4261
bazı temel sorunları olan takım.
önyargı sorunu,
futbol takımının derin sorunları olduğu çok aşikar fakat burada bireysel olarak suçlanacak tek tek isimler , yeni yeni günah keçileri bulup tüm hataları onun üzerine atmak galatasaray'ı düzlüğe çıkarmayacaktır.geçen sezonlarda tüm suçların üzerine yüklendiği bam üçlüsünden bugünlerde hiçbiri sahada olmamasına rağmen ortasaha yine rakip takımlar tarafından çok kolay geçilmekte, yine 2 adım ötede duran takım arkadaşına pas atamama sorunu devam etmektedir. o yüzden gökhan zan ya da hakan balta'yı suçlamak tüm vebali onların üstüne atmaya çalışmak hiçbir anlam ifade etmez.
kaleci sorunu,
mondragondan sonra hepimiz bildiği gibi kaleci sendromu yaşanmakta bu büyük sorun günümüze kadar devam etmektedir. iyi bir kalecinin özelıkle büyük takımlar için ne kadar önemli bir faktör olduğu bilinir. son yıllarda zaten dağınık görüntü çizen galatasaray takımı karşılaştığı rakiplerin üzerinde özellikle deplasmanlarda gerekli baskıyı kuramazken , oyunun dengede gittiği birçok maçta bariz kaleci hatalarından goller yemiş takımın morali tamamen çökmüş ve puan ya da puanlar kaybedilmiştir.zaten genel olarak takımdaki istirarsız görüntü, kaleci sorunun başgösterdiği zamanlara denk gelmektedir.
yabancı oyuncu tercihleri,
coğrafi ,maddi ya da başka nedenlerle türkiye ligi avrupa'nın belli başları liglerinin hayli gerisinde ve reytinginin kıyasla düşük olduğu açık dolayısıyla da ligimizde kariyeri yükselişte olan starları görebilmek imkansız gibi duruyor.buradan yola çıkarsak yapılacak yabancı transferlerinde ---büyük takımlar için konuşuyorum--- izlenebilecek iki yoldan birini tercih etmek gerekir ya ingiltere ,italya vss.. gibi üst düzey liglerde oynamış kariyeri belli, ismi cismi dünyaca bilinen fakat yıllarca en üst seviyede senede belki 50-60 maç yaptıktan sonra doygunluğa ermiş , mental açıdan bitmiş ya da çok yetenekli bir futbolcu olmasına rağmen sürekli güncellenen futbol anlayışına uymaması sonucu o anki takımı tarafından artık en üst düzeyde katkı sağlayamayacağı anlaşıldığından listeye konan kariyeri şu ya da bu nedenlerle inişe geçmiş oyuncuları yüksek maliyetlerle transfer etmek .üstelik zaten mali ve idari açıdan bizim takımların çok ötesinde olan bu takımların bu tip oyuncularına pazar yaratarak elimizdeki sınırlı maddi imkanlarıda onlara aktarmış olup aradaki dengesizliği iyice artmasına olanak tanıyoruz. 1.sınıf takımların istemediği oyunculara servet ödeyerek ligimizdeki süperötesi futbolculrla övünüyoruz .fakat kıyasla kötü takımların ktıldığı uefa kupasında bile sözgelimi 2.turda bir isviçre takımına elenebiliyoruz.
yabancı transferinde izlenebilecek 2. yol ise kimsenin ismine-cismine bakmadan uzun bir takip sonucu faydalı, gelişime açık,hırslı oyuncuların tercih edilmesi. avrupa'nın belli başlı takımlarıyla(man.u, barca, milan vss..) şampıyonlar ligi seviyesinde yarışmak için akil adamlar tarafından yönetilen ve birçok açıdan rakipleri kadar güçlü olmayan (psv , porto, lyon, braga vss..) takımların tarihinde önemli başarılar bulunmakta. bu takımlar devri geçmiş yıldızları kadrolarına katmak ve sınırlı maddı imkanlarını rakiplerine aktarmak yerine kurdukları ağlar sayesinde çok önemli oyuncuları bulup kadrolarına katmakta.futbolcuyla aralarında kazan-kazan ilişkisi kurmaktalar ,örneğin futbolcu porto'da ya da braga'da 2-3 sezon üst düzeyde oynarsa milan'a ya da inter'e vss.. transfer olabileceğini bilerek gelmekte ve performansını hep üst düzeyde tutmaktadır. sonuç olarak bunu bilen futbolcuların gösterdiği istikrarlı üstün performans sayesinde sözkonusu takımlarda önemli başarılara imza atmaktadırlar. ayrıca bu tarz transferde oyuncuyu elden çıkarırken klüp büyük karlar elde edilmekte.fakat türkiye'de özelikle büyük takımlarda tercih edilen transfer şeklinde alınan oyuncu yaşı bakımından son transferini yaptığı için verilen büyük paraların geri dönüşüde genelde olmamakta
sözgelimi , ingiltere'nin önemli takımlarından birinde top oynamış , milli takımda dünya kupasını kaznmış kariyeri tavan yaptıktan sonra düşüşe geçen --- çünkü artık yapacağını yapmış,örneğin büyük liglerden bir takıma transfer olmak ya da büyük transfer ücretleri alabilmek gibi,dünyaca tanınmak gibi bir derdi yoktur--- bir oyucuyu 30 yaşından sonra ondan büyük başarılar kaydetmesini bekleyerek transfer etmek bana göre milli piyango bileti alıp büyük ikramiyenin hayalini kurmakla eşdeğerdir.bir kere büyük ödül çıktı diye bundan sonra da çıkacak diye bir kaide yok.
büyük umutlarla transfer edilen popüler yabancı oyuncuların son yıllarda sağladığı katkı gözler önünde 1 ya da 2 sene oynadıktan sonra verimsiz olduğu için gönderilen yabancı oyuncular takımı yap-boz tahtasına çevirdiği gibi , devamli birileri gidip- öbür sezon sezon sil-baştan başkaları geldiğinden galatasaray'ın takım olmasınıda engellemekteler.
önyargı sorunu,
futbol takımının derin sorunları olduğu çok aşikar fakat burada bireysel olarak suçlanacak tek tek isimler , yeni yeni günah keçileri bulup tüm hataları onun üzerine atmak galatasaray'ı düzlüğe çıkarmayacaktır.geçen sezonlarda tüm suçların üzerine yüklendiği bam üçlüsünden bugünlerde hiçbiri sahada olmamasına rağmen ortasaha yine rakip takımlar tarafından çok kolay geçilmekte, yine 2 adım ötede duran takım arkadaşına pas atamama sorunu devam etmektedir. o yüzden gökhan zan ya da hakan balta'yı suçlamak tüm vebali onların üstüne atmaya çalışmak hiçbir anlam ifade etmez.
kaleci sorunu,
mondragondan sonra hepimiz bildiği gibi kaleci sendromu yaşanmakta bu büyük sorun günümüze kadar devam etmektedir. iyi bir kalecinin özelıkle büyük takımlar için ne kadar önemli bir faktör olduğu bilinir. son yıllarda zaten dağınık görüntü çizen galatasaray takımı karşılaştığı rakiplerin üzerinde özellikle deplasmanlarda gerekli baskıyı kuramazken , oyunun dengede gittiği birçok maçta bariz kaleci hatalarından goller yemiş takımın morali tamamen çökmüş ve puan ya da puanlar kaybedilmiştir.zaten genel olarak takımdaki istirarsız görüntü, kaleci sorunun başgösterdiği zamanlara denk gelmektedir.
yabancı oyuncu tercihleri,
coğrafi ,maddi ya da başka nedenlerle türkiye ligi avrupa'nın belli başları liglerinin hayli gerisinde ve reytinginin kıyasla düşük olduğu açık dolayısıyla da ligimizde kariyeri yükselişte olan starları görebilmek imkansız gibi duruyor.buradan yola çıkarsak yapılacak yabancı transferlerinde ---büyük takımlar için konuşuyorum--- izlenebilecek iki yoldan birini tercih etmek gerekir ya ingiltere ,italya vss.. gibi üst düzey liglerde oynamış kariyeri belli, ismi cismi dünyaca bilinen fakat yıllarca en üst seviyede senede belki 50-60 maç yaptıktan sonra doygunluğa ermiş , mental açıdan bitmiş ya da çok yetenekli bir futbolcu olmasına rağmen sürekli güncellenen futbol anlayışına uymaması sonucu o anki takımı tarafından artık en üst düzeyde katkı sağlayamayacağı anlaşıldığından listeye konan kariyeri şu ya da bu nedenlerle inişe geçmiş oyuncuları yüksek maliyetlerle transfer etmek .üstelik zaten mali ve idari açıdan bizim takımların çok ötesinde olan bu takımların bu tip oyuncularına pazar yaratarak elimizdeki sınırlı maddi imkanlarıda onlara aktarmış olup aradaki dengesizliği iyice artmasına olanak tanıyoruz. 1.sınıf takımların istemediği oyunculara servet ödeyerek ligimizdeki süperötesi futbolculrla övünüyoruz .fakat kıyasla kötü takımların ktıldığı uefa kupasında bile sözgelimi 2.turda bir isviçre takımına elenebiliyoruz.
yabancı transferinde izlenebilecek 2. yol ise kimsenin ismine-cismine bakmadan uzun bir takip sonucu faydalı, gelişime açık,hırslı oyuncuların tercih edilmesi. avrupa'nın belli başlı takımlarıyla(man.u, barca, milan vss..) şampıyonlar ligi seviyesinde yarışmak için akil adamlar tarafından yönetilen ve birçok açıdan rakipleri kadar güçlü olmayan (psv , porto, lyon, braga vss..) takımların tarihinde önemli başarılar bulunmakta. bu takımlar devri geçmiş yıldızları kadrolarına katmak ve sınırlı maddı imkanlarını rakiplerine aktarmak yerine kurdukları ağlar sayesinde çok önemli oyuncuları bulup kadrolarına katmakta.futbolcuyla aralarında kazan-kazan ilişkisi kurmaktalar ,örneğin futbolcu porto'da ya da braga'da 2-3 sezon üst düzeyde oynarsa milan'a ya da inter'e vss.. transfer olabileceğini bilerek gelmekte ve performansını hep üst düzeyde tutmaktadır. sonuç olarak bunu bilen futbolcuların gösterdiği istikrarlı üstün performans sayesinde sözkonusu takımlarda önemli başarılara imza atmaktadırlar. ayrıca bu tarz transferde oyuncuyu elden çıkarırken klüp büyük karlar elde edilmekte.fakat türkiye'de özelikle büyük takımlarda tercih edilen transfer şeklinde alınan oyuncu yaşı bakımından son transferini yaptığı için verilen büyük paraların geri dönüşüde genelde olmamakta
sözgelimi , ingiltere'nin önemli takımlarından birinde top oynamış , milli takımda dünya kupasını kaznmış kariyeri tavan yaptıktan sonra düşüşe geçen --- çünkü artık yapacağını yapmış,örneğin büyük liglerden bir takıma transfer olmak ya da büyük transfer ücretleri alabilmek gibi,dünyaca tanınmak gibi bir derdi yoktur--- bir oyucuyu 30 yaşından sonra ondan büyük başarılar kaydetmesini bekleyerek transfer etmek bana göre milli piyango bileti alıp büyük ikramiyenin hayalini kurmakla eşdeğerdir.bir kere büyük ödül çıktı diye bundan sonra da çıkacak diye bir kaide yok.
büyük umutlarla transfer edilen popüler yabancı oyuncuların son yıllarda sağladığı katkı gözler önünde 1 ya da 2 sene oynadıktan sonra verimsiz olduğu için gönderilen yabancı oyuncular takımı yap-boz tahtasına çevirdiği gibi , devamli birileri gidip- öbür sezon sezon sil-baştan başkaları geldiğinden galatasaray'ın takım olmasınıda engellemekteler.