• 406
    fatih terim'e hiç bir galatasaray'lının düşmanlık beslediğini düşünmüyorum fatih hocaya ve yaptıklarına saygı duymayan yoktur. sadece fatih terim sevgisi galatasaray sevgisine bırakın ağır basmayı sırf fatih terim için galatasaray'ı tutanlar yüzünden inanılmaz bir tepki var.

    bir yazar arkadaş az önce ihanetspor, vefasızspor diyerek yazarlığını bıraktığını açıklayıp sözlüğü hainlikle suçladı. moderasyon silmiş.
    bugün bir twitter hesabı sözlüğe başlık olarak taşınmış. adam galatasaray'a akla gelmeyecek küfürler ediyor sırf fatih hoca gönderildi diye ve altındaki yorumlar daha da acı hepsinin profil fotoğrafı aynı destek veriyorlar bu duruma.. moderasyon bunu da önemsiz kişi diyerek başlığı silmiş. bence farkındalık açısından kalması gerekirdi.
    bir gönderi okudum artık galatasaray şampiyonlar ligi şampiyonu olsa bile desteklemem tarzında..
    bir arkadaşımız sırf hakemler yüzünden 10 puanımız harcandı, hocayı harcadılar bunlar galatasaray'lı falan değildir diye kesin bir kanıya vardı.
    bir arkadaşımız winner olmayı biz bitti demeden bitmez gibi galatasaray geleneklerine yer etmiş sözleri fatih hoca sayesinde kazandığımızı yazmış. neuchâtel xamax, manchester maçlarındaki geri dönüşleri sadece iki tane örnek veriyorum, tonlarca örnek verilebilir ama bunları hiç hesaba katmamış gibi.. fatih hoca bu geleneğe destek vermiş, hırsıyla, azmiyle galatasaray'a hizmet etmiş katkıda bulunmuştur. bu özelliklerimizi fatih hoca ile kazanmadık. galatasaray 1996 yılında kurulmadı. farkında mısınız bu yazdığınız gönderiler en ofsayt gönderilere dönüşüyor. buna sitem ediliyor.
    bir çok arkadaşımızın fatih hoca ile lig 12.liğini fatih terimsiz şampiyonluğa tercih edeceğini düşünüyorum. bence bu durum çok üzücü..

    son üç sezondur hoca zaten başarısızdı, keşke başarısız olmasaydı ve taraftarlar olarak hiç fikir ayrılığı yaşamasaydık ama başarısızdı. tonlarca oyuncu geldi ne futbol oynadığımız belli değildi. geçen sene biz elimizle beşiktaş'ı şampiyon yaptık ya hala unutamıyorum. hadi benim beşiktaş fobim vardır çok sevmem de göz göre göre gitti şampiyonluk.. tekrar tekrar yazmayacağım ama futbol takımı sahada ne oynadığını bilen bir görüntü vermiyordu. bunun dışında yahu her başkanla, yöneticilerle hep bir problem hep bir dizi tadında olaylar. isimler değişiyor problemler hep aynı. şu son dönemde ligde sürekli mağlup olduk ve ikinci lig sonuncusuna rezil bir futbol oynayarak kupaya daha ilk turda veda ettik. bana sorarsanız hocanın zaten hiç olaylar buraya gelmeden istifa etmesi gerekirdi. o zaman hiç böyle sıkıntılar da yaşanmayacaktı.

    burak elmas yönetimi fatih hocayı koz olarak kullanarak seçimi kazandı. bir çok taraftar da size göre fatih terim düşmanı olan taraftarlar bunun farkındaydı ve bu sezonu aslında daha en başından gördüler. şimdi o dönem çok da değil 6 ay önce başkanı çiçeklerle karşılayıp savunanlar, uefa zamanı hoca ile fotoğraflarını paylaşanlar en büyük düşmanı oldu. galatasaray kötü gittiği için değil, fatih hoca ile yola devam kararı almadığı için düşman kesildiler. burak elmas yönetiminin acilen seçim kararı alması gerekiyor, nedeni ise koca bir seneyi boşa çıkardı bide nihat özdemir federasyonuyla bir anlaşma vs gerçekleştiyse zaten çok da duracaklarını düşünmüyorum. galatasaray'ın zaten uzun süredir bir yönetimi yok mustafa cengiz de çok başarılı olamadı. fenerbahçe'nin bayrak adamı federasyon başkanlığı yapıyor ondan önce de yıldırım demirören yapıyordu. sürekli o dönemden beri çeşitli engeller üzerimize çıkartılıyordu ama demirören'in en çok gördüğü şampiyonluk galatasaray şampiyonlukları oldu.

    ünal aysal dönemi problemler yaşanmasaydı, demirören federasyonuyla kolkola poz vermeseydi hoca, beşiktaş'ın 2 yıllık çınarlığını görmeyecektik. geçen sene mustafa cengiz ile papaz olmasaydı hoca beşiktaş'ın boş yere şampiyonluğunu görmeyecektik. bu döngüden artık kurtulmamız gerekiyor. galatasaray her zaman olacaktır yüz yıldır yaşıyor, yüzlerce yıl yaşayacaktır ve ona hizmet edenler, başarılı olanlar, sembol isimler, efsaneler her zaman çıkacaktır. fatih hoca'da galatasaray'ın sembol isimlerinden biridir her zaman da öyle kalacaktır.
  • 303
    leş gibi top oynayan takımı aklamaya çalışanların sığındıkları liman. ellerinde oyuna dair söyleyebilecekleri hiçbir şey yok; varsa yoksa "fatih terim düşmanları, fatih terim nefreti." iki senedir ne oynadığı belli olmayan takıma dair hiçbir görüşleri, fikirleri, çözüm önerileri yok.
    hazırlık maçında bile gençleri oynatmamaya ant içen, gol yiyene kadar kötü oyunu seyredip inatla oyuncu değiştirmeyen hoca tabii ki eleştirilecek. aynı nakaratı söyleme devam edebilirsiniz ama gerçek bu.
    mustafa cengiz yönetiminin kötü olması, hocanın oynattığı ne idüğü belirsiz oyunun bahanesi değildir. sahadaki 11'i, oyun stilini, olmayan duran top organizasyonlarını, leş ve durağan hücumları, gol yiyene kadar oyuncu değiştirilmemesini, korner ve serbest vuruşları paslaşarak kullanmayı yönetim belirlemiyor herhalde.
  • 404
    mesnetsiz bir iddiadır. ha hocadan nefret eden galatasaray taraftarı var mıdır ? siyasi görüşünü bahane edip de nefret eden illaki vardır. bunun da sayısının çok olduğunu düşünmüyorum.

    bu nefret etme olayı bambaşka bir hal almaya başladı. ortada 3 senedir başarısızlık olup hoca eleştirilmeye başlanınca “düşmansınız” diye yaftalandı karşı taraf. böyle böyle sonuçlar geldikçe ortaya fatih terimciler ve fatih terimci olmayanlar diye 2 grup ortaya çıktı. en azından sözlükte böyle.

    ben fatih terim’e düzgün bir veda yapılmasını isterdim mesela ama bu mümkün değil 2 tarafın da tutumundan ötürü.

    mutlu musunuz sorusu da bana komik geliyor. onu bu soruyu soranlara sormak lazım. bu yönetim fatih terim ve destekçileri sayesinde göreve geldi. burak elmas’ın ne olduğu mustafa cengiz varken belliydi. birden yönetimden ayrıldı, ibra etmedi vs. ha bir de candan tolga ışık olayı var. tüm bunlar ortadayken herkes desteklemedi mi bu adamı ?
  • 216
    fatih terim'i eleştirenleri yaftalamak için kullanıldığında rahatsızlık duysam da zaman zaman benim de gözlemlediğim olgu. bu düşmanlığı gözlemlediğim insanlar içinde iğrendiğim iki kitle var:
    1- rakip takım taraftarlarına şirin gözükmek ve fanatik olmadığını ispatlamak için terim'e nefret kusanlar.
    2- terim'i eleştirirken kendini haklı çıkarmak için terim'in geçmiş başarılarına bok atanlar.
  • 217
    fatih terim'i gayet eleştiriyoruz. ben daha da ileri gittim, 1996'dan beri hocanın hala oyuncu değişikliği yapmayı öğrenemediğini de söyledim. kimse de beni fatih terim düşmanlığı ile suçlamadı. ben de sürüyle fatih terim eleştirisi okuyorum, çoğunda da bir problem ya da düşmanlık sezmiyorum. sebebi basit, ne fenerli ağzıyla eleştiriyoruz, ne nefret kin kusuyoruz, ne de pirlodan örnek veren dangalaklar gibi oluyoruz.

    fatih hoca bu kulübün en önemli 2-3 değerinden biridir. bunu göremeyip nefretini kusanlar sadece fatih terim düşmanı değil galatasaray düşmanıdır.

    1 saatliğine şurda mod olsam en az 50 tane kelle alırım. kabak gibi ortadalar.
  • 337
    ota boka düşmanlık diyen kişiler tarafından ortaya çıkarılan saçmalıktır. fatih terim düşmanı yok mudur? elbette vardır ancak %99’u falan rakip taraftardır. 2017 aralık’ında geldi hoca, tam bilmiyorum ama 100 maça yakın çıkmışızdır geldiği dönemden beri. net dominant bir futbol oynadığımız maç sayısı 15 yoktur. 10 da yoktur bence de hadi 15 diyelim.

    eleştirmeyelim onu demeyelim bunu demeyelim. yönetim transfer yapamaz, hoca top oynatamaz. arda transfer edilir vs vs... topçu suçlu, evet suçlu, yönetim suçlu, evet suçlu, hoca suçsuz. oldu paşam. elindeki malzemenin yeterli olmadığı aşikar, bu futbolcu ve yönetime yazar zaten. ama elindeki malzemeden alması gerekeni almayı bırak %50’sini bile almayan da hoca.

    45 dakika çift forvet doldur boşalta dönüp 9 kişi kapanan takıma gol arıyoruz. taylan ve marcao tövbe estağfurullah bir top oynamasa kazanılan ilk maçları da kazanamayacakmışız belli ki. ne diyelim hocaya, helal olsun hocam eline sağlık mı diyelim. geçen seneyi zaten elleriyle verdi, bu seneyi de mi versin? galatasaray’ın hedefi şampiyonluktur, şampiyonluk gelmezse netice başarısızlıktır. lamı cimi yok.

    bir, bilemedin iki tane tesirli futbolcusu olan rangers’a top oynayamıyoruz. fener bir ozan dikiyor taylan’ın başına, gustavo’yla arkayı süpürüyor bitiyorsun. b planın yok. hocanın emekliliği geldi de geçiyor da, bunu söyleyince saçma sapan insanlar tarafından düşman ilan ediliyorsun.
  • 151
    en büyük düşmanları kendisini tek adamlaştırıp, kaf dağlarının tepesine koyup tartışılmaz kılanlardır. bu memlekette kuran-ı kerim bile farklı yorumlanıp, peygamberler bile eleştirilip bir din içinden 2000 tane farklı mezhep çıkarılmış, millet oturmuş fatih terim'in eleştirilmesini yasak kılıyor.

    selçuk inan'ın hazırlık maçları, akhisar süper kupa ve fiorentina maçlarındaki performansından sonra bugün 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçında neden hala ilk 11de olup 90 dakika oyunda kaldığını sorgulatmayanlar fatih terim'e ve galatasaray'a en büyük zararı veriyor. en çok biz sorgulayacağız, sesimizi çıkaracağız ki kendi derdimizi yine kendimiz en hızlı şekilde çözelim. yoksa bedavaya puanlar saçıp ikinci yarı yırtına yırtına tüm dünyayı karşına alarak şampiyon olmanın ne hocaya ne de galatasaray'a ekstra bir faydası yok. hayırlı mağlubiyet dediğin de tam olarak budur zaten. denemenden bir ders çıkarasın ki sonu hayırlı olsun. sen hiç bir şeyi eleştirmezsen, hiç bir şeyi sorgulamazsan, aynı şeyleri tekrar tekrar deneyip farklı sonuç beklersen bunun adı hayırlı mağlubiyet değil, albert einstein'ın dediği gibi aptallık olur.

    akhisar ve fiorentina maçlarından sonra eleştirilere göz yumulması yüzünden, susun susun kimse konuşmasın denilmesi yüzünden kaybedildi zaten 3 puan. bırakın artık bu her konuşan düşman muhabbetini. kimse kimsenin düşmanı değil ortak gayemiz galatasaray'ın başarısı.
  • 295
    her yaptigi doğru olmayan fatih hoca'yı eleştirmek düşmanlik degil, olaylara ve kisilere elestirel yaklasmaktır. aynı şey yönetim için de diğer tüm alanlar ve branşlar için de geçerli. her insan gibi onlarca hatası olan, hisleri, duygulari, egolari olan bir bireydir. kutsal bir savaşın da kumandanı değil, zevkli bir oyun olan futboldaki tuttuğumuz takımımızın efsanevi ismidir.
    eleştirilebilir ama hakaret edilemez bir isimdir her birey gibi. burada durduk yerde fatih hoca mağduriyeti kasanlar daha avuç yalamaya devam edebilirler. mağdurluk bir durum yok. ne mutlu bize ki takimin başında olmaya, işinde gücünde kalmaya sağlığı el verdiğince devam edecektir. bizler ise hatalı olduğunu düşündüğümuzde de, mükemmel olduğunu düşündüğümuzde de yazmaya devam edecegiz.
  • 405
    herhangi bir fikre karşı terimist ya da terim düşmanlığı denmesini doğru bulmuyorum. kendine galatasaraylıyım diyen biri ki ben öyle diyorum, ne olursa olsun galatasaray'ın lehine ve faydasına olacak şeyler ister. o yüzden fatih terim'in son süreçte faydalı olmadığını ve takımdan ayrılması gerektiğini düşünüyordum lakin galatasaray tarihinde çok mühim başarılar elde etmiş birine de düşmanlık duymam, sadece eleştiririm.
  • 222
    diğer takım taraftarlarında, federasyonda ve futbol-siyaset ortaklığında var olsa da galatasaray içerisindeki kısmı ziyadesiyle abartılan olgu.

    eylül 2013'ü hiç unutmamış, dördüncü fatih terim döneminde hiçbir galibiyete sevinmemiş, şampiyonluğu kutlamamış, transferlere heycanlanmamış, hatta takımı izlemeyi bırakmış insanlar haricinde herhangi bir galatasaray taraftarına bir sıfat olarak yakıştırılması abartıdır. bu istatistiğin dışında kalan kesimleri kesinlikle tenzih etmek gerekir.

    var olan ve karıştırılan nedir, fatih terim'e sıradan bir futbolcu ya da teknik direktör muamelesi yapılmasıdır. hiçbir boku beğenmeme tatminsizliğinin fatih terim'e sıradan biri muamelesi yapılmasıyla sentezidir.

    türk futbol izleyicisi hayattaki herşeyin hıncını futboldan,futbolculardan, teknik adamlardan çıkarma gayretinde olan insandır. özellikle ecnebilerin "türkler futbolu çok seviyor" tespitinin altında yatan gerçek sebep de bu kendine bir galibiyet yaratma gayretinin tezahürüdür. türk insanının hayatı baskılarla, zorluklarla, hayal kırıklıklarıyla geçer. türk insanı hayatı hem kendine hem etrafındakilere cehennem etme konusunda master seviyededir. futbol hem bu alışkanlığın, hem de bu alışkanlığın dışardan gelen etkilerini nötrleme gayretinin yegane kullanım yeridir.

    avrupa yakası'ndaki gaffur tiplemesi gibi maçın 3. saniyesinde küfüre başlayanından tut en ağdalı cümlelerle konuşanına kadar tüm türk futbol izleyicisi özünde aynı ilkel adamdır. önyargıların, takıntıların ve gereksiz bir öfke patlamasının esiridir. yeri geldi mi babasını bile tanımaz, efsane nedir ki? kimisi galiz küfürlerle bunu yapar, kimisi bilmemne tarihindeki maçın istatistiklerini alakalı alakasız patlatarak. kimisi "doksan dakika bir tane top ileriye atılmaz mı a.. k... yerinde" diye böğürür, kimisi "yan pas yapmaktan canımız çıktı" der. kimisi "şu s... herifi oyuncu değişikliği yapmayı bir türlü öğrenemedi" der, kimisi çıkar son 3 sezondaki 102 maçta şu kadar oyuncu değişikliği sonrası şu kadar gol yemişiz der.

    bu örnekler sonsuza doğru gider ama değişmez, altındaki güdü aynıdır. türk futbol izleyicisi ilkel bir insan formudur. bu konudaki yanılgıların bir kısmını bu farklılıkların yarattığı ilüzyon meydana getirmektedir.

    işin özü 2019-2020 sezonu aralık ayı itibarı ile galatasaray'ın durumu taraftarda "hocayı kovalım da fatih terim gelsin takımı toparlasın" refleksi doğuracak şekildedir. geçmiş 20 yılda bu tarz dar boğazlardan her seferinde taraftar çıkış yolu olarak buna sarılmış ve her seferinde de işe yaramıştır. alışılmamış olan ve algılama problemi yaratan tek fark bu sefer takımın başındaki hocanın halihazırda fatih terim olmasıdır.

    yaşanan kavga gürültünün önemli bir kısmı işte bu refleksi gösterenler ile "lan zaten takımın başında fatih terim var" diyenler arasında yaşanan sidik yarışıdır.

    son 20 yıla baktığın zaman ne galatasaray futbolu ve galatasaray camiası bu tarz buhranlara karşı "fatih hoca gelsin toparlasın" dışında bir çözümü ne teoride ne pratikte ortaya koyabilmiştir. takımda işlerin yolunda gitmediğini gören kesimlerin istifa söylemleri kabul edilebilir olmasa bile bu sebepten anlaşılabilirdir. bu noktada fatih terim'in ne olursa olsun takımın başında kalmasını istemek de bir adım sonrasının hiçbir ezberde olmamasını bilmenin getirdiği bir reflekstir aslında ve o da aynı oranda anlaşılabilirdir.

    bugün sözlükte, internette hatta günlük hayatta "fatih terim düşmanı" diye yaftalanan galatasaray taraftarının durumu, yazının başındaki sözünün ve nefretinin eri olan iradeli azınlık hariç, aşağı yukarı budur işte.

    fatih terim istifa etsin demek düşmanlık değil.

    fatih terim'e sövmek de doğrudan düşmanlık olmayabilir. bu taraftarın tarihte hiç sövmediği bir tek ali sami yen var sanırım. metin oktay'a bile takım kötü gidip ultraslan "taçsız kral metin oktay tek aşkıydı galatasaray" bestesi girdiğinde sanki adamcağızın suçu varmış gibi sövenler olmuştur. bu ülkede aileler sabah işe/okula gidip akşam eve tek parça ve eksiksiz dönebildiği için şükreder hale geldi. fatih terim'e mi sövmeyecek hem?

    gerisindeki tüm kargaşa dediğim gibi yanılsamalar. düz hakaret edeni ya da siktir çeken adamla atıyorum bilmemkaç maçın falanca dakikaları arasındaki istatistikleri konuyla alakalı alakasız ortaya seren adamların aslında aynı eylemi yapmaya çalıştığını fark edemememizden ibaret.

    bir de sidik yarıştırma sevdamızdan. her koşulda bir şekilde kavga etme, birilerini ezip üste çıkabilme isteğimizden. "ben demiştim" diyebilme konusundaki bitmez arzumuzdan. sırf birileri bir yönde kamuoyu oluşturdu diye karşısında durmaya hayati önem yükleme aşkımızdan...

    galatasaray taraftarı olmayan kesimlerin düşmanlığı ise bu dünyadaki en haklı düşmanlıklardan biri.

    ben galatasaray taraftarı olmasam ben de fatih terim düşmanı olurdum, teorik olarak düşmanlığa karşı bir insan olmama rağmen...
  • 243
    galatasaray sözlükte fatih terim'i eleştiren hemen herkese yapıştırılan yafta. şampiyonlar liginde 6 maçta 9 şut atmışız. evet rakamla 9 yazıyla dokuz. tam altı maçta. maç başı 1,5 şut yapıyor. galatasaray'ın 25 yılı aşkın cl geçmişinde daha kötü istatistik varsa yazın da bilelim. yahu ben utanıyorum bu istatistikten. lig başlayalı 14 hafta geçmiş. bir tane eze eze kazandığımız maç yok. türkiye kupasında ikinci lig takımı tuzlaspor'a 2-0 yenildik. adamlar 10 kişiyle 2.golü attılar bize. takımın teknik direktörü süper ligde erzurum bb ile bir sezon geçirip başarılı olmuş 24 yaşındaki taylan'a 16 yaşında çocuk muamelesi yapıyor, bu ortamda onu sahaya süremezdim diyor. takımda forma adaleti yok. her maç bahane dinliyoruz. bu şartlarda hocayı eleştirmeyeceksek ne zaman eleştireceğiz? ben önce galatasaraylı sonra terim hayranıyım. terim'e olan sevgim galatasaray'dan dolayıdır. takımıma zarar veriyorsa eleştiririm. siz buna düşmanlık diyecekseniz demeye devam edin.
  • 414
    normalde kimse sizi ve çöpten hallice fikirlerinizi ciddiye almıyor mu? işinizde başarısızsınız ve reklama mı ihtiyacınız var? kaybettiğiniz ününüzü özlediniz ve bir kaç saatliğine tekrar hatırlamak mı istiyorsunuz? işte size fırsat fatih terim hakkında hadsizce ve düşmanca demeç veriyor ya da tweet atıyorsunuz akabinde tüm sorunlarınız çözülüyor.

    bu düşmanlık birbiriyle alakası bile olmayan, twitch yayıncısı asosyal bir bireyle eski gol kralı tanju’yu aynı kümede kesiştirecek kadar büyük bir düşmanlıktır.
  • 160
    fatih terim'in en büyük düşmanları onu her eleştirene karşı gözü kapalı savunmaya çalışan güruhtur. hoca galatasaray tarihinin yaşayan en büyük efsanesi, kimsenin kolay kolay getiremeyeceği şampiyonluklar getirdi, hakkını ödememizin mümkünatı yok. zaten bunları tartışan da yok. ama 2 senedir futbol olarak gram ileriye götüremediği, izlerken çoğunlukla keyif vermeyen ve iyi antrene edilmediği bariz olan bir takım var ortada. zaten o yüzden avrupa'da avcumuzu yalayıp, ligde deplasmanlarda sürünüyoruz. hocayı bunun için eleştirmezsek avrupa'da avcumuzu yalamaya, haftasonu heyecanla başına oturduğumuz maçları izlerken kanser olmaya devam edeceğiz.
  • 266
    eleştirenlere kimsenin bir şey demediği bir ortamdayız. hatta inanmazsınız, fatih terim'i çok seviyorum hep savunuyorum da, yanlış olunca (mesela arda konusu) ben de eleştirebiliyorum. valla lan.

    ama mesela, az önce adam fatih terim için "hadsiz", "bi düş yakamızdan be adam" falan yazdı. ben de entry üzerinden dedim ki arda konusunda haksız, ama yavaş.

    sonra arkadaş bana özelden "çakma imparatorunuz, maganda, sevmiyorum saygı da duymuyorum, siktirsin gitsin" falan yazdı. şu an pilot kendisi.

    düşmanlık dediğimiz bunlar arkadaşlar. bu yazılanlar eleştiri değil. eleştirenlere düşman demiyoruz ki zaten galatasaray'la ilgili bize yansıtılan kadar + düşündüklerimiz bir araya geldiğinde çoğu zaman aynı yönde düşünüyoruz.

    ama adamın memleketi, tavrı, karakteri üzerinden maganda, içten pazarlıklı falan yazdığınızda eleştirmiş olmuyorsunuz, e sevenleri de bi zahmet buna karşı argüman geliştiriyor.
  • 163
    ben de hiçbir zaman var olmamış nefrettir. benim gibi çok az galatasaraylı var sanırım hoca'dan hiçbir zaman nefret etmeyen veya ona hiçbir zaman kızmayan, kızamayan. gelecek ne getirir bilinmez ama ben hocadan hiçbir zaman nefret etmeyeceğim.

    sözlük ben 20 yaşında 21'inden giden bir galatasaraylıyım. ortaokula giderken 36 puan fark yediğimiz sene okulda madara olurdum. yahu derdim ben doğduktan sonra niye her şey ters gider. eski maçları izlerdim hep ama abim ulan sen kacirdin ne günlerdi be falan diyip hep bir moral bozma çabaları içinde sınır ederdi beni. 2006 ve 2008 şampiyonluklarını hatırlıyorum. birinde 7 birinde 9 yaşındayım. futbola kafam çocukken de basardı en azından 10 yaşında cm oynayan bir çocuktum ama bu yaşlarda yaşanan şampiyonluklar böyle ulan ne günlerdi dedirtmiyor. çünkü tam anlamıyla hissedemiyorsun durumu.

    berbat bir dönemden geçerken 2011 yazında takımın başına fatih terim geldi. milli takımdan tanıyoruz tabii ama bu gözler onu hiç canlı canlı kulübede görmemiş. bir heyecan sardı içimi benim ama nasıl yani anlatamam. abime dedim fatih terim geldi ne olacak, verdiği cevap aynen şuydu: "şimdi her şey çok güzel olacak.". ilk doyasıya şampiyonluğumu yaşattı bana hoca hem de ne şampiyonluk kadıköy'de... evden bir çıktık doğru florya'ya. o meşhur florya'da çekilen kalabalığın fotoğrafını görünce hala duygulanıyorum çünkü diyorum ya ilk defa bir şampiyonluk böyle hissettiriyor.

    2012-2013 sezonu artık şampiyonlar ligi var sırada. cl'de deli gibi de top oynuyorduk aslında ama ilk 2 maçı kontra'dan yediğimiz gollerle kaybettik resmen. manchester'a kök söktürdük ama olmadı. braga evimizde 2 tane attı ama iyi oynuyoruz kızamıyorsun da. tabi hocayı da 1 senedir tanıyorum daha nerden bilelim adam zor seviyor. son 4 maçta 10 puan aldık çıktık gruptan. bu arada manchester maçına götürdü abim beni bir kombine ile geçtik. 13 yaşındayım ama çocuk gibi giyinip dizlerimi kırıyorum polisler laf etmesin diye. allah herkese böyle abi nasip etsin manchester maçı unutulmaz bir maçtı ama en unutulmazına sıra gelecek.

    schalke geldi son 16'da biraz zora soksak da deplasmanda bitirdik işi yine. dedik ya adam zor seviyor abi*. ilk defa adam gibi şampiyonlar liginde izliyorum galatasaray'ı diyorum ki oh be ben de görüyorum avrupa'da başarı, artık benim de ulan ne maçtı ve avrupa'yı dize getirdik diyebileceğim çocuklarıma anlatabileceğim anılarım var.

    çeyrek final'e çıkmışız takımda drogba, sneijder var diyorum ki bu adam nasıl bir hoca 1.5 senede dünya devi yaptı takımı. galatasaray budur diyor ve galatasaraylı gibi hissettiriyordu bana.

    çeyrek finalde rakip real madrid tabii. deplasmanda madrid'te 3 tane atıyorlar bize. ama yine kötü oynamıyoruz aslında biraz kalite farkı ortaya çıkıyor, hakem ilk yarı penaltımızı vermiyor vs. yine de yeniliyoruz ama gurur duyuyoruz hocanın söz verdiği gibi.

    2. maç için real madrid için istanbul'a geliyor abim de alıp götürüyor beni maça. stadta hiç görmediğim kadar iyi bir atmosfer vardı. tüyler diken diken oluyor. ingiliz gibi hissediyordum sanki. ya biz artık hep buralardayız başta hoca varken diyorsun. ronaldo geliyor canlı canlı izliyorsun ama önemsemiyorsun sende de drogba var abi yıldız futbolcu görmemişiz sanki*.

    maç başlıyor erken bir gol yiyoruz ofsayt falan bekliyoruz ama nafile. taraftar kendini bırakmıyor, desteğe devam ediyoruz. diyoruz bari yenelim ya çünkü ilk golü de yiyince tura inanan fazla yoktu. ilk yarı bitiyor adamlar iyi abi konuşmaları geçiyor aramızda. ikinci yarı eboue atıyor bir tane durum 1-1 herkes dakikaya bakıyor ulan 4 tane daha atılır mı aq madrid'e surat ifadesiyle. öyle bir oynuyoruz ki ikinci yarı belli ama atacağız. top nerede bizim takım orada. çok da koşmuyor gibiyiz böyle kaybettiğimiz top direk bizde kalıyor ama. iyi yayılıyoruz sahaya her yerdeyiz, sağ-sol-orta her yeri kullanıyoruz. derken önce sneijder sonra da drogba yazıyor peş peşe. herkes birbirine bakıyor yoksa mı lan diye. o yaşanan turu geçer miyiz heyecanı bile yetti aslında bize. son dakikalarda ağlaya ağlaya bir elde peçete burun siliyoruz diğer el havada ölüm varmış korku varmış söylüyoruz. maç bitti beste devam ediyor hala biz de bekliyoruz. yarım saat çıkmadık stad'tan hoca gelsin, topçular gelsin bağrımıza basalım diye.

    gerçekten öyle şeyler yaşattı ki bu adam uğruna ölmeye değer. bana galatasaraylılığı, galatasaray'ın nasıl olması gerektiğini öğretti.

    bir sonraki sene malum kovduk hocamızı. bana yaşattıklarından dolayı bir umut hep bekledim. buluşuruz bir gün elbet dedim. sonunda da kavuştuk.

    anlattıklarımdan dolayı ben hiçbir zaman anlayamayacağım bu nefreti. belki çok vefalıyım, belki ben abartıyorum ama beni gerçekten galatasaraylı yapan, sevinçten ağlatan, hiç hissetmediğim hisleri hissettiren bir adamdan nasıl nefret edebilirim ki?

    edit: imla
  • 232
    nzonzi'yi kadro dışı bıraktığı için değil, bütün taraftarın anasına bacısına söven belhanda savunulup "onu yuhalayanlar taraftar değil seyirci" denirken ve inatla oynatılırken nzonzi'nin kötü gidişatı eleştirmesi nedeniyle hemen kadro dışı bırakılmasıyla hortlayan durumdur.

    hortlar da, kusura bakmayın. düşmana bu kadar koz verirsen hortlar.
  • 131
    bu durumun çok saçma ve anlamsızca olduğu söylendiğinde cevaben, "neden fatih terim eleştirilemez mi?" deniliyor. mesele hocanın eleştirilemezliği değil. sözlükteki 3-5 arkadaşın hoca takımın başına geçtiği günden beri, en ufak aksilikte onu yerin dibine sokması. her kötü sonuçta sözlük bir anda velveleye veriliyor: "öldük, bittik, mahvolduk! sebebi fatih terim!" denilip kendisine saldırılıyor. bunun altında bence tek bir sebep var: kompleks. adamın başarıları içten içe kendi camiasındakilerden bazılarını bile rahatsız ediyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın