• 1
    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    https://gss.gs/a3w.jpg

    ryan donk, sofiane feghouli, adem büyük sarı kart ceza sınırında. beşiktaş derbisinde * özellikle ryan donk'un oynaması gerekli, feghouli'nin de oyuna katkısı çok önemli tabii ama özellikle donk bu maçta kesin olmalı. o yüzden sivas'ta çok dikkatli olmalı.

    sivas bu maçta tam kadro* biz ise lemina hariç tam kadroyuz. hoca yetişse bile lemina'yı sivas'a götürmez, beşiktaş maçına saklar.

    maçın sonucunu belirleyecek olan şey bizim konsantrasyonumuz ve rıza çalımbay'ın maç planı olacak.

    sivas geride mi bekleyecek, kazanmak için açık mı oynayacak onu görmek lazım.

    ligin ilk devresinde oynanan 18 ekim 2019 galatasaray sivasspor maçını 10 kişi tamamlayan sivas bizi fizik olarak ezmiş ve bence andone'nin ekstra performansıyla kazanmıştık. 10 kişi bile son dk gol atıyorlardı.

    o maçtan bu tarafa birçok şey değişti tabii. daha diriyiz. daha az gol yiyoruz. hücumda daha etkiliyiz. form tuttuk.

    sivas da enerjik bir takım, kompakt oynuyorlar fakat bizim kadar yetenekli değiller. kaliteli ayaklarımızın bu maçı bize getirmesini umut ediyorum.

    zaten 9'da 9'luk bir galibiyet serisi yaparsak şampiyonluğu vermeyeceğimize inanıyorum.

    (bkz: hedef 23)

    (bkz: konsantrasyon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 2
    (bkz: 9'da 9/#2878322) istiyoruz.

    https://gss.gs/Gk9.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    https://gss.gs/vvx.jpg

    öyle bir maç ki, rakiplerimizin mutlaka puan kaybetmemizi beklediği deplasmanda, en önemli rakiplerinden birisini yenip alacağın 3 puan yanında, tüm camianın sinerjisini en üst seviyeye çekecek olan acayip bir maça gidiyoruz.

    daha önce 9'da 9 yapıp şampiyon olamadığımız sezon yok.

    son yıllarda sivas deplasmanı totemi bozulsa da, galip gelemesek de bu sene kadıköy galibiyeti gelmişken başka şeylerin önemi yok, hepsi değişebilir.

    sivas bu kez şampiyonluk yarışında. sahalarında henüz yenilmediler. gol atamadıkları maç olmamış. inanılmaz iyi istatistikler ama biz de ligin en az gol yiyen takımı ve son 8 haftanın en golcü takımıyız.

    son 8 maçta 24 gol atıp 3 gol yedik. akan oyunda gol yemiyoruz.

    eğer doğru oyun planı ile yüksek konsantrasyon ile sahada olursak bu maçı kazanmak zor değil.

    ligin en iyi kalecisi, en iyi golcüsü, en hızlı kanadı bizde sivas'tan ekstra olarak.

    onlar da çok iyi, kompakt bir takım, enerjikler ama bu maç için tek avantajları maçın sivas'ta alışkın oldukları sahada ve havada oynanacak olması. bu durum maçı onlar için dengeli hale getiriyor.

    bakalım rıza çalımbay topu bize verip bekleyecek mi? yoksa kazanmak için her şeyi deneyecek mi?

    her iki oyuna karşı da silahlarımız ve planlarımız mevcut.

    dilerim pazar akşamı 3 puanımızı alır, şampiyonluk yolunda önemli bir virajı döneriz.

    (bkz: hedef 23)

    (bkz: konsantrasyon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 3
    https://www.mgm.gov.tr/...lceler.aspx?il=Sivas

    maç günü hava açık ve mevsim normallerinin üzerinde olacağı tahmin ediliyor. ancak maçın saat 16.00 da oynanma talebinin reddedilmesi çok büyük art niyet barındırıyor. zira saat 17.00 gibi 13 derecelerde gezinen hava sıcaklığı 20.00 civarında 8 ve daha altı derecelere kadar düşüyor.

    tüm bunlar neden. önemli; geçtiğimiz sezon yine aynı hafta erzurumspor ile karşılaşmıştık. erzurumspor tüm iç saha maçlarını gündüz oynarken, yanlış hatırlamıyorsam, sadece bizim maçımızı 19.00 da oynamıştı. 1-1 berabere biten maçın ardından liderle aramızdaki puan farkı 8'e çıkmıştı.

    "8'de kapanır 18'de" mottosu da bu maç sonunda çıkmış ve o gazla ipi göğüslemiştik.

    şu an o kadar fark yok evet ancak durum daha kritik. çünkü "o gazla" skillini "anlaşıldı ikinci yarı çok zorlu geçecek" mottosu ile çok erken kullandık. ayrıca erzurumspor'un ciddi bir iddiası ve basın gözünde ciddi bir değeri yoktu. ancak sivasspor hem ligde bulunduğu konum itibariyle hem de cazgır yönetimleriyle ilgiyi bu maça fazlasıyla çekecektir.

    rasyonel bir bakış açısıyla bu mevsimdeki sivasspor deplasmanlarından puan çıkarmak öncelikli hedef olacaktır. ancak eminim ki fatih terim ve ekibi en akıllı oyunu ve en iyi skoru almaya geçtiğimiz haftadan başlamışlardır. 1 mart 2020. galatasaray gençlerbilriği maçında sonradan oyuna girenler ve oyundan çıkarılanlar bu maça göre bir taktiğin unsuru olabilir.

    önemli olan bir diğer nokta ise seri. 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçında oynadığı inanılmaz akıllı oyunu bir sonraki hafta gençlerbirliği belli ki hiç önemsememiş. ancak sivas ekibi seri'yi ezberleyecek ve sıkı önlemler alacaktır. seri'nin düşük sıcaklıklarla beraber düşen formu da bu maçta etkili olması halinde hiç beklemediğimiz sahneler izleyebiliriz. bu noktada eğer iyileşirse lemina'yı riske etmek gerekir mi bilmiyorum ancak en çok korktuğum şey maç esnasında seri başlığının coşması olur.

    muslera'nın devasa bir nazar boncuğu ile gezmesi gerektiğine inanıyorum. taraflı tarafsız herkes inanılmaz övüyor. bu ülkede (atatürk hariç) büyük bir kesimin övdüğü birinin nazar değmeden devam edebildiğini görmedim. elbette kredisi çok fazla ancak o krediyi yazın hazırlık maçlarında harcarsın muslera. durumumuz sıkışık az idare et.

    son olarak da (bkz: maç sözlükte kazanılır)
  • 4
    cüneyt çakır veya fırat aydınus'un atanmasını beklediğim maç. hakem konularında fena değilimdir :(

    edit: mete kalkavan oldu, gördüğünüz gibi bu işin piriyim :(

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    kazanırsak bendini aşan akarsu gibi koşarız şampiyonluğa...

    9'da 9 istiyoruz...

    https://gss.gs/G9d.jpg

    (bkz: hedef 23)

    (bkz: konsantrasyon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 5
    9'da 9 istiyoruz!

    https://gss.gs/Rx3.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    https://gss.gs/FPE.jpg

    fatih terim ve aslanlarına güveniyorum. konsantrasyonumuzun ve motivasyonumuzun, moralimizin üst seviyede olduğu bir dönemdeyiz. sakin kalıp, oyunumuzu oynarsak istediğimiz sonucu alacağımıza inanıyorum.

    maçın şifresi sakin kalmak.

    kadıköy deplasmanında bile 1-0'dan comeback yapıp, 1-3 kazanan bir takımız, sakin olur oyunumuzu oynarksak, sivas'ı kalitemizle yenmememiz için bir sebep yok.

    gerekli taktik ve maç analizini hoca ve yardımcıları yapmıştır.

    rakibin defans hattı hücumuna kıyasla daha zayıf. falcao, onyekuru, feghouli bu isimlerden penaltı alabilir. ceza sahası içinde topla sık buluşursak penaltı alabiliriz. bu oyuncu kalitesi olarak bir artımız.

    bunun dışında seri, lemina, belhanda, ömer, emre gibi araya veya defans arkasına çok iyi pas atabilen oyuncularımız var. onyekuru'yu veya falcao'yu defans arkasına kaçırabiliriz.

    emre akbaba oynamazsa ki yüksek ihtimalle yedek başlayacak, bizim ceza sahası dışından şut tehdidimiz yok. ömer bayram dışında bu şekilde golümüz yok sanırım.

    bir de son maçlarda duran toplardan goller atarak maçları kazanmaya başladık, bu müthiş bir iş. eğer bu maçta da duran topları iyi kullanırsak tehlike oluşturabiliriz.

    bireysel olarak bakınca hemen her bölgede rakipten iyiyiz. takım olduğumuzda ve mücadele gücümüzü yüksek tuttuğumuzda deplasman sorunu yaşamadan bu maçı kazanabiliriz. sadece saçma sapan bir gol yiyip panik yapmayalım.

    takımımıza ve hocamıza güveniyorum. kaybetsek bile sorun yok. kalan maçlarımızı kazanacak güçteyiz.

    (bkz: hedef 23)

    (bkz: konsantrasyon)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 6
    ilk on bir beklentim,

    https://galatasaray11.com/67962

    sadece falcao ve ademin degismesinin sebebini anlatayim.

    yine henry ustunden oynayacagimizi dusunuyorum, oynamamiz da gerekiyor. cunku sivasin beraberlik icin cikacagini veya genel anadolu takimi gibi kapanacagini sanmiyorum puan durumundan oturu.

    sivas onde basarsa eger, takimimizin hareketli pas oyunu tarziyla mac cok farkli bile bitebilir, henry hattrick yapabilir.*

    ayni sekilde bu sefer onlem aldiklarini dusunup pas oyununa donerlerse eger, kirici presle topu kapmamiz garanti gibi birsey yazdigim kadroyla. henry, adem, omer, taylan presi cok rahat kirabilir oyun planlarini.

    falcao birinci plan icin daha uygun gorulebilir fakat sivas ikinci durumda oynarsa ademin pres katkisini alamayacagimiz kesin. bence yedek baslamali ve bir plan dahilinde gerekirse girmeli bu deplasman oznelinde.

    leminanin riske edilmemesi gerektigini dusunuyorum bu mac arenada olsaydi dusunulebilirdi tabi ki.

    bu deplasman icin tek korkumsa serinin sogugu gorunce ayarlarinin kacmasi, umarim siki giyinir maca cikmadan.* cunku yine anahtar onun elinde olacak.

    not: unuttum tabi ustte yazmayi, hocanin tercihi belhandadan yana da olabilir hatta buyuk ihtimal olacaktir. bunun sebebi de derbide gosterdigi pas performansi olur taylana ekstra olarak.
  • 10
    güzel bir maç olacak diye tahmin ediyorum. hem futbol olarak beklentileri karşılayacak hem de skor olarak yüzümüzü güldürecek. inanıyorum. takımımızdan muslera'mızın yüzünü ekstra güldürmesini de beklemiyor değilim.

    mert hakan'ın fernando'ya ve özellikle emre kılınç'a atacağı toplara dikkat etmek lazım. beklerimizden defanstan çok ofansta bir şeyler beklediğimiz ortada. yine marcao'nun arkasına atılan toplardaki zafiyeti ve ryan donk'un görece ağırlığı malum. stoperlerimizin arasına girecek oyuncumuza oyun kurmada olduğu kadar defansta da çok şey düşecek gibi. bu maç özelinde mario lemina'nın oradaki varlığı bizim için önemli olabilirdi. mario yoksa merkez orta sahada oynayacak futbolcularımızın topu kullanacak futbolcuya derhal baskı yapması ve topu rahat kullandırmaması başka bir önemli faktör.

    aslında sol tarafımızdaki marcao'nun ryan donk'a göre işi daha kolay. gözünü emre kılınç'tan ayırmaması bile yetebilir. çünkü rakibin onyekuru tehlikesine karşı önlem almama ihtimali yok. almazlarsa zaten ne oluyor, biliyorsunuz. fakat sağ tarafımızda durum tam olarak öyle değil. oyun yapımız gereği aslında rakip sol bekler daha bir özgür takılabiliyorlar. duruma göre sağ içteki futbolcumuzun çizgiye çapraz koşu yapması lazım ki rakip bekin dikkatini bir an için alsın ve mariano'ya gerekli alanı yaratabilelim. mariano'nun birkaç etkili atağı işimize gelir. kanatların beklerine yardım etmesini ve beklerin öyle her fırsatta çıkmasını engellemek lazım. özellikle sol beklerinin. sağ beklerinin çıkması onyekuru'nun sağolsun işimize gelebilir çünkü (:

    galatasaraylı bir futbolsever olarak bir maçı ne zaman bu kadar sabırsızlıkla beklediğimi hatırlayamıyorum.

    neyse.

    (bkz: yürüyoruz biz bu yolda)

    https://www.youtube.com/watch?v=xvSTNunJcY4
  • 13
    lemina'lı bir 11 ile başlarken 11'de emre akbaba'nın olmamasına şaşırdım açıkçası. demek ki onyekuru varken baştaki planlar değişti. oyun içerisinde emre akbaba ile farklı bir planla hamle yapabiliriz.
    https://twitter.com/...664354856153088?s=20

    umarım maç sonunda 3 puanı alırız ve yine bir keyif kahvesi içerken burada keyifle entrylerimi girmeye devam ederim.

    başarılar aslanlarım!
  • 15
    sivasspor'un attığı penaltı golünün tekrar edilmesi gereken maç. kural hatası diye bir şey varsa, bu sonuna kadar kural hatasıdır.

    ya sivaslı kardeş, muslera'nın yanına geçseydin keşke. yanlış yerde duran mete kalkavan ayrı rezil, uyarmayan var hakemi ayrı rezil.

    olaya bak: https://eksiup.com/p/7e349567b5hq

    önemli not: kural kitapçığında ''eğer top kaleye girmezse, hakem oyunu durdurur ve oyunu endirekt
    serbest vuruş ile tekrar başlatır. '' ibaresi olduğunu söyleyenler de var.

    yani bu pozisyon neresinden bakarsanız bakın kural hatasıdır.

    https://twitter.com/.../1236719081233014786
  • 17
    birçok şampiyonluk adayı takımın 1 puan kazansa sevineceği deplasmandan 2 puan bırakmanın hüznüyle çıktık. üzüldük çünkü özellikle ilk yarısında çok iyi oynadığımız bir maç vardı. fakat kazandığımız 1 puanın da değerini bilmek lazım, eksikleri görmek şartıyla tabii.

    önce rakibimizi tanıyalım biraz. dün 7 mart 2020 göztepe başakşehir maçıyla ilgili entryde yazmıştım. (bkz: #2880541) sivasspor ligin maç başına en fazla uzun top atan takımı. maç başına tam 67 uzun top atıyorlar. kendi sahalarında ise maç başına 69 uzun top atıyorlar. bu istatistik değerli. çünkü son yıllarda bu istatistikte ilk sıralarda bulunup da ligde ilk dörde girebilen takım yok. en son 15-16 sezonunda maç başına en fazla uzun top atan 2. takım olan konyaspor, ligi o sezon 3. olarak tamamlamış. onun haricinde sıkça uzun top atan takımların akıbeti pek iyi olmamış. mesela 18-19 sezonunda maç başına en fazla uzun top kullanan 6 takımın 3'ü şu an ptt 1. lig'de mücadele ediyor. yine avrupa'nın büyük liglerinde de durum benzer. sadece ingiltere'de lider liverpool bu istatistikte 5. sırada. liverpool dışında çoğu şampiyonluğa oynayan avrupa takımı bu istatistikte ligin son sıralarında yer alıyor.
    çünkü sürekli uzun top atıp bu uzun topları kovalamak ve bir de üstüne başarılı olmak için, hem çok iyi uzun çıkma planlarınız hem de ligin üzerinde bir fizik kalitenizin olması gerekiyor. rıza çalımbay gittiği takımlara yıllarca uzun top oynatmaya çalıştı. yıllar sonra da bu oyuna en uygun kadroyu buldu. şu an sivasspor en kötü oynadığı maçlarda bile fizik olarak rakibine çok fazla üstünlük sağlıyor. yine ligin maç başına en fazla top kapan takımı.
    yani ligin ikinci yarısında oynamaya başladığımız oyunun en fazla sınanacağı maçtı bu maç. genel olarak iyi iş çıkardık ama bazı sorunlarımız da biraz daha gün yüzüne çıktı.

    ilk 11'i görünce 4-1-4-1'de defansın önünde seri'nin, sağ iç olarak lemina'nın oynayacağını düşünmüştüm. fakat tersi oldu. lemina'nın sakatlığının etkileri devam ediyor olabilir. o yüzden belki hoca daha fazla efor gerektiren bir mevkide onu kullanmak istememiş olabilir. çünkü maç içerisinde de seri sarı kartlı olmasına rağmen lemina'yı oyundan çıkardı. fakat sebep ne olursa olsun biz bu maçta seri'nin sağ iç olarak oynamasının zararlarını çokça gördük bence.

    sivasspor, taraftarının da desteğiyle maça önde agresif bir pres yaparak başladı. bizi 4-4-2 şeklinde karşılıyorlardı ve çok katı bir adam adama markajları vardı. bu markajlar o kadar katıydı ki daha ilk dakikada seri'nin pas hatasından doğan tehlikede, seri'yi önde karşılayan oyuncu sol bek uğur çiftçi. çünkü sol kanat oyuncusu fernando, mariano'yu marke etmekte: https://i.hizliresim.com/ErBtiG.png maçın özellikle ilk yarısında uğur'un önde karşılamalarını sürekli olarak gördük. uğur özellikle içeride pozisyon alan feghouli'yi marke etmeye çalıştı. hatta ikinci golümüz bu markaj sayesinde geldi. çünkü donk'un karşılanması gereken yerde kimse önüne çıkmayınca donk rahat bir orta açtı.

    sivasspor'un özellikle ilk gole kadar olan baskısı bence sivas'ın pres becerisinden çok zeminle alakalıydı. özellikle seri ve mariano zemine adapte olana kadar epey sorun yaşadılar. zemine adapte olduktan sonra da galatasaray rahat rahat çıkmaya başladı. açıklamalarını okuduğum kadarıyla rıza çalımbay, maçın başında iyi pres yaptıklarını ve bununla gol bulduklarını söylemiş. oyuncularına ileride basmaları yönünde talimat vermiş ama takım geri çekilmiş. bence bu geri çekilme galatasaray'ın her presi kırıp pozisyon üretmesiyle gerçekleşti. sivasspor'un seri'nin ilk pas hatasından sonra, üçüncü bölgede presle top kazanıp girdiği pozisyon yok. hatta sivasspor'un ikinci bölgede top kazanıp girdiği pozisyon bile yok neredeyse. sivasspor en önemli pozisyonlarını, topu birinci bölgede kaptıktan sonra gerçekleştirdiği hücumlarda buldu.
    yine sivasspor'un bu maçtaki hücum organizasyonları da zayıftı. özellikle geriden oyun kurarken her topu galatasaray'ın soluna vurmaya çalıştılar. bundan da pek sonuç alabildiklerini sanmıyorum. birkaç kere yatabare'nin yasin'e indirdiği toplarla hücum etmek istediler ama genel olarak saracchi-marcao ikilisinin savunma performansı iyiydi.

    maçtaki 4 golün 3'ü duran top veya akabindeki pozisyonlardan geldi. özellikle yediklerimize odaklanmak istiyorum. kornerleri karşılarken 11 oyuncumuzun tamamı ceza sahası içinde oluyor. 5 şubat 2020 alanyaspor galatasaray maçında kornerde savunmamızın karşıladığı topa bakasetas gelişine vurup güzel bir gol atmıştı. bu maçta da yine karşıladığımız toplarda, seri'nin bu toplara ilk reaksiyonlarının kötü olmasından dolayı iki gol yedik.
    ilk golde savunmanın karşıladığı top uğur çiftçi'ye gitti ve seri, uğur'un önünü kapatmakta geç kaldı. uğur'un açtığı ortayı falcao yine karşılasa da dönen topta fatih aksoy bekletmeden tekrar ceza sahasına gönderdi, artık yapacak bir şey yoktu.
    ikinci golde de yine korneri karşıladığımız topta, fernando'ya çok saçma bir müdahalede bulundu. birçok insana göre ucuz bir penaltıydı. ben de ucuz bir penaltı olduğunu düşünüyorum. ama bu seri'nin yaptığı müdahalenin saçma olduğu gerçeğini değiştirmez.
    kornerde savunma dizilişi mi değiştirmek gerekir yoksa başka bir şey mi yapılmalı bilemiyorum. ama bu korner savunma organizasyonu başımıza belalar açabiliyor.

    galatasaray sivasspor'u 3. bölgede haftalardır alıştığımız asimetrik 4-4-2'nin yerine geniş bir 4-3-3 ile karşıladı. özellikle ilk yarıda; rakibi karşılarken derinde bizim savunmamızın önünde olmasına alışık olduğumuz lemina, sivasspor geriden çıkarken öndeki pres hattındaydı. onyekuru ve feghouli de beklere baskı yapıyorlardı. bunun sivasspor'a özel bir önlem olduğunu düşünüyorum. çünkü sivasspor bekleri üzerinden, özellikle baiano üzerinden, oyun kurmaya çalışan bir takım. hocanın bu tercihinin başarılı olduğunu düşünüyorum, çünkü sivas bekleri üzerinden hiç oyun kuramadı. hatta neredeyse geriden hiç oyun kuramadı.
    kanatlardan içeri doğru da çok fazla dribling yaptık. saracchi bile tek başına merkeze doğru top sürerek ceza sahasına kat etti. sivasspor ortasahada stoper orjinli fatih aksoy'u oynattığı için, içe kat eden oyuncularla ilgili sıkıntılar yaşayabiliyorlar. bu zaaflarını da çokça değerlendirdik. zaten bütün bunların sonunda da sivasspor iyice gömüldü.

    sağ içte seri tercihinin oyunumuzu kötü etkilediğini düşünüyorum. yukarıda da yazdığım gibi o bölgede daha dinamik olmasından, sağ half space ve çizgiye doğru koşu yapabileceğinden ötürü lemina'yı bekliyordum. sağ tarafta bu dinamizm bizim için oldukça elzem. çünkü hocanın söylediği gibi feghouli ve mariano arasında telepatik bir iletişim olsa da sağ çizgiyi bu iki oyuncu da maç boyu kullanamıyor. hem ikisinin de maç boyu çizgide git-gel yapabilecek enerjileri yok hem de ikisi de stil olarak merkeze yakın oynamayı seviyor.
    bu durum şampiyon olduğumuz 18-19 sezonunda da böyleydi. mariano ve feghouli için çizgiyi kullanan ve bu iki oyuncuyu rahatlatan genelde sağ iç oynayan belhanda oluyordu. 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçında da bu iki oyuncu için çizgiyi belhanda kullandı. çok eleştirilse de 1 mart 2020 galatasaray gençlerbirliği maçında taylan yine bu iki oyuncu için çizgiyi kullanmıştı.
    seri ise sağ veya sol iç olarak oynamaya hiç alışık olmayan bir oyuncu olduğu için o bölgelere hiç koşu atmıyor. seri ilk yarı boyunca 3. bölgenin sağ tarafında topla sadece bir kere buluşmuş: https://i.hizliresim.com/a0lOLX.jpg
    "bu acaba hocanın tercihi olabilir mi?" diye düşünürken maçın ikinci yarısı başlayınca sağ tarafa daha fazla koşu atan ve orada daha fazla top alan bir seri vardı. hoca devre arasında uyarmış olabilir. bu da seri'nin 45 ve 58. dakika (sivasspor'un ikinci golünü attığı dakika) arasında topla buluştuğu noktalar: https://i.hizliresim.com/hSGcMQ.jpg
    uzun bir var incelemesi olduğu için bu dakikalar arasında topla buluşma sayıları genel olarak az, fakat resimde de görülebileceği üzere sürekli sağ tarafta top alan bir seri vardı. sivasspor golü bulduktan sonra ise seri yine o tarafa hiç koşmadı. bu da serinin 58-90 arası topla buluşmaları: https://i.hizliresim.com/MBVOzm.jpg
    hala bu durumun hocanın tercihi olabileceğini düşünüyorum. fakat hoca seri'nin merkezde top almasını istiyorsa da mutlaka sağ taraftaki çizgiyi kullanabilecek birileri lazım. çünkü sivasspor kendi sahasına kapandıktan sonra oyunu sağa doğru hiç genişletemedik. genişletemediğimiz için de sivasspor'u açamadık. bu da tüm takımın 2-2'den sonraki topla buluşmaları: https://i.hizliresim.com/vDY5So.png
    resimde görülebileceği üzere sol tarafı gayet iyi kullanmışız fakat sağ kanada kimse ayak basmamış. sağ tarafta korner direğine yakın 3 nokta da adem'in 91. dakikada tek pozisyonda topla buluşmaları. yani o dakikaya kadar orada topla oynayan yok.
    seri'nin o bölgeye gitmemesinden ve sarı kartlı olmasından dolayı ben uzun süre belhanda değişikliği bekledim. ama hoca yalçın çetin'in maç içinde söylediğine göre belhanda'yı ısınmaya bile göndermedi. bu durumun belhanda'nın derbide gördüğü kırmızı ile alakalı olduğunu düşünüyorum. çünkü maç direk olarak belhanda'yı çağırıyordu bence.

    bu maçta üçüncü bölgede kaptırdığımız toplardan sonra sayabildiğim kadarıyla 8 tane pozisyon verdik. genel olarak algı "galatasaray'a önde iyi pres yaparsan kazanırsın." üzerine. muhtemelen bu algıyı oluşturan da seri'nin yaptığı top kayıpları. fakat seri o top kayıplarını maksimum 2-3 kere yapıyor. sonrasında geçişleri başlatan oyuncu oluyor ve o dakikadan sonra pres yapan takım çok daha fazla pozisyon vermeye başlıyor.
    bence şu an bizi en fazla zorlayabilecek rakipler kendi birinci bölgelerinde iyi kapanabilen rakipler. çünkü ne sağ tarafa oyunu açabiliyoruz ne de rakip savunmanın açılacağı kadar bir uzaktan şut tehditimiz var. üçüncü bölgede yaptığımız top kayıplarından sonra da geri dönüşlerde de sıkıntılar yaşayabiliyoruz.

    sonuç olarak; bence iyi bir maç çıkardık. ligin kendi sahasında yenilmeyen tek takımını deplasmanda elimizden kaçırdık. yukarıda belirttiğim gibi oyunla alakalı sorunlar var. fakat yukarıdaki sorunlar, bugüne kadar çözdüğümüz sorunların ve oyunun geldiği seviyenin yanında hiçbir şey. bizim gördüğümüzün kat kat fazlasını elbette hoca da görecektir. bir sorun varsa da bu sorunu, ligin şu anda en iyi oynayan takımının teknik direktörü olarak, yine fatih terim çözecektir.
  • 18
    "her hafta bu hakemlerin aynı hataları yapması utanç verici. türkiye büyük bir ulus ve burada insanlar futbolu seviyor ancak bu hakemleri anlamıyorum. bu konuda bir şeyler yapılmalı." diye isyanını okuyordum kayserisporlu bernard mensah'ın sivasspor-galatasaray maçının devre arasında sosyal medyada. 5-1 kaybettikleri maçtan sonra böyle ağır konuşabiliyorsa bir futbolcu, maçta ciddi sıkıntılar olmuştur derken çok geçmeden sivas yeni 4 eylül stadında da mete kalkavan ve var hakemi atilla karaoğlan ganalı futbolcuyu haklı çıkaran kararlara imza atıverdiler. gerçekten "utanç verici" bir maç yönetimine imza attı dün gece iki hakem de...

    seri'ye serbest vuruşu erken kullandığı gerekçesiyle sarı kart gösterirken mete kalkavan "düdük bende" diyordu ama ikinci yarıda onyekuru'nun sivasspor ceza sahası içinde düşürülmesine düdük çalamadı. hadi o görmedi, var hakemi de "gözlerini kapamış olacak" ki, o taraftan da bir uyarı gelmedi saha içine ama pozisyonun devamında seri'nin fernando'ya dokunup dokunmadığı tartışmalı pozisyondan penaltı çıkarıverdiler. mete kalkavan gözü önündeki pozisyona "devam" dedi ama sonra gidip var hakemine uydu. penaltı atışı kullanıldığı esnada ise başka bir skandal daha yaşandı sivas'ta: mete kalkavan'ın görüş açısında olmayan mert hakan arkadaşı daha topa vurmadan 3-5 metre ceza sahasına girmişti bile. penaltı atıldı, muslera topu çeldi ama dönen topu emre filelere yolladı. işte o anda devreye girmesi gereken var'dan ses seda yoktu. tam bir skandal... çünkü ifab'ın yayınladığı kural kitapçığında açıkça belirtilmiş bu ihlal ve sonrası: "eğer top kaleye girmezse, hakem oyunu durdurur ve oyunu endirekt serbest vuruşla tekrar başlatır."
    ama kural filan uygulanmadı...

    bununla da yetinmedi var hakemi ve 63. dakikada sivasspor ceza sahası içinde falcao ile uğur çiftçi'nin mücadelesinde uğur'un eline çarpan topta "üç maymunu" oynadı. işin vahim tarafı da, alakasız pozisyonları bile 5-6 defa tekrar gösteren yayıncı kuruluş rejisi bu "apaçık penaltıyı" hiç tekrar göstermedi bile. takipçilerimiz hatırlayacaktır, trabzon'da da marcao'ya sorloth'un golden önce yaptığı faul oyun esnasında ekranlara gelmemiş, maç bitiminde yayınlanan programda ortaya çıkmıştı...

    maç biterken sarrachi'nin tekmesine kırmızı kart yerine sarı kart vermek de artık alışageldiğimiz türk hakemi refleksi olarak maça damgayı vuruverdi: "hatayı hatayla kapatmak"... kimse sizden eyyam beklemiyor, gördüğünüzü "kafanızda tilkiler dolaşmadan" çalmanızı bekliyor...

    fenerbahçe maçından sonra halil umut meler'i ısrarla övmemizin sebebini mete kalkavan ve var hakemi atilla karaoğlan pek de güzel göstermiş oldular aslında. sen ne kadar iyi oynarsan oyna, maçı yönetenler formda değilse, o maçta hak eden hak ettiğini alamıyor, galatasaray'ın 3 puanı kaçırdığı gibi. bakmayın siz "maçın hakkı beraberlikti" diyenlere, galatasaray rakibe verilen ama kendisine verilmeyen penaltılarla 2 puanı sivas'ta bıraktı... yazık oldu ve umarım ilerde bu puanlar aranmaz...

    galatasaray'ın deplasmanda oynadığı en "sağlam" maçların birinde hakem yazmak istemezdim ama mete ve atilla bu harika karşılaşmadan rol çalmak istediler, biz de isimlerini blog sayfalarına yazmış olduk. hava şartlarının harika olduğu kadar zeminin de bir o kadar berbat olduğu karşılaşmaya ev sahibi seyirci desteğini de arkasına alıp beklenildiğinden de "hızlı ve saldırgan" başladı. galatasaray'la ön protokol yaptığı için hafta içi "üzerlerine oynan mert hakan ve emre" ikilisinden emre kulübedeyken, mert takımının en "iştahlısıydı" ve kaleyi gördüğü yerden muslera'yı avlamak arzusundaydı. uruguaylı bir iki çıkardı lakin korner atışı sonrası oluşan karambolde hakan arslan daha 10 dakika olmadan takımını öne geçirmişti bile.

    ev sahibi öndeydi, pozisyonlar da buluyordu da topla oynama istatistiğinde galatasaray %62 önde gözüküyordu. fenerbahçe derbisinde olduğu gibi geriye düşmelerine rağmen oyun anlayışını bozmamıştı sarı-kırmızılılar, topun kıymetini bilip, mümkünce top çevirip boş pozisyondaki arkadaşlarını pozisyona sokmak gayesindeydiler. o anların birinde kazanılan serbest atışta duran top kullanma becerisini oldukça geliştiren ömer bayram, florya'da çalışıldığı belli olan bir orta yaptı, feghouli arka direkte dokundu ve falcao fileleri havalandırdı... galatasaray strese girmeden, sakin oynayarak beraberliği yakalamıştı ve öne geçmek için de tekrar yükleniyordu. son iki karşılaşmaya nazaran maç içinde pek varlığını hissetirmeyen onyekuru'nun nadir savunma arkasına koştuğu bir pozisyonda feghouli'ye al da at verdiği pasta, cezayirli zor olanı yaptı, topu aşırtmak yerine kaleciye nişanladı... o anda adrien ilie geliverdi aklımıza, ne de güzel geçirirdi topu kalecilerin üstünden...

    sivasspor hocası rıza çalımbay, galatasaray'ı iyi analiz etmiş ve seri-onyekuru bağlantısını kapamıştı ama galatasaray'da çözüm üretecek topçu az değildi, feghouli sık sık boşluklara girmeye başlıyor ya da seri-onyekuru hattında falcao orta sahaya kadar gelip "istasyon" oluyordu. berbat zemine de alışınca deplasman ekibi, pozisyonlar da daha çok gelmeye başladı ve donk'un sürükleyip, ortaladığı uzun mesafeli vuruşta falcao kafayla asisti yapıyor, feghouli dakikalar evvel kaçırdığı golün öfkesini çıkartırcasına voleyi çakıyordu. devre biterken üçüncü gol de geliyordu feghouli'nin ceza sahasında falcao'ya pasında da sivas savunması son anda ayak koyarak topu kapmıştı...

    ikinci devre yasin'in yerine emre kılıç'ı oyuna alarak tekrar galatasaray kalesine baskı kurmak isteyen rıza çalımbay, hakem ikilisinin de "desteği" ile emre'nin penaltısı sonrası amacına ulaştı. deplasmana kazanmak için gelmiş olan fatih terim de beraberliği bozmak için emre akbaba ve adem büyük hamlelerini yaparak tekrar rakip kaleye oyunu yığdı. onyekuru ile falcao ile pozisyonlar da yaratıldı ama top çizgiden geçmezken, zeminin ağırlaşmasına yorgunluk da eşlik edince pas ve şut tercihleri de yanlış olmaya başladı ve iki takım sahadan eşitlikle ayrıldı....

    galatasaray, başakşehir dışında zirve yarışındaki diğer tüm rakiplerinin puan kaybettiği haftada galibiyet serisine sivas deplasmanında ara verdi belki ama oynadığı cesur ve arzulu oyun ile şampiyonluk yolunda özgüvenini doruğa çıkarmış oldu. dün gece o kadar konsantre olmuş sivasspor karşısında ligde hangi takım olursa olsun "ezilecekken" fatih terim'in takımının galibiyeti kaçırıyor olması 23. şampiyonluğun ayak sesleri değil midir?

    "utançla" başladık "gururla" bitirelim o halde. bülent uygun'la 2008-2009 sezonunda şampiyonluk kovaladığı dönemler sivasspor'un güçlü ve etkili bir taraftar potansiyelinden söz edilmezken, dün gece üç tribünde yapmış oldukları kareografi ile "tribün aleminde" biz de varız demiş oldu yiğidolar. bu da onların gururu olsun... umarım sadece iç sahada değil, deplasmanlarda da tribünlerde boş koltuk bırakmazlar..."support your local team" demiş ya yabancılar, çok haklılar, şehrinizin, semtinizin takımını tutun arkadaşlar, hem de sonuna kadar...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r2-2galatasaray.html
  • 21
    seri - fernando penaltı pozisyonu öncesi olan lemina - appindangoye pozisyonunu yeni gördüm.

    o ilk pozisyon faul olsun veya olmasın, geriye dönme olayı bizim için işlemiyor ki zaten. 2018/19 sezonu kadıköy deplasmanında da gidilmemişti mesela. soso - dirar pozisyonundan bahsediyorum.

    pozisyon için benim düşünceme geçmeden önce, yayıncı kuruluşa açıklama yapan hakem eskisi deniz çoban'ın söylediklerine bir kulak verelim:
    https://twitter.com/.../1237404903682854913

    yahu bunlar nasıl hakem olmuş? nasıl hakemlik yaptırmışlar? bunlara nasıl büyük kanallarda yorumculuk yaptırıyorlar?

    lemina'nın davranışlarına bakarak faul olup olmadığını belirlemek de nedir allah aşkına? bu yoruma göre gidersek, hiçbir yere varamayız ki!

    diyelim, bir futbolcu rakibine tekme attı. bildiğin göstere göstere. ama tekme yiyen futbolcunun hiç umuru değil. o kadar güçlü ki hiçbir şey dememiş ona, sinek ısırığı gibi bir şey. ne yapacağız şimdi?

    yok hani, mesela şey olmuyor mu? rakibe tekme sallayan bir futbolcu bu rakibine denk gelmese bile faul yapmış sayılmıyor mu? yahu bu en direkt vuruşlar neden var o zaman? bu tehlikeli hareketler neden var?

    kural apaçık belli. rakibinden güç alıyor, kendine avantaj sağlıyor ve rakibini dezavantajlı duruma düşürüyorsan bu kurallara aykırıdır. futbolcunun eylemi yapıp yapmaması önemli değildir. yapabilip yapamaması önemlidir. lemina yükselmek istese yükselebilecek mi? hayır, burada yükselmesi de mesele değil. lemina o şarja rağmen yükselip topu uzaklaştırsa dahi rakibinin yaptığı hareket fauldür.

    kuralları eğip bükünce işin içinden çıkılmıyor sonra. pozisyon görülmediyse hakem hatasıdır. var'a rağmen nasıl görülmüyor orasını bilemem gerçi. pozisyon görüldüğü halde verilmediyse apaçık bir kötü niyetli hakemlik vardır.
  • 22
    8 kasım 2020 sivasspor galatasaray maçı öncesi aklıma gelen maç. özellikle ilk yarısı bir acayipti. rakip ligin zirve 4'lüsündeki sivas, ilk 10 dakikada fırtına gibi başlamışlar, golü atmışlar, arkalarında seyirci desteği... sonrasında öyle bir oyun oynamıştık ki kalan dakikalarda. fenerlisi beşiktaşlısı dahil herkesin dilinde "bunlar acayip top oynuyor, yine şampiyon olacaklar" lafları vardı. kanıt;

    https://eksisozluk.com/...46318?a=nice&p=1

    bu maçtaki ve 23 şubat 2020 fenerbahçe galatasaray maçı'ndaki futbol bizim son 6.5 yıldaki zirvemizdi diyebilirim. maç belki berabere bitmişti ama hepimiz gurur duymuştuk oynadığımız futbolla. umudumuz tavan yapmıştı, içinde kadıköy serisini bitiren maçın da olduğu 8 maçlık galibiyet serisi, takımda ası-yedeği fark etmeksizin herkesin formda olması, sahada oynadığımız futbolun ligin çok üstünde olması derken hedefimizi şampiyonluğu alıp, seri-lemina-onyekuru'yu kadroda tutup, aynı futbolu avrupa'nın zirve organizasyonunda oynamaya dikmiştik. açıkçası o dönem oynadığımız futbolla avrupa'da da rahatça başarıya erişebilirdik (psg-leipzig-manu'lu grupta başakşehir'den daha başarılı olurduk mesela). sivas deplasmanı deyip geçmemek lazım, hem sivas o dönemde özellikle üstüne gelen rakiplere karşı çok tehlikeli bir takımdı, hem de rakipten bağımsız çok iyi bir futbolumuz vardı.

    sonrası malum, önce pandemi vurdu; sonra sakatlıklar ve hastalıklar (hoca ve başkan). sonra felaket geçen bir transfer dönemi ile birlikte bu oyunu oynayan kadronun bozulması (onyekuru-seri-lemina-mariano-donk-hatta muslera eksik).

    ama bu maçı hatırlamak benim için hala umutlanma sebebi. süper lig 2019-2020 sezonu'nun rezalet ötesi geçen ilk yarısından sonra bu maçın ve 15 mart 2020 galatasaray beşiktaş maçı'nın da içinde bulunduğu 10 lig maçındaki oyuna dönebilmiş olmamız çok önemli. bu gösteriyor ki, fatih hoca kısa sürede takımın çehresini olumlu yönde 180 derece değiştirebiliyor. fatih terim 2. yarılarda her zaman daha iyi top oynatır, 1-2 sezon hariç 2. yarılarda hep daha çok puan toplamıştır. bu sebeplerden dolayı yarıştan kopmamış olmamız ve gerekli 2-3 takviyenin yapılması şartıyla ocak sonrası yine bu seviyede bir oyun oynayabileceğimiz inancı taşıyorum. elbette o sistemde oynayamayız, mariano yerine omar var, donk yerine luyindama var, lemina yerine taylan var. seri ve onyekuru gelse bile aynı oyunu oynayamayız. ama 1 adet seri (yedeği taylan), 1 adet onyekuru (yedeği arda) ve 1 adet sağlam sol iç (yedeği ömer) ve belhanda (yedeği etebo), forvette babel, maçına göre feghouli ya da emre kılınç ile güzel, iyi işleyen bir yapı kurmamız olası. umarım bunu sağlarız.

    şunu da söylemek gerekir ki bu maç bizim için bir zirve maçı değildi. zaten sivas deplasmanında 1 puan çıkarmak bizim için zirve olacaksa kulübü kapatalım*. bu maç bizim oyun olarak doğru yolda olduğumuzu gösteren, bu yolda yılmadan devam edersek istediğimiz seviyeye ulaşabileceğimizi gösteren bir maçtı. benim için sembolik bir anlam taşıyan bir maçtı bu sebeplerden dolayı. ve utanmalıyız ki son 20 yıldır şu futbolu oynadığımız anadolu deplasmanları bile sayılı. son 7 yıldır bu maç kadar iyi oynadığımız 2-3 deplasman ya vardır ya yoktur hatta. bu da acı gerçek maalesef.

    edit: bu arada bu maçla ilgili en rahatsız olduğum nokta sofiane feghouli'nin bu maç performansının beğenilmemesiydi. hala twitter'da görüyorum, skor 1-2 iken kaçırdığı golü paylaşıp feghouli'ye söven tipleri. oyun içi katkısının ve liderliğinin tavan yapmasını geçtim, adam bu maçta 1 gol 1 asist yaptı, 2 tane de net gol pozisyonu hazırladı. geçen senenin tartışmasız en iyi feghouli performansıydı. her maç o oyunu oynasa bu senenin de 1 numaralı şampiyonluk favorisi oluruz*.
  • 24
    https://www.instagram.com/...?igshid=YmMyMTA2M2Y=

    ultraslanın bu harika editini kaydetmiştim ve ara ara izlerim. ulan ne güzel günlerimiz olacaktı rüzgarı tamamen arkamıza almıştık üst üste 3. şampiyonluk geliyordu rakipler karamsarlığa bürünmüştü ve sonra malum pandemi süreci başladı. paralel evrende o sene kupa falcao’nun elinde kalktı bence.
App Store'dan indirin Google Play'den alın