resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:61
Uyruk:Hollanda
  • 302
    oynattığı futbolu çok değerlendireceğiz ben başka bir şeye dikkat çekmek istiyorum. uzun seneler sonra ilk kez bir hoca aklımdan geçen oyuncu değişikliklerini yapmakta tam diyorum kewell yoruldu, tak keita giriyor, babam dönüp diyor ki barış gibi koşan birini alıp ardayı kanata atsa, zaten aydın oyundan düştü derken ekranda barış gözüküyor ve aydın çıkıyor. bu sezon hoca konusunda içimiz hep rahat olacakmış gibi gözüküyor.
  • 303
    bugün ilk defa rijkaard ın elinin takıma değdiğini hissettim. 2006 barcelona'sından bazı küçük parçalar sunda takım maç içersinde. hafızamı yokladım bir süre sonra düşündüm biraz.

    baktım rijkaard kurmuş bu takımı usta.herkes ayağa pas yapmaya çalışıyor oyunu daraltarak oynamaya çalışıyorlar.

    uyum süresi sandığımızdan daha kısa olacak. sezona bomba gibi giren bir galatasaray izleyeceğiz.

    ilk maçı 16 temmuzda yapmanın avantajı kasıma kadar çok tempolu güzel bir takım görmek olacak. ondan sonra düşüş periyodumuzu iyi ayarlar,rotasyonu oturtursak zaten bu sene açık ara şampiyon oluruz gibi geliyor.
  • 306
    -----------mehmet demirkol'un yazısından alintidir--------

    ''bilirsiniz, rijkaard oyunu 360 derece ve iki yönlü, en üst düzeyde oynayan oyuncuların önde geleniydi. teknik direktörlüğünde de böyle oyuncularla oynamayı seviyor.
    bir önemli nokta daha... hepimizin aklında muhteşem barça hikâyesi var ama aslında onun parladığı sahne 2000’de hollanda milli takımı, hatırlarsınız... milli takımı belki de 88’den bu yana en iyi oyunlarının ardından bırakmıştı ‘olmadı özür dilerim’ diyerek. muhteşem bir performansın ardından italya’ya, pardon toldo’ya karşı bir penaltı girdabına boğulduktan sonra (portakallarda ondan sonra da aynı seviye görülmedi). bizde saygı duyulan bir deyimdir: halbuki ‘gönüllerin şampiyonu’ onlardı...
    sonuç olarak rijkaard sadece bir teknik direktör değildir. zekaya, çalışmaya ve oyun mükemmeliyetine ve en önemlisi ‘toptan futbola’ saygı duyan, bunu öncelikli tutan bir güzel futbol fakiridir. bugün de felsefesi yine aynı ve kolay anlaşılır.
    netanya maçında 1-0 geriye düştükten sonra soğukkanlılık ve iştahla oyuna asılan takımında bu seviye için zengin bir hücum ekibi var. gariptir ki zayıf görünmesine rağmen 2008’de yarı final oynayan türk milli takımı’nın kaleci haricinde savunmasının da tamamı da elinde. savunma önü de aynı şekilde, milli. bu ekibe denizli’nin tabiriyle bir 10,5 numara, elano da katılacak.
    bayram gibi bir tablo anlayacağınız.
    rijkaard’ın önünde duran problemse, elindeki ekiple futbol felsefesi arasındaki çözülebilir çelişki. oyun felsefesinin askeri olabilecek iki yönlü oyuncu sıkıntısı var gibi. çok güçlü hücumcular ve iyi savunmacıları var ama oyunu benzer ağırlıkta iki yönlü oynamak yolunda gelişme kaydetmeleri gerekiyor.
    daum’a gelince... türkiye’de denizli’yle birlikte şampiyonluğun kısa yollarını en iyi bilen adam o. o bir sanatkâr ya da dahi değil ama iyi bir zanaatkâr. belki de memlekete lazım olan da budur. belki de, muhtemelen fenerbahçe’nin istediği de budur. daum’un, honved maçındaki takımında 3 yıl önce everton hazırlık maçında gördüğümüz oyunun aynısını gördük. baskı yapmayan takımlara karşı yüksek tempo. bilirsiniz, daum’un bir oyun felsefesi yoktur. oyuncu grubuna göre kısa yolları bulur, o an için işleyen mekanizmayı kullanır. bu yönüyle ve honved maçında kendisinin ve takımının gösterdiği heyecanla şampiyonlukta daha şanslı gibi.
    ancak ne olursa olsun türkiye ligi’nin ayrı bir karakteri var. rakiplerin motivasyonu, zeminler vs. kontrol oyunu oynanmayan bu kaos liginde rijkaard’ın zamana ihtiyacı var. bu hakkı elde ederse uzun vadede yeni ve muzaffer bir avrupalımız olabilir. daum ise denizli’yle birlikte hep şampiyonluk adayı.
    peki bizi bu sene ne bekliyor? her şeyi bir kenara bırakın! sadece iki teknik adamın perşembe akşamı sıra takımlarına karşı atılan gollere gösterdikleri tepkilere bakın. çok iştahlılar...
    bu da başlı başına bir kazanç. ve bizler için de iştahlı olmakta bir mahzur yok. keyifli olacak.''

    -----------mehmet demirkol'un yazısından alintidir--------
  • 310
    kendisinden tek bir isteğim var şimdilik, olmasa da önemli değil canı sağolsun.

    şu sene bu ligi dağıtalım
    o kadar güzel oynayalım ki hiç kimse tartışamasın konuşamasın, ağzını bile açamasın
    galatasaray yorumcuları işsiz kalsın.
    aziz sussun
    şu psikolojik savaş bitsin artık.
    çok sıkıldım.

    dediğim gibi bu sene tek beklentim bu.
    olmasa da canı sağolsun, kıvırcık saçlarına kurban olduğumun surinamlısı
  • 311
    --- alinti ---
    basın toplantısı: frank rijkaard

    galatasaray teknik direktörü frank rijkaard, uefa avrupa ligi 3. ön eleme turu rövanş maçında yarın maccabi netanya ile oynanacak maç öncesinde bir basın toplantısı düzenledi.

    florya metin oktay tesisleri turgay vardar basın odası'nda düzenlenen basın toplantısında teknik direktör rijkaard, futbolcuların son durumları hakkında açıklamlarda bulundu: "bu maç diğer futbolcularımıza oynama şansı vermemiz için güzel bir fırsat. önce elano ile başlayalım. elano aramıza katılmadan önce manchester ctiy'de sadece 2 antrenmana çıkmış. elbette 2 antrenman yeterli değil ve şu an özel bir program dahilinde çalışıyor. biraz zamana ihtiyacı var. tabi ki galatasaray'da oynamak için bir hazırlık dönemi geçirmesi lazım. yarın ki maçta oynayamayacak. keita ise elano'nun biraz daha önde, yarın kadroda olacak ve oynama şansı var. nonda şu an bizim futbolculumuz, bizimle birlikte antrenmanlara çıkıyor ve yarinki maçta da kadroda olacak. ilk 11'de veya sonradan forma giymesi süpriz olmaz. linderoth israil'deki maça bizimle birlikte gelmedi ve burada antrenman yaptı. takımla birlikte de çalışıyor son antrenmandan sonra durumuna bakacağız" dedi.

    netanya karşısında nasıl bir oyun sistemi oynatmayı düşündüğüyle ilgili soruya ise hollandalı teknik adam, "4-3-3 sistemine baktığınız zaman bugüne kadar tek önliberolu da oynadık çift önliberolu da oynadık. takımım ve oyuncularım iki sistemi de oynayacak kaliteye sahip. oyuncularım için taktiğin değişmesi sürpriz olmayacaktır" şeklinde konuştu.

    bir soru üzerine frank rijkaard şampiyonluk yolundaki rakiplerinin durumundan önce kendi takımının başarısı ile ilgilendiğini belirterek "süper kupa finalini seyrettim. beşiktaş ya da fenerbahçe'yi değerlendirmek benim için yersiz olur. benin için önemli olan kendi takımım. onun başarısı beni ilgilendiren. beşiktaş ve fenerbahçe'ye saygı duyuyorum ama onları yorumlamam yersiz olur" dedi.

    rijkaard süper lig'in ilk haftasında pazar günü oynayacakları gaziantepspor maçında önce netanya maçını düşündüklerini de belirterek, "ben her zaman önümdeki maça bakarım. gaziantepspor maçından önce netanya maçına bakacağım. gaziantepspor maçında şu oyunculara yer vereceğim demek yarın oynayacak olan oyunculara saygısızlık olur. devamlı önümdeki maça bakıyorum" diye konuştu.

    avrupa kupaları'ndaki hedefin ne olduğu şeklindeki soruya ise frank rijkaard, "bu zamana kadar çok iyi çalıştık. her antrenman kafamda yeni şeylerin şekillenmesine neden oluyor. hemen sonuçlara gitmemeliyiz. buradaki bulunma amacımız başarılı olmak iyi yerlere gelmek. avrupa'da gidebildiğimiz yere kadar gideceğiz" dedi.
    --- alinti ---

    *
  • 316
    uzun vadeli bir projenin temel taşı olmayı kabul etmiş geniş gönüllü hollandalı. fc barcelona'da 5 yıl boyunca transfere 200.000.000 avro harcamış bir takımın hocası olarak bulunuyordu. galatasaray'da bunun ancak onda biri bir bütçe ile çalışmayı kabul etti. kendisinden beklenen sadece derece başarısı değil, altyapı'dan yeterli sayıda futbolcuyu takıma kazandırması. bunun işaretlerini de gelir gelmez gösterdi. kendisine sabredilir, bir iki aksi gidişte üzerine yüklenilmezse 2012'de kendi özkaynaklarını kullanarak avrupa şampiyonu olan bir takımın hocası olarak futbol tarihine geçecektir.
  • 317
    kesinlikle kendisine karşı sabırlı olmamız gerekir. işler ters gidebilir ve bu sene şampiyon olmayabiliriz. #163715 e katılıyorum daum ve mustafa denizli ne yapıp edip takımlarını şampiyon yapan adamlar fakat rijkaard takımını güzel oynatan bir teknik direktör.

    bu sene galatasaray taraftarının da vereceği önemli bir sınav yaşayabiliriz. hep destek tam destek lafta kalmazsa bizi çok güzel günler bekliyor.
  • 318
    medyadaki dezenformasyon kaynaklarının yıpratmak için elinden geleni yapacağı, galatasaray için büyük bir şans olan teknik direktörümüzdür.
    onu göndermek isteyenler şimdiden "başarısız olmaya hakkı yok" söylemi ile propagandaya başlamışlardır. evet, son 10 ylın en önemli kadrolarından biri kuruldu, kariyeri düşüşte olmayan, eski takımından disiplinsizlik nedeniyle gönderilmemiş, tekallüte ayrılmamış isimli ve yetenekli futbolcular alındı. yönetimde sorun yok. taraftar heyecanlı. yerli oyuncuların çoğu kalburüstü.
    evet görüntü güzel ama, bu malzemelerden mükemmel sonuç çıkması da zaman alabilir.
    kalli ve skibbe dönemindeki sabırsızlığın sebebini, başarısız sonuçlardan ibaret saymayı avantajlı bulan medyamızın gözden kaçırdığı esas nokta, teknik direktör koltuğundaki isme camianın güvenememesiydi. başarısız sonuç, güvenilmeyen, liyakatı tartışılan bir isim altında gerçekleşince yıkıcı oluyor. ancak bu sefer durum farklı.

    bir sistem oturtulmaya çalışıldığını ve bunu yapmaya soyunan kişinin bu iş için ehil olduğunu anlayan taraftar, bu sezonu 7.sırada bile bitirsek skibbe zamanındaki gibi davranmayacaktır.

    medyanın farklı alternatifler peşine düşmesi gerekecek ve emin olun düşecektir de. tedbirli olmakta ve "bizim olanı korumaya" hazırlanmakta fayda var.
  • 319
    bence ilk maçlarda da farklı galibiyetler alarak sabır gösterilmesi (lazım olursa gösteririz. orası ayrı) elzem olmayabilecek t.adamdır. ben şahsen şu ana kadar izlediğim maçlardan yola çıkarak derbiler haricinde anadolu takımlarına bir kayıp yaşamayacağımızı (minimum kayıp) düşünüyorum. asy.'de de farklı galibiyetler alacağımızı düşünüyorum. bunları söylememde sezonun diğer takımlardan daha erken açıp çok daha hazır olmamızın da etkisi var tabi. takım birbirine uyum sağlıyor. futbolcular rijkaardın gözüne girmeye çalışıyor (özellikle aydın ve nonda'da göze çarpmakta bunlar). bunlar da takıma ivme kazandırıyor. frank rijkaardın çok başarılı olacağına düşünüyorum. zaten bu malzemeyle böyle bir aşçının bir araya gelmesi gerçekten galatasaray için çok büyük bir şanstır.
  • 320
    9 agustos 2009 gaziantepspor galatasaray macinda galatasaray'ın attığı her golden sonra sevincini gizleyemeyen, yediği golden sonra gözlerinden üzüntüsünü belli eden duruşuyla daha geleli iki ayı doldurmadan takımını iyice kanıksadığını belli eden teknik direktörmüz.

    bu çok önemli biliyor musunuz?

    yani bir teknik direktörün takımını sevmesi....

    "çok da tın" dese ne yapacaktık?
  • 322
    ajax'da oynarken sevmiştim seni surinam'lı. defansın önünde ilk topa basanlara ön libero demiyorlardı o zamanlar. yerel dilde hamaldı adınız. kıvırcık saçlarınla, bütün toplara saldırırdın. gullit'le van basten'le bir efsane olacağınız ta o zamanlar belliydi. dünya'daki en sevdiğim milli takım'(bizim ki hariç tabi)da, portakal renklerde oynarken, hayranlığım daha da arttı.

    sonra 3ünüz, 3 sac ayağı milan'da buluştunuz. büyülü, karizmatik takımı büyüttünüz. ve futbol tarihine adınızı irfanla, sevgiyle, saygıyla yazdınız. biz uzaktan sevenleriniz, sizi büyük ajax'ı, hollanda milli takımını, milan'ı tuttuk yıllarca sizin sayenizde.

    ötekilerin izini kaybettik surinam'lı. bir de baktık yıllar sonra genç yaşında hollanda ulus takımının başındasın. duyduklarımız doğruysa neeskens'ide yanına yardımcı almışsın. en az senin kadar sevilen, belki de senden daha iyi(2 dünya kupası finalinde oynadı), senden büyük birini hiç bir kaygı gütmeden, o büyük futbolcunun da riskini taşıyarak soyunmuşsun avrupa şampiyonası finallerine.

    senin başında olduğun takıma biz hiç kafa yormadan bahisler oynadık. fallar baktık, şampiyonluk verdik. öngörülerimiz doğru çıkmış, o muhteşem takıma en muhteşem futbolu oynatıyordun. maçlar ilerledikçe bütün göstergeler, seni şampiyon ilan ediyordu. o uğursuz maçta penaltıları kaçırmasaydınız uzatmalara gitmeden eleyecektiniz italya'yı. hadi gitti, penaltılara kalındı, adaşın de boer maçta kaçırdığını, seride de kaçırdı. hiç kimse sana bir şey demeyecekti, sen kayboldun usta.

    barça tarihini yazanlardan biri de, senin ustan büyük cruyff'du. sen belki evde otururken, cruyff'un telefonu çaldı. la porta, barça başkanı olmuş ustasından bir usta istiyordu. surinam'lıyı alın, ne derse yapın dedi sarı fare. ve manganı toparlayıp katalanya'ya uçtunuz. uçuş ne uçuştu, sizinle birlikte uçuşan barça, kral takımı real madrid'i gözden gönülden düşürüyordu. ve dünya futbolseverleri her zamanki gibi mazlumdan, iyi oynayandan, delikanlıdan, arkadaştan yana çıkıyordu.

    surinam'lı; bana galatasaray'ın başına bir hoca seç deselerdi, inan ilk senin ismini yazardım. gelmeyeceğini bile bile yine de seni isterdim. futbol taraftarlığımın tarihi, galatasaray hoca'larıyla dalaşmayla geçti. içlerinden en kralıyla bile dalaştım. avrupa şampiyonu olan takımın hocasına bile giydirdim. aradığım başka bir şeydi benim. ne kupalar, ne oynanan futbol, bunlar gelip geçici şeylerdi. adamlık aradık belki, bizim tarif edemediğimiz adamlık. duruş, güven, her an bir şeyler yapabilme ihtimali, teslim olmayış, hüzün, sevinç.

    takımı çalıştırma, maça çıkarma, maçı yönetme. adam oyuna sokma, adamı oyundan çıkarma. ne dersen de işte açıklayamayacağım bir karizma. geçen sene kewell'in yerine yaser, bu sene kewell'in yerine aydın. her ikisinde de kewell'in suratına bakın girerken, çıkarken. bu büyük futbolcunun, büyük hocasına hayranlığının resmidir.

    tam maç taraftarlığını bıraktığım sezon, hiç beklemediğim bir anda ve hala inanamadığım şekliyle sevgili galatasaray'ımızın kulübesinden kumanda ediyorsun. ve ben seni ne zaman görsem, sonra sahaya baksam barcelano'yu seyrediyorum zannediyorum. ve sanki maçın her hangi bir dakikasında çekip gidecekmişsin diye korkuyorum. ilk galatasaray yenilgisinde, merak etme sehpaya çıkaran maymunlar olacaktır seni. aman onları ciddiye alma, onlar bu ülkenin sülükleridir. iyi ve güzel ne varsa onların düşmanıdır. ve maalesef baş edilemeyecek kadar çokturlar.

    biz azız surinam'lı. tabela umurumda değil, ben hayallerimi yaşıyorum seninle. 2 maça çıktım, ikisinde de çoğu zaman uzaktan, karşıdan seni seyrettim. gollerde seni aradım, televizyonda kulübeden fırlarken sana baktım. artık sana bakmak için istiyorum galatasaray'ın gol atmasını. ilk defa bir galatasaray hocasına, ikinci defa bir galatasaray futbolcusuna sevdalandım. futbol, borsaya, bankaya, kasaya kayarken ben pılı pırtıyı toplayacaktım ki hagi'ye rastladım. bir 5 sene beni oksijen çadırında yaşattı sevgili hagi. gittikten sonra, yeni bir hagi hayaliyle hayata tutundum, bekle dedim kendi kendime biri mutlaka gelecek. geldi surinam'lı, hemde ne geldi. metin oktay'ıda diriltip çıktı sahalara. iş bilmeyen hocalar'la bile türkiye'nin en büyük futbolcusu oldu. seninle dünya'nın en büyüğü ilan edilmek için gün sayıyor. siz ikiniz surinam'lı, sen ve arda turan bana serum bağladınız. ölmek üzere olan galatasaray taraftarlığı seumunu.

    surinam'lı; seni gördüğüm zaman, ilk maçlara gitmeye başladığım çocukluk günlerime dönüyorum. seni gördüğüm zaman canım bedenimden çekiliyor. haberin var mı? tribünlerine bahar geldi galatasaray'ımızın. cehennemler kudursa ölümüne peşindeyiz.
  • 323
    kendisini kulübede gördükçe dehçetli bir güven duygusuna kapıldığım teknik adam. tobol maçında gol yiyoruz, kendimi dinliyorum,paniklemeye dair bir emare yok. gaziantep gol atıyor. kamera kulübede frank'ı gösteriyor. ben de yine garip bir güven duygusu. maç beraberliğe gelse,hatta yenik duruma düşsek heyecanlanır mıyın diyorum kendi kendime: tık yok. hayır,kaybetme riskinin getirdiği adrenalin'i aldı götürdü adam bende.
  • 324
    gaziantep maçı sonrası sahadaki bütün galatasaraylıları, futbolcu, yönetici, masör, malzemeci hepsini soyunma odasının kapısında bekleyerek tek tek ellerini sıktığını görmek çok hoşuma gitti. hani derler ya kazanılan bir maçtan sonra yöneticisinden malzemecisine kadar kenetlendik diye. işte bunu hoca sayesinde bütün sezon göreceğiz anlaşılan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın