resim
Felipe Melo de Carvalho
Takım:Fluminense
Mevki:Stoper
Yaş:41
Boy:1.83
Uyruk:Brezilya
  • 12325
    ayağının kırılmasıyla bir kez daha gündeme gelmişken kendisi, biraz ondan bahsetmek istiyorum.

    takıma italya'dan yılın bidonu olarak geldi melo. 20-25 milyon euro'lara fiorentina, juventus gezmişti, baya da iyi futbolcuydu ama hem saçma sapan kartları hem de brezilya formasıyla dünya kupasında gereksiz atılışı sonrası brezilya'nın elenmesine sebep oluşuyla melo aslında dünya futbolunda gözden çıkarılmıştı.

    bize defansif orta saha olarak gelip önce 10 numaralı formayı geçirdi sırtına. daha ikinci maçında samsunspor'a 30 metreden çok ilginç, falsolu bir gol attı. golün olduğu kale arkasındaydım. sayısız maç izledim hala öyle saçma sapan falso alan bir top görmedim. neyse bu manyak attı golü, yerde garip garip hareketler yapmaya başladı. ne yapıyor bu dedik statta. maç sonu sordular, çocuklarımla pitbull besliyoruz, çok seviyoruz pitbulları ben de pitbull hareketi yapmak istedim dedi. öylece melo'nun lakabı pitbull oldu.

    ilk geldiği zamanlar penaltıları atıyordu. onu da saçma sapan yapardı bu deli. küçük adımlarla pıtır pıtır topa gelir, sol kolunu kaldırır havaya, yavaşlayıp köşelerden birine tabir-i caizse pas atardı. kaleciyi izleyerek vuruyordu aslında. baya bir gol attı bu şekilde penaltıdan. 1-2 tane kaçırınca bıraktı kullanmayı, bu sefer de kurtarmaya başladı. elazığ deplasmanında muslera kırmızı kart yediğinde 3 oyuncu değişikliği hakkımız dolduğundan kaleye bir futbolcu geçecekti. aslında sabri geçecekti idmanlarda bazen kalecilik yaptığı için. ama fatih hoca bu deli çıkarır diye düşündü heralde, melo'yu koydu kaleye. çıkardı bu deli penaltıyı, top daha oyun alanının dışına bile çıkmadan döndü kıçını topa, yine aynı pitbull sevincini yaptı.

    deli diyorum ya, gerçekten deliydi bu. yetişemeyeceği kesin olan topun peşinden 30 metre deparla koşup yetişemeyince de arkasından zıplıyordu. kornere doğru yerden giden topu kafasıyla durdurmaya çalışıyor, yapamayınca top daha dışarı çıkmadan eliyle vuruyordu topa. bir gün melo'ya biri tweet atmıştı ''aziz yıldırım senin taşaklarını yesin'' yazıyordu içerikte. melo o tweet'i retweet ettiği için 2 maç ceza almıştı. taraftar destek için evine gitti bunun, çıktı evden üstü çıplak, o taraftarlarından arasına girdi, bağıra çağıra üçlü çektirdi taraftarla, hopladı zıpladı. galatasaraylıydı adam bildiğin.

    ilk sezonunda hem çok iyi oynadı hem de 12 gol attı. selçuk'la inanılmaz uyumlulardı. artık orta saha tandemi dendiğinde melo-selçuk diye bir tabir var zaten futbol literatürümüzde. derbilerde çok başkaydı. tüm galatasaray kariyerinde 10 tane beşiktaş maçında hiç mağlubiyet görmedi. baya bir beşiktaş bükücüydü kendisi. 4-5 tane de golü vardır beşiktaş'a. hatta kırmızı kart yedikten sonra formasını tribünlere gösterip 60-70 bin kişiyi sahaya indirmişliği de var olimpiyatta.

    fenerbahçe derbilerinde de çok başarılıydı. orasıyla burasıyla gol attı ilk derbisinde. 3 mağlubiyeti var fenerbahçe'ye. onlar da biri kadıköye şampiyon gittiğimiz maç, biri prandelli varken penaltılarla kaybettiğimiz süper kupa finali diğeri de süper final'de 1-2 yenildiğimiz inanılmaz maç. 5 tane galibiyet aldı fenerbahçe'ye karşı 3 beraberliği var. o 3 beraberlikten biri de kadıköy hatırası zaten hatırlatmama gerek yok, belki de 5 galibiyetten daha değerlidir.

    bunları öyle bir futbolcu bizde derbilerde şu istatistiklere ulaştı demek için yazmıyorum. adam gerçekten her derbide hem ön plana çıkıyor, hem de psikolojik üstünlük kuruyordu rakibe karşı. melo çirkef bir oyuncuydu evet ama bakın kaç yıl top oynadı kimsenin bacağını kırmamıştır, kimseyi sakatlamak için bir müdahale yapmamıştır, yalandan penaltı bile almaya çalışmamıştır belki. sadece çok fazla sinir bozucu bir oyuncuydu. atlayıp zıplıyor, hakemin üstünde baskı kuruyor, her yere deli gibi koşturuyordu her maç. çok rahatsız edici bir futbolcuydu. melo'dan bahsedelim şimdi rakip taraftarlara yarısından çoğu sinkaflı konuşur. neden? adam gerçekten psikolojik üstünlüktü. çok sinirini bozdu rakiplerin, yıllarca çektiler melo'dan. hem futbolcu olarak hem psikolojik olarak. sevmemelerini anlıyorum.

    bir ara attığı gollerden sonra pitbull sevinci yaparken yüzünde acı ifadesi oluşmaya başladı. rahat yapamıyordu. bel fıtığı varmış adamda, aylarca fıtıkla futbol oynamış. ameliyat oldu 50 gün sonra geldi ilk 11'e çat diye girdi, şampiyonluğa giderken takıma yine inanılmaz katkı verdi. kamplardan geç gelirdi, kilolu gelirdi, geç form tutardı ama her zaman elinden gelenin en iyisini yapardı. bazen kötü futbol oynardık iç sahada, 40 dakika sonunda yaptığımız, golle sonuçlanmayan cılız bir atak sonunda tribünlere el kol yapar, ortalığa alev aldırırdı. çok keyifliydi felipe melo'nun oynadığı iç saha maçlarına gitmek.

    kimileri şovmen diyordu kendisine, bence değildi. olayı buydu adamın. tribünlere el kol yapmaktan, hakemle atışmaktan, hır gürden besleniyordu. o böyle biriydi. oynamıyordu, kimilerinin oynamak diye tabir ettiği hareketler aslında felipe melo'nun kendi hareketleriydi. tribünlere oynamak diyorlar. e nereye oynasın heralde tribünlere oynayacak, bu oyunun asli unsurlarından biri bu.

    en sevmediğimiz oyunculardandı emre belözoğlu. en sevmediğimiz adamın en sevmediğimiz dönemleriydi belki de. derbilerde melo ile takışıyorlardı, baya birbirlerinin üstüne oynuyorlardı. melo bir iç saha maçında emre'ye 1-2 sert faul yapıp kızdırdı. sarısı vardı emre'nin. o sinirle bir de çalım yiyince tekme attı melo'ya. atıldı ikinci sarıdan. melo faul yapıldığı için yerde acı çekiyormuş gibi yapıyordu. gördü emre'nin kırmızı yediğini. kalktı yerden gülerek. çıkardı dilini, sallamaya başladı, parmağıyla emre belözoğlu'na ''hadi s.ktir git burdan'' dedi. yıllarca emre'ye karşı olan kinimizi söküp aldı içimizden. çirkefliği yüzünden bizi rahatsız eden bir fenerbahçe futbolcusunu, anladığı dilden yenmişti felipe melo. içimizin yağları eridi resmen. biz kazanmıştık.

    kupa töreninde demirören'in elini sıkmayışı, tribünler onu ''felipe melo'nun askerleriyiz'' diye çağırırken asker selamı vermesi, nossa nossa dansı, benim retweet'imi konuşacaklarına bu ülkede şike, ırkçılık yapanları konuşsunlar açıklaması ve daha aklıma gelmeyen bir çok anı sayabilirim felipe melo ile alakalı. bu anıların bir çoğu saha dışı. saha içerisindeki felipe melo da 10 üzerinden 10'du neredeyse yanlış anlaşılmasın. döneminin en iyi orta sahalarından biridir gerçekten. bir defansif orta sahaya göre üst düzey top tekniği, inanılmaz hava hakimiyeti, defansif aksiyonları, hırsı, her şeyi ile baştan aşağı futbolcuydu felipe melo.

    saha içerisinde bize olan faydası anlatmakla bitmez. melo'nun bu taraftara futbolun hem teknik hem de psikolojik yönü ile ilgili yaşattıklarını düşünürsek, gerçekten unutulmaz bir adam. her ne kadar antipatik bir futbolcu olsa da bize inanılmaz uymuştu kendisi. bence ne o başka bir takımla bizim gibi bütünleşebilirdi ne de biz melo kadar sivri bir futbolcuyu bir daha bu kadar sevebiliriz. bence ne o galatasaray'ı unutacak, ne biz onu unutacağız. iyi ki yollarımız kesişti, iyi ki vardın, iyi ki varsın felipe melo.
  • 9411
    muslera ve sneijder'le birlikte galatasaray futbol takımındaki 3 gerçek galatasaraylıdan biridir.

    gözünüzü açın artık yahu! yani bu kadar fenerbahçe medyasının beynini yıkadığı insanla aynı ortamda nefes almak işkence olmaya başladı artık. ulan fenerbahçeliler bile melo ayrılacak diye göbek atarken, medyası kumpas kurarken, iftira atarken, sen hala onların dolduruşuna gelip, melo her transfer dönemi sıkıntı çıkarıyor ezberine girersen ne farkın var fenerliden?

    melo isyan ediyor artık! bu isyanı görmeyenler kördür, ya da beyinleri uyuşmuştur.

    melo , işyerinde işinin hakkını vererek çalışan, kazandığı parayı hak etmeye uğraşan bir işçi gibi. beraber çalıştığı elemanların yan gelip yatmasını, çalışmamasını, vasıfsız, kabiliyetsiz olduklarını görüyor. bunları yola getirmesi gereken patron da hemşericilikten, milliyetçilikten, ırkçılıktan ya da o güruhla ters düşmemek için onları kolluyor, çalışmayanı, beceriksizi ödüllendiriyor.

    melo mal mı arkadaşlar? sen felipe melo gibi son senelere damgasını vurmuş, canını dişine takmış, psikolojik üstünlüğü sağlamış, fedakarlıkta bulunmuş adamı 'senin yaşın 31 oldu senle 3 senelik sözleşme imzalamayız diyeceksin' ama elin ne olduğu bilinmez bilaloğlanını 32 yaşında transfer edip 3 senelik sözleşme yapacaksın. melo bunları görmüyor mu sanıyorsunuz, ya da herkes salak mı? felipe melo bel fıtığı ameliyatı olup, mucize şekilde sahaya geri dönmüş, bu kadar samimi, bu kadar gerçek bir galatasaraylı. sen sabri sarıoğlu denen tipe, maaşını arttırarak sözleşme teklif edeceksin, takımın banko 3 isminden birine mırın kırın edeceksin.

    melo görmüyor mu, sabri gibi tıfılın boğazına sarıldığını ve ödül olarak sözleşmesinin uzatıldığını. neden kalmak istesin böyle kokuşmuş, çıkar ilişkilerini had safhada olduğu, cemaatleşmenin, gruplaşmanın, pisliğin dolu olduğu bok kokan bir ortamda?

    felipe melo adamdır, gerçek galatasaray taraftarı kendisinden razıdır, fenerli medyanın dolduruşuna gelen bir kısım taraftar da , felipe melo daha düşük ücretle başka kulube gideceği zaman mevzunun para olmadığını anlayacaklar, hoş bu zamana kadar melo karakterini tanıyamayanlardan umutlu olmamak lazım.
  • 12298
    galatasaray tarihinde, rakiplerde en büyük tahribatı bırakan yabancı futbolcu.

    https://gss.gs/jy6.jpg

    öyle ki melo gittiğinde lokma dağıtan rakip takım taraflarları bile olmuştu.

    (bkz: felipe melo gitti diye lokma dağıtan beşiktaşlı)

    https://gss.gs/mSB.jpg

    yani galatasaray futbol takımı kendisi gittiğinden beri sahada psikolojik olarak eskisi gibi ezici değil. hatta bazı dönemler fazlasıyla süt bir takım oldu. hele ki wesley sneijder de gittikten sonra.

    felipe melo karıncayı sevip belini incitmeyen, işin her türlü piçliğini bilen birisi. yani var öncesi hakemlerin göremeyeceği şeyleri sahada yapan, rakip oyuncu üzerine çok iyi oynayıp onu bozan, rakip taraftarın tüm enerjisini üzerine çekip maçtan koparan, rakip takımı da bozan, hakemi zorda bırakan inanılmaz bir oyuncuydu.

    emre b. tipi, caner erkin tipi vicdansız, ahlaksız değil. rakibine değil topa sert bir oyuncu. sahada tavır koyan, racon kesen, hakkımızı savunan, yenilgiye tahammülü olmayan gerçek bir savaşçı.

    ya bu adam maçın son dakikasında muslera'nın yerine kaleye geçip penaltı kurtaran,

    (bkz: 24 kasım 2012 felipe melo'nun penaltı kurtarması)

    https://www.dailymotion.com/video/x1o9vmx

    olimpiyat stadını komple sahaya indirtecek kadar kafayı yedirten, *

    https://gss.gs/XFl.jpg

    https://gss.gs/GOb.gif

    https://gss.gs/9sQ.jpg

    yılların çubuklu tosununa bu ülkede racon kesen ve onu rencide eden,

    https://gss.gs/8It.jpg

    https://gss.gs/JlQ.jpg

    tek adam.

    ya bu adam federasyon başkanını kupa merasiminde g.t eden, bu sebeple tarihte görülmemiş şekilde kime atıldığı belli bile olmayan * tweet rt'sinden ceza alan tek oyuncu.

    https://gss.gs/PLh.jpg

    efsane 2011-2012 kadrosunun en önemli isimlerinden birisi, galatasaray'ın yakın tarihindeki en başarılı yıllarında olan, türk futbol tarihinde kendisinden çok daha uzun süre forma giyen oyunculara rağmen en çok kupa kazanan brezilyalı oyuncu.

    felipe fucking pit bull melo!

    3000000 numaralı entry sana gelsin aslanım! 3 numaranın hakkını sonuna kadar verdiğin için...

    https://gss.gs/mBI.jpg
  • 6705
    felipe melo facts

    felipe melo şınav çekerken vücudunu yukarıya itmez, dünyayı aşağıya iter.
    felipe melo herhangi bir insanın koşabilme hızından daha hızlı durabilir.
    felipe melo'nun çalım yediği oyuncu yoktur, geçmesine izin verdiği oyuncu vardır.
    eğer bruce banner sinirlenirse hulk'a dönüşür, hulk ise sinirlendiğinde felipe melo'ya.
    insanların çoğu süpermen pijaması ile uyumak ister, süpermen ise melo formasıyla.
    felipe melo oyun sahasına geldiğinde, oyunu o kazanır. (rakip takım kaybeder, ezeli rakipler kaybeder, hatta kendi takımı bile kaybedebilir ama felipe melo asla kaybetmez.)
    felipe melo tek bir hareketiyle ezeli rakibini kaosa sürükleyebilir.
    son olarak; felipe melo'nun iki kafası vardır ve ikisi de gol vuruşu yapabilir.
  • 7049
    tam 15 yıl..
    son 15 yılda neler oldu :
    her derbiden önce fenerbahçeli yöneticiler maçtan önce nefret tohumları ekerdi. fark atacaklarını, ezeceklerini söylerlerdi. maçtan sonra da yönetici adabına uymayan açıklamalar yapardı.
    volkan denen zat-ı muhterem lincoln'e saldırdı, götüyle top tuttu, kavga çıkardı, ana avrat sövdü, taraftarı provake etti, bir yerlerini avuçlayıp taraftara hareket çekti.
    alex her maçta kolay fauller aldı, kendini yere attı.
    m.topuz köpek taklidi yaptı ve sahaya işedi
    cristian denen futbolcu herkesle dalga geçti, maç öncesi durup dururken arda'ya saldırdı
    lugano her ikili mücadelede faul yaptı, forvetimizi dövmekten beter etti. her pozisyonda hakemin yanında bitti.
    caner denen şahıs yapmadığı pislik, çıkarmadığı olay kalmadı.
    luciano eliyle golü kesti.
    emre b. herkese tehdit küfür yağdırdı, hakemin üstüne yürüdü, baros'un ayağını kırdı.
    tuncay şanlı rakip sahada ''bir baba hindi cimboma bindi '' diye bağırdı.
    meireles denen hilkat garibesi cinsel organını avuçlayıp sağa sola salladı, hakeme tükürdü..
    basın yayın yoluyla, açıklamalar her türlü ortamı gerip, futbolcularımızın demorolize olmasını sağladılar. sahaya çıkan futbolcularımız futbol dışında her şeyi düşünür oldu.
    taraftarıyla toplanıp cimboma ana avrat küfür ettiler.
    sonra çıkıp bunlara ''psikolojik üstünlük'' dediler.

    15 yıl sonra bir adam geldi ve dedi ki ''psikolojik savaş öyle değil böyle yapılır''. bugüne kadar mahallenin temiz çocuğu olan biz, her gittiğimizde tekme tokat dayak yiyip, üstüne maçı kaybedip bir de basın önünde suçlu olan biz. bir adam sayesinde o psikolojik üstünlüğü tabir-i caizse ''siktir edip attık.'' bu hikaye al capone'un sözüne benziyor '' çocukken her akşam yatmadan önce tanrıya bana bir bisiklet vermesi için dua ederdim. bir gün tanrının çalışma tarzının bu olmadığını anladım. ertesi gün gittim kendime yeni bir bisiklet çaldım ve her akşam yatmadan önce tanrıya günahlarımı affetmesi için dua ettim''. demek ki böyle kazanılıyormuş.

    15 yıldır bunca pisliğe göz yuman, sesini çıkarmayan, tartışma bile gereği duymayan çok sevgili spor basınımız, 2 gündür melo'yu gönderme hesapları yapıyor. ve dikkatinizi çekerim melo sahada ne küfür etti, ne rakibini sakatlayacak bir hareket yaptı. yaptığı tek şey, kırmızı kart aldırdığı için sevinmek.
    basınımız sevmedi psikoloji savaşını bizim kazanmamızı. biz hep iyi çocuk olalım, bizi döve döve yensinler istediler. sözlerimi bir resimle sonlandırmak istiyorum. http://31.media.tumblr.com/...QD91rruti8o1_500.jpg

    not : uzun bir süre entry girmeyecektim ama dayanamadım.

    edit: (bkz: dag basini neyleyim) e tesekkürler. luciano'nun eliyle golü kesmesi doğrusu, atması değil.
  • 7006
    rasim ozan kütahyalı, senin gönderilmeni istiyor.
    ümit özat magandası, sana "lan" diyor.
    ahmet çakar, senin dilini kesmekten bahsediyor.
    ertem şener denen son öpücü, senin adamlığına laf söylüyor.
    emre belözoğlu, sana söverek koridorlarda bekliyor.
    ne kadar çirkef fbjk'li arkadaşım varsa, sana kızıyor.

    sen ne güzel bir iş yapmışsın be melo.
    nasıl sokmuşsun ki, dört bir yandan inlemeler geliyor.

    adamsın melo! hep bizimle ol.
    çünkü geçmişinde luganolar, noumalar olan tipler, kaptanlığını ırkçı emre'ye emanet edenler sana kızıyorsa, sen adamın dibisindir...
  • 12058
    prime döneminde genellikle box to box, hafif yorulduğunda, rölantiye aldığı maçlarda deep lying playmaker, temposunu kaybettiği zamanlar ve nadiren maçına göre anchor ve half back, elazığda penalty-saving goalkeeper mevkilerinde oynamış oyuncudur. swh. buradan sonuçla kendisi complete player'dır. swh.

    (bkz: football manager jargonuyla yazan yazarlar)
  • 12881
    galatasaray tarihinin en iyi dos'u, en iyi 8 numaralarından biri ve en iyi olmasa da bazı 10 numaralarından daha teknik bir oyuncuydu.

    doğru zamanda geldi, çok yanlış zamanda gitti.

    4 yılda 3 tr şampiyonluğu, 2 tr kupası, 3 tr süper kupası kazandı. kaybettiği tek final bir tr süper kupası.

    winner gibi winner.

    piçliği oyun kurallarına yedirerek bu kadar az kart görerek, oyuna ve rakibe bu kadar ayar veren başka oyuncu görmedim.

    bu kulüpte agresif çok oyuncu gördüm, winner çok oyuncu gördüm, akıllı çok oyuncu gördüm ama hepsinin tek bedende toplanmış, bu kadar özelini hiç görmedim.

    komple paket olarak galatasaray tarihinin en iyi orta sahası.
  • 12220
    üzülerek söylüyorum, bu adamı bir kısım hırsından ibaret sanıyordu, rakip taraftarı anlarım da bizim taraftar nasıl en çok bu özelliğini ön plana çıkardı, hayret.

    benim için melo, çok sık yapmasa da yeri geldiğinde dribling yapandı, çok iyi ters toplar atandı, savunmada duracağı yeri çok iyi bilendi, duran toplarda özellikle savunma tarafında büyük bir artıydı, hırsı benim için bu özelliklerinden sonra gelirdi. olsa da izlesek.

    lemina ile kurduğu tandemi düşlüyorum da, rakip olmak istemezdim.
  • 5115
    bize geldiğinde "psikopatın önde gideni geldi" dediler. "bilenlerin" söylediğine göre 2 maçta bir kırmızı kart görecek, daha sezon başlamadan 4 maç ceza alacak, üçüncü periyotlarda 5 faule ulaşıp kenara gelecekti. videolardan gaza gelen taraftar da "oynadığı maçlarda iyi performans versin de, 5-6 maçta bir kırmızı yiyecek bu adam belli" demeye başlamıştı.

    o adam bizde oynamaya başladı. bir sene, sonra bir daha, iki sene. ligde 61, şampiyonlar liginde 9 maç. toplam 70 maç oynadı. bu 70 maçta neler yapmadı ki adam: pitbull taklidi yaptı, dans etti, taraftarı gaza getirdi, rakip taraftarı kışkırttı, kavga ayırdı, yeri geldi posta koydu. sahada yapılabilecek her türlü çılgınlığı yaptı adam. ama kendinden en fazla beklenen şeyi yapmadı: bir defa bile taraftarı yüz üstü koymadı. kötü oynadı oynamasına, ama gereksiz kırmızı kart görmedi. sertlik yapmadı. rakibine kontrolsüz dalmadı. yerdeki adamı çiğnemedi. rakibinin futbol hayatına kast etmedi. tartıştığı kişiye sille tokat girmedi. yani buraya gelmeden önce kendisinden beklenen çoğu şeyi yapmadı. kadıköy deplasmanlarının hepsinde üzerine oynandı. neredeyse 11 kişinin kışkırtmasına rağmen, keita'nın düştüğü tuzağa düşmedi.

    çok efendi bir adam profili çizmedi tamam. disiplin, saygı abidesi değildi. ama saha içinde asla taraftarına "oldu mu bu melo" dedirtmedi. beklenmedik anda çok sert bir faul yaparak, ya da birisini darp ederek, klişe deyimle "takımını yalnız bırakmadı." quaresma yaptı bunu, nouma yaptı, meireles yaptı, alex yaptı, hagi yaptı, arda yaptı, zokora yaptı, rooney yaptı, henry yaptı, beckham yaptı, zidane yaptı. ama galatarasay'daki melo yapmadı. 70 maç boyunca, sadece bir kez direkt kırmızı kart gördü. o da görülmeyen bir tükürükten. yani, üfürükten. bir kez de, 2012-2013 sezonunda içerideki gaziantep maçının 81. dakikasında, tartışılacak şekilde çift sarıdan atıldı. 10 dakikayı eksik oynadık o kart yüzünden. ama helal olsun sonuna kadar.

    tükürük olayından sonra, futbol uleması ümit özat, tüm pişkinliğiyle diyordu ki: "melo'nun zaten iki maçta bir kırmızı kart görmesi lazım."

    bunu söylerken dayanağı,
    melo'nun bjk maçındaki kırmızısı.
    sanki sanırsınız ki psikopatın allahı.
    ama bilmez ki, o 4 maçlık kırmızı kart cezası
    bela gözlü pfdk'nın hatırası.

    çal keke çal.
  • 12262
    --- alıntı ---

    2010 yazında real madrid'le anlaşmıştım ama robben'e yaptığım sert faul sebebiyle transfer iptal oldu. neyse ki 1 yıl sabrettim ve galatasaray'a giderek türkiye tarihinin en iyi brezilyalı futbolcusu oldum

    --- alıntı ---

    demiş eski futbolcumuz. gheorghe hagi mi alex de souza mı tartışmalarından daha mantıklı bir kıyaslama olmuş bence. neden mi? hadi beraber bakalım.

    önce gol katkılarına bakalım:

    felipe melo: 154 maçta 18 gol 12 asist yapmış.
    alex de souza: 344 maçta 171 gol 146 asist yapmış.

    mevkileri aynı olmasa da canı sağolsun alex: 1 - melo: 0

    şimdi kupa katkılarına bakalım:

    alex de souza: 8 sezonda 3 süper lig şampiyonluğu ve 1 türkiye kupası.

    felipe melo: 4 sezonda 3 süper lig şampiyonluğu, 2 türkiye kupası ve 2 türkiye süper kupası.

    burada melo, alex'in 2 katından fazla bir başarı göstermesine rağmen 1 saymak zorundayız.
    sonuçta bir maçta 50 metreden de gol atsan bir gol sayılıyor malesef.

    alex: 1 - melo: 1

    oynadığı kulüpler:

    alex de souza sırasıyla: coritiba, palmeiras, flamengo, cruzeiro, parma, * cruzeiro, fenerbahçe, coritiba.
    felipe melo sırasıyla: flamengo, cruzeiro, gremio, mallorca, racing santander, ud almeria, fiorentina, juventus, galatasaray, inter, palmeiras.

    alex,1 sene parma'da yaptığı erasmus sayılmazsa, avrupa'da hiçbir kulüpte boy gösterememiş.
    melo, 22 yaşında kendisini la liga'ya atmış, 25 yaşından sonra da italya'da köklü kulüplerde oynamış, galatasaray'dan ayrıldıktan sonra 32 yaşında bile inter milan'da oynayabilmiştir.

    bu da melo'ya yazar. alex: 1 - melo: 2

    milli takım tecrübeleri:

    alex de souza, dünya kupası elemeleri, konfederasyon kupası, copa america ve bazı dostluk maçlarında toplam 67 kere forma giyerken,
    felipe melo, dünya kupası elemeleri, konfederasyon kupası, dünya kupası ve bazı dostluk maçlarında toplam 22 kere forma giymiş.

    alex durumu eşitledi. alex: 2 - melo: 2

    piyasa değerleri:

    alex de souza'in bugüne kadar en yüksek piyasa değeri 23 temmuz 2008'de 13 milyon euro iken,
    felipe melo'nun 6 ağustos 2009 yılında piyasa değeri tam 19 milyon euro.

    dolayısıyla burada melo tekrar öne geçiyor. alex: 2 - melo: 3

    verilen bonservis ücretleri:

    alex de souza, 2001-2002 sezonunda cruzeiro'dan parma'ya kendi rekoru olan 8 milyon euro'ya transfer olurken,
    felipe melo, 2009-2010 sezonunda fiorentina'dan juventus'a tam 25 milyon euro'ya transfer olmuş.

    son kategoride de kazanan melo oluyor. alex:2 - melo: 4

    demek ki melo haksız değilmiş. melo > alex diyebilirmişiz.

    o zaman bu kadar insan, daha bu bizim oğlan felipe melo'yu geçemeyen alex de souza'yı, gheorghe hagi ile hala nasıl kıyaslıyor aklım almıyor (u: :()

    https://twitter.com/.../1271081844692471810
  • 8941
    12'yi bekledim lan,
    ergen gibi şu saati bekledim entry girmek için.
    bugün şu başlığa her tıkladığınızda, şu adamı yeniden hatırlayın diye bu saati bekledim.

    bakın beyler, unuttunuz bazı şeyleri...
    melo'dan önceki galatasaray, en azından uefa kadrosuna kadar olan ara dönemde, ezeli rakiplere ve güç odaklarına karşı psikolojik üstünlüğünü yitirmiş bir galatasaray'dı.

    biz bu sahalarda lugano'ların tekmelerini çok gördük.
    volkan denen herif lincoln'e diz attığında bizim kıvırcık kaçmak zorunda kalıyordu.
    rakip yedek kulübesi kenardan söverken, onları çileden çıkaran bir psikolojik gücümüz yoktu.

    yahu bırakın psikolojik gücü, takımı sahada ateşleyen topçuları say deseniz, inanın 15 tane sayamam;
    ama saydığım kadarının içine melo'yu koyarım.

    demirören'in stadyumlara gelip de kupa verememesidir melo!

    twitter'da kimi takip edip kimi bilmem ne yapması beni çok ilgilendirmiyor.
    ben ceza sahasından top çıkardığında hırslanan,
    gol attığında deli gibi sevinen,
    çocuk gibi eğlenen melo'yu seviyorum.

    kendimi tekrara düşüyorum, bunları biraz biraz yazdım daha önce,
    ama derdimi kırmızı bakınızlarımızla anlatmaya çalışayım;

    bizden ayrılabilir, ancak çoktan efsaneler arasında yerini almıştır.
    buraya gelip de utanmadan kendisine küfür edenler vicdansızdır...
    unutmayın, unutturmayın.

    (bkz: 24 kasım 2012 felipe melo'nun penaltı kurtarması)

    (bkz: felipe melo'nun emre belözoğlu'na verdiği tarihi ayar)

    (bkz: felipe melo'nun emre'ye çektiği siktir)

    (bkz: felipe melo'nun fenerbahçe tribünlerine yaptığı hareket)

    (bkz: felipe melo'nun yıldırım demirören'in elini sıkmaması)

    (bkz: felipe melo'nun pipisiyle gol atması)

    (bkz: felipe melo'nun askerleriyiz)

    (bkz: felipe melo'nun mental gücü)

    ve son olarak;

    (bkz: stay with us felipe melo)
  • 11674
    26 yaşında brezilya milli takımı'yla dünya kupasında banko oynayıp bir de çeyrek final maçına çıkmış adam.

    sahayı parsellemesi, diagonal pasları, mesafe kat edişleri, topla çıkışlar, kafa topuna yükselişleri vs vs say say bitmez çok çok üst düzey özellikleri vardı. melo'yu izlerken büyülenirdim gerçekten.

    akıl sağlığı bir tık yerinde olsa dünyanın gelmiş geçmiş en iyi orta sahalarından sayılabilecek bir potansiyeli vardı. ancak iyi ki zır deli olmuş ve yolu bizlerle kesişmiş.

    çok büyük seviyorum kendisini
  • 8050
    efsanedir - değildir, olur - olamaz bunlara hiç girmiyorum.

    bu adam hoca seçmeden, maç seçmeden oynayan adam. hep efor sarfeden, hep koşan, hep mücadele eden adam. yıllarca oynadığı kulüplerde serseri mayın gibiyken (sadece kulüp değil milli takım da dahil), galatasaray'da kendi kıstasları göz önüne alındığında sakinleşmiş bir adam. geçen sezon wesley ile birlikte takımın 2. olup şampiyonlar ligine direkt gitmesini sağlayan etken işte bu adam. her şey bir tarafa; biz de sahada olsak olsak aynısını yapardık, o tüpçünün elini sıkmadı ya, o tosuna siktiri çekti ya, bizim yapacağımız işi hem de on numara futbolunu oynayarak yaptı ya, efsane olsa ne olmasa ne o saatten sonra. benim gözümde kredisi tükenmez.
  • 845
    tam adıyla felipe melo vicente de carvalho 26 haziran 1983'te brezilya'nın rio de janeiro eyaletinde bulunan volta redonda kentinde dünyaya gelmiştir.

    http://72.32.181.84/...mages/map_brazil.jpg

    http://www.weather-forecast.com/.../Volta-Redonda.8.jpg

    boyu 1.83 metre, kilosu ise 78'dir. orta sahanın ortasında çift yönlü olarak veya ön libero mevkisinde daha defansif bir rolde oynayabilmektedir. ayrıca ispanya pasaportu da taşımaktadır. lakabı "pitbull"dur.

    profesyonel futbol kariyerine 2001'de, yani 18 yaşındayken flamengo'da başlamıştır.

    2001 sezonunda flamengo ile tümü oyuna sonradan dahil olmak üzere 3 maça çıkıp 1 gol atmıştır. daha ilk sezonunda julio cesar, juan, beto, vampeta ve adriano'lu kadroyla rio de janeiro eyalet ligi* ve brezilya şampiyonlar kupası* şampiyonluğu yaşamıştır.

    bu sezonda ligde internacional'a karşı atmış olduğu gol;

    http://www.youtube.com/...;v=IP1wfuhX7cI#t=98s

    2002 sezonunda flamengo ile ligde 21 maça çıkıp 2 gol atmıştır. bu sezonda da leonardo araujo, juninho paulista ve liedson ile takım arkadaşlığı yapmıştır.

    bu sezonda ligde atmış olduğu 2 gol*;

    http://www.youtube.com/watch?v=U9ugdpmFSCo

    http://www.youtube.com/watch?v=sLsV2rlPeek

    bu sezonda takım ile birlikte çekilmiş bir fotoğrafı;

    http://www.flaestatistica.com/...imeFlamengo2002a.jpg *

    2003 sezonuna flamengo'da başlamış fakat 2 maçta görev aldıktan sonra ocak ayında cruzeiro'ya transfer olmuştur.

    2003 sezonunda cruzeiro formasıyla ligde 31 maçta oynamış ve 2 gol atmıştır. sezon sonunda heurelho gomes, edu dracena, cris, luisao, maicon, alex de souza, zinho, claudio maldonado ve victor aristizbal'lı efsane kadro ile brezilya ligi*, brezilya kupası* ve minas gerais eyalet ligi* şampiyonluğu yaşayarak kariyerindeki kupa sayısını beşe çıkarmıştır.

    bu sezonda atmış olduğu 2 gol*;

    http://www.youtube.com/...;v=rly6UowUCfE#t=51s

    http://www.youtube.com/...v=n2WKf_Ae-c0#t=296s *(u: üçü penaltıdan olmak üzere 5 gol attığı 15 mayıs 2011 fenerbahçe ankaragücü maçından sonra haberlere çıkmıştı "ilk değil" diye)

    bu sezonda takımı ile çekilmiş olduğu iki fotoğraf;

    http://2.bp.blogspot.com/...I/s1600/cruzeiro.jpg *

    http://3.bp.blogspot.com/...aobrasileiro2003.jpg *

    2004 sezonu öncesinde ocak ayında gremio'ya transfer olmuştur.

    2004 sezonunda gremio ile ligde 19 maça çıkıp 3 gol atmıştır. bu sezonda da michel bastos, anderson ve christian correa dionisio ile aynı takımda görev yapmıştır.

    http://2.bp.blogspot.com/...1600/Felipe+Melo.jpg *

    bu sezonda atmış olduğu gollerden ikisi*;

    http://www.youtube.com/watch?v=CpM_mTiBdC4 *

    http://www.youtube.com/...v=hLxBtbrq0Ng#t=295s *

    2005 sezonu öncesinde ocak ayında real mallorca'ya transfer olmuştur.

    2004/2005 sezonunun ikinci devresinde real mallorca ile la liga'da dördü ilk on bir olmak üzere 8 maça çıkmıştır. bu maçların yalnızca birinde 90 dakikayı tamamlayabilmiştir. toplam 358 dakika sahada kalırken 1 kez sarı kart ile cezalandırılmıştır. ilk başlarda kendisine verilen şansları iyi değerlendiremediği ve beklentileri karşılayamadığı için nisan ayının ortasından itibaren kadroya dahi alınmamaya başlamıştır.

    http://2.bp.blogspot.com/...Bmelo%2Bmallorca.JPG *

    2005 temmuz'unda 2.000.000 euro karşılığında racing santander'e transfer olmuştur.

    http://mm2.mercafutbol.com/...29985/melo-dest1.jpg *

    2005/2006 sezonunda racing santander ile la liga'da 26'sı ilk on bir olmak üzere 33 maça çıkmıştır. bu maçların 22'sinde 90 dakikayı tamamlamıştır. sahada kalmış olduğu toplam 2522 dakikaya 3 gol, 12 sarı kart ve 1 de kırmızı kart sığdırmıştır.

    http://pictures.todocoleccion.net/...9/07/16/14251529.jpg *

    http://estaticos01.cache.el-mundo.net/.../18/1134929482_0.jpg *

    bu sezonda atmış olduğu goller*;

    http://www.youtube.com/...v=GaJ9m3aCvsA#t=198s *

    http://www.youtube.com/...v=GaJ9m3aCvsA#t=266s *

    http://www.youtube.com/...v=GaJ9m3aCvsA#t=275s **

    2006/2007 sezonunda racing santander forması ile la liga'da 11'i ilk on bir olmak üzere 16 maçta forma giymiştir. 6 maçta 90 dakikayı tamamlarken toplam 1002 dakika sahada kalmıştır. 3 kez* rakip ağları havalandırırken 5 sarı, 1 de kırmızı kart görmüştür. bu sezonda yaşamış olduğu sakatlık yüzünden kasım-nisan arası formadan uzak kalmıştır.

    http://pictures.todocoleccion.net/...o-Racing-Reverso.JPG *

    bu sezonda osasuna'ya karşı atmış olduğu penaltı golü*;

    http://www.youtube.com/...;v=QRbW4KSzA5A#t=57s

    temmuz 2007'de 1.800.000 euro karşılığında almeria'ya transfer olmuştur.

    http://www.esportenarede.net/...-Melo-no-Almeria.jpg *

    2007/2008 sezonunda almeria ile la liga'da 30'u ilk on bir olmak üzere 34 maçta oynamıştır. 22 maçta 90 dakikayı tamamlarken 8 maçta kenara alınmıştır. sahada kaldığı toplam 2603 dakikada 7 gol, 1 asist ve 12 sarı kart istatistiklerine ulaşmıştır.

    http://www.kaliteliresimler.com/...98/Felipe_Melo_1.jpg *

    bu sezonda atmış olduğu gollerden üçü*;

    http://www.youtube.com/watch?v=zi_jhnFejGc *

    http://www.youtube.com/watch?v=uNg3SF_P0GA *

    http://www.youtube.com/...;v=bd0pcGfpjIc#t=15s *

    2008 yazında fiorentina'ya 8.000.000 euro karşılığında transfer olmuştur.

    http://www.soccerwallpaper.mackafe.com/..._Melo_fiorentina.JPG *

    2008/2009 sezonunda fiorentina forması ile serie a'da tümü ilk on bir olmak üzere 29 maçta forma giyme şansı bulmuştur. 25 maçta 90 dakikayı tamamlarken 4 maçın son bölümlerinde oyundan çıkmıştır. sahada kaldığı 2552 dakikaya 2 gol, 1 asist, 11 sarı, 1 de kırmızı kart sığdırmıştır. riccardo montolivo, juan vargas ve zdravko kuzmanovic ile birlikte fiorentina'nın orta sahasına dinamizm getirmiştir.

    şampiyonlar liginde ön elemeler ile birlikte 8 maçta görev almıştır. tümüne ilk on birde başlamış olup yedisinde 90 dakikayı tamamlamıştır. sahada kaldığı toplam 717 dakikada 1 sarı kart görmüştür.

    uefa kupasında ise iki maçta 90 dakika oynamıştır.

    http://www.sporting-heroes.net/...pe_20081021_GH_L.jpg *

    bu sezonda atmış olduğu 2 gol*;

    http://www.youtube.com/watch?v=37e7PyH35MI (u: sırayla olmak üzere 9 kasım 2008 fiorentina atalanta maçı ve 11 ocak 2009 fiorentina lecce maçı)

    haziran 2009'da şubat ayından beri düzenli olarak çağrılmaya başlandığı brezilya milli futbol takımı ile 2009 konfederasyon kupası'nda 5 numaralı forma ile mücadele etmiştir. brezilya şampiyonluğa uzanırken felipe melo 5 maçta da forma giymiş ve 1 de gol atmıştır.

    http://2.bp.blogspot.com/...4Ko/s1600/felipe.jpg

    turnuva sonrasında 25.000.000 euro karşılığında juventus'a transfer olmuştur.

    http://soccerphotosbase.com/.../03/Felipe-Melo.jpeg *

    2009/2010 sezonunda juventus ile serie a'da 28'i ilk on bir olmak üzere 29 maçta forma giymiştir. 7 maçta kenara alınırken diğerlerinde 90 dakika sahada kalmıştır. oynamış olduğu toplam 2400 dakikada 3 gol atmış, 13 kez sarı, 1 kez de kırmızı kart görmüştür.

    italya kupasında iki maçta 90ar dakika oynamış ve 1 kez sarı kart ile cezalandırılmıştır.

    şampiyonlar liginde tümü lk on bir olmak üzere 6 maça çıkmış, dördünde 90 dakikayı tamamlarken sahada kalmış olduğu toplam 500 dakikada 2 sarı kart görmüştür.

    uefa avrupa liginde ise üç maçta 90ar dakika oynayıp toplam 2 sarı kart görmüştür.

    http://2.bp.blogspot.com/...Jd_8opjw/s1600/1.jpg *

    bu sezonda atmış olduğu 3 gol*;

    http://www.youtube.com/watch?v=fKQRTZt00vc *

    http://www.youtube.com/watch?v=GlZL_nFlqf8 *

    http://www.youtube.com/watch?v=tmlHIG8OPic *

    2010 yazında brezilya milli futbol takımı ile 2010 dünya kupası'na katılmış, 5 numaralı forma ile ülkesini temsil etmiştir. tümü ilk on bir olmak üzere 4 maçta forma giyerken bir maçta 90 dakika sahada kalmış, diğerlerinde ise 43. ve 83. dakikalarda oyundan alınırken birinde de 73. dakikada kırmızı kart görmüştür. toplam 289 dakika oynama fırsatı bulurken ek olarak 1 satı kart daha görmüştür. çeyrek final müsabakası olan 2 temmuz 2010 hollanda brezilya maçında robinho'ya bir asist yapmış, kendi kalesine bir gol atmış ve son olarak da robben'e yapmış olduğu hareketten dolayı kırmızı kart görerek maça damgasını vurmuştur. tüm bu olaylar sırayla;

    http://www.youtube.com/...rj0&feature=fvst

    http://www.youtube.com/watch?v=sxHepKNEcps

    http://www.youtube.com/watch?v=39Bz3apyzQU

    brezilya 2-1'lik skorla elenirken melo baş sorumlu olarak gösterilmiştir ve o tarihten bu yana da milli takıma çağrılmamaktadır.

    2010/2011 sezonunda juventus ile serie a'da 28'i ilk on bir olmak üzere 29 maça çıkmıştır. 22 maçta 90 dakikayı tamamlarken sahada kalmış olduğu toplam 2344 dakikaya 1 gol, 1 asist, 6 sarı kart, 1 de kırmızı kart sığdırmıştır.

    italya kupasında iki maçta 90ar dakika oynamıştır.

    uefa avrupa liginde ise üçü ilk on bir olmak üzere 7 maçta görev almış, 344 dakika sahada kalırken toplam 3 sarı kart görmüştür. iki maçta 90 dakikayı tamamlamıştır. bu 7 maçın ikisi play-off diğerleri ise grup maçlarıdır.

    http://www1.pictures.zimbio.com/...rie+Sc8poZwcW5jl.jpg *

    bu sezonda atmış olduğu gol*;

    http://www.youtube.com/watch?v=BuSYQsxfAlg *

    2011 yazında 1.500.000 euro karşılığında kiralık olarak galatasaray'a transfer olmuştur.

    http://im.bloomberght.com/2011/08/24/953581_1a.jpg

    2011/2012 sezonunda galatasaray ile süper lig'de şimdilik tümü ilk on bir ve 90 dakika olmak üzere 9 maçta oynamış, 3 gol atmıştır. 810 dakika sahada kalıp 1 de sarı kart görmüştür.

    http://4.bp.blogspot.com/...lo%2Bgalatasaray.PNG *

    http://www.habermonitor.com/...ik-galatasarayli.jpg *

    şu ana kadar atmış olduğu goller*;

    http://www.youtube.com/watch?v=3NrTF5SvZCU *

    http://www.youtube.com/watch?v=n00i06ugxKU *

    http://www.youtube.com/watch?v=u6Uo0Ipr6gE *

    son olarak brezilya milli futbol takımı ile 2009-2010 yıllarında olmak üzere toplam 22 maça çıkıp 2 gol atmıştır.

    http://i.dailymail.co.uk/...05DC-875_468x363.jpg (u: "seleçao" ile)

    http://4.bp.blogspot.com/...lo-Galatasarayda.jpg *

    milli takım forması ile atmış olduğu goller;

    http://www.youtube.com/watch?v=eXyzwV1wD1M **

    http://www.youtube.com/...;v=tBdF2_rWrLo#t=24s **

    yorum kısmına geçecek olursak, felipe melo özellikleri itibariyle takımımıza ilaç gibi gelmiştir. tekniği, hırsı, oyun zekası ve fizik gücü ile selçuk inan'la birlikte orta sahamıza resmen çağ atlatmışlardır.

    olumlu özellikleri top tekniği, çalım atabilmesi, vücudunu kullanarak topu saklayabilmesi, etkili ve isabetli pasları, uzaktan çektiği sert şutları ve kazanma hırsı olarak gösterilebilir. tribünleri ateşleyici özelliğinin olması ve taraftar ile olan ilişkisi de futbolu dışındaki artıları...

    başlıca olumsuz tarafları ise aşırı agresif bir potansiyele sahip olması, ki bu konuda gheorghe hagi'yle bile kıyaslanabilir... ayrıca kimi zaman topu ayağında çok fazla tuttuğu için top kayıplarına sebep olabiliyor, adam eksiltme özelliği her ne kadar başarılı olsa da kimi zaman gereğinden fazla kullandığı ve tribünlere oynadığı bir gerçek... ayrıca özellikleri itibariyle ligimiz için oldukça üst düzey bir isim olsa da motivasyon ve konsantrasyonu itibariyle kariyerinde zaman zaman düşüler yaşadığı bilgisini de unutmamak gerek...

    kendisi için söylenecek pek fazla bir şey yok, şu ana kadar göstermiş olduğu performansı ligin geneline yayarsa hem bizi şampiyon yapar, hem de efsane olur... ipler tamamen kendi elinde, ve hepimiz şahitlik ettik ki gerçekten çok ama çok iyi bir oyuncu...

    en son olarak belirtmek isterim ki kendisini baroni'ye, bilica'ya falan benzetmişliğim vardır zamanında, huzurlarınızda günah çıkarıyorum! her şeyi nasıl bileyim ben de öğreniyorum işte zamanla... ancak o kadar izliyorduk işte vaktiyle nereden bilebilirim, adam geldi gösterdi kendini bize de göt olmak kaldı...

    tekrardan hoş geldin pitbull!

    http://4.bp.blogspot.com/...00/felipe%2Bmelo.jpg

    http://camagna.it/gallery/large/MAU41537.jpg

    http://wallpapers99.com/...elipe_Melo_29217.jpg

    http://www.futebolparameninas.com.br/...e-melo-tijolinho.jpg

    http://3.bp.blogspot.com/...282_6608dc3217_b.jpg

    http://www.turkspor.net/...ws/melo_albayrak.jpg

    http://www.galatasaray.org/...ar/1/Meo%20-%20B.jpg

    http://www.webaslan.com/...s_01_w_1280x1024.jpg

    *
  • 12035
    kendisi gittiğinden beri tek düşündüğüm şey orta sahaya bir melo daha almaktı ta ki bir arkadaşım beni aydınlatana kadar. melo 2009 yılında yani bonservis bedellerinin bu kadar uçmadığı 30m euroların dehşet para sayıldığı, rekorun 90m olduğu 2009 yılında 25m euro bonservis ödenmiş birisi. müthiş kariyerinin üzerine 1-2 sezon başarısız olduktan sonra gözden düşmüş ve yolu galatarayla kesişmiş.

    nasıl bir hagi daha gelmeyecekse sanırım bir melo daha gelmeyecek. gelir diyenler için şu örneği vereyim, en fazla 2 sene içinde poıgba'yı aldığımızı düşünün. bu ne kadar saçma geliyorsa 2009 yılında da melonun bize 2011de gelmesi o kadar saçmaydı. böyle şeyler 40 yılda bir olur. ben bu saatten sonra göremem ama umarım torunum olursa galatasaray orta sahasında melo gibi bir futbolcu görür.

    galatasaray'a gelmiş en büyük futbolculardan biri ve tartışmasız bir galatasaray efsanesi.
  • 5557
    bugün bonservisiyle ile birlikte takımımıza katılışı sebebiyle kendisine nacizane bir hoşgeldin şiiri yazdığım pittbullumuz.

    ---------------------------------------

    melo sen bizim takıma bir ruh ektin,
    ektiğin o ruh ile ne kadar çile çektin,
    lan almasak seni santos'a gidecektin,
    daldan dala atlayan melo hoşgeldin

    zalım juve taş koydu yolumuza,
    bir bek almamız lazım solumuza,
    arada yavşak halin gidiyor zorumuza,
    fatih hocaya kuzu olan melo hoşgeldin

    para para diyerek tüketmeyesin sabrı,
    öyle yapan topçuların floryadadır kabri,
    arma için oynamazsan yerine yeğdir sabri,
    bir euroya takla atan melo hoşgeldin

    hoş gelir pittbuluma miami'de dolanmak,
    sezonu geç açıp devamında sulanmak,
    zor değil iki şov ile taraftara yaranmak,
    bir oynayıp bir yatan melo hoşgeldin

    hiç giyer mi ki 10 numarayı defans
    maşallah 4 çocukla iyiymiş senin ofans*
    bol bol pekmez ile haftada 3 seans
    gol olup yağan melo hoşgeldin

    meşgul olur fatih hocanın başı
    oynamadan alamazsın maaşı
    koşmayanın çıkar floryadan naaşı
    1'den 5' vites takan melo hoşgeldin

    zaman geldi rakibe oldun mezar
    bazen kötüydün tarih bunu da yazar
    genele döker isek sezara hakkın sezar
    bir parlayıp bir sönen melo hoşgeldin

    rüzgarın saz çalanı burda derler fırtına,
    koskoca bir sezonda o yük kalır sırtına
    iftardan sonra ilk sigara fırt'ına,
    bir çekip bir üfleyen melo hoşgeldin

    ince ince arapas dağıtır savunmayı,
    elden ne gelir, ne gerek avunmayı,
    her kavgada en önde bulunmayı,
    kendine farz edinen melo hoşgeldin

    kafa topuna çıkmayan defans utansın
    iki orta gol yapmayan ofans utansın,
    ulan belli değil ki sinirin türbülansın
    aniden kıvılcım atan melo hoşgeldin

    hamle yapıp interception çekerek,
    bağ bahçeye nice goller ekerek,
    aksatmadan tüm kuşları *ikerek
    bir yatırıp bir kaldıran melo hoşgeldin

    -------------------------------------------------------------
App Store'dan indirin Google Play'den alın