4299
eğri oturup doğru konuşmakta fayda var. galatasaray ın en son ne zaman şampiyonlar ligine katıldığını hatırlamadığımı fark ettim geçen gün.bir zamanlar şampiyonlar ligine en çok katılan 1-2 takımdan birisiydik. peki ne oldu da o günlerden bugünlere geldik? ne değişti? onu bunu suçlayarak ,hakemlerin hatalarından dem vurarak , hatayı hep başkalarında görerek doğru bir analiz yapılamaz. en azından doğru bir başlangıç yapmak adına konuya tarihsel gelişim açısından bakmakta fayda var.
sadece bana özgü mü bilemem ama televizyonda 80 lerin hatta 90 ların üst düzey futbol müsabakalarını izlediğimde sahada oynanan dönemin futbolu bana çok komik geliyor , atak organizasyonları , goller, tek bir oyuncunun çok belirleyici olması, kısacası o yıllardaki futbol anlayışı ve sahada uygulanış şekli şu anın çok gerisinde . devamlı başarılı olmak zorunluluğu büyük takımların , başarının sürekliliğini sağlaması için günden güne değişen evrensel futbol anlayışına ayak uydurması gerekmekte.galatasaray ın özelikle avrupa da başarılı olmasının en büyük nedenlerinden biri de o zamanlarda günün futbol anlayışına uygun bir yapıda olmasıydı. son yıllardaki istikrarsız tablonun sebebi de tam olarak burada . dünya futbolundaki gelişimlerin doğru okunamaması, son yıllarda dünya futbolunun evrildiği noktaya bir türlü ayak uyduramaması , buna uygun bir örgütlenmeye gidememesi. futbolun taktiksel olarak her geçen gün evrilmesi yeni yeni savunma ve hucüm prensiplerinin hayata geçmesi doğal olarak kendinden bir önceki anlayışı tamamen etkisiz - geçersiz kılmakta. dünya futbolunun gelişimini şu örnekle kabaca açıklayabilirim , barcelona nın sahadaki futboluna karşı ,diğer takımlar herhangi bir kalıcı önlem bulamamakta bunun sonucu olarak barcelona katıldığı tüm kupaları kazanmakta fakat doğa yasaları gereği günün birinde bu anlayışa karşı kalıcı çözümler geliştirildiğinde, barcelona eğer bunu çözecek karşı hamleler yapamazsa performansı giderek düşecek sonra başka başka anlayışlar ve onların çözülmesi şeklinde devam edecek .
eskiden barcelona, real madrid ya da arsenal i elemenin planları yapılır , biz taraftarlarda buna sadece taraftar olduğumuz için romantik yaklaşarak değil mantık çerçevesinde düşünüp bunun olabilme ihtimalinin hiç de düşük olmadığını anlardık.fakat şimdilerde söz gelimi son derece sıradan bir isveç takımı karşında çıkan olumsuz sonuç herkesi şaşırtabiliyor. halbuki arada oyuncuların bireysel kalite farkı olmasına rağmen çoğu zaman istenen sonuç çıkmıyor.eldeki kısıtlı imkanlarıyla günün futbol anlayışını sahaya yansıtan sıradan bir takımın , geçmişte başarılı olan ama çoktan deşifre olarak çağın gerisinde kalmış bir anlayışla (taktiksel , yönetsel, oyuncu yapıları) idare edilen takım karşında aradaki kalite farkına rağmen başarılı olması kaçınılmazdır.
artık dünyada büyük takımların puan kaybetme şekilleri bile değişmiştir. eskiden avrupa liglerinde büyük takımlar karşısında çanakkale geçilmez taktiğiyle puan koparabilen takımlar şimdilerde bu anlayışla sahaya çıktıklarında 6, 7 gol yiyerek maçı bitirmekteler.eskiden herkesin yeri- mevkisi belliydi , aşağı yukarı tehlike yaratabilecek 1 ya da 2 isme önlem almak, rakiplerin yoğun markajı altında kıpırdamakta zorluk çeken hedef santrforlar bu kurulu düzen geçerliliğini tamamen yitirmiş görünmekte . artık kimsenin yeri sabit olmamakla birlikte hedefte net bir santrfor bulunmamaktadır , takımdaki herkes skora katkı yapabilmektedir, takımdaki oyuncuların hepsi oyunu 2 yönüyle de oynayabilen dinamik oyunculardır.büyük takımların pas bağlantısını kesip , topa sahip olma oranını dengeleyemezseniz puan ya da puan almak bir yana 6, 7 gol yiyip soyunma odasına inersiniz.
son yıllarda ligimizde pek alışıla geldik sonuçların çıkmaması , bursaspor un şampiyonluğu , i.b.b nin istikrarlı görüntüsü bazı faktörlerin yanısıra bu takımların hocalarının dünya futbolundaki gelişimleri doğru okuyabilmeleri, değişimleri takımlarına yansıtmaları ile açıklanabilinir.
sadece bana özgü mü bilemem ama televizyonda 80 lerin hatta 90 ların üst düzey futbol müsabakalarını izlediğimde sahada oynanan dönemin futbolu bana çok komik geliyor , atak organizasyonları , goller, tek bir oyuncunun çok belirleyici olması, kısacası o yıllardaki futbol anlayışı ve sahada uygulanış şekli şu anın çok gerisinde . devamlı başarılı olmak zorunluluğu büyük takımların , başarının sürekliliğini sağlaması için günden güne değişen evrensel futbol anlayışına ayak uydurması gerekmekte.galatasaray ın özelikle avrupa da başarılı olmasının en büyük nedenlerinden biri de o zamanlarda günün futbol anlayışına uygun bir yapıda olmasıydı. son yıllardaki istikrarsız tablonun sebebi de tam olarak burada . dünya futbolundaki gelişimlerin doğru okunamaması, son yıllarda dünya futbolunun evrildiği noktaya bir türlü ayak uyduramaması , buna uygun bir örgütlenmeye gidememesi. futbolun taktiksel olarak her geçen gün evrilmesi yeni yeni savunma ve hucüm prensiplerinin hayata geçmesi doğal olarak kendinden bir önceki anlayışı tamamen etkisiz - geçersiz kılmakta. dünya futbolunun gelişimini şu örnekle kabaca açıklayabilirim , barcelona nın sahadaki futboluna karşı ,diğer takımlar herhangi bir kalıcı önlem bulamamakta bunun sonucu olarak barcelona katıldığı tüm kupaları kazanmakta fakat doğa yasaları gereği günün birinde bu anlayışa karşı kalıcı çözümler geliştirildiğinde, barcelona eğer bunu çözecek karşı hamleler yapamazsa performansı giderek düşecek sonra başka başka anlayışlar ve onların çözülmesi şeklinde devam edecek .
eskiden barcelona, real madrid ya da arsenal i elemenin planları yapılır , biz taraftarlarda buna sadece taraftar olduğumuz için romantik yaklaşarak değil mantık çerçevesinde düşünüp bunun olabilme ihtimalinin hiç de düşük olmadığını anlardık.fakat şimdilerde söz gelimi son derece sıradan bir isveç takımı karşında çıkan olumsuz sonuç herkesi şaşırtabiliyor. halbuki arada oyuncuların bireysel kalite farkı olmasına rağmen çoğu zaman istenen sonuç çıkmıyor.eldeki kısıtlı imkanlarıyla günün futbol anlayışını sahaya yansıtan sıradan bir takımın , geçmişte başarılı olan ama çoktan deşifre olarak çağın gerisinde kalmış bir anlayışla (taktiksel , yönetsel, oyuncu yapıları) idare edilen takım karşında aradaki kalite farkına rağmen başarılı olması kaçınılmazdır.
artık dünyada büyük takımların puan kaybetme şekilleri bile değişmiştir. eskiden avrupa liglerinde büyük takımlar karşısında çanakkale geçilmez taktiğiyle puan koparabilen takımlar şimdilerde bu anlayışla sahaya çıktıklarında 6, 7 gol yiyerek maçı bitirmekteler.eskiden herkesin yeri- mevkisi belliydi , aşağı yukarı tehlike yaratabilecek 1 ya da 2 isme önlem almak, rakiplerin yoğun markajı altında kıpırdamakta zorluk çeken hedef santrforlar bu kurulu düzen geçerliliğini tamamen yitirmiş görünmekte . artık kimsenin yeri sabit olmamakla birlikte hedefte net bir santrfor bulunmamaktadır , takımdaki herkes skora katkı yapabilmektedir, takımdaki oyuncuların hepsi oyunu 2 yönüyle de oynayabilen dinamik oyunculardır.büyük takımların pas bağlantısını kesip , topa sahip olma oranını dengeleyemezseniz puan ya da puan almak bir yana 6, 7 gol yiyip soyunma odasına inersiniz.
son yıllarda ligimizde pek alışıla geldik sonuçların çıkmaması , bursaspor un şampiyonluğu , i.b.b nin istikrarlı görüntüsü bazı faktörlerin yanısıra bu takımların hocalarının dünya futbolundaki gelişimleri doğru okuyabilmeleri, değişimleri takımlarına yansıtmaları ile açıklanabilinir.