ps: az sonra anlatacağım her şey derin hayal gücümün yansımasıdır, bahsi geçen kişilerin anlattığım şeylerle ilgisi yoktur. tamamen benim uydurmamdır.
----
türk futbol hakemleri ve merkez hakem kurulları içinde bir örgütlenme olduğunu düşünüyorum.
bu yapılanmanın pfdk ve tahkim kurullarında olduğunu da biliyoruz. bu kurulların başkanlarının iş adreslerine kadar aynı ve ortak olmaları ise bambaşka bir seviye.
ben burada hakemlik kısmını yazacağım,
bunların saha içindeki lideri cüneyt çakır, saha dışındaki lideri ise
serdar çakır. göksel gümüşdağ ve onun işaret ettiği bazı isimlerden talimatları alıyorlar.
cüneyt çakır ve babası ile birlikte kendilerine dikte edilen emirleri sezon boyunca uygulayan ve ligin dizaynını maçlarda belirleyen bir ekip var.
mhk başkanları, mhk üyleri, tff yönetimleri değişiyor ama uzun yıllardır hakem kadrolarındaki bazı hakemler ne hikmetse 10-15 yıldır oradalar.
tabii ki iyi bir hakem yetiştirmek kolay değil ve belli seviyeye gelmiş isimlerin tecrübelerinden ve birikimlerinden faydalanmak önemli ama iş faydanın ötesinde.
aralarında,
ali palabıyık mete kalkavan fırat aydınus halis özkahya hüseyin göçek alper ulusoy yaşar kemal uğurlugibi son döneme damgasını(!) vurmuş isimlerle dönem dönem her kulübün ipi çekiliyor.
mesela halis özkahya ve hüseyin göçek, önceki maçlarda da canımızı çok yaksalar da 2018-2019'da
23 kasım 2018 galatasaray konyaspor maçında çok dikkat çektiler.
sonrasında kulübümüz çıktı bunların yaptığı işi açıklayın dedi, sonra göksel bey ve onun dediklerinin işine geldiği fikret roman ve ali koç hemen atlayıp kulüpler birliği açıklamasıyla olayı başka seviyeye getirdi. göksel gümüşdağ2ın adını hiç duymadık ve hep ali koç ve k.birliği başkanı fikret roman üzerinden zaten arası bozuk olan gs-bjk-fb çekişmesi kullanıldı.
bu 2 hakem misal o maçtan sonra galatasaray maçlarında görevlendirilmediler ama rakiplerinin maçlarında sürekli görev aldılar. özellikle de hakemliklerini kurtaran göksel bey'in takımı ibfk maçlarında.
nasıl olsa onların maçları pek izlenmiyor ve konuşulmuyor ya, lig başında itibaren sinsi sinsi puanlar toplanıyor.
19 haziran 2020 ankaragücü başakşehir maçı mesela belki de ibfk'nın puan alamayacağı maç 3 puanla bitti. bu maçta uygulanan kural 1 gün sonra bizim maçta
*uygulanmadı mesela,
alper ulusoy ile. öyle de gözümüze sokabiliyorlar.
2019'da ali palabıyık ile kadıköy serisi sonlandırılmaz mesela, mete kalkavan her kadıköy derbisi öncesi hafta fenerbahçe maçlarına atanır. (bkz:
mete kalkavan/#2864611)
bunları görüp yazdığımızda önemseyen oluyor, hakemi de yeneceksin diyen de oluyor ama iş öyle değil malesef.
evet bazen hakemi de yenecek kadar iyi oynar, rakibi eze eze yenersin ama maç 6-7 olacakken 2-0, 3-1 biter.
ama bazen dengeli veya kötü oynadığın bir maçı kazanabilecekken, özellikle de deplasmanda sana bir iki sarı kart, 3-4 ters düdükle maçta puan kaybı yaşatırlar.
bunları yazmaya bile gerek yok ama özellikle son dönemde türedi bir şey ve sonunda dikkat çekti şöyle bir grup var,
(bkz:
galatasaray kötü oynadı hakemi eleştirmeyelimciler)
bunlar
hakemlerin galatasaray'a kolay kart göstermesini falan irdelemez. şampiyonluk yarışında mücadele eden diğer takımların kazandığı penaltıları ve maçlarda oynadığımız rakiplerimizin kazandığı penaltı sayılarını falan görmezden gelir.
sadece bize mi yapılıyor bunlar tabii ki değil ama en çok bize yapılıyor.
yoksa beşiktaş'ı da doğradılar, fener'i de doğradılar bu sezon ve geçmiş sezonlarda.
lig sonuna doğru da telafi ederler genelde bu işi. mesela bu yıl pandemi sonrası fb ve bjk'nin hemen her maçında hakem desteği de var. yazık onlar da kazanıyoruz diye sevinmeye başladılar.
bu yıl özelinde beşiktaş sahada da kötüydü ve ekstra çabaya gerek kalmadan lig yarışından koptu ama fenerbahçe en önemli rakipti, birkaç kritik maçta doğrandılar ve psikolojik olarak da bu süreci aşamadılar, sonrasında hakeme ihtiyaç duymadan sahada da dağıldılar. 4-5 haftada işleri bitti.
biz ilk devre saçma sapan puan kayıplarıyla ortada zaten yoktuk, 8/8 sonrası en güçlü adaydık. oyunumuz yıkıcıydı, pandemi sürecinde ne olduysa o takım gitti, bir de sakatlıklar vs ile operasyon çok rahat yapıldı 2 haftada ipimiz çekildi.
başakşehir ve trabzonspor başbaşa bırakıldı.
(bkz:
futbola dair komplo teorileri/#2913871)
üstte yazdığım senaryoya doğru gidiyoruz.
yani ne yaparsanız yapın bu ligin karar vericileri var. buna tek bir akıl karar vermiyor elbette ama işin siyasi, maddi, lobi vs birçok etkeniyle birlikte bir yolu var. yukarıda kararlar veriliyor ve emirler aşağıda uygulanıyor. o yüzden
galatasaray lobisi,
derin galatasaray vs dediğimiz olgular çok önemli çünkü arka planda kararları etkileyen kişiler onlar.
sözü çok dağıtmayacağım, geriye giderek aslında üstte saydığım hakemlerin hepsine dair örnekler verebilirim ama zaten hepsini birlikte yaşadık, gerek yok biliyorsunuz.
hakemler bu filmin en önemli oyuncuları. yıllık 500-600 bin tl.yi aşan kazançları ile çok önemli bir gelirin sahibi bu insanlar. çoğu da normal hayatında öğretmenlik, sigortacılık vs sıradan işler yapan ve düşük ücret kazanan insanlar.
bu insanlar için yıllık 600 bin tl hayatlarının kurtulması demek. 10 yıl prof hakemlik yapsa, doğru yatırımla hayatının sonuna kadar belli bir refah seviyesinde yaşarlar.
eğer bu paradan olmak istemiyorsanız, ipiniz çekilsin istemiyorsanız emirleri uygulamak zorundasınız...
para mı? yoksa ...
----
dip not: anlattığım her şey derin hayal gücümün ürünüdür, hikayedir, kolpadır.
- her komplo teorisi senin inanmak istediğin kadar komplodur.
---
alıntı ---
komplo teorileri üzerine araştırma yapan önemli akademisyenlerden michael barkun’a göre, bir komplo teorisi zımni olarak üç önerme içerir:
1. hiçbir şey tesadüf değildir.
2. hiçbir şey göründüğü gibi değildir.
3. her şey birbirine bağlıdır.
---
alıntı ---