• 501
    o kadar sinirliyim ki anlatamam. sivas ne yaptı?. tipik anadolu takımı modunda. ilk 10 dakika bastı ve bitti. sonrası sırf kontra atak pozisyonları. ilk yarı ve ikinci yarı net kaç tane pozisyonumuz var.

    penaltı olmasa sabaha kadar atamazlar. sahaları tarla gibi. top sekiyor,her yerde çukur var. bizim gibi takımlar için handikap.

    ömer bayram oyunda bulunduğu sürece kaç tane top ezdi. hatalı pas verdi. tamam güzelsin,duram toplar güzelde. şampiyonluk yolunda yetmez. daha iyi olması lazım yoksa benim bile beğenmediğim belhanda orda oynayacak. orta saha düştüğü için feghouli sürekli ortaya gelip top almaya başladı bu bizim zor maçlarda kanat ataklarına handikap olur.

    başakşehir,trabzon,beşiktaş maçlarını kazanmak zorundayız. özellikle başakşehir,ilk maçta bizi yendiler.

    moral bozmak yok. bu maç geride kaldı. aralık ayından beri ligde puan kaybımız yoktu. bu nazar olsun yeni seriler için yola devam.
  • 507
    sivasspor' un penaltısı sırasında topa vurulmadan ceza sahasına giren sivassporlu oyuncu ( mert hakan yandaş) mevcut. futbol kurallarına göre penaltı atışının gol olmama durumlarında atak oyunculardan atış öncesi saha ihlali yapılırsa savunma yapan takım leyhine endirekt vuruş ile oyun başlatılır hükmü tabloda sunuluyor. kimsenin emeğine saygısızlık etmek istemem ama bu kural hatası.
  • 509
    takımımızın göze hoş gelen futbol sergilediği, bolca pozisyona girdiği ama beraberlikle biten süper lig 2019-2020 sezonu şampiyonluğu yolundaki rakiplerimizden biriyle oynadığımız maç.

    kendi adıma maç başlamadan ve ilk 15 dakikadaki sivasspor baskısının ardından golü yediğimizde de galibiyeti alacağımızı düşünüyordum. ikinci yarıda sivasspor'a beraberliği getiren golden sonra da rakibe pozisyonlar vermemize rağmen pozisyonlar da yarattık. ve hocamız, emre akbaba ve adem büyük hamleleriyle galibiyeti arzu ettiğini gösterdi. tüm bunlar, takımımızın sezonun ilk yarısındaki sorunlarından büyük ölçüde kurtulduğuna işaret ediyor.

    deplasmandaki fener galibiyetine rağmen şampiyon olabileceğimiz konusunda şüphelerim daha güçlüydü, çünkü takımımız galip gelse bile pozisyon yaratma sorunları yaşıyordu. fener maçı da fenerin berbat durumda olması nedeniyle doğru bir ölçü değildi. ama 8 mart 2020 sivasspor galatasaray maçında ortaya konan futbol, girilen pozisyonlar ve hocamızın galibiyet arzusu ile birlikte şampiyon olabilmemiz yönündeki şüphelerim büyük ölçüde kayboldu.
  • 510
    sivasspor'un attığı penaltı golünün tekrar edilmesi gereken maç. kural hatası diye bir şey varsa, bu sonuna kadar kural hatasıdır.

    ya sivaslı kardeş, muslera'nın yanına geçseydin keşke. yanlış yerde duran mete kalkavan ayrı rezil, uyarmayan var hakemi ayrı rezil.

    olaya bak: https://eksiup.com/p/7e349567b5hq

    önemli not: kural kitapçığında ''eğer top kaleye girmezse, hakem oyunu durdurur ve oyunu endirekt
    serbest vuruş ile tekrar başlatır. '' ibaresi olduğunu söyleyenler de var.

    yani bu pozisyon neresinden bakarsanız bakın kural hatasıdır.

    https://twitter.com/.../1236719081233014786
  • 514
    bahsedilen penaltı pozisyonunda kural hatası yoktur. bunu yıllardır tartışıyoruz. arkadaşlar zaten hakem hatası denilen şey bir şekilde hakemin hata yapıp kurala aykırı karar vermesidir. yani hakem yanlış tarafa taç atışı verdiğinde de aslında bir kuralı yanlış uygular. ama buna hakem hatası diyoruz. kural hatasından maç tekrarı çok ağır konularda olur. ne bileyim sahada 12 kişi olması, 3 değil 4 oyuncunun değiştirilmesi, kırmızı gören oyuncunun atılmaması gibi. yani oyunun temelini yıkan olaylarda konuşulur. evet o penaltı tekrarlanmalıydı. muslera kurtarışı yaptığı an oradaki herkes o topa müdahale edecek durumdalar. bu yüzden erken giren oyuncunun oyuna etkisi vardır. ancak bu günün sonunda hakemin bir hatasıdır.
  • 515
    bu maçta net bir şekilde kural hatası var mı? var. bu kural hatası maçın skoruna etki ediyor mu? ediyor. lamı cimi yok söz bitmiştir. hiç kimse bu kadar emeğimizi göz göre çalmaya cüret etmemeli. konunun sonuna kadar takipçisi olmalıyız burası türkiye hele bize yapılıyorsa sonuç çıkmaz demek bile abes varsın çıkmasın sesimizi kamuoyunda duyurup olabildiğince meşgul etmeliyiz. penaltı pozisyonuna yorum dahi yapmak istemiyorum yoksa pilot olabilirim kafasında bin tilkiyle o penaltıyı vermeye cesaret eden hakem oyuncumuz seri'yi ikinci sarıdan atmaya cesaret edemedi. atsana o zaman oyundan neden atmıyorsun? sonuç her ne olursa olsun takımımızın bu akşamki performansıyla gurur duyuyorum hepsine helal olsun.
  • 520
    yazıya böyle başlamak istemezdim ancak galatasaray’ın özellikle de ilk yarısında inanılmaz güzel oynadığı bir maçtan sonra yapılan, tahammül sınırlarının çok ötesinde bulduğum “skor yorumculuğu”nu eleştirmeden geçemeyeceğim. maç 8 mart 2020 sivasspor galatasaray maçı bugün tek farkla dahi olsa galatasaray lehine bitseydi, hemen herkes takımın ne kadar muhteşem bir iş çıkarttığından, terim’in rakibi süper analiz ettiğinden, seri’nin lemina’nın, feghouli’nin takımı sırtladığından bahsedecekti. ki ortaya konan futbola baktığımızda galatasaray’ın kazanması hatta ve hatta sivasspor’a fark atması hiç şaşırtıcı olmazdı. peki ne oldu? o üçüncü gol rakip kaleye girmediği için tüm 90 dakika galatasaray kötü oynadı, terim maçı verdi, seri zaten futbolcu değildi, onyekuru da ritmini bulamadı oldu...

    bu konuya daha sonra döneceğim, maça geçecek olursak açıkçası oyuna başlangıç formatımız hiç doğru değildi. ligin başından beri ısrarla söylediğim bir şey var, seri’nin savunma önünde kullanılması gerekiyor. çünkü seri’yi santranın ötesine attığınız zaman oyuncu burada dört beş rakip oyuncu arasında eziliyor, fiziksel defoları ortaya çıkıyor ve oyun yönlendirmedeki yeteneğini sergileyemiyor. galatasaray’ın ilk yarının son maçından bu maça dek yaptığı galibiyet serisinin kilit noktalarından biri seri’nin savunma önüne, “daha az rakip oyuncunun bulunduğu bir bölgeye” çekilmesiydi. bununla birlikte seri takıma kontratak becerisi sağladı ve yarattığı pas trafiği ile takımın baskın oyun oynamasının temelini oluşturdu. sivas karşısında ise fatih terim lemina’yı seri’nin alışık olduğumuz yerinde, seri’yi ise daha önde başlattı. böyle olunca, seri yine tüm sihrini yitirdi ve merkezde kayboldu. sivas taraftarının yarattığı atmosfer ve sivassporlu futbolcuların coşkulu oyunu ile birlikte de kaçınılmaz bir şekilde galatasaray çok erken gol yedi. dediğim gibi, bu erken golde en büyük faktör seri ve lemina’nın saha konumlarında değilikliğe gidilmesi ve hatalı konumlandırılmalarıydı. takım lemina’nın savunma önünde yer aldığı 4-1-4-1 ile sivasspor’un mert hakan-yatabare’li 4-4-2’sine karşı ilk on beş yirmi dakika çok zorlanınca ve geriye de düşünce, fatih hoca acil bir değişikliğe giderek lemina’yı stoperler arasına attı ve seri’yi savunma önüne çekti.

    bakın burası çokomelli. bu hamle takıma neler kazandırdı?
    1. çift forvetli rakibin ön alan baskısı, lemina’nın da savunma hattına girmesiyle sekteye uğratıldı.
    2. seri merkezdeki boğuşmacadan kurtuldu ve nispeten daha boş bir alanda konumlandı. deyim yerindeyse oyuna bu hamleyle girdi.
    3. lemina dribbling becerisi ile, seri top tekniği ile galatasaray’ın arka tarafındaki pas trafiğini aktive etti ve sivasspor yorulmamak amacıyla hücum hattını geriye çekmek zorunda kaldı.

    tamam, fatih terim’in oyuna başlangıç tercihleri yanlıştı ancak yaptığı bu erken hamleyle birden maçın seyrini değiştirmeyi başardı. ilk devre dakika 20’den sonra maçın tek hakimi galatasaray’dı. ama daha hamleler burada bitmedi. galatasaray ataklarda, donk-lemina-marcao geri üçlülü 3–1-4-2 yerleşimine geçti. onyekuru falcao’nun yanında ikinci forvet oldu. burada amaç oldukça ağır appindangoye-caner osmanpaşa ikilisini onyekuru’nun savunma arkasına yapacağı koşularla bozmaktı ve öyle de oldu. hatta bu hamle o kadar çok işledi ki sivasspor belki de sezon boyunca oyun bakımından en çok ezildiği periyodu geçirdi dakika 20-30 arası.

    galatasaray’ın iki doğru hamlesiyle oyunun değiştiğini gören rıza çalımbay da karşı bir hamle yaptı. savunmada falcao-onyekuru karşısında appindangoye ve caner ikilisinin yetersiz kaldığını görünce kendisi de fatih hoca gibi orta sahadan bir oyuncuyu stoperlerin arasına çekti. bu değişiklikle savunmada 3’e 2 sayısal üstünlük kuran sivas, bizim yaklaşık 10 dakikalık fırtınamızı
    biraz da olsa kesti ve maçı dengeler gibi oldu.

    rıza hocanın hamlesi çok doğruydu, ama fatih hoca yine oyunun şifresini kırdı ve bu kez igor tudor döneminde tolga ciğerci üzerinden çok sık gördüğümüz bir varyasyonla ikinci golü bulmayı başardı. hatırlarsak tudor sol açıkta tolga’yı kullanıyor ve takımın genellikle sağdan hücum etmesini istiyordu. ısrarla sağdan hücum eden galatasaray’a karşı solunu kapatmaya alışan rakip savunma üzerine, rakibin sağından bizim solumuzdan tolga ceza sahasına koşuyor ve golü atıyordu. yani olay savunma oyuncularını şaşırtmak, gafil avlamaktı. galatasaray bunu bu kez feghouli ile yaptı. sivas bizim soldan onyekuru üzerinden hücum etmemize alışmıştı ve fatih hoca da ceza sahasına ters kanattan feghouli’yi soktu. zaten ağır olan sivas tandemi tüm dikkatini sağlarındaki onyekuru’ya vermişti, sollarından feghouli koşu yapınca onu bomboş bıraktılar ve fatih terim’in bu oyun görüşüyle galatasaray ikinci golü de buldu.

    ikinci yarıda ise yine maç başı düzenlere döndü iki takım da. yine benzer biçimde sivasspor hakimiyeti vardı bu süre içinde. artan baskıyla tartışmalı bir penaltı yoluyla sivas’ın golü geldi. penaltı pozisyonuna gelecek olursak mete kalkavan’ı hiç mi hiç beğenmeyen biri olarak açık konuşmak gerekirse hakemin kararına bir eleştiri getirmem zira bir gün önce trabzon aleyhine neredeyse birebir pozisyon faul olarak değerlendirilmiş ve trabzonspor da şiddetle tepki göstermişken aksi bir karar veremezdi. hatta öyle ki kalkavan penaltıyı vermese belki galatasaray daha zararlı çıkardı çünkü çok büyük bir ayaklanma olacaktı trabzon tarafından tff ve hakemlere karşı. kısacası hakemin penaltı kararını anlayışla karşılayabilirim ancak pozisyonun penaltı olduğunu düşünmüyorum. futbolda temas var mı yok mudan sonra bakılması gereken bir şey vardır, o da temasın şiddetidir. burada temas vardı ancak şiddeti bir faul düzeyinde değildi. maçın devamında ise her iki takım da ilk yarı yaptığı hamlelerin benzerlerini yaptı. galatasaray daha hakimdi.

    antiparantez bu maç özelinde bir şeye daha değinmek istiyorum. daha önceki yazılarımda galatasaray’ın çift forvetli rakiplere alışık olmadığını ve mevcut oyun planının çift forvete karşı sekteye uğrayabileceğini söylemiştim ki sivas karşısında ilk ciddi çift forvet sınavını verdi galatasaray. dörtlü savunma periyodunda çok kötü bir sınav verdik çift forvete karşı ancak donk-lemina-marcao savunma merkezine geçtikten sonra zafiyetimizi sonlandırmayı da başardık. yine de sistemimizin bu yönünün, yani ön alan baskısı yüksek olan takımlara karşı oyununun geliştirilmesi kesinlikle gerekiyor. ki bu maçı iyi analiz eden her rakip bu saatten sonra galatasaray’a karşı çift forvetle çıkar. fatih hocanın bu noktayı kaçırmaması şart.

    yani işin sonuna baktığımızda oldukça iyi oynayan bir takım ile maç içinde çok doğru hamleler yapan bir fatih terim izledik sivas karşısında. kazanılabilir miydi? çok rahat kazanılabilirdi. üstelik sivasspor da gerçekten çok iyi ve doğru bir oyun oynadı. ama ne var ki maç 2-2 sonlanınca sanki çok kötü oynamışız, 8 maçlık seri bir tesadüfmüş vesaire gibi bir ortam oluşturuluyor. katılmıyorum. galatasaray’ın teknik anlamda bugün iki küçük periyotta hatası oldu, onlar da her iki devrenin ilk on dakikalarıydı. bu süre dışındaki her an doğru işler yaptık ve güzel bir performans sergiledik. böyle bir sivas’a karşı ligin üst sıralarındaki çoğu takım fark yerdi.

    takımın güzel oyunu mutlu etti, skor ise kötü oldu. şu an başakşehir’i geçmek, bir hafta önceki tabloda trabzon’u geçmekten zor hale geldi. yine de şampiyonluğun favorisi biziz. kazanacağız.
  • 521
    eh yani bu puan kaybına çok da şikayet edilmez.

    özellikle ilk 10 dk'da acayip bi baskı yaptı sivas. galatasaray'ı kendi sahasında adeta boğdu. sivas, ikinci bölgede topu kaptıktan sonra saniyeler içinde topla ceza sahamızda doluşmayı bildi. 7. dk'daki gol de bunun sonucunda geldi. aslında bu ersun yanalın galatasarayımıza karşı hayal ettiği plandı fakat rıza çalımbay ondan farklı olarak popülist laflar sergilemek yerine takımına doğru direktifleri doğru vermişti. tabi bi de sezon boyunca süregelen oyunun devamıydı bu. anladınız işte ne demek istediğimi.

    ama galatasaray golü yedikten sonra öyle bi olgunluk gösterdi ki... önce geriden topla çıkarak yavaşça baskıyı kırdı sonrasında geçiş hücumlarını isabetli oynayarak sivas'ın önde konumlanan savunmasını cezalandırmaya çalıştı. yavaşça skorla birlikte oyunun ibresi de bize dönmüştü. bu kısmı izlemek gerçekten çok zevkliydi.

    zevkliydi tabi fakat kafa karışıktırıcıydı. çünkü böyle bi olgunluk anca onlarca maç sonucu alışkanlıkların pekişmesiyle olur. galiba fatih hoca ve öğrencileri* bunu 6-7 maçta başardı galiba. gerçekten de 2019-2020 galatasaray'ı insanda bipolar etkisi bırakıyor.

    seri minimum risk alarak ve açık bi hata yapmadan nasıl penaltı yapmayı başardı kendisi dahil kimse anlamadı. valla açıkçası faul olduğu tekrarlardan belli olsa da benim içim sinmedi, hocam penaltı penaltı gibi olmalı değil miydi?* asıl önemlisi ise sivas penaltı olmadan tabelayı lehine çevirebilir miydi, onu cevaplamak zor.

    skorun eşitlenmesi sivas'ın çok işine geldi, lemina'nın çıkması da. lemina'nın sakatlıktan döndüğünü de düşünürsek hamle anlaşılabilir ama galatasarayın rakip ceza sahasına enine çok dar yayılması istediği pozisyonları bulamamasına yol açtı. maçın hakkı da böylelikle beraberlik oldu.
  • 522
    fener maçından bile daha iyi ve baskın oynadığımız maçtır. olmayacak bir penaltı ile maç 2-2'ye gelmese 3-1 ya da 4-1 bitirmemiz işten değildi. penaltıdan sonra da en azından 3-1'i yapabilecek pozisyonları da bulduk. olmadı. ilk 10 dakika gelen sivas baskısı dışında oyun tamamen bizim kontrolümüzdeydi. zaten ikinci golü de kendi hatamızdan, pozisyon bile yokken penaltıdan yedik.

    açıkçası çok kötü oynayıp da yenilsek bu kadar üzülmezdim. çünkü gerçekten 3 puanı hak etmiştik. seri'nin tamamen gereksiz hamlesi nedeniyle kucağımızdaki maç berabere bitti.

    bu topu, sivas deplasmanında oynayabilecek başka bir takım yok şu an ligde. başakşehir bile böyle oynayamaz. o penaltı olmasa sivas maç sonuna kadar bizim kaleye şut bile çekemezdi belki.

    maçın sonuna doğru gelen dağınıklık ise ömer ve lemina'nın yerine emre akbaba ve adem büyük'ün girmesinden dolayı ortaya çıktı. açıkçası adem, soso yerine girse bence daha doğru bir hamle olurdu.

    ne yazık ki sezonun ilk kısmında kaybettiğimiz saçma sapan puanlar yüzünden kredimiz çok az. yoksa mesela ilk yarıdaki ankaragücü maçında, malatyaspor maçında ve konyaspor maçlarında o saçma puan kayıplarını yapmasak şu an "bu da nazar boncuğu olsun" diyorduk. ancak şu an içerdeki bjk ve trabzonspor maçlarının yanında başakşehir deplasmanından da 3 puanla dönmek zorundayız.
  • 524
    özet her ne kadar yetersiz olsa da gerçekten temposu ve fiziksel mücadelesi yüksek geçmiş bir maçtır. maçı tekrardan izlemek istiyorum çünkü sosyal medyanın anlatarak bitiremediği barcelona ataklarımız bein sports özetinde yok. neredeyse sadece goller var. özete göre mariano, onyekuru, sarachhi ve lemina hiç bir şey yapmamış gibi duruyor. ayrıca çalınan penaltıya bayağı bir güldüm. bari bu kadar belli etmeseler.
  • 525
    birçok şampiyonluk adayı takımın 1 puan kazansa sevineceği deplasmandan 2 puan bırakmanın hüznüyle çıktık. üzüldük çünkü özellikle ilk yarısında çok iyi oynadığımız bir maç vardı. fakat kazandığımız 1 puanın da değerini bilmek lazım, eksikleri görmek şartıyla tabii.

    önce rakibimizi tanıyalım biraz. dün 7 mart 2020 göztepe başakşehir maçıyla ilgili entryde yazmıştım. (bkz: #2880541) sivasspor ligin maç başına en fazla uzun top atan takımı. maç başına tam 67 uzun top atıyorlar. kendi sahalarında ise maç başına 69 uzun top atıyorlar. bu istatistik değerli. çünkü son yıllarda bu istatistikte ilk sıralarda bulunup da ligde ilk dörde girebilen takım yok. en son 15-16 sezonunda maç başına en fazla uzun top atan 2. takım olan konyaspor, ligi o sezon 3. olarak tamamlamış. onun haricinde sıkça uzun top atan takımların akıbeti pek iyi olmamış. mesela 18-19 sezonunda maç başına en fazla uzun top kullanan 6 takımın 3'ü şu an ptt 1. lig'de mücadele ediyor. yine avrupa'nın büyük liglerinde de durum benzer. sadece ingiltere'de lider liverpool bu istatistikte 5. sırada. liverpool dışında çoğu şampiyonluğa oynayan avrupa takımı bu istatistikte ligin son sıralarında yer alıyor.
    çünkü sürekli uzun top atıp bu uzun topları kovalamak ve bir de üstüne başarılı olmak için, hem çok iyi uzun çıkma planlarınız hem de ligin üzerinde bir fizik kalitenizin olması gerekiyor. rıza çalımbay gittiği takımlara yıllarca uzun top oynatmaya çalıştı. yıllar sonra da bu oyuna en uygun kadroyu buldu. şu an sivasspor en kötü oynadığı maçlarda bile fizik olarak rakibine çok fazla üstünlük sağlıyor. yine ligin maç başına en fazla top kapan takımı.
    yani ligin ikinci yarısında oynamaya başladığımız oyunun en fazla sınanacağı maçtı bu maç. genel olarak iyi iş çıkardık ama bazı sorunlarımız da biraz daha gün yüzüne çıktı.

    ilk 11'i görünce 4-1-4-1'de defansın önünde seri'nin, sağ iç olarak lemina'nın oynayacağını düşünmüştüm. fakat tersi oldu. lemina'nın sakatlığının etkileri devam ediyor olabilir. o yüzden belki hoca daha fazla efor gerektiren bir mevkide onu kullanmak istememiş olabilir. çünkü maç içerisinde de seri sarı kartlı olmasına rağmen lemina'yı oyundan çıkardı. fakat sebep ne olursa olsun biz bu maçta seri'nin sağ iç olarak oynamasının zararlarını çokça gördük bence.

    sivasspor, taraftarının da desteğiyle maça önde agresif bir pres yaparak başladı. bizi 4-4-2 şeklinde karşılıyorlardı ve çok katı bir adam adama markajları vardı. bu markajlar o kadar katıydı ki daha ilk dakikada seri'nin pas hatasından doğan tehlikede, seri'yi önde karşılayan oyuncu sol bek uğur çiftçi. çünkü sol kanat oyuncusu fernando, mariano'yu marke etmekte: https://i.hizliresim.com/ErBtiG.png maçın özellikle ilk yarısında uğur'un önde karşılamalarını sürekli olarak gördük. uğur özellikle içeride pozisyon alan feghouli'yi marke etmeye çalıştı. hatta ikinci golümüz bu markaj sayesinde geldi. çünkü donk'un karşılanması gereken yerde kimse önüne çıkmayınca donk rahat bir orta açtı.

    sivasspor'un özellikle ilk gole kadar olan baskısı bence sivas'ın pres becerisinden çok zeminle alakalıydı. özellikle seri ve mariano zemine adapte olana kadar epey sorun yaşadılar. zemine adapte olduktan sonra da galatasaray rahat rahat çıkmaya başladı. açıklamalarını okuduğum kadarıyla rıza çalımbay, maçın başında iyi pres yaptıklarını ve bununla gol bulduklarını söylemiş. oyuncularına ileride basmaları yönünde talimat vermiş ama takım geri çekilmiş. bence bu geri çekilme galatasaray'ın her presi kırıp pozisyon üretmesiyle gerçekleşti. sivasspor'un seri'nin ilk pas hatasından sonra, üçüncü bölgede presle top kazanıp girdiği pozisyon yok. hatta sivasspor'un ikinci bölgede top kazanıp girdiği pozisyon bile yok neredeyse. sivasspor en önemli pozisyonlarını, topu birinci bölgede kaptıktan sonra gerçekleştirdiği hücumlarda buldu.
    yine sivasspor'un bu maçtaki hücum organizasyonları da zayıftı. özellikle geriden oyun kurarken her topu galatasaray'ın soluna vurmaya çalıştılar. bundan da pek sonuç alabildiklerini sanmıyorum. birkaç kere yatabare'nin yasin'e indirdiği toplarla hücum etmek istediler ama genel olarak saracchi-marcao ikilisinin savunma performansı iyiydi.

    maçtaki 4 golün 3'ü duran top veya akabindeki pozisyonlardan geldi. özellikle yediklerimize odaklanmak istiyorum. kornerleri karşılarken 11 oyuncumuzun tamamı ceza sahası içinde oluyor. 5 şubat 2020 alanyaspor galatasaray maçında kornerde savunmamızın karşıladığı topa bakasetas gelişine vurup güzel bir gol atmıştı. bu maçta da yine karşıladığımız toplarda, seri'nin bu toplara ilk reaksiyonlarının kötü olmasından dolayı iki gol yedik.
    ilk golde savunmanın karşıladığı top uğur çiftçi'ye gitti ve seri, uğur'un önünü kapatmakta geç kaldı. uğur'un açtığı ortayı falcao yine karşılasa da dönen topta fatih aksoy bekletmeden tekrar ceza sahasına gönderdi, artık yapacak bir şey yoktu.
    ikinci golde de yine korneri karşıladığımız topta, fernando'ya çok saçma bir müdahalede bulundu. birçok insana göre ucuz bir penaltıydı. ben de ucuz bir penaltı olduğunu düşünüyorum. ama bu seri'nin yaptığı müdahalenin saçma olduğu gerçeğini değiştirmez.
    kornerde savunma dizilişi mi değiştirmek gerekir yoksa başka bir şey mi yapılmalı bilemiyorum. ama bu korner savunma organizasyonu başımıza belalar açabiliyor.

    galatasaray sivasspor'u 3. bölgede haftalardır alıştığımız asimetrik 4-4-2'nin yerine geniş bir 4-3-3 ile karşıladı. özellikle ilk yarıda; rakibi karşılarken derinde bizim savunmamızın önünde olmasına alışık olduğumuz lemina, sivasspor geriden çıkarken öndeki pres hattındaydı. onyekuru ve feghouli de beklere baskı yapıyorlardı. bunun sivasspor'a özel bir önlem olduğunu düşünüyorum. çünkü sivasspor bekleri üzerinden, özellikle baiano üzerinden, oyun kurmaya çalışan bir takım. hocanın bu tercihinin başarılı olduğunu düşünüyorum, çünkü sivas bekleri üzerinden hiç oyun kuramadı. hatta neredeyse geriden hiç oyun kuramadı.
    kanatlardan içeri doğru da çok fazla dribling yaptık. saracchi bile tek başına merkeze doğru top sürerek ceza sahasına kat etti. sivasspor ortasahada stoper orjinli fatih aksoy'u oynattığı için, içe kat eden oyuncularla ilgili sıkıntılar yaşayabiliyorlar. bu zaaflarını da çokça değerlendirdik. zaten bütün bunların sonunda da sivasspor iyice gömüldü.

    sağ içte seri tercihinin oyunumuzu kötü etkilediğini düşünüyorum. yukarıda da yazdığım gibi o bölgede daha dinamik olmasından, sağ half space ve çizgiye doğru koşu yapabileceğinden ötürü lemina'yı bekliyordum. sağ tarafta bu dinamizm bizim için oldukça elzem. çünkü hocanın söylediği gibi feghouli ve mariano arasında telepatik bir iletişim olsa da sağ çizgiyi bu iki oyuncu da maç boyu kullanamıyor. hem ikisinin de maç boyu çizgide git-gel yapabilecek enerjileri yok hem de ikisi de stil olarak merkeze yakın oynamayı seviyor.
    bu durum şampiyon olduğumuz 18-19 sezonunda da böyleydi. mariano ve feghouli için çizgiyi kullanan ve bu iki oyuncuyu rahatlatan genelde sağ iç oynayan belhanda oluyordu. 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçında da bu iki oyuncu için çizgiyi belhanda kullandı. çok eleştirilse de 1 mart 2020 galatasaray gençlerbirliği maçında taylan yine bu iki oyuncu için çizgiyi kullanmıştı.
    seri ise sağ veya sol iç olarak oynamaya hiç alışık olmayan bir oyuncu olduğu için o bölgelere hiç koşu atmıyor. seri ilk yarı boyunca 3. bölgenin sağ tarafında topla sadece bir kere buluşmuş: https://i.hizliresim.com/a0lOLX.jpg
    "bu acaba hocanın tercihi olabilir mi?" diye düşünürken maçın ikinci yarısı başlayınca sağ tarafa daha fazla koşu atan ve orada daha fazla top alan bir seri vardı. hoca devre arasında uyarmış olabilir. bu da seri'nin 45 ve 58. dakika (sivasspor'un ikinci golünü attığı dakika) arasında topla buluştuğu noktalar: https://i.hizliresim.com/hSGcMQ.jpg
    uzun bir var incelemesi olduğu için bu dakikalar arasında topla buluşma sayıları genel olarak az, fakat resimde de görülebileceği üzere sürekli sağ tarafta top alan bir seri vardı. sivasspor golü bulduktan sonra ise seri yine o tarafa hiç koşmadı. bu da serinin 58-90 arası topla buluşmaları: https://i.hizliresim.com/MBVOzm.jpg
    hala bu durumun hocanın tercihi olabileceğini düşünüyorum. fakat hoca seri'nin merkezde top almasını istiyorsa da mutlaka sağ taraftaki çizgiyi kullanabilecek birileri lazım. çünkü sivasspor kendi sahasına kapandıktan sonra oyunu sağa doğru hiç genişletemedik. genişletemediğimiz için de sivasspor'u açamadık. bu da tüm takımın 2-2'den sonraki topla buluşmaları: https://i.hizliresim.com/vDY5So.png
    resimde görülebileceği üzere sol tarafı gayet iyi kullanmışız fakat sağ kanada kimse ayak basmamış. sağ tarafta korner direğine yakın 3 nokta da adem'in 91. dakikada tek pozisyonda topla buluşmaları. yani o dakikaya kadar orada topla oynayan yok.
    seri'nin o bölgeye gitmemesinden ve sarı kartlı olmasından dolayı ben uzun süre belhanda değişikliği bekledim. ama hoca yalçın çetin'in maç içinde söylediğine göre belhanda'yı ısınmaya bile göndermedi. bu durumun belhanda'nın derbide gördüğü kırmızı ile alakalı olduğunu düşünüyorum. çünkü maç direk olarak belhanda'yı çağırıyordu bence.

    bu maçta üçüncü bölgede kaptırdığımız toplardan sonra sayabildiğim kadarıyla 8 tane pozisyon verdik. genel olarak algı "galatasaray'a önde iyi pres yaparsan kazanırsın." üzerine. muhtemelen bu algıyı oluşturan da seri'nin yaptığı top kayıpları. fakat seri o top kayıplarını maksimum 2-3 kere yapıyor. sonrasında geçişleri başlatan oyuncu oluyor ve o dakikadan sonra pres yapan takım çok daha fazla pozisyon vermeye başlıyor.
    bence şu an bizi en fazla zorlayabilecek rakipler kendi birinci bölgelerinde iyi kapanabilen rakipler. çünkü ne sağ tarafa oyunu açabiliyoruz ne de rakip savunmanın açılacağı kadar bir uzaktan şut tehditimiz var. üçüncü bölgede yaptığımız top kayıplarından sonra da geri dönüşlerde de sıkıntılar yaşayabiliyoruz.

    sonuç olarak; bence iyi bir maç çıkardık. ligin kendi sahasında yenilmeyen tek takımını deplasmanda elimizden kaçırdık. yukarıda belirttiğim gibi oyunla alakalı sorunlar var. fakat yukarıdaki sorunlar, bugüne kadar çözdüğümüz sorunların ve oyunun geldiği seviyenin yanında hiçbir şey. bizim gördüğümüzün kat kat fazlasını elbette hoca da görecektir. bir sorun varsa da bu sorunu, ligin şu anda en iyi oynayan takımının teknik direktörü olarak, yine fatih terim çözecektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın