üç haftadır internetsizlik içindeki kişisel inzivamın ardından (kimseyi ilgilendirmeyen süreç), eve ve internete kavuştuğum ilk anda, izlediğim şeyler türk futboluna dair 'en'leri içeren videolar oldu. beyni kenara bırakıp öylece ana kapılmayı sağlayan zevkli anlar; youtube, bunu kaşıyacak videolarla dolu.
bu arada, bu esrimeyi yaşamadan önce de, 'sevinmek için' seven taraftar tipi gibi davrandım haftalar hatta aylardır ve maçlarımızı izlemedim. bu sırada şunu düşünmüştüm; eğer bir takım iyiyse iyidir. taraftarın
gazı veya ultimate desteği hep vardır, ancak bir takım gerçekten iyiyse iyidir. sevgi de zaten ölmez. sadece yer değiştirebilir.
bu noktada, taraftardan fazla şey beklendiğine tekrar kani oldum. hiçbir taraftar güruhu, coşkusu ve/veya inancıyla hiçbir takımı şampiyon yapamaz. eğer öyle olsa götlerini çıkartana kadar "kartalgolgolgol" diye bağıran siyah beyaz taraftarlar, takımlarını her sene şampiyon yapardı.
kabul etmemiz gerekiyor ki o başarıyı kucaklayacak/kucaklama ihtimali olan tek şey takımdır- bu da bizim elimizde değil.
-not düşeyim: affedin, haftalardır gerçekten skorlar dışında hiçbir şeyi takip etmiyorum, sözlerimde bir eğilim (terimcilik, beyinsiz taraftarcılık, ünal aysalcılık, belhandacılık? [belki bir anlamı vardır? {tudorculuk?}]) seziyorsanız, öyle bir anlık- dönemlik mensubiyetim yok.
sadece, galatasaray'ı çok özlediğimi fark ettim. sarısına, kırmızısına, iyi ki var olmuş demek istedim. çocukluğumdan beri, şampiyon olamadığı için- çocukluğumdan beri sevip yamuk yapan insanlarla kıyasladığımda-, hiçbir gönül kırıklığım olmadığını görüyorum.
gerçekten an be an, hayatını sürece veren insanlardan özür dileyerek,
galatasaraylılığı askıya almak tabirine, şöyle bir yorum getirmek istiyorum: bazı insanlar da bunu yapabilir. bazen. ama (bunu yapanlara ses ediyorum) bu renkler güzel olduğu gibi, tarihimiz de harika bir tarih, tarzımız da bu memleketin en güzel tarzı. bunu kaybetmeyelim.
tekrar söylüyorum: haftalardır, terim şunu demiş, yönetim bunu yapmış, takip etmedim, yemin ederim. haftalar ardından, denk gelip de en çok şaşırdığım şey, "bugün günlerden pazar mıydı?" dediğim bir anın gecesinde, nagatomo'nun son dakika golüyle beraberlik yakaladığımızı gördüğüm andı. yani, söylediklerimi boş verebilirsiniz de. "ne diyor bu kerkenez?" deseniz, şaşırmam...
sadece, sarıyı, kırmızı çok özledim. ve biliyorum ki buradayım. sadece özledim. özlemek de çok güzel. ama 'az' özlemek daha da güzel. cahiliyle kötücülüyle ve armanın kalbi olan tüm kalabalıklarıyla bu platformda olmak da ayrı güzel (platformda yönetimsel sıkıntılar varsa ondan da haberim yok). sonuç olarak, canım galatasaray.
galatasaray, her zaman iyi bir şeydir (tanım?).