15262
2013 ocak ayinda sneijder transfer edildiginde selcuk'la birlikte oynadiklari bir orta sahanin uyumlu olamayacagini, oyuncularin yetilerinin fazla ortak oldugunu dusunuyordum, burada da dile getirdim. 4 sezon sonunda 2 sampiyonluk kazanmis olmamiza ragmen bu ikili birlikte oynayali beri 2011/2012 donemindeki futbolu hic izleyemedik. simdi 2016 sonuna geldigimizde ise sneijder yaslanmis, zaten cok yuksek olmayan temposu dusuk, keskinligini kaybetmis gorunuyor. selcuk ise ilk yari sonunda oyundan aliniyor, korkunc agirlasti ve taraftarla bagi da geri donusu olmayan bir bicimde koptu. geri donup bakinca goruntu net: tek yanlis planlamayla iki oyuncuya yazik ettik. hadi selcuk bir yana, ama sneijder gibi bir oyuncuya uygun bir takim organizasyonunu 4 sezon boyunca kurulamamasi da cilemiz oldu. bugun ise elimizde bugunun futboluna uyumsuzluklari ortada olan, 32 yasinda ve takimin en cok kazanan 3 oyuncusundan 2'si konumundalar.
peki sonuc?
terim, mancini, prandelli, hamzaoglu ve denizli'nin vuramadigi nesteri en sonunda riekerink vurdu, ve selcuk ikinci yari oyundan cikti. bir cok kimse galatasaray'i ikinci yari temposuz, hucum opsiyonlari kisitli gordu, ve haklilar. fakat galatasaray ikinci yari de jong-tolga-sneijder uclusuyle cok nadir gordugumuz bir pas temposu yakaladi. nadir dememin sebebi bunu hamzaoglu doneminde de yer yer gormemizdi: ancak bunu saglayabilmek icin orta sahayi selcuk-bilal-sneijder kurunca takim savunmasi elek gibi oluyordu. bu sefer ise pas temposu takim savunmasi dagilmadan yukseldi.
bu uclunun hizli paslasmalarinin ve dengeli oyununun gole donusmemesinin cesitli sebepleri var. hakemiydi, kayserinin futboluydu, bunlari bir yana koyuyorum, ve sadece takim ici sebeplere odaklaniyorum:
1. kanatlardaki oyunculardan yalnizca bruma hucum aksiyonu yaratabildi. carole, sabri, josue dortlusu hicbir etkili ofansif hamle yapamadan mac sona erdi. galatasaray kesinlikle kanatlari daha iyi kullanmak zorunda. sol kanat carole-bruma'yla bence oturmus durumda, fakat sag kanadi isletecek ikiliyi, yani sabri-cavanda-linnes ve josue-sinan-podolski'den ikisini, bir sekilde bulmamiz lazim. burada onde oynayan oyuncu kesinlikle gol atmasini bilmeli, arkasindaki bek de onu rakip kaleye itebilecek tempoda ve yetenekte olmali. su an kagit ustunde cavanda-podolski dogru gorunuyor, ancak ikisi de kocaman bir soru isareti.
2. eren olusan pas kanallarini iyi okuyamadi ve takimin geri kalaniyla uyumsuzdu. macin ozetindeki pozisyonlari izlerseniz, ikinci yaridaki pozisyonlara bakin. bruma ve sneijder'in ikiser sutu var- tam sut anlarinda eren'in kendisine alan yaratmayi basaramayan, rakip defans ve kendi takim arkadaslari arasinda sikisik bir pozisyonda kalmis oldugunu goreceksiniz. bu oyun zekasi ve takimla uyumla aciklanabilecek bir sey. daha gecen yil mario gomez'i bu denli basarili yapan da buydu, gomez hucum aksiyonlarinda cok dogru pozisyon alarak yeri geldiginde duvar oldu, yeri geldiginde pozisyona girdi. bu kalite besiktas'in hucum akiskanligina inanilmaz katki sagladi. eren-sigthorsson-podolski uclusu kagit ustunde iyi gozukse de bana kalirsa aradigimiz ozelliklere tam olarak sahip degiller. ancak bu takimin diger gediklerinin kapatilmasiyla idare edilebilir bir problem.
3. merkezden cikislar yapilamamasi. yine ikinci yari ozellikle tolga'nin bir kac kez ileri ciktigini gorduk, fakat ancak ciliz sutlar cikardi. de jong ise al-ver ve pozisyon almaya yonelikti, hucuma cikmadi. chedjou-hakan ikilisi de topla cikamadi. boylece merkezden de hic tehlike yaratamadik. bu bence dolayli bir mesele, eger kanatlari isletebilirsek tempomuz artacagindan daha cabuk ve kolay yerlesecegiz. bu seviyeye ulasabilirsek selcuk da tekrar daha yararli olacaktir.
***
kisacasi denizli'yle baslayan ve bugune kadar gelen surecteki temel problemimiz hucum kalitesinin yetersizligi yeni sezonda da net bicimde ortada. once sag kanattan hucum yapmayi cozecegiz, sonra santrfordan oyun verimi alacagiz. bunlari basararak ocak ayina kendimizi atabilirsek ilerisi icin umutlu olabiliriz, yoksa cok zor.
peki sonuc?
terim, mancini, prandelli, hamzaoglu ve denizli'nin vuramadigi nesteri en sonunda riekerink vurdu, ve selcuk ikinci yari oyundan cikti. bir cok kimse galatasaray'i ikinci yari temposuz, hucum opsiyonlari kisitli gordu, ve haklilar. fakat galatasaray ikinci yari de jong-tolga-sneijder uclusuyle cok nadir gordugumuz bir pas temposu yakaladi. nadir dememin sebebi bunu hamzaoglu doneminde de yer yer gormemizdi: ancak bunu saglayabilmek icin orta sahayi selcuk-bilal-sneijder kurunca takim savunmasi elek gibi oluyordu. bu sefer ise pas temposu takim savunmasi dagilmadan yukseldi.
bu uclunun hizli paslasmalarinin ve dengeli oyununun gole donusmemesinin cesitli sebepleri var. hakemiydi, kayserinin futboluydu, bunlari bir yana koyuyorum, ve sadece takim ici sebeplere odaklaniyorum:
1. kanatlardaki oyunculardan yalnizca bruma hucum aksiyonu yaratabildi. carole, sabri, josue dortlusu hicbir etkili ofansif hamle yapamadan mac sona erdi. galatasaray kesinlikle kanatlari daha iyi kullanmak zorunda. sol kanat carole-bruma'yla bence oturmus durumda, fakat sag kanadi isletecek ikiliyi, yani sabri-cavanda-linnes ve josue-sinan-podolski'den ikisini, bir sekilde bulmamiz lazim. burada onde oynayan oyuncu kesinlikle gol atmasini bilmeli, arkasindaki bek de onu rakip kaleye itebilecek tempoda ve yetenekte olmali. su an kagit ustunde cavanda-podolski dogru gorunuyor, ancak ikisi de kocaman bir soru isareti.
2. eren olusan pas kanallarini iyi okuyamadi ve takimin geri kalaniyla uyumsuzdu. macin ozetindeki pozisyonlari izlerseniz, ikinci yaridaki pozisyonlara bakin. bruma ve sneijder'in ikiser sutu var- tam sut anlarinda eren'in kendisine alan yaratmayi basaramayan, rakip defans ve kendi takim arkadaslari arasinda sikisik bir pozisyonda kalmis oldugunu goreceksiniz. bu oyun zekasi ve takimla uyumla aciklanabilecek bir sey. daha gecen yil mario gomez'i bu denli basarili yapan da buydu, gomez hucum aksiyonlarinda cok dogru pozisyon alarak yeri geldiginde duvar oldu, yeri geldiginde pozisyona girdi. bu kalite besiktas'in hucum akiskanligina inanilmaz katki sagladi. eren-sigthorsson-podolski uclusu kagit ustunde iyi gozukse de bana kalirsa aradigimiz ozelliklere tam olarak sahip degiller. ancak bu takimin diger gediklerinin kapatilmasiyla idare edilebilir bir problem.
3. merkezden cikislar yapilamamasi. yine ikinci yari ozellikle tolga'nin bir kac kez ileri ciktigini gorduk, fakat ancak ciliz sutlar cikardi. de jong ise al-ver ve pozisyon almaya yonelikti, hucuma cikmadi. chedjou-hakan ikilisi de topla cikamadi. boylece merkezden de hic tehlike yaratamadik. bu bence dolayli bir mesele, eger kanatlari isletebilirsek tempomuz artacagindan daha cabuk ve kolay yerlesecegiz. bu seviyeye ulasabilirsek selcuk da tekrar daha yararli olacaktir.
***
kisacasi denizli'yle baslayan ve bugune kadar gelen surecteki temel problemimiz hucum kalitesinin yetersizligi yeni sezonda da net bicimde ortada. once sag kanattan hucum yapmayi cozecegiz, sonra santrfordan oyun verimi alacagiz. bunlari basararak ocak ayina kendimizi atabilirsek ilerisi icin umutlu olabiliriz, yoksa cok zor.