• 116
    legendsoul kardeşimin yazmış olduğu mükemmel entry'den sonra tarihindeki iki final serisi hakkında bir şeyler yazmak istediğim takımım.

    öncelikle (bkz: #2835391)

    dallas 2006 yılında nba finaline çıktığında tam olarak günümüzdeki denver nuggets gibi bir takımdı. ne spektaküler, ne medyatik ne de yıldızlar topluluğu idi. hatta önceki sene steve nash'i kaybetmiş ve oyun tarzı olarak zamanın koçu don nelson'dan farklı bir yapıya bürünmüş bir takımdı. çok tecrübeli olmayan, zaten dallas sonrası dönemde de nba'de çok tutunamayan avery johnson'ın koçu olduğu ve takım oyunu ile dikine oynamaya dayalı, üstelik önceki yılların aksine savunma yapmayı bilen bir takımdı. olgunluk dönemine yavaş yavaş giren dirk nowitzki etrafında o zamanlar steve nash yerine guard olarak alınmış jason terry, kokainci josh howard, kısa süre sonra nba'den silinen marquis daniels, yağlı elleriyle top kaybetme makinesi eric dampier, hücum yönü neredeyse sıfır olan adrien griffin ve yine hücum yönü çok kısıtlı ama savunmada acayip yürekten oynayan desagana diop falan vardı. çoğu no name olan bu oyuncular müthiş bir mücadele gücü ve muazzam oynayan bir nowitzki'yle finale çıktı. kimsenin beklemediği bir şeyi yaptı aslında bir bakıma. karşısında miami ise dwayne wade, shaquille o'neal, jason williams, o dönemin en iyi üçlükçülerinden birisi olan jason kapono, udonis haslem, alonzo morning, hatta her ne kadar yaşlanmış olsa da seride ciddi katkı veren gary payton falan vardı. miami zaten kağıt üstünde favori olan taraftı. ama tabi ki dallas seride 2-0 öne geçtikten sonra geriden gelerek 4-2 kazanmak miami adına çok büyük bir başarı ve hikaye. ama bu hikayenin altında bir de sonradan ortaya çıkanlar var. seride tüm dünya bir hakem katliamına şahit olmuştu ki nba de bunu kabul etmişti ama olanlar olmuştı artık ve yıllar sonra bir hakem yazdığı kitapta o sene olanların önceden talimatla yapıldığını belirtmişti. dallas'ın sahibi mark cuban'ı söylemlerinden ve david stern'e karşıtlığından bir nevi cezalandırmaydı bu.

    2011'e gelecek olursak, yine çok da şans tanınmayan bir dallas, ama bu sefer guard koltuğunda her ne kadar yaşlanmış da olsa yürüyen beyin olan jason kidd, bir guard olmadığı yıllar sonra ancak anlaşılabilen jason terry, nihayet nowitzki'nin robin'i olarak kadroya katılmış caron butler, savunma canavarı shawn marion ve tamamlayıcı atletik uzun tyson chandler vardı. kimya olarak harika bir takımdı bu. ama gel gör ki tam da yeni yıl gününde oynanan maçta caron butler dizinden sakatlanmış ve sezonu kapatmıştı. yıllardır yancısı yok denen nowitzki yine tek kalmıştı. yerine de ancak bula bula yaşlı peja stojakovic'i sezon sonuna doğru bulabilmişlerdi.

    o sezon batıda son 2 yılın şampiyonu ve kadro olarak kat kat üstün los angeles lakers, kevin durant, james harden, russell westbrook, kendrick perkins, tabo sefolosha hatta iyi de katkı veren nenad krstic'li gümbür gümbür gelen oklahoma city thunder vardı. öte tarafta ise lebron james, dwayne wade ve chris bosh'tan kurulu, üçü de prime döneminde olan yıldızlar topluluğu miami heat vardı.

    ilk turda bütün seri boyunca favori olduğu tek seri ilk turda karşılaştığı portland trail blazers'tı. seride 2-0 öne geçtikten sonra, 4. maçın son çeyreğinde 23 sayı önde olmasına rağmen dizleri tutmayan brandon roy'a engel olamayıp maçı kaybederek zaten yıllardır bir yafta olarak yakasına yapışmış choker kavramını bir daha gündeme getirdi (ki itiraf edeyim ben de o zaman yine bunlardan bir bok olmayacak demiştim).

    https://youtu.be/TVfzIShpYK4

    ama dallas psikolojik bunalımdan çıkmayı başardı ve ardından oynanan 2 maçı da kazanarak o playoffların mottosu olan resilience'ın temelini atmıştı.

    2. turda rakip three-peat peşinde koşan los angeles lakers'dı. çok iyi hatırlıyorum seri öncesinde espn sitesinde yer alan expert picks bölümünde adı geçenlerin tamamı, tek bir istisna olmaksızın, seriyi lakers'ın kazanacağını düşünüyordu. lakers kadro olarak çok daha iyiydi, son 2 yılın şampiyonuydu, daha tecrübeliydi vs. vs. dallas önce ilk 2 maçı deplasmanda kazandı sonra yetmedi dallas'taki 3. maçı da kazandı. seri 3-0'a geldiğinde dallas medyada o kadar saygı görüyordu ki (!), evimde sabahtan akşama kadar açık olan espn'de lakers 4-3 kazanır mı diye konuşuluyordu gece gündüz. hatta kobe bryant 4. maç öncesi aklıma kazınan şu ifadeleri sarf etmişti. “i might be sick in the head or crazy but i think we're still going to win the series." 4. maçta yaşlı denen stojakovic 2000'li yılların başındaki kings-lakers rekabetinin acısını çıkarırcasına üçlük üstüne üçlük gönderirken, jason terry de gavura vururcasına 9 üçlük ile beraber sahanın yerinden lakers'ı yerlere çaldı ve dallas 36 sayı farkla maçı kazanarak lakers'ı tarihinde ilk defa bir playoff serisinde süpürdü.

    terry & peja üçlük yağmuru
    https://youtu.be/XiMLjAbuMmI

    artık bu galibiyet dallas'ın çıtayı bir üst noktaya taşıdığının kanıtıydı.

    batı konferans finalinde bu sefer rakip oklahoma idi. o zamanlar kaan kural'ın orkun çolakoğluyla yaptığı podcastler vardı ve sürekli okc'nin ne kadar iyi olduğundan, serinin favorisi olduğundan falan bahsedip duruyordu. resmen olumsuzluk aşılamıştı bana ama dallas ilk maçı rahat kazanmış fakat 2. maçı kendi evinde kaybetmişti ve "acaba" soruları yükses sesle dillendirilmeye başlamıştı. sırada oklahoma'da oynanacak 2 maç vardı ve zaten sportif anlamda iki eyalet arasında hep bir rekabet varken (ki iki eyaleti red river isimli nehir ayırır) bir de bu kadar kritik bir yerde futbol maçlarını anımsatacak gürültüde oynanacak maçlardı. dallas o maçları gitti ve yumruğunu masaya vurarak kazanıp geldi. seri dallas'a taşındığında ise artık final bileti alma zamanı gelmişti.

    finalde rakip üç süper yıldızlı mega güç miami heat idi. tıpkı lakers serisi gibi burada da seri öncesi dallas'ın kazanacağını düşünen expert(!) yoktu. dallas ilk maçta buraların takımı değil havasındaydı ve miami rahat kazandı. 2. maçta son 5 dakikaya girilerken miami 15 sayı öndeydi ve maçı kazanmış sayılırdı. 2-0'dan geri gelmek zaten kolay olmayacaktı kaldı ki rakip zaten dallas'a göre çok güçlüydü. ama o son 6 dk var ya... ben şuraya linkini bırakayım da en sonda dallas ve nowitzki'nin god mode açarak nasıl 22-5'lik bir seriyle küçük çaplı bir mucizeye imza attığını hatırlayın.

    https://youtu.be/HxAL3lzwsbU

    seri dallas'a 1-1 ile taşındı ve momentum tam dallas'a geçmişken nowitzki 40 derece ateş ile maça çıkmak zorunda kaldı. sahada neredeyse yürüyecek hali yoktu ama yine maçı getirecek mucizevi basketi atmışken son saniyede bosh'un basketiyle miami maçı kazandı. miami yine avantajı eline aldı ve dallas için artık her şey daha zordu derken basına lebron ve wade'in nowitzki'nin hastalığıyla dalga geçtiği video yansıdı. lebron'ın benim için büyük oyuncu ama kötü karakter olmasının ana sebebi de tam olarak buradaki videoydu.

    https://youtu.be/LoOXKha7uL4

    wade ve lebron farkında olmadan şeytanı çağırmışlardı ve seride her şey tersine dönmüştü. dallas tam olarak takım oyunun sözlük karşılığını sahaya yansıtarak 4. maçı almış ve 5. maçta da önce nowitzki sonra da jason terry lebron james'e kariyerinin en aciz anlarını yaşattı ve dallas seride 3-2 öne geçti.

    göz zevkiniz için.. video'da 2:26 "somebody tell lebron james the rules. hand down, man down!"

    https://youtu.be/7qPcoId3q00

    6. maç miami'deydi ve hala miami'nin şampiyon olma oranları daha yüksekti. dallas gitti ve orada fişi çekti geldi. bu maçta lebron da hak ettiği üzere kariyerinin en kötü final performansını gösterdi.

    dallas mavericks 2011 nba şampiyonu oldu. üstelik bunu favori olmadan, çok güçlü bir yoldan gelerek, takım oyunuyla mega güçlere karşı başardı. son 20 yılda daha iyi bir hikaye var mı? bence yok.
  • 94
    maverick ne demek? küçük çaplı bir google araştırması size birkaç şey sunacaktır; sahibi olmayan bir buzağı (damgalanmamış bir dana), teksas'ın 59 bin nüfuslu bir ilçesi, "dünya zkme minare götüme" özdeyişin başıboş zat tasviri, 1994 yapımı bir gerilim* filmi olan "maverick" (mel gibson, jodie foster ve james garner başrolde) ve ford maverick: http://gss.gs/CmQ (sonuncusu harbi havalı). bunlar dışında maverick birkaç başka anlama da geliyor gelmesine de asıl olanlar bunlar.

    peki, bunlardan hangisi nowitzki'yle, taze maverick doncic'le ya da eskilerin michael finley'siyle alakalı?

    1957 ila 1962 yılları arasında okyanus ötesinde bir dizi yayınlanmış: https://www.imdb.com/title/tt0050037/ ilk paragrafta bahsettiğim maverick filmi var ya, hah işte, film imdb linkini verdiğim dizinin filmleştirilmiş hali. dizinin ana rollerinden olan bret maverick karakterine james garner hayat vermiş (james garner? e filmde de var bu?). evet, aynı james garner'dan bahsediyorum; film olan maverick'te mel gibson'ın canlandırdığı bret maverick karakterinin babası rolünü üstlenen (bart maverick ya da filmdeki adıyla zane cooper) james garner.

    iyi de bir aktörün bir nba takımıyla ne ilgisi var?

    şöyle ki; james garner denen bu abimiz, 1980'de kurulan dallas mavericks organizasyonunun yatırımcı ortaklarından biri. baba kuruculardan değil ama parayı gömenlerden (money talks). neyse işte, takım bir şekilde kuruluyor ediyor falan, konu isme geliyor; express ve wranglers tercihleri ön planda tutuluyor. ancaaak, az önce yazdım ya "money talks" diye, james bey takımın adının maverick olmasını istediğini, kendisi için manevi bir değeri olduğunu, ayrıca maverick'in (cool, kafasına göre takılan, rahat) dallas insanını anlattığını vesaire dillendiriyor (öyleymiş yani, ben duymadım, vitamin bile olmayabilirim o zamanlar). bu fikir halk tarafından da destek görünce takımın adı dallas mavericks oluveriyor.

    yani, en tepedeki soruya cevap verirsem; dallas mavericks'in temelinde hem 1957-1962 yılları arasında yayınlanan maverick dizisi var, hem de "dünya zkme minare götüme" vecizesinin bir tasviri var.

    o kadar james garner dedik, tipini de görelim. şu abi: http://gss.gs/g47 (2014 yılında vefat etmiş)

    entariyi sonlandırmadan önce en maverick karakterlerden birinden bahsetmek istiyorum; "two and a half men" dizisinin efsane başrolü, bi' dünya kadınla yata yata hiv kapan charlie sheen'in hayat verdiği "charlie francis harper" karakteri. izlediğim en maverick karakterlerden biri: https://youtu.be/faipjQyRsVE diziyi izlemediyseniz şiddetle (elimde sopa, öfkeli öfkeli) öneriyorum.

    gelelim kaynak kısmına; düşmüşlerin yardımcısı, yükselenlerin asistanı, ahir zamanın kutsal bilgi kaynağı, fanilerin can damarı, kudretli anpipilopedi wiki elbette. bunun yanında birkaç web sitesinden de faydalandım yazılanları doğrulamak için.

    hadi çav.

    https://youtu.be/QUdlGWtjo80 :(

    e: flying dutchman bir noktada bilgilendirdi; maverick filmi gerilim değil aksiyon - western karışımı bir filmmiş.

    derleme kaynağı: https://seyler.eksisozluk.com/...inin-ilginc-oykuleri
  • 121
    haksızlık edilen takımım.

    uzun uzun anlatayım.

    öncelikle luka doncic geçen sene bir hazırlık ve aşama dönemi geçirdi, dolayısıyla da bu sezon ilk gerçek sezonu diyebiliriz ki takım da onun bir süperstar olacağını görüp etrafında takım kurmaya karar verdi. bunun da ilk aşaması olarak da bu sene başında takıma kristaps porzingis katıldı. bilmiyorum farkında mısınız ama dallas mavericks çok çok uzun zamandır ya tek süperstar* ya da artık belli bir yaşa gelmiş 2. süperstarı* takımda bulundurabilmiş bir takım. hiçbir zaman oyuncuların rahatlıkla tercih edeceği los angeles ya da new york takımları gibi bir pazar takımı olmamıştır. 2000'li yıllarda ciddi başarısızlık gösterdiği tek bir sezon oldu ki zaten onda doncic draft edildi, bu yüzden de golden state ya da oklahoma gibi dipten gelip draft aracılığıyla yıldızlar kadrosu kuramadı.

    doncic'in nowitzki sonrası dönemin franchise oyuncusu olduğu görülünce yanına gelecek parçaları ilk sezondan bulmak da hiç kolay olmayacaktı. bu yüzden en güvenli tercih porzingis idi ve bu yönde adım atıldı. artık başarı için büyük yıldızların tek takımda toplandığı yeni nba'de sizce kaç tane oyuncu bu sezon öncesinde doncic'e saygı gösteriyordu, şu an kaç tanesi gösteriyordur? geçen sezon zaten çok güçlü bir takım kurmak imkansızdı ama bundan sonrasıniçin emin olun işleri daha kolay olacak. çünkü doncic diye bir nba gerçeği var. ve her ne kadar sakatlıktan çok çekmiş olsa da porzingis çok dominant olabilecek birisi.

    gelelim bu sezona. takım kağıt üzerinde pek iç açıcı olmamasına rağmen yakın takipçiler bilecektir ki dallas uzun bir süre batının 2.-3. sıralarında gitti. taa ki dwight powell'ı kaybedene kadar. ne kadar isimsiz bir oyuncu olsa da oyun stili açısından porzingis'i iyi tamamlayan ve ona daha rahat oynama imkanı sunan, ikisi de stretch oyuncusu olarak rakiplere de savunmada ciddi sıkıntı çıkaran oyunculardı. takım öncelikle buradan darbe yedi. sonra yıl başında porzingis sakatlandı 3 hafta oynamadı, sonrasında doncic sakatlandı 2 hafta oynamadı derken takım sıralamada gerilere düştü. ama en önemlisi de jalen brunson'ın sakatlanması oldu. yine isimsiz ve aynı powell'ın porzi'ye yaptığı gibi doncic'in tamamlayıcısı olan bir adam sezonu kapattı. ve brunson'dan sonra doncic tek oyun kurucu gibi oynamak ve oyunun her alanında yükü üstlenmek zorunda kaldı. çocuk neredeyse dinlenecek firsat bulamadı.

    takımın 2 as oyuncusu sakatlıktan sezonu kapatmış, geri kalan oyuncular ise porzi takasında new york'un kurtulmak için elden çıkardığı oyuncular iken dallas mavericks bu kadroyla gösterdiği mücadele ile eleştirilmeyi değil ayakta alkışlanmayı hak ediyor. tabi ki burada en büyük pay doncic'e ait. özellikle new york'tan gelen oyuncuların maaş bütçesine etkisi düşünülünce zaten kadronun güçlendirilebilme imkanı yokken yine de rekabetçi bir kadro kurulmuş ve belli ölçüde doğru oyunla izleyenlere en büyük favoriyi eleyebilir mi acaba düşüncesini bile akıllarq getirebilmişse bu takımdı ciddi potansiyel var demektir.

    ben hala ısrarla söylüyorum. eğer milwaukee yine başarısız olursa, ki bence yine başarısız olacaklar, giannis'i orada tutmak pek kolay olmayacak. ve ister inanın ister inanmayın maaş bütçesi ve oyuncu faktörüyle giannis'in en yakın olacağı takım dallas mavericks olacak. olmasa bile doncic ile birlikte oynamak isteyecek nice oyuncular göreceğiz. bu yüzden takımı eleştireceksek bu sezondan sonra eleştirmeliyiz. seveceksek de gemi henüz kalkmamışken binin derim, çünkü yakında her yerde anadan doğma dallas taraftarları görmeye başlayacağız. :)
  • 95
    (bkz: #2624053)

    bu entry'nin güzelliğinin üstüne biraz kaymak atayım dedim. 1980 yılında kurulan takım 2000 yılına kadar oynadığı maçların sadece %40'ını kazanabilmiş ezik mi ezik bir takımdı. ben 90'ların ortalarında daha çocuk iken spor programlarında sonuçlar gösterilirken dallas ismini her gördüğümde (dizisinden olsa gerek) garip bir şekilde skorlarını takip eder, her seferinde de "ezikler yine yenilmiş" derdim.

    neyse 4 ocak 2000 tarihinde bu ezik takımı mark cuban adında barmenlikten, yazılım şirketi işçiliğine, kovulmuş bir yazılımcıdan, yazılım şirketi ortaklığına, bilgiyasar ve internet dünyasının önde gelen isimlerinden biri olmaya kadar süre gelen iş hayatı olan çatlak birisi tarafından satın alınıyor. takımı satın aldığı henüz duyurulmadan bir gece önce bir barda steve nash ve o zamanlar henüz yaşı içki içmek için tutmayan dirk nowitzki'yi görüyor ve size bira ısmarlayım mı diye soruyor. nowitzki ürkek bir şekilde "gerek yok" derken nash, cuban ısrar edince günümüzün kırmızı kartçısı "fuck off"'u suratına söylüyor. bir sonraki gün cuban takımın antrenmanına geliyor ve bu sefer de nash, "who the fuck is this guy?" diye tepki gösteriyor ama cuban hiç oralı olmadan topu alıp üçlük atmaya başlıyor ve dirk ile nash'e, "you got the guts to beat me?" diye soruyor? o zamanın koçu don nelson gelip "you can't beat my guys, but you can get them with some checks" diyip olayı bağlıyor.

    işte o gün itibariyle hemen her maç saha kenarında takımın azılı bir taraftarı gibi olan, sahaya dalan, hakemlerle sürekli dalaşan ve milyonlarca dolar ceza ödeyen sahibi ile dallas mavericks sonraki 10 yılda tamamı 50 galibiyet üzerinde biten sezonlarda %69 galibiyet oranı 2 nba finali ve nihayetinde bir şampiyonluğa ulaşıyor.
  • 102
    bu sene ciddi ciddi playoff yarışı içinde olacağını gösteren bir performans ile sezona başlayan takım.

    az önce biten maçta ligin en iyi takımlarından biri olan denver nuggets'ı deplasmanda luka doncic kristaps porzingis ikilisine rağmen yenmeyi başardı. rağmen dememin sebebi de muhtemelen iki oyuncunun aynı maçta bu kadar kötü oynayacağı maç kariyerleri boyunca bir elin parmak sayısını geçmeyecektir.

    maç nasıl kazanıldı diyeceksiniz, cevabı daha önce yazdığım şeyde yatıyor: bench kalitesi. bir playoff takımının sahip olabileceğinden fazla kalitede bir benche sahibiz. bu maç özelinde doncic 12'de 3, pozingis de 14'te 4 saha içi isabeti ve her biri 12 sayı ile oynarken, kleber, brunson, jackson, hardaway jr ve delon wright'tan oluşan bench 24/41 gibi çok iyi bir saha içi isabet yüzdesiyle 61 sayı buldu ve maçın kazanılmasını sağladı.

    2019/20 sezonunun ilk 4 maçında 3-1 ile gidiyoruz ki portland'a karşı 121-119 kaybedilen maçın sonlarında hakem faciası yaşanmasa o maç da kazanılacaktı ki dallas maç içerisinde farkı 2 defa 15+ sayılara getirmişi. iyi takımız, iyi yoldayız.

    liseli gsw'cilere duyurulur, köri möri artık prim yaptırmıyorsa gelin yerimiz var.*
  • 130
    az önce bu sabaha karşı oynadıkları 5 ocak 2020 houston rockets dallas mavericks maçını izledim ve net bir şekilde söyleyebilirim ki taraftarlarının içi rahat olsun. bugün porzingis geldiğinde oynanacak oyunun bir fragmanını izlettiler ve savunma anlamında çok iyi bir takım gördüm.

    bunu nasıl yaptılar? savunmanın zayıf halkaları dwight powell ve tim hardaway jr benche alındı, yerlerine de maxi kleber ve willy cauley stein ilk beşte başladı. günlerdir ben yokum diye bağıran dallas pota altı bir anda savunma yapmaya başladı ve bu da takım savunmasına etki etti. maçın başında houston ne yapacağını bilemedi. aynı anda doncic dışında richardson, dfs, kleber ve wcs gibi defansif mentalitedeki oyunculardan oluşan bir beşlinin skor üretmede sıkıntı yaşaması doğal olarak beklenir ama takımın kontrolü doncic gibi bir oyuncuda olunca rakip savunmayı mahvediyor ve her oyuncuya pozisyon yaratabiliyor. bu beşte skorer gücü yüksek olan porzingis’in dahil olduğunu düşündüğümüzde çok daha dengeli bir takım görebileceğimizi düşünebiliriz.

    tim hardaway jr.’ın yedekten gelmesi de bench’in rakiplere karşı sayı yapma gücünü artıracağı için ciddi bir avantaj yaratıyor. ayrıca rick carlisle doncic’i çok dahiyane bir şekilde rotasyonla kullanmaya başladı. onun sahada oluşu zaten rakiplerin bütün düzenini bozuyor. rakipler bench oyuncularını aldığında o hala oyunda kalıyor, bu esnada dallas’ın savunma mentalitesindeki oyuncuları kenara geliyor ve daha skorer brunson, thj, powell gibi oyuncular oyunda oluyor. bu oyuncular savunma anlamında sıkıntı yaşayacak bir grupken karşıda bench oyuncuları olduğu için bu sıkıntı yaşanmıyor ve dallas rahat sayı üretimine devam ediyor. porzingis dönüşü sonrası çok daha net bir tablo göreceğiz ama koçun bu noktada dönüşümü başlatması çok umut verici oldu.
  • 101
    az önce biten maçta ligin en sinir bozucu deplasmanlarından denver'da 109-106 kazanmış takım. maçı tuhaf kılan, 3/12'le felaket bir maç geçiren doncic'e rağmen mavs benchinde süre alan 5 oyuncunun da çift hanelere çıkıp toplam 61 sayılık katkı vermesi oldu. bu yıl ilk üç maçta da bench iyi destek veriyordu ama ligin belki de en derin kadrosuna sahip takımına karşı bu istatistik daha da anlamlı oldu. zaten en skorer adamların 14'er sayıyla kleber ve hardaway olması durumu özetliyor.

    kleber demişken bu adamda bu yıl epey gelişme var. powell sakatlıktan ilk 5'te dönmesine rağmen kleber şu an onun net önünde. bu maçta da skorun üstüne son çeyrek yaptığı iki blok çok kritikti. böyle giderse doncic ve porzingis'in yanında, üstelik takımın en eksik bölgesinde çok önemli bir parça olacak.
  • 97
    bu sezon luka doncic kristaps porzingis ikilisi ile avrupa'daki yayıncı kuruluşlarda bol bol maçı olacak takımım.

    yaz transfer döneminde porzingis'in kontratı 5 seneliğine uzatıldı, ayrıca kadroya genç, potansiyelli ve çok yönlü oyun kurucu delon wright'ın yanı sıra iyi bir şutör olan seth curry ve dev adam boban marjanovic katıldı.

    super ikili doncic ve porzingis dışında elit oyuncular yok ama takımdaki diğer parçalar hırslı, mücadeleci ve iyi birer tamamlayıcı parçalar. örneğin porzingis ile ilk 5'te başlaması beklenen alman maxi kleber iki senedir kendini çok geliştirdi ve önemli bir tamamlayıcı parça olarak sahada olacak. delon wright da hem oyun kurma becerisi hem de savunma yönü gayet iyi bir oyuncu.

    batı'da bu sezon playoff yarışı çok çekilmeli olacak ve dallas'ımın bu çekişmeye ayrı bir renk katacağı kesin. en azından göze hoş bir oyun oynayacaklarından eminim.
  • 103
    dirk nowitzki sonrası luka doncic gibi bir oyuncuya sahip olduğu için çok şanslı takım. 2019/20 sezonunda doncic önderliğinde fena da oynamıyorlar aslında. şu ana kadar 8g5m ile devam ediyorlar fakat alınan 5 mağlubiyetin biri hariç* dördünde son topa kadar giden maçlarda kaybettiler. zaten 2 mağlubiyet knicks'trn geldi afhsgahas.

    tam da yazmak istediğim şeyin sebebi bu. takımın ciddi anlamda tecrübeli oyuncuya ihtiyacı var. 4. çeyreklerin başında doncic ve porzingis son bölüm öncesi kenarda dinlenirken sahadaki genç grup çok bocalıyor ve açılan fark bir anda uçup gidiyor. bu bölümde ne yaptığını bilerek oynayacak tecrübeli oyuncu kadroda olsa çok daha iyi bir takım olabilirlerdi.
  • 111
    2019-2020 nba sezonunun an itibariyle batı konferansındaki en iyi takım olan los angeles lakers'ı ve doğu konferansındaki wn iyi takım olan milwaukee bucks'ı deplasmanda mağlup etmeyi başarmış takım.

    üstelik bu sabaha karşı oynanan 16 aralık 2019 milwaukee bucks dallas mavericks maçında bucks'ın lig tarihinin en iyi ikinci galibiyet serisi olan 18 maçlık galibiyet serisine deplasmanda üstelik sakatlığı yüzünden oynamayan luka doncic'siz son verdi.

    luka doncic'in birkaç hafta takımdan uzak kalacak olmasına tabi ki çok üzüldüm fakat onsuz da takımın birşeyler yapabildiğini göstermesi, porzingis'in yıldız oyuncu olduğunu tekrar hatırlaması ve diğer oyuncuların da gerektiğinde sorumluluk alabilmesi ve kendilerini daha da geliştirebilmeleri açısından önemli bir fırsat da aynı zamanda. bu dallas bu fırsatı iyi kullanacak gibi görünüyor.
  • 37
    an itibariyle nba'de en kötü durumda olan takım, takımım. durumun kötülüğü ellerinin kollarının bağlı olması ve şapkadan tavşan çıkmasını bekliyor olmalarından geliyor.

    takımı bu halde görmenin büyük üzüntüsü içerisindeyim, genel ve uzun bir değerlendirme yapacağım..

    2010 yılının yazında eric dampier ellerinde büyük bir kozdu. biten kontratı* her takımın isteyebileceği türdendi ve takım bunu kullanarak büyük yıldız almak istiyordu. o yaz hatırlarsınız ki lebron james, chris bosh, amare stoudemire gibi oyuncular serbest, carmelo anthony, chris paul gibi oyuncuların durumu net değildi. ama hiçbir yıldızı takıma katamadılar. daha doğrusu elde imkan vardı ama hiçbir yıldız dallas'a gelmek istemedi. bahsettiğim o büyük kozu charlotte bobcats'e göndererek karşılığında tyson chandler'ı aldılar ve bir anda elde kimyası müthiş çalışan makine düzeninde bir takım çıktı ve sonunda nba şampiyonluğuna kadar gitti. takımın tarihinde bir ilkti. takım sahibi mark cuban'ın 1999 yılından beri hiçbir harcamadan kaçmadan yaratmaya çalıştığı takım artık hedefine ulaşmıştı.

    boston celtics, san antonio spurs gibi takımlara bakarsanız aslında yapılması gerekenin ne olduğunu daha net görebilirsiniz. şampiyon olmuş bir takımın kadrosu yaşlı bile olsa asla dağıtılmaz. o temelin üstüne yeni genç isimler eklersiniz ve zamanla farklı bir rotasyonu oturtursunuz. burda hemen akıllara rudy tomjanovic'in efane sözü akıllara geliyor.

    (bkz: don't ever underestimate the heart of a champion) (hiçbir zaman bir şampiyonun yüreğini küçümseme)

    spurs ve celtics'in yaptığı hep bu oldu. sonunda tam başarı gelmese bile ikisi de şu an dallas'ın düştüğü duruma düşmedi. mark cuban yeni cba'nin getidiklerini çok iyi analiz ettiğini ve takımın geleceği için iyi ama pusuda bekleyecek bir kadro kuracağını söyledi 2011 yazında. dirk nowitzki'nin alınabilmesi için kendi alacağı 20 milyon dolardan vazgeçtiği ve kariyerim boyunca beraber oynadığım en iyi pivot dediği tyson chandler takımda kalmak istediğini defalarca belirtmesine rağmen new york knicks'e gönderildi. şampiyonluğun özellikle final serisindeki performansıyla kilit isimlerinden jose juan barea minnesota'ya, takım savunmasının baş kahramanlarından deshawn stevenson new jersey'e, caron butler'da los angeles clippers'a gönderildi. aynı şekilde eldeki iki genç ve atletik oyuncular rudy fernandez ile corey brewer denver'a gönderildi. geriye sadece dirk ve yaşlılar ordusu kaldı.

    kimsenin beklemediği bir anda lamar odom'un takas haberi çıktı. lakers'taki performansına baktığınızda resmen bir soygundu odom'un takıma katılması. ama izleyen herkes gördü ki lamar odom tam bir ihanet örneği gösterdi. bu bahsettiğim ihanet illa takıma karşı değil, spor etiğine karşı büyük ihanetti yaptığı. hep bahaneleri vardı. ne reboundlar için mücadele etti ne koştu ne savunma yaptı.. zaten playofflar başlamadan takımla ilişiği kesilmişti.

    odom'un yanında ahı gitmiş vahı kalmış vince carter da eklendi ve yeni sezona bu sene hele bir oynansın gidebildiğimiz yeri bir görelim ondan sonra zaten deron williams'ı alacaz yepyeni ve güçlü bir takım olacağız mantığıyla başlandı. sonuç tabi ki hüsran. takım tarihinde ilk defa süpürüldü.

    2012 transfer sezonu açıldığında artık herkes önceki sezonu unutmuş tamamen deron williams'ın kararını beklemeye başladı. gelişmeler williams'ın bir dallas'a bir brooklyn'e kaydığını gösteriyordu. hatta deron ile jason kidd'in beraber golf tatiline gitmesi artık williams'ın dallas'a geleceğini gösteren bir gelişme olarak bile yorumlanmıştı. ne var ki deron kararını twitter hesabından açıkladı ve dallas için kara bulutlar tepeye çıkmaya hızla başladı.

    dün jason kidd yaptığı açıklamada aslında deron'ın dallas'a daha yakın olduğunu düşünüyordum ama demek ki son dakikada yapılan hamleler onun aklını çelmeye yetti açıklamasını yaptı. herkesin bildiği üzere brooklyn nets deron williams kararını vermeden önce atlanta hawks'tan joe johnson'ı takas etmiş gerald wallace ile de yeni anlaşma imzalamıştı.

    dallas için b planına geçme vakti gelmişti. b planında beraber 5.5 yıl oynadıkları, farklı takımda olmalarına rağmen hala en iyi arkadaş olduklarını söylediği steve nash'in peşine düşüldü. ona da yeterli teklif verilmedi. nash de los angeles lakers'ın yolunu tuttu.

    c ve d planlarında goran dragic ve jeremy lin vardı onların da başka takımlarla anlaştığı haberleri geldi.

    artık dallas mavericks'in ve takım sahibi mark cuban'ın alfabenin hangi harfini plan olarak yazdığını ya da gerçekten bir planı var mı onu şu anda kimse bilmiyor. gerçi şu anda kendisi los angeles'ta televizyon programı shark tank ile uğraşmakla meşgul. takımı için ölesiye tutkulu görünen mark cuban acaba bu sene sonunda büyük pişmanlık yaşayarak artık o duyguyu mu kaybetti yoksa bildiği birşeyler var da basına mı sızdırılmıyor onu bekleyip göreceğiz.

    şu an için dallas medyasında bahsedilen iki şey var. iyimserler cuban bu yazı böyle geçirmez, asla bir sezonda seyirci kalmaz ve şapkadan tavşan çıkaracağı büyük bir takasla gündeme gelecek diyor. kötümserler ise artık takımın yeniden yapılanmaya girmesi vakti geldi diyor.

    dirk nowitzki kariyeri boyunca tam anlamıyla ikinci bir süperstara asla sahip olamadı. yaptığı her türlü fedakarlığın karşılığını da tam alamadı. hall of famer kariyerinin son 3-4 yılına girilirken yeniden yapılanmaya girmiş ve draftta ön sıraları kapmaya çalışan bir takımı etrafında kurmak ona yapılabilecek en büyük ihanettir. eğer öyle bir şey düşünülüyorsa başka takıma gitmesi her ne kadar 13 yıldır fanatik mavericks taraftarı olsam ve asla kabullenemeyeceğim bir şey olsa da en büyük dileğim olur. ama yine de dirk gibi takımın tarihine adını yazdırmış bir efsanenin başka takıma gideceğini sanmıyorum. hangi şartlar altında olursa olsun.

    jason terry'nin boston celtics ile anlaştığı zaten malumunuz. dün yaptığı açıklamada dallas'tan beklemesine rağmen kendisine hiçbir teklif gelmediğini ve artık dallas'ta kalmasının imkansız olduğunu söyledi. düşün ki para babası mark cuban yıllık 5 milyon'a 8 yıldır takımında oynayan ve taraftarın dirk'ten sonra en sevdiği oyuncusuna 5 milyon'u çok gördü. bu hiçbir şekilde açıklanamayacak bir durum.

    dallas'ın önünde iki yol var. biri 2014 yazını beklemek. o yaz kobe, lebron dahil bir çok süperstar serbest kalacak. ama şunu net gördük ki dallas yeteri kadar medyatik bir yer değil ve süperstarlar buraya gelmek istemiyor. bu hem nowitzki'nin kariyerinden ve yaşından 2 yıl çalmak ve olası bir epic fail için büyük bir adım daha atmak anlamına gelir.

    diğer yol ise ne yapıp edip üçüncü takımı bulup büyük vergi yükü ağırlığının altına girip dwight howard'ı takıma katmak. şapkadan çıkacak tavşan işte bu. takımın geleceğini ve dirk'ün kariyerinin son yıllarını kurtaracak tek hamle bu olur.

    ama maalesef ki bu da çok ama çok zor...
  • 112
    oraya bir galibiyet daha yazmanızı rica edeceğim.

    bu sabaha karşı oynanan maçta philadelphia 76ers'ı deplasmanda 117-98 yenmiş takım. bu maçla birlikte şampiyonluğun en büyük adayları olarak gösterilen los angeles lakers, milwaukee bucks, philadelphia 76ers, houston rockets ve denver nuggets'ı deplasmanda yenmeyi başarmış oldular. üstelik doğu'nun en güçlü 2 takımı olan bucks ve 76ers karşısında aldıkları galibiyetler luka doncic olmadan alındı. clippers getirin abime!

    gsw gsw diye tutturan ya da sakallı diye etrafta dolanan liselilere dedik gelecek bu takımda diye. neyse 2021'de giannis'i de aldığımızda kanı mavi beyaz akacaktır zaten.
  • 43
    2012-2013 sezonun çeyreği geride kalırken ciddi değişimler göstermiş ama hala liderine* kavuşamamış takımım..

    sezona los angeles lakers galibiyeti ile başlanınca bir çok kişide bir şaşkınlık oluşmuştu tabi ama lakers'ın şu anki durumunu göz önünde bulundurduğumuzda o maçta galip gelinmesinin çok da ekstrem bir durum olmadığını daha iyi anlıyoruz.

    öncelikle dallas'ın şu anda 21 maç sonunda 11 galibiyet 10 mağlubiyet performansı gösterdiğini hatırlatayım. bu iyi mi? bence şu an için iyi. yıllardır playofflarda görmeye alıştığımız hep de yukarılara oynayan bir takımken dallas, şu anda yüzde 50 galibiyetin az üzerinde bulunmalarına rağmen durumuna şükrettiren bir konumda. maalesef.

    dallas bu yıl salary cap'in tam 40 milyon aşağısında bulunuyor. yani bir süper yıldız takası ya da yaz döneminde bir süper yıldız transferi yapacaksa bir takım bunun için bütün ligde açık ara en rahat ve uygun takım dallas'tır. keep powder dry* felsefesi ile bu sezon için takıma kazandırılan bütün oyuncuların sözleşmesi 1 yıllık. yani yaz sezonunda dallas eğer oyuncu ikna edebilirse rahatlıkla 2 süper yıldızı tekrardan kadroya katabilecek durumda. üstelik talep edilmesi halinde tıpkı 2010 yılında yaptığı gibi dirk nowitzki bu takım için feda der, diyecektir.

    bahsettiğim gibi çok cüzi miktarlara çok değişik tarzda oyuncular takıma katıldı ve belki de bu karışımı en iyi harmanlayacak bir koçu var dallas'ın. rick carlisle.
    sezona başlarken aslında herşey iyice kurgulanmıştı ama nowitzki'nin ispanya'da barcelona ile yapılan hazırlık maçında yaşadığı diz sakatlığı ve akabinde ameliyat olması soğuk duş etkisi yarattı takımda. nowitzki aslında ameliyat olmadan da devam edebilirdi sezona ama kendisi ilk 2 ay sonunda takımın kimyasının oturacağını ve oturmuş kimyaya sahip bir takıma geri döndüğü zaman takım için çok daha iyi olacağını düşünerek ameliyat olmayı istedi.

    takımın darren collison adında uzun yıllar sonra hızlı bir guard'ı, o.j. mayo adında her an patlama yapabilecek şutör bir iki numarası, uzun yıllar sonra pota altında skor üretebilecek bir uzunu vardı artık chris kaman ile. ve ilk 6 maçta 5 galibiyet alındı. sanki beklentilerin üzerine çıkacaklarmış görüntüsü veren takıma bir anda nazara gelmişçesine önce kaman'ın sonra da shawn marion'ın sakatlığı ile darbe yedi. daha sonra da takımın guardı delonte west ile kişisel problemler ve saha dışında çıkardığı sorunlar yüzünden yollar ayrıldı. bu olumsuzlukların üstüne art arda mağlubiyetler almaya başladılar. bu sakatlıklardan sonra dallas oynadığı 9 maçta sadece 1 galbiyet alabildi ve 6-9'a kadar geriledi.

    bu sırada takımın guard'ı collison'daki düşüş dikkat çekici oldu. coach carlisle onu yedeğe çekerek bu duruma bir çare bulmaya çalıştı ama zaten hali hazırda takım lideri dirk yokken ve sakatlarla doluyken takımın rotasyonu çok zayıftı. gönderilen delonte west'in yerine önce troy murphy alındı. bu hamle takımın en büyük sıkıntısı olan rebound alma üzerine yapıldı ama istenen gelmedi, birkaç maç sonra murphy gönderildi. murphy'nin yerine belki de akla gelebilecek en son isimlerden biri alındı. derek fisher. evet derek fisher'ı asla ama asla dallas forması altında izleyeceğimi tahmin bile edemezdim. fisher 38 yaşında ve ondan bekleyebileceğiniz şeyler çok sınırlı. ama fisher'ın gelişi takıma çok büyük artılar kattı. fisher geldiğinden beri dallas oynadığı son 6 maçın 5'ini kazandı ve sadece son saniye hücumunu değerlendiremedikleri maçta philadelphia 76ers takımına son topta kaybettiler. fisher bu yaşta bu ağırlıkta nasıl bu kadar katkı yapabildi?

    öncelikle takımın tekrar galibiyet almasındaki kilit rol sakatların geri dönmesi oldu. kaman yaklaşık 20 dakika süre alıyor bu 20 dakikada neredeyse 20 sayı üretiyor her maç. bu gerçekten mükemmel bir yüzde. sezon başında iyi bir performans gösteren brandan wright art arda mağlubiyetler alınırken kızağa çekilmişti, şimdi o da tekrar katkı yapmaya başladı. darren collison benche çekildikten sonra o da kendine çeki düzen vermeye başladı. fisher en kritik anlarda tecrübesiyle katkıda bulunarak ve oyunu sakinleştirerek aslında bütün takım arkadaşlarına büyük katkı yaptı. bir guard'ın skor katkısı vermeden yapabileceği bir çok şeyi bu yaşında katmış oldu.

    ama bir oyuncu var ki dallas'ın aldığı 11 galibiyetin tümünde direk etki etti. o da o.j. mayo. memphis grizzlies tarafından draft edildiğinde çok büyük bir yıldız olacağı varsayılıyordu ama bir türlü bekleneni verememişti. dallas'a geldiğinden beri hemen her maçta 20 sayının üzerine çıktı ve takımın skor yükünü sırtlayan isim oldu. dallas aslında sezonu bir şekilde kurtarayım yazın süper yıldız buldum mu alırım mantığıyla transferler yapmışken aslında yıllarca takıma hizmet verebilecek ve gerçek bir yıldız olabilecek bir oyuncuyu transfer etmişti. tabi bu hem coach, hem dallas yönetimi hem de taraftarlar için beklenen bir şey değildi.

    şu anda çok değişik ama izleyenlere zevk veren bir oyun oynuyor dallas. nowitzki hafta başında bir hafta içerisinde takımla çalışmalara başlayacağını söyledi. onun da dönüşü yakın. nowitzki'nin gelişi sadece kendi üreteceği sayılar açısından değil, rakip takımın önlemlerini onun üzerine yoğunlaştırması ile takım arkadaşlarını bir üst seviyeye çıkaracak bir etken olacak. nowitzki'nin dönüşüyle izleyenlere zevk verecek ve daha da derli toplu oynayacak bir takım izleyeceğimizi düşünüyorum.

    12.12.12'de yani bu gece eski bir dostu ziyarete gidiyoruz. rakip boston celtics ve bu yıl dallas'tan alıp kadrolarına kattıkları jason terry. 8 yıl boyunca dallas forması altında izlediğim terry'i başka forma içerisinde görmek çok üzücü ve değişik olacak doğrusu...

    şimdilik durum bu sebeplerden dolayı iyi. ama daha iyi olacak..

    (bkz: go mavs go)
  • 100
    playofflarda adında söz ettirebilmesi için bir parçaya ihtiyacı olan takım. steven adams. bu bıyıklı zat porzingis'in yanında mükemmel bir tamamlayıcı ve defansif bir uzun. aynı zamanda hareketli oyunu ile doncic'in bir pas kanalı da olabilir. hayaller. hayaller.

    2004-2005 sezonundan bu yana ilk defa 2-0 ile başladı dallas. luka doncic kristaps porzingis ikilisi hala yeterli uyuma sahip değiller ama zamanla öldürücü bir boyuta geleceklerine eminim.
  • 65
    2014-2015 sezonu öncesinde transfer dönemini mükemmel şekilde geçirmiş takımım. öncelikle hiç kimsenin beklemediği bir anda 4 yıla yayılan jose calderon'un yüklü kontratından kurtulup new york knicks ile tyson chandler takasına gittiler. tyson'ın maaşı 15 milyon dolar civarında ama kontratının son yılı olduğu için de çok sorun değil hatta değerli bile sayılabilir. dallas 2011 yılında şampiyon olduğu zaman tyson kadrodaydı ve dirk ile beraber mükemmel bir uyum sağlamışlardı. dirk'in savunma yönünün çok iyi olmadığını hepimiz biliyoruz. işte bu yüzden yanında çemberi koruyan bir uzun ihtiyacı tyson gittiğinden beri dallas'ı kemirdi durdu. yerine denenen hiçbir oyuncudan verim alınamadı. tyson 2011 yılındaki tyson mı bilmiyoruz tabi ama en azından eğer o yıla yakın bir performans gösterirse, dallas'ın da hücum va savunma sistemini zaten bildiği için takıma direk katkısı olacak bir ekleme oldu. dallas için çok büyük artı.

    sonra dirk nowitzki önceki sene kazandığının yaklaşık %60'ından vazgeçerek takımına iyi bir oyuncu almak için rahatlık sağlamaya çalıştı. tam da bu sırada houston rockets'ın nowitzki'ye max kontrat teklif ettiğini de belirteyim ama tabi ki dirk'in nba'de oynamak isteyeceği başka takım yoktu. bu dallas'a carmelo anthony'e max kontrat teklif edebilme şansı verdi ama carmelo'nun görüştüğü takımlar arasında en cüzi ama gerçekçi teklifi yapan dallas olunca haliyle başarı(!) isteyen carmelo kabul etmedi. ama dallas'ın b planı çoktan hazırdı. houston rockets'ta restricted free agent olan chandler parsons'a hemen sağlam bir kontrat teklif ettiler ve parsons kabul etti. transfer döneminin başladığı ilk gün kontrat imzalandı ve houston'ın karşılayabilmek için 3 günlük süresi başladı.

    houston ise chris bosh'un peşinde koşuyordu ve gelen haberler bosh'un houston'a gelmesi durumunda parsons'a yapılan teklif her ne olursa olsun, lüks vergisi ödeme pahasına karşılanacaktı ve harika bir ilk 5 kurulacaktı. dallas sahibi mark cuban elinden geldiğince houston'ı köşeye sıkıştırmaya çalıştı chandler'a verdiği teklif ile ama yine houston kabul edecek gibi duruyordu.

    ve bosh kararını verip miami heat'te kaldı. bu houston için tam bir felaket senaryosuydu. bosh, dallas için her şeyi tersine çeviren oyuncu oldu bir anlamda. eğer houston bosh olmadan parsons'ı karşılamış olsaydı hem geçen yıldan daha kötü bir takım hem de takımın geleceği adına sağlam bir darbe indirilmiş olacaktı.

    3. gün geldiğinde parsons'a yapılan teklifin karşılanmayacağı açıklandı ve parsons artık dallas'ın yeni 3 numarası. parsons 2.06 boyunda ama fiziği ve boyuna göre gayet hızlı ve çevik bir oyuncu. dış şutu ise mükemmel. boyuna rağmen hareketli oluşu ona defansif anlamda da artılar kazandırmakta. tam da rick carlisle'ın takımında ve oyun sisteminde oynatmak isteyeceği türden bir oyuncu. geçtiğimiz sezon 16.6 sayı, 5.5 ribaunt ve 4 asist ortalamalarıyla oynadı. dallas için mükemmel bir hamle diyebiliriz. parsons'ın dış şut yeteneğini kırdığı bir rekor eşliğinde izlemek için;

    https://www.youtube.com/watch?v=wwZdoevq3E4

    şimdi dallas'ın 3-4 ve 5 numara oyuncularının boyu 2.06, 2.13 ve 2.16. tam bir 3 başlı canavar oluşmuş durumda. üstelik bunların ikisinin dışarıda müthiş bir şut tehdidi var.

    parsons'a yedek olarak da minimum ücrete 34 yaşındaki richard jefferson alındı. her ne kadar rolü çok fazla olmayacak olsa da geçtiğimiz sezon utah jazz'de %42 üç sayılık isabet oranıyla oynamış. bu nba standartlarında gayet iyi bir ortalama ve eğer dallas'ta da benchten gelip bir iki üçlük sokabilirse bekleneni fazlasıyla karşılamış olur.

    geçtiğimiz sene dallas'ın 3 numarası shawn marion ve yedeği vince carter'dı. marion savunmada çok kısıtlı ama çok iyi bir savunmacıydı. bu sene marion'ın savunma gücü aynı ama hücum gücü kat kat fazla olan parsons ile değiştirildi. yedek olarak da vince carter'ın 39 yaşında oluşu ve çok fazla para istemesi üzerine ondan hem daha genç hem de benzer bir katkıyı verebilecek jefferson getirildi. geçen yıla göre yine çok büyük bir artı.

    2 numarada geçen sezonu 20 sayının üzerinde ortalamayla geçiren ve o eski patlama gücüne kavuşmuş görünen monta ellishala takımda ve hücumun en önemli parçalarından biri olacak yine. ellis'in yedeği olarak da çok iyi bir üç sayı atıcısı olan mo williams takıma katılmak üzere. geçtiğimiz sene ellis'in bir yedeği yoktu ve kimi zaman vince kimi zaman da bir guard olan devin harris iki numara pozisyonunda oynuyordu. dış şut tehdidi çok iyi olan mo'nun takıma katılması yine önemli bir artı olacak.

    takımın şu anda en sıkıntılı görünen yeri oyun kurucu bölgesi. geçtiğimiz sezon takımda olan, savunma ve hızı iyi olan, özellikle hızlı guardları savunmada önemli katkı veren devin harris ile yeniden anlaşıldı. tyson chandler takası ile gelen raymond felton da o bölgenin oyuncusu olarak duruyor. ikisi de şampiyonluğa oynayacak bir takımın guardı olarak görünmüyor zira. harris çok iyi bir yedek olabilir ama takımın bir şekilde, saha dışı sorunları fazla olan felton'dan kurtulup yerine iyi bir guard alması gerekiyor. eğer olur da şapkadan tavşan çıkarıp iyi bir guard alınabilirse...

    dallas geçtiğimiz sezon şampiyon takımı elemenin kıysına getirip zaten çok iyi bir takım olduğunu göstermişti. bu sezon büyük artılarla geliyor ve batının ilk 4'ü içinde yer alacak takımlardan biri olacak. eğer rick carlisle önderliğinde takım kimyası oluşturulabilirse, final neden olmasın?
  • 106
    2 aralık 2019 los angeles lakers dallas mavericks maçında lakers'ın tarihinin en iyi başlangıcı yapmasına engel olmuş takımım. lakers daha önce bu sene dahil olmak üzere 2 defa 17-2 başlamıştı. ayrıca yine lakers'ın 10 maçlık galibiyet serisi sonlanmış oldu. kısaca lukalandılar yani. ulusal açık kanaldan yayınlanan bu maçın öncesinde o kadar çok lakers yalaması yapıldı ki bu mağlubiyet daha bir keyif verdi.

    gelelim dallas'ıma. bu sezon aldıkları 6 mağlubiyetin 2'si son topta, ki bunlardan birisi daha sonra nba'in kabul ettiği üzere feci bir hakem hatasıyla olan lakers maçıydı, 2'si de new york knicks'e. adam akıllı aldıkları mağlubiyetler clippers ve celtics'e karşı oldu ki bunlar gayet anlaşılır ve kabul edilebilir mağlubiyetler. bu sene beklentim bu kadar değildi doğrusu, gelecek sene takımın çok daha iyi olacağını düşünüyordum luka doncic'in büyük gelişimi ve koç rick carlisle'in rotasyonu iyi kullanması peşinden iyi sonuçlar getirdi. devamı gelir inşallah.
  • 137
    2 gün arayla iki maç üst üste los angeles lakers‘ı mağlup etmeyi başarmış takım. ki hatırlatmak gerekir, anthony davis bu iki maçta da oynadı. ayrıca bu sabaha karşı oynanan ikinci maçta dallas porzingis ve josh richardson’dan yoksun oynadı ve bir ara 17 sayı geriye düştüğü maçı 15 sayı farkla kazandı.

    dallas gerçekten çok ilginç bir takım. savunma yapabildiği zaman bambaşka bir takıma dönüşüyor. rakibi 100 sayının altında tuttukları bütün maçları kazandılar. tamamını.

    galibiyet yüzdesi %50 ve üstünde olan takımlara karşı 20-15’ler ve bu ligin en iyi 5. derecesi. ilginç bir şekilde mağlubiyetlerinin büyük bir kısmı ligin dibindeki takımlara karşı oldu. son iki haftada mesela houston ve sacramento’ya kaybettiler.

    şu an sıralama tablosunda 6. sırada ve lakers’ın bir maç gerisinde. üstelik lakers’la ikili averaj dallas’ta. sezonun geri kalanında ise lig genelinde en kolay fikstüre sahip takım. eğer sezonu 4-5 sıralarda tamamlarsa çok acayip bir iş yapmış olurlar.
  • 159
    takasta şutör uzun fetişini bir kenara bırakıp senelerdir kanayan 5 numaraya daniel gafford'ı ve tutmayan grant williams'ın yerine de p.j. washington'ı getiren takım. ikisinin önemli katkı verdiği maçta batı'da liderliğe oynayan oklahoma'ya 35 fark attılar dün, 146 sayı buldular. maxi kleber'in sakatlık sonrası iyi performansı, josh green-jaden hardy ikilisinin iyi rol oyuncularına dönüşümü ve elbette doncic-irving ikilisinin sağlığı devam ederse bu sene sürpriz yapabilirler.
  • 93
    az önce biten maçta* son periyottaki 24-9'luk skorla portland'ı 102-101 yenmiş takım. doncic yine 28-9-6'yla harika maç çıkardı. pivotu maxi kleber, dış şutörü finney-smith olan takımla böyle bir dönüş, muazzam.

    bir an önce yaz gelsin ve porzingis'i sağ salim monte edelim şu çocuğun yanına. carlisle hocamın elinde bu ikiliyi izlemek için sabırsızlanıyor insan.
  • 41
    2012 yazı transfer sezonunun en büyük kaybedeni olacakken an itibariyle en büyük kazananı olmuştur.. takım sahibi mark cuban ve genel menajer donnie nelson çok büyük işlere imza attılar.

    sezon öncesi bütün planlar deron williams üzerine kuruluydu. deron brooklyn nets'i kabul edince siyah bulutlar dallas şehrinde dolanmaya başladı. bütün geri kalan yıldızlar bir bir diğer takımlar tarafından kapılırken dallas sessiz durmayı tercih etti. herkes en azından ortamı yumuşatmak için kötü bile olsa bir anlaşma yapmalarını bekliyordu. hatta üstüne taraftarların büyük sevgi duyduğu manyak sahip cuban için bile istifa çağrıları yükselmeye başlamıştı.

    dallas ilk olarak öküz adam brandon haywood'u amnesty clause yoluyla takımdan kesti. bununla beraber 8 milyon dolarlık yeni salary cap açığı oluşturuldu.

    hemen akabinde pivot chris kaman ile anlaşıldı. kaman'la 1 yıllık 8 milyona anlaşıldı.

    kimsenin beklemediği bir anda takımın elinde bile olmayan ian mahinmi için sign and trade yoluyla indiana pacers ile anlaşıldı ve karşılığında jet guard darren collison ve savunma makinesi dahntay jones alındı. iki oyuncu için 4 milyon ödendi.

    philadelphia 76'ers'ın amnesty clause ile serbest bıraktığı elton brand için bir çok takım bir bir tekliflere hazırlanırken dallas yönetimi basına ne olursa olsun onu almak için bastıracaklarını açıkladı. bu bir blöftü. elton brand de eski takım arkadaşı ve beraber 6 yıl oynadığı chris kaman ile oynamak istediğini ve dallas'ın teklifleri kazanmasını istediğini twitterından açıkladı. dallas yönetiminin blöfü de buna eklenince bir nevi diğer takımlar kandırılmış ve elton brand sadece 2.1 milyon karşılığında dallas'a gelmiş oldu.

    not: amnesty clause yoluyla takımla ilişiği kesilen bir oyuncu için öncelik hakkı salary cap boşluğu olan takımlar olmak üzere birbirlerinden habersiz takımlar resmi tekliflerini nba'ye iletir. 3 günlük teklif süresi sonunda en yüksek teklifi etmiş takım oyuncuyu alma hakkına sahip olur. dallas'ın 2.1 milyon elton brand gibi bir oyuncu alması büyük iş. diğer takımlar dallas'ın fazla para teklif edeceğini düşünüp boşuna teklif yapıp bir de komisyon ödemeyi kabul etmediler yani.

    frontcourt elton brand ve chris kaman ile kuruldu ve dallas'ta son 13 yılda ilk defa skorer pota altı oyuncuları bulunmuş oldu. sıra takıma iyi bir şutör kazandırmaya geldi. hala boşta iki iyi oyuncu vardı. bunlardan biri courtney lee diğeri de o.j. mayo. iki oyuncu da takımlardan yüksek teklif bekliyordu. dallas'ın sadece 4 milyon salary cap'i kalmış ve daha fazlasını yeni cba kuralları çerçevesinde zaten teklif dahi edemezdi. ama nasıl olduysa memphis'in 7.2 milyon dolarlık opsiyonunu reddip 4 milyon'a dallas geldi o.j. mayo. masa altı para? cuban yapar mı yapar.*

    şimdi takım jose calderon'un peşinde. takımı oynatacak akıllı bir guard her zaman rotasyonda yer bulur. bunu da sign and trade yoluyla yapacakları için karşılığında eften püften adamlar verilecek ve bu da büyük bir kazanç olacak.

    peki dallas neden en büyük kazanan?

    dallas'ın artık elinde dwight howard takası için kullanabilecekleri genç yetenekler var. çok iyi bir paket sunabilir karşılığında da kötü kontratları absorbe edebilecek bir esnekliğe sahipler.

    ikinci ve belki de en önemli nokta şu. gelecek yıldan itibaren sign and trade kurallarında büyük bir değişikliğe gidecek ve trade exception'ı olmayan takımlar bu yol ile oyuncu alamayacak. yani nerdeyse tamamen bu transfer çeşidi ortadan kalkacak. bu da salary cap'i olan takımları çok çok büyük avantaja sahip konuma getiriyor. gelecek yaz eğer bu yıl takas edilmezse dwight howard, chris paul gibi yıldızlar serbest kalacak.

    dallas aldığı oyuncularla genelde 1 yıllık anlaşma yaptığı ya da expiring contract* sahibi oyuncular aldı ve ununu hep kuru tutmayı başardı. yani gelecek yıl nba'de en büyük salary cap'e sahip takım olacaklar ve yıldız kapma işinde 1. sırada adını duyacağımız takım olacak.

    bunun yanı sıra bu sezon için oluşturdukları genç ve atletik kadro geçen yılkinin kat kat üzerinde bir potansiyele ve geleceğe sahip. yine batıda iyi yerler için savaşabilecek bir kadro kuruldu.

    takımın yaptığı değişikleri bir kıyaslayalım.

    center: haywood (5.2 sayı 6.0 rebound) gönderildi yerine kaman (13.1 sayı 7.7 rebound) geldi. çok büyük artı.
    yedek center: mahinmi (5.8 sayı 4.7 rebound) gönderildi yerine brand (11 sayı 7 rebound) getirildi. çok büyük artı. ayrıca elton brand nowitzki'nin yedeği olarak da süre alıp kamanla iki kule oluşturarak da oynayacak. bu şekilde dirk'e de bir yedek alınmış oldu.

    şutör guard: jason terry (16.1 sayı) gönderildi yerine o.j. mayo (12.1 sayı) getirildi. takımın istatistik anlamında geriye düştüğü tek oyuncu burası ama belirtilmesi gereken bir önemli nokta var. terry 34 mayo 24 yaşında!

    oyun kurucu guard: kidd (6.2 sayı 5.5 asist) gönderildi yerine collison (10.4 sayı 4.8 asist) getirildi. kidd'in yaşı 39 collison'ın yaşı 24. darren collison kidd'in zekasına tabiki sahip değil ama muhtemelen kidd'ten 5 kat daha hızlıdır. oyun kurmanın zeka yönünü de jose calderon ile gidermeye çalışıyor takım.

    eğer ki deron williams alınmış olsaydı kendisine 20 milyon dolar verilecekti. salary cap'in büyük kısmı deron için gitmiş olacaktı ve dirk - deron ikilisinin yanına muhtemelen dandik adamlar doldurulacaktı. ama şimdi deron için kullanılacak 20 milyon'a chris kaman, elton brand, o.j. mayo, derren collison ve dahntay jones alınmış oldu üstüne de bir oyuncu ya da takas için kullanılabilecek 2.5 milyon room exception kaldı. ve gelecek için un çok kuru tutuldu. o undan nasıl ekmekler çıkacak göreceğiz.

    17.5 milyona chris kaman, elton brand, o.j. mayo, darren collison, dahntay jones > 20 milyon'a tek başına deron williams.
  • 87
    luka doncic'in belli bir oranda geri getirdiği heyecanımı kristaps porzingis'i de alarak hat safhaya taşımış takımım.

    luka doncic ve kristaps porzingis'in beraber oynayacağı üstelik başlarında lig tarihinin gelmiş geçmiş en büyük avrupalı oyuncu dirk nowitzkiyi barındıran takımı sevmeyecek çıkar mı acaba? :)

    bu takasın dün gece oynanan new york-dallas maçından sonra gerçekleşmiş olması da ayrı bir detay. demek doncic gerçekten de bu yaşta büyük saygı görüyor ki bu yetenekle hak ediyor da.

    takasa gelecek olursak;
    aslında dallas gerçekten de çok bir şey kaybetmedi. dennis smith jr çok yetenekli bir oyuncu ama takımda kalmak da istemiyordu koç ile de arası açılmıştı. hatta 2 hafta kadro dışı bile kalmıştı. wesley matthews ise zaten kurtulmak istediğimiz bir adamdı. takasın üçüncü parçası ise deandre jordan. her ne kadar eski etkinliğinden uzak olsa da kontratına bakıldığında porzingis de geliyorken elde tutmak zaten olmayacaktı.

    gelen oyuncular ise; porzingis'in yanı sıra tim hardaway jr dallas'a geldi. 20 sayı civarında ortalamayla oynayan çok iyi bir skorer ve genç bir guard. tek eksiği oyun kurmada yeterli olmaması ama zaten doncic işin o yönünü elinde tutuyor. courtney lee geçtiğimiz seneye kadar fena olmayan bir katkı veriyordu. trey burke ise iyi bir bench adamı olarak change of pace işinde ciddi iş yapabilir.

    dallas'ıma hayırlı olsun.

    2 sene sonra inşallah bu da olacak! (bkz: #2606733)
  • 98
    bu sabaha karşı oynadığı 2019-2020 sezonu açılış maçında washinton karşısında dikkatle izlediğim takımım. gerçekten geleceği çok parlak bir takım. zaten luka doncic kristaps porzingis ikilisi malumunuz. fakat takımda dahası var. bir kere bench kalitesi ortalamanın çok üzerinde. maçın 2. çeyreğinde bir ara takımın bulduğu 20 sayının üçü doncic'ten geriye kalan 17'si ise bench oyuncularından gelmişti. seth curry çok iyi bir şutör. şu an takımın 6. adamı konumunda. jalen brunson delici ve iyi bir oyun kurucu. birçok takımda ilk 5 başlayabilecek kalitede hem de. justin jackson çok acayip bir soft touch'ı olan genç bir oyuncu. hiçbir şey yapmıyormuş gibi görünüp çok şey yapanlardan. tim hardaway jr. ise önceki takımı new york'ta bir yıldız statüsünde olan iyi bir skorer. gününde olduğunda benchten gelerek maç bile kazandırabilir. dorian finney smith ise her takımda olması gereken mücadeleci, her topa atlayan 3 & d bir oyuncu. jj barea ve boban marjanovic bugün oynamadıkları için son durumları nasıl gözlemleyemedim ama iki oyuncu da kesinlikle katkı yapabilecek oyuncular.

    gelelim ilk 5'in diğer elemanlarına. yeni transfer delon wright henüz takıma uyum sağlayamadı. her ne kadar 3 numara gibi görünse de aslında bir point forver olan ve oyun kuran luka doncic'in yanında iyi bir tamamlayıcı guard. courtney lee ise yetersiz. zaten savunma oturduğunda buraya seth curry'nin geçeceğini düşünüyorum. pivot pozisyonunda ise savunma yönünü ve fizik yapısını çok geliştirmiş gördüğüm alman maxi kleber var. bu maçta çok yetersizdi ama şu an sakat olan dwight powell porzingis'in yanında ilk 5 başlayacak ve maxi kleber de bench'ten gelerek enerji katacaktır.

    şu takımda sakatlığı öncesindeki hali gibi andre roberson tarzında 2 numarada oynayan iyi bir savunmacı ya da en basitinden sene başında bir çok kişinin beklediği üzere danny green dallas'a gelmiş olsaydı şu an çok farklı şeyler konuşuyor olabilirdik. ama olsun şimdilik gençlerin gelişimini izlemek de güzel.

    leykırsçılar, sene başında kendini bir anda klippırsçı bulanlar, liseli gsw'ciler ve şimdi değil gelecek sezondan itibaren bir anda bruklin'ci olacak gençler not alın, potansiyel bu takımda. :)
App Store'dan indirin Google Play'den alın