• 504
    - çıkabilecek en iyi 11 ile başladık*.
    - iyi de başladık maça, pozisyon ürettik. rakibe pozisyon vermeden 2 garip gol yedik. futbol şansı yanımızda değildi ilk yarı.
    - ikinci yarı yine iyi bir oyun, rakip üzerinde baskı, çok güzel bir dakikada gelen penaltı ve gol.
    - sonrasında oyuncu değişiklikleriyle rakibi oyuna ortak etme. uzatma dakikalarında rakip ceza sahasına olağanüstü bir baskı, ali şaşal'ın hayatının performansı ve kayıp 2 puan.

    kaldı 12 maç. bu oyunla kaybedilen bir şey olduğunu düşünmüyorum ama son iki maçta kaybedilen 5 puan yaraladı şüphesiz. şimdi ayağa kalkıp mücadele etmekten başka çare yok.
  • 506
    genel kanı aksine ben oyundan memnun kaldım. %100 denilebilecek kaçan birçok pozisyonumuz var. buna ek olarak 10 maçta bir görülecek bireysel hatalardan iki gol yedik. ikisinin de aleyhimize bu maça denk gelmesi şanssızlıktı. hepsinin canı sağolsun.

    ayrı bir parantez falcao'ya, çok istedi ve gayet hırslıydı. bir mostafa değil tabii ama*. umarım sene sonuna kadar arada şans buldukça böyle devam eder ve sene sonu iyi bir şekilde ayrılırız kendisiyle.

    bulduğumuz pozisyonları çok cömertçe harcıyoruz, öyle böyle değil. son vuruşlarda konsantrasyonu, pozisyon gelişiminde sükuneti koruyabilsek gole neden olan hatalara rağmen rahat bir galibiyet gelecekti. hakemlik de pek bir şey olduğunu düşünmüyorum. uzatmalar içindeki duraklamaları adamakıllı oynatabilirdi derdim ama yıllardır bu uzatmalarda duraklama işi herkese böyle. alıştık hepimiz.

    bundan sonraki süreç için, fener yine zaten dışarıda kaldı, beşiktaş da kalan tüm maçlarını kazanırsa şampiyonluk helal olsun derim. öyle olacağını da hiç sanmıyorum.

    bu kadar bol pozisyon bulmuş olmaktan memnunum, birkaç adım ilerlemiş oyun. istediğimiz bol gollü baskın oyun için son dokunuşlar kaldığına inanıyorum. izleyelim görelim.
  • 507
    iki bireysel hatadan goller yedik. kazanabilirdik hatta kötü değildik ama bu oyun kalitemizin gittikçe aşağı gittiği gerçeğini değiştirmiyor. fatih hoca ilk yarıda iyi başlayan takımı bir takım gereksiz denemelerle bozmuştu. devre arası transferlerinden sonra ki fenerbahçe maçıyla beraber maç maç düştük. gedson'un ilk 11'e yerleşmesiyle belhanda'nın kesilmesi ve taylan'ın artık sakatlıktan dolayı mıdır bilinmez kenarda kalmasıyla oyun gücümüz çok düşmüştü. beklerde bir türlü istikrar yakalayamıyoruz. şu maçtaki hatalarından bağımsız linnes'in artık bizle bir işi kalmamış olması lazımdı. stoperde marcao'nun partneri sürekli değişiyor. babel bizdeki en iyi maçlarından birini çıkartırken oyundan aldık. zemin kötü, eyvallah ama o zaman bu kadar kısa paslı oynamak yerine daha dikine bir oyun sergilememiz daha pragmatik olmaz mıydı? böyle ağır bir zeminde hızıyla ön plana çıkan onyekuru ve kerem tabiki iyi oynayamazlar. aklımızı başımıza toplamamız lazım. daha 10 haftadan fazla süre var. kimse bu dönemde şampiyon olmaz ya da şampiyonluk yarışından düşmez.
  • 508
    sezonun kalan kısmı için olan ümitlerimi alıp götürmüş maç. sezonun bitmesine daha çok var ama teknik heyetimiz yapılan hatalardan ders çıkarmadığı gibi hata üstüne hata yapmaya da devam ediyor. ümitsizliğe kapılmamın asıl sebebi budur. 27 şubat 2021 galatasaray bb erzurumspor maçından gerekli dersleri çıkarmış olsak, 3 mart 2021 ankaragücü galatasaray maçını kaybetmezdik, o maçtan ders çıkarsak, bu maçı kazanırdık. ne diyelim, geçmiş olsun. bu maçla ilgili içimi acıtan bir şey varsa o da, ingiltere alt liglerinde bile tutanamayan ve bir kaç ay sonra takımdan gidecek bir oyuncu ile maçı çevireceğimizi ve şampiyonluk kovalayacağımızı düşünmemizdir.
  • 510
    maçın 70 dakikasını baya gereksiz bir inatla ile oynadık. sivasspor, sürekli alan kapatarak pas yaptırmamayı çalıştı ve başarılı oldu. biz ise hiçbir şekilde pasla rakip sahaya gidemediğimiz halde inatla kısa paslarla çıkmayı çalıştık. yani, olmayan bir şeyi niye ısrarla oldurmayı çalışırız ki? halbuki pas yapamıyorsan uzun oynarsın ve topun düştüğü yerde pres yaparsın. nitekim, özellikle luyindama'nın girişiyle sık sık uzun top denedik ve penaltı ile diğer pozisyonları bu şekilde bulduk.
  • 511
    rakibimizden çok daha fazla pozisyona girip değerlendiremediğimiz, rakibimize de iki gol hediye ettiğimiz maç. bir maçta tüm oyuncular bu kadar fazla hata yapıyorsa bunun en büyük nedeni bence maç eksiği olan oyuncuların fazlalığıdır. bir maçta ilk 11'den bu kadar oyuncuyu değiştirerek çıkıyorsanız rakibi küçümsüyorsunuz demektir. fatih hoca ceza ve sakatlık nedeniyle yararlanamadığı oyuncuları da düşünerek bu maça daha az rotasyonla çıkmalıydı. zaten saracchi, taylan, falcao gibi uzun süredir oynamayan oyuncular el mahkum sahaya sürüldü. yedlin'in yerine de linnes sahaya sürüldü. emre ve arda'dan en az biri sahada olmalıydı. belhanda oynayacaksa da gedson'ın yerine oynamalıydı.
  • 512
    ryan babel'in ortasında ilk yarıda henry onyekuru golü yapsa 2-1 öne geçeceğiz, halil ibrahim dervişoğlu veya muhammed kerem aktürkoğlu ikinci yarıda golü yapsalar 3-2 öne geçeceğiz. ryan donk ve martin linnes rakibe 2 tane gol hediye etti. maçta 2 kere geri düştün ve 3 kere öne geçme fırsatı ayağına geldi. iki kere geri düştüğün maçta kaç kere öne geçme fırsatı gelebilir ki? bunları atamazsan ağlamayacaksın. bu pozisyonlardan birini bulsa rakiplerimiz kaleciyi de içeri sokuyor. bizimkiler boş kaleye top yuvarlayamıyor. şampiyonluk ipi git gide elimizden kayıyor.
  • 513
    fatih terim'in yanlış 11 tercihi ve yanlış değişiklikleri sonucu puan kaybı yaşadığımız bir karşılaşma. ayrıca bana göre yakın dönemdeki en can yakan maçlardan biri.

    yedlin yerine linnes, luyindama yerine donk, kerem yerine onyekuru ile başlanması hataydı. linnes hakkında fazla bir şey söylemeye gerek yok. zaten yetersizdi kariyerinin en kötü oyununu çıkardı hatta maçı katletti desek de olur. bildiğimiz kadarıyla yedlin'in bir sakatlığı yok. linnes'e maruz kalmamak için alınan oyuncuyu sezonun önemli maçlarından birinde oynatmayacaksak neden aldık?

    donk, geriden oyun kurmaya katkı sağlasa da gerekli savunma aksiyonlarını gösteremiyor. hava toplarında luyindama kadar etkili değil. linnes'in yaptığı hata sonucu yediğimiz ilk golün hemen öncesindeki iki hava topunda da yatabare'ye üstünlük kuramadığı için top linnes'e kadar geldi. luyindama o iki hava topunu da alırdı.

    onyekuru formsuz. bas bas bağırıyor hatta. pozisyona girmesi değerli bir unsur olsa da son vuruşlardaki beceriksizliği büyük handikap. kerem onyekuru'nun bu formsuz döneminde değerlendirilmesi gereken bir yetenek. formayı da hak ediyor fakat oynamıyor. sonradan oyuna girdiği maçların çoğunda etkiliydi. kimisinde skora katkı yaptı, potansiyeli de var. önündeki oyuncu formsuz. bir futbolcunun 11 başlaması için daha ne olması lazım? tüm verileri ele aldığımızda ortam kerem için bu kadar müsaitken maalesef terim'in forma adaletsizliğine kurban gidiyor. çok can sıkıcı.

    bir diğer problem oyuncu değişiklikleri. son dönemde öyle saçma işler oluyor ki bu konuda anlamak çok zor. bu maç özelinde konuşacak olursak, şu feghouli oynar mı? durumunu en iyi bilen kişi fatih terim. bu haliyle feghouli oyuna gireceğine belhanda'nın oyunda kalması takım için çok daha iyi olurdu. babel'in neden çıktığını anlayabilen var mı bilmiyorum ama ben anlamadım. sağ kenarda kestiği tehlikeli toplarla, iyi top saklamalarıyla bugün gayet iyiydi. çıkması gereken oyuncu onyekuru iken babel'in oyundan alınması hücumdaki yaratıcılığı ve oyunu yıkabilme gücünü ciddi derecede azalttı.

    fatih terim son maçlarda yaptığı değişikliklerle oyunun gidişatını olumsuz anlamda etkilemeye devam ediyor maalesef. oyunu rakip sahaya yıkmış orta saha kurgusunu ısrarla bozuyor ve bu her seferinde oyunun kontrolünü kaybetmemize neden oluyor. bunu her defasında göremeyip tekrar etmesi izah edilebilecek bir durum değil.

    aslında en temel sebep güçlü bir oyunumuzun olmaması. her şey burada başlıyor. sahada ne yaptığını bilen bir oyuncu grubu ve sağlam bir veya birkaç oyun planı olmayınca üstüne bir de tercih hataları eklenince bu tip sonuçlar kaçınılmaz olabiliyor. çok üzücü.
  • 515
    kötü zemin, kötü kadro tercihi, basit hatalar ve harcanan ucuz pozisyonlar.

    ilk olarak hala şu zemin olayıyla uğraşıyor olmamız inanılmaz beceriksizliktir. yahu zeminin böyleyken istersen 5 kere şampiyon ol ne farkeder.
    avrupayla makas açıldı diyoruz ya kadro kalitesi bütçe falan geçelim en büyük makas zemindir.!

    ikinci olarak hocam anlamsız şekilde taktı luyindamaya hala neden oynamıyor ve yedek anlamıyorum. donk ligde belirli bölüme kadar iyi getirdi ama adam formsuz gayet doğal futbolun doğal akışında bu zaten var.
    neden iki maçtır luyindama oynamıyor ve saçma sapan hatalar yapıyoruz?
    diğeri linnes tercihi hocam yedlin hemen böyle kesilmez. ankaragücü maçı ilk yarı yedlin kötüydü eyvallah ama ikinci yarı daha hücumcu takım çıkarttın linnes orda iş yapmaz. buraya döndük gradel karşısına defansif meziyeti iyi diye koydun ama linnes kötüydü bu sefer yedlini neden oyuna almıyorsun?

    hatalara girmek daha istemiyorum geçen seferde yazdım takım üzerinde bir laubali oynama hali var. havayı bozmamak adına sert uyarı yapılmıyor diye tahmin ediyorum ama keskin bir dille takımla net şekilde konuşulması lazım. şampiyonluk yolunda bu hataların artık geri dönüşü yok.

    geçen hafta emre kılınç boş kaleye atamadı bu hafta onyekuru net golü kaçırdı. bunları atamıyorsak maç bir şekilde kayıyor elimizden yapacak bir şey yok.

    halil’e çok yüklenilmiş ama o vurduğu şut daha topla 1 veya 2. buluşmasıydı o yüzden normal bunlar.
    ayrıca halil bence herkesin aksine gayet iyiydi her şişirilen topta sırtı dönük top aldı pas yaptı ve gerektiği yerde faul aldı. hiç sırıtmadı daha çocuk toplamda 20 dakika formayı giydi giymedi hemen harcamayalım.

    feghouli fiziken bitik halde bilmiyorum nasıl toparlanacak.
    falcao çok klas gol attı ve iyi döndü. mostafa-falcao ikilisi beraber iyi işler yapabilir.
    maç öncesi babel tercihi sorgulandı ama maç içerisinde oldukça beğendim.

    maçın son bölümleri her ileri şişirdiğimiz top pozisyon oldu. hatta hepsini muslera şişirdi ama onun haricinde hala pas pas pas pas yapmaya çalışıyorduk aklım tutuldu. zemin zaten kötü neden hala pas yapıp topu şişirmek muslera hariç kimsenin aklına gelmiyor oldukça anlamsızdı.

    hocayı eleştirdim diye düşman ilan edilmem heralde, hoca 3-4 yıl daha bize lazım her şey şampiyonluk değil ama kendisini biraz eleştirebilmeli. çok fazla ben biliyorum tribine girmektense nerde hata yapıyoruma odaklanırsa ortada zaten sorun kalmayacak.

    son olarak işler oldukça zora girdi kendi ayağımıza kurşun sıkmaya devam ediyoruz. kredileri çok çabuk tükettik arka arkaya 3-4 maç kazanamazsak şampiyonluk yarışından koparız gibi duruyor.
    umarım acil şekilde toparlanabiliriz.
  • 517
    maç bitiminde maalesef can sıkan, sinir bozan, insanda hiçbir şey yapma isteği bırakmayan maç oldu.

    kısa kısa değinmek istiyorum:

    * kadro seçimini garipsememiş olsam da belhanda'nın sonradan oyuna girdiği son haftalarda rezil oyununa rağmen ilk 11'i hak etmiş olduğunu düşünmek tartışılabilir. feghouli ve kerem'in ise 70 dakika kenarda oturtulmuş olması büyük skandal.

    * böylelikle ankaragücü ve sivas ile oynanan son 2 haftada sadece 1 puan alabilmiş olduk ve o zorlu fikstürü kayıpsız geçmiş olmamızın hiçbir esprisi veya avantajı kalmamış oldu.

    * sahanın en kötüleri linnes ve taylan'dı. özellikle taylan'da müthiş bir korkaklık ve çekingenlik sezdim. uzun pas atabileceği birçok pozisyonda geri dönüp yana pas vermeyi tercih etti. içine selçuk inan kaçmış gibiydi bugün.

    * feghouli oyunda olduğu kısa dilimde bile farkını ortaya koydu. aldığı her topu olumlu kullandı. özellikle sol ayağıyla çıkardığı şut harikaydı.

    * tüm bunlara rağmen son bölümde maçı kazanmaya çok ama çok yaklaşmıştık. önce halil'in altıpasta bomboş pozisyonda topu dağlara taşlara vurması, sonrasında ise son dakikada karambolden gol çıkaramamış olmamız çok üzdü. sonuç olarak kolay yenilen 2 gol ve götümüzü yırtarak attığımız 2 gol var ortada.

    tyler boyd'a da ayrıca değinmek istiyorum. maç sonu röportajında "beşiktaş için de ayrıca sevindim" lafı profesyonellikle bağdaşacak türden değil. beşiktaş'ın boyd'a maç öncesi teşvik vermediğinin garantisini kim verebilir? seneye forma sözü mü verildi? maç öncesi boyd ile nasıl bir iletişim kuruldu? bunlar araştırılmalı ve boyd'a pfdk'dan mutlaka ceza gelmeli.
  • 518
    çok fazla bireysel hata yapıp, bitiricilikte de sınıfta kaldığımız bir maç oldu.

    böylesi bir zeminde rakibine 2 gol hediye edersen en az 3 gol atabilmen de çok ama çok zorlaşıyor. kadro ve oyuncu değişiklikleri tercihinin kazanamadığımız bir maç sonrası eleştirilmesi tabi ki doğal, ama ben maçın başında çok basit bir hatayla pozisyon yokken gol yiyerek geri düşmemize rağmen 2-1 olana kadar ki o sürede güzel işler yaptığımızı düşünüyorum. beraberliği bulduk ve o arada 3-1 yapıp maçı da koparabilirdik. yazımın başında da belirttiğim gibi bu pozisyonları bitiremezsen rakibin direncini arttırıyorsun ve sonrası çok daha zor oluyor.

    8 haftalık seride elde ettiğimiz avantaj o veya bu şekilde mevcut tabloda elimizden gitmiş gözüküyor ama kalan periyot daha çok şeye gebe. muhakkak suretle oyunumuzu geliştirip, özellikle son vuruşlara çok daha çalışıp yine bir seri yakalamamız gerekiyor. şu an için övgüyü hak eden hatta çok sık görüyorum yere göğe sığdırılamayan beşiktaş'ın puan kayıpları yakındır.

    yeter ki biz ayağa kalkalım.

    (bkz: hedef23)
  • 519
    2020-21 sezonu bizim adımıza mutlu sonla bitmezse aklıma ilk gelecek olan maç. çok acı oldu, son topu içeri sokamamamız adeta bu sene futbol şansı yanımızda değil dedirtti. onca maçı kazanıp 1 hafta içerisinde verdiğimiz 5 puanla intihar ettik diyebiliriz.

    hayata dönmemiz kendi elimizde değil, rakiplerimiz bize suni tenefüs yapmalı, yaşatmalı. sonu umarım güzel olur, 23. şampiyonluğumuzu kazanırız ama hevesimin fazlasıyla kırıldığını belirtmem gerek.
  • 520
    karşımızda son 4-5 haftada oynadığımız rakipler arasında bana göre en zayıf rakip vardı. ne ofansta baskın bir halleri vardı, ne de sapasağlam defans yapabiliyorlardı. kompakt değillerdi. geçen hafta ankaragücü'nün yaptığı pres ve alan kapatmayı bile yapamıyorlardı. yani hiçbir yönü ön plana çıkmayan bir rakip vardı. iyi bir oyunla, daha ilk yarıdan işi bitirmemiz gerekiyordu. ne var ki kötü 11 tercihi yüzünden yine boynumuz bükük ayrıldık. henry ayağının tozuyla mükemmel katkı sağlasa da son 2-3 maçtır artık kerem sol kanadı hak ediyor diye düşünüyorum. sağ kanatta ise neden oğulcan yok da 34 yaşındaki babel kanat oynatılıyor bunu ise hiç anlamıyorum. gedson istenen düzeyde değil, sürekli oynatılıyor. henry ve gedson'un gelişi hocanın aklını karıştırdı bence. terim, daha kısıtlı kadroyla daha verimli iş çıkarmıştı sezonun ilk yarısında. zorunluluklardan, geniş kadroda çoklu seçim opsiyonuna kavuşunca tercih hataları yapmaya başladığına ve verimli rotasyon yapamadığına inanıyorum. bu maçtaki 2 puan kaybı ve daha da kötüsü, kötü tercihler umutlarımı kırdı.
  • 523
    bu maçta sivasspor'un rakip beşiktaş veya hatta fenerbahçe olsaydı farklı şekilde sivasspor'u yenmişti ve biz rıza çalımbay'a buradan bol bol saydırıyorduk rakibe yattı diye. sivasspor o kadar kötüydü bize karşı anlayacağınız. adamların planı "yatabere'ye top at o indirsin belki seker gol atarız." ve "duran toptan şans deneyelim." şeklindeydi. savunma konusunda ise "yerinden sakın ayrılma" planları vardı. ki savunmada da iyi değillerdi bence. adamların planlarını biz gerçekleştirdik. bedava 2 gol verdik. ama yine de bu sivasspor'a 5 gol atamadıysak bizim ayıbımız.

    sivasspor rezalet bir futbol oynadı. biz daha kötüydük. sivasspor rakiplerimize bu oyunla yenilse rıza çalımbay rakibe yattı derdik. gerçekçi olalım. iyi falan değildik. maçtaki kötü olan bir takımdan daha da kötüydük. elimizdeki yıldız oyuncu becerisiyle 1 puan aldık sadece. kimse kendini kandırmasın. başta fatih hoca.
  • 524
    #3118679 maçtan önce yazdığım bu entryde kurduğum kadroya, fatih hoca bir farkla değişiklikler sonrası ulaştı. ulaştı ama çooook geç kaldı ve bedelini de ödedi/ödedik. aynı entryde kadro tercihlerimin nedenlerini de açıkladım. yanıldığım tek nokta falcao’nun form durumuydu. falcao’nun maç ritmini kazanmadığı düşüncesindeydim ama gördüm ki bayağı iyi duruma gelmiş. gerçi iki golümüze engel oldu ve bir pozisyonda acemice attığı pas nedeniyle ihtimal dahilinde bir golden olduk. bu pozisyonların ilki bir serbest vuruşta daha müsait bir pozisyondaki arkadaşına bırakmayıp kafa vurdu ve top dışarı gitti. halbuki bıraksa sanırım onyekuru boş kaleye bırakacaktı topu. ikincisinde sanırım gedson (linnes de olabilir) rakip defansı çizgide yakalamış ve kaleye yönelmişken falcao topu onun önüne atmak yerine yana oynadı. üçüncüsü iptal edilen gol. ofsaytta olmasına rağmen, rakip oyuncuya hiç müdahale etmese o top yine gol olacaktı ama ufak bir şarj yüzünden o golümüz de güme gitti. tabi bunlar gol atma isteğinin yüksekliğinden kaynaklanıyor olabilir ama sonuçta da galatasaray’ın kaybına yol açıyor. maç sonu verdiği röportajda attığı iki golü ön plana çıkarması da rahatsız etti beni. iki puan kaybedip şampiyonluk koşusunda tökezlemişiz o attığı gollere seviniyor. neyse...

    maç sonu analizime gelince; fatih hoca’nın kurduğu kadro, gerek ankaragücü maçında gerekse sivas spor maçında ağır kusurluydu. çünkü:

    -luyindama yerine donk’u tercih ederek rakibin uzun boylu çabuk ve dinamik santraforlarına karşı donk’u ezdirdi ve donk, biri ankaragücü diğeri dünkü sivas maçında olmak üzere iki gol yememize neden oldu. ankaragücü maçında, donk’un az farkla vuramadığı ve devamında arda’nın penaltı yaptırdığı pozisyonda luyindama o topa rahatça vururdu ve penaltıyı daha doğmadan engellerdi. dünkü sivas maçında da özellikle ikinci gole izin vermezdi. çünkü muslera’dan dönen topların tamamını luyindama uzaklaştırmıştır. son haftalarda oynadığımız alanya ve erzurum maçlarını tekrar izleyin bunu göreceksiniz. üstelik rakibin yatabare, babacar gibi uzun boylu ve hızlı/dinamik santraforları varsa karşılarına donk ile çıkmak intihar olur. çünkü öncelikle psikolojik üstünlük sağlıyorlar. bunu bizzat alanya spor ile yaptığımız kupa ve lig maçlarında gördük. kupa maçında babacar’ın donk’u ve ardından marcao’yu nasıl geçip golü yaptığını hepimiz görmedik mi? halbuki deplasmanda oynadığımız lig maçında babacar’ı sahadan sildi luyindama. hatta o kadar aciz kaldı ki babacar, bir pozisyonda kırmızılık faul yapmak zorunda kaldı luyindama’ya. erzurum spor maçında da luyindama’nın kaç top çevirdiğini sayamadım ama o maçta da gol yemediysek sebep luyindama’dır.

    fatih hoca, luyindama’yı iyi top kullanamadığı için kesiyor sanırım. çünkü herkes o şekilde konuşuyor. evet donk kadar iyi uzun pas yapamıyor ama bir stoperin birincil görevi iyi pas yapmak değil rakip hücum oyuncularını sindirmek ve gole engel olmaktır. rakipler stoperini ezip golünü atacaksa onun arada bir atacağı uzun pasın ne kıymeti olabilir ki. dolayısıyla luyindama yerine donk’un tercihi fatih hoca’nın intiharı demekti ve öyle de oldu. öncelikle şunu düşünmek lazım. rakip santraforlar karşılarında luyindama’yı görünce psikolojik olarak çöküyorlar. babacar ve yatabare’yi gördük işte. rıza bile luyindama oyuna girince yatabare’yi dışarı almak zorunda kaldı. luyindama’nın bir faydası daha var. ceza alanımıza yapılacak ortaların isabet oranını da düşürüyor. çünkü rakip oyuncular, döneceğini bildiklerinden onun olduğu bölgeye top atmak istemiyorlar.

    peki donk iyi oyuncu değil mi nasıl değerlendirilmeli sorusuna ise şu cevabı vermek isterim. donk, hücum hattı türk futbolculardan kurulu takımlara karşı stoper oynatılabilir hiçbir eleştirim olmaz. yine hızlı ve fizikli santraforları olmayan takımlara karşı da oynatılabilir. olmadı son otuz dakikalarda hücum bölgesinde oynar. defalarca bunu gösterdi. hücum bölgesine giderek akhisar spor’a son dakikada attığımız goldeki payı, antalya spor’a son dakikada attığı gol, fenerbahçe’ye attığı goller, malatya spor maçının son dakikasında babel’in attığı gole katkısı ve dahası da var. ancak tekrar ediyorum, donk, babacar, yatabare gibi santraforlara karşı stoper oynayamaz. sürekli hücum eden ve kaleyi ablukaya alan takımlara karşı donk stoper oynayamaz. bunu sahamızda oynadığımız kayseri spor maçında da gördük. donk topu yanlış bölgeye aktardı ve adamlar tek pozisyon bulup gol attılar ve berabere kaldık. evet beşiktaş maçında luyindama bir hata yaptı ve golü yedik ama donk’un ona karşı en az beş-altı hatası var. (luyindama’nın beşiktaş maçında ikinci golde hatasını saymıyorum çünkü asıl hatalı belhanda’ydı.) üstelik beşiktaş maçında aboubakar ve larin’i sahadan silen de luyindama’ydı.

    fatih hoca bunları görmüyor mu? görmüyor olamaz ama neden hala ısrar ediyor anlayamıyorum. biliyorum çok uzattım ama unutmadan bir şey daha söyleyip bu konuyu kapatayım. dünkü maçta donk sakatlanmadı bence. yatabare ile boğuşamayacağını bildiği ve anladığı için sakatlık numarası yapıp yerini luyindama’ya bıraktı. yanılıyor olabilirim ama ben öyle hissettim. hissettiğimin doğruluk payını da donk’un zekasına bağlıyorum. benim yukarıda anlattıklarımı donk’un da bildiğinden adım gibi eminim.

    gelelim şu yedlin-linnes tercihine. linnes’in en büyük defosu nedir diye sorsak, herkes hep bir ağızdan isabetli orta yapamıyor diye bağırır. bize geldikten sonra, kaç maç oynamış, kaç kez ceza alanına girmiş, kaç kez sıfıra inmiş ve kaç kez asist yapmış incelensin görülecektir ki linnes’in asist yapma özelliği neredeyse sıfır. e sen kendi sahanda oynuyorsun, sana gol lazım ama sen gidip savunma özelliği daha iyiymiş diye yedlin’in yerine linnes’i tercih ediyorsun? linnes’in o yaptığı hata tamamen max gradel’den korkusu nedeniyleydi. azcık baskı yaptı linnes’in eli ayağına dolaştı. üstelik gradel gibi hızlı bir oyuncuya karşı hızlı yedlin’i koysa ve gradel’in geçmesine izin verme, ilk önceliğin o olsun dese gradel belki de etkili olamazdı.

    kerem aktürkoğlu’nun ilk onbirde tercih edilmemesi ise başka bir fecaat. fatih hoca, kerem’in oynama zamanına ben karar veririm diyor. hocam allah aşkına ya 20 yaşındaki mbappe dünyanın bir numaralı futbolcusu. kerem gibi bir yeteneğin suçu ne de babel’i tercih ediyorsun. hadi babel’i aldın kadroya bari onyekuru’yu dinlendir. hadi bunları yaptın önceki maçlarda o kanatta arda’yı tercih etmenin mantıklı tek bir nedenini anlat bana. onyekuru son iki maçta sıfır çekmiş. kerem’in suçu, futboldan anlamayan zırnana teknik direktörler yüzünden üçüncü lig takımı erzincan spor’a düşmesi mi? yapma hocam aynı kafayla taylan’ı da en az bir yıl çürüttün kenarda. adım gibi eminim ki taylan bize geldikten iki ay sonra bugünkü futbolu oynuyordu ama sen maalesef o’nu da beklettin. şimdi de sıra kerem’de. sergen yalçın, rıdvan, ersin, utku gibi 20 yaşlarındaki futbolcularla şampiyonluğa koşuyor, sen bir kerem’e forma vermekte tereddüt ediyorsun. kerem şu anda takımımızın en yetenekli ve en formda kanat oyuncusu. o’nu kesip babel’i hatta hatta arda’yı oynatman olacak iş mi?

    alanyaspor ile oynadığımız kupa maçının ikinci yarısında kerem ile yedlin mükemmel bir uyum ve tempo yakalamıştı ve alanya spor’a attığımız iki golü de sağ kanattan bulmuştuk. emre kılınç ve babel’in boş kaleye atamadığı üçüncü pozisyonu da bizzat bu iki futbolcu yaratmıştı. ama ne yazık ki bir daha bu ikiliyi birlikte görmedik sahada. iddia ediyorum sergen yalçın bu ikiliyi yakalasa bir daha asla bozmazdı. tıpkı larin-aboubakar ikilisini bozmadığı gibi. kerem kasımpaşa maçının asıl kahramanıdır. o ilk golü başka bir futbolcumuz atamazdı. çünkü o güne kadar defalarca, evet defalarca kalecilerden dönen toplar oldu tek bir tanesini bile takip etmedi ve golle sonuçlandıramadı futbolcularımız. hele bir fenerbahçe maçı hatırlıyorum; altay’dan dönen üç topu takip eden bir oyuncumuz olsa maç 3-0 olurdu. kerem o takipçiliği ve hızı sayesinde ertuğrul’dan dönen topu tavana astı. aynı pozisyon ankaragücü maçında oldu ama korcan’dan dönen topu takip edecek kerem sahada yoktu. olsa eminim o topu da tavana asardı.

    maçın kadrosunda üç yanlış tercih ve de çok çok geç kalmış değişikliklerle bu maçın ve de geçen haftaki ankaragücü maçının faturası tamamen fatih hoca’nındır. yeni yeteneklere karşı hep mesafeli duruyor ve kenarda tutup küstürüyor. yaşlı olmasıyla mı ilgili bilmiyorum ama zamana ve z kuşağına uyum sağlayamıyor. kendi doğruları ne kadar yanlış sonuç verse de ısrar ediyor. halbuki futbol gençlik ateşi ile oynanır, hedefi olan, şevk ve heyecan duyan gençlerle hedefe varılır. 22’lik kerem yerine 34’lük babel’i, 27’lik luyindama yerine 35’lik donk’u tercih etmek doğru olamaz.

    bu konuda hissettiğim bir mevzudan daha bahsetmeden geçemeyeceğim. fatih hoca, bu genç yetenekleri, uzun süre kenarda tutarak şunu demek istiyor olabilir mi? “bakın bu gençler bana geldiklerinde oynayacak seviyede değildiler, onları ben eğitip yetiştirdim ve bu seviyeye getirdim.” eğer böyle düşünüyorsa komik ötesi bir durum. taylan’ın erzurum spor’da da aynı futbolu oynadığını, kerem’in erzincan’da iken aynı golleri attığını bütün türkiye biliyor. eğer böyle bir egoya sahipse fatih hoca bilsin ki bunu kimse yutmaz.

    orta sahada belhanda tercihi de akıl almazdı. daha kaç maç belhanda yüzünden yanacağız. adam bir maç oynuyor (nasıl oynuyorsa) beş maç sıfır çekiyor. bunu bütün türkiye anladı fatih hoca anlayamadı. orta sahada feghouli dururken belhanda’yı tercih etmek nasıl izah edilir ki? ayrıca bazı aklı evveller gedson’dan şikayet ediyorlar. gedson orta sahamızda mücadele gücü en yüksek futbolcumuz. onu yerinden oynatırsan çok daha fazla pozisyon veririz rakiplerimize.

    bütün bu tercih yanlışlıklarına ek olarak, takımın mücadele gücünün çok düşük olduğunu da en büyük yanlış olarak ifade edelim. takımımız rakiplerine baskı kuramıyor tam aksine rakiplerden baskı yiyoruz. dünkü maçta yediğimiz ilk gol de bu baskı sonucunda geldi. şimdi linnes’i suçlamak kolay da fatih hocam senin takımın rakibin baskısından çıkamıyor onun da mı suçlusu linnes? o hatayı yaptıran o baskı ve bunu çözmesi gereken de sensin. son dört yılda oynadığımız futboldan asla memnun değilim. şampiyon olduğumuz yıllar dahil. takımın genel mücadele gücü çok düşük, koşu mesafeleri çok düşük ve de oyun, savunma, hicum ve gol varyasyonları çok yetersiz. tamamen doğaçlama pozisyonlara giriyoruz. beğenmediğimiz sergen yalçın, son iki maçı, kopya taktik gollerle kazandı. rakip savunmayı merkezde toplayıp, defans arkasına atılan iki kısa pasla çözdü rakiplerini. biz de neden yok bunlar. kaçır onyekuru’yu atsın golü. bu mu bizim tek taktiğimiz?

    benim için lig şampiyonluğu sadece avrupa’ya götürdüğü için değerlidir. şu kadar şampiyon olmuşuz, şu kadar kupa almışız hiç umrumda değil. şimdi ve gelecekte ne yapacağız ona bakarım. son dört sezondur en ufak bir ümit ışığı görmedim/görmüyorum. nitekim şampiyon olduğunuz iki yıl dahil avrupa’da sıfır çektik. allah aşkına ya iskoç takımını geçemedik. adamlar 40 yaşındaki kaleciyle oynuyorlar, en iyi adamları iannis hagi. bir tane bilinmiş tanınmış oyuncuları yok. bizi iki taktik golle elediler.

    evet gelelim sadede: sayın hocam, bu handikaplarına rağmen, birçok artın var. tecrüben var, hırsın var, motivasyon yeteneğin var ve de futbolculara güven veren bir yapın var. o zaman sezon sonunda ya yanına taktik ve kondisyon bilgisi yüksek bir yardımcı al (örneğin sneijder) ya da spor direktörlüğe geç ve dinamik bir hoca bul onunla yoka devam edelim. sensiz olmayacağını biliyorum. en azından çakallara ve kurnaz tilkilere karşı bir aslan gibi duruşun bizim için çok önemli.

    biraz sert eleştirdim farkındayım ama amacım tamamen galatasaray’ın ve senin başarılı olman. (siz yerine sen kelimesini kullanmamın nedeni de saygısızlık değil, eleştiriye sertlik katma amaçlıdır)

    (bkz: 7 mart 2021 galatasaray sivas spor maçı)
  • 525
    maç sonunda fatih terim’in muhteşem oynadık lafına takılıp gece tekrarını izlediğim süper lig maçı. ya hocam aklımızla alay ediyor ya da saha kenarından futbol ne oynarsan oyna güzel gözüküyor. hocamızın muhteşem oynadık dediği maçın ikinci yarısının ilk 7 dakikasında, rakip yarı alanda 1 tane pas yapamamışız. evet yanlış okumadınız, tam 7 dakika, kendi evimizde, orta sahasında ziya’nın oynadığı takıma karşı rakip yarı sahada 1 pas yapamamışız. bulduğumuz tek pozisyon da son dakikadaki doldur boşalttaki karambol pozisyonu.

    ne kadar inanmak istemesem de hocamızın fenerbahçe maçı sonrası karbonat’a verdiği ayardan sonra bir rehavete girdiğini düşünüyorum. özellikle ankaragücü ve sivas maçları için ne rakiplere bir hazırlık yapılmış, ne de kendi oyunumuzu rakibe kabul ettirebilmişiz. sivas’ın tek yaptığı şey olan yatabare’ye şişirip o’nun indireceği toplarla gradel ya da boyd’a servis yapılması olayına hiç bakmamış hoca zira yatabare maşaallah atılan her topu indirmiş ya da vurdurmuş ama sonrasında engel olabilmişiz.

    artık olan oldu, geçtiğimiz bu 1 haftadan çok ciddi dersler çıkarmamız gerekiyor. daha ortada 36 puan gibi çok yüksek bir rakam var ama bir an evvel bişeylerin düzelmesi de şart. önümüzdeki kayserispor maçı çok önemli zira kayseri son haftalarda iyi oynayan, özellikle geçiş hücumlarını hızlı yapabilen bir takıma evriliyor ve bu da bizim en yumuşak karnımız. 3’ncü bir puan kaybı psikolojik olarak da oyuncuların inancını zedeler.

    umarım fatih hoca artık hakem yönetimlerini merkezine almadan, buna değil takım oyununa konsantre olarak, takımı tekrar rotasına sokar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın