• 3159
    üzgünüm kızgınım moralim çok bozuk. tutunacağımız tek dal vardı o da kırıldı. ne desek ne yazsak boş. 2 mart 2011 galatasaray gaziantepspor maçı ile ilgili olarak yazacağım ilk şey servetin kafası ile vurduğu topun direğe çarpması ile ilgili bu pozisyon bana 14 mayıs 2006 denizlispor fenerbahçe maçıında appiah’ın kafası ile vurup direkten dönen pozisyonu hatırlattı. onlar şampiyonluğu kaybetmişti biz ise hem türkiye kupasında final oynama ve avrupaya öyle yada böyle gitme şansını. o zaman onlarla çok dalga geçmiştik sanki alahın sopası kafamıza 5 sene sonra geldi bizi buldu. zaten bakıyorum da fenerliler ani şoklar ve kalp krizleriyle ömürlerinden ömür verdiler. biz ise bunu uzun zamana yayıp ömrümüzden ömür verdik. takım gittikçe ömür törpüsüne döndü. takımın bu gidişatına canlı canlı şahit olmakta ayrı koyuyor adama.

    neyse takımın bu hale gelmesini canlı canlı izleyen birisi olarak ve buna mukabil futboldan anlamayan birisi olarak ve yine nereden-nasıl başlayacağımı bilemeyerek bir iki şey karalayacağım.

    öncelikle ayhan akman konusuna değinmek istiyorum. ayhan dünkü maçta hatalar yaptı ve zaten tek umudumuz olan maçta yaptı. doğal olarak seyirci tepki gösterdi buraya kadar her şey normaldi. ama oyundan çıkarken yuhalamak ve ıslıklamak kanıma dokundu. ulan tamam hata yaptı bende tepki gösterdim ama söyleyin bir tek o mu hata yaptı? bir tek o mu suçluydu. bunda top istemeyen, top almaya gelmeyen, toptan kaçan adamların hiç mi suçu yoktu? bu takımda ayhan’dan başka zaman zaman hata yapsa da başka top isteyen var mı? sadece bu maçla ilgili değil bu takımın bu hale gelmesinde toptan kaça tüm futbolcuların suçu yok muydu? hem düşünün ayhan kaç yaşına gelmiş hala top almaya gidiyor geliyor bir şeyler yapmaya çalışıyor ama diğerleri gözlüyor. işte bu “top bana gelmesinde kazasız belasız maçı bitireyim” diyen futbolculara ne demeli? ayhan nsürekli oyunda pas atacak adam aramakta ama nedense çok nadir bulmakta. kimse sorumluluk almak istemiyor. takım zaten kötü topu alıp kaptırırsam tepki alırım diye herkes kaçar olmuş toptan. ayhan’da ne yapsın a.q. birinin topu alıp dağıtması gerekiyor ki bu onun başlıca görevi zaten. ama topu aldıktan sonra topu atacak adamlarında yaklaşması ve top istemesi gerekiyor. güya total futboldan bahsediyoruz. ama bu takımın futbolcuları bırakın total futbolu iki pas yapacak güveni kalmamış birbirine.

    hem hatalı oynamasından bahsediyoruz bir tek o mu hata yapıyor? baros’un kaçırdıklarına ne demeli? inadına 4-5 kişinin arasına girip topu piç etmesine ne demeli? ama ne o baros kral ne yapsa yeridir? yok arkadaş madem bu önemli bir maç yakaladım mı atacaksın. sadece bu da değil şimdiye kadar neill, culio, kazım, sabri, serkan hiç mi hata yapmadılar. düşünün dün akşam sahanın en iyi adamları servet ve cana daha ne olsun a.q. o beğenmediğimiz servet bile sahada en çok mücadele eden adam. öyle ya da böyle gidiyor geliyor ileri çıkıyor gol arıyor “bunları yapacağı yok bari ben yapayım” diyor. bir de üstüne geri dönemeyince suçlu o oluyor “ne işin var orada” diye. neill’e gelelim şimdiye kadar hep sıfır hatayla mı oynadı? hiç mi hatalar yapmadı. zapata’nın degajlarına ne demeli, sabri’nin ve serkan’ın top kaptırmalarına ne demeli? ya şimdilerde adı sanı anılmayan uğruna çocuk katliamı yaptığımız, sakatlıklardan kurtulamayan ama konu milli takıma gelince düzelen harry kewell’a ne demeli? hiç mi kabahati yok bu futbolcuların takımın bu hale gelişinde? ama yok nasıl olsaayhan var başka adam aramaya gerek yok? adamın talihsizle bakın ki sahada bir tek sorumluluk alıp top isteyen kendisi değilmiş gibi bir de çıkarken günah keçisi ilan edilen yine kendisi. hani derler ya “deveye sormuşlar” diye başlayan o misal. bazen barcelona’dan total futboldan bahsediyoruz konuyu xavi ve iniesta’ya getiriyoruz. sonra “abi onlar başka takımda böyle oynayamazlar takım onları oynatıyor, yanındaki adamlar onları oynatıyor” diye. be a.q. ayhan’ın yanında xavi iniesta vardı da o mu oynamadı. ne zamandan beri barış xavi oldu, sarp iniesta oldu. biraz insaflı olalım a.koyduğumunun barcelonasına gelince takım oyunu ama bize gelince bir tek ayhan hatalı sanki takım çok güzel oynuyor da bir kusur ayhan var.

    he bi de şu var “sabri harbi galatasaraylı”. eminim ayhan sabriden bile daha iyi galatasaraylıdır. hem bize ne a.q. bu takımda oynamak için sadece harbi galatasaraylı mı olmak lazım? kriter bu mudur yani. sokayım öyle kritere. a.q. onlar görevini yapsın biz galatasaraylılığı yaparız. mesela servet galatasaraylı değil ama onun gibi mücadele eden de yok buna sabri de dahil. ama bana göre sabri’nin bu takımda kalmasının tek sebebi işte bu galatasaraylılığı ve mücadele etmeye çalışması. ama kimse kusura bakmasın mücadele konusunda sabri ayhan’dan ve servet’den sonra gelir. sabri benim gözümde hala kendini geliştiremeyen futbolcunun birisidir. ayrıca mücadele eden futbolcu sıralaması yapsak servet ve ayhan’ı başa yazarım. sizi bilmem ama ben ayhan’ı hep iyi anacağım.

    ha bi de kazım konusu var. benim hagi’ye kızdığım tek konu da bu adam. adamı sevmiyorum bunun sebebi disiplinsiz oluşu ve adı seks skandallarıyla anılmasıydı. hatta onun attığı golleri saymıyorum demiştim ama gelinen son noktayı görünce bundan vazgeçtim. artık mücadele etsin topunu oynasın alkışlarım desteklerim diyorum.

    konuyu hiç arda’ya getirmedik ama onun içinde şunları söyleyebilirim. uzun zamandır sakat ama bence asıl problem kafa olarak kendini bitirmiş olması. çok üstüne gidildi. basın yetmiyormuş gibi bizde çok üstüne gitti adamı resmen küstürdük. şimdi kimse palavra atmasın içimizde hala lincoln diye inleyenler var. a.q. bu arda lincoln kadar bile mi olamadı. hala lincoln’ün peşine düşerken arda’yı küstürmek, karalamak için elimizden gelen her şeyi yaptık. galatasaray’ımın belki de çıkarmış olduğu en büyük değerlerden birisi olan bu adamı bozuk para gibi harcamaya devam ediyoruz. hele basın denen ibne yok mu ben onlarında a.q. mesela dün maç sonrası serhat ulueren programında arda’nın 3-4 gün önce takımıca yenen yemeğe arda’nın al paçino baskılı giydiği şeye getirdi lafı ve “sizce ne demek istedi” diye konuklara sordu. serhatcığım ben onların yerine cevap vereyim “a.q. demek istedi. hemde kimin biliyor musun sen ve senin gibilerin”. ulan adam saydıracak her şeyi saydırdınız bir de giyimine kuşamına mı geldi sıra. pezevenkler giydiği şeyi size soracak hali yok ya. ulan hem serhatcığım kadıköyde futbolcular birbirlerini sikerken neredeydiniz. kısaca hepinizin a.q. ben.

    son bir konu da takımın bu hale gelmesinde “rijkaad” ın payı. tamam çok mutlu olduk gelince ortalığın a.koyucaz dedik. ama ne oldu gelinen son noktaya bakınca insanın isyan edesi geliyor. inat etti 4-3-3 müş, total futbolmuş. ulan tamam galatasaray’ıma gelmiş en iyi kariyerli yabancı teknik adamsın ama takımın bu hale gelişinde en büyük pay senindir. elinde en azından yemekteyiz programında 7-8 puan alabilecek malzeme varken, sen bize risottolu dolma, havyarlı makarna, fırında ördek yapmaya kalktın. kuru pilav cacık neyine yetmiyordu. biz alışkın değiliz o yemeklere. önce makarna, sulu yemek felanla başlayıp oraya varsaydın diyecek sözüm olmazdı ama senin yaptığın yemek yüzünden takım beyin amcıklaması geçirdi hala da düzelemiyor. sonra hagi’ye kızıyoruz takım kötü oynuyor diye. ulan rijkaard yemeği piç etti. takımda yemek yapacak malzeme kalmadı hagi’de en azından patates ve soğan alarak yola devam edip elinden geldiğince sofraya bir şeyler kurmaya çalıştı ama sonuçta patates ve soğanla ancak bu kadar oluyor.

    bu saatten sonra ne olacak bilmiyorum ama adnan’s of the dance grubuna iyi şeyler beslemiyorum. takımın bu hale gelmesinde yayını ve emeği geçen herkesin, başta yönetim olmak üzere hepsinin a.q.
App Store'dan indirin Google Play'den alın