21963
2018/19 sezonunda neyi kötü yapıyorsa 2019/20 sezonu hazırlık maçlarında daha da kötü yapan takım. evet bazı futbolcular hazır değil ama eksikleri düzeltme adına maalesef ki gram ilerleme yok.
rakibi hala karşılayacak bir oyun anlayışımız yok. boş bir pres uğruna merkez orta sahaları öne sürünce defans ikilisi de çok öne çıkıyor ve pas yapan, pasla çıkabilen rakipler bunu bir güzel sömürüyor. sürekli defans arkasına gerek merkezden gerekse kanatlardan top inmesinin sebeplerinden birisi bu. takıma mutlaka bir kesici 6 numara şart. bunun yanında orta saha kurgusunu da değiştirmek lazım. şu anki anlayış bize çok zarar verir. bu şekilde devam ettiğimiz sürece defans ikilisine veya kaleciye suç atar dururuz halbuki yanlış çok başka yerde.
geçen sene yaşadığımız ve kimilerinin deplasman fobisi olarak geçiştirdiği ama aslında takım içinde ciddi şekilde eksik olduğumuz şey olan rakip alan daralttığında oyun kurma anlamında en ufak bir yaratıcılığımız hala yok. hala sadece top dolaştırmakla meşgulüz. bunu çözmek için seri alındı, evet, ama herkes durağan oynadığında adamın topu geriye ve yana oynamak dışında başka hiçbir çaresi kalmıyor. pas oyununda bu kadar etkili bir adama pas istasyonu yaratmadığınız sürece ancak yana ve geriye oynar. böyle oynayacaksak da seri'ye ne gerek vardı ki?
bir diğer şey, takım savunması adına en ufak bir kıpırtımız yok. bunun sebepleri arasında hücumdaki oyuncuların takım savunmasına hiç katkıda bulunmaması ve en uçta tamamiyle hareketsiz forvetimiz olması da var evet ama rakiplerin bu kadar kolay defansın arkasına sızması, çizgiye inmeleri ve ceza sahası yayı civarında sürekli boş adam bırakmamız dizilim ve sahaya yerleşme konusunda ne kadar eksik olduğumuzun bir göstergesi.
11 ağustos 2019 fiorentina galatasaray maçı bazı gerçeklerin doğrudan yüzümüze vurumu oldu. bu noktalara çözüm olmadığı sürece ancak kendi ligimizde zaaflarımızı kullanamayan takımlar karşısında, birazcık da şampiyonluk yarışındaki rakiplerimizin durumu sayesinde iyi oynuyor gibi görünür durur, ama avrupa'da avcumuzu yalar döneriz.
istediğiniz kadar futbolcu değiştirin, mentalite değişmediği sürece sadece bireysel yetenek düzeyi değişmiş olur, gerisi aynı tas aynı hamam. bizdeki durum da tam olarak budur. yoksa gerek seri, gerek babel gerekse muhtemel falcao transferi bu takımı bir üst seviyeye taşırdı ama mentalite değişmediği sürece kimse bir şey beklemesin.
rakibi hala karşılayacak bir oyun anlayışımız yok. boş bir pres uğruna merkez orta sahaları öne sürünce defans ikilisi de çok öne çıkıyor ve pas yapan, pasla çıkabilen rakipler bunu bir güzel sömürüyor. sürekli defans arkasına gerek merkezden gerekse kanatlardan top inmesinin sebeplerinden birisi bu. takıma mutlaka bir kesici 6 numara şart. bunun yanında orta saha kurgusunu da değiştirmek lazım. şu anki anlayış bize çok zarar verir. bu şekilde devam ettiğimiz sürece defans ikilisine veya kaleciye suç atar dururuz halbuki yanlış çok başka yerde.
geçen sene yaşadığımız ve kimilerinin deplasman fobisi olarak geçiştirdiği ama aslında takım içinde ciddi şekilde eksik olduğumuz şey olan rakip alan daralttığında oyun kurma anlamında en ufak bir yaratıcılığımız hala yok. hala sadece top dolaştırmakla meşgulüz. bunu çözmek için seri alındı, evet, ama herkes durağan oynadığında adamın topu geriye ve yana oynamak dışında başka hiçbir çaresi kalmıyor. pas oyununda bu kadar etkili bir adama pas istasyonu yaratmadığınız sürece ancak yana ve geriye oynar. böyle oynayacaksak da seri'ye ne gerek vardı ki?
bir diğer şey, takım savunması adına en ufak bir kıpırtımız yok. bunun sebepleri arasında hücumdaki oyuncuların takım savunmasına hiç katkıda bulunmaması ve en uçta tamamiyle hareketsiz forvetimiz olması da var evet ama rakiplerin bu kadar kolay defansın arkasına sızması, çizgiye inmeleri ve ceza sahası yayı civarında sürekli boş adam bırakmamız dizilim ve sahaya yerleşme konusunda ne kadar eksik olduğumuzun bir göstergesi.
11 ağustos 2019 fiorentina galatasaray maçı bazı gerçeklerin doğrudan yüzümüze vurumu oldu. bu noktalara çözüm olmadığı sürece ancak kendi ligimizde zaaflarımızı kullanamayan takımlar karşısında, birazcık da şampiyonluk yarışındaki rakiplerimizin durumu sayesinde iyi oynuyor gibi görünür durur, ama avrupa'da avcumuzu yalar döneriz.
istediğiniz kadar futbolcu değiştirin, mentalite değişmediği sürece sadece bireysel yetenek düzeyi değişmiş olur, gerisi aynı tas aynı hamam. bizdeki durum da tam olarak budur. yoksa gerek seri, gerek babel gerekse muhtemel falcao transferi bu takımı bir üst seviyeye taşırdı ama mentalite değişmediği sürece kimse bir şey beklemesin.