• 3152
    2 mart 2011 galatasaray gaziantepspor maçı'nı izledim, az önce de açtım manchester'la 3 - 3 berabere kaldığımız şampiyonlar ligi ön eleme maçını izledim, o takım şu anki mevcut takımı sanırsam paramparça eder. olay burda tur atlamak, kupayı alıp avrupaya gitmek değil gerçekten, şu anki sahip olduğumuz futbolcular oynadıkları toptan veyahut yaptıkları meslekten kesinlikle memnun değiller. internetin yaygın olmadığı, spor haberlerini sadece spor bültenlerinden takip ettiğimiz yıllarda hep bir şey vurgulanırdı, o da galatasaray'daki arkadaşlık ortamı. biliyorum istediğiniz kadar gerici, bağnaz diyebilirsiniz ama sanırım türkiye için geçerli olan yazılı olmayan bir kural varsa da, o da eğer takımda türkler birbirleriyle uyumlu değilse ya da yabancı sayısı fazlaysa takımda ortaya böyle kötü bir tablo çıkıyor, şu anki beşiktaş futbol takımı buna en büyük örnektir.

    kaliteli türklerle, işine saygısı olan yabancıları bir araya getirdiğin zaman türkiye'de başarı geliyor, galatasaray'da bu ikisi de yok malesef şu an. hiç kimseye duygusal bakamıyacağım bu durumda, o yüzden yönetim dahil mevcut kadronun azami şekilde revizyona gitmesi gerekiyor, o çok sevdiğiniz baros, kewell buna dahil. bugün antep maçının sonlarına doğru ya da sonunda yakalayamadım o kısmı, hakan şükür, ben galatasaray'a şu pozisyonda gelmem, benim için yıpranmak olur, yönetim değişirse düşünebilirim demiş. ilk bakışta galatasaray'da simge olmuş birinin bu lafları söylemesi çok kızılabilecek bir durum; özellikle galatasaray taraftarının duygusal çöküntü yaşadığını da göz önünde bulundurursak, fakat enine boyuna oturup düşündüğünüzde, hakan şükür'e hak vermemek mümkün değil. hagi'den önce bu yönetim fatih terim'e de teklif götürdü, terim böyle bir açıklama yapmadı, sadece kibarca reddetti. çünkü terim biliyor ki her ne kadar 2. gelişinde büyük hayal kırıklığı yaratsa da önemli bir kariyeri var ve bunu aynı şekilde zedelemek istemiyor, hagi'nin bugüne kadar yönettiği takımlarda durumu belli ve galatasaray onun için okyanusun derinliklerindeki siyah bir inci gibi. bu sebepten hakan şükür'ün galatasaraylılığının sorgulanması çok saçma. yani hakan bir tercih kullanıyor sadece ve bana kalırsa son derece haklı sebepleri var.
  • 3156
    suçlular bulunup idam edilmeli. daha önce yaptığımız gibi ;
    skibbe: suçlu, gönderildi : bizden gittikten sonra frankfurt ile anlaştı. ligin ikinci yarıda sakatlıklardan çok çekiyor. sakatlıklar olmasa takım hayal edemeyeceği bir pozisyonda ligi bitirecekti.
    bülent : suçlu, gönderild. 3 ayda hemen anladık teknik direktörlüğünü gönderdik
    rijkaard : suçlu gönderildi : barcelona'nın bu güne gelmesini sağlayan adamdı, bize hiç faydası dokunmadı(!) gönderdik rahatladık
    lincoln: suçlu, gönderildi : gece hayatı var dedik, önemsemiyor takımı dedik gönderdik. adam son 3 yıldır almanya'yı sallıyordu. ama meğersem almanya ligi çok kofti bir ligti. kaç ay futbol oynamamasına rağmen yine 1-2 milyon dolar satabildik.
    keita : suçlu, gönderildi. galatasaraya yakışmıyor dedik gönderdik. aldığımızın %50 fazlasına satabildik o kadar şişirme bir oyuncuydu.
    dos santos: suçlu, gönderildi. bal yapmayan arı dedik gönderdik, bir de pahalıydı. o yaz ki dünya kupasında meksikayı tek başına taşımadı tabi
    elano : suçlu, gönderildi. istediğimizi vermedi, isteksizdi gönderdik. şu an her hafta gol atıyor diye duyuyoruz ama brezilya ligi bizim über ligimiz yanında bi boka yaramaz
    de sanctis: suçlu, gönderdik. adam gitti napoli yi cavani ile birlikte şampiyonluğa taşıyacak nerdeyse ama italya ligi de kofti bi gil canım alla alla
    meira: suçlu, gönderdik. defansta ki arkadaşlarıyla anlaşamadı. keşke geldiği gibi tükrçe öğrenseymiş. yoksa böyle büyük bir klüpte ingilizce bilmek zorunda değil defans oyuncularımız. ha bi de kötüydü ya o da kofti almanya liginden geldi. ha unutmadan geldiği fiyatın 2 katına gitti.
    jo: suçlu, gönderdik. baktık gazetelere her akşam dışarıda diye yazıyor. taraftarlar da bunu görmüş ki bi ton ıslık kıyamet gönderdik. man. city gibi 566 tane forvet olan takımda hala kadro rotasyonunda kullanılıyor.
    misimovic : suçlu,gönderdik. bunu niye gönderdik zaten bilen kimse yok.
    hagi : suçlu, göndermeye bahane arıyoruz. takım berbat haldeydi en efsanelerimiz bile yaklaşmadı fener maçı öncesi ama geldi bu adam geçti takımın başına bak takım ne halde nıç nıç göndermek lazım dur bakalım arıyoruz.
    ha bi de suçsuzlar var sahi..
    servet:suçsuz. arada bi kaptanlık pazu bandını takıyor. her kötü durumda yönetime taraftara sallayabiliyor. kaptan ama arada fırça filan iyi gelir hepimize
    hakan balta: suçsuz. zaten bir şey yaptığı yok
    ayhan : suçsuz. ne var ki bu adam 3 senedir aynı futbolu oynuyor. yeni mi fark edildi ki alla alla
    arda: suçsuz. bak bu harbi suçsuz olabilir ama 2 - 3 sene önce ki halinle arasında 12-13 kilo fark var. demek ki kendine bakıyor kilo almış maşallah.
    mustafa: suçsuz. adam hırslı ya niye suçlu olsun ki
    barış: suçsuz. mustafa kontenjanından faydalanıyor.
    aykut: suçsuz. adam yıllardır yedek bekliyor tek kelime gık demedi.
    aydın: suçsuz. suçsuz tabi daha genç abisi olur olur maruz görmek gerekir.
    .......
    .....
    ...
    galatasaray yönetimi: suçsuz. ne biz ekonomiyi düzelttik, futbol şubesini maymun ettik ama süper para geliyor hacı ne suçu bütün suçlular yukarıda işte. dur bakayım ana taraftar çok sinirli, köpürmüş bana hemen kewell,hagi,baros,neill i çağırın onlara bu mağlubiyetlerin hesabını soracağım.
    *
  • 3159
    üzgünüm kızgınım moralim çok bozuk. tutunacağımız tek dal vardı o da kırıldı. ne desek ne yazsak boş. 2 mart 2011 galatasaray gaziantepspor maçı ile ilgili olarak yazacağım ilk şey servetin kafası ile vurduğu topun direğe çarpması ile ilgili bu pozisyon bana 14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçıında appiah’ın kafası ile vurup direkten dönen pozisyonu hatırlattı. onlar şampiyonluğu kaybetmişti biz ise hem türkiye kupasında final oynama ve avrupaya öyle yada böyle gitme şansını. o zaman onlarla çok dalga geçmiştik sanki alahın sopası kafamıza 5 sene sonra geldi bizi buldu. zaten bakıyorum da fenerliler ani şoklar ve kalp krizleriyle ömürlerinden ömür verdiler. biz ise bunu uzun zamana yayıp ömrümüzden ömür verdik. takım gittikçe ömür törpüsüne döndü. takımın bu gidişatına canlı canlı şahit olmakta ayrı koyuyor adama.

    neyse takımın bu hale gelmesini canlı canlı izleyen birisi olarak ve buna mukabil futboldan anlamayan birisi olarak ve yine nereden-nasıl başlayacağımı bilemeyerek bir iki şey karalayacağım.

    öncelikle ayhan akman konusuna değinmek istiyorum. ayhan dünkü maçta hatalar yaptı ve zaten tek umudumuz olan maçta yaptı. doğal olarak seyirci tepki gösterdi buraya kadar her şey normaldi. ama oyundan çıkarken yuhalamak ve ıslıklamak kanıma dokundu. ulan tamam hata yaptı bende tepki gösterdim ama söyleyin bir tek o mu hata yaptı? bir tek o mu suçluydu. bunda top istemeyen, top almaya gelmeyen, toptan kaçan adamların hiç mi suçu yoktu? bu takımda ayhan’dan başka zaman zaman hata yapsa da başka top isteyen var mı? sadece bu maçla ilgili değil bu takımın bu hale gelmesinde toptan kaça tüm futbolcuların suçu yok muydu? hem düşünün ayhan kaç yaşına gelmiş hala top almaya gidiyor geliyor bir şeyler yapmaya çalışıyor ama diğerleri gözlüyor. işte bu “top bana gelmesinde kazasız belasız maçı bitireyim” diyen futbolculara ne demeli? ayhan nsürekli oyunda pas atacak adam aramakta ama nedense çok nadir bulmakta. kimse sorumluluk almak istemiyor. takım zaten kötü topu alıp kaptırırsam tepki alırım diye herkes kaçar olmuş toptan. ayhan’da ne yapsın a.q. birinin topu alıp dağıtması gerekiyor ki bu onun başlıca görevi zaten. ama topu aldıktan sonra topu atacak adamlarında yaklaşması ve top istemesi gerekiyor. güya total futboldan bahsediyoruz. ama bu takımın futbolcuları bırakın total futbolu iki pas yapacak güveni kalmamış birbirine.

