• 601
    takım osimhen'siz temposuz oyuncular ve oyun ile pandemi sonrası fatih terim galatasarayı gibi kaldı. inanılmaz hareketsiz, yılmış bir oyun vardı sahada. yırtınan yunusu gayet iyi oynadığı sol kanatta alıp sağ kanada hapsedip bütün oyunu da oradan ceza alanına ortanyaparak geçirdik. sol tarafı ise abdülkerim ve jacobs'a bıraktık. bu maç tamamen teknik kadronun eseridir. ne bir oyun planı hazırlanmış ne de oyuncular fiziksel ve mental olarak hazırlanmış. alelade gittiğimiz bir avrupa deplasmanından far tutulmuş tavşan gibi kalarak aldığımız darbe ile döndük. işin kötüsü adamlar beraberlik golü sonrası biraz öne cıkmayı deneseler üçüncü golü de atardı. biz ise bütün ikinci yarı ceza sahası ön çizgisinin paralelinden ve gerisinden 4 rakip oyunvcu arasındaki icardiye orta yapıp durduk. birkaç defa barış çizgiyi zorladı ama onda da berbat çevirdi topu. yunus ve sara dışında pas alper yapan boş alana kaçıp pas isteyen yoktu. okan hocam da zaten muhteşem değişiklikleri ile oyuna hiçbir etki edemedi. berkanı stopere almak yerine abdülkerimi forvete gönderse daha faydalı olabilirdi...
  • 603
    adamların bize karşı aldığı beraberlik belki de kulüp tarihlerinde avrupa kupalarında alabilecekleri en iyi skor olarak tarihlerine geçecek. yıllar sonra biz şu tarihte galatasaray'la berabere kalmıştık falan muhabbetleri yapacaklar. tıpkı tarihlerinde ilk defa 20 yıl sonra maç kazanan san marino milli takımı gibi. yani seviye bu kadar yerlerdeyken şu maçı 5-6 atamadan tamamlamamız tamamen ciddiyetsizliğimizden kaynaklı. futbol ciddiyetsizliği affetmiyor tokat gibi suratınıza vuruyor böyle işte. şu maça paf takımımızla çıksak belki çocuklar bunlara 3 atıp döneceklerdi. o nedenle artık bir şeylerin farkına varıp takımın acilen kendisine gelmesi lazım. şu beraberlik galatasaray taraftarı için bir utanç ve bunu bize yaşatanlar bizden daha çok utanmalı, umarım utanıyorlardır...
  • 604
    hâlâ sindiremediğim maç. tromsö faciasından daha büyük bir facia yaşadık resmen, avearajın bile önemli olduğu yeni formatta böylesine zayıf bir rakibe nasıl iki sıfırdan maç verebiliyoruz aklım almıyor çıldırıyorum. bu rezaletin sorumluları hesap vermeli, galatasaray tarihine geçen bir kara leke oldu bu maç hiçbir zaman içim soğumayacak bunu yaşatanlara. bu kadro ve bu taraftar bu rezaletleri hak etmiyor.
  • 606
    biz bir kere yendik diye real madrid ile istediğimiz kadar dalga geçelim, real şanından bir şey kaybeder mi? sene sonu gider en büyük kupayı alır, noktayı koyar. biz de gidelim 2. en büyük kupayı alalım, onlar da bizi yendikleri için övünsünler. tamam kötü bir sonuç ama yapacak bir şey yok, yol kazası diyelim. allah bir daha yaşatmasın. senenin sonu büyük zaferler ve 5. yıldız olsun.
  • 610
    tarih tekerrürden ibarettir derler...
    bir çok olay zaman dilimleri içinde tekrarlanır.

    insanoğlu bu yaşanmışlıklardan ders alıp, geleceğini inşa eder.

    en azından "medeni" devletler bunu yapar...

    galatasaray da 5 gün evvel kendi sahasında yaşadığı 3-3lük kasımpaşa maçının bir benzerini uefa avrupa liginde rigas skola karşısında yaşadı...

    2-0 öne geçip, güle oynaya bitireceği maçı 2-2 bitirip, büyük bir kaosla döndü memlekete...

    brad pitt ve morgan freeman'ın 1995 yapımı seven filmini seyreden vardır. insanoğlunun 7 ölümcül günahından bahseder ve bunlardan beşincisi "kibirdir"...
    galatasaraylı topçular son iki maçtır bu ölümcül günahın cezasını çekiyor, bedelini taraftara ödetiyorlar. nasıl ki kasımpaşa'yı küçümsedi ve 6-7 kişilik rotasyon yaptı okan buruk, galatasaraylı topçular da doğru dürüst sahası olmayan letonya takımını "ciddiye almadı". neredeyse galatasaraylı herhangi bir oyuncunun aldığı maaşla koca takımı kuran rigas skola karşısında as kadro ile sahaya çıkıp, ilk 40 dakikada da pozisyon vermeyip, %70 topla oynayıp, mertens ve yunus'un attığı hem organizasyon hem son vuruş olarak şapka çıkarılacak ile golle 2-0 öne geçince, kafalara "nasılsa kazandık" düşüncesi girince, rakip 2 kere geldi, iki de gol atıverdi...

    "futbol hayata fena halde benzer" sözü yaşam sloganımdır. nasıl ki hayatta kibirli olmayacaksınız, futbolda da kibirli olanı cezalandırırlar... daha ligin erken haftalarında alınan bu dersler umarım sarı-kırmızılılar için faydalı olmuştur...

    seven filminde bir de "tembellikten" bahseder... o da ölümcüldür... geçen yıldan beri sayısız maç oynayan galatasaraylı topçuların maçların ikinci devreleri oyundan düşmelerini "yorgunlukla" açıklamak isterim. ama ya "kibirle birlikte tembellik varsa"... antrenmanlarda dört dörtlük çalışma yapmıyorlarsa? orada devreye okan buruk girecektir, "arkadaşlık başka, iş başka" deyip, forma adaleti sağlamalıdır, hak edene vermelidir parçalıyı önümüzdeki maçlarda...

    maçları sürekli tuttuğumuz takımın penceresinden değerlendiriyor, rakibi yok varsayıyoruz da, perşembe gecesi sahada derli toplu, sistemli ve haddini bilen bir rakip vardı. "otobüsü çekmek" deyimini gerçekleştirircesine, 11 kişi ile savunma yaptılar, top kaptıklarında da uzun vurup ileri uç adamlarından şans beklediler, çalıştıkları da oldu, bir puanı kaptılar... bundan sonra puan alabilirler mi, seyredeceğiz, göreceğiz...
    bitirirken, 600 bin euroya oynayan ıkounieks'i bizim süper lig takımları bir değerlendirsin bence, fena oyuncu değil...

    kaynak: https://ultrasmovement.blogspot.com/...a2-2galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın