• 4276
    takımın özgüveni o kadar yerlerdeymiş ki, yavaş yavaş toparlanıyor daha. eskişehir maçında uzun zamandır özlediğimiz baskılı, ilerde pres yapan, rakibi ısıran bir takım gördük.

    ancak gel gör ki, 2010-2011 sezonunda takım o kadar kötü bir şekilde demoralize olmuş ve öylesine tedirgin bir halde olduğu için etkilerini hala hissediyoruz.

    mesela kritik alanlarda özellikle savunma da futbolcular çok tedirgin oluyor. bunu rahatlıkla maçı izlerken hissediyoruz. zaten sadece futbolcular değil fatih terim'den, taraftara kadar herkes bu özgüven kaybının sıkıntılarını yaşıyor.

    maç 2-0 olduktan sonra oyuncular da yavaş yavaş daha güvenle oynamaya başladılar. bunun sonucunda saçma sapan gol yeme alışkanlığımızı atmış olduk.

    2010-2011'in etkisi azalarak bitecektir. galibiyetler geldiği müddetçe de takım, gerçek potansiyelini sahaya %100 yansıtacaktır. en fazla %40-50'le oynamışızdır eskişehir maçında.

    rezalet sezonda oynayan çoğu futbolcunun gönderilmiş olması da, takımın daha hızlı toparlanmasına olanak sağladı.

    dediğim gibi rakibe basan, sonuna kadar mücadele eden, ve sahaya hırsını yansıtan takım olma sürecinde iyi yoldadır.
  • 4280
    su anda oynadigimiz oyun icin futbol demek yanlis olur. yani evet bir super lig anadolu takimi, bilemediniz ikinci lig takimi bu sekilde futbol oynayabilir belki (diyecegim ama onlar bile cok daha hareketli hucum ediyorlar en basitinden). su anda oynadigimiz oyun itibariyle takimin ismi olsa olsa galatasaray agir cekim futbol takimi veya galatasaray ufak ufak topu durtme takimi olabilir.
  • 4282
    futbolcularımız birbirlerini tanıdıkça uyum sorunu giderildikçe ligdeki takımların karşımızda dayanmasının zor olacağını düşünüyorum.çok dirençli ve fizik gücü yüksek oyunculara sahibiz.kadro derinliği açısından yedeklere bakıldığında çıkanın yerine giren oyuncuların sırıtmadığını görüyoruz.rijkaard döneminde ilk 11!imiz süperdi fakat yedekler o kalitede olmadığı için sakatlıkların başlayamasıyla çöküş dönemine girmiştik.şimdiki takımızda beni korkutan tek şey çok fazla psikopat oyuncunun olması, en büyük belamızın kartlar olduğunu düşünüyorum uyum süreci nasıl olsa atlatılır.
  • 4283
    iyi bir transfer sezonu geçirdiğimiz aşikar.geçen seneki ölü toprağı kesinlikle atılmış. artık goller beraber kutlanıyor. hata yapan oyuncu yu diğer arkadaşı teselli ediyor. iç sahayı taraftarı ve enerjiyi hissetmek isteyenlerle dolu bir takımımız var.
    tut
    melo,elmander,kazım ve hakan balta(!) 4 farklı pozisyonda tribünü ateşlemeye çalıştılar. hakan balta nın bile tutkuyla oynadığı bir takıma dönüştük. bu önemli.şimdi daha önemli birşey var. deplasman galibiyetleri başlamalı.3-4 maçlık galibiyet serileriyle galatasaray'ın bu ligin dominant gücü olduğunu herkese tekrar hatırlatmalıyız.

    beşiktaş deplasmanına kadar yenilmemeliyiz.en büyük eşik bu olur.
  • 4284
    arda turan takımda kalmış olsaydı set oyununu mükemmel oynayacak olan takım olacaktı. arda gibi kapalı savunmaları delen bir adamın eksikliğini çekiyoruz. ne kazım ne riera bu tipte bir oyuncu değil. sercan belki bunu yapabilecek potansiyele sahip fakat katetmesi gereken çok yolu var. bakıyorum ülke içinde böyle bir adam var mı? cevap yok.
  • 4285
    kimi insanlarda 25 yaşından sonra başlayan ölüm hissini, aldığın her nefeste, geçirdiğin her dakikada biraz daha yaklaştığını hissettiğin klasik sondan dolayı duyduğun rahatsızlığı neredeyse 0'a indiren mucize.

    eskiler bilir, http://www.youtube.com/...&feature=related

    yaşamak da zor, yaşlanmak da. ama izlerken cimbomumu -kötü oynasa bile, fark yiyor olsa bile- sanki daha bir kolay herşey. allah herkesi rutin hayatın çekilmezliğinden korusun, belki galatasay'ın hayata kattığı heyecanla bir olmaz ama kimse kaybetmesin heyecanını. belki aşık olursun, belki evlenirsin daha ileri gidip ve hatta belki çoluk çocuğa karışırsın ama eğer cimbomlu değilsen asla mutlu ölemezsin, eksik kalırsın.
  • 4286
    geçen sezonların acısını yeni yeni çıkarmaya çalışan takımım.

    o kadar özgüvensiz bir haldeler ki geçen sezonlardan kalan oyuncular "aman hata yapabiliriz" korkusundan inisiyatif almaya korkuyor, buna rağmen hatalar yapmaya devam ediyorlar.

    bunun tek çözümü içeri-dışarı demeden 3-4 maç arka arkaya kazanmak. umarım dünkü eski şehir galibiyeti bu serinin başlangıcı olur.
  • 4288
    ışık vermeye başlayan takımdır. en azından geçen sezon zerresini görmediğimiz hırs, istek ve pres var takımda..hakan balta bile uzun süre sonra iyi oynamaya başladı. kadromuzun yetersiz olduğu görüşüne ise kesinlikle katılmıyorum. 26 eylül 2011 galatasaray eskişehirspor maçında ilk 11'e giremeyen oyunculara bir bakalım: baros, sercan, yekta, ceyhun, eboue, muslera, servet, ayhan, çağlar. geçen sezonki aydın yılmaz, mustafa sarp, serkan kurtuluş, barış özbek gibi seçenekleri düşünün, bir de şu çeşitliliğe bakın. devre arasında da transfer yapılacağı söyleniyor üstelik.
    ayrıca neden şampiyon olamayacağımız ısrarla vurgulanıyor, onu anlamıyorum. kayseri karşısında rakip kaleye attığı tek şut gol olan fenerbahçe mi; bursa karşısında mucizevi 2 golle galip gelen, antalya karşısında ölüp ölüp dirilen beşiktaş mı; ligin en vasat takımlarından biri olan sivasspor'dan 3 gol yiyen bursaspor mu, sadece burak yılmaz'ın gününde olmasına bakan trabzonspor mu bizden daha iyi?
    bu takımın sadece üstüste 2-3 galibiyete ihtiyacı var. 2 ekim 2011 ankaragücü galatasaray maçı ve milli maç arasından sonra arena'da oynayacağımız bursa maçında alınacak üstüste 2 galibiyet hem takımın hem seyircinin kenetlenmesini sağlayacak ve şampiyonluk yürüyüşümüzü başlatacaktır.
  • 4289
    fatih terim'in giriş-gelişme-sonuç üçlemesinde nihayet ilk adımı 26 eylül 2011 galatasaray eskişehirspor maçı'nda atmış takımdır. giriş evresi olan maç boyu yüksek tempo, pres, sahada rakibi ısıran kaotik bir futbol sürecindeyiz. geçen senelerdeki kırılgan yapımız okadar canımızı sıkmıştı ki artık nihayet rakiple kavga eden, maçı ciddiye alan, ve herşeyden önemlisi her topta rakibe ayak sokmaya çalışan bir takım olmaya başladık. bu evrede maçları rahat seyretmek ya da bu maçı kesin alırız özgüvenini ortaya koymak tabii ki mümkün değil ama artık sahada her ne olursa olsun kazanmak için elinden geleni yapacak bir takım seyredeceğimiz belli.

    imparatorun oyun felsefesini savaşan yapımıza monte edeceği gelişme evresine ne zaman ulaşacağımız, takımın iskeletinin tam olarak oturmasına bağlı olarak değişiklik gösterebilir. kadro yapımızın ne kadar kaliteli olduğundan çok uyumunun ne derecede olduğunu bu evrede daha iyi anlayacağız. umarım o günler geldiğinde tekrar rakiplerin korkulu rüyası olan, taraftara izlerken keyif veren ve özlediğimiz fark yaratan takım olma kimliğimize kavuşuruz.

    sonuç olarak sezon başı itibariyle* ligde 70+ puanı cepte gözüküyor. şampiyonluk hakkında birşey söylemek için henüz erken.
  • 4290
    ilk haftadan itibaren her maç üstüne koyarak ilerleyen takımdır. yerli rotasyonun katkısı arttıkça takım daha üst seviyelere çıkacaktır. türkiye liginde başarı yakalamış takımların tamamı yerli oyuncularından üstün verim almıştır. efsane 2000 kadromuzda böyleydi. şu anda da takımda engin olsun selçuk olsun yekta ve diğerleri olsun performansını yukarı çıkardıkça rakibe baskı kuran, pozisyonlar üreten ve sonuç alan takım ortaya çıkacaktır.
  • 4291
    kavga etmeye başlayan takımımdır. artık öyle kolay kolay maçı bırakmak, mağlup olmak yok. yabancılarında ki hırs ve takıma hissettikleri aidiyet ayrı bir mutluluk vermektedir ileriye dönük. riera ve elmander de bu rahatlıkla görülebilir, yapamadıkları zaman bile kendilerine veya başka bir şeye kızmaları, yani en azından tepki vermeleri , işte özlenen bu. melo ve ujfalusi yi söylememe gerek bile yok sanırım.
    ayrıca bu takımın lideri tartışmasız melo dur şu an itibari ile.
    tamam henüz daha güzel futbol oynamıyoruz, adam kalitesi açısından eksik kalan bölgeler var lakin fatih terim olduğu sürece kolay pes eden bir takım olmayacak sahada ki galatasaray ...
  • 4292
    henüz; tamam oldu bu iş dedirtmeyen ama olacak bu iş dedirten takımdır. eskişehir maçını baz alırsak istekli, inanan, mücadeleci ve önde basan bir takım, galatasarayın'da olması gereken bu.
    duran toplarda sıkıntılarımız yok ama oyun akışında goller bulmamız lazım. eskisi gibi kornerlerden gol yemiyoruz ama yinede sahamıza kolay sızıyorlar, önde oynadığımız zaman rakip bunalıyor gelemiyor ama yavaşlayınca sızmaları önlememiz daha doğrusu yavaşlamamamız lazım. fenerbahçe'nin iyi oynamadan sonuçlar aldığı, trabzon'un iyi oynayıp sonuç alamadığı, beşiktaş'ın ise bir çok iyi bir çok kötü olduğu ligde kadro yeterli gibi, üstelik yedek kulübemizde çok iyi. ama devre arasında da takviyeler gerekli.
  • 4294
    şunu biliyorumki bu takımın tek ihtiyacı olan şey 3-4 maçlık bir galibiyet serisi.

    futbolcuların birçoğu değişmişte olsa camia olarak atamadık üzerimizdeki geçen sezon tedirginliğini.

    az pozisyon verdiğimiz eskişehir maçını bile her an gol yiyeceğiz düşüncesiyle seyrettik.

    bu anlamda önümzeki kolay görünen a.gücü deplasmanı araya girecek milli maç haftası ve ertesindeki arena galibiyeti takımın moralini ama dahada önemlisi özgüveni tekrar kazandıracaktır.
  • 4295
    şu an da ki durumu pek iyi değildir evet hala taraftara ihtiyaç duyuyoruz oynayabilmek için ama iyi yoldadır bu takım.fatih terim'in dediklerinden yola çıkarsak önceliğimiz başarıdır kimse şimdiden iyi oyun vs beklemesin.seneye bambaşka bir dizilişlede sahada olabiliriz ama bu takımda biraz ışık veriyor geleceğe dair bol pas yapan , topa sahip olmak isteyen bir takım yaratılmaya çalışılıyor zaten en iyi defans yapma yöntemide budur top sizdeyken rakip atak yapamaz *. şimdiden eleştirmenin alemi yok önce başarı dediler benim için başarı şampiyonlar ligidir olmazsa eleştiririz.

    tanım : türkiye'nin gelmiş geçmiş en başarılı takımı.
  • 4299
    oyun anlayışını değiştirmesi gereken takımdır. orta sahayı kalabalık tutmaya çalışırken forvet oyuncularımız çok yalnız kalıyorlar. elmander ve barostan hangisi oynarsa ilerde tek başına 4 defans oyuncusuyla boğuşmaktan takıma katkı sağlayamıyor ve kendisine atılan topu direkt kaptırıyor. bunun çözümünün çift forvet oynamak veya orta sahanın kanatlarında görev yapan oyuncuları daha önde kullanarak 4 3 3 e yakın bir dizilişle oynamak olduğunu düşünüyorum ki iki senedir 4 3 3 te ısrar edip başarısız olmuş bir takımın taraftarı olarak çift forvet tercihimdir. ayrıca forvet oyuncularımızın kaydettiği tek golün sercan ve elmanderin ilerde beraber oynadığı dilimde gelmiş olması da bu düşüncemi güçlendirmekte. aksi takdirde tek forveti boğuşsun diye rakip defansın arasına atıp ondan gol beklediğimiz sürece devre arasında değil drogba, ibrahimoviç gelse fayda sağlamaz.
  • 4300
    eğri oturup doğru konuşmakta fayda var. galatasaray ın en son ne zaman şampiyonlar ligine katıldığını hatırlamadığımı fark ettim geçen gün.bir zamanlar şampiyonlar ligine en çok katılan 1-2 takımdan birisiydik. peki ne oldu da o günlerden bugünlere geldik? ne değişti? onu bunu suçlayarak ,hakemlerin hatalarından dem vurarak , hatayı hep başkalarında görerek doğru bir analiz yapılamaz. en azından doğru bir başlangıç yapmak adına konuya tarihsel gelişim açısından bakmakta fayda var.

    sadece bana özgü mü bilemem ama televizyonda 80 lerin hatta 90 ların üst düzey futbol müsabakalarını izlediğimde sahada oynanan dönemin futbolu bana çok komik geliyor , atak organizasyonları , goller, tek bir oyuncunun çok belirleyici olması, kısacası o yıllardaki futbol anlayışı ve sahada uygulanış şekli şu anın çok gerisinde . devamlı başarılı olmak zorunluluğu büyük takımların , başarının sürekliliğini sağlaması için günden güne değişen evrensel futbol anlayışına ayak uydurması gerekmekte.galatasaray ın özelikle avrupa da başarılı olmasının en büyük nedenlerinden biri de o zamanlarda günün futbol anlayışına uygun bir yapıda olmasıydı. son yıllardaki istikrarsız tablonun sebebi de tam olarak burada . dünya futbolundaki gelişimlerin doğru okunamaması, son yıllarda dünya futbolunun evrildiği noktaya bir türlü ayak uyduramaması , buna uygun bir örgütlenmeye gidememesi. futbolun taktiksel olarak her geçen gün evrilmesi yeni yeni savunma ve hucüm prensiplerinin hayata geçmesi doğal olarak kendinden bir önceki anlayışı tamamen etkisiz - geçersiz kılmakta. dünya futbolunun gelişimini şu örnekle kabaca açıklayabilirim , barcelona nın sahadaki futboluna karşı ,diğer takımlar herhangi bir kalıcı önlem bulamamakta bunun sonucu olarak barcelona katıldığı tüm kupaları kazanmakta fakat doğa yasaları gereği günün birinde bu anlayışa karşı kalıcı çözümler geliştirildiğinde, barcelona eğer bunu çözecek karşı hamleler yapamazsa performansı giderek düşecek sonra başka başka anlayışlar ve onların çözülmesi şeklinde devam edecek .

    eskiden barcelona, real madrid ya da arsenal i elemenin planları yapılır , biz taraftarlarda buna sadece taraftar olduğumuz için romantik yaklaşarak değil mantık çerçevesinde düşünüp bunun olabilme ihtimalinin hiç de düşük olmadığını anlardık.fakat şimdilerde söz gelimi son derece sıradan bir isveç takımı karşında çıkan olumsuz sonuç herkesi şaşırtabiliyor. halbuki arada oyuncuların bireysel kalite farkı olmasına rağmen çoğu zaman istenen sonuç çıkmıyor.eldeki kısıtlı imkanlarıyla günün futbol anlayışını sahaya yansıtan sıradan bir takımın , geçmişte başarılı olan ama çoktan deşifre olarak çağın gerisinde kalmış bir anlayışla (taktiksel , yönetsel, oyuncu yapıları) idare edilen takım karşında aradaki kalite farkına rağmen başarılı olması kaçınılmazdır.

    artık dünyada büyük takımların puan kaybetme şekilleri bile değişmiştir. eskiden avrupa liglerinde büyük takımlar karşısında çanakkale geçilmez taktiğiyle puan koparabilen takımlar şimdilerde bu anlayışla sahaya çıktıklarında 6, 7 gol yiyerek maçı bitirmekteler.eskiden herkesin yeri- mevkisi belliydi , aşağı yukarı tehlike yaratabilecek 1 ya da 2 isme önlem almak, rakiplerin yoğun markajı altında kıpırdamakta zorluk çeken hedef santrforlar bu kurulu düzen geçerliliğini tamamen yitirmiş görünmekte . artık kimsenin yeri sabit olmamakla birlikte hedefte net bir santrfor bulunmamaktadır , takımdaki herkes skora katkı yapabilmektedir, takımdaki oyuncuların hepsi oyunu 2 yönüyle de oynayabilen dinamik oyunculardır.büyük takımların pas bağlantısını kesip , topa sahip olma oranını dengeleyemezseniz puan ya da puan almak bir yana 6, 7 gol yiyip soyunma odasına inersiniz.

    son yıllarda ligimizde pek alışıla geldik sonuçların çıkmaması , bursaspor un şampiyonluğu , i.b.b nin istikrarlı görüntüsü bazı faktörlerin yanısıra bu takımların hocalarının dünya futbolundaki gelişimleri doğru okuyabilmeleri, değişimleri takımlarına yansıtmaları ile açıklanabilinir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın