• 579
    market değeri 9.4m euro olan takıma karşı 2-0 öne geçip 54. dakikada 2-2'yi verip hiçbir varlık gösteremediğimiz maç.

    54'ten 90+4'e kadar silkelenip kendilerine gelseler, rakibi sağlı sollu boğup gol atamasalar içim biraz soğurdu yine. derdim ki ulan laubalilik yaptılar, kendilerine geldiler ama şansları da tutmadı. yine kızardım ama böyle değil. resmen 54'te golü yedikten sonra aynı saçmalığı izlemeye devam ettik.

    90+4'te sağdan soldan saldırmamız gereken dakikada rakip korner atıyordu. çünkü hoca yine 5 değişiklik yaptığında kimse nerde durması gerektiğini bilmiyordu.

    3 ağustos 2024 galatasaray beşiktaş maçında 5 yedik ama bu maç kadar utanmamıştım okan buruk adına.
  • 580
    3-0’dan 3-3 biten kasımpaşa maçında herkes hocaya kızdı ama ben oyunculara kızdım. hoca 3-0 olmuş maçta hamleleri kötü olsa dahi oyuncular o skoru tutmak zorundaydı.

    bugün herkes topçulara da kızıyor ancak bu kez ben sadece hocaya kızıyorum. birden forveti çiftleme hastalığını falan geçtim zaten, bambaşka bir saçmalık var.

    yahu köy takımlarıyla oynuyoruz. niye oyewusi 90 dakika deplasman maçında nelsonla içerde apoyla 1v1 atıyor? zaten 10 kişi yapanıyorlar, tek hücum eden adamları niye sürekli 1v1?

    bu maçta 9 ve 17 numarayla hücum ettiler. tüm maç apo ve sanchezle 2v2 kaldılar. seken toplarda ne kaan var ortada ne jakobs ne toriera. kimse defansif yardıma gelmiyor. sen rakip kaleci uzun attığı her pozisyonda 1v1 kalacaksan kadro değerin 9 a 300 olsa ne olur? sen takım olarak savunma yapmadıktan sonra takımın pahalı olsa ne farkeder? sanchez orta sahada taçta bacak arası yiyor adamın önü günaya kadar bomboş. apo kafa topu verdiği an adam karşı karşıya. noluyor yahu ne bu defans yapmama? neden bizden zayıf takımlarla oynadığımız her maç apo ya da davinson 90dk 1v1 güreşmek zorunda? ben tonla maç izliyorum hiç bir büyük takım stoperi tüm maçı kendi sahasında rakip forvetle başbaşa oynamıyor. biz stoperlerimize ve takımımıza neden bu zulmü yapıyoruz anlamıyorum. sen 10 tllik oyewusiyi nelsonla tüm maç yarı sahada tek başına bırakırsan, o adam 5 kişinin savunduğu icardi’den de osimhen’den de tehlikeli olur. kadro kalitenin de hiçbir önemi kalmaz.
  • 581
    rakip takımın yedek oyuncularından bir tanesinin aynı zaman da kendi ülkesinin ampute milli takım oyuncusu olduğu takima karşı oynadığımız müsabakadir.

    hala bu soğuk deplasman sehrindeyiz ve gerçek anlamda gece sadece 15 dk uyuyabildim ki asla uyku sorunu olan biri değilimdir. osimen yok diye böyleydik diyen teknik heyete çok güzel kelimeler biriktirdim. harcamayı bekliyorum.
  • 582
    güncel uefa kulüpler sıralamasında 57. sırada bulunan galatasaray'ın 165. sırada bulunan rfs'e konuk olduğu müsabaka. letonya takımının bu maç dahil son 5 yılda elde ettiği uefa katsayı puanı 8000 iken galatasaray'ın aynı periyod derecesi 28500.

    bu puanların anlam ifade etmesi için şöyle bir örnek verilebilir. galatasaray'ın, özellikle sparta prag eşleşmesiyle taraftarın ağzında acı bir tad bıraktığı 2023-24 sezonu avrupa macerasında topladığı puan 8000.

    böyle bir takıma karşı galatasaray dün bir tanesi kişisel beceriyle yoktan var edilmiş iki pozisyonla 2 gol bulup maçın sonunu beraberliğe sidik zoruyla getirebildi.

    bu yönleriyle galatasaray tarihi açısından hatırı sayılır bir rezalettir. 28 eylül 2024 galatasaray kasımpaşa maçının üzerine gelmesi ise rezalet tarafının yanı sıra ciddi bir krizdir.

    gerçekten çok ağır ifadelerle eleştirilmeyi, tartışılmayı hak etmektedir de.
    hadi neyse...
  • 585
    dün ikinci yarısı yağmur altında geçen maçta ev sahibi tribünlerle birlikte izledim maçı. gerçekten hem şu herifleri mutlu ettiğimize hem de oynanan kötü futbola çok üzüldüm ve sinirlendim bu yağmur çamurda.

    sahadan canlı görebildiğim kadarıyla çok etkisiz bir icardi, batshuayi vardı. takım yaratıcılıktan çok uzak gözüküyordu. barış’ın yorgunluğu yüzünden tüm yük sara ve yunus’a kalmış durumda. mertens, fizik güç ön plana çıktığı an geride kalıyor.

    barış’ın ikinci yarı zorlamaları hariç tribünde heyecanlanmadım bile, öyle uyuşuk bir futbol vardı sahada. çok üzücü gerçekten şu takıma üstünlük kuramamak.
  • 587
    uzun uzun analiz kasılacak bir maç değil. yenmen gereken bir maç ve yenemiyorsanız hoca ve takım olarak komple suçlusunuzdur ve affedilmeniz zor. barış alper mertens ve kaan ayhan. malesef sahada yoklardı. özellikle barış ve mertens adeta yokları oynadı. ıcardi ve mertens aynı anda sahada olmuyor. okan hoca bu maçıda bariz hatalarla kendi elleriyle rakibe verdi.
  • 589
    benim için hayal kırıklığı yaratan maç, puan kaybından veya skordan ziyade, 2-2 devam eden bölümde gol ararkenki çaresizliğimiz ve organizasyonsuzluğumuzdu. o bölümde 10 kişiyle kapanan rakibe karşı tek yapabildiğimiz sanıyorum sırf 2 forvet sahada diye (icardi - bats) kanattan ortayla gol aramaktı. maç boyu 40 ortamızda sadece 6 isabet bulabilmişiz.

    rfs takımı, avrupa ligi ilk maçında kadrosunda kimin oynadığını bile bilmediğimiz, romanya ligi'nde 10 maç sonunda 13 puanla 9. sırada olan steaua bükreş'ten 4 gol yemiş takım*. fakat biz 2-0 öne geçtikten sonra kalan 60 dakikada, hele hele 3. bölgede kamp kurma raddesine gelmişken 1 gol dahi atmayı başaramadık. burada oyunculardan ziyade top okan hoca'ya dönüyor. aynı şeyi yapıp farklı sonuç bekleyerek süreyi erittik sadece ve işte bu benim kabullenemediğim durum.
  • 590
    (bkz: #4051879)

    golü kalemizde görene kadar kötü oynadığımızı düşünmediğim maç.

    ne olursa olsun deplasmanda, hele de böyle halı sahadan bozma bir stadyum ve ortamda maç yapmak alışık olmayanlar için kolay bir şey değil. ona rağmen skoru bulduk, rakibi de oyunda tamamen sindirdik adamlar bildiğin yoktu sahada. bildiğin bazı oyuncularımızın ciddiyetsizliği yüzünden 2 puanı altın tepside sunduk adamlara. bu sonucun yapılan/yapılmayan transferlerle, sahaya çıkan formasyonla kadroyla falan hiç alakası yok. bu şekilde ciddiyetsiz ve lakayıtça sahada takılmanın bedelini çok ağır ödüyoruz iki maçtır. belki de 4-5 sezonda bir başımıza gelecek şeyler, 2 maç üst üste geldi. önce ligde 3-0, sonrasında da avrupa'da 2-0 üstünlüğü koruyamayarak 1 puana razı olmak durumunda kaldık maalesef.
  • 591
    bu maçta beraberliğin sebebinde okan buruk'a %30 pay bile vermem.

    bir önceki maçta rotasyon yapıp topçularını dinlendirmiş teknik direktör, as kadrosuyla gelip bu maça çıkmış. şu maçta başında kimse olmasa bile sahadaki 11'in kendi kendine çözmesi lazım durumu. okan buruk'tan çok as kadroya tepki gösterilmesi gereken bir maç. sahada ciddi olup, çaba göstermedikten sonra kenardaki hoca dünyanın en iyi taktisyeni de olsa fayda etmez.
  • 592
    normalleştirilen maç. tıpkı young boys maçları gibi. iki maçta yenilip elendiğin takım şampiyonlar ligi'nde 2 maça çıktı gol atamadan 8 gol yedi. önümüzdeki hafta inter ile oynayacaklar ondan da yerler en az 3 tane. young boys maçında rakip takım atlet, bizde davinson yok diye elendik dediler resmen. kimse de sesini çıkarmadı.

    ya sen şu takıma 2-0'dan puan vereceksen ne diye vergilerle beraber 100 milyon euro'yu aşan maaş bütçesine sahip bir takım kuruyorsun? neden abi? galatasaray yerel ligdeki başarılarla övünecek bir takım değildir. sağda solda galatasaray bir dünya markasıdır demesini biliyorsunuz, biz bu markayı yerel ligde mi yarattık?

    rezil rüsva olduk avrupa'da, ligi kazansan ne kazanmasan ne. ya bu kulübün kuruluş mottosu "türk olmayan takımları yenmek" be. daha letonya takımını yenemiyorsun. artık yeter bünyem kaldırmıyor benim. kopenhag, young boys, sparta prag şimdi de rfs. lan diğer takımlar bunun yanında real madrid, manchester city ya. ondan önceki sezon da göt zoruyla molde'yi eledik zaten. galatasaray bu tarz takımlara karşı rahat maç izlettirmeyecekse biz bu kadar maaş vermiyorum bu topçulara. okan buruk bile 110 milyon tl maaş alıyor, ne diye veriyoruz bu paraları? lan süper lig'de şampiyon olsan zaten 250 milyon tl para alıyorsun bunun yarısını teknik direktöre veriyorsun saçmalığa bakar mısın!

    bio'suna konferans ligine katıldık yazan takıma puan veriyoruz kafayı yiyeceğim adamların uefa standartlarında stadı bile yok. sonra çıkıyor teknik direktörün osimhen olsaydı bu tarz maçlarda iş yapardı diyor. utanmıyor da bunu söylerken. young boys'u elemek için davinson'a, rfs'yi yenmek için osimhen'e ihtiyaç duyuyor adam. e o zaman sen niye varsın okan hoca? sen git bu adamlar zaten kendi kendine yener bu takımları. şu maçta bile kenarda asmışsın suratını, sinmişsin kulübeye yardımcılarına soruyorsun ne yapacağız diye. oyuna yaptığın müdahaleler yüzünden az daha mağlup oluyorduk.

    yeter arkadaş bu kadar rezillik görmeye mecbur değiliz biz. okan buruk istifa etmez, kovulacak. yerine de taktiksel esnekliği olan, antrenman yapmayı bilen bir adam getirilecek bitti gitti.
  • 593
    dakika 54. skor 2-2 önümüzde en az 40 dakika var. rakip gömüldü kendi sahasına 5-4-1 gibi birşey oynuyorlar. bunu çözmenin bazı yolları var tabii. psg bize 5 attığı maçta da biz 5'li oynuyorduk ama nihayetinde 5 yedik. nasıl oldu? sürekli defansla kaleci arkasına koşu attılar. biz bunu hiç denemedik bile. ne bileyim lemina- ndiaye tarzı topla dikine giden tek orta sahamız yok. hatlar arasını delecek rakibin dengesini bozacak oyuncu sayımız 0 (sıfır). disiplinli oynayan ve çok koşan hiçbir takıma karşı şansımız yok. bunun üzerine çalışmak lazım.
  • 594
    evet. başlayalım bakalım. öncelikle rfs'nin rezil bir takım olduğunu herkes burda zaten söylüyordu. rezil demeyelim ama eti budu belli olan diyelim. öncelikle adamlar maça başladıklarında pas bile yapamadılar. ciddi bir şekilde korkudan ayaklar titriyordu. galatasaray zaten tek kale oynadı bu süre zarfında. sonra bir şey oldu. aynı rocky iv filmindeki gibi. baktılar ki bunlar top filan oynamıyor aslında. bunlarda bizler gibi insanlarmış dedi rfs. o kırılma anı bana kalırsa yunus'un faul pozisyonu idi. sonrasında yunus aldatmaya yönelik kart gördü. heh o andan sonra bunlarda insanmış lo nidasıyla daha becerikli oynamaya başladılar. beceriden kastım ise artık 2 par ard arda yapabilmeleri. yoksa hala berbat bir takımdı. kuş taşa çarptı filan 1 gol karambole attılar. apokerim yine kilo kilo sahaya bıraktı. bizim takım orta sahada topla dönüp durdukça, iyice bizim beceriksizlik ayyukaya çıktı. sonra geldiler 2. yi attılar. asla 3. gol için tehdit oluşturmadılar son dakika korner harici. bizim salakolar ise rakip ceza sahası çevresinde dönüp dönüp durdular. sonuç maç 2-2.

    soğuk vardı ama ciddi bir soğuk değildi. 9 derece civarında. ama çok alçak bir yağmur vardı. bu da oyuncuları etkiledi. ama bunların hiçbiri bahane olamaz tabi ki. aynı koşullarda rakipte oynuyor.

    bizim tribün her zaman ki gibi iyiydi. merkezden yaklaşık 500 kişi yürüyerek stada doğru gittik. birkaç kendini bu hikayenin ana karakteri sanan zırto ufak çaplı kargaşa yaratsada, genel olarak güzeldi. insanlar şaşkındı. böyle barbarlık görmedik dercesine herkes telefona sarılıp video çekiyordu.

    yine oyuna dönelim. yahu hocam, artık ben sıkıldım senin bu hakemlerle sürekli süre ile alakalı münakaşa etmenden. birde gidiyor 4. hakemin elini sıkmıyor maçtan sonra. karşında köy takımı vardı hocam. oyuncuların biraz ciddiye alsalar maçı 4-5 olacaktı gözünü seveyim sen yapma. hakemlik filan işler değil bunlar. senin futbolcuların daha ekim ayında kafadan bitirmiş zaten sezonu. bu sezon çok zor geçecek derken biz bunlar için diyorduk.

    bu kaçıncı rezillik? her maçı kazanmamış için illa fenerbahçe'ye karşı mı oynamamız gerekiyor?
  • 595
    bizden uzun olan rakibe hava topu üstünlüğü kurmamız zorken sürekli sağdan ve soldan havadan toplar kesmeye çalıştığımız mücadele. atlanmaması lazım. yan pas ve geri pas yaparak 1000 tane pas da yapsan sonuca gidemezsin. hat kıran pas denen mereti sadece sara yapsın diye adamın ayağına bakmak saçma. derinlemesine koşu nedir, nasıl yapılır takım unutmuş durumda. savunma arkasına sarkmayan forvet ile kapalı savunmaları açamazsın.
    kerem aktürkoğlu'nun değerini yavaş yavaş anlıyoruzdur umarım.
    yunus'un attığı golün aynısını her maç bir çok kez yapıyordu kerem. zaten bu yüzden değerliydi. takım savunma bloğunun araya kaçarak dengesini bozuyordu.
    mertens-icardi-osimhen-yunus-barış. bu beşliden alabileceğimiz verim sadece gol atmaları değil pozisyon sürekliliğinin de gelmesini sağlamaktır.
    yoksa 3 atıp 3 yersin sonrasında pozisyon bulamadan maçı bitirirsin. sonucunda hüsran ve hezimet.
  • 596
    3-0’dan 3-3’e gelen maç için çok kusur bulmamaya çalışıyorum. okan hoca tam fm oynar gibi rotasyon yaptı. osimhen ve icardi çıktıktan sonra %90 oranında yedeğin yedeğiydik. ha yine de 3-0’dan 3-3’e gelmemeliydi. barış alper oynamamalıydı dinlendirilmeliydi, torriera belki oyuna sokulmalıydı, bi çok şey söyleyebiliriz ama takım osimhen ve icardi’nin emeğine haksızlık etti ve 3-3 beraber kaldık, osimhen’in ilk golünü atıp metin oktay selamı yaptığı, icardi’nin golünden sonra icardi sevinci yaptığı “finally” yazdırdığı formayı getirdiği muhteşem oynadığı maçtan 1 puan çıkardık.

    hadi onlar tamam. fener ve paok maçında bu takım futbol oynuyordu. bu tamamen osimhen etkisiyse bu takım 2 yıldır şampiyon olmasına rağmen sistem oturtamamış demektir. ha hala çift forveti nasıl oynatırız filan diye konuşuyoruz orası tamamen ayrı bir konu ama rfs’ye de puan bırakmazsın arkadaş.

    bizim eleştirdiğimiz bu işte. böyle ciddiyetsiz, şımarık bi şekilde oynamak, mücadele etmemek, sahada ne yaptığını bilmemek… ilk 8 için en iyi kuralardan birine sahibiz ve 9 milyon değerindeki sahası olmayan, en büyük başarısı dün akşamki maç olan takıma 1 puan veriyoruz. 2-0’dan 2-2’ye getiriyoruz maçı.

    osimhen harici de full takım gittik oraya sahayada neredeyse ideal 11 ile çıktık.
    haftalardır görüyoruz, barış alper yorgun, kaan ayhan yorgun ve yerinde oynamıyor, torriera yorgundu, sanchez yorgundu dinlendiler. mertens artık 60 sonrası oyuna sokacağın bir oyuncu. bu takımın en azından bir kere torriera-kaan ayhan ve ya berkan önlerinde sara ile çıkması gerekiyor.

    11 milyon verdiğin jelert’i 9 milyonluk takıma karşı bile oynatmıyorsun. bırak oynaya oynaya açılsın adam biraz, hazır almadın bari 9 milyonluk takıma karşı da jelert’i sahaya sür. kopenhag manchester united ve bayern’e karşı sahaya sürüyordu bırak da 9 milyonluk takıma karşı oynasın.

    ne olursa olsun bu kadar ciddiyetsiz bi şekilde oynamak kabul edilemez. bu takımın organize atak sorunu var, oyunu 3. bölgeye yıkıp santraforları topla buluşturamama sorunu var. boey gittiğinden beri defans sorunu var. 2 senedir takımın başında okan, iki senedir şampiyon oluyoruz fakat 2 senedir de bu sorunların hepsi var.

    taraftar artık bunların çözülmesini istiyor. sahada böyle ruhsuz, şımarık, oyundan kopuk futbol görmek istemiyor. sahada takımın galatasaray olduğunu görmek istiyor. galatasaray gibi bir dünya markasının oyuncularının premier league seviyesinde bir tempoya sahip olması gerekiyor okan’ın kafasındak futbol için.

    osimhen’siz olmayı kimse bahane edemez. 1 sezon oynayacak 100 milyon euroluk adamın, dünya’nın en kaliteli forvetlerinden birinin yokluğunu bahane edemezsin 9 milyonluk takıma karşı. bayern ile oynarsın, osimhen’sizlik oyun planımızı bozdu dersin. rfs’ye karşı da bunu demeyelim lütfen.

    şu takıma karşı 2 puan bırakmak…
  • 598
    aslında maçın ilk yarısı istenildiği gibi geçmişti. sakin ve kendimizi çok yormadan öne geçmiştik. açıklar buluyor ve pozisyonlara giriyorduk. başlarda birkaç pozisyon vermiştik rakibe ama biz zaten her maça geç ısınıyorduk. biz ısınana kadar rakipler pozisyon bulabiliyor zaten. sonra oyunun hakimiyetini elimize aldık ve 2-0 öne geçtik. ikinci gol sonrası futbolda olabilecek olan bir şey oldu ve rehavetten de kaynaklı bir hızlı ataktan gol yedik.

    ilk yarı böyle bitti. ikinci yarıda da böyle devam edersek maçı rahat alırız diye düşündük.

    ikinci yarıya rakip teknik ekibi bizim kullandığımız boşluklar üzerinde maç içerisinde çözümler buldu ve ilk yarıdaki gibi rahat pozisyon bulamadık. hatta neredeyse hiç pozisyona giremedik bile. rakip savunmada çok iyi kapattı bizi. hücumda ise en zayıf olan sağ bek pozisyonumuz üzerine oynadılar. bir geldiler son vuruş anında engelledik. iki geldiler son vuruş anında engelledik. üç geldiler yine son vuruşta engelledik ve en sonunda aynı bölgeden yediğimiz ataklardan birinde golü yedik. rakibin hücumdaki bu çözümüne antiçözümü golü yedikten ve maç berabere olduktan tam 10 dk sonra bulabildik anca. rakip atağa çıkamadı sonra. ya da bize öyle geldi belki rakip riske girmemek için kendisi çıkmadı atağa bilemiyorum. ama bildiğim bir şey varsa o da bizim teknik ekibin beceremediği. ya da matrix'te yaşıyoruz ve internette sorun olduğu için oyunda bir 10-15dklık lag yaşadı bizim teknik ekip. bilemiyorum.

    rakip ise savunmada duruşunu bozmadı ve bize hiç açık vermedi. biz zaten 2 küsür yıldır böyle savunma yapan takımları açmak için bir çözüm bulamadık. bu maçta da bulamadık. bir futbolcumuz ekstra iş yapacak da çözecek anca. böyle olunca da maç 2-2 bitti.

    önde olduğun maçta davul zurnayla gelen golü yemeyeceksin!

    maç sonu açıklamalarında bir "şanssızdık" cümlesine denk geldim. hani bir sürü gol kaçırırız top istemez falan anlarım ama özellikle ikinci yarı adam akıllı şutumuz bile yokken şanstan nasıl bahsedilir? kalecimize geri pas atarken rüzgar esip rakip kaleye topu gol atmadı. şanssızlık işte!

    osimhen'in yokluğu da etkilemişmiş. kadro planlamasında olmayan ve ekstra, sürpriz yumurtadan çıkan bir oyuncu bir anda takımın galip gelmesini sağlayacak oyuncu olmuş. evet osimhen maçı kazandırabilirdi. önceki kasımpaşaspor maçında da sanchez olmadığı için 3-0'dan maçı 3-3 bitirttik zaten. maçı kazandıran ve kaybettiren tek etken şans harici bir futbolcunun olup olmamasıysa teknik ekibin işi ne diye sorarlar insana. ayrıca osimhen yokken 2-0 öne geçilmiş. yani skora ulaşılmış ama rakibin çözümüne çözüm bulamamış teknik ekibimiz. onu da mı futbolcular bulsun?

    3-0'dan sahamızda berabere bitirttiğimiz kasımpaşa maçından sonra sanchez'in yokluğu bahanelerden biriyken bu maçta teknik direktörün eleştirdiği adam oldu kendisi. sanchez olmasa bu maç daha kötü bir skorla biterdi. adam sahanın her yerinde yırttı kendini. hata yaptı mı yaptı. sonuçta bir şeyler yaptı ki içinde hata da vardı.

    bizim teknik direktörümüz maç sonlarında suçu başkalarına atmayı adet edindi son zamanlarda. hiç bahane bulamasa rüzgara falan atar suçu malum kış kapıda.

    hakemden bahsedildi bir de. evet güç dengesizliği olduğu için hakem rakibe karşı biraz daha merhametliydi. bunu gördük ama skora etkisi olmadı.

    kısacası son zamanlarda bu dejavu'yu çok yaşar olduk. güven müven kalmadı kimsede.

    tarihimizin en pahalı ve kaliteli kadrolarından birine sahipken böyle bir rakibe karşı o rakibin teknik ekibinden daha iyi bir şeyler yapın bir zahmet. en iyi dslr(ve lensler) makinelerinden birine sahipken dandik cep telefonu kamerasından daha iyi fotoğraf çek bir zahmet!

    maç bitince bahaneler söyleyeceğine "gol geliyorum dedi ama bön bön izledim ben" de öpüp alnıma koyayım.

    daha sert şeyler diyeceğim de tutuyorum hala kendimi. ama 1 ya da 2 maçlık sabrım kaldı daha kötü konuşmak için.
  • 599
    bu maçta 2. golü 54. dakikada yedik ve mutlak galip gelmek istediğimiz bu maçta 40 dakikamız daha vardı. o dakikadan sonra doğru düzgün net pozisyonumuz da olmadı. dolayısıyla bu maçı sadece rehavetle açıklamanın söylenemeyeceğini vurgulamak isterim. galatasaray oyunu zaten tutamıyor, üstüne zor durumda kaldığında reaksiyon da veremiyor. üzücü olan da bu.
  • 600
    takım osimhen'siz temposuz oyuncular ve oyun ile pandemi sonrası fatih terim galatasarayı gibi kaldı. inanılmaz hareketsiz, yılmış bir oyun vardı sahada. yırtınan yunusu gayet iyi oynadığı sol kanatta alıp sağ kanada hapsedip bütün oyunu da oradan ceza alanına ortanyaparak geçirdik. sol tarafı ise abdülkerim ve jacobs'a bıraktık. bu maç tamamen teknik kadronun eseridir. ne bir oyun planı hazırlanmış ne de oyuncular fiziksel ve mental olarak hazırlanmış. alelade gittiğimiz bir avrupa deplasmanından far tutulmuş tavşan gibi kalarak aldığımız darbe ile döndük. işin kötüsü adamlar beraberlik golü sonrası biraz öne cıkmayı deneseler üçüncü golü de atardı. biz ise bütün ikinci yarı ceza sahası ön çizgisinin paralelinden ve gerisinden 4 rakip oyunvcu arasındaki icardiye orta yapıp durduk. birkaç defa barış çizgiyi zorladı ama onda da berbat çevirdi topu. yunus ve sara dışında pas alper yapan boş alana kaçıp pas isteyen yoktu. okan hocam da zaten muhteşem değişiklikleri ile oyuna hiçbir etki edemedi. berkanı stopere almak yerine abdülkerimi forvete gönderse daha faydalı olabilirdi...
  • 602
    adamların bize karşı aldığı beraberlik belki de kulüp tarihlerinde avrupa kupalarında alabilecekleri en iyi skor olarak tarihlerine geçecek. yıllar sonra biz şu tarihte galatasaray'la berabere kalmıştık falan muhabbetleri yapacaklar. tıpkı tarihlerinde ilk defa 20 yıl sonra maç kazanan san marino milli takımı gibi. yani seviye bu kadar yerlerdeyken şu maçı 5-6 atamadan tamamlamamız tamamen ciddiyetsizliğimizden kaynaklı. futbol ciddiyetsizliği affetmiyor tokat gibi suratınıza vuruyor böyle işte. şu maça paf takımımızla çıksak belki çocuklar bunlara 3 atıp döneceklerdi. o nedenle artık bir şeylerin farkına varıp takımın acilen kendisine gelmesi lazım. şu beraberlik galatasaray taraftarı için bir utanç ve bunu bize yaşatanlar bizden daha çok utanmalı, umarım utanıyorlardır...
  • 603
    hâlâ sindiremediğim maç. tromsö faciasından daha büyük bir facia yaşadık resmen, avearajın bile önemli olduğu yeni formatta böylesine zayıf bir rakibe nasıl iki sıfırdan maç verebiliyoruz aklım almıyor çıldırıyorum. bu rezaletin sorumluları hesap vermeli, galatasaray tarihine geçen bir kara leke oldu bu maç hiçbir zaman içim soğumayacak bunu yaşatanlara. bu kadro ve bu taraftar bu rezaletleri hak etmiyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın