şampiyonluğa inanmayan varsa tam şu anda başka başlıklara gidebilir, uzun da bir entry olacak, devamını okumaya zahmet etmesin. biz inananlar kendi aramızda devam edeceğiz.
----------------------
* *süper lig 2018-2019 sezonunda 24. hafta geride kaldı ve 8 puanlık fark oluştu. ilk yarıda bizden çalınan puanlar var ya, arka arkaya 4-5 haftada elimizden alınan puanlar... bugün ligin geldiği yerin tek sebebi işte o.
dertler başakşehir'in 33. haftada ali sami yen'e gelmeden şampiyon olması ya da çıktıktan sonra şampiyon olmasının kendilerine bağlı olması
*ben komplo teorilerine inanmaya meyilli bir insanımdır. yani böyle derin devlet, derin galatasaray, lobi, dünya geneline bakarsanız bazı gizli örgütlerin bazı şeyleri kontrol ettiği gibi bazı şeylere inanan biriyim. bu sebeple aşağıda yazacağım şeyler sadece beni bağlar.
bazılarınıza yazdıklarımın tamamı hayal ürünü gelebileceği gibi, bazılarınızda psikolojik sorunlarım olduğu fikri oluşabilir :(
* *sezon başladığından ve birkaç hafta geçtiğinden beri ligde oluşan hava ve genel konjonktür bana 2 olasılığı göstermişti,
bu sezonun 2 farklı senaryosu olabilirdi. neydi bunlar?
1. senaryo:
şu an ortada olan, kör göze parmak sokarcasına kurgulanan başakşehir'in şampiyon yapılması, bakın şampiyon olması değil, yapılması.
şu gün itibariyle de sanki bu senaryo uygulanıyor gibi. yani elimizden hiçbir şey gelmeden, sonu belli bir filmi izler gibiyiz. siyasi irade tavrını net şekilde ortaya koydu ve bu proje takımı şampiyon yapılacak.
şimdi proje takımı diyoruz ya biz bunlara, peki bu proje nedir?
proje, başakşehir'in şampiyon yapılması ve sonra satılması mı?
cevabınız evet ise o zaman neden bugüne kadar beklenildiğini merak ettiğimi sorsam bana ne dersiniz?
yani 2016-2017'de beşiktaş'la yarışırlarken alamazlar mıydı şampiyonluğu? o gün daha mı değersiz olacaktı?
2017-2018'de bizden almaları ligin sonundaki tek bir maça bakardı ki düşündüğünüzde de sezon boyunca lehimize olmayan hakem hatalarının, lig sonunda olduğunu hatırlarsınız.
başakşehir'in şampiyon yapılmasının ne gibi getirisi olacak mevcut kesime ya da ne faydası olabilir?
artık kaç milyon euroya satılırsa öyle bir getirisi olacak ama daha geniş bakıldığında şöyle faydaları olabilir;
şimdi bu takımın bulunduğu başakşehir semti, inşaatın yıldızı bir semt. buraya dökülen betonun, yatırımın haddi hesabı yok ama o evlerin alıcıları yok, kriz vurduğu gibi almak isteyenler için semtin bir albenisi de yok.
bu albeni nasıl sağlanır?
şampiyonlar ligi'ni buraya getirirseniz sağlanır mı?
- yanii...
sürekli şampiyonluğa oynayan ama kuruluşu 2014 olan, hiçbir mazisi olmayan, istanbul b.şehir belediyesinin devamı olan bir kulüple sağlanır mı?
- bir kesime göre evet. bana göre hayır.
kulübü katarlılara, çinlilere satmak?
- bu adamlar aptal mı ki? hiçbir tarihi olmayan, geçmişi olmayan, taraftarı(müşterisi) olmayan hatta antipatik bulunan bir kulübe yatırım yapsınlar.
yanii bu yatırımın amacının ne olduğuna göre farklı fikirler yürütülebilir. alıcısı varsa da amacını bilemiyoruz.
şampiyonluğu başakşehir'e kaptıran 30 milyon galatasaray taraftarının bu kulübe(ibfk) ve mevcut düzene olan nefretinin(özellikle gençlerin) kime faydası olacak?
yani oy verme kriteri "galatasaray" olan kaç kişi vardır ve bulunduğumuz durum ne kadar etkiler oy tercihini bilemem ama kitleler üzerinde nefret edici etkiler bırakmak siyasiler için ne kadar akıllıca bilemiyorum. işin uzmanı, analisti değilim ama fayda sağlamayacağı açık.
diğer faydalarının yanında önemsiz bulunuyorsa bilemeyeceğim fakat 24 haziran 2018 seçimlerinden önce başakşehir'in kollanması konusu ve galatasaray'ın yenen hakları yine konu olmuş, siyasi parti liderleri bile bunu seçim malzemesi yapmıştı. ibfk adına hakem kayırmaları bir noktada bıçak gibi kesilmiş, seri puan kayıpları gelmiş ve biz şampiyon olmuştuk.
bu yıl da yerel seçimler var ama seçimler bu kez 31 mart 2019'da. yani şu tarih itibariyle baktığımızda da seçime dair bir korku olsa seçime bu kadar az süre kala 8 puanlık fark yaptırırlar mıydı bilmiyorum.
çünkü bariz bir ibfk nefreti var galatasaray taraftarında. bunun ne kadarı istanbul, ankara gibi şehirlerin oy dağılımını etkiler bilemiyorum.
yine aynı konu üzerinden tff'nin haziran'da yeni başkanını seçecek olması da bir başka konu. bu ilk senaryo üzerinden gittiğimizde şampiyon olmuş başakşehir'in satıldığı, başkanı göksel gümüşdağ'ın tff başkanlığına atandığı şey pardon seçildiği bir senaryo da gayet olası görünüyor.
oradan sonrası karar alıcıların
* seçimi olacak. çünkü başkanın fikret orman olduğu yine benzer bir tff ile devam eden, servet yardımcı, rıdvan dilmen gibi fenerli isimlerin futbolun başında olduğu fener ağırlıklı tff senaryoları da var aklımda. bunun kararını verecek güç kim onu biliyoruz.
yani fener artık şampiyon yapılacak mı? vs onlar başka konular, onlar önümüzdeki sezonun konusu olacak.
ilk bölümü burada kesip atıyorum, çünkü yazması da, gerçek olma ihtimali de, düşünmesi de taraftar olarak can sıkıcı olduğu gibi, bu ülkenin bir vatandaşı olarak da benim geleceğe dair umudumu yitirmeme de neden olan şeyler.
daha hoşunuza gidecek olan ve benim de inandığım senaryoya geçiyorum izninizle,
2. senaryo:
2018-2019 sezonu şampiyonu galatasaraybir kere en başta şunu söyleyeyim. ben kulübüme ülke içinde ve ülke dışında birçok alanda inanılmaz güvenen bir insanımdır.
yüzlerce yıllık kültürü, tevfik fikret'ler, yıllardır galatasaray lisesinden mezun olan insanların ülkede bulundukları konumlar, o sözde aşağılanan monşerler, bugün üst düzey bürokratlar derken ülkede hiçbir kulüpte olmayan ve parayla sahip olamayacağınız bir güce sahibiz. buna
derin galatasaray diyen de var,
galatasaray lobisi diyen de var. aslında bu zaten
galatasaray...
biziz bu.
bu ülkede
sporun beşiği, türkün
batıya açılan penceresidir,
türkiye'dir galatasaray.
aslında yakın tarihte bazı şeyler fatih terim'in gelişi, dursun aydın özbek'in gidiş şekli, mustafa cengiz'in (abdürrahim albayraklı liste ile) seçimi kazanması ile 2017-2018 sezonunda görülmüştü.
dursun aydın özbek gizli bir kayyumdu. riva ve florya'nın devletimizin istediği şekliyle satılması kendisinin döneminde gerçekleştirildi ve buna galatasaray lisesi göz yumdu. ünal aysal döneminde siyasi konjonktüre karşı olan duruşumuzun sürdürülebilirliği yoktu.
biraz geriye gidersek,
ünal aysal 2014-2015 sezonu başında 4 yıldız pozu verdi çok kararlıydı, kısa süre sonra çekti gitti. sonra dürüst-albayrak geldi o enkazdan bile şampiyonluk çıktı. derin galatasaray'ın en kapsamlı operasyonlarından birisidir bu. bir diğeri de adnan polat'ın gidişiydi.
ünal aysal o 4. yıldız pozunu verirken bile biliyordu gideceğini. hatta gideceğinin mesajını veriyordu. kalsaydı 3. falan olurduk en iyi ihtimalle.
o dönemde spk'sından, maliye bakanlığına kadar devlet hemen her alanda bize zorluk çıkarıyordu. tam anlamıyla devletle(siyasilerle) karşı karşıya gelinmişti.
ünal aysal şike sürecinde oldukça sert bir şekilde şikenin üzerine gitti, fener'in her yerde ceza alması için uğraşıyordu, bizler de taraftar olarak uefa ve fifa nezdinde buna destek verdik pek tabii.
yalnız şike sürecinde bu işi üstlenen hakim ve savcıların fetö ile bağlantılarının olduğu çıkınca kulübün derinleri aysal'ın bu çıkışlarının önüne geçti.
hatta ülkenin en büyük hukukçularından birisi başkanlık yapmış sayın duygun yarsuvat çok sonraları "fenerbahçe'ye komplo yapıldı" dedi. hatırlarsınız. şike sürecindeki keskin tavrımız aslında 15 temmuz'dan çok önce değişmişti. tesadüfen değil tabii ki. bazı şeyler görünüyordu.
https://www.galatasaray.org/...unun-bilgisine/33107böyle de bir açıklamamız olmuştu,
---
alıntı ---
galatasaray bir dünya markasıdır. 25 milyon taraftarıyla türkiye’nin en büyük sivil toplum örgütüdür. 535 yıllık köklü mirasından ve fikri hür, vicdanı, hür, irfanı hür temellerinden güç alarak bu örgütün gerçek yüzünün ortaya çıktığı ilk andan itibaren üzerine düşeni yerine getirmiştir. hukuken örgütle bağlantısı olanların kulüple ilişkisini 15 temmuz gecesinden çok önce kesmiştir. 15 temmuz’dan sonra da, devletin yürüttüğü adli operasyonlar çerçevesinde gereken tüm adımları kararlılıkla atmaya devam etmektedir.
---
alıntı ---
ayrıca ünal aysal'ın riva konusunda çok güzel ve kağıt üzerinde yüksek getirili projelerine en başta gs lisesi müsaade etmedi.
çünkü ortada çok kıymetli bir arazi vardı ve bunu bize yedirmezlerdi. bu sebeple üstte de anlattığım şekilde bir anda ünal aysal bıraktı gitti, yerine de kısa süre duygun yarsuvat geldi tabii ki ali dürüst ve abdürrahim albayrak ile birlikte ve sonra da onun yönetiminde görev alan dursun aydın özbek isimli zat getirildi. aslında dursun özbek daha ünal aysal dönemindeyken yönetime sokulup adı duyurulacaktı ama beyefendi aidatını yatırmadığı için listeye giremeyecek çapta birisi.
abdürrahim albayrak ve ali dürüst'ün 20. şampiyonluk kutlamalarında başlayan ve devamında uzak kaldıkları(bırakıldıkları) dönem başladı.
bu bölümde futbolda başarı gelmeyeceği aslında o kadar belliydi ki, (yani bugün geriye baktığımda görebiliyorum)
dursun aydın özbek'in döneminde hatırlarsanız 2016-2017 sezonu esnasında yöneticilerimizden
nasuhi sezgineren derdiyok'un son saniyede attığı golle 3-2 kazandığımız
6 mart 2017 antalyaspor galatasaray maçından sonra şöyle demişti;
---
alıntı ---
"taraftar her zaman haklıdır. elbette takımın kazanmasını isteyecekler. (gbkz: bizim takım zaman zaman bir takım puanları bilerek kaybetti. başka taraflardan gelen telkinlerle kaybetti). bu bir yarış. böyle devam edecek. taraftarlarımız futbolcuları destekliyorlar, bize istifa edin diyorlar. bu iki senedir sürüyor. (gbkz: istifa edemeyeceğiz maalesef. yapacak çok işimiz var. çoğunun da yarısına geldik. yeni projeler var. devletle işlerimiz var. biz bu işi bitirmeden ayrılmak niyetinde değiliz). spor elbette kazanmaya yönelik, şampiyonluk önemlidir. çabalıyoruz. şampiyonluk için matematiksel anlamda şansımız devam ediyor. olmazsa ikinci olarak şampiyonlar ligi elemelerine katılmak isteriz. taraftar takımı desteklemeye devam etsinler. yönetime istifa desinler... benim bütün dileğim bu"
---
alıntı ---
(bkz:
bazı puanları birilerinden gelen telkinle bilerek kaybetmek)
özetle şampiyon yaptırılmayacağız ve kaybettiğimiz puanların sebepleri belli. bizim geliş amacımız da zaten şampiyonluk değil, devletle arazi işlerini yürütmek.
o dönem beşiktaş şampiyonlukları gerekiyordu, yapıldı.
yani o yöneticiler maşalık yaptılar, gerekli tüm tavizleri verdik ve elimizdeki müthiş bir değeri yok pahasına kaybettik.
peki biz bu kadar küçük ve hiçbir gücü olmayan bir kulüp müyüz de bu kadar zarara rağmen genel kurullarda hiç kimse bunlara ses etmedi ve dursun aydın özbek başkanlığa devam etti, bu işleri o yürüttü?
sonuç olarak muhalif diyeceğimiz birçok insan bu kulübün içinde ama çıkan sesler çok cılızdı.
peki normal dünyada böylesine zararlı bir anlaşmadan doğan hak kaybımız nasıl telafi edilecek?
cevap pek tabii ki,
- şampiyonluklar ile.
ligde kazanılan şampiyonluğun, şampiyonlar ligi'ne direkt katılım, yayın hakkı, kombine, loca, store, sponsor, maç günü gelirleriyle birlikte yaklaşık 400 milyon tl.lik bir girdi oluşturduğu son açıklanan mali tablolarla da ortada.
2017-2018 sezonu ilk yarısının sonuna doğru dursun aydın özbek'in fatih terim boşta iken lucescu'ya gitmesi fakat tff'de görevi olan ali dürüst'ün jet hızıyla lucescu ile anlaşarak dursun aydın özbek'i fatih terim'e mecbur bırakması sizce tesadüf müydü? adaylardan mustafa cengiz'in ilk günden bu yana fatih terim'le çalışmak istiyoruz açıklaması varken...
dursun aydın özbek, bazı kesimlerin fatih terim'e olan soğukluklarından ötürü başka bir isime gitmek istemesi yine kayyum olmasıyla ilgiliydi ama artık orada galatasaray'ın iç dinamikleri de ortaya çıktı ve fatih terim'e gidildi.
ipleri dursun aydın özbek'te olan sucuk ekmekçi ultraslan önce fatih terim'i işaret etti, sonra da bir anda mustafa cengiz lehine cephe alıp seçimde mustafa cengiz'i desteklediler. daha önce geldiği 5 sezonda da şampiyonluk yaşamış olan abdürrahim albayrak'ın da galatasaray aş'de görevli olarak florya'ya gelmesi tesadüf müydü?
*sonra zaten o sinerji ve ateşle
hedef 21 etrafında müthiş bir sinerji ile bütün kapılar şampiyonluğa çıktı.
aleyhimize yapılan bütün hakem hataları biterken, lehimize olanlar arttı. saha içinde de iyiydik ve sonunda da çok şükür şampiyon olduk.
mustafa cengiz tesadüfen o koltuğa gelen bir isim değil.
mustafa cengiz dediğimiz insan ankara üniversitesi siyasal bilgiler fakültesi (mülkiye) mezunu son derece saygı değer önemli eski bir bürokrattır. kamudan ayrıldıktan sonra petrol sektöründe önemli işler yapmış iyi bir iş adamıdır. bağlantıları kuvvetlidir.
şimdi sayın mustafa cengiz'in ve abdürrahim albyrak'ın sürekli olarak vali, bakan vb ziyaretleri eleştiriliyor ama onların bu ziyaretlerinin önemi farklı farklı yerlerde işimize yarayan, önemli işler.
sayın albayrak ile sayın cumhurbaşkanımızın tanışıklıkları ve hukukları 10'larca yıl öncesine daha ibb başkanlığına belki de öncesine dayanır.
https://gss.gs/ItP.jpg hoşunuza gitsin veya gitmesin bazı şeyler malesef sadece sahada kazanılmıyor. yok öyle bir dünya.
1970'lerde başlayıp 1987'ye kadar süren 14 yıllık şampiyonluk hasreti sadece sahada güçsüz olduğumuzdan mıydı?
bu takım namağlup ikinci oldu ya? böyle bir olay yok!
bu dönemle başlayıp 2019'a gelen 30 yılı aşkın süreçte hem saha içinde yaptığımız devrim ve atılımla, hem de lobimizle bu kadar güçlü olduk ve kupalara ambargo koyduk.
bu süreçte semra özal'ları da gördük, gücümüzle yarışmak için tüm askeri eşrafı, üst düzey komutanları kulübüne üye yapanları da gördük, sonrasında terör örgütü olduğu ortaya çıkacak olan devletin içine sızan bir yapılanmanın tüm hakim ve savcılarıyla maçlar yapanları, üyelikler verenleri de gördük.
bunların tek sebebi işte o parayla satın alınamayacak ve yarışılamayacak olan lobi gücümüzdü.
bir ülkede hem medya, hem siyaset, hem bürokrasi, hem de federasyon sana aynı anda düşman olacak ve sen en başarılı kulüp unvanını elinde tutacaksın? böyle bir dünya yok. bu en başta galatasaray'ı küçük görmek bana göre.
galatasaray bu kadar güçsüz bir kulüp değil.
-----
mustafa cengiz devletle olan işlerimizi tamamen yoluna koyup, kulübü mali disipline sokmak için göreve geldi.
ne zaman ki abdürrahim albayrak yönetimden ayrılır, o gün anlayın ki galatasaray şampiyon olamayacağı bir periyoda girecek.
burada önemli olan abdurrahim albayrak'ın şahsı değil, onu orada konumlandıran üst akıl.
abdurrahim albayrak, habertürk'te çıkan röportajında ne demişti çok önceleri: "geçenlerde inan kıraç başkanımla konuştuk, 'senin muhakkak kazanan listede olman lazım' dedi. bu yönetimde ben yoktum aslında. fatih altaylı'nın yoğun ısrarlarıyla sportif a.ş'ye girdim."
yani bu insanlar tesadüfen bu görevlere gelmiyorlar, derin galatasaray bizim sandığınızdan çok daha organize çalışıyor.
-----
iş tekrar riva ve florya'ya gelecek olursa henüz bizim zararımız tanzim edilmiş değil. 1 şampiyonlukla olmaz o iş.
en az 2-3 şampiyonluk daha gelmesi gerek.
yani sezon ilerlerken ve hemen her hafta başakşehir kollanırken ve dediğim gibi şampiyonluk bu kadar önemliyken mustafa cengiz yönetiminin doğru düzgün sesinin çıkmaması, hatta galatasaray'daki muhalif kesimin bile sesinin çıkmaması normal mi?
yahu ilk yarıda aleyhimize yapılan hatalar başka bir ülkede yaşansa lig tatil edilir. bizimkiler doğru düzgün yangın yapmadı.
bence bunlar hiç normal şeyler değil.
yakın tarihli idari mali genel kurullardan birinde sn mustafa cengiz 2019 yılı için "1 milyar tl gelir yazacağız" dedi. böyle bir gelir şampiyonluk harici bir sonuçta mümkün değil.
haydi taraftara oynadı desek, genel kurula karşı galatasaray başkanları hayal satamazlar.
abdürrahim albayrak hiç olmadığı kadar baskı altındaydı hatırlarsınız, ilk yarı sonunda ve hırslıydı bir dönem.
ağzından ilk defa "biz şampiyon olacağız" lafı çıktı. bu adam da bu konularda boş konuşmaz.
tff - galatasaray savaşında ali dürüst baskılar sebebiyle istifa etmişken bir anda tekrar istifasını geri çekmesi tesadüf mü?
ultraslan'ın son 2 sezonda daha önce hiç olmadığı kadar hoca-takım-yönetim-taraftar birlikteliğine katkı vermesi?
sene başından beri hiçbir camiada olmayan şampiyonluk inancının bizde olması, puan farkı kaç olursa olsun sürekli "biz şampiyon olacağız" dememiz.
(bkz:
hedef 22) (bkz:
kon2antra2yon) mottoları?
9 nisan 2018 gençlerbirliği galatasaray maçından sonraki ortamın neredeyse aynısının
3 mart 2019 bb erzurumspor galatasaray maçından sonra da olması...
açıkçası benim gözümde tüm şartlar galatasaray'ın şampiyonluğu için oluşmuş durumda.
kolay olan buradan başakşehir'in şampiyon olması olur ama daha 4-5 yıllık bir kulübün, herhangi bir şehre ait olmayan, taraftarı olmayan bir kulübün önce 30 milyonu mutsuz etmesi, sonrasında da diğerlerine tehdit unsuru olması bana saçma geliyor.
çok mu ihtiyacı var bu paraya bu kesimin? tüm ekonomi zaten ellerinde. bir tane ihale ile çok daha büyük paralar kaldırılıyorken herkesi kendinizden nefret ettirmeyi kim ister?
aslında bu senaryolar içinde fenerbahçe'nin aziz yıldırım ve şike sürecinin cezasını halen çekmesi, ali koç'un biat edip etmeyeceği üzerinden fener'in geleceği, göksel gümüşdağ - galatasaray ilişkisine dair de çok güzel bir senaryolar var da inşallah onları şampiyon olursak yazarım.
yani galatasaray taraftarı ve genel kurul üyelerinin tüm tepkilerine rağmen göksel gümüşdağ'ın kulüpten kovulması değil de, kendisinin itibarının korunarak üyelikten kendi isteğiyle istifa etmesi, başakşehir'in kuruluşundan bu yana sürekli olarak bizi hedef alan tavrı, sürekli bizimle yarışması, sürekli bize laf çakması, bizimle suni bir gerilim yaşaması normal mi?
fenerbahçe ve beşiktaş ile hiç bizimkine benzer bir durumları yokken hatta yakınlarken üzerimize oynamaları sizce galatasaray kompleksinden mi ibaret? yoksa bilerek yapılan işler mi?
göksel gümüşdağ büyük galatasaraylı mı?...
zaman gösterecek...
----------------------
benim bildiğim bir şey varsa, o da bu sezonu feda edemeyecek kadar zor durumdayız ve bu kulüp benim inandığım kadar büyükse bu sene şampiyon olacağız(2018-2019).
(bkz:
hedef 22)
(bkz:
kon2antra2yon)