o dip haline geri donduk. bunlar hic saglikli isler degil.

    malesef haddinden fazla yasandi bu sok edici olumsuz maclar. takim ve teknik heyet 2 sampiyonluk getirdi, sampiyonlar ligine 3 eleme gecilip kalindi ve orada united-bayern performanslari muazzamdi kabul. ama yasattiklari olumsuzluklar da az buz boyutta degil ve artik tolerans gosterilecek yeri gecti bana gore. asiri guven kirici bir hale geldiler ki, en tehlikeli seylerden biri de bu. zaten avrupa'da 4.torba diye tanimlayabilecegimiz takimlara takilma yuzdemiz hic az degil, tromso, karpaty, ostersunds, astana vs gibi seyler yasaya yasaya artik korku olusmaya basliyor. winnerligi ile ovundugumuz kulubumuz ogrenilmis caresizlik konumuna geldi, kuralar cekilince geyik yapiliyordu rfs ile ilgili ve malesef gercek oldu. bu saatten sonra daha da artacak bu guvensizligimiz ilerleyen senelerde, kim cikarsa ciksin acaba diyecegiz. zaten belli bir seviyeyle hic yarisamiyoruz avrupada, bari buralari kayipsiz gecelim, takilma olacaksa ayda yilda bir olsun, ama kabak tadi veriyor artik. hani bir de bu saydigim rezaletlerin cogu sene basindaydi, veya o takim sonradan degisti yenilendi sezon icinde, elenen takimdan cok farkli kadrolar kuruldu. bu mevcut takim guya son 2 senenin sampiyonu, tarihin en fazla parcanan en fazla maas odenen, degeri en yuksek takim, bu haldeyken ekim ayinda yasiyorsun bu rezaleti, asla kabul edilir degil.

    bir baska guven kirici unsur da, 4 gun icinde tekrar farkli one gecip skoru kaybetmek. bu saatten sonra kolay kolay rahat mac izleyemeyecek taraftarin, 4-0 bile yapsak acaba diyecegiz, oyuncular da diyecek bunu, hatta rakipler de. kimse bize karsi umudunu kaybetmeyecek, seviyesi ne olursa olsun geri donebilme sansi var cunku belli ki. cok buyuk bir psikolojik yenilgi oldu bu surec ve telafiye mecbur bir hale geldi. elbette sezonun baslarindayiz, hem lig hem avrupa iddiasi yuksek bir durumdayiz, ama bir seylerin degistigini gormek mecburiyet oldu, taraftara borcu var bu takimin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın