hakan şükür'ü eleştirdiğim yazı yüzünden beni adam olmaya davet etmiş enteresan bir yazar. bana yaptığı suçlamara karşı benim de kendimce bir takım cevapalrım vardır, buyursun okusun.
hakan şükür'e hakaret etmememe rağmen hakaret ettiğimi dile getirmiş, yaşımı galatasaray'lılığımı sorgulamış. yaşım 25'dir ve 11 yıldır da ali sami yen, olimpiyat demeden gidebildiğim kadar maça gitmişimdir. hatta
11 aralık 2010 galatasaray gençlerbirliği maçı'na babaannemi mezara koyup öyle gitmişimdir. hakan'ın uefa kupası final maçında son dakikada hagi'nin kullanmya hazırlandığı free kick atışını kullanması bana göre manşet düşkünlüğüdür. prates'in dağlara taşlara giden topu kafasına çarpıp fener kalesine gol olunduğunda kasıtlı olarak o golü attım demişti, o değilse bu gayet manşetlik bir harekettir. ben o yazıda bülent s..ker tarzı birşey yazmamama rağmen hayallerinden öyle bir cümle yerleştirmiş, canı sağolsun. ben
bülent korkmaz'a hakaret etmedim, gözümün gördüğü en büyük galatasaray'lı futbolcu oydu. o yüzden daima başımın üstünde yeri vardır. hagi'ye de hakaret ettiğimi uydurmuş; ben asla hagi'nin futbolculuğuna laf etmem, ettirmem ama ne yazık ki kötü bir hoca ve bunu kabul etmek lazım. bir de beni ultraslan'ın bir ferdi olarak hayal etmiş ama hayalleri ne yazık ki yıkılacak çünkü hayatımın hiç bir dönemi kendimi ultraslan'ın bir parçası olarak görmedim. ben sade ve sadece galatasaray'ın taraftarıyım.
bak güzel yazar kardeşim, benim için kişilerin hiç bir önemi yoktur. asıl olan galatasaray spor kulübüdür ve her şartta onun menfaatleri önceliktedir. o saydığın isimlerin tamamı isimlerini, şöhretlerini, kaybolan şöhretlerini geri kazanmalarını ve servetlerini tamamen galatasaray spor kulübüne borçludur.