resim
Felipe Melo de Carvalho
Takım:Fluminense
Mevki:Stoper
Yaş:41
Boy:1.83
Uyruk:Brezilya
  • 507
    galatasaray hakkında neler düşündüğünü merak ettiğim futbolcu. tamam bizi şimdiden kendisine hayran bıraktı ve acaba ''13 milton euro'nun altında bir ücretle anlaşabilir miyiz'' gibi şeyler düşünmeye başladık ama acaba kendisi sezon sonunda galatasarayda kalmak isteyecek mi ? italya, ingiltere, ispanya gibi büyük liglerde mücadele etmek isteyebilir. korkuyorum sözlük, umarım hep bizimle olur.
  • 925
    olur da fenerbahçe derbisinde cezalı duruma düşerse galatasaray taraftarı olmanın sorumluluklarını yerine getirme zamanı gelmiş demektir.

    yoksa her sene önümüzü kesmek için farklı bir ahlaksızlığa başvuracaklar. oturduğumuz yerden ''yönetim tepki göstersin, ünal aysal yumruğunu masaya vursun hedehödö'' demekle olmaz. artık bu saatten sonra yumruğunu masaya vurması gereken taraftardır.

    (bkz: taraftar uyuma takımına sahip çık)
  • 1942
    galatasaray yönetiminin tranfer politikasıyla ilgili dany başlığında söylediğim olumlu şeylerin tam tersini buraya yazıyorum. (bkz: #969774)

    bu transferin şimdiye kadar gerçekleşmemiş olması vizyonsuzluktur. takıma cuk oturmuş, taraftarla bütünleşmiş, kısaca artık galatasaray'ın etten kemikten bir parçası olmuş bir oyuncu için 3e 5e bakmayacaksın, gözünü kapatıp paraya kıyacaksın kardeşim. o kadar.
  • 1965
    insanların neredeyse tamamının maymun iştahlı olduğu bir ülkede transferinin gerçekleşmiyor olması çok da önemli değildir. ''ne alakası var'' diyecek olursanız işte size sözlüğümüzden minik bir örnek;

    an itibariyle;

    oktay mahmuti + felipe melo başlıklarına girilen entry sayısı: 25

    oussama assaidi + demba ba başlıklarına girilen entry sayısı: 134

    nedense bizim ülkemizde ''yeni heyecanlar aramak'' her zaman ''elindekinin kıymetini bilmekten'' önce geliyor. bizimkisi öğrenilmiş çaresizlik.
  • 1970
    kendisi hakkında flaş bir gelişme yaşanmadığı için beklemede kalmamız gereken oyuncuymuş. olur da kendisi gelirse burada coşar beklentiler, tahminler, analizler yaparız. gelmezse de ünal aysal'a, fatih terim'e, yönetime sallarız. çünkü bizim üstümüze düşen bu. yani tek ihtimal var bekleyeceğiz, sonunda da ya sevineceğiz, ya üzüleceğiz.

    oktay mahmuti konusunda da öyleydi. sanırım bugün menejerinin açıklamalarıyla biraz üzüldük :( ama yapabileceğimiz başka birşey yok :(

    ironiyi yarıda kesiyorum, üzgünüm. fakat üstümüze düşenin bunlardan fazlası olduğunu düşünüyorum. felipe melo bu takımın başarısını etkileyen kilit isimlerden biri ve transferi için tek pürüz sercan yıldırım gibi yiğit gökoğlan gibi oyunculara saçtığımız ücretlerle çözülebilecek miktarda. taraftar olarak başta sosyal medya olmak üzere yöneticilere sesimizi duyurabileceğimiz her noktayı kullanmamız lazım. galatarasaray yöneticisi sözlük gibi taraftarın sesini duyabileceği yerlere baktığında en üstte; ''demba ba(34), aissaidi(88)'' yazıları yerine ''felipe melo(126), oktay mahmuti(185)'' gibi tepkilerin net anlaşabileceği başlık ve rakamlarla karşılaşmalı. tepkimizi göstereceğimiz tek yöntem imza kampanyası değil.

    elbette ki felipe melo yerine ondan daha faydalı olabileceğini düşündüğümüz bastian schweinsteiger* gündemimizdeyse bunu da değerlendireceğiz, bunlara da yazacağız. ama görüldüğü gibi ortada bir alternatif yok ve melo transferinin sonu kötüye doğru gidiyor. artık taraftar olarak bekle-gör tavrımızı değiştirmemiz gerektiğini düşünüyorum.

    (bkz: abdul kader keita) - (bkz: serdar özkan)
  • 3308
    herkes melo'nun farklı hareketlerini hatırlıyordur geçen sene. kimisi fenere attığı meşhur golü*, kimisi kaptığı toplardan sonraki sevincini, kimisi rierayla ettiği kavgayı. ama benim aklımda öyle bir an kaldı ki hakikaten bu adama duyduğum saygı 2 kat arttı.

    kadıköydeki şampiyonluk maçının 69. dakikası, dia atıldıktan tam 4 dakika sonra. bir pozisyondan sonra fenerbahçeli futbolcular sarı kartı olan ujfalusinin üzerine oynayarak oyundan attırmaya çalışıyorlar. neticesinde saha içinde bir kavga çıkıyor. malum kavga anı herkes birileriyle uğraşırken melo koşarak gelip ujfalusi'yi kalabalığın göbeğinden alıp çıkarmaya çalışıyor. tam çıkartıp götürürken arkadan 2-3 fenerbahçeli futbolcu bu akıllıca harekete sinirlenip* saldırıya geçiyorlar. melo kafasına darbe alıyor fakat bu saldırıya hiçbir şekilde karşılık vermiyor hatta kendisini yere atıp fenerbahçeli futbolculara kart göstertmeye de çalışmıyor ujfalusi'yi riske etmeyip tekrar çekerek oradan uzaklaştırıyor.

    bu adamdan herşeyi beklerdim ama böyle bir soğukkanlılığı asla beklemezdim.

    http://youtu.be/dNkgOAz62T0?t=6m25s
  • 3578
    23 ekim 2012 galatasaray cfr cluj maçında gayet iyi oynamıştır.

    -ön libero bu herif. kesici ve top dağıtıcı görevleri var. zaten kesicilik bakımından çok iş düşmedi kendisine, hata da yapmadı gördüğüm kadarıyla.

    -top dağıtma içinse dün verdiği tek bir pas bile suya takılmadı bu adamın. her pasında topu yerden birkaç santim kaldırarak attı.

    -herif karambol anında bile hamit'e topu kaldırarak pas verdi ki havadan daha etkili şut atsın gol olsun. mental olarak bu kadar hazırdı maça.

    -2. yarı bambaşka bir görev aldı hocasından, onda da içeriyi karıştırmayı başardı.

    siz ne bekliyordunuz anlamıyorum?

    yok penaltıyı kaçırmış, yok rövaşata denemiş, biraz da neyi düzgün yapmış onu görmeye çalışın.

    belliydi zaten bu adamın sonunda türkiye'de yaranamayacağı. efendi efendi duran bir tip değil ya, birazda delidolu. çabuk severiz, çabuk da sikeriz zaten böylesini.

    miami'de tatil yapmış, 3 ay antreman yapmamış, 3m-5m almış. sen de kazan, sen de yap anasını satayım ne konuşuyorsun? antremana çıkmamış, sen adamı aldın da gelmedi mi herif?

    işe biraz gerçekçi bakın şurda yorum yaparken. selçuk casper'a bağladı kaç maçtır kimsenin gıkı çıkmıyor bu adamı eleştirmekten. *
  • 4307
    kendisiyle ilgili bu yıl yazılmış en iyi yazı bence. takıma faydası olmadığı düşünenler egolarından arınıp şunu bir okusunlar. takım olarak tekrar tekrar aynı şeyleri yaşamamızın bir getirisi yok, eskilerden ders çıkarmak gerek. ekşi sözlükten;

    --- alıntı ---

    galatasray uefa kupasini aldiktan sonra bir cok taraftar hagi kosmuyor yerine kosan biri alinmali takimi yavaslatiyor felan diyordu bunu da kose yazarlarindan okuyorduk. hatta canli izledigim bir mac sonrasi bunu kendim de dedim. zaten butun gun ne kadar yazarsa varsa okur dururdum, o zaman amaclarini bilmedigim rakip takim yazarlarini da okuyordum.. sonradan ogrendik o adamlarin aslinda ne kadar futbol konusmaya niyetli olduklarini. bir oyuncuya alisinca bir sure sonra iyi ozelliklerini sanki hemen baska futbolcuda bulacaklarmis gibi geliyor mesela alex cok iyi pozisyon hazirliyor gol atiyor. sanki yerine gelen adam hem kosacak hem de daha cok defans yapacak gibi. dedim ya aynisini hagi de yasamistik. alex gittikten sonra fenerin durumu malum. ayni durum melo icin de gecerli melonun kritik bir direnci var bir anda 3 4 forvet oyuncusuna birden pres yapiyor, o pres yaparken atilan pasin pesinden kosup kolayca orta sahayu gecmelerini engelliyor bir cok kez rakiple arasindan 10 metre varken olumune kosup arkadan top aldigini bilirim. saniyoruz ki yerine gelecek adam zaten bunlari yapacak bir de daha az kart gorecek.

    genelde cikar boyle laflar o adamin yaptigini turk oyuncu da yapar diye sonra bir isim atilir ortaya bu cocuk onun kadar iyi diye ama aradan zaman gecer o cocuk oynar bakarsin aslinda adamin yaptiginin yarisini yapmiyor. bilmiyorum hatirlayan var mi hakan sukur yerine ersen martin oynamali dendi uzun sure, sonra ersen martin oynadi biz de gorduk. galatasarayin kadrosundan sessiz sedasiz oynayan iyi adamlar vardi onlar icin cok soylendi bu laflar mesela capone, ilic, victoria, perez. sonra galatasaray bunlari diyen adamlarin aklina uydu onceden cok daha onemsemedigimiz bolgelere yerli oyuncu aldi. orhan ak, cihan haspolatli (bu adam ortasanin ortasinda bile oynadi) mustafa sarp baris vs... bu bir kac sene devam etti kanser olduk. sirf bir sol bek yuzunden sag bek yuzunden butun takim nasil katledilir onu gorduk.

    eger galatasarayin o zamanki halini olgun bir gozle gormediyseniz yekta, melonun yaptigini hayda hayda yapar diyebilirsiniz ama inanin durum oyle olmuyor. kimse yekta kotu demiyor o da iyi oyuncudur biraz daha kendini gelistirsin umarim melodan daha da iyi olsun. bazi futbolcular iyi yer alir atak baslarken pozisyon tutar bakarsin rakibin atagini cat diye kesmis. hani ortasaha da top surekli alexe gelir sanarsin ki sans halbu ki adam topa vurulurken az cok nereye gider top kestirip orada bekliyor zaten top da ona geliyor. yekta henuz bunlari yapamiyor, iyi takimda oynar ama takimi daha iyi yapamaz su anda. su anda melo takima hala faydali sneijderla daha da iyi olur.

    --- alıntı ---
  • 4312
    sahadaki psikolojik mücadelenin farkında olan ve bu anlamda da çok başarılı olan bir futbolcudur.

    1) geçen sene şampiyonluk maçında 2. sarıyı yememesi için tomas ujfalusi'yi uzaklaştırması, üstüne fenerbahçeli futbolcuların saldırısına uğraması ve hiç bir tepki vermeden ujfalusi'yi uzaklaştırmaya devam etmesi melo karakterindeki bir oyuncunun sahadaki psikolojik mücadeleyi çok iyi anladığını gösteriyor. yoksa orda neler yapacağını az çok hepimiz tahmin ediyoruz. *

    http://youtu.be/YlDaSk8LUYs

    2)genel olarak yaptığı önemli müdahalelerden sonra gol atmış gibi sevinmesi. zaten bu tarz müdahalelerin gol kadar değerli olduğunu biliyoruz. melo yaptığı hareketlerle pozisyonun saklı kalan önemini ortaya çıkartıyor, haliyle rakip futbolcu gol yemiş kaleci kadar baskıyı hissediyor.

    3)üstte de yazdığımın farklı bir türü. adam taraftar baskısını çok iyi kullanıyor. içerdeki manchester maçında tüm tribünlerin durulduğu esnada herkesi ateşlemiş ve saniyesinde golü getirmişti. psikolojik mücadele budur.

    http://www.youtube.com/watch?v=Xiz8oo5qdpg
  • 4358
    medyanın transfer döneminin başından beri verdiği gaz ve kendisinin de birkaç hatasıyla birlikte birçok taraftarın asmak üzere olduğu, sahip çıkılması gereken adamdır.

    oysa ki olan tek bir şey var; melo geçen seneye oranla kötü oynuyor. bu yani, bu kadar. hala galatasaray takımının ilk 11'inin değişmez parçalarından biri.

    ama öyle bir gazlanmışız ki neredeyse nasıl oynadığını hala bilmediğimiz ceyhun'u kayseriden geri isteyeceğiz. zannedersin ki adam her maç hata yapıyor, mustafa sarp vol2 felan.

    biraz olsun şu çevre faktöründen arının. şu adamın en kötü oynadığı maçı çıplak gözle izleyin. o olmazsa neler olabileceğini düşünün.
  • 4564
    maç* boyunca hava toplarında ve duran toplarda tehlike oluşmadan uzaklaştırdı birçok topu.

    kesiciliği ve pasları iyi değildi ancak 2. yarı bunları da tam anlamıyla toparlamıştı.

    hatta yarım vole şeklinde ayağının dışıyla sol kanada attığı pası sneijder bile kıskanmıştır eminin.

    bakın entryi attığı bir pası anlatarak bitirdim şimdi ''ayağının dışıyla attığı pas için yıllık 79875832m euro alan futbolcu'' şeklinde bir entry ile kontra gerçekleştirebilirsiniz. nasılsa bu senenin modası da melo'yu eleştirmek üst entrye kapağı takarak baya bir ''on'' alabilirsiniz.

    (bkz: galatasaray sözlük yılın hedefi)
  • 4802
    galatasaray teknik ekibi ve yönetimi sezon bitmeden kendisini çağırıp konuşmalıdır.

    ''kardeşim taraftar seni seviyo, sen burayı seviyosun, götü göbeği sermediğin zaman da aslanlar gibi oynuyorsun ama kendini bıraktığın zaman neler olduğu ortada. biz avrupada başarı kovalayan bir takım kurduk, kurmaya devam ediyoruz. çalışacaksan, futbolu düşüneceksen bonservisini alalım, futbolu burada bırak. alacağın rakam daha önemliyse git italya'ya, bir sene götü göbeği ser, sözleşmen bitince de dön brezilyaya.''
  • 4837
    destan yazdığım üç entry'den ikisinin sahibi.

    3 nisan real madrid galatasaray maçı'nda tüm takıma üst seviyede nasıl oynanacağının dersini vermişti. hatta drogba ve sneijder'e bile galatasaray ayarında bir takımda inter ve chelsea'ye göre daha fazla sorumluluk almaları gerektiğini öğretiyordu adeta.

    9 nisan galatasaray real madrid maçı'nda bu oyuna didier drogba, emmanuel eboue, wesley sneijder de dahil olunca neler oldu gördük.

    *

    hakkında yazdığım, konuştuğum, savunduğum her şey helal olsun sana.
  • 4914
    ön libero mevkisinde oynamasına ve bunun üstüne aşırı bir şekilde defansif oynamasına rağmen geçen sezonu 12 golle tamamlamıştı. goller işin istatistiksel olan kısmı. bu adam sene boyunca pas dağıttı, top kesti, adam tuttu, hava topu aldı, rakip forvetleri onlar daha stoperlerle karşılaşmadan canından bezdirdi. saydığım bütün bu işlerde ligin en iyi 2-3 oyuncusundan biriydi. sonuç olarak bir anda galatasaray futbol takımının en önemli parçalarından biri haline geldi.

    tekrar en başa dönecek olursak; evet kendisi bir ön libero. dünyanın hiçbir takımı 34 maçlık maratonda defansif ön libero oyuncusundan 12 gol beklemez. bu kadar çok pas yükümlülüğüne girmesini beklemez. birçok takım bu mevkide sadece koşan ve kesici özelliği olan oyuncular oynatır. melo gibi çok yönlü ön liberolar ise barcelona, juventus, bayern munich gibi elit takımların kadrolarında genel anlamda kesici görevlerini yapıp diğer saydığım görevler için sorumluluk gelmesi halinde hazırda beklerler. bu tip oyuncular yılda birkaç kez(büyük maçlarda) maçı kontrol altına almak için orta sahanın yüküne ortak olup ekstra bir sorumluluğa girerler.

    melo galatasaray'a geldiğinde orta saha yükünün selçuk-engin baytar-emre çolak üçlüsünden daha fazlasına ihtiyacı olduğunu anlayıp yılda birkaç kez oynaması gereken futbolu her maç oynama çabası gösterdi. nitekim bunu başardı da. fatih hoca da melo oynadıkça onun sorumluluklarını arttırdı. melo hem sıkı savunma yapan hem de selçuk ile birlikte maestroluk yapan bir oyuncuya dönüştü.

    2012-2013 futbol sezonu başladığında ise daha az sorumluluk alan, ileriye her maç verdiği katkıyı kesen ama ön libero görevlerini yapmaya devam eden bir melo izlemeye başladık. hatta ön libero görevlerinde hatalar yaptığı zamanlar da oldu. ama bu kötü zamanlar 3-5 haftada atlatıldı. melo yine hava toplarını alan, top kesen, rakibi canından bezdiren melo oldu. ve nihayet son 6-7 maçtır geçen seneki ekstra performansını yeniden göstermeye başladı.

    amma lakin futbol olarak sadece kendi takımının maçlarını, zaman zaman ezeli rakibinin maçlarını bir de el clasicoları izleyen futbol cahilleri tarafından eleştirilmeye başlandı. sanki dünyadaki bütün ön liberolar melo'nun geçen sene oynadığı gibi oynuyormuş da bizim melo arada tekliyor diye satılması gerekiyormuş gibi bir algı yaratıldı. bu cehalete çoğu zaman galatasaray maçını bile izlemeyen taraftarın en alt tabakası da katılınca melo üzerinde bir linç kültürü oluşmaya başladı.

    bu adam en iyi oyununu oynadığında hepimizin gözü önünde dünyanın en iyi 2 takımından biri olan real madrid takımının orta sahasının amına koydu. evet tek kelimeyle amına koydu. siz ağzınıza dolamışsınız bir mayami mayami. yahu bırak tatil yapmayı daimi olarak miami'de yaşasa, antremanlara çıkmadan sadece maçlara gelse en az bizim ligin seviyesinde oynar biz oturmuş seneye almayalım falan diyoruz.

    şu adam galatasarayda oynamaya başladığından beri izleye izleye halı sahada oynadığım futbol bile değişti lan. daha ne olsun.
  • 4945
    kendisi hakkında ''fatih hocayı eliyle itti'' deniliyor. bu olaydan sonra aylarca felipe melo'yu oynatan fatih hoca bu adamın neyi neden yaptığını sizden daha iyi biliyor. eğer ki ciddi ciddi fatih hoca'ya bir tepkisi olsaydı o dakika takımdan kovulacağını hepimiz çok iyi biliyoruz. tüm art niyetinizle naylon tartışma konuları çıkaracağınıza takımın menfaatine odaklanın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın