• 21951
    çakılı 6 numara ile oynamazsa, şampiyonlar liginde hezimete uğrayacak takımımız.

    sahadaki isimler önemli değil. bu takımda bir tane kesici oyuncunun 2 stoperin önünde durması gerekiyor. 3 tane 8 ile oynayalım falan öyle kolay işler değil. de bruyne, bernado silva falan varsa oynayalım tabi. takım gol yiyor, donk kaleye 30 metre uzakta. bu taktik anlayış ligde olmasa da avrupada sonumuz olur.

    (bkz: 11 ağustos 2019 fiorentina galatasaray maçı)
  • 21952
    2017'den beri iki senedir hızlı kanat oyuncularının bireysel becerileri sayesinde rakibin dengesini bozarak hücum edebilen bir takım hüviyetinde. teker teker oyunculara bakıldığında kalite eksikliğinden söz edemiyoruz. topa bomba muamelesi yapan oyuncularımız çok değil.

    bu noktada daha önce de defalarca dile getirdiğimiz üzere teknik taktik eksiklikliğinin had safhada olduğunu söylemek durumundayız. kötü futbolun açıklaması maalesef bu. asla bilinçli hücum edemiyoruz. topu koşturacak, boşa kaçacak, boştaki oyuncuları bulacak pas bağlantılarını kuramıyoruz.

    falcao da gelse, bakayoko da alınsa yine iyi futbola yetmeyecek gibi bir gidişat... çok tatsızım.

    hal böyleyken onyekuru'yu mutlaka geri getirmemiz gerekiyor. futbolsuzluğu bireysel beceriyle bir sene daha taşımaya çalışırız bari. ne diyeyim.

    iyi çalışmıyoruz.

    maalesef.
  • 21954
    11 ağustos 2019 fiorentina galatasaray maçını izleyip de hala daha "ön libero gereksiz yeaaa, çift merkez orta saha ile oynayalım yeaaa, orta saha oyuncuları hep box to box olsun yeaaa, kazma oynatmayalım yeaaa" diyenlerin ağzına kürekle vurulması lazım.

    bu maç resmen ders veriyor ders. yaş maş değil sıkıntısı bu takımın. stoperlerin önünde güvenebilecekleri bir adam yok. donk'un yürüyecek halinin olmaması ve seri'nin ise o bölge için defansif yeterliliğinin çok düşük olması nedeniyle rakibin her ilk topunu stoperler karşılamaya çalışıyor. böyle rezillik mi olur arkadaş? böyle olunca ne oluyor? ya faul yapıyorlar ya da o stoperin bölgesi bomboş kalıyor. stoperler o kadar önde kalıyorlar ki arkalarına atılan her top pozisyon oluyor.

    işin daha kötüsü golü yedikten sonra başlıyor. takım golü yedi mi ya da art arda çok pozisyon verince bu sefer stoperler iyice korkuyorlar. bölgelerini boşaltmamak için bekin arkasına atılan toplara bile koşmaz oluyorlar*.

    çapa, çıpa, tırpan... ne derseniz deyin. süslü isimler de koyabilirsiniz, benim için sorun yok. ama stoperlerin önüne fizik gücü yüksek, iyi top kesebilen, ilk topları karşılamada yetenekli ve iyi pas arası yapabilen bir adam alınması şart. temiz pası da varsa mis gibi olur işte. şu maçta badelj bizde olsa en azından o kadar pozisyon vermezdik.
  • 21955
    11 ağustos 2019 itibariyle 2 orta saha, 1 kanat, 1 forvet, 1 yedek stoper ,2 de beke ihtiyacı olan takım. maalesef bu yaz döneminde yapılan transfer operasyonu kalite olarak fark ettirmese de modern futbolun gerekliliklerini yapacak oyuncu kadrosu bakımından geriye götürdü.

    genel kanının aksine taktik çalışma ve takım halinde oynama yönünden eksikliği şu an için 2.planda bana göre. klopp, gasperini falan da gelse şu anki kadro yapılanmasıyla bu takım pek farklı oynayamaz, babel’e jimmy’e bu yaştan sonra half space kullandıramazsın..
  • 21957
    çoklu başlıkta neden futbolcu ve takım eleştiriliyor diye soruluyor. yahu haftaya lig başlıyor. ilk resmi maçını da geçen hafta yaptın aslında da hadi yine onu idare edelim. ne zaman eleştireceğiz? eylül ortası falan uygun mu? ağustos’taki maçlara 1 mayıs maçlarına 5puan mı veriliyor. hala bir oyun planı var gibi görünmüyor, çok endişeliyim.
  • 21958
    şu takıma orta 2'linin arkasını toplayacak bir ön libero şart oğlu şart ...

    ama keşke 1-2 transfer ile çözülecek bir durum olsaydı. sıkıntı daha derin, daha çözülmesi güç maalesef..

    çok övülen bartali ve kondisyon ekibimiz nasıl hazırladılar bu takımı ? yapılan antrenmanların sezon içerisinde getirisi neler olacak göreceğiz. ama bu noktada da yanlış bir kondisyon yüklemesi yapıldığını düşünüyorum. takım tempo yapamıyor, ikili mücadele kazanamıyor. ayakta dahi duramıyor..

    bir kere ne alan daraltıp alan savunması yapabiliyoruz ne de adam savunması. oyuncularımız fiziksel açıdan şuana kadar oynadığımız bütün rakiplerden(akhisar dahil) geride görünüyor.

    bireysel anlamda, savunma tandemimize bir şeyler olmuş. bu adamlar geçen sezonun ikinci yarısını oynayan adamlar değiller kesinlikle..
    önlerinde donk, selçuk gibi temposuz isimler olunca yaşayacaklarımızı bu hazırlık döneminde görmüş olduk. aktif sezonda ve şampiyonlar ligi maçlarını hayal ediyorum. korku filmini yaşıyorum.

    jean michael seri de açıkçası savunmanın önünde katkı vermedi. beklediğim fizik gücünde de değil. hızlı düşünüp pas vermesi oyunu rahatlatması bir yana, girdiği 2'li mücadelelerde genelde top kaybı yapıyor ve rakibinin gerisinde kalıyor. arkasında da iyi bir kesici olmadığı için rakipler direkt olarak kalemizde pozisyona girme şansı buluyor. eminim ki, fatih hocamınızın yeni sezon hazırlık döneminde j.m.seri'yi 6 numara oynatma inadı benim gibi düşününen futbolseverleri delirtmiştir.

    en başta söylediğim gibi; kesici bir ön libero, önlerinde belhanda-seri dışında herhangi bir varyasyonda ne hücum ne de savunma akıcılığından söz etmek olanaksız şu takımda.

    hücumda tamamen soso-younes 2'lisinin keyifli olduğu ve de babel'in gününde olduğu bir zamana denk geldiğimizde hücum hattımız işliyor. yine emre ve yunus gibi pırpır oyuncularımızın ekstra bireysel katkılarına muhtaç görünüyoruz. onun haricinde ekstra bir hücum varyasyonumuz ve planımız da yok, en azından ben göremedim ne yazık ki. bireysel yeteneklerle bu takımı sınırlandırmak tüm sezonu çöpe atmaktır.

    umarım transfer sezonunu sadece falcao'yu alarak kapatma gibi bir planı yoktur yönetimin. şuana kadar hem oyuncu hem de oyuncu sözleşmeleri dahilinde fiyasko bir transfer yapmadılar(cagne bile şampiyonluk maçlarında kritik anlarda görevini yaptı) inşallah onlar da bizim görebildiklerimizi görüyorlardır.

    yoksa bu takım avrupa'yı geçtim ülke sınırları içinde de çok ama çok zorlanacaktır.
  • 21963
    2018/19 sezonunda neyi kötü yapıyorsa 2019/20 sezonu hazırlık maçlarında daha da kötü yapan takım. evet bazı futbolcular hazır değil ama eksikleri düzeltme adına maalesef ki gram ilerleme yok.

    rakibi hala karşılayacak bir oyun anlayışımız yok. boş bir pres uğruna merkez orta sahaları öne sürünce defans ikilisi de çok öne çıkıyor ve pas yapan, pasla çıkabilen rakipler bunu bir güzel sömürüyor. sürekli defans arkasına gerek merkezden gerekse kanatlardan top inmesinin sebeplerinden birisi bu. takıma mutlaka bir kesici 6 numara şart. bunun yanında orta saha kurgusunu da değiştirmek lazım. şu anki anlayış bize çok zarar verir. bu şekilde devam ettiğimiz sürece defans ikilisine veya kaleciye suç atar dururuz halbuki yanlış çok başka yerde.

    geçen sene yaşadığımız ve kimilerinin deplasman fobisi olarak geçiştirdiği ama aslında takım içinde ciddi şekilde eksik olduğumuz şey olan rakip alan daralttığında oyun kurma anlamında en ufak bir yaratıcılığımız hala yok. hala sadece top dolaştırmakla meşgulüz. bunu çözmek için seri alındı, evet, ama herkes durağan oynadığında adamın topu geriye ve yana oynamak dışında başka hiçbir çaresi kalmıyor. pas oyununda bu kadar etkili bir adama pas istasyonu yaratmadığınız sürece ancak yana ve geriye oynar. böyle oynayacaksak da seri'ye ne gerek vardı ki?

    bir diğer şey, takım savunması adına en ufak bir kıpırtımız yok. bunun sebepleri arasında hücumdaki oyuncuların takım savunmasına hiç katkıda bulunmaması ve en uçta tamamiyle hareketsiz forvetimiz olması da var evet ama rakiplerin bu kadar kolay defansın arkasına sızması, çizgiye inmeleri ve ceza sahası yayı civarında sürekli boş adam bırakmamız dizilim ve sahaya yerleşme konusunda ne kadar eksik olduğumuzun bir göstergesi.

    11 ağustos 2019 fiorentina galatasaray maçı bazı gerçeklerin doğrudan yüzümüze vurumu oldu. bu noktalara çözüm olmadığı sürece ancak kendi ligimizde zaaflarımızı kullanamayan takımlar karşısında, birazcık da şampiyonluk yarışındaki rakiplerimizin durumu sayesinde iyi oynuyor gibi görünür durur, ama avrupa'da avcumuzu yalar döneriz.

    istediğiniz kadar futbolcu değiştirin, mentalite değişmediği sürece sadece bireysel yetenek düzeyi değişmiş olur, gerisi aynı tas aynı hamam. bizdeki durum da tam olarak budur. yoksa gerek seri, gerek babel gerekse muhtemel falcao transferi bu takımı bir üst seviyeye taşırdı ama mentalite değişmediği sürece kimse bir şey beklemesin.
  • 21964
    biraz abartı elestirildiğini düşündüğüm takım. öncelikle bu takıma bir 6 numara , bir de falcao gelecek. bir defansif orta sahanın bir takımı nasıl degistirebileceğini biliyorsunuzdur zaten. bunun yanında bu takım tam kadro olarak yaklaşık 10 gündür çalışıyor. luyindama-muslera-belhanda-feghouli-seri-diagne-emre gibi sistem için önemli isimler yeni yeni sezon hazırlıklarını başladılar. karşımızda bu maçta* sistemli bir avrupa takımı vardı. böyle bir takımla da karşılaşmamıza daha 1 ay var, yani gelişmek için bol bol zaman var gibi. biraz sakin olalım, ligde rakiplerimizin hallerini de gördük zaten. şampiyonlar ligi için de dediğim gibi zamanımız var. ben bu sene iyi işler çıkaracağımıza inanıyorum. gayet iyi bir kadromuz var, biraz zaman lazım.
  • 21965
    (bkz: 11 ağustos 2019 fiorentina galatasaray maçı)
    sorun orta saha transferinde değil takımın dizilişinde ve sahaya yayılışında. isimli bir defansif orta saha oyuncumuz yok diye mevcut kadromuz bu kadar kötü oynamaz. taraftar olmakla fanatik olmak ayrı şeyler. defansın bu kadar öne çıktığı bir 4-1-4-1 sevdası olduğu sürece wanyamalar bakayokolar da kurtarmaz. sezon başlamadan hayaller aleminden çıktığımız iyi oldu. umarım teknik ekip ve a spor müdavimi taraftarımız reçeteyi transferde aramaz.
  • 21968
    2019-2020 sezonu öncesindeki hazırlık karşılaşmalarında beklenen ışığı göstermemiş takımımız. ancak ilk onbirde az oynayan gençler için yaptığımız "bu adam ne zaman maç temposu kazanacak koy oynasın" ya da uzun süreli sakatlıktan çıkan futbolculara bir de maç temposunu yemelerini beklediğimiz gibi şimdi de bekleyeceğiz tatilden çıktı bu oyuncular. geçmiş senelerdeki seri galibiyetlerimize bakalım hep sezon sonuna yakın maçlar ya da son düzlüğe girdiğimizdeki başarılarımıza bakalım. fatih terim takımı geç açılan bir takım sanırım. bekleyeceğiz. lige iyi başlamak mı şampiyon bitirmek mi? takıma yüklenmek için onuncu haftanın geçmesini bekleyin. emin olun yine başaracağız.
  • 21969
    11.08.2019 tarihinde manchester united ile chelsea oynadı. maçı united kazandı. maçın sözlükteki başlığına bakarsanız temponun -iki takım için de- övüldüğünü görürsünüz. bu iki takımın kondisyonerleri kimdir ben bilmiyorum. hadi bu iki dev takımı geç, 11 ağustos 2019 fiorentina galatasaray maçında bizi sahaya gömen fiorentina'nın kondisyonerini bilen var mı aranızda?

    burada bartali övgüleri yapılırken şöyle bir entry girdim; #2708634

    yok efendim henüz sezon başı, yüklemeler 3 ay sonrası için yapıldı gibi söylemler benim nazarımda hikaye. fişorentina da sezon başı kampı yaptı. burada bartali'yi falan eleştirmiyorum, sorun bartali değil, sorun sistem! bizim sistemimizde sorun var. biz takım halinde oynayamıyoruz. sahayı iyi parselleyemiyoruz, topu rakipten almayı senelerdir beceremiyoruz ve savunmadan, üstelik de topla çıkma becerisi olan iki stopere rağmen, çıkamıyoruz. topu rakip yarı sahaya taşıyı orada yerleştiğimizde pas yapıp pozisyon bulabiliyoruz. allah'tan bunu yapabiliyoruz yoksa maçlarımız izlenecek gibi değil.

    burada bartali övülürken ben yukarıya da koyduğum entryde şöyle dedim; bir takımın 120 kilometre koşabilmesi için 120 kilometre koşmayı gerektiren bir oyun planı ve oyuncuların da bu plana inanmaları gerekir. hiçbir oyuncu -umut bulut hariç ama onun da faydası yoktu zaten- amaçsızca topun peşinden koşmaz. iki defa koşar, üçüncüde bakar ki arkadaşları gerekli yerleşimi yapmamış, koşmaz. koşsa da göstermelik koşar artık.

    bir de herkes 6 numara sorununa değiniyor. keşke sorun bu olsa ama bence değil. çünkü bu takım geçen sene sevilla'nın 6 numarasına sahipti, yine böyle oynuyordu. eğer 6 numaraya melo'nun bizdeki ilk sezonundaki hali gelecekse -ki onun fiyatı şu an 40 50'den başlar- evet, sorunlara bir nebze çare olur. ama biliyoruz ki öyle bir adam gelmeyecek. o zaman şahıslar üzerinden çözüm aramamak gerek. bu takımın sorunu eren derdiyok değildi, o sorunlardan biriydi. şimdi de donk değil ya da bu takımın çözümü falcao değil.

    fatih terim'i çok seviyorum ama 3. döneminden itibaren bir 4-1-4-1 sevdasına yakalandı(kaideyi taciz eden istisna daha öncesine dayanıyor demişti bana) verim alamasa da sürekli bunu deniyor. bir türlü de olmuyor. bana göre 4 2 3 1 oynayalım. en azından bu diziliş günü kurtarır. çünkü herkesin görev tanımı belli. bu formasyonda takımı izleyen biri en azından neyin ya da kimin eksik olduğunu rahatça teşhis eder ve tedaviye başlar. 4 1 4 1 oynarken tam bir kokofoni hakim sahaya, kim nerede oynuyor, ne yapmak istiyor belirsiz. bu da bir yöntem olabilir ve saygıyı hak edebilir ama işe yaradığı sürece. sorun şu ki hiç işe yaramadı şimdiye kadar.

    lig başlıyor. kadro kalitemiz ligi kotarır. eğer avrupa dönüşü konsantrasyon sorunu falan yaşamazsak ligi son 2 3 haftaya kadar kovalarız. sonrası biraz kısmetle, biraz rakiplerlerle -ki bu sene hakemlerle de uğraşacağız gibi- alakalı. hayırlısı olsun şimdiden. ama avrupa için görünen köy kılavuz istemez durumu hakim bence. iyi bir grup gelirse belki 3. olabiliriz.
  • 21973
    ligi biraz kaos desteğiyle rahatça alırız ancak avrupada işimiz şansa kalmış görünüyor. dün oynanan maçta (bkz: 11 ağustos 2019 fiorentina galatasaray maçı) su molası sırasında selçuk uzun uzun taktik anlattı arkadaşlarına acayip bir değişiklik olacak sandım. bir iki hareketlenme oldu ancak beş dakika sonra eski haline döndü takım. yalnızca seri ve selçuk değişikliği sebebiyle daha hantal bir takıma dönüşmüş olduk. gerçekten ben de ne oynadığımızı artık anlayamıyorum. ne hamle yapacağı oyun içerisinde tahmin edilebilen ama ne yaptığı anlaşılamayan bir takım durumundayız. kafalar karışık*
  • 21975
    sistem, diziliş, taktik plan vb... evet önemli. ben de defalarca sistemsizlikten filan dem vurdum. ama o kadar da değil. öyle kim girerse girsin tıkır tıkır çalışan bir sistem yok arkadaşlar. sağolsun bazı hocalar sanki gizli formülleri varmış gibi bunun arkasına sığınıyorlar. meraklı taraftar da kendisini ön plana çıkarmak ve biraz övgü almak için bu konularda bloglar açıyor, yazılar yazıyor, sayfalarca teknik ve taktik tartışıyor.

    evet dediğim gibi, önemlidir bir sistem sahibi olmak. ama en iyi sistem rakibinden iyi olan sistemdir. yani sistemi, taktiği, dizilişi bu kadar kafaya takıyorsan neredeyse her maça farklı bir sistem, diziliş ve taktikle çıkman lazım. rakibine göre bunları düzenlemen lazım. halbuki bakıyoruz bazı kritik maçlar hariç takımlar bildiklerini oynuyorlar.

    kloop, guardiola gibi teknik direktörler oldukça fazla sükse yaptılar bu gizli sistemler, taktikler ve dizilişler sayesinde. ama sağolsun çok sevdiğim nagelsmann bu saçma furyanın foyasını ortaya çıkardı. alman, genç ve taktik disiplin hastası nagelsmann ne diyor? "futbolda teknik ve taktik işin %30'u. geri kalanı ise insan ilişkileri". ben demiyorum, nagelsmann diyor. muhtemelen 2-3 sene sonra bayern, real, manchester united, chelsea gibi takımların başında göreceğiz kendisini. zaten real çok istedi ama gitmedi. bunun nedeni de ne kendisinin eksikliğiydi ne de orada teknik, taktik ve sistem kurabileceği oyuncuların olmamasıydı. orayı yönetemeyeceğini biliyordu çünkü.

    peki fatih terim varken sorun ne? geçen 2 sezonun sorunu hücum planımızın olmamasıydı. bu sezon da yok. daha doğrusu yok demeyelim. hocanın hücumda da, defansta da doğaçlamaya güveniyor. şunu diyor: "ben iyi oyuncuyu alırım, oynatırım". fatih terim budur. bunu kabul edeceksiniz terim'le çalışacaksanız. elbette temel taktikleri var. önde basma, topun olduğu yere yakın olma, ofsayt taktiği, serbest vuruşlarda alan savunması gibi basit taktikleri var. ama onun dışında yok sen oraya koş, yok burada bu pası ver, yok işte takım olarak alan çalışması gibi çalışmaları yok terim'in. bu yetersizliğinden filan değil. hoca böyle. futbolcudan zaten yapması gerekeni bilmesini bekliyor.

    ha taktikleri ve planları hatalı denilebilir. bence de bazıları öyle. mesela orta sahaların önde gereksiz baskısı, stoperlerin çok öne çıkması, sürekli ofsayt taktiği, duran toplarda adam adama savunma yapılmaması gibi konulara ben de karşıyım. ama hoca bu. bu konuda söylenecek çok bir şey yok.

    peki ne yapacağız? basit: iyi oyuncu oynatacağız. yani oynadığı mevkinin hakkını verecek adamlar oynayacak. o zaman zaten ligde öyle ya da böyle gidiyoruz. avrupa'da ise işler başka. maç maç gidiyoruz. yapacak bir şey yok. hoca da isterdi muhtemelen genç yıldızları takıma doldurup tempolu ve daha kaliteli bir oyun oynatmak. ama ffp yaptırımları bitene kadar bu iş olmaz. bir şekilde her sene öyle ya da böyle başarılı olmak zorundayız. en kötü ligde ikinci olup şampiyonlar ligi'ne gidebilme ihtimali yaratmalıyız. durum bu. bu gerçekleri göz ardı edip "hocam genç oyuncu al, sistem kur, geleceği yarat" demek bana çok hayalpereste geliyor. kusura bakılmasın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın