• 14076
    takımın en büyük iki sorunu kondisyon ve takım içindeki bölünmedir. yapılması gereken transferler, teknik taktik falan hepsi bunlardan sonra gelir.

    takım olursan ve 90 dakika oynarsan sol bekin orhan sağ bekin cihan olsa bile 83 puan toplarsın.
    takım olursan ve 90 dakika oynarsan sol bekin victoria sağ bekin capone olsa bile şampiyon olursun.
    takım olursan ve 90 dakika oynarsan forvetin radu bile olsa liverpoola gol atarsın.
    takım olursan ve 90 dakika oynarsan başında teknik direktör olmasa bile şampiyon olursun.

    bu takımın anası bellenmiş. hamza yerlilerin götünü öyle bir kaldırmış ki zannersin hepsi padişah çocuğu. kısıtlı yeteneğin üstüne bir de göt kalkması eklenince ve takımdaki yabancılara karşı abuk sabuk konuşmalar başlayınca ( sadece bizim duyduğumuz 1 yabancı olmalı gibi, başka neler söyleniyor kim bilir), doğal olarak yabancılarla yerli oyuncuların arası açık şu anda. sneijder de dahil hiç kimsenin maç kaybetmek veya kazanmak umurunda değil. olan bu soğuklarda maç izlemeye giden taraftara oluyor sadece.

    bir tarafta götü kaldırılanlar. semih-burak-umut-sabri-tarık
    diğer tarafta sallanmayanlar. denayer-jose-carole-podolski- sinan-koray

    bu takımın bu kadar puan alması bile sadece ve sadece galatasaray arması sayesindedir. çıkarın başka bir forma koyun, küme düşmeme mücadelesi verir bu takım.

    ben mustafa denizliyi takdir ediyorum bu zor zamanda elini taşın altına koyup geldiği için. emin olun yılmaz vural hariç çok kişi gelmezdi. ama uzun vadede denizli ile olmaz bu iş. olmayacağını kendisi gösterdi. yapılacak iş bu saatten sonra belli:

    devre arasında önümüzdeki sene için eli sopalı askeri disiplinli bir tane mümkünse alman hocayla anlaş. adam 6 ay boyu takımı ve ligi analiz etsin. eksik bölgelere şimdiden oyuncu bak. sezon sonunda sözleşmesi bitecek oyuncularla şimdiden görüş ki bonservissiz almaya çalış (malum ffp). devre arası mümkün olabildiğince kangrenli hücreleri gönder yerlerine ya 6 aylık kiralık al ya da gençleri monte et. saçma sapan, sözleşmesinin bitmesine 6 ay kalmış 30 yaşındaki adamlara 2,5 milyon euro para harcama. nasıl olsa şampiyonluk gitti, bu parayı harcasan da ligi bitireceğin yer belli, harmasan da. o yüzden bu paraları har-ca-ma!!!!!!!!

    benim kafamdaki 11 sene sonunda

    muslera (cenk)
    transfer (transfer)-transfer (chedjou)-transfer (koray)-carole (olcan)
    transfer (selçuk)-transfer (transfer)
    transfer (sinan)-sneijder (jose)-podolski (yasin)
    transfer (transfer)
  • 14079
    maalesef bu yıl takım olamamıştır.

    içerisinde daha müsait pozisyondaki takım arkadaşına pas atmayan mı ararsın, alakasız pozisyonda kankasına gol attırmaya çalışan mı ararsın, abidik gubidik işler yapma var, birbirini sahiplenme duygusu yok, takım arkadaşıyla yardımlaşma sıfır, birisi hata yaptığında telafi etmeye çalışmak yerine çemkirmek yapılan tek şey. bıkkınlık, bezginlik, ruhsuzluk, takım içi gruplaşma hat safhada. muslera hariç bir tane oyuncu yok ki boşvermemiş olsun. o da boşverseydi zaten aldığımız puanın yarısını alamazdık.

    yeniden yapılanma şart. bu sezon ligi en azından avrupa barajının üstünde bitirip, avrupa liginde gidebildiğimiz kadar gitmeliyiz. ardından maaş barajı koyup, uyanlarla yola devam edilmeli. uymayanlarla yollar ayrılmalı. ben paramı alır yatarım diyenlere her türlü mobbing uygulanmalı. yeni oluşturulacak takımla, organik inorganik bütün bağları kesilmeli.

    bu yıl şampiyonluk zaten gitti, gelecek yıl da olmamaya razıyız, yeterki tekrar lige ve avrupa'ya 3-4 yıl ambargo koyacak yapı kurulsun.
  • 14080
    şimdi yine kızacaklar ama şu geldiğimiz noktada fatih terim karakterinin de azımsanmayacak bir payı var. peki neden?

    şimdi fatih terim'in milli oyunculara yaklaşımını biliyorsunuz; onlara "siz bu ülkenin milli takımının oyuncularısınız, en güzel parayı siz alırsınız, en güzel evlerde siz kalırsınız, en güzel yemekleri siz yer, en elit mekanlara siz gider, en güzel kızlarla siz takılırsınız." dediğini eski milli oyuncular bile sık sık dile getirdi. şimdi hamzaoğlu da milli takımda kendisinin yanında staj yaptı kendisinin malumunuz. terim'in oyunculara yaklaşımını bizzat gözlemledi ve galatasaray'da muhtemelen yerlilere karşı, özellikle selçuk-burak gibilere, bunu tatbik etti. sezon başında burak'a "yıldız yıldız diyorlar, işte geldi yıldız." söylemini hatırlarsınız, bu o yaklaşımın bir yansıması sadece.

    terim'le aralarındaki fark şu ki terim pohpohlamasını nasıl bilirse bundan şımaranı hizaya getirmesini de ondan daha iyi bilir. hamzaoğlu bunu yapamadı sanırım yüzü biraz yumuşak olduğundan, sonuç poposu kaldırılmış, ortamını bulmuş, rahat bir takım iskeleti. dolayısıyla geldiğimiz bu nokta çok şaşırtıcı değil.

    yani hamza'nın kendi karakterini düşünmeden direkt terim'den gördüğü oyuncu motivasyon yaklaşımını galatasaray gibi bir takımda uygulamaya kalkmış olması, ki bu benim tahminim, bizi kaçınılmaz sona sürükledi.
  • 14081
    daha temmuz ayında "revizyona ihtiyacı var" dediğimizde itin götüne sokulduğumuz, şu anda ise bizi itin götüne sokanların o gitsin bu gelsin revizyon lazım dediği canım kulübümün lokomotifi

    ulan alayı profesyonellikten kırılan barça'dan ayrılan pep guardiola bile "artık takımı motive edemediğimi anladım" dedi. futbol böyle bir şey, her şey iyi gitse de revizyon, taze kan, yeni heyecan şart 3-4 senede bir.

    sene başında sen kadronu geniş tutmaz kimseyi yedeklemez, torpille forma verirsen kimse çalışmaz. neden çalışsın ki? sene başında 3-4 adam alınsa bugün 2-3 kişi gitsin diyebilecekken şu anda muslera, çeju, hakan, sneijder, podolski, sinan, cenk gönen dışında bütün takımı dağıtmak zorundayız. daha mı iyi oldu şimdi?
  • 14082
    göz göre göre gerileme dönemine giren , vizyonundan , kalitesinden , iddiasından ve ekonomik olarak değerinden çok şey kaybeden kulüp.

    kadrosunun yarattığı psikolojik etki de tamamen bitti, ne içeride ne dışarıda kimse bizden korkmuyor bile artık. bu durumun en kötü tarafı sizi sıradan bir takıma çevirir ve maça çıkan rakiplerinizin hem daha fazla motive olmasına neden olur hem de size karşı oynayacakları sinik futbolu ya da ayakları dolaşıp ta yapacakları hataları minimuma indirir.

    transfermarkt sitesine göre kadromuzun nominal değeri yaklaşık olarak 118 milyon euro. çok kaba bir hesapla eldeki tüm futbolcuları satsak reel değeri herhalde iyimser bir tahminle 65 en iyi kazıklamayla falan 70 milyon euro yu geçmez. bu meblağında yarısı zaten 2-3 adamın toplamından oluşuyor. (muslera, sneijder ve burak yılmaz) bu demektir ki geriye kalan tüm kadroyu toplasan 30 milyon euro gibi bir ederi anca var. üstelik bu takımın yaş ortalaması da 27.5. dolayısıyla her geçen gün yaşlanan bu kadronun değeri daha da düşecektir.

    gönderilecekler listesi yapmaya gerek yok. en az şekilde neşteri vursak bile aşağıdaki adamların haricinde tüm kadrosunun yenilenmesi ve gençleşmesi gerekiyor.

    muslera
    cenk
    chedjou
    koray
    carole
    selçuk
    sneijder
    podolski
    sinan

    demek ki olmazsa olmaz en az 6 tane ilk 11 oynayacak adama ihtiyaç var. bu 9 adamın kalması halinde kalan çöplerin temizlenmesiyle yaklaşık bonservislerinden 20 -25 milyon civarı bir gelir elde edilebilir. 25 milyon çok iyi bir tahmin bu arada ben 20 yi bile zor bulacaklarını düşünüyorum. aynı zamanda bu adamların maaşlarından da kurtulacağımız için yaklaşık bir 20 milyon euro da oradan gelir elde etmiş olacağız.

    sonuç olarak hiçbir ekstra gelir kalemi eklemeden aslında küçülüyor gibi görülerek kadroda 9 adam bırakıp yaklaşık 40 milyon euroluk bir kaynak yaratmış oluyoruz.

    22 kişilik bir kadro için almamız gereken 13 adam kaldı.

    6 adet ilk 11 oynayacak, 7 adet genç oyuncu alırsak ve tek tek değil tamamen takım kimyasına yönelik, birbirlerinin açığını kapatacak değişik özellikte oyuncular ve bu oyuncuları yedekleyecek benzer özelliklerde gençlerden söz ediyorum ve mümkünse tamamı yabancı o zaman yeni bir çehreye bürünebiliriz. bunu devre arası ile birleştirip birkaç oyuncuyu en azından şimdiden önümüzdeki seneye kadar monte edebiliriz.

    maaşları 2 milyonu ilk onbir, 1 milyon euro yedekler için ortalama düşünürsek bonservisler için 20 milyon euro kalıyor ki biraz yetersiz , bu durumda eğer yapabiliyorsa yönetimin önümüzdeki sene bir şekilde transfere 10 milyon euro bütçe ayırması gerekecektir.

    aksi takdirde böyle bir temizlik yapılmazsa bu takım 3000 seyirciye oynamaya devam eder ve artık tedavisi onarılamayacak hale gelmiş futbolcu-taraftar-yönetim husumetinden herhangi bir başarı cıkmaz. taraftarın sırtını döndüğü bir takımla bir yere gidemezsiniz. "ben yaptım oldu ben 3 kupa aldım bu takım bana yeter" diyen bir meczupla ve amatör kulüp bile yönetemeyecek bir yönetimle sezona başladık daha 3 ayda havlu attık.

    ayrıca mustafa denizli ile bu iş olmaz. bize bir ekol , taktisyen, sağlam bir kondisyoner ve antrenör ekibi , mümkünse başlarına da tecrübeli bir futbol aklı gerekiyor. bunun için yine türkiye'den çözüm üretmeye çalışmanın şimdilik gereksiz oldugunu düşünüyorum. ancak böyle bir yapıya genç ve gelecek vaad eden bir türk yardımcı eklenebilir (ergün pembe, tugay kerimoglu, ümit davala gibi mümkünse arif erdem, hasan şaş gibi değil)
  • 14084
    an itibariyle hamza hamzaoğlu ve bazı dolgun ücretli oyuncularımızdan hıncımı alamadığım için sinirimin geçmediği takımdır. çünkü yaptıkları ve yapmadıkları hiçbir şeyin cezasını çekmiyorlar. hamza'nın kurduğu takım ortada. defolup gitti enkazını kaç sene toplayacağız kim bilir. ruhsuz oyuncuların kontratları ve paradan vazgeçmedikleri için sülük gibi bize yapışmış olmaları cabası. devre arasında bu oyuncular satış listesine konmuştur diye siteye yazmayacak yönetimin amk. gelen her teklifide siteden bildireceksin. her kap bildiriminde transfer bitecek diye bir şey yok nasılsa. x klübüyle antlaşma sağlanmış olup oyuncuyla görüşmelerine izin verilmiştir diyeceksin. hadi sıkıysa teklifi reddedip gitmesinler o zaman görelim. at taraftar önüne hepsini sokağa çıkamasınlar gerekirse. herkes görsün para için kaldıklarını. beceriksizler ordusu sizi.
  • 14087
    galatasaray futbol takımı hastadır. hastalığı iyileştirmenin yolu da doğru teşhis ve doğru tedaviyi uygulamaktır.

    galatasaray futbol takımının hastalık tanıları:
    - kadronun taşıyıcı parçalarının 30 ve üzeri yaş futbolculardan oluşması.
    - oyuncuların genel olarak mücadele gücünün yetersizliği
    - oyuncuların fiziksel ve mental olarak kondisyon düşüklüğü
    - özellikle hücum bölgesindeki oyuncularda nitelik ve nicelik problemi
    - oyuncuların arasında ciddi anlamda ortaya çıkan hizipçilik. bazı oyuncuların birbirini himaye etmesi.
    - 'evlatçılık' gibi profesyonel sporda yeri olmayan bi akımın türemesi
    - takımın taktiksel reaksiyon gösterememesi
    - kontra atak veya hızlı atak gibi dünya futbolundaki elit takımların çok iyi yaptığı skor organizasyonlarına uygun olmayan oyuncu profili
    - finansal fair play'den dolayı transfer yasağı tehlikesi

    evet, futbol takımının genel itibariyle hastalık tanıları böyle. şimdi geçelim tedaviye:

    1- galatasaray futbol takımının 2000 sonras oturmuş bi futbol aklı yok. futbol aklı olmayan hiçbir takım uzun vadeli, istikrarlı başarılar elde edemez futbol aklı demek mustafa denizli sonrası galatasaray teknik direktörünü şimdiden seçmek, hatta yetiştirmek demektir. mustafa denizli'nin uygun td olmadığını düşünen biri olarak denizli'nin kontratını yeniden yapılanma için kontratını tamamlaması gerektiğini düşünüyorum. ancak, mutlaka denizli sonrası gs td'si olacak kişi şimdiden belirlenmesi ve denizli'nin yardımcısı olmalıdır. böyle bi yerli antrenör yok şu an için. dolayısıyla genç, antrene yetenekleri yüksek, hırslı ve başarıya aç bi yabancı antrenör derhal getirilmelidir. bu model henüz türkiye'de hiç uygulanmamış olmasına rağmen pek çok avrupa takımı bu sistemle futbol aklını ve oyun şablonunu oturtmuştur.

    2- taraftarın soğuduğu, kulüple hissi bağı kalmayan, hizipçilik yapan ve yetenek olarak yetersiz oyuncuların devre arasında veya sezon sonunda gönderilmesi. benim tespit ettiğim oyuncuların listesi şöyle:

    hamit altıntop
    bilal kısa
    jem paul karacan
    umut bulut
    burak yılmaz
    semih kaya
    sabri sarıoğlu
    koray günter (kiralık
    (kevin grosskreutz sorun çıkartıyorsa gönderilsin)

    bu oyuncuları gönderdiğimizde 13 futbolcu + 4 kaleci kalıyor. bunlar mevkileriyle şöyle:

    muslera kl
    cenk kl
    ismail kl
    eray kl
    hakan stp
    chedjou stp
    denayer stp/sağ bek
    tarık sağ/sol bek
    carole sol bek
    olcan sol bek/sol ön
    selçuk orta merkez
    josé orta merkez
    emre ofansif orta
    sneijder ofansif orta
    yasin sol hücum
    podolski sol/sağ hücum, santrafor
    sinan sol/sağ hücum santrafor

    3- doğru transferler
    grosskreutz'u saymazsak galatasaray'ın 8 yabancı alma hakkı var. ki şu an 13 oyuncu olduğunu düşünürsek bu 8 yabancı kadro yeter sayısını oluşturacak. eksik olan bölgeler şöyle:

    alternatif stoper
    direkt oynayacak sağ bek
    direkt oynayacak defansif orta saha
    direkt oynayacak sol açık
    direkt oynayacak sağ açık
    direkt oynayacak santrafor
    alternatif santrafor

    bu yapılanmadan sonra şöyle bi kadro çıkacak ortaya

    ------------transfer (podolski)------------
    transfer-------sneijder----------transfer
    -----------selçuk (josé)---transfer------
    carole---hakan-----chedjou---transfer
    ---------------------muslera-----------------------

    rotasyon:
    cenk
    yasin
    emre
    podolski
    sinan
    olcan
    denayer
    transfer

    tabii yapılacak transferlerin günü kurtarmak için değil, ciddi anlamda uzun yıllar beraber oynayabilecek çok maliyetli ve marka futbolcular olmasada genç, başarıya aç ve yetenekli oyuncular olması şart. ben böyle bi yapılanma sonrası galatasaray iki sene şampiyon olmasada çok iyi futbol oynayacağını, zevk vereceğini ve uzun vadede büyük başarılar yakalayacağını biliyorum. hasta galatasaray futbol takımının teşhis ve tedavisi budur.
  • 14088
    gönderilmesi gereken 10 tane çöp sayarım. ama olcan onlardan biri olmayacaktır, zira yeteneği sınırlı olsa bile takım kaptanının dahi göstermedigi direnci göstermistir son haftalarda. dikkatinizi çekerim cok iyi yetenekli topcu demiyorum, suan gönderilmemeli diyorum. hersey boka batmıs durumdayken forması icin elinden geleni yapan bir adam olmustur olcan. bunu görmezden gelemeyiz, vefasız bir camia degiliz biz.

    kalsın, kalacaktır zaten. bu bahsedilen 10 çöp yollansın, olcan'ı sonra konusuruz.
  • 14089
    sneijder'den gelecek olası kötü haber ile 2010-11 sezonuna uçarak dönecek takım. kadroya bak be:

    muslera
    tarık semih hakan olcan
    selçuk chedjou jose
    poldi yasin
    burak

    of of of. yedekte süperstar 9 numara var.

    2010-11 sezonunda bir marş vardı fener maçı öncesi.

    fener'i yenin sonra da gidin diye. ben sansür yemiş versiyonunu yazdım, dileyen bulabilir youtube'dan. tek misyona arena'da fener'e yenilmemektir mevcut oyuncuların. marşı tribünden rahatlıkla söyleyebilirim.

    inanılmaz bir erozyon yaşandı, ne zaman ve nasıl toplanır bilinmez.

    futbolla ilgili birim için konuşuyorum: sevdiğim insan sayısı çift hanelere çıkmaz. hem yönetim hem teknik ekip hemde oyuncu bazında o kadar işlevsiz isimler var ki.

    transfer yapılmasına karşıyım bir de galiba. adı geçen adamlar doyurucu değil, her yerlerinden soru işaretleri yağıyor. kaç senedir transfer konusunda canımız bir kaç istisna dışında sürekli yandı.

    2. yarı sinan kesilmesin mesela. faslı bir adam geçiyor hollanda'da oynayan. 21 yaşında 9 gol 3 asist yapmış. adamın haberini okur okumaz amrabat geldi aklıma. yapılmamalı artık, iş işten geçti. kim iyi adamına devre arasında satar.

    donk alınmış, sağ bek ve birde pivot santrafor alsınlar daha da bir şeye gerek yok. bir an evvel de temizlik için neler yapılırı düşünmesi lazım herkesin.

    dursun başkanın ekonomi konusunda becerikli olduğu için getirdiler, öyle deniyor ben kendisi hakkında yorum yapmak istemiyorum, acayip doluyum. neyse madem ekonomide bu kadar becerikli bu adam, 'umut' ediyorum ki başlamıştır temizlik çalışmalarına. cesur hamleler yapılmalı, yerli grubundan korkmadan kararlar verilmeli. işin ekonomik boyutu can sıkıyorsa bir plan dahilinde bu iş halledilmeli, taraftar da mümkün olduğu kadar bilgilendirilmeli. zaten o tayfa temelinde yapılacak temizlikte taraftar arkasında olacaktır kendilerinin.

    aydın ve yekta'nın hali ortada. bu tayfa belki o kadar dibi görmez ama hakettikleri parayla yapacaklarını da görmek isterim.

    ayrıca ilk yarı bitti, hepsi çok çalıştı malum, gece gündüz demeden emek harcadılar. iyi seneler hepsine, emekleri karşılığında hakettikleri paralarla iyi tatiller kendilerine. bu tatili çok haketmişlerdi, doya doya gezsinler. ikinci yarıda aynı üstün performansı kendilerinden bekliyoruz.
  • 14091
    eğer yazın transfer yasağıyla karşı karşıya kalmazsak gözünün yaşına bakmadan yollanması gerekenler:

    1-)eray işcan
    2-)tarık çamdal
    3-)sabri sarıoğlu
    4-)semih kaya
    5-)jem paul karacan
    6-)hamit altıntop
    7-)umut bulut
    8-)burak yılmaz
    9-)blerim dzemaili(k)
    10-)lucas ontivero(k)
    11-)umut gündoğan(k)
    12-)furkan özçal(k)

    maaşında indirime gitmesi gerekenler:

    1-)selçuk inan(2,85 milyon euro alıyor. 2 milyon euro ideal.)
    2-)olcan adın(2,1 milyon euro alıyor. 1,5 milyon euro seviyesine çekilmeli.)
    3-)aurelien chedjou(2.2 milyon euro alıyor, 1.5 milyon euro seviyesine inmeli.)

    seneye kadroda kalması gerektiğini düşündüğüm isimler:

    1-)fernando muslera
    2-)cenk gönen
    3-)aurelien chedjou
    4-)koray günter(gidebilir)
    5-)olcan adın
    6-)lionel carole
    7-)selçuk inan
    8-)bilal kısa
    9-)jose rodriguez
    10-)wesley sneijder
    11-)lukas podolski
    12-)yasin öztekin
    13-)emre çolak(kiralanabilir)
    14-)sinan gümüş
    15-)armindo bruma

    gereksinimler:

    -2 tane as, 1 tane yedek forvet.
    -1 tane as, 1 tane de genç potansiyelli sağ bek.
    -1 tane as, 1 tane yedek stoper.
    -1 tane as tempolu defansif ortasaha.
    -1 tane as oyuna tempo katacak kanat oyuncusu.
  • 14093
    en acil olarak 3 tip oyuncuya ihtiyacı olan takımımız.

    1-) güçlü, sert ve hava toplarına hakim bir stoper.
    2-) mücadeleci ve fiziken güçlü, sert bir ortasaha.
    3-) güçlü, sert ve hava toplarına hakim bir santrfor.

    görüldüğü üzere takımımızın fizik güce ve sertliğe ihtiyacı var. pamuk gibi, mini etek gibi, helva gibi takımız. her maç dayak yiyoruz.

    ama bunlardan da önce, birbirleriyle takılmaktan, idman yapmaktan keyif alan huzurlu bir grup, takım olmak.
  • 14094
    gençleşmesi gerektiğini daha önce yazmıştım. geçenlerde denizli bunum sinyallerini verdi. şimdi tek endişem devre arası saçma sapan adamların alınması. bu sezonu kurtarmak istiyorsan, devre arası en fazla 1-2 kaliteli ismi kiralamaya gidersin fakat büyük paralarla transfer yapmak aptallık olur.

    denizlinin kalacağı belli değil iken önümüzdeki sezon başka bir hoca ile anlaşıldığında yeni t.d. belki de o adamları beğenmeyecek, sen de yaptığın pahalı transferlerle kalacaksın.

    bu yıl en kötü ihtimal uefa ya kayılıp, türkiye kupasını almamız lazım. biraz büzüğümüzü sıkarsak ligde 3. oluruz. asıl hedefimiz uefa da gidebildiğimiz kadar gidip, prestij kazanmak olmalı.

    eminim yönetim de bunları görecek kadar ayıktır.
  • 14097
    temizlenmesi lazım doğru ama bunun en verimli şekilde sezon sonu yapılabileceğini ve o sebeple transferi çok abartmamamız gerektiğini düşünüyorum. gel gelelim okadar çok dayanılamayacak kadar kötü durumda bölgemiz var ki galatasaray tarihinin en isabetli 2 transferini aynı anda yapmamız ve grozkroyz'u ikna etmemiz gerekiyor. aki durumda bu galatasaray'a sene sonuna kadar taraftarın dayanamayacağını düşünüyorum.
  • 14098
    bu ülkede onlarca iyi eğitim almış insan, ya çok küçük bir meblağa bir ay boyunca köle gibi çalışıyor ya da hiç iş bulamıyor. hayat şartları bu kadar acımasızken, bu boktan memleketin her türlü maddi imkanının en üst düzeydeki seviyesine sahip olan bu grubun; şımarıkça, küstahça, işine saygı göstermeyip, sahada adımına adım katmadan oynamasının iş ahlakıyla bağdaşır hiçbir yanı yok. sizi izlemek için çaba gösteren taraftar, kimi zamanlarda aldığı asgari ücretin yüzde 15 - 20'sini sırf bir maça gitmek için ayırıyor. bunun karşılığında kıçını rakibe dayayıp faul almaktan başka bir iş yapamayan selçuk'u, her ikili mücadelede kendisini yerde bulan ve her maç en az bir golün yenmesine katkı sağlayan semih'i, bir futbolcu olmak için hiçbir bedensel özelliği ve ayırt ediciliği olmayan rakip takımın sol açık gözlemcisi tarık'ı, rakip arkasına koşu yapmak dışında büyük takımın santrafor ihtiyacını karşılayamayan burak'ı ve aslında 3. forvet olarak takıma katkı verebilecek bir oyuncuyken, dengelerin efendisi hamza tarafından burak efendi küsmesin diye forvet transferi yapılmadığı için sürekli on bir oynamak zorunda kalan ve potansiyelinin fazlasını veremediği için kötü durumlara düşen umut'u, sneijder yokken eli ayağına dolaşan yasin gibi yerli futbolcuları izliyoruz. gördüğünüz gibi hepimizin mücadelesinden rahatsız olduğu ortak nokta, bu futbolcuların tamamının türk olması ve işine saygı duymaması. sneijder ve muslera dışında on birde oynayabilecek yabancı futbolcumuz zaten yok. podolski iyidir, hoştur ama o kadar rezil oynuyor ki, attığı goller bile benim gözümde kurtaramıyor onu. jose r., carole, denayer çok iyi birer yedek ama asla bizim seviyemizde değil. bahsettiğim seviye drogba'lı, senijder'li, eboue'li, elmander'li, ujfalusi'li, riera'lı seviye. bizim takımın temel seviyesi böyle olmalıdır. bundan aşağısını takıma reva gören insanlar, böyle ilklere imza atmış bir kulübü yönetmemelidir. görüleceği üzere takımda işini iyi yapma duygusu yerle bir olmuş adamlar bulunmakta. bir büyük takım şampiyon olamadığı sene rakibinden 10 küsürlü farklar yemez. açıp fenerbahçe'nin istatistiklerine bakın, şampiyon olamıyorlar belki çoğu zaman, ama inanılmaz bir ortalamaları var. galatasaray şampiyon olmamışsa, birinci oluyorlar, biz şampiyon olunca da ikinci oluyorlar genelde. aragones'li dönemleri dışında ilk 3'ün dışına çıktıklarını hatırlamıyorum. şampiyonluktan koptu diye lige küsen, oynadığı oyunu hiç eden bir ekip olduk son yıllarda. oysa ki her maç ayrı bir hedeftir, şampiyonluk her zaman olacak diye bir kaide yok ama en tepeye çıkamadığın zamanda da saygı duyulası bir iş ortaya koymak durumunda bu arkadaşlar. bunu yapamıyorlarsa da takımın revizyona gitme zamanı gelmiş demektir. 2012'den beri selçuklu, semihli, buraklı kadro 4 senede 3 şampiyonluk kazandı ve fatih terim'in etkisiyle avrupa'da da iyi işler yaptılar. ama bu oyuncuların futbola bakış açıları ile bizim geleceğimizi inşa etmemiz çok zor. nasıl olacak bilmiyorum ama iki gün işine geç giden adamın kovulduğu bir ülkede, aylardır işlerini kötü yapan bu adamların sözleşme yüklerinden kurtulmak öyle bir bela ki, geleceğimizi şekillendiremiyoruz. bir şekilde bunlardan kurtulup, yerlerine başarıya aç kalmış, futbol oynamaya iştahlı bir ekip oluşturup, takımın omurgasını yeniden düzenlemek gerekiyor. tabii bu donk'u transfer eden vizyon ile mümkün değil, ama yapılacak şey belli. en azından mücadelesinden vazgeçmeyen bir ekip ortaya koymak. biz 14 sene şampiyon olmadık bu bize koymadı ama mücadele etmemek koyuyor. sneijder ve muslera'nın iş ahlakının benzerlerine sahip 7 - 8 adama daha ihtiyacımız var. bu iki futbolcu da 11 puan fark yemiş takımın oyuncusu, diğerleri de. aradaki farkı hepimiz görüyoruz. en büyük iş de mustafa denizli'ye düşüyor. evet hocam, kariyerini, başarılarını, karakterini riske atacağın kulüp için bazı şeyleri değiştirmenin vakti geldi. dursun'a kalırsak işimiz zor zira..
  • 14099
    şaka gibi ama çok saçma bir istatistiğe sahip takım. istatistik şu ki galatasaray akp'nin kazandığı hiç bir seçim döneminde şampiyon olamamıştır. yani seçim döneminin olduğu ya da sezondan 1-2 ay sonra seçimin olduğu hiçbir sezon galatasaray şampiyon olamamış..

    istatistikler şöyle diyor
    3 kasım 2002 genel seçimlerinde akp ilk seçimini kazanıyor. 3 gün sonra fenerbahçe'den 6 yiyoruz. ligi 2. bitiriyoruz.
    28 mart 2004 yerel seçimlerinde akp ilk yerel seçimini kazanıyor. facia 2003-2004 sezonu rezalet geçiyor. ligi 6. bitiriyoruz
    22 temmuz 2007 genel seçimlerinde akp kazanıyor. 2006-2007 sezonu bir hayli yoksun geçiyor. ligi 3. bitiriyoruz
    22 mart 2009 yerel seçimlerinde akp çoğunluğu alıyor. 2008-2009 sezonu fişşek gibi başlayıp aşırı kötü bitiyor. ligi 5. bitiriyoruz.
    12 eylül 2010 referandumunda yetmez ama evetçilerin rezaletinden dolayı akp'nin istediği evet oyu ve 12 haziran 2011 genel seçimlerinde akp yine tek başına iktidar oluyor. allah böyle sezonun belasını versin diyoruz. ligi 8. bitiriyoruz
    30 mart 2014 yerel seçimlerinde akp yine oyların çoğunu alıyor. bir sürü olay yaşıyoruz o sezon. ligi 2. bitiriyoruz
    8 kasım 2015 genel seçimlerinde akp yine tek başına iktidar oluyor. bu sezonun nasıl geçtiğini hepimiz biliyoruz.

    akp iktidara ilk geldiğinden beri sadece 7 haziran 2015'te çoğunluğu sağlayamadı. onda da galatasaray şampiyon oldu.

    tesadüf ? bu kadar örnekten sonra zor. iktidarın totemi desen ? o da saçma. kısaca şunu demek lazım boşuna galatasaray türkiye'dir demiyoruz. galatasaray her kötü gittiğinde ülke insanı da bambaşka bir platformda yanlış kararlar veriyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın