gücümüzün yettiğince çıkıp mücadele ettiğimiz, ancak istediğimiz oyunu oynayamayıp daha iyi bir futbol ortaya koyan
real madrid karşısında 3-0 kaybettiğimiz
şampiyonlar ligi çeyrek final mücadelesi.
ilk yarı daha derli toplu oynamamıza rağmen kişisel hatalardan iki gol yedik. savunmamızın zaafiyetlerini zaten biliyorduk ve mourinho da elbet bizden daha iyi görmüştü eksik tarafımızı.
eboue'nin karşı karşıya kaldığı pozsyonda topu kaleci
diego lopez'e nişanlaması ve hakemin real madrid savunmasının
hentbol oynadığı pozisyonda buz gibi penaltıyı es geçmesi maçın kırılma noktalarıydı. bu iki pozsiyondan birinde golü bulsak maçın seyri daha başka olacaktı şüphesiz.
ikinci yarı imparator,
real orta sahasının etkinliğini kırmak için 3-5-2 sistemine dönüp risk aldı. ancak alışık olmadığımız sistem maalesef saha içinde işlemedi.
real madrid'in
varane -
sergio ramos ikiz kulelerine karşı havadan etkinlik sağlamamız güçtü zaten. oysa ilk yarı bu ikili göbekte gerek
eboue'nin gerek
drogba'nın pozisyonlarında hata yaparak zaaflarını belli etmişlerdi. ancak onların önüne iyi bir üçgen kurup ver-kaçlarla şut pozisyonu yaratma şansını değerlendiremedik.
hamit altıntop sahanın en kötüsü idi diyebiliriz. halbuki 3-5-2'ye dönüldüğünde
selçuk melo ve
hamit üçlüsünün daha fazla öne çıkıp bol bol şut denemeleri gerekiyordu.
hamit güçsüz ve dengesiz ,
melo da aksayan savunma üzerine daha geriye çekilince
selçuk bu yükü tek başına kaldıramadı hali ile.
fatih terim'in hamleleri cesurca idi. ama hiç 3-5-2 oynamamış bir takımı kritik bir anda bu sisteme dönüştürmek ne kadar doğru idi tartışılır. üçlü savunma bir kaç pozisyonda rakibi paylaşamadı,topu paylaşamadı,şaşkınlıkla herkes birbrine bakıyordu. üçüncü gol de bu paylaşım hatasından geldi zaten.
eboue ikinci yarı daha verimli,
riera ürkekti.
hamit altıntop ve
selçuk inan hücuma yeterli desteği veremeyince orta saha ile hücum hattımız arasında ciddi bir boşluk doğdu. halbuki ikinci yarı özellikle selçuk daha öne çıkıp belki de bu maç için yegane gol şansımız olan aralara atılacak toplarla
burak yılmaz'ı pozisyona sokmak işini daha iyi yapabilirdi. 3-5-2 rsikini aldık ve risk tutmadı.yine de imparator'un kararına saygı duymak lazım.
fatih terim'in tek eleştirilebilcek yanı oyuncu değişikliklerindeki zamanlaması ve tercihleri idi. oyuncu değişikliklerini oldukça geç yaptık. henüz 60. dakikada
hamit altıntop'u oyundan alıp
umut bulut yerine
nordin amrabat'ı sokarak 3-4-3'e dönebilirdi. zaten
drogba sık sık sağ kanada kaçtığından çok da zor olmayabilirdi bu.
neticede az şut attık, dikine hızlı oynayamadık , savunmada basit hatalar yaptık ve kaybettik.
çıkmamış candan umut kesilmez darb-ı meselince bu maçın bir de rövanşı olduğunu unutmuyoruz. şansımız çok çok az ama imkansız diye de bir şey yoktur.
istanbul'da da çıkıp aslanlar gibi oynayarak alnımzın akı ile ya tamam diyecek, ya da büyük bir mucizeyi gerçekleştirmek için terimizin son damlasına kadar mücadele edeceğiz.
bizi 10 yıl sonra
şampiyonlar ligi'nde
çeyrek finale taşıyan bu aslanları avuçlarımız patlayana kadar alkışlamalıyız. maç sonuna kadar taratftarlarını daima ümidin eşiğinde tutmak gibi büyük bir görevi yerine getirdiler. "gruptan bile çıkamaz!" diyenlere inat çeyrek finalde mücadele ettiler. her biri eksiği ile gediği ile vazifesini yerine getirmiştir. her birine ayrı ayrı
helal olsun.