    hem hatalı oynamasından bahsediyoruz bir tek o mu hata yapıyor? baros’un kaçırdıklarına ne demeli? inadına 4-5 kişinin arasına girip topu piç etmesine ne demeli? ama ne o baros kral ne yapsa yeridir? yok arkadaş madem bu önemli bir maç yakaladım mı atacaksın. sadece bu da değil şimdiye kadar neill, culio, kazım, sabri, serkan hiç mi hata yapmadılar. düşünün dün akşam sahanın en iyi adamları servet ve cana daha ne olsun a.q. o beğenmediğimiz servet bile sahada en çok mücadele eden adam. öyle ya da böyle gidiyor geliyor ileri çıkıyor gol arıyor “bunları yapacağı yok bari ben yapayım” diyor. bir de üstüne geri dönemeyince suçlu o oluyor “ne işin var orada” diye. neill’e gelelim şimdiye kadar hep sıfır hatayla mı oynadı? hiç mi hatalar yapmadı. zapata’nın degajlarına ne demeli, sabri’nin ve serkan’ın top kaptırmalarına ne demeli? ya şimdilerde adı sanı anılmayan uğruna çocuk katliamı yaptığımız, sakatlıklardan kurtulamayan ama konu milli takıma gelince düzelen harry kewell’a ne demeli? hiç mi kabahati yok bu futbolcuların takımın bu hale gelişinde? ama yok nasıl olsaayhan var başka adam aramaya gerek yok? adamın talihsizle bakın ki sahada bir tek sorumluluk alıp top isteyen kendisi değilmiş gibi bir de çıkarken günah keçisi ilan edilen yine kendisi. hani derler ya “deveye sormuşlar” diye başlayan o misal. bazen barcelona’dan total futboldan bahsediyoruz konuyu xavi ve iniesta’ya getiriyoruz. sonra “abi onlar başka takımda böyle oynayamazlar takım onları oynatıyor, yanındaki adamlar onları oynatıyor” diye. be a.q. ayhan’ın yanında xavi iniesta vardı da o mu oynamadı. ne zamandan beri barış xavi oldu, sarp iniesta oldu. biraz insaflı olalım a.koyduğumunun barcelonasına gelince takım oyunu ama bize gelince bir tek ayhan hatalı sanki takım çok güzel oynuyor da bir kusur ayhan var.

    he bi de şu var “sabri harbi galatasaraylı”. eminim ayhan sabriden bile daha iyi galatasaraylıdır. hem bize ne a.q. bu takımda oynamak için sadece harbi galatasaraylı mı olmak lazım? kriter bu mudur yani. sokayım öyle kritere. a.q. onlar görevini yapsın biz galatasaraylılığı yaparız. mesela servet galatasaraylı değil ama onun gibi mücadele eden de yok buna sabri de dahil. ama bana göre sabri’nin bu takımda kalmasının tek sebebi işte bu galatasaraylılığı ve mücadele etmeye çalışması. ama kimse kusura bakmasın mücadele konusunda sabri ayhan’dan ve servet’den sonra gelir. sabri benim gözümde hala kendini geliştiremeyen futbolcunun birisidir. ayrıca mücadele eden futbolcu sıralaması yapsak servet ve ayhan’ı başa yazarım. sizi bilmem ama ben ayhan’ı hep iyi anacağım.

    ha bi de kazım konusu var. benim hagi’ye kızdığım tek konu da bu adam. adamı sevmiyorum bunun sebebi disiplinsiz oluşu ve adı seks skandallarıyla anılmasıydı. hatta onun attığı golleri saymıyorum demiştim ama gelinen son noktayı görünce bundan vazgeçtim. artık mücadele etsin topunu oynasın alkışlarım desteklerim diyorum.

    konuyu hiç arda’ya getirmedik ama onun içinde şunları söyleyebilirim. uzun zamandır sakat ama bence asıl problem kafa olarak kendini bitirmiş olması. çok üstüne gidildi. basın yetmiyormuş gibi bizde çok üstüne gitti adamı resmen küstürdük. şimdi kimse palavra atmasın içimizde hala lincoln diye inleyenler var. a.q. bu arda lincoln kadar bile mi olamadı. hala lincoln’ün peşine düşerken arda’yı küstürmek, karalamak için elimizden gelen her şeyi yaptık. galatasaray’ımın belki de çıkarmış olduğu en büyük değerlerden birisi olan bu adamı bozuk para gibi harcamaya devam ediyoruz. hele basın denen ibne yok mu ben onlarında a.q. mesela dün maç sonrası serhat ulueren programında arda’nın 3-4 gün önce takımıca yenen yemeğe arda’nın al paçino baskılı giydiği şeye getirdi lafı ve “sizce ne demek istedi” diye konuklara sordu. serhatcığım ben onların yerine cevap vereyim “a.q. demek istedi. hemde kimin biliyor musun sen ve senin gibilerin”. ulan adam saydıracak her şeyi saydırdınız bir de giyimine kuşamına mı geldi sıra. pezevenkler giydiği şeyi size soracak hali yok ya. ulan hem serhatcığım kadıköyde futbolcular birbirlerini sikerken neredeydiniz. kısaca hepinizin a.q. ben.

    son bir konu da takımın bu hale gelmesinde “rijkaad” ın payı. tamam çok mutlu olduk gelince ortalığın a.koyucaz dedik. ama ne oldu gelinen son noktaya bakınca insanın isyan edesi geliyor. inat etti 4-3-3 müş, total futbolmuş. ulan tamam galatasaray’ıma gelmiş en iyi kariyerli yabancı teknik adamsın ama takımın bu hale gelişinde en büyük pay senindir. elinde en azından yemekteyiz programında 7-8 puan alabilecek malzeme varken, sen bize risottolu dolma, havyarlı makarna, fırında ördek yapmaya kalktın. kuru pilav cacık neyine yetmiyordu. biz alışkın değiliz o yemeklere. önce makarna, sulu yemek felanla başlayıp oraya varsaydın diyecek sözüm olmazdı ama senin yaptığın yemek yüzünden takım beyin amcıklaması geçirdi hala da düzelemiyor. sonra hagi’ye kızıyoruz takım kötü oynuyor diye. ulan rijkaard yemeği piç etti. takımda yemek yapacak malzeme kalmadı hagi’de en azından patates ve soğan alarak yola devam edip elinden geldiğince sofraya bir şeyler kurmaya çalıştı ama sonuçta patates ve soğanla ancak bu kadar oluyor.

    bu saatten sonra ne olacak bilmiyorum ama adnan’s of the dance grubuna iyi şeyler beslemiyorum. takımın bu hale gelmesinde yayını ve emeği geçen herkesin, başta yönetim olmak üzere hepsinin a.q.
  • 3161
    stoper servet ile santrafor baros arasında 60-70 metrelik mesafe var. orta sahada iki yönlü oynaması gereken sol iç (culio) ve sağ iç'e (sabri-ayhan) çok fazla yük biniyor. bu adamlar bu mesafede hem savunma yapacaklar sonra dönüp hücuma destek verip ceza sahasına girecekler. bu kadar uzun mesafede iki yönlü oynamak için üst düzey kondisyona ve hayvani bir güce sahip olmanız gerekiyor. halbuki 4-3-3 sisteminin temel felsefesi birbirine yakın oynamaktır. bu şekilde daha dar alanda oynayıp (40-50 metrede) bu iki yönlü oyuncular ekstra katkı sağlarlar ve daha az yorulurlar.

    stoperler hep geride duruyor, forvetler ileri duruyor orta alan bomboş kalıyor ve bu 2 oyuncu maç boyunca oradan oraya koşturuyor, mücadele ediyor.

    bu takım 4-3-3 oynamaya devam edecekse stoperler mutlaka öne çıkması gerekiyor yoksa maçlar pozisyonsuz, kısır geçer.
  • 3162
    2 mart 2011 galatasaray gaziantepspor maçı'ndaki hücum hattı, baros dışında, tamamlayıcı oyunculardan kuruluydu. kazım ve stancu. sonradan oyuna giren yekta, ikinci yarı sol açığa kayan culio, onun yerine oyuna giren pino. hepsi tamamlayıcı oyuncular bunlar. oysa bize sorumluluk alan, takımı yöneten ya da inisiyatif alan alan oyuncular gerek. kewell, baros, arda... bu üç oyuncu var bu tanıma uyan. ikisi sahada yok. biri sakatlıktan yeni çıkmış.

    orta sahamız da zayıf olunca kaldıramıyor takım. orta sahamız bari daha akılcı oynasa, bir şekilde bu tamamlayıcı oyuncular da tamamlardı olayı, ama o da yok. sezon sonu: ayhan akman, barış özbek ve mustafa sarp yerine çok çok iyi en az iki orta saha oyuncusu almamız gerek. yekta kurtuluş'un da ilk 11'e yerleşmesi gerekiyor, en azından sezon sonuna kadar. sanırım fizik güç sorunu var yekta'nın. ama aşılır bu. yekta efsane olabilecek bir adam.
  • 3163
    2 mart 2011 galatasaray gaziantepspor maçı ile ilgili ben şanssız olduğumuzu düşünüyorum takım kötü oynadı denemez kaçan pozisyonlar var pozisyonlardan biri gol olsa tur geçecektik ama olmadı.

    artık önümüze bakmamız lazım madem bir hedef kalmadı ben hagi'den çıkılacak kalan maçlarda gençlere şans vermesini bekliyorum mevcut yönetimde kalsa yeni yönetimde gelse büyük ihtimalle sene sonunda hagi'yi yollayacaktır.

    ama hagi kalan sürede a2 den çıkaracağı 1-2 oyuncuyla belki kendini de kurtarabilir.artık kaybedecek birşey yok cesaret edip gençlere şans verirse en azından bu boktan sezonda teselli olacak bir şeyimiz olur.
  • 3165
    defanstayken 4-3-3, hücumdayken 4-3-2-1 gibi saçma taktikle oynayan takım. kazımla stancu defansif yönü iyi olan oyuncular değil. stancu sık sık geriye yardıma geliyor ancak bu adamın asıl mevkisi kanat değil. kazım tam bir 4-3-3 kanat oyuncusu. defansif özelliği yok. lakin takım geriye çekilmişken ileride kalan bu adamlar, hücuma çıktığımızda geride kalıyorlar. neill orta sahada oynadığı süreçte ağırlığını koyamıyor. orada oynamayı istediğini de sanmıyorum. ayhan zaten son dönemlerini yaşıyor. top aldığında ıslıklanan bir adamdan sorumluluk bekleyemezsin. top rakipteyken ne kadar aciz olduğu da ortada. geriye bir tek culio kalıyor. o da milletin açığını kapatmaktan yorgun düşüyor. zaten dikkat edin son maçlarda bizim takımda en çok koşan adam hep culio idi. baros pres yapan bir oyuncu değil. rakip takım geride rahat hareket ediyor. servet şu an takımın en iyilerinden biri ama her zaman yaptığı, klasikleşen hataları var. top çıkaramaması da cabası. cana stoperde saatli bomba. serkan yetersiz, sabri sakat, çağlar uzun toptan başka bir şey bilmiyor. kaleci güven vermiyor. bana göre eksiksiz oynayan bir tek culio var. geri kalan oyuncuların bazıları takım iyiyken coşan oyuncular, kalanlarsa hagi'nin tercihlerinden dolayı iyi oynamayanlar.. zapata-sabri-neill-servet-çağlar-cana-culio-yekta-kazım-baros-stancu on biri şu an etkili olabilecek en ideal 11. arda ve kewell dönünce daha farklı kadro yapılır elbet. tabi en iyi kadronun dahi neler yapabileceğini meçhul de en azından türkiye kupasında yola devam edebilirdik.
  • 3166
    heyecanını kaybetmiş, kazanma alışkanlığı kaybolan, güven problemi yaşayan ve artık yaşlanan takımların revizyon yapması doğal bir durumdur. bir çok galatasaraylıya göre 93 yılında yapılan revizyon gençleştirme bize 2000'de ki uefa şampiyonluğunu ve o büyük başarıları getirmiştir. doğrudur. eğer doğru giden birşeyler yoksa neşteri vurmak kaçınılmazdır.
    adnan polat ve yönetimi de 2007 yılında kalli'yi takımın başına getirerek ondan böyle bir revizyon yapmasını istemişlerdi. takımı yenilemesini gençleştirmesini ve yeni bir heyecan yakalayıp tekrar eski günlere dönmeyi umut etmişlerdi. muhtemelen herkesin hemfikir olduğunu gerekli bir yapılanmaydı. o sezon gelen şampiyonluk ve kalli'nin gitmesi* bu revizyonu başka boyutlara taşıdı.
    önce daha güzel futbol oynama prensibiyle skibbe'ye emanet edildi takım sonra yıldız transferleriyle şahlanmak fikri hasıl oldu takım kötü gittikçe yeni revizyon dalgası yaratıldı. sezon ortalarında gidip gelen oyuncu sayısı anadolu takımlarıyla yarışır hale geldi.

    ...........

    daha bu sezon başı yine yönetim revizyon kelimesini kullanmaya başladı ve tam 9 oyuncu transfer edildi. ne kadar planlı ve programlı olduğu son gün yapılan transferlerden zaten belli oluyor. çok tartışılan oyunun her iki yönünü oynayan orta saha ve forvet transferleri ise hoca'ya rağmen yapılamadı ve olan yine hocaya oldu.
    çok geçmeden devre arasında gelen 5 yeni oyuncuyla ve bunların ilk onbire yerleşmeleriyle yine yeniden küçük bir revizyon yapılmış oldu. takım her transfer döneminde değişiyor ama değişen başka birşey olmuyor o zaman sırada ne var tabii ki yeni hoca.

    şimdi ise yeni sezonda yapılacak revizyon konuşulmaya başlandı bile gelecek-gidecek oyuncular, taraftarı susturacak transferler liste başlarına gazete kupürlerine yansımaya başlanır ve nedense kimse başarının istikrardan sabırdan geçtiğini akıl etmez...revizyon denen şeyin senede 2 defa değil 5-10 senede bir yapılması gereken birşey olduğunu anlamaz.

    çok uzağa gitmeye gerek yok bizim ligimize bakmamız yeterli.
    fenerbahçe geçen sezon son hafta şampiyonluğu kaybetmelerine rağmen takımı değiştirmediler devre arası 9 puan geriye düştükleri dönemde transfer yapmadılar takıma güvendiler.
    trabzonspor 2008 yılında yaptıkları 23 transferin ardından bazen yanlış bazen doğru hamlelerle bugünkü takımı yarattılar seneye yine bu kadroyla şampiyonluğa oynarlar.
    bursaspor 2,5 senelik bir takım ve aynı hoca. takıma yeni parçaları birden eklemeye kalktıklarında takım kötü gitti geçen seneki şampiyon kadroyla çıktıkları maçları ise hep aldılar hala istikrarlı bir takım.
    beşiktaş devre arası yaptıkları transferle bizim yolumuzdan ilerlemeye başladılar tepetaklak gittiler.
    karabükspor bank asya'da şampiyon olan takımı bozmadılar ve ligden düşme korkusu yaşamıyorlar.
    istanbul büyükşehir belediye 5 yıldır istikrarlı bir şekilde yukarıya tırmanıyorlar takım çok fazla değişmiyor ve istediklerini alıyorlar.
    kasımpaşa geçen sezon çok iyi oynayan takımı bozup yeni bir takım kurmaya çalıştılar gereksizdi ve şimdi ligin dibindeler...
    gaziantep ve kayserispor bu sezonki kadrolarını korurlarsa muhtemelen seneye zirve için oynayacaklardır.

    bizim ligimizde 2 yıl üst üste istikrarlı kadro kuran takımlar hep bunun meyvesini almışlardır. ne zaman ki istikrar kelimesini öğreniriz belki o zaman bizde düzlüğe çıkarız her sezon 10 tane oyuncu getirmek henüz kimseyi ihya etmemiştir.

    yani sorun gheorghe hagi de felan değildir sadece zaman ve doğru hamleler önemlidir. seneye takımın başına kim gelirse gelsin bu takımı bozup sil baştan yaptığımız zaman çok birşeyin değişeceğine inanmıyorum.
  • 3167
    kalan maçlarını doğu/güneydoğu illerindeki stadlarda oynamasını istediğim takım bozuntusu.

    hatta ve hatta o bölgede yapsınlar antrenmanlarını, mardin'de, kars'ta, erzurum'da kamp yapsınlar... antalya'ya kamp'a girmek, florya'da antrenman yapmak nelerine onların... lüküüüüüüüüüs hayat lüküüüüüüüs hayaaaaaaat

    ceza mı bu? haşa...

    sadece layık değiller o kadar...
  • 3169
    bu takımın bu durumlara gelmesinin birinci nedeni yönetimdir. rijkaard'ın gönderilmesi başlı başına en büyük hataydı. rijkaard gönderildiğine fernerle aramazda sadece 4 puan vardı. fenerde bizim kadar eleştiriliyordu. şimdi neredeler peki? eğer ki sezon ortasında bir hocayı gönderiyorsanız ve daha iyiye gitmeyi düşünüyorsanız gelecek hocanın gönderdiğiniz hocadan daha iyi olması lazım. (basketbolda valencia'nın durumuna bakabilirsiniz) peki gelen hoca kim? hagi.

    hagi'nin geçmişine baktığımızda bu duvarları yıkılmış binayı tekrar onarabileceğini düşünmek biraz hayalperestlikdi. hagi de zaten bunu başaramadı ve bina komple enkaz durumuna geldi. şimdi baktığımızda aslında yönetiminde rijkaarddan sonra bi hedefinin olmadığını sadece seneyi kurtarmak olduğu çok belli oldu artık. sizce rijkaard kalsaydı bugün bu durumda olurmuyduk? rijkaard la ters düşen gönderilmesine ön ayak olan oyuncuların, rijkaardan sonra takıma ne kadarlık bir katkıları oldu? bomba transfer misimoviç haginin isteğiyle kadro dışı kalabiliyorsa rijkaard'ın hiç mi kredisi yoktu da çözüm onu göndermekti?....

    böyle gider bu. kladıki stat açılışında taraftarlarını satmalarını daha unutmadık. ne hakla hala orada kalmaya yüzleri var anlamıyorum.
  • 3170
    aslında gayet şampiyonluğa oynayabilecek bir potansiyeli mevcuttur fakat saçma sapan oyuncu ve taktik tercihleri yüzünden kaybetmeye mahkum bırakılmış, özgüveni paramparça edilmiştir.hagi'nin defanslardan orta saha kurma çabaları yüzünden baros ile orta saha arasında uçurumlar oluşuyor ve hücum aksiyonları başlamadan bitiyor. şu defansif ortasahaya, teknik kapasitesi yüksek ve mücadeleci adamlar koymadıkça bu takım asla iflah olmayacak. sırf defansif oyuncu olduğu için orta sahada şans bulan adamlardan tiksindim. futbol oynamayı bilin kardeşim orta da oynayacaksanız. az sakin olun, kafanızı kaldırıp efendi gibi paslar atın, alın. sorumluluğu üzerimden atayım da ne olursa olsuncu adamların bu takımda işi yok.

    nitekim şu şekilde kuralacak bir 11'in maç kaybetme olasılığı hemen hemen yok gibi bence türkiye standartlarında
    zapata , sabri sarıoğlu, lucas neill , servet çetin, çağlar birinci , emmanuel culio , yekta kurtuluş ,arda turan, juan pablo pino, milan baros, bogdan stancu
  • 3171
    hakan şükür, emre aşık ve hasan şaş futbolu bıraktığından beri genel anlamda ruhsuzlar ordusu gibidir... üçün birini tutmuştur...

    amk o kadar "heri kivul sakat olsa da bir figür olarak takım için önemli" diyoruz, meğer yaşlı hakan şükür, emre aşık, ve göbekli-kel hasan şaş bin kat daha önemliymiş...

    onlar gitti, takımın içerisinde bir otorite eksikliği oldu, eksi 10

    üzerine frank rijkaard gibi türk futbolcular için "fazla" profesyonel bir teknik adam geldi, eksi 10

    o gitti bu geldi bu gitti şu geldi takımın iskeleti iskeletlikten çıktı pastırmaya döndü, eksi 20

    gırkh yapar!!!!!!!

    bak sana ne diyeceğim; son yıllardaki "3 büyükler krizi"ni en hafif atlatan takım fenerbahçe... neden mi? daha en tepeden başkanı otoriter, nefes aldırmıyor takıma, diktatör ama iyisinden, halkın refahını gözetiyor, takımda temsilcisi olmasa da olur, ki var, emre belözoğlu... şüphesiz ki türk ligi için biçilmiş kaftan bir tip... semih şentürk, takımdaki yerlilerin abisi...

    sonra takımın iskeleti, volkan demirel, 9 senedir takımda, 7 senedir birinci kaleci... diego lugano, 5 senedir takımda, stoper mevkisinin değişilmez ismi... selçuk şahin, 8 senedir fenerbahçe'de... mesela alex de souza amına koyayım, adam 7 senedir fenerbahçe'nin 10 numarası... gökhan gönül, fenerbahçe'de dördüncü senesi, paso oynuyor...

    yani adamların her mevkide bir "yerlisi" mevcut, eskiden biz böyleydik amına koyayım, bir çırpıda sayayım, bülenthakanünsalergünümitsuatarifhakanşükür!!! üzerine de hagi, popescu ve taffarel gibi dünya yıldızları...

    adamlar "takım" olmuş amına koyayım, bak bize hele; sabri, servet ve ayhan. bu kadar. takımımız kemik olarak şu an bu üç isimden ibaret... ayhan yaşlandı ve kağıt üzerinde tecrübeli olması dışında ne saha içinde, ne de saha dışında lider, sadece yaşlı ve emektar bir oyuncumuz.

    sabri takımın ruhu, baba oğul kutsal ruh...

    servet de defansın belkemiği...

    arda sakat olduğu için uzun zamandır bu listede yok, tam olarak iyileşince yeniden girecektir...

    yabancılardan da sadece baros, ki uzun sakatlıkları malum, bir de çat pat neill ve cana, ki mevkileri değiş-tokuş ettikten beri etkileri de azaldı...

    takım değiliz... yani bir süreden beri... bir buçuk iki sezondan beri biz bir futbolcular topluluğuyuz... takım olmak için doğru isimlerle uzun birliktelikler yaşamak gerek... sevgili miyiz biz amk, o teknik direktörü al, şaşalı bir şekilde kamuoyuna duyur, ayıla bayıla facebook'ta "in a relationship" de, sonra da "olmadı=(" "yapamadık=("

    mal mısın amk insan kıyafet alırken bile üç kez düşünür eğer olmazsa geri vermeyeyim diye, araştırır, okur, dener, beğenir, önce bir mağazada yoklar, öğrenir, ona göre satın alır...

    onu al olmadı bunu al bilmem ne...

    al işte kaç yıllık potansiyeli cepten yiye yiye harcaya harcaya meze olduk, dibi gördük... ki bu yapılanma en az 10 senenin ürünüydü...

    ayıkla pirincin taşını şimdi...

    son olarak yineliyorum, bir süreden beri biz artık bir takım değiliz... tarlabaşı'ndaki evler gibiyiz... ya da ikiye bölünmüş roma imparatorluğu gibi, ya da açıkta kalmış yoğurt gibi, her neyse!!!

    (bkz: galatasaray futbolcular topluluğu)

    kendim hakkında bir not: sevincimi de üzüntümü de fazla belli eden biri değilim, tepkisel olarak yani, iki gündür içim içimi yiyor... kafayı sıyıracağım amk...

    bu sene mezun oluyorum, üniversiteden...

    2009 kasımından beri yazarım, ama o dönem almanya'daydım, ağustos 2010'da döndüm yurda, yani bu sezon...

    bu sezon eve tarihte ilk defa lig tv girdi... her maçı izliyorum...

    bu sezon hayatım boyunca ilk defa maçlara düzenli olarak gitmeye başladım...

    bu sezon ilk defa gs bilmemne paketine üye oldum ne bok olursa zırt diye mesaj geliyor telefona, goller haberler transferler idman raporları gelişmeler...

    bu sezon hayatım boyunca ilk defa bu kadar yatıp kalkıyorum galatasaray ile...

    ben ki maçların sonucunu bir gün sonra gazeteden okuyup öğrenirdim lisede yatılı okurken... ben ki uefa kupası maçlarını babamın hatırlatması ile izlerdim...

    daha bir içimi acıtıyor yemin ederim...

    zizonkovac, captano ve mahalle takimi hala nasıl yaşıyor kim bilir...
  • 3172
    eser özaltındere- zapata

    müfit erkasap,serkan-ali çoban,servet-fatih terim,cana-sefer karaer,çağlar

    cüneyt tanman,ayhan- seydiç, culıo-mustafa ergücü, neil

    sinan, stancu- tarık hosiç,baros-büyük metin, kazım

    ilk isimler 1981-1982 yılını 10 yenilgiyle kapatan kümede kalmayı son maç başarabilen takımdır. cüneyt hariç takımın tamamı şu an sürünmektedir.

    ikinci isimler son maça çıkan galatasaray kadrosudur. serkan kurtuluştaki toplam para, o yıl kı bütün takımın servetinden fazladır. daha ligin bitmesine 12 maç kala 11 kere yenilmiş takımdır.

    her iki takımı da seyretme bahtiyarlığına erişmiş bendeniz, o takımdan bu takıma feda edeceğim futbolcu sadece baros'un yerine, tarık hosiç'tir.
  • 3175
    5 mart 2011 galatasaray karabükspor maçı ile kafayı yedirtendir. kupadan elenmişsin. rakibinin en iyi futbolcusu emenike yok, dakika 56. da hoca korkup cernat'ı da çıkarmış. ne duruyorsun? saldırsana. saldır. 11 kişi saldır ya. yiyorsan ye kontradan. ama saldır, allah rızası için saldır.

    bir allah'in kulu da canını dişine taksın. takım nede olsa yerlerde diye oynamıyorlar. sonuçta da yine yenemiyoruz. bu kadar mı korkar olduk? biz değil miydik 3-0 lardan 5-0 ları kapak takan. 2-0 geriden gelip 3-2 dünyayı dize getiren. biz değil miydik uzatmada çizgiden topu çıkaran. ne oldu bu takıma da bu kadar kötü olduk. ne yediniz de dokundu bu kadar? bir kuruşunu bile hak etmediğiniz euro'lar mı?

    son nefesime kadar galatasaraylıyım. beni bu takım bu kadro bu hal bile soğutamadıysa bu renlerden, ben hakikaten çok büyük bir takımın çok vefalı bir taraftarıyım. babamın 14 sene nasıl beklediğini şimdi daha iyi anlıyorum...

    ne diyeyim, canınız sağ olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın