fatih terim'in tarabya'daki basın toplantısından sonra kendisine yöneltilen soruları, "herkes bu konuda söylemek istediğini söyledi. artık bu konuyu kapatmamız lazım." diye cevapladıktan 4 sene 2 ay sonra ünal aysal çıkıp fatih terim'e, tam da galatasaray'ın başına tekrar geçmesinin hemen akabinde, isim vererek, yalan söyleyerek
* doğrudan salvolarla sallayınca, "çocukça egolar :(", "ya aslında iki taraf da biraz suçlu :(", "köklü bir geçmişin var büyüksün sen benua, şirinsin sen benua, tırıvırısın sen benua :(", fatih terim hedef göstermeden, isim vermeden, son zamanlarda üzerine oynayan herkese yönelik son derece itidalli ve kenetleyici bir mesaj verince auvvvv, "arkasında basın yok, siyaset yok saldırırsın tabi", "çocuğu tek buldun dayılanıyorsun", "biz hala konuşmanı bekliyoruz" bilmem ne.
ünal aysal başkanken adnan polat bir yere ropörtaj verdiğinde, "yine geldi ortalığı karıştırıyor!", "konuşmanın sırası mı şimdi?" denir, adnan polat'a tepki gösterilirdi. şimdi ünal aysal zamanlaması hiç de manidar olmayıp gayet körün gözüne parmak sokarcasına çıkıp medyanın, tff'nin, rakiplerin, siyasetin, galatasaray içindeki tahta kurularının ekmeğine yağ sürecek açıklamalar yapıyor ve açık açık fatih terim'i ve galatasaray'ı, medya içinde adamları var." diyerek töhmet altında bırakıyor, hala aklama, paklama, vizyonerlik kasma gayretleri, aslında seçim arefesinde olduğumuz için bu konuya ilişkin fikirlerini beyan etmiş falan filan.
seçim konusunda fikir beyan etmeye çıkan beyefendi çıkıp 4 sene önce 2 ay önce kapatalım dediği, sonrasında defalarca karşısına çıktığında geliştirdiği konuda, birden aydınlanmışçasına konuşmaz. kaçıp gittiği, evet evet topuklayıp gittiği 2014 kasımından bu yana ağlaya sızlaya geri dön diye yalvaran galatasaray taraftarını oyalayan, sponsorluktu, dışarıdan destekti martavallarıyla 3 sene 2 aydır hayal satan adam, seçimi bahane edip kendi kinini kusmak ve egosunu tatmin etmek için ekrana çıkıyor. seçim soruluyor, başkanlık soruluyor, "ben dışarıdan her zaman destekliyorum. ha unutmadan fatih terim'i biz göndermedik o gitti." yok ya!
24 eylül gecesi fatih terim gitti ve sen 1 ekim'e kadar mancini'yi ikna edip takımın başına getirdin. ulan sadi tekelioğlu o kadar kısa sürede anlaşmıyor bir takımla. bu olayın altyapısını nasıl oluşturduğunuzu zaten kendi ağzınızla söylediniz/söylüyorsunuz. sözleşmesi sezon sonunda biten adama durup dururken ""24 saat mühlet verdik, düşünüp taşınacak." de, yönetim kurulunu aniden toplayıp idmandayken apar topar gönder, yıllar sonra "biz göndermedik." diye açıklama yap. sanırım brüksel'den bakınca milyonlarca gerizekalı görünüyoruz, başka açıklaması yok bu garp küstahlığı-şark kurnazlığı sentezinin.