• 14101
    gençleşmesi gerektiğini daha önce yazmıştım. geçenlerde denizli bunum sinyallerini verdi. şimdi tek endişem devre arası saçma sapan adamların alınması. bu sezonu kurtarmak istiyorsan, devre arası en fazla 1-2 kaliteli ismi kiralamaya gidersin fakat büyük paralarla transfer yapmak aptallık olur.

    denizlinin kalacağı belli değil iken önümüzdeki sezon başka bir hoca ile anlaşıldığında yeni t.d. belki de o adamları beğenmeyecek, sen de yaptığın pahalı transferlerle kalacaksın.

    bu yıl en kötü ihtimal uefa ya kayılıp, türkiye kupasını almamız lazım. biraz büzüğümüzü sıkarsak ligde 3. oluruz. asıl hedefimiz uefa da gidebildiğimiz kadar gidip, prestij kazanmak olmalı.

    eminim yönetim de bunları görecek kadar ayıktır.
  • 14104
    temizlenmesi lazım doğru ama bunun en verimli şekilde sezon sonu yapılabileceğini ve o sebeple transferi çok abartmamamız gerektiğini düşünüyorum. gel gelelim okadar çok dayanılamayacak kadar kötü durumda bölgemiz var ki galatasaray tarihinin en isabetli 2 transferini aynı anda yapmamız ve grozkroyz'u ikna etmemiz gerekiyor. aki durumda bu galatasaray'a sene sonuna kadar taraftarın dayanamayacağını düşünüyorum.
  • 14105
    bu ülkede onlarca iyi eğitim almış insan, ya çok küçük bir meblağa bir ay boyunca köle gibi çalışıyor ya da hiç iş bulamıyor. hayat şartları bu kadar acımasızken, bu boktan memleketin her türlü maddi imkanının en üst düzeydeki seviyesine sahip olan bu grubun; şımarıkça, küstahça, işine saygı göstermeyip, sahada adımına adım katmadan oynamasının iş ahlakıyla bağdaşır hiçbir yanı yok. sizi izlemek için çaba gösteren taraftar, kimi zamanlarda aldığı asgari ücretin yüzde 15 - 20'sini sırf bir maça gitmek için ayırıyor. bunun karşılığında kıçını rakibe dayayıp faul almaktan başka bir iş yapamayan selçuk'u, her ikili mücadelede kendisini yerde bulan ve her maç en az bir golün yenmesine katkı sağlayan semih'i, bir futbolcu olmak için hiçbir bedensel özelliği ve ayırt ediciliği olmayan rakip takımın sol açık gözlemcisi tarık'ı, rakip arkasına koşu yapmak dışında büyük takımın santrafor ihtiyacını karşılayamayan burak'ı ve aslında 3. forvet olarak takıma katkı verebilecek bir oyuncuyken, dengelerin efendisi hamza tarafından burak efendi küsmesin diye forvet transferi yapılmadığı için sürekli on bir oynamak zorunda kalan ve potansiyelinin fazlasını veremediği için kötü durumlara düşen umut'u, sneijder yokken eli ayağına dolaşan yasin gibi yerli futbolcuları izliyoruz. gördüğünüz gibi hepimizin mücadelesinden rahatsız olduğu ortak nokta, bu futbolcuların tamamının türk olması ve işine saygı duymaması. sneijder ve muslera dışında on birde oynayabilecek yabancı futbolcumuz zaten yok. podolski iyidir, hoştur ama o kadar rezil oynuyor ki, attığı goller bile benim gözümde kurtaramıyor onu. jose r., carole, denayer çok iyi birer yedek ama asla bizim seviyemizde değil. bahsettiğim seviye drogba'lı, senijder'li, eboue'li, elmander'li, ujfalusi'li, riera'lı seviye. bizim takımın temel seviyesi böyle olmalıdır. bundan aşağısını takıma reva gören insanlar, böyle ilklere imza atmış bir kulübü yönetmemelidir. görüleceği üzere takımda işini iyi yapma duygusu yerle bir olmuş adamlar bulunmakta. bir büyük takım şampiyon olamadığı sene rakibinden 10 küsürlü farklar yemez. açıp fenerbahçe'nin istatistiklerine bakın, şampiyon olamıyorlar belki çoğu zaman, ama inanılmaz bir ortalamaları var. galatasaray şampiyon olmamışsa, birinci oluyorlar, biz şampiyon olunca da ikinci oluyorlar genelde. aragones'li dönemleri dışında ilk 3'ün dışına çıktıklarını hatırlamıyorum. şampiyonluktan koptu diye lige küsen, oynadığı oyunu hiç eden bir ekip olduk son yıllarda. oysa ki her maç ayrı bir hedeftir, şampiyonluk her zaman olacak diye bir kaide yok ama en tepeye çıkamadığın zamanda da saygı duyulası bir iş ortaya koymak durumunda bu arkadaşlar. bunu yapamıyorlarsa da takımın revizyona gitme zamanı gelmiş demektir. 2012'den beri selçuklu, semihli, buraklı kadro 4 senede 3 şampiyonluk kazandı ve fatih terim'in etkisiyle avrupa'da da iyi işler yaptılar. ama bu oyuncuların futbola bakış açıları ile bizim geleceğimizi inşa etmemiz çok zor. nasıl olacak bilmiyorum ama iki gün işine geç giden adamın kovulduğu bir ülkede, aylardır işlerini kötü yapan bu adamların sözleşme yüklerinden kurtulmak öyle bir bela ki, geleceğimizi şekillendiremiyoruz. bir şekilde bunlardan kurtulup, yerlerine başarıya aç kalmış, futbol oynamaya iştahlı bir ekip oluşturup, takımın omurgasını yeniden düzenlemek gerekiyor. tabii bu donk'u transfer eden vizyon ile mümkün değil, ama yapılacak şey belli. en azından mücadelesinden vazgeçmeyen bir ekip ortaya koymak. biz 14 sene şampiyon olmadık bu bize koymadı ama mücadele etmemek koyuyor. sneijder ve muslera'nın iş ahlakının benzerlerine sahip 7 - 8 adama daha ihtiyacımız var. bu iki futbolcu da 11 puan fark yemiş takımın oyuncusu, diğerleri de. aradaki farkı hepimiz görüyoruz. en büyük iş de mustafa denizli'ye düşüyor. evet hocam, kariyerini, başarılarını, karakterini riske atacağın kulüp için bazı şeyleri değiştirmenin vakti geldi. dursun'a kalırsak işimiz zor zira..
  • 14106
    şaka gibi ama çok saçma bir istatistiğe sahip takım. istatistik şu ki galatasaray akp'nin kazandığı hiç bir seçim döneminde şampiyon olamamıştır. yani seçim döneminin olduğu ya da sezondan 1-2 ay sonra seçimin olduğu hiçbir sezon galatasaray şampiyon olamamış..

    istatistikler şöyle diyor
    3 kasım 2002 genel seçimlerinde akp ilk seçimini kazanıyor. 3 gün sonra fenerbahçe'den 6 yiyoruz. ligi 2. bitiriyoruz.
    28 mart 2004 yerel seçimlerinde akp ilk yerel seçimini kazanıyor. facia 2003-2004 sezonu rezalet geçiyor. ligi 6. bitiriyoruz
    22 temmuz 2007 genel seçimlerinde akp kazanıyor. 2006-2007 sezonu bir hayli yoksun geçiyor. ligi 3. bitiriyoruz
    22 mart 2009 yerel seçimlerinde akp çoğunluğu alıyor. 2008-2009 sezonu fişşek gibi başlayıp aşırı kötü bitiyor. ligi 5. bitiriyoruz.
    12 eylül 2010 referandumunda yetmez ama evetçilerin rezaletinden dolayı akp'nin istediği evet oyu ve 12 haziran 2011 genel seçimlerinde akp yine tek başına iktidar oluyor. allah böyle sezonun belasını versin diyoruz. ligi 8. bitiriyoruz
    30 mart 2014 yerel seçimlerinde akp yine oyların çoğunu alıyor. bir sürü olay yaşıyoruz o sezon. ligi 2. bitiriyoruz
    8 kasım 2015 genel seçimlerinde akp yine tek başına iktidar oluyor. bu sezonun nasıl geçtiğini hepimiz biliyoruz.

    akp iktidara ilk geldiğinden beri sadece 7 haziran 2015'te çoğunluğu sağlayamadı. onda da galatasaray şampiyon oldu.

    tesadüf ? bu kadar örnekten sonra zor. iktidarın totemi desen ? o da saçma. kısaca şunu demek lazım boşuna galatasaray türkiye'dir demiyoruz. galatasaray her kötü gittiğinde ülke insanı da bambaşka bir platformda yanlış kararlar veriyor.
  • 14109
    (bkz: #1874649)

    şu entryi girdikten sonra fark ettim ki bu araştırma çoğalabilir. daha sosyolojik bir yaklaşımda bulunulabilir ve olay tek bir partinin seçim döneminden çıkıp tüm seçim dönemleriyle kıyaslanabilir.
    seçim dönemleri ve galatasaray ne yaptı;

    öncelikle genel seçimler;

    1 kasım 2015;
    kazanan akp
    galatasaray'ın şu an oynanan sezonu rezalet geçiyor
    7 haziran 2015;
    kazanan yok
    galatasaray sezonu öyle ya da böyle şampiyon bitiriyor.
    12 haziran 2011;
    kazanan akp
    galatasaray tarihinin en rezil sezonunu -2010 2011- geçiriyor
    22 temmuz 2007;
    kazanan akp
    galatasaray 2006-2007 sezonunu 3. bitiriyor
    3 kasım 2002;
    kazanan akp
    galatasaray ligi 2. bitiriyor
    18 nisan 1999;
    dsp önderliğinde koalisyon
    galatasaray şampiyon oluyor -1998-1999-
    24 aralık 1995;
    seçim sonucu koalisyon hükümeti
    galatasaray 1995-1996 sezonunu 4. bitiriyor
    20 ekim 1991;
    seçim sonucu koalisyon hükümeti;
    galatasaray 1991-1992 sezonunu 2. bitiriyor
    29 kasım 1987;
    anap çoğunluğu alıyor
    galatasaray şampiyon
    6 kasım 1983;
    darbe sonrası ilk seçim. anap çoğunluğu alıyor (!!!)
    galatasaray 1983-1984 sezonunu 3. bitiriyor
    5 haziran 1977;
    oyların çoğunu chp alıyor
    galatasaray 1976-1977 sezonunu 5. bitiriyor
    4 ekim 1973;
    oyların çoğunu chp alıyor
    galatasaray 1973-1974 sezonunu 5. bitiriyor
    2 ekim 1969;
    adalet partisi tek başına iktidar oluyor
    galatasaray 1969-1970 sezonunu 7. bitiriyor
    10 ekim 1965;
    adalet partisi tek başına iktidar oluyor
    galatasaray 1965-1966 sezonunu 2. bitiriyor
    15 ekim 1961;
    seçim sonucu koalisyon hükümeti
    galatasaray 1961-1962 sezonu şampiyon oluyor

    lig resmileşmeden önceki sezonları dahil etmedim. galatasaray profesyonel lig kurulduktan sonra tam 15 seçim görmüş. 15 seçim döneminde sadece 3 kere şampiyon olmuş. 7 haziranı hükümet kurulmadığı için saymadım. onu da dahil edersek 4 kere şampiyon olmuşuz. bu sayı fenerbahçe'de 6. daha ilginç bir veri ise galatasaray'ın şampiyon olduğu seçim dönemlerinde sadece 1 kez tek parti hükümeti çıkmış. fenerbahçe şampiyon olduğunda ise tam 4 kez tek parti hükümeti çıkmış seçimlerde. genel seçim analizi bu kadar, sıra yerel seçimde

    yerel seçimler;

    30 mart 2014;
    oyların çoğunu akp alıyor
    galatasaray 2013-2014 sezonunu 2. bitiriyor
    29 mart 2009;
    akp oyların çoğunu alıyor
    galatasaray 2008-2009 sezonunu 5. bitiriyor
    28 mart 2004;
    akp oyların çoğunu alıyor
    galatasaray 2003-2004 sezonunu 6. bitiriyor
    18 nisan 1999;
    o sene hem yerel hem genel seçimler aynı gün yapılıyor. genel seçimde de olduğu gibi diğer partiler arasında uçurum fark yok.
    galatasaray 1998-1999 sezonunu şampiyon tamamlıyor
    27 mart 1994;
    partiler arasında çok fark yok ama en çok oyu doğru yol partisi alıyor
    galatasaray 1993-1994 sezonunu şampiyon bitiriyor.
    26 mart 1989;
    oyların büyük kısmını shp, dyp ve anap alıyor
    galatasaray 1988-1989 sezonunu 3. bitiriyor
    25 mart 1984;
    anap oyların ve belediyelerin çoğunluğunu alıyor
    galatasaray 1983-1984 sezonunu 3. tamamlıyor
    11 aralık 1977;
    oyların ve belediyelerin büyük kısmını chp ve adalet partisi paylaşıyor
    galatasaray 1977-1978 sezonunu 3. bitiriyor
    9 aralık 1973;
    oyların ve belediyelerin büyük kısmını chp ve adalet partisi paylaşıyor
    galatasaray 1973-1974 sezonunu 5. bitiriyor
    2 haziran 1968;
    adalet partisi oyların neredeyse yarısını ve belediyelerin neredeyse hepsini alıyor
    galatasaray 1967-1968 sezonunu 3. bitiriyor
    17 kasım 1963;
    oylar adalet partisi ve chp arasında paylaşılıyor
    galatasaray 1963-1964 sezonunu 3. bitiriyor

    yerel seçimlerde de lig profesyonelleşmeden öncekileri dahil etmedim. galatasaray profesyonel lig kurulduktan sonra 11 yerel seçim görmüş. bunların sadece 2 tanesinde şampiyon olabilmiş. o şampiyon olduğu dönemlerde oyların en fazla dağılım gösterdiği dönemler. fenerbahçe ise tam 7 kere şampiyon olmuş.

    12 eylül 2010 anayasa referandumu;
    hükümetin istediği evet oyu, yetmez ama evetçiler ve boykot eden insanlar yüzünden bir hayli fazla çıktı
    galatasaray 2010-2011 sezonunu 8. bitirdi

    10 ağustos 2014 cumhurbaşkanlığı seçimi;
    recep tayyip erdoğan ilk turda kazanıyor
    galatasaray 2013-2014 sezonunu 2. bitiriyor . 12 ağustos'ta oynadığımız süper kupa maçını da fenerbahçe'ye karşı kaybediyoruz

    şimdi gelelim ana varsayıma. görünen o ki galatasaray koalisyonu seviyor. tek parti hükümetleri bize göre değil. daha eşitlikten yanayız. iki kere belediye seçimi döneminde şampiyon olmuşuz onlarda da partiler arasındaki oy farkları bir hayli az. belki de seçim arabaları bizim oyuncuların motivasyonunu bozmuş. bir de fenerbahçe'ye bak. adamlar resmen statükocu. ben belediye başkan adayı olsam yapacağım harcamalar kadar da fenerbahçe'nin şampiyonluğuna iddia oynarım ki olur da seçilemezsek zarar etmeyelim diye.

    son olarak demem o dur ki seçimin kapsadığı yıllarda bizim takım sapıtıyor. yani yönetim, futbolcular falan hepsine bir şeyler oluyor. sakatlıklar artıyor, idareciler batırıyor, teknik adamlar anlamsız transferler yaptırıyor, taraftar inanmıyor falan filan. olmuyor işte...
  • 14110
    iyi senaryo: kiralandıkları takımlar tarafından telles ve bruma'nın satın alma opsiyonları kullanılır, inter şampiyonlar ligi'ne gider ve melo için ekstradan ödemesi gereken 1.5 milyon euroyu öder. burak bir şekilde gitmeye ikna edilir; artık ingiltere mi olur, çin mi olur, tanzanya mı olur bilemem. söz konusu satışlardan kasaya 25 milyon euro civarı para konulur. tarık çamdal, semih kaya, jem karacan, sabri sarıoğlu, koray günter, lucas ontivero, furkan özçal, sercan yıldırım ve sayamadığım binlercesi toplamda 5 milyon euro bonservis bedeli kazanılarak anadolu'nun ücra köşelerine gönderilir. dünyanın oynadığı süreye göre en fazla para kazanan futbolcusu hamit altıntop sepetlenir. futbolcuların ağır maaş yükünden, sevr antlaşması'ndan beter sözleşmelerinden kurtulunur. ve de transferde harcanmak üzere 30 milyon euro civarı parayla 2016-2017 sezonu'na doğru yol almaya başlarız. elde futbolcuya benzeyen 11-12 futbolcu kalır. bu kadro başarıya aç, kaliteli, iş ahlakı olan 8-9 oyuncuyla desteklenir. oğuzhan kayar, birhan vatansever, muhammet yeşilyurt gibi gençlerle kadromuz 23 kişiye tamamlanır. taraftarın sahada görmekten yıldığı ruhsuzlardan eser yoktur artık. tıpkı 2011-2012 sezonu'nda olduğu gibi basan, ısıran, arzulayan bir takım izlemeye başlar ve zevkten dört köşe oluruz.

    kötü senaryo: basiretsiz yönetimimiz devre arası transferinde de olumlu işler yapmaya muvaffak olamaz. şubat ayındaki uefa görüşmesinde şok bir transfer yasağı gelir. sene sonunda wesley sneijder, fernando muslera, lukas podolski gibi önemli isimler "kariyerimiz anasını bellemeyelim daha fazla" diyerek takımdan ayrılırlar. pavel nedved'in meşhur sözünü* felsefe edinen adam gibi adamlar(!) takımda kalmaya karar verirler. ruhsuz, yeteneksiz, milyon eurolar kazanan adamlar... 2016-2017 sezonu'na hiçbir beklentemiz olmadan gireriz ve yanılmayız da. galatasaray'ın 1 senesi daha çöpe gider. taraftarımızın kansere yakalanma orana ise her geçen gün artar.

    not: eminim kötü senaryoyu yaşamak istemiyoruz hiçbirimiz. galatasaray iyi olmadığı vakit bu hayat bir şeye benzemiyor çünkü.
  • 14111
    takımda, ufak istisnalar dışında, herkesin kesinlikle kalmasını istediği 3 isim var: muslera, sneijder, podolski. yani biri çıkıp da biz 3 futbolcumuzun yanına 8 ilk 11 transferi yapacağız dese taraftar formaları giyer, atkıları alır konvoya çıkar.

    bir de bunların yanında eh işte, sorun değil kalsın, ileride durumlar tamamen düzelince onların yerini de doldururuz denilen adamlar var. mesela sol bek için carole böyle bir isim. hiç kimse adını kesin kalması gerekenlere yazmıyor, ama büyük çoğunluk da kalabilir gözüyle bakıyor. yine chedjou böyle bir isim. selçuk inan'ı da yanına sağlam bir orta saha alınırsa bu gruba koyabiliriz.

    bir de ilk 11'de oynamasın, yedekte dursun ama gönderilmesi çok elzem değil denilen adamlar var. yasin öztekin bunların başında geliyor mesela. bir diğeri emre çolak ve belki koray günter.

    bunların dışında kalanlar taraftarlarca gönderilmesi istenen adamlar. sabri sarıoğlu, tarık çamdal, semih kaya, umut bulut, burak yılmaz ve diğerleri. yönetimin acele etmeden, buna göre bir yapılanma gerçekleştirmesi lazım. galatasaray darülaceze değil. burak yılmaz gitmek istemiyor mu? sabri'ye yaptığını yapıp a2'ye göndereceksin. eminim orada bize daha faydalı olur. mobbing yapacaksın gerekirse ya. bu ülkede 1500 liraya çalışan özel şirket elemanlarına sayısız mobbing uygulanıyor. kamu kurumları zaten mobbingden geçilmiyor. milyon euro alan adamın mobbinge uğraması sikimde olmaz açıkçası.

    gelelim alınacak adamlara. burada genelleme yapmak istemiyorum çünkü farklı düşünüyor olabilirim. ben şahsen drogba, sneijder gibi adamlara değil de telles, carole gibi adamlara yönelik transfer politikası görmek istiyorum. gerekirse yıllık 10 milyon euro'yu scout'a ayırıp dünyanın en iyisi ol bu konuda. eminim getirisi otelden daha iyi olacaktır.
  • 14115
    ryan donk galatasaray futbol takımı mevcut kadrosundaki futbolcuların yarısından daha iyi bir futbolcudur. fakat bu onu galatasaray seviyesinde bir futbolcu yapmaz. çünkü ryan donk'dan daha iyi olmayan o yarı nüfus gerçekten ama gerçekten süper lig seviyesinde bile değil şuanda. esasında kulüp bir an önce mevcut kadrosundaki çürük meyvelerden kurtulması gerekiyor, yarı aç kalsa bile. aksi takdirde çürük meyveler taze meyveleri de çürütür. bu doğanın kanunudur. dünyanın en iyi futbolcusu da gelse 365 gün sabri, tarık, burak, jem, umut gibileri ile antremanlara çıkarsa, bildiklerini de unuturum. yemin ediyorum abartmıyorum. dikkat edin gelen yabancılar geldikleri form ve gittikleri durum arasında hep çok fark var.

    (bkz: körle yatan şaşı kalkar)

    "ilk türkiye'ye geldiğimde antrenmanlarda çok çalışıyordum fakat türk futbolcularını gördükçe benimde çalışma şeklim değişti. üstlerinde hiç baskı yok sadece para alıp kızlarla geziyorlar.'' (bkz: ryan babel)

    (bkz: bu galatasaray adam olmaz arkadaş)
  • 14116
    ligin ilk yarisinda 17 macta 30 puan alan takim. ikinci devre oncesi bir orta saha, bir sag bek, bir kanat ve bir santfor transferi yapilacagi konusuluyor. uzerine bir de sakatlarinin iyilesmesi durumunda ligin ikinci yarisinda ciddi alternatifli ve gedigi olmayan bir kadroyla mucadele edecek. son 3 sezonda sampiyon olan takimlarin kazandigi puan 74'u asmamis. bu sene devre arasina iki takimin cok guclu giriyor olmasi dezavantaj, ancak galatasaray'in fikstur avantaji var.

    sonuc su: galatasaray ikinci devrede 2.5 puan ortalamasinin altina dusmezse sampiyonluk yarisinin disinda kalmayacaktir. yani kalan 17 mactaki 51 puanin 42-43'unu almasi gerekli. baska sekilde ifade etmek gerekirse galatasaray asagi yukari her 5 macinin 4unu kazanmak durumunda. 17 macta 13 galibiyet, 2 beraberlik, 2 maglubiyet gibi bir performans gerekenin minimumu. ayrica besiktas ve fenerbahce'ye karsi galibiyetten baska skor almak kabul edilebilir degil.

    bu durumda bir mucize beklendigi ortada. asil hedef kadroyu yenileyebilmek, genclestirmek ve oturtmak. bunu yaparken de ligi ilk 2 icerisinde bitirmek. oyle ki galatasaray yaz transfer donemine girdiginde hala "revizyon"dan degil, 2-3 nokta atisi transferden bahsediyor olmali. boylece galatasaray sampiyonlar ligi sansini surdurur, kaliteli oyunculari cekmeye devam eder, ve sampiyonlar ligi elemesine revize edilmis degil oturmus bir takimla girer.

    bunlarin ne kadari mumkun, onu zamanla gorecegiz.
  • 14117
    acun'un bu salon futbol uygulaması gerçekten hoş olmuş. kerem inan,ümit davala,hasan şaş,murat erdoğan,hakan ünsal,ergün penbe,evren nuri turhan vs. gibi isimleri tekrar izliyoruz. şu sıralar futbol takımımızda göremediğimiz isteği arzuları veteranlar resmen haykırırcasına sahaya nakış gibi işliyor. yaşlı kurtlar şu an ki futbolcularımıza sanki nazire yapıyor gibi. inşallah izleyip ibret alanlar vardır...
  • 14119
    2015-2016 sezonunun 2. yarısında en fazla 7 puan kaybetme lüksü var eğer ilk 2'den birine ve ya 2'sine çelme takmak istiyorsa.(bjk-fb) küçük çaplı bir mucize olur bu ikisinden biri olması ancak şansımızı denemek zorundayız. ha bana göre akhisar ve kasımpaşanın'da şansını denemesi gerekiyor tabiki ancak bizim hayal kurabilecek örneklerimiz varken bu diğer iki takım anadolu takımı ismi altında ezilmeye mahkum. en önemli nokta ikinci devreye nasıl girileceği. gazı ve ya işkembe-i kübra'yı bırakalım biraz hesap yapalım.

    bjk 41
    fb 40
    gs 30

    10 ve 11'lik fark var. öncelikle gözümüze birini kestirmemiz gerekiyor. hayal bir bakış açısıyla 2 takımı altımıza alırız şeklinde bir hedef koyarsak bu sıkıntı yaratır. ancak bir rakip bellersek kendimize ve şansımızın da yardımıyla birini yakalarsak ondan sonraki hedef diğer takım olacaktır.

    2 derbiyide kazandığımızı kabul ediyorum. nasıl kazanacağız sorusu sorulabilir. o başka konu ancak bu iki derbiyi kazanmazsak bana göre bu hedef biter. o yüzden bu ön kabul ile devam etmek gerek. olur da iki derbiyi de kazanırsak (ki derbiler içeride);

    puan farkı 8 ve 7 olacak. peki bjk ve fb ilk yarı kaç puan kaybetti. biri 10 puan biri 11 puan. hemen bu noktada şunu söylemem gerekiyor. bu entry rakiplerimizin sonuca yansıyan performansının en azından artmaması ve bizim performansımızın artması üzerine temel alıyor. dikkat ederseniz imkansızı kovalıyorum şu an.

    devam edelim...

    derbileri kazanırsak 8 ve 7 puan fark olacak dedik. peki ilk yarı biz rakiplerimizle olan derbileri kazanmış olsaydık rakiplerimiz kaç puan kaybetmiş olacaktı.
    bjk 13 puan, fb 12 puan.

    yani;

    bjk 79
    fb 79
    gs 36+x

    gördüğümüz gibi sadece ilk yarı puanı ve iki derbiyide kazandığımız var sayımını eklediğimizde 44 puan'a ihtiyacımız var. bu da demek ki 7 puan kaybete şansımız var en fazla.

    tabi ki rakiplerimizin ilk yarı kaybettiği ancak ikinci yarı kaybetmediği her her puan bizi hedeften kilometrelerce uzaklaştırır. ekstra kaybettikleri her puan ise bizi hedefe santimler yaklaştırır. zaten mucizenin yarısı burada. mucizenin diğer kısmı ise 7 puandan fazla puan kaybetmemek. bu 3 beraberlik, 1 malubiyet 2 beraberlik ve ya 2 malubiyet demek. gördüğünüz gibi çok zor.

    bu sebeple ikinci yarının başı çok önemli. kesin bir şekilde biz puan kaybetmemeliyiz bu dönem ancak ilk maçlarda rakiplerimiz kaybetmeli.
  • 14121
    bir tarafta hakan ünsal'lı ergün penbe'li, hasan şaş'lı, ümit davala'lı tv8 4 büyükler salon turnuvası'ndaki galatasaray takımı, diğer tarafta da semih'li, umut'lu, burak'lı müthiş takım. ayrımı yapmak zor olmasa gerek. 1 senedir izlediğim en iyi galatasaray takımı, dün akşam tv8'de salon futbolundaydı. bu tespit bile her şeyi yeterince anlatıyor bana kalırsa.
  • 14122
    en büyük sıkıntısı ileride top tutabilen oyuncuları olmamasıdır. ön libero defans evet sorunlar yaşıyoruz ama bunun asıl kaynağı ileride top tutamamaktır. açın maçlarımızı izleyin resmen her atak duvardan sekiyor ve en fazla 1 dakika sürüyor o kadar bile sürmüyor ya neyse. eğer ileride top tutabilecek atıp rahatlatabileceğimiz bir oyuncu alınmazsa bu sorun devam edecektir. dikkatli bakın 11-12 necati,elmander 12-13 drogba 13-14 drogba 14-15 file not found. işte sorun burdadır. taraftarın forvet diye ağlmasının nedeni budur işte. niasse vs lazım değil bize top oynamayı bilen forvet lazım koşan değil.
  • 14124
    bir futbol takımında, bir oyuncudan verim alınmak isteniyorsa o oyuncuyu ciddi manada tehdit eden oyuncu ya da oyuncular şart. bu büyük oranda bizim türk takımlarında böyle ne yazık ki. galatasaray futbol takımı'nın da bence temel problemi bu. burak ya da umut, selçuk ya da sabri kim olursa olsun adamları geride bekleyen bir tehdit yok. bu da tabi ki bir kadro planlama hatası.
App Store'dan indirin Google Play'den alın