• 1102
    yeni yeni etkisinden çıktığım maç.

    öyle bir maç ve tecrübeydi ki, galatasaray'in ne olduğunu yine başka bir açıdan anladım.

    maçı united taraftar kısmında izledim ve yanım, etrafim galatasaray seyircisi doluydu. toplamda stadyumda united tarafından izleyenlerin sayısı 5000'in üzerinde. yanımda oturanlar texas'dan maç için gelip ertesi gün texas'a dönecek kişiler, arkadamdakiler senegal'den gelen is insanları, önümde arjantin'den gelen is kadını bir taraftar. hıncal uluç aklıma geldi.

    2012'deki maçı izlerken tepki göstermemeye dikkat ederek caktirmayarak yine united taraftarı ile izlemistim. bu sefer kendime hakim olamayıp her pozisyonda gerek hakeme, gerek maça çok tepki gösterdim. 3. golde yanımdaki galatasaray taraftarının içeceğini yumruklayip adamın üstünü başını mahvettim.

    maç taktik ve oyun olarak hafizamda çok yok. heyecandan gerçekten kim ne oynadıyi hatirlamam için tekrarı izlemem lazım. tete iyi bir maç çıkarmadı ve özelikle bek arkasına çok adam kacirdik.

    ıcardi penaltısında yapmadığım totem kalmadı ve gözlerimi açmadım. kaçıracağı içime doğmuştu.

    müthiş bir galibiyet ve gittiğim en iyi maçtı. maç sonunda united taraftarı çıktı ve geriye kalan bizler stadı inlettik, takım her tribünü selamladı.

    maç çıkışı bizim deplasman tribünün cikarilisini bekledik ve en son birlikte kutladık.

    maç öncesi yetistiremezsek de, sözlük yazarımız deccal ve oğlu ile buluşup galibiyeti kutladık. trafikte kalan pek çok diğer sözlük yazarlarımızla da bir dahaki maça buluşacağız.

    bu maçın biletini doğum günü hediyesi olarak bana alan koyu fenerbahçeli eşim ise bana en büyük jesti yaptı.
  • 1107
    bu maçla ilgili korkutucu gerçek, galatasaray'ın yıldız oyuncularının tam fiziksel kapasiteyle henüz hazır olmadığıdır. düşünün; icardi yüzde 60'ında, zaha yüzde 40'ında, ndombele yüzde 20'sinde, ziyech küçük sakatlığı olmasa bile yüzde 20'sinde daha. bunlar hazır olsa dahi daha takım uyumları yok. takım olarak birbiriyle oynama pratiği geliştirip bütün oyuncular fiziksel olarak kabul edilebilir seviyeye geldiğinde sahada nasıl bir seviye göreceğimizi hayal edemiyorum. evet united eksikti. ama rashford'u, bruno'su, casemiro'su, hojlund'u yüzde yüz hazırdı. adamların iki as beki yoktu, sadece o kadar. diğerleri faso fiso eksikler yani. galatasaray ise yüzde 60 kapasiteyle koskoca united'i devirdi. bu gerçekten rakipler için ürkütücü olmalı. ekim milli arasından biraz daha hazır dönelim, bu takımın yapabilirliği bizim hayal ettiğimizden kesinlikle fazla.
  • 1108
    avrupa, avrupa duy sesimizi

    işte bu cim bomun ayak sesleri

    cim bomla kimse başa çıkamaz

    manchester i*nesi kolla kendini

    liseye gidiyorduk galatasaray, manchester'ı deplasmanda şakına uğratmış, istanbul'a turistik seyahate gelmeyi hesap ederken, sami yen "cehennemine" nasıl çıkacaklarını düşünmeye sevk etmişti. havamız "on numaraydı", okula ertesi gün atkımızla gitmiş ve hep yukarıdaki besteyi mırıldanır olmuştuk:

    "cim bomla kimse başa çıkamaz

    manchester i*nesi kolla kendini"

    on beş gün sonra rövanşı da vermeyip, "ukala" ingilizlere fena bir ders vermişti galatasaray, ilk şampiyonlar liginde ingiliz şampiyonu yoktu, yerine türkiye şampiyonu galatasaray vardı...

    neuchatel günlerinde çocuktuk, bazı şeyleri idrak edemiyorduk ama galatasaray'ın manchester'i elemesi ali sami yen'in o vakit pek de az olan kitaplardan okuyup, anlayamadığımız "maksadımız ingilizler gibi toplu bir halde oynamak, bir renge ve bir isme malik olmak ve türk olmayan takımları yenmektir." sözünün içini doldurmuştu.

    biz galatasaray'dık ve her takımı yenebilirdik...

    sonrası malum zaten fatih terim'le bir çok başarı, uefa şampiyonluğu, arkasında luce ile süper kupa derken galatasaray'ı avrupa da tanımış oldu...

    tabii ki kulüpler hep zirvede kalmaz, çalkantılı yıllar olur, hele ki türkiye gibi sistemli değil de ani reflekslerle yaşayan ülkelerde gelecek pek de kestirilemez, galatasaray'ın da düşüşü oldu ama galatasaray tarihini iyi idrak edenler bilirdi ki, "galatasaray varsa umut vardır, galatasaray her takıma karşı galibiyet için oynar..."

    eylül ayı başı kuralar çekildiğinde galatasaray, bayern münih, manchester united ve kopenhag'la eşleştiğinde, sosyal medyanın ergenleri "üçüncülük" hesapları yaparken, biz dinazorlar "bu gruptan çıkarız" demiştik...

    iç sahada kopenhag'ı beşlik yapacakken, 2-0 geriye düşüp, son dakikalarda attığımız 2 golle berabere kaldığımızda da bardağın boş tarafına değil, dolusuna bakıp "bu gece girmeyen goller, ingiltere'de girecek, manchester'i orada yeneriz, sağlık olsun" demeyi de bildik...

    neydi bu özgüvenin nedeni? önce galatasaray'a bize yaşattıklarından dolayı inanmak, sonrası da takımın kaliteli kadrosuna güvenmek...

    "futbol kaliteli topçularla oynanır" diyenler yanılmazlar, hele ki kalite ve tecrübe birleşirse başarı da gelir. türk takımları geçmiş yıllarda taraftarıyla birlikte kendi sahalarında "kaplan" kesilirken, deplasmanda ise "süt dekmiş kedi" rolündeydi çoğu zaman. yetenek vardı ama uluslararası tecrübe eksikti...

    oysa dünkü galatasaray'in ilk onbirine baktığımızda "milli oyuncular" abdülkerim ve kerem dışında herkes avrupa sahalarında boy göstermiş, çoğu da premier ligde top oynamıştı. kaliteye tecrübe de eklenmişti... takımın başındaki okan buruk da futbolculuk yıllarındaki tecrübesinin yanında hoca olarak da başakşehir ile daha önce şampiyonlar ligi tecrübesi yaşamış, manchester'i de devirmişti...
    hal böyle olunca, geriye bir tek ingiltere'ye giderken galibiyet hayali kurmak kalmıştı da onu da erden timur bastırtmış olduğu kitapçıklarla topçulara vermişti zaten...

    sanki 3 gün önce sami yen'de ankaragücü maçı oynar gibi yine 4-5 oyuncu ile rakip ceza sahası ve çevresinde pres yaparak başladı sarı kırmızılılar maça. okan buruk'un kafasında bir plan vardı, onu da florya'da "gizli" idmanda anlatmıştı topçularına. plan vardır da uygulamak tecrübe isterdi, hele ki daha ilk çeyrekte geriye düşersen oradan kalkmak esas mesele olandı.

    ev sahibi taraftarların ıslıkları arasında zaha çok geçmeden ayağa kaldırdı takımı, hem de eski taraftarını susturarak. ikinci golü de oliviera'nın hatalı pası, sanchez'in ayağının kayması gibi zincirleme ve moral bozacak hatalarla yedi sarı-kırmızılılar ama bir dakika evvel bom boş kaleye topu yuvarlayamamış kerem'le tekrar "bu maçta ben de varım" dedi... kopenhag maçında kaçırdığı goller ve yaptığı pas hatalarıyla iç sahada yuhalanan kerem'in yine rahat bir pozisyonda topu filelerle buluşturamaması sonrası oyundan düşmeyip, barış alper'in pasında topu onana'nın sağından köşeye yollaması hem klastı, hem de onun mental anlamda ne kadar güçlendiğini gösteriyordu.

    iki yumurukla yıkılmayıp ayağa kalkan galatasaray, artık vuruş sırası bende dedi ve takımın oyun aklı mertens'in "akıl oyunuyla" onana'yı kandırması, ardından da casemiro'yu tuzağa düşürmesi sonrası hem penaltı kazanıp, hem de rakibi eksik bırakıverdi. ne demiştik futbol kaliteli ve tecrübeli adamlarla oynanır.

    ıstanbulspor maçında penaltıda kerem'le yaptıkları "paslaşmayı" eleştirenlere cevap mahiyetinde "bakın penaltı da kaçabilir" dercesine ıcardi topu penaltıda auta yollarken, beş dakika sonra da "ben klas bir golcüyüm" mesajı veriyordu manchester kalecisini aşırtıp top ağlarla buluşurken...

    meşhur ingiltere yağmurunda okan buruk saha kenarında topçularıyla birlikte ıslanırken, ten hag ise kulübeden seyrediyordu takımının bir mağlubiyetini daha. teknik kadrodan topçusuna galatasaray salı gecesi avrupa'ya "inanmışlık" dersi vermişti. inanmasa okan hoca saha kenarından yırtınmaz, muslera panterleşmez, boey rashford'un fernandez'e al da at pasında o imkansız koşuyu yapmaz, stoper sanchez iki asist yapmaz, abdülkerim sol beke geçip son saniyede gol olacak atağı kesmez, angelino tecrübesini konuşturmaz, torreira ciğersiz kalmaz, kaan hatasız oynamaz, tete ismini ingilizlere hatırlatmaz, kerem o enerjiyi sahaya koymaz, zaha kendini adamaz, ıcardi savunmadan gol çıkarmaz, barış alper o vücut çalımını atmaz, nelsson duvar olmaz, mertens 20lik gibi koşmaz, oliviera karakter koymaz, ndombele orta sahayı parsellemez...

    uzun uzun yazdık da belki de en çok inananları sona bıraktık: galatasaray taraftarı... maç sabahı manchester sokaklarını istila etmeyle başlayan türk göçü, old trafford'da kendilerine ayrılan yeri doldurmakla kalmayıp, ingilizlerin de biletlerini alıp, ev sahibi koltukları da işgal edip, deplasmanı sami yen'e çevirdiler. tribünler inandıkça sahadakiler inandı, sahadakiler çabaladıkça tribünler coştu ve galatasaray tarihine geçecek bir galibiyet el birliği ile kazanıldı...

    dakikalar 86'yı gösterirken, o meşhur tezahüratı tekrar tüm dünya dinliyordu:
    avrupa, avrupa duy sesimizi

    işte bu cim bomun ayak sesleri

    cim bomla kimse başa çıkamaz

    manchester i*nesi kolla kendini

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: http://ultrasmovement.blogspot.com/...d2-3galatasaray.html
  • 1111
    galatasaray'lı futbolculara besin zincirindeki yerlerini gösteren maç.

    bu tabiri galatasaray olarak genellemeyi düşündüm ancak galatasaray taraftarına büyük bir haksızlık olacağını çabuk farkettim. taraftar her zaman takıma büyük sinerji ile bağlı ver bizler için her zaman en yukarıya layığız.

    benim burda bahsettiğim futbolcular'ın galatasaray'a olan bakışını değiştiren bir maç olduğu.

    (bkz: #3745792) no'lu entrymde de bahsettim. bu maçın 70 dakikasından sonra old trafford bir ingiliz devine karşı gösterilen reaksiyonun furbolcuların takıma olan bakış açısını değiştirdiğine inanıyorum.

    mauro icardi, wilfried zaha, dries mertens, fernando muslera ne bileyim gruptan atmadılarsa juan manuel mata garcia gibi takımın kariyer olarak kıdemli oyuncuları, kendi whatsapp gruplarında rutin bi şekilde geyiklerken oynanan oyun, gösterilen reaksiyon, dünyanın her yerinde kendilerini yalnız bırakmayan taraftar gücü ve alınan şaşalı galibiyet sonrası takımlarının özellikle bu sene avrupa'daki geleceği için "ulen yoksa?" demiş olabilirler.

    ben en azından farklı şeyler hissetmeye ve ara ara yükselmelere başladım. hayal etmek de parayla mı ulen?
  • 1112
    hem iş seyahatim hem de exxen uygulamasının cortlaması üzerine ilk yarısını izleyemediğim, mücadelemiz ve azmimizle asla düşmediğimiz, tabelada geri düşsek de maçı bırakmadığımız ve sonucunda da tarihe tanıklık ettiğimiz maçımız.

    öncelikle beni ve inananları yanıltmayan hocama ve takıma teşekkür ediyorum:
    (bkz: 3 ekim 2023 manchester united galatasaray maçı/@bomba transfer)

    böylesine zor bir grupta, var olabilmek adına belki de hayati öneme sahip bir maçta, galatasaray tarihindeki ilk ingiliz deplasman galibiyetini alabilmek, nereden bakarsanız bakın tarihi bir olay. buna tanıklık eden şanslı taraftarlardan biri olduğum için öncelikle çok çok özel hissediyorum.

    maçla alakalı olarak ise bu tarihi galibiyetimizin arkasındaki bana göre en önemli sebep, takımın maça inanmış oyuncu grubu ile çıkması ve okan hoca ve teknik ekibin takımı maça mental olarak kusursuz hazırlamış olmalarıdır. aksi takdirde dünya karması oyuncuları ile bile çıksanız, manu deplasmanı her zaman zordur ve galibiyet şansları yüksek olamaz. fakat oyuncular manu'yu yenebilecekleri umudu ve inancı ile çıkmışlar. bu yüzden de tabelada geri düşsek bile (hem de 2 kez), oyundan asla düşmediler ve hemen skoru dengelediler. bu inanmışlığın ve özgüvenin ve azmin sonucunda da galibiyet kaçınılmaz oluyor.

    2 asist yapan sanchez, kanadı otobana çeviren ve her zamanki gibi mükemmel oynayan sacha boey, kendini bütün ada'ya bir kez daha kanıtlayan zaha, sihrini konuşturan kerem, joker oyuncumuz kaan ayhan, penaltı kaçırsa bile galibiyet golünü atan icardi, aklı ve zekası ile penaltıyı aldırıp casemiro'yu oyundan attıran mertens...

    bütün takım kusursuz oynadı!

    çok özel bir oyuncu grubuna ve müthiş bir deha, zeka ve cesarete sahip bir teknik direktöre sahip olduğumuz için ben kendi adıma çok ama çok şanslı hissediyorum. bu takımın neleri başarabileceğini düşündükçe ve hayal ettikçe, sabırsızlığım da katlanarak büyüyor.

    yürüyedurun aslanlar!
  • 1114
    oradaydim!

    41 yasimdayim. stadyumda izledigim en destansi mac ve en keyifli galibiyet oldu sanirim. bunun gururu yaninda mac oncesinde paylasmaya cekindigim bir istatistigi de paylasmak isterim.

    bu yasima kadar gelen surecte stadyumda 100'un uzerinde mac izlemisimdir. gordugum en kotu sonuc beraberlik oldu. bu istatistigin bozulabilecegini dusunerek stadyum yolunu tuttum. bu totemimi de kimseye soylemedim. ne var ki yine ise yaradi. kendime pay cikartmamam lazim ama icten ice sevinmiyor da degilim.

    kendi adima macin hikayesine gelirsek; 3 ekim gunu 8 yasindaki oglum okuldan aldim, manchester united formasi giydirip stada dogru 3,5 saatlik bir yola ciktim. stada vardigimizda kendim galatasaray formasiyla rakip takim tribununde yerimizi aldik. formama itiraz eden olursa bahanem belliydi. oglum manchester'li ben galatasaray'liyim diye kendimi savunacaktim. ne var ki old trafford guney tribununun deplasman tribunune yakin tarafi, kendisini gizlemis, konusmaya bile cekinen yuzlerce turk'le doluydu. uzerimdeki formayi goren sohbete basladi. ilk dudukle birlikte de o hic susmayan, televizyonlardan duyulan deplasan tribunune eslik ettik. o kadar susmadim ki, macin haftayi devriyesinde hala sesim tam anlamiyla yerine gelmis degil, hala oksuruyorum.

    ne 1-0'dan sonra ne de 2-1'den sonra umutsuzluga kapildik. etraftaki tum ingilizler bize giptayla bakti. kaynaklarin soyledigi yaklasik 10bin galatasaray destekcisinin 70bin kisilik stadyumu susturmasi ve onlardan daha cok inanmasi neresinden bakarsaniz bakin takim icin cok buyuk bir atesleyici guc oldu.

    icardi'nin goluyle birlikte o kadar cok sevindik ve o kadar cok bagirdik ki rakip takim taraftari artik macin donmeyecegini anlayip stadyumu terk etmeye basladi. giderken de bircogu bizleri tebrik etti. son dudukle birlikte de kucuk bir ali sami yen atmosferi olusturduk. manchester taraftarinin gidisi sonrasi her tribunde kendini gizleyen taraftarlarimizin ortaya cikmasi eglenceli bir an oldu.

    geri donus yolunda nasil bir ani edindigimizi, neye taniklik ettigimizi dusundum durdum.
  • 1117
    12 mart 2013 schalke 04 galatasaray maçı sonrası şampiyonlar liginde aldığımız ilk deplasman galibiyeti. molde maçını saymıyorum çünkü o atmosfer ve seviye olarak bu 2 maçın yanına yaklaşamaz. gerçekten özlemişiz valla. koskoca avrupa fatihi'ne 10 senedir şampiyonlar ligi deplasmanında maç alamamak yakışmıyordu. çok şükür 2014-2020 arası uzaklaştığımız avrupa fatihi kimliğini hatırlamaya başladık 3 senedir.
  • 1123
    şu tarihe dönebilir miyiz hocam. ertesi gün tüm herkes gs formalı dolanıyordu. metrobüslerde galatasaray formalı kızlar vardı. sokakta da vardı. öyle de yakışıyordu ki kızlara:) orası ayrı konu. galibiyeti alır almaz hemen bayern maçını düşünmeye başlamıştık. şampiyonlar liginde ingiliz ekibini yeniyorsun ve gruplarda 2 maç sonunda 4 puan yapıyorsun. her şey çok iyiydi hocam. rüya gibiydi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın