• 15251
    eksiği bir adet poldi olan takımdır, o da girdikten sonra skora çok daha rahat gideriz. de jong ve tolga ikilisi yıllar sonra melo ve selçuk ikilisi gibi bir uyum yakalayacağa benziyor. bir maçtan enseyi karartmamak lazım, karabük maçında kötü oynayıp kazanmıştık, bu maçta da iyi ikinci yarı özellikle iyi oynayıp 2 puan bıraktık. canları sağolsun...
  • 15252
    dönüp dolaşıp aynı noktaya geliyoruz, fiziksel eksiklik. yabancı birine bu* maçı izletseniz "sanırım bu bir rövanş maçı ve galatasaray'a beraberlik yetiyor galiba" derdi. ilk yarıda iyi baskı kurarken ikinci yarıda çok ama çok pasif kaldık. yine de bu konunun gelecek haftayla beraber çözüleceğine inanıyorum, belki de inanmak istiyorum.

    sneijder ve eren milli takımdan yorgun döndüğü için koşmayınca dinamik oyun ihtimali ortadan kayboluyor. rakibi boğamıyoruz. sakin bir şekilde pas yapıp pozisyon bulmak için ise oyun zekası yüksek oyuncular lazım. carole, bruma ve sabri de bu açıdan eksik isimler, kanat organizasyonu kuramıyorlar. kısacası kondüsyonu olanın beyni yok, beyni olanın da kondüsyonu yok. bundan dolayı iğrenç bir oyun oynadık maalesef. yine bu ölü takıma dinamizm katan yasin'in çıkması da hücum gücümüzü bruma'yla sınırlamamıza sebep oldu. yanlış bir hamleydi.

    haftaya riekerink'in sneijder ve eren'den söz alması, "bir daha böyle oynamayacağız hocam" diye yemin ettirmesi lazım. böyle oynayacaklarsa ikinci yarıda girsinler, sahada koşacak adamlar oynasın. de jong selçuk'u kesebilir mi, şu anda bunun cevabı belirsiz. de jong'un sakat olup olmadığı da belirsiz. podolski'nin kaç dakika oynayabileceği de belirsiz. belirli olan bir tek şey var, koşmadan şampiyon olamazsın. bir-iki maç kazansan da üçüncüsünde böyle kalırsın.

    umarım bir daha böyle kalmayız.
  • 15253
    (bkz: 10 eylül 2016 kayserispor galatasaray maçı)

    o kadar da gömülmemesi gereken takım. bugün ilk 30 dakikada oynadığımız oyun iyiydi ancak bazı futbolcuların yedirdiği golle oyundan düştük ve her zaman gol yemek bir şeyleri değiştirir. rakibin direnci artar, sen oyun disiplininden koparsın vs. ha yine de tabii genel olarak kötüydük bugün ve rahatlıkla kazanabileceğimiz maçı kazanamadık.

    ayrıca bir daha bruma,sinan,yasin ve podolski dışında kimseyi kanat olarak oynatmamamız lazım. bu bizim etkinliğimizi düşürüyor.
  • 15255
    en büyük hücum silahları olan bruma - sneijder - eren derdiyok 3'lüsünü tehlikeli bölgeye çok uzak noktalarda topla buluşturabilen takım.

    denayer transferi bu yüzden önemliydi. ancak uzayan takım boyunun kısalmasında de jong'un oyuna monte olup dönen topları toplaması etkili olacaktır. gerisi biraz riekerink'e düşüyor. takımın hücum planları çeşitlenmeli, set oyunu için varyasyonlar artmalı, ezber hücumlar gelişmeli. türkiye süper liginde kötü defans yaparak şampiyon olabilirsiniz ama etkili hücum yapmadan çok zor. galatasaray şuan etkili hücum oyuncuları olmasına rağmen etkili hücum yapamıyor. umarım zaman içinde gelişecektir.
  • 15258
    sözlük ahalisiyle aynı maçı izlemedik sanırım. takım son 20 dakka hariç şiir gibi top oynadı. çok sağlam basan ve tempolu bir görüntüdeydik. özellikle selçuk da çıktıktan sonra takır takır top yapmaya başladık. kanatlarımız sürekli rakip cezasahasına girerek etkili olmaya çalıştılar. sadece eren yine istediği kadar orta alamadı gelen ortalarda da rakip şanslıydı ve vuruş izni vermedi. son 20 dakka önceki yüksek temponun etkisiyle hafiften dinlenerek oynamaya başladık. maç boyunca o kadar isabetli ve temiz paslaştık ki doğal olarak top kaybı yapan sabri büyük tepki aldı. cavanda gelince orası da hallolacaktır. bu skoru unutarak tam gaz devam etmeliyiz. yenemeyeceğimiz hiçbir takım yok.
  • 15260
    sampiyon olmak isteyen bir takim gibi oynamayan takim. siir miir geciniz. kayseri muhtemelen kume dusecek bir takim. sen eger galatasaray olarak rakibi ezemiyorsan, rakip kaleyi sutlarinla dovemiyorsan bir sorun var demektir.

    1. sorunumuz hiz. topu bir kanattan diger
    kanada gecirinceye kadar mevsim geciyor.

    2. sorunumuz uretkenlik. 21 yasindaki bir cocuga bel baglamisiz, o ne yaparsa artik.

    3. sorunumuz ise beklerimiz. galatasaray seviyesinde beklerin cizgiye inecek aga. zibil gibi orta yapacak. bizimkiler hem cizgiye inemiyorlar hem orta yapmayi bilmiyorlar.

    e boyle sorunlar varken siir benzetmesi yapmak fazla iyimserlik. ille edebi bir benzetme istiyorsaniz en uygunu masal olur. galatasaray maclarini izleyen bir cocuk mumkun degil 10 dakikadan fazla dayanamaz uyur... biz koca koca adamlar bile 50-60 dakika zor dayaniyoruz.
  • 15261
    2011-2012 sezonunda hafta hafta kaçar puanı olduğunu hatırlatmak istiyorum:

    1. - 0
    2. - 3
    3. - 4
    4. - 7
    5. - 10
    6. - 13
    7. - 14
    8. - 14
    9. - 17
    10. - 18
    11. - 19

    evet, rüya gibi geçen 2011-2012 sezonunda 3. haftada 4, 11. haftada 19 puanımız vardı. daha sonra malum, takım uçtu gitti. geçen seneki leş vaziyetten sonra kadro ciddi anlamda değişmişken, takım gözle görülür şekilde bir oyun sistemine alışmaya çalışırken fazla insafsız yorumlar görüyorum. bir takım sadece zor olması beklenen maçlarda puan kaybetmez. en güzel örnek yine 2011-2012'den, üçüncü haftadaki karabük beraberliğimiz. o zaman da bir önceki iğrenç sezonun etkilerinden yeni kadro ve sistemle kurtulmaya çalışıyorduk, şimdi de aynı durumdayız.

    iki sezon arasındaki en belirgin fark hocaya ciddi anlamda kalacağı güveninin verilemiyor oluşu şu an için. terim 2011-2012'de evimizde 4-2 kaybettiğimiz antep maçı sonrası kovulacağına ilişkin bir stres yaşamadı. aynı durum riekerink'in başına gelse bu stresi yaşar. terim'in kalemleri zaten cihata çıkmış gibi davranıyor. taraftarın hocaya uzun vadeli bir güven tesis etmesi lazım.
  • 15262
    2013 ocak ayinda sneijder transfer edildiginde selcuk'la birlikte oynadiklari bir orta sahanin uyumlu olamayacagini, oyuncularin yetilerinin fazla ortak oldugunu dusunuyordum, burada da dile getirdim. 4 sezon sonunda 2 sampiyonluk kazanmis olmamiza ragmen bu ikili birlikte oynayali beri 2011/2012 donemindeki futbolu hic izleyemedik. simdi 2016 sonuna geldigimizde ise sneijder yaslanmis, zaten cok yuksek olmayan temposu dusuk, keskinligini kaybetmis gorunuyor. selcuk ise ilk yari sonunda oyundan aliniyor, korkunc agirlasti ve taraftarla bagi da geri donusu olmayan bir bicimde koptu. geri donup bakinca goruntu net: tek yanlis planlamayla iki oyuncuya yazik ettik. hadi selcuk bir yana, ama sneijder gibi bir oyuncuya uygun bir takim organizasyonunu 4 sezon boyunca kurulamamasi da cilemiz oldu. bugun ise elimizde bugunun futboluna uyumsuzluklari ortada olan, 32 yasinda ve takimin en cok kazanan 3 oyuncusundan 2'si konumundalar.

    peki sonuc?

    terim, mancini, prandelli, hamzaoglu ve denizli'nin vuramadigi nesteri en sonunda riekerink vurdu, ve selcuk ikinci yari oyundan cikti. bir cok kimse galatasaray'i ikinci yari temposuz, hucum opsiyonlari kisitli gordu, ve haklilar. fakat galatasaray ikinci yari de jong-tolga-sneijder uclusuyle cok nadir gordugumuz bir pas temposu yakaladi. nadir dememin sebebi bunu hamzaoglu doneminde de yer yer gormemizdi: ancak bunu saglayabilmek icin orta sahayi selcuk-bilal-sneijder kurunca takim savunmasi elek gibi oluyordu. bu sefer ise pas temposu takim savunmasi dagilmadan yukseldi.

    bu uclunun hizli paslasmalarinin ve dengeli oyununun gole donusmemesinin cesitli sebepleri var. hakemiydi, kayserinin futboluydu, bunlari bir yana koyuyorum, ve sadece takim ici sebeplere odaklaniyorum:

    1. kanatlardaki oyunculardan yalnizca bruma hucum aksiyonu yaratabildi. carole, sabri, josue dortlusu hicbir etkili ofansif hamle yapamadan mac sona erdi. galatasaray kesinlikle kanatlari daha iyi kullanmak zorunda. sol kanat carole-bruma'yla bence oturmus durumda, fakat sag kanadi isletecek ikiliyi, yani sabri-cavanda-linnes ve josue-sinan-podolski'den ikisini, bir sekilde bulmamiz lazim. burada onde oynayan oyuncu kesinlikle gol atmasini bilmeli, arkasindaki bek de onu rakip kaleye itebilecek tempoda ve yetenekte olmali. su an kagit ustunde cavanda-podolski dogru gorunuyor, ancak ikisi de kocaman bir soru isareti.

    2. eren olusan pas kanallarini iyi okuyamadi ve takimin geri kalaniyla uyumsuzdu. macin ozetindeki pozisyonlari izlerseniz, ikinci yaridaki pozisyonlara bakin. bruma ve sneijder'in ikiser sutu var- tam sut anlarinda eren'in kendisine alan yaratmayi basaramayan, rakip defans ve kendi takim arkadaslari arasinda sikisik bir pozisyonda kalmis oldugunu goreceksiniz. bu oyun zekasi ve takimla uyumla aciklanabilecek bir sey. daha gecen yil mario gomez'i bu denli basarili yapan da buydu, gomez hucum aksiyonlarinda cok dogru pozisyon alarak yeri geldiginde duvar oldu, yeri geldiginde pozisyona girdi. bu kalite besiktas'in hucum akiskanligina inanilmaz katki sagladi. eren-sigthorsson-podolski uclusu kagit ustunde iyi gozukse de bana kalirsa aradigimiz ozelliklere tam olarak sahip degiller. ancak bu takimin diger gediklerinin kapatilmasiyla idare edilebilir bir problem.

    3. merkezden cikislar yapilamamasi. yine ikinci yari ozellikle tolga'nin bir kac kez ileri ciktigini gorduk, fakat ancak ciliz sutlar cikardi. de jong ise al-ver ve pozisyon almaya yonelikti, hucuma cikmadi. chedjou-hakan ikilisi de topla cikamadi. boylece merkezden de hic tehlike yaratamadik. bu bence dolayli bir mesele, eger kanatlari isletebilirsek tempomuz artacagindan daha cabuk ve kolay yerlesecegiz. bu seviyeye ulasabilirsek selcuk da tekrar daha yararli olacaktir.

    ***

    kisacasi denizli'yle baslayan ve bugune kadar gelen surecteki temel problemimiz hucum kalitesinin yetersizligi yeni sezonda da net bicimde ortada. once sag kanattan hucum yapmayi cozecegiz, sonra santrfordan oyun verimi alacagiz. bunlari basararak ocak ayina kendimizi atabilirsek ilerisi icin umutlu olabiliriz, yoksa cok zor.
  • 15264
    gerçekten taraftarı olduğunu iddia eden insanlar makul davranmıyor.

    16/17 sezonunda sahaya çıkan kadro iskeleti yine 16/17 sezonunda kurulmuştur. üstelik de henüz tam kadro bir araya gelme fırsatı da bulamamıştır. takımın en önemli gol gücü olan podolski mesela saçma şekilde sakatlandı. yine inşallah önemli bir şeyi yoktur orta sahada tolga ile birlikte oyunu tutacak de jong henüz 10 eylül kayserispor maçı itibarıyla 44 dakika sahada kalabildi. sağ bekte cavanda da sakatlıktan müzdarip. kollbein keza öyle. koray günter ise sezonu kapadı. serdar aziz için bir şey demyiorum zira o müzmin sakat. sakatlığı beklenmeyen bir gelişme değil.

    bu kadronun rakibi fenerbahçe olsaydı rahat hissederdim. ancak rakibimiz beşiktaş. adamların önce 2 sezon bilic'le ve sonra da 1 sezondur şenol güneş'le devam eden projeleri var. bu sene o takımın 4. sezonu. kurulduğundan beri iyi top oynamış iskeletleri, aynı bizim uefa kupasını kazanmış kadro gibi her sezon eksikleri giderilerek yola devam ediyor. bakıyorum riekerink bey'e beşiktaş'ın oynadığı top üzerinden laf edenler var... bana göre insafsızlık. şartlar eşit değil. sen kadronu zengin sanıyorsun. bek rotasyonun carole, sabri, cavanda, linnes. adamların bek rotasyonu caner, adriano, gökhan gönül, beck.

    önceden de yazdım. gerçekçi olursak kadromuzun almaması başarısızlık kabul edilecek netice 2.'lik. 2.'liğin altı başarısızlık olur. 1.'lik ise her zaman galatasaray'ın hedefi olsa da bizden daha güçlü bir rakibi geçmek anlamına geliyor. dolayısıyla kat'i şekilde bu neticeyi beklemenin hocaya haksızlık etmek anlamına geldiğini düşünüyorum.

    futbolda her sezon şampiyonluk yok. her teknik direktör de geldiği sezon şampiyon olmuyor. mesela klopp bu sezon liverpool'la ligi kazanamazsa yanlış veya kötü teknik direktör mü olacak? hayır. çünkü elindekinden güçlü kadrolar manchester united, manchester city ve chelsea'de var. keza elindekine denk kadrolara sahip takımlar da var. tottenham, leichester, arsenal gibi...

    futbol takımına sadece para harcayarak yatırım yapmazsın. tohum ekmek gibi bu iş. biraz da sulaman gerekiyor. sanki koca tarlayı jack'in sihirli fasulye sırığı ile sürdük. dün ektiğimiz ekin yarın 3 sene önce ekilmiş ve o günden beri sulanan ekinin boyunu geçecek.

    yok öyle yağma...
    biz bunca zaman sezonluk ekiplerle mücadele eden fenerbahçe karşısında şampiyonluklar yaşamaya alıştık. ya kadroyu, ya teknik ekibi sürekli yenileyen bir aziz yıldırım vardı karşımızda. o nedenle de biz genelde başarılı olduk. ancak bu defa rakip mantalite olarak da isim olarak da farklı.

    galatasaray taraftarı sabırlı olmayı öğrenemezse kaybeder.
    yeniden başlangıçlar sebebiyle taş üzerine taş koyamaz. kazanıcam derken sürekli acı çeker.
    üstelik bu gün 350 milyon eu borç yaratan anlayış da bu...

    biz aşama katetmek istiyorsak riekerink bey'in arkasında durucaz. hamza hamzaoğlu için de aynı şeyi söylüyordum. ancak onun kafa yapısı olarak çarpık olduğu transfer sezonunda ortaya çıktı. doğru adam olmadığına dair kesin emareler gördük. tabi ki öyle durumda gerekeni yapmak şart. ancak geldiğinden beri riekerink doğru adam olduğunun emaresini vermekten başka bir şey yapmıyor.

    türk basını hiç bir bilimsel dayanağı olmayan riekerink yetersiz tezini ortaya attı. bu gün teknik adam riekerink değil de pep, mourinho, klopp olsa alınan 2 beraberlikten sonra eleştirecek adamlar ve medyanın manipülasyonuna direnemeyen taraftar panikleyip ortalığı ayağa kaldırmaya başladı bile.

    ulan bu takım daha geçen sezon deplasmanda yarı sahasını geçemiyordu.
    kendi sahamızda oynadığımız maçlarda da arada kontra atağa falan çıkabiliyorduk...

    o nedenle eleştirileri aşırı ve gereksiz buluyorum.
    10 eylül 2016 kayserispor deplasmanında alınan beraberlikten sonra koparılan yaygara ise kusura bakmayın komik. iyi futbol bekliyorsan, organize oynayan bir ekip bekliyorsan sabredeceksin.

    hele değişikliklere laf edenler bana göre ciddi manada iki yüzlülük yapıyor. abi hanginizin ideal kadrosunda yasin ve selçuk var. güldürmeyin beni, sezon başında ne tolga, ne de jonk, ne bruma varken bile kadro kurduğunuzda o bölgelere selçuk ve yasin yerine "transfer" yazıyor ve kadro mühendisliği yapıyordunuz. yasin başlığında çöp diye aratın, muhtemelen çıkan yüzlerce entryden biri de kendinizinki. dün maçı kazansak hepinizin kahramanıydı riekerink. şimdi değişiklik yapmak için acele etti diyen de var, hiç bir tezi olmadan hoca iyi niyetli ama yetersiz diyen de.

    sen her şeyi eleştiren, hiç bir şeyi beğenmeyen bay mükemmel. unutma sen bile ananın karnında 9 ay 15 gün durdun, en az 15-20 sene de büyüdün. galatasaray için bir şeyler yapmaya çalışanlara azıcık şans tanı.
  • 15265
    bu sezon oynadığı 3 maç gösterdi ki bu sene de kendisinden şampiyonluk beklemek hayal olur. kimse kendini optimist yorumlarla kandirmasin. sürekli olmasi beklenen şeyleri söylüyoruz ama takimin cok fazla eksigi var. tum bunlari bu kadro yapisiyla duzeltmek imkansiz. daha once soyledim, yine soyluyorum; selcuk+sneijder ikilisi gitmedigi surece bu takimin tempolu oynayip pozisyon yaratması mumkun degil. ağır oynayan bir takimin turkiye liginde gol atma şansı, duran toplara ve yenik takimin açilması ile kontradan bulunan pozisyonlara bağlı. orta sahayi domine edemeyen bir takimin pas yapabiliyor olmasi pozisyon yaratabilmekle ayni sey degil. rakibin en tehlikeli alanında hızlı paslaşıp, çoğalamadiktan sonra sabaha kadar ortada sican oyna, gol atamazsin.
  • 15267
    bana göre en büyük sıkıntısı bindirme koşularının karşılık görmemesi ve az sayıda yapılmasıdır.

    mesela carole hücuma çıkıyor. topu alıyor. yasin, sneijder ya da bruma top almak için adamın gerisine geliyolar.
    aynı şekilde topu kanatta bir açık oyuncusu alıyor, bek gerisinde bekliyor top almak için.

    oysa o esnada sıfıra koşuyu yapması şart boştaki adamın. böylece topu ayağında tutan oyuncunun 2 tane opsiyonu olur. ya bindirmeyi yapanın önüne pası yuvarlar ve sıfırdan orta yapma fırsatı yakalarız ya da o adamı bir oyuncu kovalayacağı için kademe anlayışı zayıflar, zaten dripling yeteneği olan oyuncularımız var kanatlarda, içeri kateder...

    ha koşuyu yapınca ne oluyor? en sinirlendiğim anlar da onlar. o pası atmıyoruz. hatta bazen pası atabilecekken geriye oynamayı tercih ediyoruz.

    bu sıkıntıyı giderip verimli bindirme aksiyonları yapabilirsek oyunumuz çok zenginleşir.

    ayrıca kanat ataklarında mutlaka orta sahadan bir kiş, ve ters kanattaki oyuncu içeriye girmeli. aksi taktirde ceza sahasında çoğalamıyoruz. ve rakip stoperler sadece eren'i tutarak tehlikeyi önlüyorlar.
  • 15270
    kayserispor'a puan kaybetti diye yerden yere vurulmaması gereken takım. kayseri'nin nasıl top oynadığını ve nasıl oyunu soğuttuklarını gördük. bana kalırsa iğrenç bir rakip. yapılan faul sayıları ortada. ben inanıyorum ki birkaç hafta sonra sakatların da takıma katılmasıyla raylar yavaş yavaş yerine oturacak ve takım oynama alışkanlığı kazanacak, oyuncularımız form tutacak. şu an bireysel olarak baktığımızda çok yetenekli oyuncularımız var ama dünkü maçı ele aldığımızda sadece bruma ile bir şeyler yapmaya çalıştığımızı gördük. yakında oynama alışkanlığı ve form tutan oyuncularla birlikte hücum varyasyonlarımız artacak. liderlik potasına tutunabilmemiz için bize gereken şey de bu. form tutmak, alışkanlık kazanmak ve akabinde gelen seri galibiyetler. şöyle 5-6 belki de 7 maçlık galibiyet serisi ile liderliğe çok sağlam tutunacağız. buna inanıyorum çünkü hocaya ve futbolculara güveniyorum.
  • 15271
    başından beri kafamdaki tablo 5.hafta, bjk maçının ardından 13 puan toplamamızdı. şu anda hala 11 veya 13 puan masada. 11 puan da gayet başarılıdır.

    rizespormaçı banko 3 puan, bjk'ye yenilmemeliyiz kesinlikle. oyunumuz zamanla yükselecektir, podolski'nin ve cavanda'nın dönüşü(u: cavanda takımla antrenmanalara başlamış rize maçında sahada olur, poldi ancak bjk maçına.), de jong'un takıma girmesi çok önemli. ideal on biri oturtmamız lazım, kim aksatıyosa da kesilsin isim umrumda değil; sneijder(u: wesley selçuk'la yan yana oynayamıyor kardeşim. de jong'u bir adım geriye atıp sneijder'i tolga'yla oynatmak çok daha iyi olacak. tolga 6 numara değil, iyi bir box2box oyuncusu), selçukvs.
  • 15275
    riekerink bey'e bir kaç tavsiyem var, öncelikle iki milli maç yapıp gelmiş sneijder'i aynı hafta içinde lig maçında 90 dakika oynatmamalı. de jong'un da takıma katılmasıyla, ara ara rotasyon yapıp, tolga- de jong- selçuk üçlüsünü orta sahada deneyip bakmalı. hani diyorlar ya selçuk defansa kitleniyor diye bir de görmek lazım üçlü ortasaha ile neler yapıyormuş selçuk bey. selçuk ve sneijder'in kötü oyunu ortadayken rotasyon yapmaktan kaçınmamalı. podolski döndüğünde 4-4-2 bile denenebilir bana kalırsa sneijder'siz. eren ve poldi'ye şişirilen topların çoğu indirildiğinde rakip takıma sıkıntı yaratacaktır.

    takımda ki sakatlıklar geçsin, kötü oynayanı kulübeye çek hocam, kimse sana bir şey demez. özellikle eren'in yalnız kalmasına çözüm bulunması gerekiyor. ceza sahası çevresine bakıyorsun hücumdayken sneijder ve eren 6-7 kişiyle boğuşuyor. soldan atak yaparken sağ kanat ceza sahası içinde bulunmalı.sneijder-carole-bruma üçlüsü antrenmanlarda özellikle ver-kaçlara çalışması gerekiyor, orda bruma varken o üçgenlerin çok ekmeğini yeriz. orta açmayı çok az tercih ediyoruz, eren gibi etkili bir adam varken cezasahasında. bruma, sneijder ve eren daha hareketli olmalı ki kilit açılsın. sneijder'in aşırı sol tarafa yanaşmasını sürekli uyarmak lazım ayrıca, bruma'nın etkinliğini azaltıyor bu durum. şu ana kadar açıkladıklarım çok ufak şeyler gibi görünüyor ama oyunun kitlenmesinin sebebi oyunda küçük detayların uygulanmaması.
App Store'dan indirin Google Play'den alın