20676
galatasaray tarihindeki yeri oldukça trajikomik bir hal almaya başlayan sözleşmeli futbolcumuz. manisaspor'daki kiralık günlerinden yıldız aşamasına gelişine, fatih terim'in 3.döneminin başındaki ayrılışına kadar ki sürecine; hemen hemen ergenlikten başlayarak üniversiteli olduğum yaşlarda şahit olmuşluğum var. bu zaman dilimindeki arda; yine aynı arda turan'dı. sadece o zamanki takımın gözbebeği oluşu, küçük yaşta olmasından dolayı çömezliğin vermiş olduğu geride kalma refleksi ile karakterinin zayıf özellikleri fazla göze batmadı. galatasaray'a o dönemde ciddi sayılabilecek bonservis bedeli kazandırarak da takımdan ayrıldı.
arda turan'ın yükseliş dönemi olan ispanya ligi serüveni, yine aynı ligdeki barcelona transferiyle birlikte çöküşe geçti. bu süreçte milli takımdaki prim olayları, fatih terim ile yaşadıkları, özel hayatında ciddi göze batacak olayları, siyasi önder gibi davranması, evet/hayır referandumundaki tutumu vs. gibi durumlar tüm sempatisini yitirmesine sebep oldu. futboldan da uzaklaşan arda, kısa zamanda oldukça keskin bir düşüş yaşadı. erken yaşta türkiye ligine geri dönerken, fatih terim'in galatasaray ile yeniden anlaşması ve galatasaray taraftarının istememesi ile başakşehir'in yolunu tuttu. burada iyice antipati kazanarak unutulmaya başlamıştı, ta ki fatih terim’in elini öpmesi ile affedilmesine kadar.
aslında bana göre kendinden daha çok nefret figürü olacak o kadar futbolcu varken, arda turan’ı mecazen yok edecek kadar gözü dönmüşlüğü anlamlandıramamıştım. ama biraz düşününce de arda’nın ciddi derecede hak ettiğini düşünüyorum tabi. aşırı ünün getirdiği psikoloji, karakteri üne göre belirlemek, çevreyi aşırı “adam” tayfa ile doldurmak, boyundan büyük işlere girişmek vb. o kadar şey var ki sayacak. ama şurası kesin bence, arda gereğinden fazla pohpohlanmayı kaldıramadı.
arda’nın yerinde olsam yatar kalkar fatih terim’e dua ederdim. yoksa bu kadar büyük bir yetenek, kariyer yok olabilir, en fazla tv programlarında sıradan bir yorumcu olarak kalabilirdi, gerçi belli de olmaz, çok soğuttu insanları kendinden.
şu aralar galatasaray’da kariyerinin son zamanlarını yaşıyor. galatasaray’a son gelişinin ilk zamanları insanlar fatih terim’in ve o zamanki konjonktür’ün hatırına ses etmese de, zamanla işlerin kötüye gitmesi ile okları kendine yine çevirmeyi başardı. muhtemelen futbolcu arda olarak son senesi, bundan sonra galatasaraylı arda olarak kalmak ve bunu kullanarak tepede kalmak istese de, bu isteğinin gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor. aynı zamanda kendisinin de bu saatten sonra değişmesi zor.
arda turan'ın yükseliş dönemi olan ispanya ligi serüveni, yine aynı ligdeki barcelona transferiyle birlikte çöküşe geçti. bu süreçte milli takımdaki prim olayları, fatih terim ile yaşadıkları, özel hayatında ciddi göze batacak olayları, siyasi önder gibi davranması, evet/hayır referandumundaki tutumu vs. gibi durumlar tüm sempatisini yitirmesine sebep oldu. futboldan da uzaklaşan arda, kısa zamanda oldukça keskin bir düşüş yaşadı. erken yaşta türkiye ligine geri dönerken, fatih terim'in galatasaray ile yeniden anlaşması ve galatasaray taraftarının istememesi ile başakşehir'in yolunu tuttu. burada iyice antipati kazanarak unutulmaya başlamıştı, ta ki fatih terim’in elini öpmesi ile affedilmesine kadar.
aslında bana göre kendinden daha çok nefret figürü olacak o kadar futbolcu varken, arda turan’ı mecazen yok edecek kadar gözü dönmüşlüğü anlamlandıramamıştım. ama biraz düşününce de arda’nın ciddi derecede hak ettiğini düşünüyorum tabi. aşırı ünün getirdiği psikoloji, karakteri üne göre belirlemek, çevreyi aşırı “adam” tayfa ile doldurmak, boyundan büyük işlere girişmek vb. o kadar şey var ki sayacak. ama şurası kesin bence, arda gereğinden fazla pohpohlanmayı kaldıramadı.
arda’nın yerinde olsam yatar kalkar fatih terim’e dua ederdim. yoksa bu kadar büyük bir yetenek, kariyer yok olabilir, en fazla tv programlarında sıradan bir yorumcu olarak kalabilirdi, gerçi belli de olmaz, çok soğuttu insanları kendinden.
şu aralar galatasaray’da kariyerinin son zamanlarını yaşıyor. galatasaray’a son gelişinin ilk zamanları insanlar fatih terim’in ve o zamanki konjonktür’ün hatırına ses etmese de, zamanla işlerin kötüye gitmesi ile okları kendine yine çevirmeyi başardı. muhtemelen futbolcu arda olarak son senesi, bundan sonra galatasaraylı arda olarak kalmak ve bunu kullanarak tepede kalmak istese de, bu isteğinin gerçekleşmesi pek mümkün görünmüyor. aynı zamanda kendisinin de bu saatten sonra değişmesi zor.