• 4252
    yepyeni bir takımdır, futbolcuların birbirini tanımadığı, ideal onbirin bile tam anlamıyla olmadığı takımdır henüz. daha da takviye yapılması gereken bir takımdır (stoper, sol bek, yaratıcı bir ortasaha oyuncusu gibi). bence bu sezon geçiş süreci olarak değerlendirilmelidir biraz da. 3 senede dibi gören bir kulübün 3 ayda tamamen sorunsuz hale gelebileceğini düşünmek pek mantıklı değil. düzelme belli bir süreç içinde olabilir ancak. kimsenin elinde sihirli bir değnek yok sonuçta. sabırla, destekle yavaş yavaş kazanma alışkanlığını geri kazanacağımızı daha iyi, çok daha iyi olacağımızı düşünüyorum.
  • 4253
    aralık ayına kadar eleştirmeyeceğim takım. çünkü bu takım belki de tarihinin en kötü dönemini geçirdi geçen sezon. futbolcu kadrosu neredeyse tamamen değişti. takımın teknik ekibi kaleci antrenörüne kadar komple değişti. bu takımın yönetim kurulu komple değişti. şimdi bu kadar değişim içerisinde bu takımdan bir anda iyi futbol beklemeyin dostlar. kolay değil. gerçekten geçen sene yaşadığımız kabustan sonra kolay değil bu sezonu oynamak. gerçekten çok iyi kadromuz var. rakibimiz cristian-selçuk şahin ile oynarken biz melo-selçuk inan ile oynuyoruz. ileride baros var, elmander var, sercan var. kalede g.amerika şampiyonu muslera var. var da var. elbette eksiklikler de var ama mevcut kadro rahatlıkla şampiyon olabilecek bir kadro. lütfen biraz sabır. aralık ayına kadar sabredin hiç değilse.
  • 4254
    hakkında umutsuzluğa ve karamsarlığa gerek olmayan takımımız. futbolcularımızın ruhsuz olduklarını, durumu kanıksadıklarını düşünmüyorum. saçma sapan bir şekilde 10 kişi kaldığımız karabük maçı cidden bizim için kötü geçen bir maç olsa da, oyunda kalmayı ve puan almayı başardık. bu sezon süper ligin eskisi gibi olacağını düşünmüyorum. play-off adayı 7-8 takım var, çok yoğun bir maç takvimi var. o yüzden bu tarz puan kayıplarını bütün takımlar yapıyorlar ve yapacaklardır.

    saha içine baktığımızda takım 4-4-2'ye geçecek gibi görünüyor. ben de derbiler dışında takımın bu şekilde oynamasını gerektiğini düşünüyorum. samsunspor maçının son yarım saatine ve karabükteki ilk 15 dakikaya baktığımız zaman bu sistemle daha sonuca giden bir futbol oynamaya başladığımız net bir şekilde ortada. bu açıdan da bir sıkıntı yaşayacağımızı düşünmüyorum. elimizde kaliteli ve takım oyununa uygun oyuncular var. kenarda çok değerli bir teknik ekip var. yönetimimiz şu ana kadar gayet başarılı gözüküyor. peki şimdi gelelim can alıcı noktaya. geçen seneden beri takım değişti, teknik ekip değişti, yönetim değişti, muhtemelen florya'nın personeli bile değişti. değişmeyen tek şeyin ne olduğunu anlamak çok da güç değil. değişmeyen tek şey biziz, değişmeyen tek şey galatasaray taraftarı.

    2000'den sonra hakkında sallanmayan, tribünde asılmayan teknik direktör hatırlamıyorum: lucescu, terim, hagi, gerets, skibbe, bülent korkmaz, rijkaard, tekrar hagi, bülent ünder, ve şimdi tekrar terim.

    son 3-4 senedir de yeni moda kaybedilen maçlar sonrası adam asmaca: hasan şaş, arda, sabri, bam, aykut, ufuk, servet, gökhan, balta, baros, muslera, eboue.. (daha gider bu. tabi ki aralarında benim de beğenmediğim ve ya galatasaray'a yakıştıramadığım oyuncular var ama konu bu değil)

    2 sezondur fener derbileri hariç hatta son fener derbisinde bile statın tamamen dolu olduğu bir maç hatırlamıyorum. stadda olan taraftarda da başka bir hastalık mevcut: inançsızlık. hani diyoruz ya geriye düşünce bocalıyoruz, 10 kişi kalınca 8 kişi gibi oynuyoruz. yenilen golden sonra stadda ki panik, uzun süreli ölüm sessizliğinin sahadaki futbolcuya yansıması çok normal. stadda daha net bir şekilde anlaşılıyor bu durum ama isteyen samsun maçında 1-1'den 2-1'e kadar olan süreyi açıp izleyebilir, tribünü dinleyebilir. bu ciddi bir problem. 2005-2006 sezonunda tribünlerde ki inancı kimse unutmasın. o sene o takım rekor puanla şampiyon olduysa bunun yüzde 60'lık payı o tribünlerindi. fakat o seneki motivasyonun temel kaynağı da, tff'nin fenerbahçe'yi alenen şampiyon yapmak istemesi ve buna karşı oluşan tepkiydi.

    bu sezona baktığımızda ise aynı tas aynı hamam devam ediyor. daha üçüncü haftadan kelleler isteniyor, karalar bürünülüyor. peki biz ne zaman çıkacağız bu psikolojiden? ne zaman takıma koşulsuz destek verebileceğiz? futbolcularımız hangi maçta dizleri titremeden taraftarının önüne çıkabilecek? bunların hiçbirini yap(a)mayacaksak bu takım nasıl özgüven kazanacak? hayalini kurduğumuz üç maç peşpeşe kazanma işi nasıl gerçekleşecek? galatasaray taraftarı takımı bağrına basmayı ne zaman öğrenecek? herkesin şapkasını önüne koyup düşünme vakti geldi de geçiyor bile. şimdi değilse ne zaman?
  • 4255
    benim için kendisi çeşitli dönemlere ayrılır;
    1- ilk takım tutmaya başladığım 1985 arası 1988 dönem.
    2- 1988-1989 yilindaki şampiyon kulüpler kupasi yari finaline çikan efsane takimın dönemi.
    3- 1989-1992 yillari arasi fenerbahçe ve bjk şampiyonluklariyla geçen hafif silik takimın dönemi.
    4- 1992 1994 yillari arasindaki feldkamp dönemi.
    5- 1994-1996 arasi hafif sancili bir dönem.
    6 1996-2002 şahsi görüşüm galatasaray' ın tarihi boyunca en iyi olduğu önem.
    7- 2002-2011 aradaki iki şampiyonluğa rağmen bir türlü istenilen futbolu oynayamayan, avrupa' da ciddi hiçbir başarısı olmayan, yabancı futbolcu, transfer, teknik direktör çöplüğüne dönen ve bir türlü bitmek bilmeyen dönem.

    edit: imla.
  • 4256
    http://www.ligtv.com.tr/...r/?r=1&hid=98762

    geçmişten bugüne karabük maçlarımızın özetini izleyin.

    '97 ve '99 yıllarındaki kadromuz neredeyse aynı. bir de 2001 yılından sonraki galatasaray futbol takımı kadrolarına bakın. her sezon revizyona gidilmiş. galatasaray futbol takımının başarısız, daha doğrusu istikrarsız olmasının ana nedeni bence budur.

    sezon başında yaptığımız revizyon artık son olmalı. bundan böyle 1-2 oyuncu -ihtiyaca göre- alınarak kadronun aynı kalması sağlanmalıdır. para uğruna oyuncu satılmamalı, kadroda tutulmalıdır. elindeki iyi oyuncuların yanına ekstra iyi oyuncular katarak takımın daha sağlam olmasını sağlayabilirsiniz. böylece başarıların gelmemesi için herhangi bir sebep ortada kalmaz. başarı geldikçe kulübün kasası da bayram edecektir.

    umarım şu anki galatasaray yönetimi bu hususta hemfikirlerdir.
  • 4258
    son 3 sezondur sürekli geriye giden takım ama taraftarına göre geçen hafta arsenal ile "uefa" kupası finali oynamış.eyy şanlı galatasaray taraftarı yapmayın,etmeyin puan kaybı yapar yapmaz futbolcu,antröner,yönetici ne var ne yok itin g.tüne sokmayın.bizde biliyoruz bu takım 2000 yılında finalde 10 kişi kaldığında bile 100. dakika da tam saha pres yapıyordu;ama biz ayrıca o takımın 4 sene de oluştuğunu da iyi biliyoruz herşey için biraz sabır güzel günler gösterecek bu takım bize sıkın dişinizi az daha.
  • 4259
    tek ihtiyacı istikrar olan türkiyenin en başarılı takımı. açık konuşmak gerekirse böyle bir kadro ilerleyişini bu kadar kısa zamanda hiçbirimiz beklemiyorduk. yapmamız gereken tek şey bu takıma ne olursa olsun destek olmak ve geçen seneden yitirilmiş özgüvenlerini tekrar geri kazanmalarını sağlamak. ilk 6 haftaya bakıyorum da, oluyor gibi.
  • 4260
    eski günlerine acilen dönmesi gereken futbol takımı. yakın geçmişe kadar galip gelmeye alışmış bir takımı takip eden biz galip gelmeye çok alışmış taraftarlar artık sabırsızlanıyoruz. kadroyu kuran fatih hoca artık seneler boyunca orada oturmalı ne olursa gitmemeli, her sene yapılacak 3-4 transfer ile takım desteklenmeli bir düzine adam gidip gelmemeli.
  • 4263
    geçen sezonun kötü geçmiş olmasına rağmen şampiyonluğun en büyük adayı. ama mutlaka yaratıcı, hücum organizasyonlarını başarıyla gerçekleştiren bir ofansif orta saha almamız gerekmektedir.

    selçuk ve melo lig seviyesinin çok çok üstünde futbolcular ama ikisi de hücumda yeterli değiller. devre arasında yapacağımız bir nokta transfer takımı uçurur. hem ligde hem kupada zafere ulaşırız.
  • 4264
    hazırlık maçlarında yaptığı pres futbolunu bırakmış ve kaleciye-geriye geri pas atmama olayını da bayağı bir iptal etmiştir. ne hücumu ne savunmayı tam olarak yapamamaktadır. deplasmanlarda berbat oynamaktadır. şu anda en yaratıcı 2 oyuncusu selçuk ve melo'dur. oyun kurucusu ya da kanatlarda çok yaratıcı bir adamı yoktur.
    allah sonumuzu hayraylesin!
  • 4265
    çok iyi bir arama tarama çalışması yaparak ne kadar genç,potansiyelli,yıldız adayı türk pasaportu taşıyan oyuncu varsa gelecek için takıma kazandırmaya başlamalıdır,biz dünyanın en iyi yabancılarını da getirsek 5 yerli sürmek zorundayız sahaya.bu ülkede yabancı sınırlaması hayatta kalkmaz,kesin olan bu.ne yapıp edip selçuk inanın yanına en azından 3 tane daha kaliteli türk almalıyız.bekliyoruz,umuyoruz,diliyoruz.
  • 4266
    iyi bir oyun ortaya koyamadığı için hemen eleştirmemek yada umutsuzluğa kapılmamak gerekir.unutulmamalıdır ki takımın büyük çoğunluğu daha yeni yeni bir birine ısınmakta, bir arada oynamaktadır.bana göre içinde bulunduğumuz durum bir çeşit eleminasyon ve karar verme sürecidir. bu süreçte eleminasyon olarak; gerek yeterli performansı sergileyemeyen, gerekse takıma uyum sağlayamayan oyuncularımız olacaktır ve şuan ilk 11 de olacağını tahmin ettiğimiz oyunculardan belki bir, belki bir kaçı yedek kalacak belkide takımdan gönderilmesine karar verilecektir. belkide yedek olarak düşünülen oyuncularımızdan bazıları ilk on birin değişmezleri olacaktır.karar verme sürecinde ise tüm ipler fatih terim'in elindedir.her şeyden önce karar verme sürecinde takımın oyuncuların özelliklerine göre en az 2-3 oyun şablonunun oturtulması gerekir ki şuanda bu fatih terim oyun planlarını geliştirmekle meşgul. bu yüzden kadromuz an itibari ile her haliyle oturmamış bir kadrodur.bahsettiğim eleminasyon ve karar verme sürecinin tam olarak tamamlaması için ise nereden baksanız bir 10-12 hafta gerekir tahminimce.bunların haricinde eksik ve gedikler elbetteki vardır ve bunlar tamamlandıkça yenileri ortaya çıkacaktır.tüm bu sürecin sonrasında ise fizik gücü çok yüksek maçın 90. dakikasında 2-0 geride olsa dahi maça asılan bir takım haline dönüşecektir takımımız.tüm bunlara ek olarak ise devre arasında da takıma kaliteli bir forvet ve stoper takviyesi ile tsl standartları üzerinde bir takım olacağımızı tahmin ediyorum bu sezon.son olarak ise yolun sonu hayırdır renktaşlar hemen umutsuzluğa kapılmaya hiç gerek yok.demem odur ki; güzel günler göreceğiz, güneşli günler...
  • 4268
    bazı temel sorunları olan takım.

    önyargı sorunu,

    futbol takımının derin sorunları olduğu çok aşikar fakat burada bireysel olarak suçlanacak tek tek isimler , yeni yeni günah keçileri bulup tüm hataları onun üzerine atmak galatasaray'ı düzlüğe çıkarmayacaktır.geçen sezonlarda tüm suçların üzerine yüklendiği bam üçlüsünden bugünlerde hiçbiri sahada olmamasına rağmen ortasaha yine rakip takımlar tarafından çok kolay geçilmekte, yine 2 adım ötede duran takım arkadaşına pas atamama sorunu devam etmektedir. o yüzden gökhan zan ya da hakan balta'yı suçlamak tüm vebali onların üstüne atmaya çalışmak hiçbir anlam ifade etmez.

    kaleci sorunu,

    mondragondan sonra hepimiz bildiği gibi kaleci sendromu yaşanmakta bu büyük sorun günümüze kadar devam etmektedir. iyi bir kalecinin özelıkle büyük takımlar için ne kadar önemli bir faktör olduğu bilinir. son yıllarda zaten dağınık görüntü çizen galatasaray takımı karşılaştığı rakiplerin üzerinde özellikle deplasmanlarda gerekli baskıyı kuramazken , oyunun dengede gittiği birçok maçta bariz kaleci hatalarından goller yemiş takımın morali tamamen çökmüş ve puan ya da puanlar kaybedilmiştir.zaten genel olarak takımdaki istirarsız görüntü, kaleci sorunun başgösterdiği zamanlara denk gelmektedir.

    yabancı oyuncu tercihleri,

    coğrafi ,maddi ya da başka nedenlerle türkiye ligi avrupa'nın belli başları liglerinin hayli gerisinde ve reytinginin kıyasla düşük olduğu açık dolayısıyla da ligimizde kariyeri yükselişte olan starları görebilmek imkansız gibi duruyor.buradan yola çıkarsak yapılacak yabancı transferlerinde ---büyük takımlar için konuşuyorum--- izlenebilecek iki yoldan birini tercih etmek gerekir ya ingiltere ,italya vss.. gibi üst düzey liglerde oynamış kariyeri belli, ismi cismi dünyaca bilinen fakat yıllarca en üst seviyede senede belki 50-60 maç yaptıktan sonra doygunluğa ermiş , mental açıdan bitmiş ya da çok yetenekli bir futbolcu olmasına rağmen sürekli güncellenen futbol anlayışına uymaması sonucu o anki takımı tarafından artık en üst düzeyde katkı sağlayamayacağı anlaşıldığından listeye konan kariyeri şu ya da bu nedenlerle inişe geçmiş oyuncuları yüksek maliyetlerle transfer etmek .üstelik zaten mali ve idari açıdan bizim takımların çok ötesinde olan bu takımların bu tip oyuncularına pazar yaratarak elimizdeki sınırlı maddi imkanlarıda onlara aktarmış olup aradaki dengesizliği iyice artmasına olanak tanıyoruz. 1.sınıf takımların istemediği oyunculara servet ödeyerek ligimizdeki süperötesi futbolculrla övünüyoruz .fakat kıyasla kötü takımların ktıldığı uefa kupasında bile sözgelimi 2.turda bir isviçre takımına elenebiliyoruz.

    yabancı transferinde izlenebilecek 2. yol ise kimsenin ismine-cismine bakmadan uzun bir takip sonucu faydalı, gelişime açık,hırslı oyuncuların tercih edilmesi. avrupa'nın belli başlı takımlarıyla(man.u, barca, milan vss..) şampıyonlar ligi seviyesinde yarışmak için akil adamlar tarafından yönetilen ve birçok açıdan rakipleri kadar güçlü olmayan (psv , porto, lyon, braga vss..) takımların tarihinde önemli başarılar bulunmakta. bu takımlar devri geçmiş yıldızları kadrolarına katmak ve sınırlı maddı imkanlarını rakiplerine aktarmak yerine kurdukları ağlar sayesinde çok önemli oyuncuları bulup kadrolarına katmakta.futbolcuyla aralarında kazan-kazan ilişkisi kurmaktalar ,örneğin futbolcu porto'da ya da braga'da 2-3 sezon üst düzeyde oynarsa milan'a ya da inter'e vss.. transfer olabileceğini bilerek gelmekte ve performansını hep üst düzeyde tutmaktadır. sonuç olarak bunu bilen futbolcuların gösterdiği istikrarlı üstün performans sayesinde sözkonusu takımlarda önemli başarılara imza atmaktadırlar. ayrıca bu tarz transferde oyuncuyu elden çıkarırken klüp büyük karlar elde edilmekte.fakat türkiye'de özelikle büyük takımlarda tercih edilen transfer şeklinde alınan oyuncu yaşı bakımından son transferini yaptığı için verilen büyük paraların geri dönüşüde genelde olmamakta

    sözgelimi , ingiltere'nin önemli takımlarından birinde top oynamış , milli takımda dünya kupasını kaznmış kariyeri tavan yaptıktan sonra düşüşe geçen --- çünkü artık yapacağını yapmış,örneğin büyük liglerden bir takıma transfer olmak ya da büyük transfer ücretleri alabilmek gibi,dünyaca tanınmak gibi bir derdi yoktur--- bir oyucuyu 30 yaşından sonra ondan büyük başarılar kaydetmesini bekleyerek transfer etmek bana göre milli piyango bileti alıp büyük ikramiyenin hayalini kurmakla eşdeğerdir.bir kere büyük ödül çıktı diye bundan sonra da çıkacak diye bir kaide yok.

    büyük umutlarla transfer edilen popüler yabancı oyuncuların son yıllarda sağladığı katkı gözler önünde 1 ya da 2 sene oynadıktan sonra verimsiz olduğu için gönderilen yabancı oyuncular takımı yap-boz tahtasına çevirdiği gibi , devamli birileri gidip- öbür sezon sezon sil-baştan başkaları geldiğinden galatasaray'ın takım olmasınıda engellemekteler.
  • 4269
    en büyük sorunu geriden top çıkarıp oyun kuramamaktır. futbol genel anlamda topa vuran herkesle oynanabilir ama iyi futbol kaleci de dahil olmak üzere top sürebilen, pas atabilen yetenekli adamlarla oynanır. şimdi bu tanım üstünden galatasaray futbol takımı için konuşalım. defansında gökhan, servet ve hakan üçlüsü neredeyse her maç oynuyor ve bu 3 oyuncunun oynadığı hiçbir maçta galatasaray geriden oyun kuramaz ayağa paslarla ileri çıkamaz bir de bunlara sabri'yi ekleyebiliriz tabi.

    nihayetinde siz ileri ucunuzu ne kadar çok kaliteli, yıldız oyuncuyla doldurursanız doldurun geride oynattığınız adamlar gökhan, servet, hakan olduğu sürece neden bu takım bu kadar yatırıma hala iyi futbol oynayamıyor diye düşünürsünüz. anlamadığım noktaysa senelerdir biz taraftar olarak bu gerçekleri görürken takımımızın başına gelen teknik direktörlerin bunu göremeyişi. senelerdir takımımızda ileri ucun değiştiğini, trasnferlerin devamlı o noktalara yapıldığını görüyoruz sanki ileriyi düzeltsek tüm sorunlar hallolacakmış gibi.

    dediğim gibi galatasaray futbol takımından üzülerek söylüyorum bu sene de ümidimi kestim. ne zamanki futbolu ayağına hakim ve aynı zamanda kafasıyla oynayabilen 11 futbolcumuz olur sahada o zaman çıkar bu sene kesin şampiyonuz derim ama şu durumda üzülerek söylyorum ilk 4'ün gireceği play off'a kalmamız benim için sürpriz olur.
  • 4270
    eskişehir maçıyla birlikte 12. haftaya kadar sürecek olan zor bir fikstüre başlayacak olan takımım.

    4.hafta - eskişehirspor: kendi evimizde ligin en formda takımlarından biriyle oynuyoruz. çok zor geçecektir fakat 3 puan almamız şart.

    5.hafta - ankaragücü(d) : ligin bence en zayıf takımı. fakat gerek deplasman fobimiz gerekse son yıllarda ankara'da kaybettiğimiz puanlar beni korkutuyor.

    ara not: eğer bu iki haftayı kayıpsız geçersek, işler bugün baktığımız gibi görünmeyecektir. taraftarın ve takımın özgüveni yerine gelecek. takımda artık belli bir uyuma kavuşacaktır. ki yanlış bilmiyorsam bu maçlardan sonra bir milli maç arası gelecek bu da bizim için olumlu bir faktör.

    6.hafta - bursaspor : şampiyonluk yarışında olan bir ekip.

    7.hafta - antalyaspor(d) : kadro olarak daha üstün olduğumuz bir takım. fakat şimdilik çok formdalar.

    8.hafta - gaziantepspor: çok kaliteli bir kadroları var. o zamana kadar toparlanırlarsa sıkıntı yaşayabiliriz.

    9.hafta - kayserispor(d): ligin dişli ekiplerinden. son yıllarda sürekli berabere kalıyoruz.

    10.hafta - mersin iy: bu 8 haftalık zor fikstürdeki en kolay maçımız.

    11.hafta - beşiktaş (d): bu zaten derbi.

    işin özü önümüzdeki iki maçtan 6 puan çıkartmak zorundayız. yoksa bursa maçı bizim için tamam mı devam mı maçına dönebilir.

    ama çok net bir şekilde inanıyorum ki yarın bizim için bambaşka bir başlangıcın ilk satırları yazılacak.. haydi rastgele.
  • 4271
    sezonun henüz 4. haftası oynanırken çok abartılı şekilde eleştirildiğini düşünüyorum. karabük maçına çıkan 11'i düşündüğümüzde, geçen sezonu da bizimle geçiren sadece 3 oyuncu vardı sahada. gökhan zan, hakan balta ve kazım. geçtiğimiz 3 sezondaki hüsrandan sonra olması kaçınılmaz kadro kıyımının ardından bu sezona tamamen yenilenmiş kadrosuyla giren bir takım için, eleştirilerin dili bu kadar sert olmamalı. kim bilir belki de bu saçma sapan play off sistemi en çok bizim işimize yarar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın