470
igor tudor'un istifa etmesi gerekir miydi bilemem ama o tarihten sonra ligin gidişatını gs lehine oldukça değiştirmiş maçtır.
evet galatasaray taraftarının bunu kabul edememesi şımarıklık falan değil doğal bir reflekstir. ancak maçların oynandığı tarihlerde takımların halleri göz önünde tutulmadığında başta şeytan rıdvan olmak üzere basının da şişirmesiyle aşırı tepki verildi.
östersunds takımının galatasaray'ı elemesinde sanıldığının aksine şaşılacak pek de bir şey yoktu. o tarihte rakip hazırdı, liglerinde en üst oldukları haftaları oynuyorlardı ve özgüvenli, sert bir takımdı. galatasarayı eledikten sonra herta ve bilbao'lu gruptan çıktılar ve sonrasında elenmelerine rağmen arsenali deplasmanda yenebildiler.
galatasaray takımı ise kesinlikle hazır değildi, ilk maçta gomis ve maicon hariç transferler gelmemişti ve ikinci maçta daha ne yapacağını bilemeyen belhanda eklenmişti kurtarıcı olarak. ilk maçtaki orta saha bir sene önceki rezil orta saha ile aynı dörtlüydü.
galatasaray takımı ile östersunds takımları avrupa başarıları olarak kıyas kabul etmeyebilir ancak o tarihte elenmek de tesadüf falan değildi. 10 maç yapılsa gs 1 kere kazanabilirdi, o da olmadı.
asıl mesele, rıdvan gibilerin "gs takımı kumsaldan gelse elenmez bu takıma, bu kabul edilemez" şeklindeki medya manüplasyonlarının bu kadar işe yaramasıydı. sonrasında fenerbahçe'nin vardar'a elenmesi ise kesinlikle rezalettir ve bunun üzerinin örtülmesi için östersunds kullanılmıştır. evet fenerbahçe'nin vardar'a elenmesi rezalettir çünkü vardar çok zayıf bir takımdır. galatasaray'ın ostersunds'a elenmesi rezalet falan değil futbolun bir gereğidir. elendiği takım o dönemde kötü bir takım falan değildir. avrupa kupalarında başarısı olan takımlar, daha önce başarısı olmayan takımlara elenmezler diye bir kural yoktur.
evet galatasaray taraftarının bunu kabul edememesi şımarıklık falan değil doğal bir reflekstir. ancak maçların oynandığı tarihlerde takımların halleri göz önünde tutulmadığında başta şeytan rıdvan olmak üzere basının da şişirmesiyle aşırı tepki verildi.
östersunds takımının galatasaray'ı elemesinde sanıldığının aksine şaşılacak pek de bir şey yoktu. o tarihte rakip hazırdı, liglerinde en üst oldukları haftaları oynuyorlardı ve özgüvenli, sert bir takımdı. galatasarayı eledikten sonra herta ve bilbao'lu gruptan çıktılar ve sonrasında elenmelerine rağmen arsenali deplasmanda yenebildiler.
galatasaray takımı ise kesinlikle hazır değildi, ilk maçta gomis ve maicon hariç transferler gelmemişti ve ikinci maçta daha ne yapacağını bilemeyen belhanda eklenmişti kurtarıcı olarak. ilk maçtaki orta saha bir sene önceki rezil orta saha ile aynı dörtlüydü.
galatasaray takımı ile östersunds takımları avrupa başarıları olarak kıyas kabul etmeyebilir ancak o tarihte elenmek de tesadüf falan değildi. 10 maç yapılsa gs 1 kere kazanabilirdi, o da olmadı.
asıl mesele, rıdvan gibilerin "gs takımı kumsaldan gelse elenmez bu takıma, bu kabul edilemez" şeklindeki medya manüplasyonlarının bu kadar işe yaramasıydı. sonrasında fenerbahçe'nin vardar'a elenmesi ise kesinlikle rezalettir ve bunun üzerinin örtülmesi için östersunds kullanılmıştır. evet fenerbahçe'nin vardar'a elenmesi rezalettir çünkü vardar çok zayıf bir takımdır. galatasaray'ın ostersunds'a elenmesi rezalet falan değil futbolun bir gereğidir. elendiği takım o dönemde kötü bir takım falan değildir. avrupa kupalarında başarısı olan takımlar, daha önce başarısı olmayan takımlara elenmezler diye bir kural yoktur.
