4251
son 3 sezondur sürekli geriye giden takım ama taraftarına göre geçen hafta arsenal ile "uefa" kupası finali oynamış.eyy şanlı galatasaray taraftarı yapmayın,etmeyin puan kaybı yapar yapmaz futbolcu,antröner,yönetici ne var ne yok itin g.tüne sokmayın.bizde biliyoruz bu takım 2000 yılında finalde 10 kişi kaldığında bile 100. dakika da tam saha pres yapıyordu;ama biz ayrıca o takımın 4 sene de oluştuğunu da iyi biliyoruz herşey için biraz sabır güzel günler gösterecek bu takım bize sıkın dişinizi az daha.
4252
tek ihtiyacı istikrar olan türkiyenin en başarılı takımı. açık konuşmak gerekirse böyle bir kadro ilerleyişini bu kadar kısa zamanda hiçbirimiz beklemiyorduk. yapmamız gereken tek şey bu takıma ne olursa olsun destek olmak ve geçen seneden yitirilmiş özgüvenlerini tekrar geri kazanmalarını sağlamak. ilk 6 haftaya bakıyorum da, oluyor gibi.
4253
eski günlerine acilen dönmesi gereken futbol takımı. yakın geçmişe kadar galip gelmeye alışmış bir takımı takip eden biz galip gelmeye çok alışmış taraftarlar artık sabırsızlanıyoruz. kadroyu kuran fatih hoca artık seneler boyunca orada oturmalı ne olursa gitmemeli, her sene yapılacak 3-4 transfer ile takım desteklenmeli bir düzine adam gidip gelmemeli.
4254
imparator ve futbolcular ne zaman mutlu, o zaman dünyalar benim. üzüntü de zaten dünya hepimizin başına yıkılır. galatasaray tek büyük. sevincimiz de ortak, kederimiz de.
4256
geçen sezonun kötü geçmiş olmasına rağmen şampiyonluğun en büyük adayı. ama mutlaka yaratıcı, hücum organizasyonlarını başarıyla gerçekleştiren bir ofansif orta saha almamız gerekmektedir.
selçuk ve melo lig seviyesinin çok çok üstünde futbolcular ama ikisi de hücumda yeterli değiller. devre arasında yapacağımız bir nokta transfer takımı uçurur. hem ligde hem kupada zafere ulaşırız.
4257
hazırlık maçlarında yaptığı pres futbolunu bırakmış ve kaleciye-geriye geri pas atmama olayını da bayağı bir iptal etmiştir. ne hücumu ne savunmayı tam olarak yapamamaktadır. deplasmanlarda berbat oynamaktadır. şu anda en yaratıcı 2 oyuncusu selçuk ve melo'dur. oyun kurucusu ya da kanatlarda çok yaratıcı bir adamı yoktur.
allah sonumuzu hayraylesin!
4258
çok iyi bir arama tarama çalışması yaparak ne kadar genç,potansiyelli,yıldız adayı türk pasaportu taşıyan oyuncu varsa gelecek için takıma kazandırmaya başlamalıdır,biz dünyanın en iyi yabancılarını da getirsek 5 yerli sürmek zorundayız sahaya.bu ülkede yabancı sınırlaması hayatta kalkmaz,kesin olan bu.ne yapıp edip selçuk inanın yanına en azından 3 tane daha kaliteli türk almalıyız.bekliyoruz,umuyoruz,diliyoruz.
4259
iyi bir oyun ortaya koyamadığı için hemen eleştirmemek yada umutsuzluğa kapılmamak gerekir.unutulmamalıdır ki takımın büyük çoğunluğu daha yeni yeni bir birine ısınmakta, bir arada oynamaktadır.bana göre içinde bulunduğumuz durum bir çeşit eleminasyon ve karar verme sürecidir. bu süreçte eleminasyon olarak; gerek yeterli performansı sergileyemeyen, gerekse takıma uyum sağlayamayan oyuncularımız olacaktır ve şuan ilk 11 de olacağını tahmin ettiğimiz oyunculardan belki bir, belki bir kaçı yedek kalacak belkide takımdan gönderilmesine karar verilecektir. belkide yedek olarak düşünülen oyuncularımızdan bazıları ilk on birin değişmezleri olacaktır.karar verme sürecinde ise tüm ipler fatih terim'in elindedir.her şeyden önce karar verme sürecinde takımın oyuncuların özelliklerine göre en az 2-3 oyun şablonunun oturtulması gerekir ki şuanda bu fatih terim oyun planlarını geliştirmekle meşgul. bu yüzden kadromuz an itibari ile her haliyle oturmamış bir kadrodur.bahsettiğim eleminasyon ve karar verme sürecinin tam olarak tamamlaması için ise nereden baksanız bir 10-12 hafta gerekir tahminimce.bunların haricinde eksik ve gedikler elbetteki vardır ve bunlar tamamlandıkça yenileri ortaya çıkacaktır.tüm bu sürecin sonrasında ise fizik gücü çok yüksek maçın 90. dakikasında 2-0 geride olsa dahi maça asılan bir takım haline dönüşecektir takımımız.tüm bunlara ek olarak ise devre arasında da takıma kaliteli bir forvet ve stoper takviyesi ile tsl standartları üzerinde bir takım olacağımızı tahmin ediyorum bu sezon.son olarak ise yolun sonu hayırdır renktaşlar hemen umutsuzluğa kapılmaya hiç gerek yok.demem odur ki; güzel günler göreceğiz, güneşli günler...
4260
yeni sezona yeni futbolcularla giren, hala zamana ihtiyacı olan takımımız. bu dönemde de taraftar olarak kelle avcılığı yapmak yerine takımı sonuna kadar desteklemek gerek.
4261
bazı temel sorunları olan takım.
önyargı sorunu,
futbol takımının derin sorunları olduğu çok aşikar fakat burada bireysel olarak suçlanacak tek tek isimler , yeni yeni günah keçileri bulup tüm hataları onun üzerine atmak galatasaray'ı düzlüğe çıkarmayacaktır.geçen sezonlarda tüm suçların üzerine yüklendiği bam üçlüsünden bugünlerde hiçbiri sahada olmamasına rağmen ortasaha yine rakip takımlar tarafından çok kolay geçilmekte, yine 2 adım ötede duran takım arkadaşına pas atamama sorunu devam etmektedir. o yüzden gökhan zan ya da hakan balta'yı suçlamak tüm vebali onların üstüne atmaya çalışmak hiçbir anlam ifade etmez.
kaleci sorunu,
mondragondan sonra hepimiz bildiği gibi kaleci sendromu yaşanmakta bu büyük sorun günümüze kadar devam etmektedir. iyi bir kalecinin özelıkle büyük takımlar için ne kadar önemli bir faktör olduğu bilinir. son yıllarda zaten dağınık görüntü çizen galatasaray takımı karşılaştığı rakiplerin üzerinde özellikle deplasmanlarda gerekli baskıyı kuramazken , oyunun dengede gittiği birçok maçta bariz kaleci hatalarından goller yemiş takımın morali tamamen çökmüş ve puan ya da puanlar kaybedilmiştir.zaten genel olarak takımdaki istirarsız görüntü, kaleci sorunun başgösterdiği zamanlara denk gelmektedir.
yabancı oyuncu tercihleri,
coğrafi ,maddi ya da başka nedenlerle türkiye ligi avrupa'nın belli başları liglerinin hayli gerisinde ve reytinginin kıyasla düşük olduğu açık dolayısıyla da ligimizde kariyeri yükselişte olan starları görebilmek imkansız gibi duruyor.buradan yola çıkarsak yapılacak yabancı transferlerinde ---büyük takımlar için konuşuyorum--- izlenebilecek iki yoldan birini tercih etmek gerekir ya ingiltere ,italya vss.. gibi üst düzey liglerde oynamış kariyeri belli, ismi cismi dünyaca bilinen fakat yıllarca en üst seviyede senede belki 50-60 maç yaptıktan sonra doygunluğa ermiş , mental açıdan bitmiş ya da çok yetenekli bir futbolcu olmasına rağmen sürekli güncellenen futbol anlayışına uymaması sonucu o anki takımı tarafından artık en üst düzeyde katkı sağlayamayacağı anlaşıldığından listeye konan kariyeri şu ya da bu nedenlerle inişe geçmiş oyuncuları yüksek maliyetlerle transfer etmek .üstelik zaten mali ve idari açıdan bizim takımların çok ötesinde olan bu takımların bu tip oyuncularına pazar yaratarak elimizdeki sınırlı maddi imkanlarıda onlara aktarmış olup aradaki dengesizliği iyice artmasına olanak tanıyoruz. 1.sınıf takımların istemediği oyunculara servet ödeyerek ligimizdeki süperötesi futbolculrla övünüyoruz .fakat kıyasla kötü takımların ktıldığı uefa kupasında bile sözgelimi 2.turda bir isviçre takımına elenebiliyoruz.
yabancı transferinde izlenebilecek 2. yol ise kimsenin ismine-cismine bakmadan uzun bir takip sonucu faydalı, gelişime açık,hırslı oyuncuların tercih edilmesi. avrupa'nın belli başlı takımlarıyla(man.u, barca, milan vss..) şampıyonlar ligi seviyesinde yarışmak için akil adamlar tarafından yönetilen ve birçok açıdan rakipleri kadar güçlü olmayan (psv , porto, lyon, braga vss..) takımların tarihinde önemli başarılar bulunmakta. bu takımlar devri geçmiş yıldızları kadrolarına katmak ve sınırlı maddı imkanlarını rakiplerine aktarmak yerine kurdukları ağlar sayesinde çok önemli oyuncuları bulup kadrolarına katmakta.futbolcuyla aralarında kazan-kazan ilişkisi kurmaktalar ,örneğin futbolcu porto'da ya da braga'da 2-3 sezon üst düzeyde oynarsa milan'a ya da inter'e vss.. transfer olabileceğini bilerek gelmekte ve performansını hep üst düzeyde tutmaktadır. sonuç olarak bunu bilen futbolcuların gösterdiği istikrarlı üstün performans sayesinde sözkonusu takımlarda önemli başarılara imza atmaktadırlar. ayrıca bu tarz transferde oyuncuyu elden çıkarırken klüp büyük karlar elde edilmekte.fakat türkiye'de özelikle büyük takımlarda tercih edilen transfer şeklinde alınan oyuncu yaşı bakımından son transferini yaptığı için verilen büyük paraların geri dönüşüde genelde olmamakta
sözgelimi , ingiltere'nin önemli takımlarından birinde top oynamış , milli takımda dünya kupasını kaznmış kariyeri tavan yaptıktan sonra düşüşe geçen --- çünkü artık yapacağını yapmış,örneğin büyük liglerden bir takıma transfer olmak ya da büyük transfer ücretleri alabilmek gibi,dünyaca tanınmak gibi bir derdi yoktur--- bir oyucuyu 30 yaşından sonra ondan büyük başarılar kaydetmesini bekleyerek transfer etmek bana göre milli piyango bileti alıp büyük ikramiyenin hayalini kurmakla eşdeğerdir.bir kere büyük ödül çıktı diye bundan sonra da çıkacak diye bir kaide yok.
büyük umutlarla transfer edilen popüler yabancı oyuncuların son yıllarda sağladığı katkı gözler önünde 1 ya da 2 sene oynadıktan sonra verimsiz olduğu için gönderilen yabancı oyuncular takımı yap-boz tahtasına çevirdiği gibi , devamli birileri gidip- öbür sezon sezon sil-baştan başkaları geldiğinden galatasaray'ın takım olmasınıda engellemekteler.
4262
en büyük sorunu geriden top çıkarıp oyun kuramamaktır. futbol genel anlamda topa vuran herkesle oynanabilir ama iyi futbol kaleci de dahil olmak üzere top sürebilen, pas atabilen yetenekli adamlarla oynanır. şimdi bu tanım üstünden galatasaray futbol takımı için konuşalım. defansında gökhan, servet ve hakan üçlüsü neredeyse her maç oynuyor ve bu 3 oyuncunun oynadığı hiçbir maçta galatasaray geriden oyun kuramaz ayağa paslarla ileri çıkamaz bir de bunlara sabri'yi ekleyebiliriz tabi.
nihayetinde siz ileri ucunuzu ne kadar çok kaliteli, yıldız oyuncuyla doldurursanız doldurun geride oynattığınız adamlar gökhan, servet, hakan olduğu sürece neden bu takım bu kadar yatırıma hala iyi futbol oynayamıyor diye düşünürsünüz. anlamadığım noktaysa senelerdir biz taraftar olarak bu gerçekleri görürken takımımızın başına gelen teknik direktörlerin bunu göremeyişi. senelerdir takımımızda ileri ucun değiştiğini, trasnferlerin devamlı o noktalara yapıldığını görüyoruz sanki ileriyi düzeltsek tüm sorunlar hallolacakmış gibi.
dediğim gibi galatasaray futbol takımından üzülerek söylüyorum bu sene de ümidimi kestim. ne zamanki futbolu ayağına hakim ve aynı zamanda kafasıyla oynayabilen 11 futbolcumuz olur sahada o zaman çıkar bu sene kesin şampiyonuz derim ama şu durumda üzülerek söylyorum ilk 4'ün gireceği play off'a kalmamız benim için sürpriz olur.
4263
eskişehir maçıyla birlikte 12. haftaya kadar sürecek olan zor bir fikstüre başlayacak olan takımım.
4.hafta - eskişehirspor: kendi evimizde ligin en formda takımlarından biriyle oynuyoruz. çok zor geçecektir fakat 3 puan almamız şart.
5.hafta - ankaragücü(d) : ligin bence en zayıf takımı. fakat gerek deplasman fobimiz gerekse son yıllarda ankara'da kaybettiğimiz puanlar beni korkutuyor.
ara not: eğer bu iki haftayı kayıpsız geçersek, işler bugün baktığımız gibi görünmeyecektir. taraftarın ve takımın özgüveni yerine gelecek. takımda artık belli bir uyuma kavuşacaktır. ki yanlış bilmiyorsam bu maçlardan sonra bir milli maç arası gelecek bu da bizim için olumlu bir faktör.
6.hafta - bursaspor : şampiyonluk yarışında olan bir ekip.
7.hafta - antalyaspor(d) : kadro olarak daha üstün olduğumuz bir takım. fakat şimdilik çok formdalar.
8.hafta - gaziantepspor: çok kaliteli bir kadroları var. o zamana kadar toparlanırlarsa sıkıntı yaşayabiliriz.
9.hafta - kayserispor(d): ligin dişli ekiplerinden. son yıllarda sürekli berabere kalıyoruz.
10.hafta - mersin iy: bu 8 haftalık zor fikstürdeki en kolay maçımız.
11.hafta - beşiktaş (d): bu zaten derbi.
işin özü önümüzdeki iki maçtan 6 puan çıkartmak zorundayız. yoksa bursa maçı bizim için tamam mı devam mı maçına dönebilir.
ama çok net bir şekilde inanıyorum ki yarın bizim için bambaşka bir başlangıcın ilk satırları yazılacak.. haydi rastgele.
4264
sezonun henüz 4. haftası oynanırken çok abartılı şekilde eleştirildiğini düşünüyorum. karabük maçına çıkan 11'i düşündüğümüzde, geçen sezonu da bizimle geçiren sadece 3 oyuncu vardı sahada. gökhan zan, hakan balta ve kazım. geçtiğimiz 3 sezondaki hüsrandan sonra olması kaçınılmaz kadro kıyımının ardından bu sezona tamamen yenilenmiş kadrosuyla giren bir takım için, eleştirilerin dili bu kadar sert olmamalı. kim bilir belki de bu saçma sapan play off sistemi en çok bizim işimize yarar.
4265
taraftarından destek bekleyendir.
4266
bütün takımların kendisinden tırsması, önlem alması gerekirken, oynayacağı takımlara bakıp taraftarın tırsmasına sebep olan takım olmuştur.
4269
2 hafta sonra daha iyi durumda olacagini dusundugum bununla beraber stadi daha cok dolduracak olan takim.
4270
26 eylül 2011 galatasaray eskişehirspor maçı gibi ortamlar bulduğunda 4-5 farklı galibiyetler alıp rakipler üzerindeki baskıyı arttırması ve rezalet geçen 2010-2011 futbol sezonunu unutturması gerekmektedir.
belki biraz olumsuz bir bakış açısı gibi gelebilir. ulan dur iki dakka galibiyeti kutlayalım denebilir ama böyle takımları 2 golle uğurlamak istemiyorum artık.
acıma duygum hiç ama hiç kalmadı.
4272
iç saha maçlarında biraz iyi dış saha maçlarında kötü performans ortaya koymuş bir takımdır geçen 4 haftalık periyotta
4275
takımın özgüveni o kadar yerlerdeymiş ki, yavaş yavaş toparlanıyor daha. eskişehir maçında uzun zamandır özlediğimiz baskılı, ilerde pres yapan, rakibi ısıran bir takım gördük.
ancak gel gör ki, 2010-2011 sezonunda takım o kadar kötü bir şekilde demoralize olmuş ve öylesine tedirgin bir halde olduğu için etkilerini hala hissediyoruz.
mesela kritik alanlarda özellikle savunma da futbolcular çok tedirgin oluyor. bunu rahatlıkla maçı izlerken hissediyoruz. zaten sadece futbolcular değil fatih terim'den, taraftara kadar herkes bu özgüven kaybının sıkıntılarını yaşıyor.
maç 2-0 olduktan sonra oyuncular da yavaş yavaş daha güvenle oynamaya başladılar. bunun sonucunda saçma sapan gol yeme alışkanlığımızı atmış olduk.
2010-2011'in etkisi azalarak bitecektir. galibiyetler geldiği müddetçe de takım, gerçek potansiyelini sahaya %100 yansıtacaktır. en fazla %40-50'le oynamışızdır eskişehir maçında.
rezalet sezonda oynayan çoğu futbolcunun gönderilmiş olması da, takımın daha hızlı toparlanmasına olanak sağladı.
dediğim gibi rakibe basan, sonuna kadar mücadele eden, ve sahaya hırsını yansıtan takım olma sürecinde iyi yoldadır.