• 1802
    klişe ama yazmassam içimde kalacak. yahu bu takımda ciddi ciddi barış özbek ve ayhan akman diye iki adam var. önlerinde de kewell, baros, neill..!?
    galatasaray takımının içinde bulunduğu akımı çözümlüyorum: konu sınırlaması yoktur, ölçü, uslup birbirne girmiştir, iyiler çok iyi, kötüler çok kötüdür, kadrolarda zıtlıklara sık sık yer verilmiştir. noluyolanizm akımının etkisinde kalmışlardır.

    imanımız gevredi lan yeter!
  • 1803
    geçen sene herkes bu takıma orta saha lazım. barış, ayhan, mustafa sarp, mehmet topal'la olmaz gitmeleri lazım denildiği halde. bu dörtlü içerisinden gidecek en son adam gitmiş olan.
    son on dakikada goller yemeye devam eden. yan top zafiyeti olan kalecisi olan. liğin başlamasına az kalmasına rağmen geçen sene ki sorunlarına çözüm bulunamamış olan takımdır. daha bekle bunlara daha nice sorunlar eklenecektir.
  • 1808
    (bkz: beni en iyi zizonkovac anlar)

    bu aşağıdaki alıntıları da 5 dakika içerisinde buldum. daha çok şey yazmıştım ama bulmam imkansız kısa süre içerisinde. görünen metropol navigasyon istemez ulan işte ! heba olacak çok şey. ben sırasıyla aylar önce tek tek yazmışım bir şeyler. önce şundan başlayın (bkz: #306027) lütfen. sonra gözünüz alıyorsa okuyun. ben bir artı göremedim. artık dert oldu içime. rijkaard değişmiyor, takım değişmiyor.

    --- alıntı ---

    rijkaard büyük isim. kalitesi tartışılmaz. buna kesinlikle katılıyorum. ayrıca kendisini eleştirmekten ziyade sistemini kavramaya çalışıyorum. belli ki sistem herkesin dilinde olan 4-3-3. evet artık bu konuda hemfikiriz. peki sezon içerisinde kaç kere daha aydın'ı, yaser'i ve erhan'ı ilk 11 oynatabilecektir? hazırlık maçları oynandı ve bir takım gözlemler muhakkak yapıldı. bunun üzerine benim de rahatlıkla söyleyebileceğim cümlelerim var. mesela erhan için imkanı yok ki forvet hattında barınabilsin. işi çok zor. o'nun gibi birisi ancak maradona olmalı ki gollerini sıralasın. aydın'a değinmek istesem de birşey farketmeyecek. var ya da yok gibi. sanki ben oldum demiş. sebebi 17 yaşında şampiyonluğu getiren gol müdür? açıkcası kafamı biraz buna da yordum.
    yaser'i düşünüyorum da o da aynı. çok bilinçsiz oynuyor. bir denge problemi olduğu da aşikar. hani desem ki bu gençler zamanla vizyon sahibi olacaklar, gelişmeleri olacak vs. bu gerçekten düşünülmesi güzel lakin böyle olur mu bilemeyeceğim. bence çok zor.

    tek korkum küçümsemek. rakip hiçbir zaman alaya alınmamalı. rakibi hafife almaya çalışınca bu sefer olaylar ters gelişebiliyor. mesela tromsö 4 sene önce bizleri küçümsemeyi geçtim, bir güzel küçülttü. bunlar futbolda olağan şeyler demek pek sağlıklı değil. yani küçük balığın büyük balığı yutması gibi.
    böyle düşününce bir anda neden diyorum. neden tobol karşısında 11 kişi oynamak varken 8 kişi ile yetindik? bu bir hazırlık maçı değil nitekim. arada bir yaşadığımız aksilikler gayet net değil mi? tamam biz bir markayız ve büyük kulüplerin sahip olduğu isim gücüne biz de sahibiz. bunun örneği tobol karşısında yaşandı. oyuncularımız maçı kazanamadı maalesef. maçı kurtaran sadece marka değerimizdi. yani galatasaray adı idi.

    şunu da söylemek lazım. rijkaard hakikaten gençlere emek veriyor. onlardan son derece yüksek verim almak için elinden geleni de ardına koymuyor. kısacası gelecek yıllar için onları umuyor, güveniyor. fakat bazı şeyleri iyi yönde umabilmemiz için umduğumuz şey her ne ise bize güven vermeli. kişeye bu hissi verebilmesi çok önemli. yani sana güveniyorum demekten öte, acaba bu çocukta gün yüzüne çıkabilecek yetenekler var mı diye sorgulamak lazım. örneğin messi, bojan ve hatta 17-18 yaşlarında at.madrid forvetinin değişilmezi olan torres gibi. ki o torres'e ölesiye güvenen kişiler o'na o yaşta kaptanlığı bile vermişti. aynı şekilde içimizdeki arda turan örneğinde olduğu gibi. aradaki endeksleme budur bence. güvenmenin dışında başka bir hüviyet lazım. o da mecburi kılınmış yetenektir. tabii ki daha da önemlisi yeteneği de kullanabilme yetisidir. eğer rijkaard buna inanmış ise hakikaten çok iyi yolda ilerlemekteyiz. işte bu durumda acaba rijkaard'ın gençlere karşı olan umudu nelerdir? bu oyuncular sezon sonuna kadar mı bu sistemin bir parçası olacaklar, yoksa sadece fortis türkiye kupası'nda yarımşar devre oynayarak sezonu mu tamamlayacaklar?

    sonra bir kez daha düşünüyorum. diyorum ki, eğer rijkaard, sami yen'deki rövanş maçında aydın, erhan ve yaser üçlüsünü oynatmayacak ise amaç ne olabilir? gelecek adına gençler mi? yoksa maçı kazanmak adına tecrübeli oyuncular mı? bunu önümüzdeki maç sayesinde biraz daha anlama şansına sahip olacağım. kesin konuşamıyorum bu sebeple. olur da hocamız yine gençler ile kurulu bir kadro yapısı ile rövanş maçına çıkarsa bütün samimiyetim ve sevincim ile kocaman bir helal olsun diyeceğim. teşekkürlerimi sonuna kadar sunacağım. ama olur da bu gençlerin önü bir anda kesilir ve şevkleri kırılır ise öğrenmek adına tek soruluk bir ricam olacak; neden kazakistan'da 8 kişi oynadık?

    kesinlikle rijkaard'ı topa tutmuyorum. içimden geldiği gibi analizler yaparak bilgilenmek için öğrenmek istiyorum. çünkü rijkaard yerine galatasaray'ı yıllardır takip eden bir vatandaşımız o gün çıkıp baros, kewell, arda üçlüsü ile başlasa muhakkak 5 farklı üstünlük ile ülkeye dönerdi. tabii bu durum sadece günü kurtarmak adına yapılmış olurdu. ben ise geleceğimizi kurtarmak adına var ol rijkaard! diyorum. güvenim sonsuz ama öğrenmek istediğim çok şey cevapsız.

    (kalifiye jurnal, 17.7.2009 18:36) (bkz: #154086)

    --

    sadece merakımdan dolayı öğrenmek istiyorum. bunu yaparken hiç bir şekilde ne kendisini aşağılamak gibi bir derdim, ne de kendisini övmek gibi bir niyetim var. fakat merak ettiğim için sormak istiyorum, kendisinin galatasaray futbol takımına kattığı artı değerler nelerdir? ya da eric gerets'in necati, ümit karan, hakan sükür, heinze, volkan gibi adamlarla şampiyon olurken ki kattığı değer neydi? ki o zamanlar fenerbahçe bizim çok çok üstümüzde bir takımdı türkiye ligi için.

    teknik adamların gelişini koskocaman yıllara yaymasanız çok daha mutlu olurum. [ hani bazı arkadaslarımız çıkıp diyorlar sonra, '' daha bazı şeyleri alıştırmaya çalışıyorlar'' vesaire... bence yüzyılın en büyük palavrası.] neden diyeceksiniz ki cevabım şu olacaktır: frank rijkaard 2 seneden fazla bizde kalmaz. taş çatlasa 3 diyelim. hadi bu 3 senenin 2 senesi sisteme alışmak ile geçti. peki ya sonrası? gheorghe hagi'yi teknik direktörlüğe getirip sil baştan mı yapacağız? belki futbol cahili diyeceksiniz bana ama ben şenol güneş gibi bir hocanın yapabileceği kadarını isterim ilk başta. gelişini belli edecek, futbol takımı ivme kazanacak. bu ilk senesinde olmaz diye bir şey yok hocam. ilk senesinde de bal gibi olur. sonuçta beyin yıkama operasyonu değil ki bu yahu. futbolu oynamayı bilen adamlara gerekli aşıyı yapacaksın. istersen limon aşısı yaparsın limon çıkar, istersen de portakal. fakat bunun olması için hiç sanmıyorum ki 2 sene 3 sene gerek.

    arsene wenger yıllardır yapıyor bu işi arsenal'in başında. fakat yıllardır bir türlü favori olamıyorlar.
    yani kısaca söylemek gerekirse ne rijkaard yıllarca galatasaray'ın başında kalacak, ne de galatasaray bu istikrarsızlık ile şampiyon olacak. ilk uefa deplasmanında ise her şey belli olur. hem lige hem de avrupa maratonuna yansır. elimizde ise bizi tatmin edebilecek en büyük kulvar türkiye kupası olur. o da bizi şampiyonlar ligi olmayan bir yılında daha acısını dindirmemizde fayda sağlamaz.

    skibbe'li dönemden daha fazlasını göremiyorum sanki bu sene de. haydi hayırlısı.
    fakat yine de yineliyorum, istikrar varsa her şey güzel olur. o istikrarı yakalar mıyız? bilemiyorum.
    (kalifiye jurnal, 8.2.2010 23:47 ~ 23:53) (bkz: #306027)

    --

    dos santos'u önce numaralı tribünün önüne gönderdi. santos ısınmak için koşmaya başladı.
    barış'ı gönderdi onun yanına. o da koşmaya başladı.
    sabri'yi gönderdi en son. o da koşmaya başladı.

    bu 3 oyuncu ortalama 30 dakika saha numaralı önünde ileri geri koştular. özellikle dos santos 40 dakikaya yakın ısıttı kendini.
    es geçmemek lazım. 90 + 3 civari oyuna aldı santos'u. halbuki dakika 70 küsürken sabri oyuna girmeli, ugur çıkmalı, ayhan yerine de orta saha'da dinamik koşan bir barış'ı oyuna dahil etmeliydi.

    kıssadan benim görüşümdür. rijkaard düşmanı ilan etmeyin sonra beni de. malum, bu sözlükte yazmaya korkutuyorsunuz adamı.
    ayrıca yabancı hayranı olan birçok arkadas, domal dese domalacak ? yapmayın hocam.
    tamam ben de çok saygı duyuyorum. hatta gözümün önünde isyan etti hocamız. verilmeyen penaltı sonrası kendine ayrılan bölümden sahaya fırladı neredeyse. sarfettiği cümleleri bizzat kulağımla duydum. o derece yakındım sinirlenişine. fakat bu demek değildir ki takımı çok önemsiyor diye eleştirilemeyecek.

    kendisinin 25 subat uefa maçı için düşündüğü tek taktiği söyleyeyim:
    oyunu soğutan futbol ve 0-0 a yatmak. nitekim ilk golü yedikten sonra takımı hücuma anca o sıra çıkarttırdı. golü de bulduk.
    ve fakat hala anlam veremiyorum arda'nın forvet oynatılmasına. keita çok daha iyisini yapar santrafor olarak. maç boyunca sadece bir kez hava topu alabildi arda turan. o da son dakikalarda. buna rağmen inatla top şişirdik. anadolu takımı gibi bir futbol oynattı galatasaray'a. bunu yapmamalı.
    (kalifiye jurnal, 26.2.2010 00:27 ~ 00:28) (bkz: #322683)

    --

    (bkz: köşede bir benzin istasyonu var. heralde ondan bahsediyorsunuz.)

    beğnmeyeceksiniz ama not: geçen sene bülent korkmaz için şunu yaparlardı: cevat hoca oley. gülemem bile ağlanacak halimize.
    (kalifiye jurnal, 5.4.2010 21:54) (bkz: #358154)

    --
    heralde bu totalliğin ana kuralı: deplasmanda totem yapmak. o zaman:

    (bkz: totem futbol)

    --
    duyulan ve görülene göre şöyle bir durum da var: total futbol ne ise artık onu oynatmaya çalışan hoca kutsaldır. verdi bize kutsalı...
    saygım sonsuzdur. hatta atam total ben seni. ..(kalifiye jurnal, 5.4.2010 22:02) (bkz: #358208)

    --

    önemli olan kurallarından biri de maçın sonuna 1-0 önde girerseniz 8 kişiyi geriye çekip ekstra olarak elinizde varsa defans özelliği olan oyuncuları oyuna alıyoruz. bence bunun adı da domal futbol.

    4-3-3 eyvallah totaldir. defansa kapanırsan sivas kangalı bile kendini aşar ve doggy style... işte bu da domalan futboldur.
    (kalifiye jurnal, 5.4.2010 22:07) (bkz: #358248)

    --

    içindeki sesli harfleri atınca:'' ttl ftbl '' oluyor. o zaman bu işin ustası mehmet şenol idir.
    (kalifiye jurnal, 5.4.2010 22:13) (bkz: #358293)

    --- alıntı ---

    (bkz: beni en iyi zizonkovac anlar)
  • 1813
    frank rijkaard bu futbol takımı hakkında 'we just didn't have the quality on the pitch to cruise the ball around' dediğinde herkes lafı angola'dan anladığı için tekrar etmekte yarar var. adam açık açık diyor ki ben elimdeki kadro ile bana en mantıklı gelen futbol anlayışını yansıtmaya çabalıyorum fakat bu elimizdeki grup bu anlayışı sahaya yansıtmakta zorluk çekiyor. adam dün cana veya musa'dan ziyade üç yerli basit oynama yeteneği ile donanmış teoride çift yönlü orta saha topçularına direktif veriyor fakat sahaya sürdüğü adamlar otuz metre ayağa uzun pas atamıyor ve daha da kötüsü basit oynayarak kısa top döndüremiyorlar. bu takım en az üç değişikliğe gitmek zorunda, aksi takdirde alışık olduğumuz efsane değişiyor..
  • 1814
    belgrad ile oynanan ilk maçta orta saha - defans - kaleci hattında ciddi sıkıntılar olduğu açıkça görülmüş olan takımdır. orta sahaya 2 defansa 1 kişi alınmalıdır. ufukla devam edilmeye çalışılsa bile bir tane kaleci bir de baros'a alternatif golcü alınmalıdır. battal da var ama zamana ihtiyacı var ve çok hantal.
    orta saha'da konserojen etki yapan üçlümüzün ismini vermeme gerek yok. bu adamlarla hala nasıl maça başlanıyor anlamıyorum ama bu beraberlik bu adamların bininci kez bu işi yapamayacağını gösterdiğinden hayırlı olmuş da olabilir. ha "999 kere ders çıkarmayan bir teknik kadro ve yönetim 1000.'de mi ders çıkartacak?" derseniz ona lafım yok! bazıları diyor ki kim var ki oynatsın. cana var, musa çağıran var, çağlar var, emre çolak var, var oğlu var yani. madem bu adamların yapamadığı ispatlanmış. sadece sarpı oynat çevresinde bunları oynat ki başarısız da olsalar bu gençler başarısız olsun.
    aykut da ayrı bir terhane. dünkü maçta bütün suç onun değildi belki ama büyük bir kısmı onunundu. kendisine birçok kez şans verildi ama değerlendiremedi. yolu açık olsun diyorum. umarım yerine ufuk denenir veyahut trabzonun kalecisi onur gibi birisi gelir. bu takıma iyi bir kaleci şart.
    keita gibi bir adam 8 milyona satılmış, oradan buradan bin türlü para akışı olmuşken yönetimin transfer işinde korkak ve ağır davranmasını anlayamıyorum. neyse parası alın kasltrömü, bradleyi, baptistayı.... çok mu zor? almazlarsa kendileri bilir gerçi! kimse türk telekom arena'ya bu barış özbek ve aykut'u (vb.) izlemeye gitmez.
  • 1816
    maç sonrası öfke kusma amaçlı bir yazı değil bu yazdıklarım. dün sözlüğe bakmaya da gerek duymadım, zaten yeni yeni maç sonu röportajlarını izliyebiliyorum. her neyse konuya gelip, neler yapılabilir gözüyle baktığımda:

    bu takımın çok eksiği var. hangisi nasıl kapatılacak bilemiyorum. mustafa sarp-baris ozbek-ayhan akman'üçlüsü hepimizin malumu. ancak teknik heyet, geçen sene de bu sene de bu üçlüden en az birini oynattı sürekli. bunun nedenini fizik güçleri, çünkü alternatif türk oyuncuların fiziki yapısı yetersiz ve oynatılınca defansif yönden zayıflıyor takım diye düşünülebilir. ancak bu yanlış bir önermedir. dünkü maçta* da görüldüğü gibi bu üçlü birlikte oynasa da bol bol pozisyon veriliyor. onun için öncelikle bu anlayıştan kurtulmak lazım. bu üç futbolcu sezonda zorunlu hallerde en fazla 3-4 maçta oynatılacak kapasitede futbolcular. bu üçlü hakkında fazla bir şey söylemeye gerek yok her şey ortada, kapasiteleri bu daha fazla bir şey beklemek yanlış olur. teknik heyetin bunu göremediğini iddia etmek aptallık olur herhalde.

    şu an baros-kewell-elano-pino-cana-neill olmak üzere muhtemel ilk onbirde oynayacak 6'yabancı oyuncu var. adnan polatın söylediği 5 yabancı'dan ikisi geldi hadi kewell'ı da katalım gelenler arasına, en az 2 oyuncu daha gelecek. zaten pino ve kewell'ın maçbaşı imzalanan sözleşmelerine baktığımızda sürekli ilk 11 oynayacaklarını söylememiz imkansız. gelecek iki oyuncudan en az biri defans yapmayı da bilen oyunu tüm yönlü oynayacak bir orta saha olmalı. şu an ki oyun, takım halinde ileri-geri iki yönlü oynayamamamız bu ihtiyacı haykırıyor zaten. diğer transfer ise sonraki günlerde olası ihtiyaca göre kaleci veya defans olarak şekilleneceğini düşünüyorum. tabi elano'nun gitmeyecek olması senaryosu ile söylüyorum bunları. bu arada musa çağıran'ı da fazla umut bağlamadan ama unutmadan da değerlendirmeliyiz.

    bu takım için tek ve en büyük korkum bu sene de takım oyunu oynayamamamız olur. umarım teknik heyet birşeyler düşünüyordur. zira sonuna kadar arkasında durduğum rijkaard hakkında ilk defa acaba? düşünceleri kafamda dolaşmaya başladı.
  • 1818
    yedigi gollerden sonra cökme nedeni, cok kolay gol pozisyonuna girip, cok zor gol atabilmesi dir. $ans yok anasini satiyim. elalemde olan balin yarisi bizde olsa gol manyagi yapariz önümüze geleni ama yok i$te..

    gol yedikten sonra futbolcularin aklindan gecenler söyle diye tahmin ediyorum:

    sabri: hay a.q. hic gerek yoktu $imdi, acaba gidip birkaç abansanmi, tutarmi tutar a.q.
    mehmet batdal: hay direklerinin a.q. bi kere de gir beyaa, golü de yedi a.q.
    kewell: fuck off, aklima güney afrikada yaptirdigim penalti geldi, ebemi miksinler bi daha kale icinde defans yaparsam, aha korner oldu, en iyisi kaleden mümkün oldugu kadar uzak durayim
    neill: fuck off, verkaç denedik o da olmadi, golü de yedik..
    baros: a.q. böyle sakatligin ben, rahat 2 tane sallardim bu aksam..

    böyle gider..
  • 1819
    çok değil 5 ay evvel gözünü kapattığında skoru değiştirebilecek 5 adam sayan taraftarın takımında, sadece bir arda var.. zaten istediğiniz buydu. arda turanspor olsunda isterse takım 5. olsun.. alın arda turan'ın takımı işte.

    agabeylerden görülenin yapıldıgı, emre belözoğlu zihniyetindeki ırkçılık kokan takım.. basında surda burda takıldığı, play statıon'lar oynadığı kişilerin, tek bir varlık göstermediği maçlarda, kendi kendıne çalım atıp top kaptırdıgı maçlarda yuz yuze bakılan yerli futbolcuları övüldüğü, sucu gunahı olmayan teknık dırektörün yerin dibine sokuldugu takım ..ama mutluyuz tabi yeter ki arda gol atsın, asist yapsın ne de olsa arda turan sporluyuz..
  • 1820
    başarısız olma sebebi sadece orta sahadaki düz adamlardan kaynaklanmamaktadır. şampiyon olan bursanın orta sahasına bakalım:
    -bekir ozan
    -ivan ergiç
    -krita
    -hüseyin

    şimdi bizim sarp-barış-ayhan üçlüsünden herhangi biri bu oyuncuların olduğu bursaspor da oynayamaz mı, oynar. e o zaman problem ne, takım olamamak. bursaspor da sağ açık volkan şen ve sol açık ozan bile 90 dakika rakibe deli gibi basarken, bizim kanatlar 60 dan sonra geri gelmemeye başlıyor. ömer erdoğan ve ibrahim öztürk ün maç boyu konsantrasyonları üst seviyedeyken bizim servet ve hatta arada bir neill maçtan kopuyor. bugün al bursadan stoper ibrahim i koy servet in yanına milli takıma sırıtır. ama bursa nın sisteminde puyol kesiliyor. herkes kimin nerede duracağını biliyorken bizim takımda herkes birbirine yabancı, arda dışında yerli oyunculardan kimse sorumluluk almıyor doğru düzgün.

    bir de kondüsyon meselesi var tabi. yine bursaspor dan örnek verecek olursak volkan şen ve ozan dakika 90 iken bile 20-30 metrelik deparlar atabiliyorken bizim takım 70 den sonra ikiye bölünüyor hücumcular ve defansçılar olarak. son olarak da kale. son 2 yılda getirdiğimiz yabancı kalecilerden birşey çıkmadı, yerliye dönelim dedik yine aykut a ve 1 senedir rijkaard ın doğru düzgün oynatmadığı ufuk a kaldık. daha fazla yazamayacağım valla, bu takımın sorunu yaz yaz bitmez.
  • 1824
    gün itibariyle turkcell süper lig 2010 2011 sezonunun başlamasına iki hafta kalmıştır. ilk haftalar oldukça zorlu geçecek bizim için. sivas deplasmanı bize pek iyi gelmez. ikinci hafta son şampiyonu ağırlıyoruz ve üçüncü hafta ne zaman yendiğimizi bir türlü hatırlayamadığım eskişehirspor ile deplasmanda oynuyoruz. orta sahada ise hangi takıma koysan, takımın kalitesini yarıya düşürecek üç oyuncu var. bir daha kolay kolay frank rijkaard'ın bu güruhu * * * ilk 11 çıkartacağını düşünmüyorum * * ama yine de panik yapmamız gayet yerinde.
App Store'dan indirin Google Play'den alın