• 356
    fazla değil 5-10 tane yazar var. ve hep aynı yazarlar. bu kişiler sözlüğe normal zamanda girmez. bilgi içerikli yazı yazmaz, maç künyesi doldurmaz. kısacası sözlüğe katkı vermez. sadece maç günleri gelip burada negatif şeyler yazarlar. üslubuyla eleştirenlere lafım yok ama işi düşmanlık boyutuna getirenleri anlamıyorum. hatta sözlükteki sessiz çoğunluğun da kendilerinden son derece rahatsız olduklarına eminim.
  • 346
    bir ortadoğu ülkesinde yaşadığında, yolunda gitmeyene eleştiri getirmek, bir şeyleri sorgulamak 'düşmanlık' olarak algılanır. bizi yönetenlerce 20 yıldır bunu tecrübe ettik zaten. oysa senden beklenen biat etmek, elindekiyle yetinmek, maddi ve manevi seni sömürenlere koşulsuz şak şak yapmak 'padişahım sen çok yaşa' demek.

    birileri 'eskiden tüp kuyruklarında beklerdik' der, bunlar da 'gelenden gidenden dörtlük olurduk...' kafalar hep aynı...

    coğrafya kaderdir!
  • 140
    galatasaray'da azınlık olan bir gurup taraftarın gönlünde yatan gizli düşmanlıktır. galatasaray her tökezlediğinde bunlar ortaya çıkar, kinlerini kusmaya başlarlar. daha sonra hoca başarılı oldukça geri çekilir yeniden çıkacakları günü beklerler.

    bugüne kadar doğrusuyla, yanlışıyla hep hocamın arkasında olmuş bir taraftar olarak gönlüm çok rahat. iyi ki varsın imparator.
  • 245
    fatih terim'e toz dahi konduramayan tayfanın insanları yaftalama çabasından başka bir şey değildir.

    öyle bir algı yaratılıyor ki hoca sanki 3 hafta önce göreve başladı da, sabırsız taraftar istifa istifa diye bağırıyor.

    öyle bir algı yaratılıyor ki sanki taraftar real madrid, psg mağlubiyetlerinden dolayı hocaya kızıyor.

    öyle bir algı yaratılıyor ki sanki hoca eline zorla verilen kadroyla top oynamaya çalışıyor, yönetim transfer yapıyor.

    öyle bir algı yaratılıyor ki sanki tüm dünya galatasaray'a cephe almış da, taraftar bu ortamda birlik olup hocaya sahip çıkmak zorunda.

    şu sözlük'te hocayı belki de en çok eleştiren adamlardan biriyim; eleştiririm çünkü yukarıdaki gibi algı oyunlarına tahammülüm yok.

    yahu kör göze parmak diye bir deyiş var.
    kimsenin yukarıdaki sebeplerden ötürü hocaya tavır aldığı, hele hele imparator payesini verdiğimiz bir nevi babamız kabul ettiğimiz adama düşmanlık güttüğü falan yok.
    bunlar sizin hezeyanlarınız.

    3 senedir takımın başında olan hoca.
    transferleri yapan hoca.
    kadroyu kuran hoca.
    yanına yardımcı almayan hoca.
    avrupa'da dibi gösteren hoca.
    başarısızlık için rapor vermeyen hoca.

    ee, geçmiş başarıları için geleceği çöpe atmasına göz mü yumalım?
    kötü ligimizde, rakipsizlikten ötürü ve üstüne üstlük berbat futbol oynayarak şampiyon olmak hocayı başarılı mı yapıyor?

    ligin en iyi kadrosu sende, rakiplerin parasızlıktan doğru dürüst kadro kuramamış; sahaya sadece o sarı kırmızı formayı koysan zaten %50 şampiyonluk ihtimalin var.

    beğenmediğimiz hamza hamzaoğlu bile 3 kupa kazandırdı takıma.

    hocamın kredisi çok büyük ve bunu da 3 yıldır kullanıyor zaten.
    geleceğe dair en ufak bir ışık verse eyvallah ama verdiği demeçlerle, çıkardığı kadrolarla, kendisiyle çelişen vaatleriyle böyle olmadığını gördük işte.

    bunları düşünmek bazılarına göre fatih terim düşmanlığı olsa da işin aslı düşmanlık değil, galatasaray sevgisidir.

    takım böyle devam ettiği sürece bir taraftar olarak gerekirse her gün aynı şeyleri yazarım, eleştiririm.
    bu benim en doğal hakkım.
  • 246
    fatih terim düşmanlığı diyorsunuz da sanki hocanın hatalarını ve eksikliğini söyleyenlerin cebine para koyuyorlar. siz ne derseniz deyin fatih hoca asla 1996-2000 dönemindeki futbolu oynatamayacak, boşa bekliyoruz, boşa bekliyorsunuz. çünkü geleceğin genç ve dinamik takımını yaratmakla değil, hala yaşlı ama günü kurtarmaya yönelik kadrolar kuracak. o dönemki gibi gümbür gümbür önde basan, pres yapan, agresif galatasaray'ı fatih hoca ile bir daha izleyemeyeceğiz maalesef bu gerçek. haa hoca ile bu vasat futbola tahammül ederiz diyorsanız ayrı konu ama kusura bakmayın bu mevcut vasat futbola ben tahammül edemem. bu yüzden mi düşman oluyoruz?
  • 268
    gerçekten gına geldi, fatih terim' i eleştirince, hatalarını, yanlışlıklarını ve kibrini dile getirince yaftalayan tiplerden.
    bir vatandaş vardı türkiye' deki siyasi durum için " ne yapak, toplanak allah mı diyek " demişti aynı hesap.
    ben galatasaraylıyım arkadaşım, fatih terim sonra gelir galatasaray' dan. he varsa eğer fatih terim hakkındaki eleştirilere mantıklı, tutarlı ve rasyonel cevaplar, paylaşalım fikir alış verişinde bulunalım o ayrı ama her seferinde bize kupalar aldırdı, kupalar aldırdı.
    arkadaşlar, fatih terim' i kimse hayır o kupaları aldırmadı bunlar hep ameriganın oyunu diye eleştirmiyor ki. yöneltilen eleştirilere uygun cevaplar veriniz.
  • 271
    yahu neden karsi düsünceli insanlari "düsman", "hain" gibi laflarla siniflandiriyorsunuz?

    ne hakkiniz var sizin gibi düsünmeyenleri "düsman", "hain" gibi kaliplara sokmaya?

    terimi canim gibi severim, bu yaz kampinda hotele camdan girip imzasini almis, "benim en büyük kahramanim sizsiniz" demis adamim.

    ama yanlis yaptiginda da bunu söylemek en dogal hakkim. *

    ben miyim terim düsmani yoksa taraflari kutuplastirarak asil düsman siz misiniz?
  • 321
    ortada “düşmanlık” falan yok. 90’lar çocuğuyuz. kendisi bir jenerasyonun idolü, süper kahraman figürüdür. kendisine sevgi ve saygımız sonsuz ve hep baki kalacak.
    öte yandan daha maç başlamadan evvel, kadrolar açıklandığında “ah ya acaba babel yerine emre solda, etobo ortada taylan’ın yanında oynasa daha mı verimli olunurdu” diye yazdığımızda düşman oluyorsak vay halimize.
    terim eleştirilebilir ve eleştirilmelidir. eleştiri yapana düşman diyenler asıl galatasaray’a düşmanlık yapıyorlar.
    rangers’a twitter hesabından komikli kedi görseli paylaştıracak kadar kötü futbol oynatan her kimse, isminden ve niceliklerinden bağımsız olarak elbette eleştirilecektir. bunu yapamayacaksak ve 35 yıldır bu takımı gerektiği yerde ağır eleştiri yaparak desteklemeye devam eden taraftar, düşman olarak adlandırılacaksak işimiz iş.
  • 158
    19/20 sezonunda en büyük fatih terim düşmanlığını yaptığı yanlışların eleştirilmesini engellemeye çalışanlar yapıyor. tamam fatih terim eleştirilmesin. peki rakipler bize acıyacak mı? yoksa onlar da 2'şer 3'er atınca fatih terim düşmanlığı mı yapıyor?

    fatih terim yanlışlarda ısrar ediyor. bunu 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı özelinde söylemiyorum. aslında iyi başlamıstık maça. rakibe yakın oynuyor ve çok pozisyon buluyorduk. şanssız bir maç oldu ve kaybettik.

    ama;

    1) selçuk artık kupa maçlarında bile oynamaz.
    2) seri 8 numara oynar, bu adam 6 numara değil.
    3) geçtiğimiz 2 sezon fernando'yu 8 numara oynatmak pahasına 6 numara oynattığı donk yerinde oynamalı.

    fatih terim net biçimde orta saha kurgusunu yanlış yapıyor. bu yanlışa da dikkat çekmek gerek. susarak olmaz. nitekim önümüzdeki haftalar nzonzi'nin takımakatılmasıyla seri'yi defansın önünde oynatma ısrarı bitecek ve takım çok daha iyi görünecektir. fakat fatih terim tarih boyunca ne zaman egosunu aklın önüne koyduysa işleri ters gitmiştir. açıkçası benim eleştirim fatih terim'e teknik direktörlük öğretmekten çok egosunu dizginlemesi yönünde. bunu yaparsa galatasaray kazanır, galatasaraylılar sevinir, fatih terim de başarılarına bir yenisini ekler.

    ama şunu da moderatör olarak söylemeliyim. burası galatasaray sözlük. fatih terim, selçuk inan, belhanda, diagne, mariano, ahmet çalık, ali sami yen, metin oktay.... herkes eleştirilir. ama saygısızlık yapmak kabul edilemez. dün, bu gün ceza yiyen, uçan arkadaşlar oldu. bu arkadaşların ortak özellikleri eleştirmeyi nefret kusmakla karıştırmaları oldu. bu küçük uyarıyı da ekliyim istedim.
  • 283
    sözlük ortamında mustafa cengiz düşmanlığının yanında devede kulak kalandır. elemanın biri çıkmış “mustafa cengiz yönetimi, 2019-20 ara transfer döneminde cengiz yönetimi sınıfta kaldı” demiş. saracchi, sekidika, onyekuru, babel, emre mor vs vs hareketleri olmadı çünkü. terim’in istediği arda transferi olmadığı için organize işler peşindekilerin yeni mağduriyetidir.
    terim bir insan evladıdır ve benim gibi senin gibi hatalar yapabilir. hatalarını eleştirir geçeriz, kimseye de hesap vermeyiz. bize düşman diyenin de alnını karışlarım. 35 yıldır bu takımla yatıp kalkıyorum, bu kadar saçmalanan bir sürece denk gelmemiştim.
  • 309
    kendisini olumsuz elestirmenin düşmanlık olarak adlandirilmasina sahit oluyoruz ozellikle 4. galatasaray doneminde.

    elestiri yalniz olumsuz olarak yapilmaz. olumlu ya da yapici elestiri denen bir olgu da vardir. gordugum kadariyla cokca bu atlaniyor. fatih terim ile taraftar arasindaki en onemli ortak payda galatasaray'in basarisidir.

    peki, 2 yildir israrla oyuncu grubuna uygun olmamasina ragmen belli bir sistemi denemeye calismasini elestirmek ne kadar mantiksiz olabilir ki? ya da dusmanlik olarak adlandiracak kadar mi mankurtlastik?

    kafasindaki istediği oyunu oynatmak tamamen ona kalmıştır. bunu yargilamak bir yere kadar bize dusmez. ancak, israrla olmadigini bile bile devam etmesini eleştirmek kadar dogal bir durum olamaz.

    peki bu sorun nasil asilir? oncelikle oyuncu grubunu degistirerek, ancak malum sebeplerden dolayi bunu degistiremiyorsa, yapmasi gereken kafasindaki sisteme uygun bir kadro olusturana kadar gruba uygun bir sisteme evrilecek bir oyun ortaya koyabilir.

    cogumuz burada, hatta kendisine dusmanlik yapildigini dusunenler de dahil olmak uzere, oynanan oyundan memnun degil.

    pas-pas-pas-pas-dondur çevir-pas-pas-pas-pas-dondur-hop disari/hop kontratak ye.

    bunu kim ister? bu sıkıcı ve meyve alinamayan anlayisi degistirmesini istemek mi dusmanliktir?

    sozlukte cogunlukla akli basinda, genel gecer dogrulari yazan yazar sayisi gayet yeterli. ama kafasinda kendi kurdugu dunyada yegane dogrulari oldugunu dusunen bir avuc insan dedi diye de onu elestirenler dusman olamaz. olmamali da zaten.

    biz istemez miyiz yine avrupa'da basaridan basariya kosarken, kazanilan bir mac sonucu yanindakilere tekme tokat girissin sevincten.

    biz istemez miyiz, basarili bir maceradan sonra kameralarin karsisinda demec verirken heyecandan eli ayagina dolassin, ne diyeceğini bilemesin.

    o sebeple her elestiriyi dusmanlik olarak tanimlamanin tamamen kotu niyetten kaynakli oldugunu dusunuyorum. bazi insanlarin icindeki nefreti baska taraflara kanalize etmelerini oneriyorum. mesela kum torbasi falan alabilirler. rahatlamak anlaminda. hayat telasi hepimizin sacma sapan cikislari olabiliyor. onemli olan bu cikislari yaparken en azindan etrafimizdakileri ya da ortak paydada bulustugumuz insanlari tohmet altinda birakacak soylemlerden kacinalim.
  • 244
    galatasaray’ın başındaki “4.döneminde” yeni nesilin en büyük sorununu ortaya koyan teknik direktörümüz... “hayallere giden yolda ödenecek bazı bedeller vardır” düsturunu anlamayan bir kitle var. yalnızca isteyen...

    kendisini “hoca her zaman haklı çıkıyor” mantığıyla desteklemek ne kadar yanlışsa “çağın gerisinde kalmış” diyerek eleştirmek de aynı oranda yanlıştır. hataları vardır. linnes, kadro tercihleri v.s... ancak kendisi galatasaray’ın başına geçtiğinde yaşanan bu ffp kıskacı ve kilitli kadro planlaması çerçevesinde kendisinin kariyerine “yakın” herhangi bir hocayı takımın başına geçirmeye ikna edemezdiniz. (u: fatih terim’in de ihtiyacı vardı diyenler çıkacaktır ancak o ayrı bir konu. belki vardır. lakin sonuç olarak önermeyi haksız çıkarmayan bir durum...)
    bu durum yaptığı hataları haklı çıkarmaz ancak yaşadığı zor süreci anlayabileceğimiz bir donedir. biraz sakin olmamız lazım a dostlar. biraz daha mantıklı bakmak, hayallerle gerçekleri kıyaslamamak lazım. bırakın ajax’ı veya salzburg’u, club brugge’la bile kıyaslanabilecek bir konjonktürde değil galatasaray. hatta başakşehir’le bile değil.

    fenerbahçe, trabzonspor ve beşiktaş’la kıyaslanabilir ancak...

    bakın örnek almak başka, hayal etmek başka, hayale ulaşmak için çabalamak başka ancak sancısız dönüşüm düşünülemez. şu an dönüşüyoruz, dönüşürken yaşanması gereken sancının tam içerisindeyiz. bu süreçte ince görülmesi gereken 1-2 radikal karar vardı. fatih terim başka tercihler yaptı*. o kararların tersi yapılsa belki durum yine değişmeyecekti ancak bence tersi yapılmalıydı. ama neticede bu tercihlerle durum kötüye gitti. olay sadeleştirince bu kadar açık ve basit. kendimizi üst seviyelerle kıyaslayarak eleştirmek en basit tanımıyla haksızlık ve elmayla armutu kıyaslamak gibi...

    fatih terim’in açıklamalarına anlam yüklemek de yanlış. maç sonu açıklamaları tamamen oyuncuları kazanmaya yönelik. lakin öyle bir çağda yaşıyoruz ki futbolcu karakteri anlamında bir chelsea efsanesi olarak görünen mourinho’yu chelsea’den, leicester city’i şampiyon yapan ve adı sanı duyulmamış oyunculara sükse yaptıran claduio ranieri’yi takımından kovdurabiliyor, ülkenin en önemli figürü fatih terim’i hem de bir avrupa şampiyonasında kendi vitrinlerini baltalama pahasına satabiliyor*. o da mümkün olduğunca kazanmaya çalışıyor. bir bilgisayar oyunu olan fm’de bile mutsuz oyuncularla bir adım bile atamazsınız.

    tekrar ediyorum. hoca bu dönem kötü. hoca bu dönemi yönetemedi. bu mutsuzlukta onun da payı yok değil. ancak eleştirilirken ele alınan doneler havada kalıyor. diğer takımlardan örnek verirken ya da “şunu nasıl yapmazsın” diyeceğimiz temelde 2 şey var: 1. martin linnes(u: ki sene başında whatsapp grubumuzda daha açıklanmadan “çok üzgünüm ama ben olsam linnes’i kadro dışı bırakırdım diye ben de dedim)
    2.selçuk inan’ın kısıtlı cl kadrosuna kayıt edilmesi.

    hoca belli ki kendi söylediğinin aksine cisimlere değil isimlere takıldı. lakin seri’nin performansı, belhanda’nın performansı, n’zonzi’nin performansı, babel’in performansı, mariano’nun performansı ve en garibi nagatomo’nun performansı... bunları “sadece ve sadece” hocaya bağlamak ve iş bilmezlikle suçlamak kolaycılık ve kelle avcılığıdır.
  • 128
    daha lig başlamadan, bir hazırlık maçı yenilgisiyle ortaya çıktılar, tamam bizde farkındayız takım pek iyi oynamıyor, ama bir ton eksiği var bu takımın kadro olarak! hele durun bir lig başlasın gerekirse bizde eleştiririz hocayı, lakin ben burdaki çoğu kişinin eleştirileri altındaki düşmanlığı çok net sezinleyebiliyorum, eleştiriden çok sinsi sinsi kin kusuyorlar.
  • 155
    celal şengör bir konuşmasında “ben elitizmi destekliyorum. çoğunluk sıradan insanlardır. sizi bir yere götürmez.” demişti. 30 milyonluk camiayız. 30 milyon aklı selim taraftar beklemek çok büyük hayalperestlik.

    galatasaray taraftarı hani yıldızlar gibiydi? kötü ve karanlık zamanlarda ortaya çıkardı. büyük takım taraftarı refleksimiz vardı. olmayacağını anlayınca dursun başkanı yollamak için her şeyi yapmadık mı? hamza hoca 3 kupa kazanmasına rağmen bu taraftar biat etmeyip, hoca bu böyle olmaz demedik mi!

    fatih terim yaşayan efsanemiz. kimsenin hakaret etmeye hakkı yok ama hocada eleştirilebilir birisi. insanoğlu nihayetinde hatada yapabilir. önemli olan doğruyu bulmak.
    hocanın performansıda düşebilir. hoca yoruladabilir. yıpranmış olabilir. yaş ile beraber eski enerjisi olmayadabilir.

    buradan hocaya hakaret edenleri kınıyorum(sosyal medyada, özellikle twitterda). yerli yersiz aynı renge gönül vermiş arkadaşını fatih terim düşmanı diyerek etiketleyenleri daha fazla kınıyorum(sözlük ve sosyal medyada bunu yapanlar var). sebebine gelince;

    burası insanlar galatasaray daha ileri gitsin diye düşünen insanların ortak platformu. insanlar özgürce fikirlerini belirtemezlerse(saygı çerçevesinde, zaten aksinde moderasyon uzaklaştırıyor gerektiği kadar) tek seslilik olur. şuan bu fatih terim düşmanlığı diye yaftalamak insanları, düzeyli seviyede “ hocam takım top oynamıyor, neden?” yazacak galatasaraylıyı bile sindiriyor. insanlar ben de linç edilir miyim veya fatih terim düşmanı derler mi? diye aklından geçiriyor.

    kısacası bana göre bu şekilde fişlemek, buranın atmosferini %100 bozuyor. “fikri hür,
    irfanı hür, vicdanı hür” ben demiyorum. tevfik fikret diyor. hepimiz bu ilkeyi kafamıza kazımak zorundayız. bu olay 1 mağlubiyetten daha önemli. sezonu 10. bitirelim gerekirse ama galatasaray taraftarı ilkesinden vazgeçmesin. aynı renge gönül vermiş insanlar fikir ayrılıkları üzerinden birbirlerini baskılamak zorunda bırakmasın.

    not: yazım herhangi bir gssözlük yazarına ithafen değil. sosyal medyada fatih hocaya kin nefret kusan taraftarımıza. bundan dolayı 30milyon taraftarı olan camiadan tamamının aklı selim olması beklenemez yazdım.

    fatih hocanında yorgun ve enerjisi olmadığını iddia etmiyorum. sadece hocanında kredisi yok mu 3 maç formsuz olmaya ya da hata yapmaya demek istiyorum. mesajlar gelince açıklamak istedim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın