• 1051
    maçın dünya basınına yansımaları şöyledir:

    manchester evening news: https://pbs.twimg.com/...=jpg&name=medium
    daily mirror sport: https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=large
    the times sport: https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=large
    the daily telegraph sport: https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=large
    l'equipe: https://pbs.twimg.com/...png&name=900x900
    daily express sport: https://pbs.twimg.com/...=jpg&name=medium
    daily star sport: https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=large
    the sun sport: https://pbs.twimg.com/...=jpg&name=medium
    the guardian sport: https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=large
    daily mail sport: https://pbs.twimg.com/...=jpg&name=medium
    marca: https://pbs.twimg.com/...png&name=900x900
    as: https://pbs.twimg.com/...png&name=900x900
    mundo deportivo: https://pbs.twimg.com/...=jpg&name=medium
    sport: https://pbs.twimg.com/...t=jpg&name=large
    corriere dello sport: https://pbs.twimg.com/...t=png&name=small
    o jogo: https://pbs.twimg.com/...t=png&name=small
    tuttosport: https://pbs.twimg.com/...png&name=900x900
  • 1052
    öncelikle tarifsiz duygular için minnettarım. yok böyle bir heyecan. kimden nereden başlayacağımı bilmiyorum. odak noktadaki kardeşimiz kerem aktürkoğlu'ndan başlayacağım. maç sonrası orhan uluca '' mental olarak çok güçlü. düşüyor ama pes etmiyor '' dedi. bence nokta atışı bir yorumdu. asla küsmek yok, pes etmek yok, gol kaçırınca moral bozmak yok. çok istekli çok heyecanlı. futbolunu biraz daha olgunlaştıracak bu kardeşimiz. doğru yerde doğru pası atacak doğru kişiyi görecek. kendisi şuan için forvet arkası pozisyonunda verimli olamayacaktır.
    zaha'ya gelecek olursak; canlarını çok yaktı. yüzde yüzünü düşünemiyorum.
    boey: kırmızı çizgim. takımın en iyisi.
    tete: tutuktu.
    sanchez ve abdülkerim: bence kusursuza yakın oynadılar. özellikle abdülkerim'in birkaç müdahalesi ramos variydi. son zamanlarda gördüğüm en iyi yerli stoper. ama milli takım için yetersiz tabi =)
    icardi: maç boyu fırsatını kolladı ve gerekeni yaptı. yapacağından da şüphe yoktu.
    angelino: teteyle birlikte en tutuk oyuncularımızdandı. arkasına çok adam kaçırdı.
    torreira: çok yoruldu çok yıprandı. böyle bir performans galatasaray tarihine yazılır.
    kaan ayhan: ne demirbay ne oliveira. bundan sonra kaancıyım. kaçak dövüşme yok. laubalilik yok. dişe diş.
    oliveira: büyük hayal kırıklığı.
    ndombele: çok iri bu arkadaşımız ama belli ki çok güçlü. tez zamanda formunu yakalarsa çok işe yarayacaktır.
    barış alper yılmaz: güzel kardeşim bir standardın olsun da senin için karar verelim. kerem'in golünden önce taç pozisyonunda yaptığı vücut çalımı, icardi'yle birebiri ve akabinde asisti muazzamdı. doğru zamanda doğru yerde kullanılınca büyük silah.
    maçın özetini izlediğimde manchester'in çok pozisyona girdiğini ve cömertçe harcadıklarını görüyorum. ayaklarımızın yere sağlam basması gerekiyor ki münich maçlarından da puanlar çıkartabilelim.
  • 1054
    dün gece bilmem kaç kere nefesimi kesen maç. başta tüm takım ve hocaya oynadıkları oyun ve gösterdikleri karakter için teşekkür ediyorum. ne durumda olursa olsun, m.united gibi bir takımı evinde yenmek büyük başarıdır. daha 2 hafta önce adamlar deplasmanda münih'e kaybederken 3 gol attılar. bu galibiyet gruptaki iddiamız için de belirleyici olacak. oynanan oyun çok pozisyon versek de bence kötü değildi. sahamızda bekleyip ezilmedik. hepsine helal olsun.
  • 1057
    her zaman iyi oynadık old trafford'da...

    her zaman galibiyeti istedik, sonunda aldık. aslında benim de kafamda kurduğum 11'de tete yerine barış vardı, direnci ve hızı ile amrabat'ı yıpratması için, hocam bay'ı sonradan oyuna aldı, canı sağolsun. iki kez geri düşüp, penaltı kaçırıp da bu maçı almak kolay bir iş değil.

    tam bir vitrin maçıydı, alnımızın akı ile çıktık çok şükür. bu galibiyet takımdaşlığı ve aidiyeti de güçlendirecektir buna eminim. kimse öyle 'eski gücünde değil' masalını okumasın. yalnızca ismi ile bile çoğunun nefesini kesen manchester united'a karşı deplasmanda ezilmedik, üç puanı söktük aldık geldik. muhteşemsiniz aslanlar!

    ama her şeyden önemlisi; dün gece old trafford'da yalnızca kerem, abdülkerim, kaan ile değil; icardi, n'dombele, zaha, tete, davinson, torreira, muslera, boey, angelino ile haykırdık ve kazıdık zihinlere: avrupa fatihi galatasaray!
  • 1058
    galatasaray'ın tarih yazdığı karşılaşma.

    daha önce şampiyonlar ligi arenasında ingiliz takımlarına karşı deplasmanda galibiyetimiz yoktu sanırım. her ne kadar rakip düşüşte gibi görünse de, bir premier lig takımına karşı mücadele ettik. tempo olarak bizim oynadığımız ligin yaklaşık 3 sıklet yukarısıyla mücadele ettik. manu'nun maaş bütçesi, harcadıkları bonsevis vs bunlar zaten ne kadar zor bir şey başardığımızın kanıtı.
    bir kere şampiyonlar ligi ayrı bir kulvar ve ligde başarısız olsalar bile cl'de yeni bir sayfa açıp sil baştan mücadele şansları vardı.

    kadroları görünce manu'nun 5 orta saha tandanslı oyuncuyla sahaya çıktığını gördük. fakat geride de boşluklar verebilecek bir takımları vardı.
    okan hoca mangal yürekli bir adam, hiç geri vitesi yok.
    manu deplasmanına ölümüne pres yapmaya çıkmış.
    bizim gibi liglerden gelen birinin bunu tercih etmesi ve uygulaması çok çok büyük bir cesaret örneği.
    (bayern'de sane var hocam onlara basmasak iyi olabilir dhjsjsksk)

    maçın belli bölümlerinde baskı olabilir ama genel olarak rakibin kontrol ettiği, bizim de geriye yaslanıp kontra atak kovaladığımız bir maç olabilir diye bekliyordum.
    çünkü rakipte amrabat, casemiro, mount, hannibal, fernandes'e karşılık bizde kaan ve torreira vardı merkezde.
    nitekim dakika 1 galatasaray bam güm baskıya başladı önde.
    tamam bu presi yapabiliriz bir süre ama maçın sonlarını nasıl getireceğiz, dk 55'de tüm takımı yenilemek lazım diye düşünüyordum.

    galatasaray'ın savunma oyuncularına helal olsun, müthiş bir mücadele ortaya koydular. rakip bazı anlarda çok rahat geldi, formasyonlar gereği de bu normaldi. ilk yarıda boey'in üstüne birebir zorlamaktan ziyade arkasına adam sarkıtarak pasla geçmeye çalıştılar.
    sol kanat gibi görünen rashford, oyunun sola yıkılması muhtemel bölümlerde uyanıklık yapıp sağ kanattan pozisyonlar çıkardı, nitekim golü de böyle attılar.
    hojlund'a söyleyecek bir şey yok, olağanüstü bir fizik kalite zaten, sturm graz sonrası yine 2 tane attı bize.

    okan hoca'nın neden vecino'yu istediği de dün kaan tercihiyle belli oldu bence. meğersem şampiyonlar ligi için torreira'yı önde baskıya gönderip 8 gibi kullanma fikri varmış. vecino'ya, paredes'e en yakın oyuncu kaan olduğu için orta sahadaki herkesten formayı almış oldu.

    deplasman taraftarına helal olsun, çok fazla seslerini duydum. neredeyse koskoca old trafford'u domine ettiler.
    dakika 45-70 arası manu taraftarı baya iştahlandı, çok gürültü çıkardılar. zaten o ara galatasaray'ın oyundan düştüğünü gördük. bu çok normal, çünkü başka bir seviyeden gelip baskı deniyoruz.
    bu düşüş anında değişiklikler olabilir miydi buna bakmak lazım.
    torreira sakatken gol yedik ve ofsayt oldu, oyuncular girdi. fakat rakibin baskısı dinmedi, gol ne zaman gelecek diye bekledik. o ara rakibi durdurmak için nelsson'un girmesi iyi olabilirdi, nelson hazırlandı ama giremeden golü yedik yine.
    çok şiddetli baskı yapıyoruz oyuncular düşüyor, bunun nedeni bu. çözümü ise erken oyuncu değişikliği gibi görünüyor. ya da oyuncular fiziksel seviyesini arşa çıkaracak.

    normalde biz türk takımları dk 70 civarı 2-1 geriye düşmüşken ve fiziksel olarak yıpranmışken maç 4'e kadar giderdi. böyle sayısız maç vardır.
    fakat galatasaray dün gece kırılmadı, ve ayağa kalkıp rakibi yıktı.

    ben gs'nin oyununu striker dövüşçülere benzetiyorum, darbeler alıyoruz ve hasar bırakıcı darbeler de vuruyoruz. kim kimi kırarsa.
    okan hoca top rakipteyken baskı için çok fazla kafa yoruyor, başarılı da oluyor.
    takım hiçbir zaman benim istediğim set seviyesine gelemeyecek bunu da bilerek değerlendiriyorum. (set oyunları için müracaat dm)

    açıkçası maç önünde barış alper ya da kerem'in, yani düz ayaklı kanatların amrabat'a sorun yaşatacağından emindim. çünkü amrabat'ın yaşadığı mevzunun da kralını yaşadık. barış alper oraya girerek bir miktar dağıttı orayı, barışın fiziğine maşallah, pl seviyesinde bir fiziği var. ilk defa bir türk oyuncuda böyle yüksek fiziksel kalite görüyorum.

    zaha vs dalot eşleşmesi her zaman bir şeyler vaadediyordu. şöyle anlatayım rakipte nwakeme olduğu zaman trabzonspor maçlarını hatırlayanınız vardır, nereden çıktı bu adam biz yumuşak mariano, yedlin ya da şener'le oynuyoruz derdim hep. bu duyguların aynısını manu taraftarı yaşamıştır dün, dalot böcek gibi ezilerek golü yedirdi zaten. zaha konusunda sizi temin ederim ki, çok zor bulunan bir oyuncu tipi. nwakeme tipi oyuncu bulmak için yıllarımı verdim ve bulamıyordum var olanlar inanılmaz pahalı zaten, zaha'nin bizim lige gelmiş olması bile mucize bence.

    kerem aktürkoğlu yine pes etmedi, iyi olmayan maçlarından birini sergiliyordu ama denemekten vazgeçmiyor ve bunun mükâfatını aldı yine.
    kerem hakkında birkaç şey söylemek istiyorum, florian wirtz var leverkusen'de, fiziksel olarak benziyor kerem'e, o çocuk 20 yaşında doğru oyunu öğrendi. kerem'in yetenek olarak eksiği yok, fiziksel olarak mükemmel seviyede. elin almanı bir kaç senede öğreniyor, wirtz çok çok büyük transfer yapacak. kerem'in gelişmesi gereken nokta belli bence. wirtzi izle ve o ne yapıyor, ben ne yapmıyorum diye sadece sorgula biraz. elbette kerem hocasının ondan istediğini yapmaya çalışıyor ama daha güzelini yaparsan okan hoca hayır demez.

    o kadar şey yazdım, icardi'ye değinmeden bitiriyordum az daha. galatasaray'da izlediğim mental yönü en güçlü oyuncu diyebilirim. düşler tiyatrosunda senaryoyu sildi yeniden yazdı, penaltıyı kaçırınca hiç kızmadım, sadece icardi için üzüldüm. tamam istanbulspora karşı telafi ettirirsin 10 dk'da ama old trafford'da da bunu yapıyorsan sen çok büyüksün, başka bir şey diyemem. eric cantona'sı vardı manu'nun, bizimkiyle de tanıştılar, onlar selamı almıştır.

    oyuncular ve teknik heyet hepsini tebrik ediyorum, çok büyük iş başardılar, helal olsun.
  • 1059
    acik konusayim mactaydim ve sunu soylemem sart, manchester maci bize verdi. oyun olarak herhangi bir taraf cok agir basmadi, ama biz de kapanmadik, top oynamaya calistik ve elimize gecen toplarla sans yaratip skor almaya calistik. lig maclarinda 2394832 pozisyon alip gol atamamamizin dengesi olarak bu macta onana hayatimda izledigim en kotu kaleci performansini sergiledi.

    taraftar inanilmazdi, 90 dakika boyunca susmadik ve manchester taraftarini buyuk oranla susturduk, onde olduklari 5-10 dakika haricinde dogru duzgun ses bile cikaramadilar.

    cok detaya inmeyecegim fakat tek bir kisiye parantez acmak zorundayim, sacha boey gelmis gecmis en iyi sag bek performansi sergilemis olabilir. rashford ile teke tek kaldigi pozisyonlarda zorlandigi oldu, fakat genel olarak tek basina (tete ilk yari cok fazla yardima gelemedi, baris daha iyiydi) oldugu kanadi domine etti. tek basina tum kanadi savundugu yetmiyormus gibi 90. dakikada full depar bindirmeleri yapiyordu, bunu top seviye premier ligine yapan adam dunyanin her takiminda cok rahat oynayabilir. ben herhangi bir galatasaray oyuncusunun boyle top seviye bir takima karsi boyle bir dominant performansini hatirlamiyorum (arsenal, real maclari dahil). bu adami 40 milyondan (ve performans bonuslari) asagi satmak yazik eder.
  • 1060
    güzel bir anı bırakan maçtır.

    öncelikle;

    (bkz: 20 ekim 1993 manchester united galatasaray maçı)

    30 yıl olmuş, dile kolay. 30 yıl.

    30 yıl önce küçücük bir çocukken kahvede babamın kucağımda maçı izlemiştim. daha dün gibi aklımda her detayı. reklam politikası sebebiyle maçın başındaki golü göremememiz, noluyo falan derken yoğun baskı altında 2. golü yememiz ve ardından arif erdem’in muhteşem golü ve bir diriliş hikayesi. çocukluğumla ilgili hatıralara baktığımda çoğunlukla galatasaray ile ilgili şeyleri hatırlıyorum. çoğunlukla da sevinmişim.

    aradan 30 yıl geçmiş, koca adam olmuşum. yıllık izindeyim, alanya’ya tatile gideceğim, gitmeden bizimkilere uğrayayım dedim, kütahya’ya, bir gün kalıp ordan alanya’ya geçerim, maçı birlikte izleriz falan.

    yine babamla ekran başına geçtik. yine 30 sene önceki gibi hop oturup hop kalktık. üzüldük, kızdık, sevindik falan. dönüp baktığımda çok şey değişmiş hayatımızda. bir sürü şeyler yaşamışız ama bazı şeyler hiç değişmemiş. bunu görmek bile yetti.

    babalar ve oğulları arasında hep gizli bir bariyer vardır. birbirlerini ne kadar severlerse sevsinler, o bariyerler hayat boyu aşılmaz. erkek olmanın vermiş olduğu bir duygudur bu belki bilmiyorum. babamla ilişkimiz hep çalkantılı oldu. hiçbir zaman birbirimize karşı net bir duruş göstermedik. sanıyorum çoğu kişinin de babasıyla bağı böyledir. garip bir duygudur yani. anlatılması biraz zor.

    işte o bariyerlerin aşıldığı nadir anlardan biri bu maç oldu. 30 yıl önce nasıl bir heyecanla maçı takip ettiysek, aynı duygularla maçı izledik ve sonu hemen hemen aynı şekilde mutlu bitti. bazı şeylerin değişmediğini görmek sevindirdi beni.

    yaşa var ol cimbom. beni zaman makinesine bindirdiğin için, ne olursa olsun bazı şeylerin değişmediğini gösterdiğin için teşekkür ederim. hayatım boyunca bu kesiti unutmayacağım.

    (bkz: şen ola cimbom şen ola)
  • 1065
    (bkz: #3742581) maçtan önce ne bekliyorsam gerçekleşti. tek çekincem torreira'nın yalnız kalmasıydı ki okan hocam'da benim gibi düşünüp kaan'ı sürdü oyuna. zaha'nın, kerem'in boey'in rakiplerine üstünlük sağlayacağına muslera'nın onana'dan iyi olduğuna, icardi'nin maça damga vuracağına yürekten inanmıştım ve gerçekten öylede oldu. maçtan önce öngöremediğim tek şey rasmus hojlund'un performansıydı. arkadaş size ne yediriyorlar ne içiriyorlar anlamıyorum valla. bu yaşta bu fizik gücü bu hız bu teknik. keşke bizim olsa.
  • 1066
    beni mezarımdan kaldırıp entry yazdıran maç. maçı izleyebilmek için ek internet paketi satın aldım geçtim telefondan maç izlemenin verdiği mutsuzlukla söylenirken yayının komple gitmesi ile umudumu kaybedip radyo yayınına geçtim. o kadar kötü bir anlatım var ki golü yemişiz herkes susuyor, yahu göremiyoruz biz kardeşim nasıl olduğunu anlat bari, varsa yoksa kişisel dilekler iç geçirmeleri dinlerken “bu gece nasıl geçecek” dediğim anda yayının tvde olduğunu gördüm ve ilk golümüz geldi benim de keyfim. eski günleri hatırlatan harika bir galibiyet oldu. daha konuşmak için erken ancak sezonun en heyecanlı maçını izlemiş olabiliriz; hikaye, mücadele, yaşanan gel gitler kaçan penaltı ve pozisyonlar, iptal edilen gol, kartlar vs maçta yok yok.
    şampiyonlar ligi de bizi bu yüzden çok seviyor resmi instagram hesabından sürekli bizi paylaşmasından bunu anlamak güç değil. adamlar haklı bu maçın 5dk’sı geçen sezonun final maçından daha heyecanlıydı. hem rating potansiyelimiz yüksek hem de sürpriz yaratma konusunda üstümüze yok. yarın öbür gün bayerni yensek kimse nasıl yaptılar diyemez işte galatasaray der.
    düne tekrar dönecek olursak içten içe bu maçı kazanacağımızı herkes gibi ben de biliyordum ve bu hissiyat oyunculara da geçmişti, iki kere geriye düşmemize rağmen beraberlik gollerini anında bulmamız bunun bir göstergesi oldu.
    united için iş eziyete döndü üzerine bir de penaltı kaçınca iyice umutlandılar ancak o da kısa sürdü. belki de işin en zevkli olan kısmı buydu, düşene bir tekme de biz atmış olduk.
    bu sefer roller değişti adamlar bin bir uğraş topu evir çevir golü at arkasından 5 dk geçmeden tek seferde golü atıp heveslerini kursaklarında bırakıyoruz. gol pozisyonları da hızlı toplarla olduğu için neye uğradıklarını şaşırdılar.
    50. ve 70. dk arası haricinde maç istediğimiz gibiydi hatta son bölümde 5 olmaması için hiç bir sebep yoktu.
    maçın heyecanı ve mutluluğu beni uyutmadığı için sabahın köründe kalkıp yazılanları okurken aklıma benim de yazar olduğum geldi ve heyecanımı paylaşmak istedim. şimdi sırada çayımı içip “dış basında yazılanları kıvançla okumak” var.
    bize bu mutluluğu ve heyecanı yaşattığı için galatasarayıma teşekkürü borç bilirim.
  • 1068
    mükemmel skor, harika maç. anka kuşunun küllerinden doğuşu. rakibe karşı doğru bildiğimiz her şey lakin kendi takımımız adına bilmediğimiz bir sürü şey.
    yani maç öncesi manu'nun ne oynayacağını, nasıl gol atacağını biliyorduk ancak bizim bu oyunu oynayacağımızı şu sözlükte bile 3 bilemedin 5 kişi tahmin edip söylemiştir.
    okan beton yetmez buruk harika hazırlamış takımı. işte bundan bahsediyoruz. bizim sıkletimiz buradaki takımlar. angara, antalya, fener, bjk değil. zaten olamaz. ama o dominasyonu da sonuçlandırmak şart.
    neyse maçta neler mi yaptık?
    topraklarında güneş batmayan ülke insanına güneşi batırdık, kraliçeyi mezardan kaldırıp oğlum yeter da bırakın bir rahat uyuyayım dedirttik, manu'dan vurduk kadıköy'den ses getirdik.
    emeği geçen herkesin eline yüreğine sağlık. daha yeni yeni kendime geliyorum, hala kafamda maçı oynuyorum.
    okan beton yetmez buruk eleştirilmez değildir elbet ancak artık bu sezon ada dokunulmazlığı almıştır.
  • 1073
    39 derece ateşle ilkokul arkadaşlarımla izledim maçı. maç başlayana kadar kolumu kaldıracak halim yoktu. maç başladığı an içim kıpır kıpır etti. sabah saat 5:30 a kadar "bu gece barda gönlüm hovarda" şeklinde kutladık. sabah 7:30 da duşumu aldım ve işe gittim. ateşim 36 ya düştü ve uykudan eser yok.

    bize bu mükemmel geceyi yaşattığın için teşekkür ederim galatasaray. şu hayatta ne zaman çukura düşsek elini uzatıp çıkartıyorsun.

    yaşa var ol galatasaray.
  • 1074
    üçüncü golümüzden sonrasını izlemeye kalbim dayanmadı kapattım ve kitap okumaya başladım. ulan maç bitmiştir artık deyip tekrar tiviyi açtığımda 90+7 oynanıyordu ve sola açsak boş kaleye yollayacağımız top kalemize döndü pozisyon oldu. şansımı sevmekle meşgulken neyseki apo'nun dalot denen arkadaşa geçit vermemesi ve finiş. bu sefer oldu.

    30 yıl sonra, yine bir ekim ayı, yine hava yağmurlu, yine geriden gelip 3-2 öne geçiyoruz. bu kez tribünde ikibin kişiden fazlası var ve arka direkte eric cantona'yı unutmuyoruz. hesap kapandı ve futbol şansı da hafifce sırtımıza dokunup hakettiniz bunu dedi.

    (bkz: #3742547))
App Store'dan indirin Google Play'den alın