• 251
    her galatasaraylı kopenhag'ta olmak isterdi ama benim tribünde olamayıp da en çok hayıflandığım maç kabze'li inönü'deki maçtı. ondan sonra kopenhag gelir. eğer 25 şubat 2013 orduspor maçında da stadta olamasaydım, üçüncüsü bu olurdu. bu maç anlatılmaz, gerçekten muhteşemdi. sezon sonu şampiyon olduğumuzda inşallah, bu yazılanları daha anlamlı bir şekilde okuyacağız.

    not: kabze bu maçta da sahadaydı. adamın nasibinde böyle maçlar var. *
  • 253
    galatasaray – orduspor : 4-2 futbolu anlamak zor …mu?

    galatasaray maça çok iyi bir kadroyla çıktı. schalke maç yazısında bahsettiğim gibi, hocalar maç öncesi bir şey öngörür sahada tutmayabilir. büyük ya da iyi hoca yanlış gidenlere çare bulandır. fatih terim düşmanlarına duyurulur.

    şikayet edeceğim için stadın isminden asy’yi çıkartarak tt arena diyeceğim, tt arenanın zemini berbat. orduspor’lu oyunculara çok yardımcı oldu zemin. neredeyse bütün galatasaraylı futbolculara birebir markaj yaptı zemin. zemin diye isim olur mu, olursa kıza mı erkeğe mi konur acaba?
    kabahatin büyüğü zemin tabii ki, buna şüphe yok. zeminin suçlusu kim acaba, aklıma ilk yönetim geliyor.
    ama takımın oynamaya çalıştığı futbolda da sorun vardı. madem pas yapamıyorsun başka şey yap. hemen takımın hakkını yemeyin gazıma gelip. maçın başları sayılacak bir dakikada öyle saçma sapan bir gol yedik ki, jeneriklik. hatta komik futbol videolarında yıllarca gösterilebilirdi süpsüper ligin yayın haklarını dünyaya satabilseydik. allahtan kimse takip etmiyor da en fazla youtube’da yer alabilecek. muslera degaj yaparken topu selçuk inan’a çarptırdı, huooppp diye şandelden golü yedik. saçma sapan sebeplerle muslera’ya sallayanların eline net bir belge sunmaktan öte bir anlamı yok. olur öyle, top bu. bu golden sonra bir duraklama devri gelişti. her çarşamba sülüman izliyoruz, idare edin tabirleri. neyse….tam da deplasman takımının istediği şey. az çaba harcayıp öne geçmek. ordu iyice kapandı? daha doğrusu manu’yu bile kendi sahasına hapseden galatasaray sazı eline aldı. gelgelim zeminin adam adama savunmasını geçemedik. gs sözlükte son zamanlarda çokça tartışması yapılan nba’in istediği, izin verdiği bu, alan savunmasına izin verilmiyor. amarok demek ki kornerlerde alan savunması yapmak doğru değil, amerikalılardan iyi mi bileceksiniz lan.

    devamında takım pas yaparak yüklenmeye çalıştı. kah destek ayakları kaydı, kah kabiliyetleri yetmedi, topçular pas yapamadı, baskı kuramadı ordu üzerinde. pozisyon bulamadık ilk yarı boyunca. sonra yine saçma sapan bir gol daha yedik. hem de penaltıdan. hakancım baltacım, o topu kolunla alma hareketini çift kalede hakemlik yapan hasan şaş’a yedirirsin ama harbi maçta ordu çakar abicim. bu nasıl bir ruh halidir, vur topa gitsin dağlara taşlara lan, incelmenin sırası mı? usta, penaltıdan golü de yedik devre bitti 0-2. twit attım : su mac tribunde olmak isteyecegim maclardan biri …diye. link vermeyi beceremedim, bir arkadaş neden abi diye sordu. maçı çevirecekleri için dedim. twitter arşivinde var, işiniz gücünüz yoksa bulursunuz, ben olsam hayatta uğraşamam. devre arasındaki twitim: ulan muslera, ulan balta, ulan zemin, ulan yönetim.
    bu twiti atınca fatih terim’in ne hata yaptığını açıklamayan ama onu günahları kadar sevmediklerini anladığım galatasaraylılardan yönetimin ne suçu var, bu takım böyle mi kurulur cevapları aldım. sorun değil, onlar da aslanlar gibi galatasaraylı, ama bakış açılarımız farklı. ama takıntı insanın hayatını olumsuz yönde etkiler, biliyorum da konuşuyorum.

    başa dönelim. ilk kadro gayet iyi bir kadroydu ama yiyeceğimiz saçma sapan golü öngörememişti, zaten bunu becerse fatih terim hocalık yapıp bir sürü sıkıntıyla uğraşacağına bahisten parayı bulurdu. burak yılmaz sağda gibi ama aslında drogba’nın yanında çift santrafor, sneijder solda gibi ama hemen santraforların arkasında oynuyordu. iyi paslar atıldı, bazen atılamadı. orta sahada selçuk inan sarkık önlibero, hamit sağiç, amrabat soliç oynuyordu. orta sahamıza bakınca bir an kendimi 70’lerde hissettim. bir de haf falan olsaydı 60lara kadar giderdik valla.
    maça çıkan ilk 11 büyük takım ilk 11’idir. maçı kazanmayı kafasına koymuş, rakibi çok da takmayan, şimdi onlar düşünsün kadrosudur. eğer “abi ama ilk devreyi 0-2 geride bitirdik, o zaman yanlıştı bu kadro” diyen olursa yarın beyoğlu d&r’de “alın karışlama” günüm var, oraya beklerim.

    rakıdan uzoya geçtiğim için çok uzatmak istemiyorum, sonuçta kökü dışarıda bir sıvı bünyeye nüfuz ediyor. bu tip maçlar olacak yahu.
    ama 2003-2004 beşiktaş durumuna düşmemek lazım. hatırlayın ne olmuştu. beşiktaş sanırım samsun maçında 5 kırmızı kart görmüştü ki bence tamamı hak edilmiş kartlardı, beşiktaş puan farkıyla girdiği sezonu fenerbahçe’ye vermişti. eyvallah, bu konuda bir dolu dedikodu ötesi şey var ama bize ne lan. bizi ilgilendiren galatasaray camiasının birlik olması. hakem kararları, kendi kulübünce ibra edilmemiş adamın başkanı olduğu tff falan bizi ilgilendirmez. sneijder ceza sahası üstünden kaleciye öyle bir şandelden gol atar ki ya da selçuk inan 18 üzerinden topu öyle bir çatala takar ki değil tüpçü, platini, blatter gelse o topu çıkaramaz.

    beni üzen tek şey var. galatasaraylılar içindeki bazı irlandalılar. adamın siyasi, ekonomik veya ne bileyim sebebi nedir takıma, topçuya, başkana, fatih terim’e düşmanlığı var. adam fırsat kolluyor bir şey olsun da sallayayım diye. bir sürü soru soruyorum, koçluk yapıyorum ya işim soru sormak, adam cevap vermiyor. abicim o zaman bana mention atma ya da görmemem için blokla yahu. komik oluyorsunuz çünkü.

    galatasaray taraftarı olun, skor taraftarı olmayın.

    yazı içinde bahsedilemeyen notlar:
    1- fatih terim neden sahadan atıldı?
    2- hasan şaş neden atıldı?
    3- anlaşıldığı kadarıyla hector cuper, fatih terim kulübeden atıldığı için saha kenarına kendisi çıkmayıp yardımcısını gönderdi. vay anasını sayın seyirciler. hocalığı geç büyük adamlık lan bu. yoksa salaklık mı? şimdi herker övgüler düzecek cuper’e. ama aynısını fatih terim yapsa ve sonuç cuper’in başına geldiği gibi olsa, ooooowwwww…anladınız siz.
    4- arenanın zemini ne zaman düzelecek? şl yarı finaline yetişecek mi?
    5- orduspor kim yahu?

    dün fenerbahçe gerideyken galatasaray şampiyon ilan edild, kazanınca fenerbahçe. bugün yine aynısı oldu. ordu 2-0 öne geçince fenerbahçe şampiyon ilan edildi, kazanınca galatasaray. ben böyle saçma şey görmedim. gerçi her sezon görüyorum yaklaşık 40 yıldır ama yıl olmuş 2013, artık olmaz sanıyor insan safça.

    hakemlik zor iş. schalke maçının hakemi 15 yaşından beri hakemlik yapıyormuş. şimdi bu adamdan futbolu bilmesini nasıl beklersin yahu. top oynaması gereken yaşta saha izleyen adammış. aynısı bütün dünyadaki hakemler için geçerli. sonra kararlara itirazlar oluyor, adamlar futbolun içinden falan gelmiyor ki. o yüzden çoğu hakemin maçları birilerine yaranmak için yönettiğini düşünmüyorum. bir işin üçkağıdını yapmak için o işi iyi bilmek gerekir. burada asıl dikkat edilmesi gereken hangi karakterdeki hakemin hangi maça atandığıdır. yani, papazlar kim için ne öngörüyor?

    neyse, cuma’dan sonra pazartesi de kazandı galatasaray. kazanmak güzel şey. hele bir hafta drogba ile bir hafta sneijder ile kazanıyorsanız transferleri doğru yapmışsınızdır demektir. burak yılmaz, ne diyeyim ki?

    *
  • 254
    öncelikle maçın ikinci yarı başlamadan önce maçta olan arkadaşım beni aramış ama duymamıştım , ardından "abi bu maçı alıcaz , 3-2" diye mesaj atmıştı. kendisine "yok 5-2" diye mesaj attığım için utanıyorum , sıkılıyorum ve öfkeleniyorum.

    maç hakkında ne söylense az. objektif bakıldığında gece - gündüz kadar ayrı bir ilk - ikinci yarı , futbol adına olabilecek her şeyin olduğu bir maç. galatasaray açısından bakacak olursak böyle bir geri dönüşün olması çok ama çok önemliydi. bu maçı 4-0 yapıp daha sonra 4-2 bitirseydik takımı ateşleyecek bir etkisi olmazdı ama böylesine bir maç takımı da rakipleri de etkileyecektir. ayrıca maçın böylesine kötü bir hakeme rağmen kazanılması daha önemliydi.

    işin en güzel tarafı ise maça subjektif olarak bir fenerbahçe / beşiktaş cephesinden bakmak ; korkunç.
  • 255
    hazir renktaslarimin nabzi normale donmusken bir iki kelam etmek istedigim mac.

    oncelikle sozlukteki genel kani "hakeme ragmen" maci kazandik seklinde. dogrudur, hakeme ragmen maci kazanmisizdir ama acaba hakem'in kotu yonetimi beceriksizliginden mi kaynaklaniyor yoksa art niyetinden mi? bircok kisi 2. secenege inaniyor ama ben de bunca yildir mac izleyen biri olarak diyebilirim ki hakem art niyetliyse, ozellikle de bir takima karsi, o takimin o maci kazanmasi mumkun degildir. hele 2-0'dan 4-2 almasi imkansiza yakindir. bu gozler ali aydin'i, cem papila'yi gordu. bir mac nasil bir takimdan alinir otekine verilir konusunda ders verebilecek kimseler bunlar. en basitinden, henuz ikinci yarinin basinda dany'nin kritik mudahalesinden sonra penalti verse, dany'i de oyundan atsa bu mac bir daha sittin sene donmezdi. sneijder'in golunu "oha olm, abanmak yasak" diye iptal edecek degil elbet ama burak'in ikinci golunde kafa vurusundan once "rakibe faul yaptin" diyebilirdi gayet. federasyon kotu niyetli olabilir, lig tv de oyle, bu konuda bir iddiam olamaz. ama serkan cinar'i bu maca bakarak "galatasaray dusmani" ilan etmek biraz sert kaciyor diye dusunuyorum.

    maca bakacak olursak da, ilk gol uzerine konusmaya dahi gerek yok. muhtemelen sahadaki 22 futbolcunun kariyerlerinde gordukleri en absurd gollerden biridir. yakinda youtube'a "inanilmaz kaleci hatalari" videosundan bir kesit olarak duser. ikinci goldeki penalti pozisyonuna gelecek olursak, bence orada hakemin akli penaltidan hemen once dany'nin rakibe yaptigi pozisyonda kaldi, ki bana gore de orada faulluk bir durum soz konusu. belki de hakem orada dudugu calmayinca hakan balta'nin uyduruk pozisyonunda duduk calma zorunlulugu hissetti kendinde. neticede uyduruk bir penaltidan 2. golu yemis olduk. onun disinda orduspor'un dogru duzgun bir pozisyonu yoktu.

    beni asil endiselendiren maci kaybetmekten ziyade taraftari kaybetmekti. son zamanlarda dikkat ediyorum da, geriye dustugumuz maclarda, tam da takimin destege ihtiyac duydugu anlarda, oyunculardan teknik heyete herkesin kulagi cinlatilmaya baslaniyor. taraftarin takima toleransi bir hayli dusmus gibi. bu maci kaybetmekle sampiyonluk gitmezdi belki ama taraftarin bu tavri oyunculara yansirsa iste o zaman sampiyonluk gider.
  • 257
    soğuk...
    25 şubat 2013 galatasaray orduspor maçına 1,30 saat kalmış..taksimden haraket edip arkadasımla beraber stadyuma geciyoruz.
    metrodan cıktıgımızda etrafımızda sis bulutu ile karsılasıyoruz. garip bir şekilde stadın üstü sisle kaplanmıs. stadyuma giriyoruz son 45 dakika kala.oyuncular ısınıyor...
    401'den izliyorum macı. gündüz hava güneşli olmasına ragmen aksam soguyor hava ama tribün umursamıyor, arkadasıma dönüp diyorum ki '' etrafına iyi bak şampiyonluk kokuyor ''
    normalde aldıgım bilet en arkada oldugu için içimden dua ediyorum .umarım bu önlerdeki yerimizin sahibi gelip bizi kaldırmaz...nitekim kaldırmıyor da.
    maç baslıyor büyük destek var .
    orduspor ıslıklanıyor, ataklarımızda ise destek veriyoruz. muslera topu dikiyor top selcuk inanın topuguna carpıyor ve top havada sanki 2 dakika kalıyor.
    soguk artıyor...zaman ilerlemiyor. top kaleye gidiyor herkes donmus kalmıs. top kaleye gidiyor hakeme bakıyorum iptal etsin diye.
    hayatımızda böyle gol görmedik çünkü . mac devam ediyor maçın hakemi serkan çınar macı katlediyor. ordusporlu oyuncular oyuncularımıza tekme tokat giriyorlar hakem bakıyor.
    maç devam ediyor hakan balta şansız bir penaltı yapıyor...2. gol..taraftar çöküyor...soguk içimize daha fazla işliyor elimiz donuyor..
    ben bile çöküyorum arada bagırmaya çabalasak da ne sahadaki futbol zevk veriyor ne tribündeki ortam.
    ilk yarı bitiyor taraftar oyuncular içeri girerken alkıslıyor " bizler inandık sizde inanın " diyor. ben umutsuzum.
    o anda beni görseniz bir akrabamın öldügünü zannedersiniz. arkadasım beni umutlandırmaya calısıyor " su taraftara baksana herkes inanmıs hadi sen de inan bak bu sene sampiyonuz diyor " bende umutsuzca " biz inansak hakemler bırakmaz " diyorum.
    2. yarı baslıyor... oyuncular sahaya adımını attıgında taraftar öyle bir kenetleniyor ki "inanç " diye buna diyorlar.
    herseye ragmen bogazımı patlatıyorum. umutsuzum ama bagırmaktan vazgecmiyorum.
    ordaki taraftara bir bakın tüm şampiyonluk hikayesini okuyabilirsiniz. herkes takımını itiyor. takımı için boğazını yırtıyor..
    ordaki herkes o an birer nefer..skor mu ? skor 2-0...
    sonra sneijder amrabat ile paslasıyor ordan hakan balta'ya hakan sneijder'e veriyor sonra sneijder öyle bir vuruyor ki dünya üzerinde bu vurus için o özgüvene sahip olabilecek birkaç oyuncudan biri topu aglara gönderiyor. hemen arkamda ortalaması 40 olan bir grup var.
    gol sevincinden sonra arkadan bagırıyorlardı '' çök çök çök '' . onlara en güzel tabir ile ''çök çök çökcü tayfa '' diyorum.sonra benim ne yaptıgımı söylemeyeyim zaten .kısaca " şapiyonluk geliyor maç geliyor geri dönüyoruz diyorum siz napıyorsunuz "maç devam ediyor..tribün cıldırıyor...
    zaten kenetlenen taraftar iyice yırtıyor bogazını... destek artıyor ... haydi cocuklar diyorum 70'e kadar bir gol daha..nitekim oyle de oluyor..
    kral cıkıyor atıyor ..2-2 oluyor...artık bu takımı kimse durduramaz.. o mac 3 olacak..o galibiyet gelecek. tribün artık destegini artırıyor vip bile ayakta ..
    sağlı sollu yükleniyoruz. sonra yine burak cıkıyor sahneye drogbanın akhisar'a attıgı gol gibi.. ona nazire yaparcasına atıyor golu..
    tribün cıldırıyor ben bagırıyorum "allahım gooll " cümlesini en az 15 kez bagırarak söylüyorum.
    sesim nefesim tükeniyor. taraftar şova başlıyor telefonlar flaslar cıkıyor ..
    alıyor başını bir "sen varya sen " aman diyorum bir yandan 4ü atarsak o zaman söyleriz diyorum. rahatlamayalım. nitekim burak beni yanıltır mı veriyor topu selcuk'a al bir de sen at diyor.
    selcuk atıyor sonra devam ediyor şovlar.
    allah'ım diyorum ne yaptık da beni bizi bu kadar sevindirdin diyorum. maç bitiyor. metroya gitmeye calısıyorum.. mutluluktan uçuyorum. arkadasım " metroya yetişebilicek miyiz diyor " ben de " bugun sabaha kadar eve gitmesem de umurumda değil diyorum "

    soguk mu ? biz oraya ali samiyen cehennemi diyoruz. ne sogugu ?
  • 258
    maçın özetini izlerken bile sinirlerim alt-üst oldu. 26 ekim 2011 galatasaray gaziantepspor maçı ve 8 ocak 2012 samsunspor galatasaray maçı karışımı bir müsabaka oldu. ancak bu kez 2'si 1 arada yaptık.

    son zamanlarda maçlardan önce ve sonra "fener ağlama" çalmasına inanılmaz karşıyım, taraftarın kibirlenmesine ve rakibi küçük görmesine neden oluyor ama bu maçtan sonra çalmak "cuk" oturdu. çünkü meşhur olmaya gelmiş bir hakem, fenerin güdümünde yıldırım demirören federasyonu, yıldız transferlerin ardından fatih hoca'nın başarısızlığını kollayan spor medyası ve puan farkının açılmasını istemeyen, fikstürü bile belirleyen bir dijitürk'ü üst üste koyup yendik.
  • 260
    gece uykumun kacmasina rağmen çok kolay uyumama neden olan maç.
    kendimce koyduklarımızı saydım

    1-ordu'ya koyduk,2-hakeme koyduk,3-demirören'e koyduk 4-zemine koyduk 5-ridvan koyduk 6-güntekine koyduk 7-ahmet çakara koyduk 8-sinana koyduk 9-ümit özata koyduk 10-ntvspora koyduk ......

    en güzellerini sona saklamıştim fenere beşiktaşa ve azizle aykuta da koyacaktım uyuyakalmışim.bir daha ki sefere önce bunlara koyacagım.
  • 263
    şanssız goller yedikten sonra muslera' yı asan yazarların olduğunu görmek beni üzdü form düşüşü hep olabilir ama beyler 2 sene önce zapata vardı kalede.

    semih kaya' nın yokluğu hissediliyor danny ve gökhan zan güven vermediler.

    fazla ofansif gözüken bu taktikte yediğimiz gollerin şanssızlık olması beni şaşırttı çünkü çok ofansif bir taktik vardı sahada.

    sneijder attığı gol ile inter günlerini hatırlattı.

    biz drogba' dan önce ne yapıyorduk hiç bilmiyorum yapmadığı iş yok.

    burak' ı kesmek çok zor formda ve gollerine devam ediyor.

    selçuk inan bu sezon en iyi maçlarından birini çıkardı.

    hakemlere yorum yapmayacağım.
  • 265
    25 şubat 2013 galatasaray orduspor maçı'nın gazete yazarları yorumlarına falan bakıyorum, herkes orduspor'u geriye yaslanmakla suçlamış. evet skor yazarlığı, yorumculuğu böyle oluyor işte. galatasaray'lı inanan taraftar topluluğu dışında bu maçın, ilk yarıdaki verimsiz futboluna rağmen ikinci yarı bambaşka bir futbol oynayarak maçı çevireceğine kimse inanmazdı. galatasaraylılarda bu kadar müthiş futbol olacağını tahmin edemezdi ama gollerin geleceğini biliyorduk. eşimle maçı izliyorduk galatasaray müthiş bir baskı kurmuştu, sigaramı yaktım goller gelir artık dedim ** * *. sneijder mthiş bir gol attı devamıda geldi. orduspor sanki bilinçli geri çekilmiş gibi de bir izlenim edindim yorumlardan. acaba orduspor'u geri hapseden, galatasaray'ın müthiş presi, akıllı doldur boşalt futbolu olmasın sakın. ne yazık ki bizdekiler spor değil skor yorumcusu. şimdi maç 2-0 veya 2-1 bitmiş olsaydı, rıdvan, "aferin cuper hocaya, iki forvetide oyunda tutarak galatasaray'ın baskısını engelledi." dermiydi demezmiydi?
  • 266
    asy arena açıldığından beri en önemli geri dönüş maçı oldu.
    maç notlarım özetle şöyle;
    1. maç öncesi kombineciler kartlarını arkadaşlarına vermişler. (tanıdık insan sayısı 1/4'e düştü)
    2. çalışanlar takım elbiseleri ile gençler ise sevgilileriyle gelmişti.
    3. maç öncesi hamit'e müthiş destek verildi, tribünlere çağrıldı.
    4. muslera degajı sırasında hücumcularımızı izlemekle meşguldüm, yediğimiz ilk golü bu sebeple anlamadım, topu havada geriye giderken gördüm.
    5. ilk yarı yavaştık. bu yavaşlığın çeşitli sebepleri var. tek pas oynama alışkanlığı kolay iş değil, ancak şubat 2013 ayına geldik, ilk yarı adam gibi pozisyon bulamadık. ordu takımı 2. gol pozisyonu buldu ve ardından devre sonuna doğru penaltı ile 2. golü yedik, devreye 0-2 ile girdik.
    6. maçın hakemi futbolu bilmiyor. avantaj kurallarını bilmiyor, oynamak isteyen ile oynamak istemeyeni ayırt edemiyordu. kanımca hataları ile taraftarı çıldırtan maçın hakemi oldu. maç içinde verdiği ve vermedikleri tartışıldı. 2. yarı aleyhimize penaltıyı çalmaması ! güney tarafından protesto edildi. hakem ilk yarı bir ikinci yarı bir kere alkışlarla protesto edildi. alkışla protesto etmek inanılmaz etkili kimya veya fizik ne derseniz diyelim ancak alkışla protestonun gücüne inanalım.
    7. ikinci yarı başlamadan burak taraftarlara "kalkın bu maçı alacağız" hareketleri yaptı. bu mesaj maçın döneceğinin ilk sinyali oldu. 2. yarı başladı 2 dakika sonra bir anons yapıldı ve fatih hocanın hakem tarafından tribüne gönderildiğini anladık.
    8. ikinci yarı galatasaray takımı açısından muhteşem geçti. anahtar hollandalı oldu. mükemmel bir gol attı. gol ile birlikte taraftar coştu, orada bulunamayan taraftarlar büyük bir fırsat kaçırdı.
    9. ilk golün sevincini yaşarken 2. gol fırsatçı burak'tan geldi. 2. gol sevincini yaşarken 3. gol ile tüm stad tek yumruk oldu. burak mükemmel bir kafa golü attı. son noktayı selçuk harika bir şutla koydu. maç sonucu 4-2

    olumsuz yönler;
    1. güney tribünü adam olmayacak. birileri organize olmazsa veya taraftardan sorumlu bir yönetici çıkıp sorunları çözmeye teşebbüs etmez ise güney küllen zarardır. güney kendi takımına psikolojik baskı yapan taraftarmodelinin en güzel örneğidir.
    2. yavaş oyun ile galatasaray takımının her maçı büyük risk altındadır. ilk yarı 0-2 lik skor bunun en güzel örneğidir.
    3. hamit'i sevdik, destekledik ancak yedek kalması ve kafasını toplaması veya sağ beke çekmek lazım. topu resmen çiğnemekte, zaman ve enerjimizi çalmakta, kesinlikle topsuz oyun oynamamakta. fatih hoca ısrarla kendisine şans vermekte ancak kendisi bu şansları kullanamamakta. yerine oynayan adam daha kötü bile oynayabilir ancak hamit'in yedek kulübesi zamanı hamit'in ve takımın iyiliği için gelmiştir.
    4. muslera'nın degaj yapması; yenen golden bağımsız söylüyorum. isabet oranı çok yüksek iddialarından bağımsız söylüyorum, kendi sahamızda oynadığımız her degaj bu takıma zarardır. top % kaç bize gelmekte ve ardından % kaç bizde kalmakta cidden bunu analiz etmek lazım. gördüğüm rakip defansı boşta yakalama imkanı yok ise (kendi iç saha maçlarımızda böyle bir imkan hemen heme yok) muslera'nın her degajı takıma zarar vermektedir.
    5. engin'in ilk 18'e bile girememesi. engin gerçekten bize yazık. yan gelip yatarak para kazanabilirsin ancak sevgimizi kazanamazsın.
    6. stadın zemini. söylenecek tek kelime yok. zemini değiştirme kararı fiyaskodur. drenajsız zemin bu zeminden 10000 kez daha iyiydi.
    7. eboue. çıkarken hepimizi perişan etti. o anda yerin dibine geçmek istedim. mızmızlıkları yetmezmiş gibi takımın saniyelerini çaldı. nasıl bir afrikalı anlamış değilim. çocukluğu ingiltere'de saray'da mı geçti? galatasaray takımının her maç 3 dakika vaktini çalmakta.

    olumlu yönler;
    1. fatih hoca. kurt hoca maçı çevirdi. tribünden takımı imparator olarak yönetti. maç döndü ise birinci sebeb kendisinindir. ancak ona ihtiyacımız var sağlığı için çok korkmaya başladım. hocam biraz sakin.
    2. hollandalı. attığı gol güzel ancak güzel olmasının ötesinde çilingir niteliğinde bir goldü. bu gol lig tv'ye, medya sülüklerine ve tff'ye armağan olsun. bu golün etkileri 5 ay ve belki yıllar sonra konuşulabilir.
    3. amrabat. ilk yarı takım kötüyken kötü takımın en iyisi ikinci yarı iyi takımın vasat üstü oyuncusuydu.
    4. gozzilla. adam tek başına rakibin defansını dağıtmakta. burak her maç 2 gol atmazsa oturup düşünmeli.
    5. galibiyet serisi 3 e çıktı puan ortamamız nihayet 2 oldu.

    geçen yıl 2-4 kaybettiğimiz 26 ekim 2011 galatasaray gaziantepspor maçı ile şampiyonluk yürüyüşü başlamış takım kenetlenmiş ve taraftarla bütünleşmişti.
    aynı durum bu maç içinde olacaktır. önümüzdeki 2 mart 2013 eskişehirspor galatasaray maçı çok önemlidir. şampiyonlar ligi maçı öncesi olması sebebiyle çok risklidir. cuma gecesi maçı alırsak şampiyonluk çok yakındır.

    edit; bomba transfer uyardı eskişehir maçından sonra gençlerbirliği maçı var ve sonra şl maçımız var.
  • 270
    maçları beraber seyrettiğim komşumun iki tane oğlu var. biri 16 yaşında diğeri 25 şubat tarihi itibari ile 10 yaşına girdi.
    komşum ve eşi fanatik galatasaray taraftarı, ancak çocukların ikisi de beşiktaşlı. ben bunu ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. üstelik büyük oğlanın ismi tugay, neden olduğunu tahmin edersiniz sanırım.
    büyük oğlan 8-9 yaşına kadar galatasaray taraftarı iken dayısının etkisiyle beşiktaşlı olmuş. daha sonra kardeşini de etki altına almış ve çocuğu beşiktaşlı yapmış.
    beşiktaş'ın feda sezonu küçük kardeş için çok zor geçti. sezon başında tapındığı quaresma kadro dışı kalınca ilk soğukluğu yaşadı. quaresma'nın medyada galatasaray'a gelme haberleri çıktıkça biz çocuğu işlemeye başladık. gel bak sende bizim takımlı ol, bak quaresma bile bizi seçiyor falan filan. ilk başta hayatta olmaz diyordu.
    sonra biz ona, gel bizimle galatasaray maçlarını seyret, bak çok güzel oynuyorlar. beşiktaş gibi zevksiz değil bizim maçlar dedik. başladı bizimle maçları seyretmeye. ama beşiktaş forması ile geliyordu maçlarımıza.
    kahveci bile şaşırıyordu bu çocuğun ne işi var burda diye.
    daha sonra sneijder transferi oldu, çocuğun gözleri parladı. futbol idollerinden biri galatasaray'a geliyordu.
    ama noktayı koyan hamle drogba transferi oldu. bu çocuk ki her hafta sonu oynadığı minik takım maçlarında gol attığında drogba sevinci yapan bir çocuk.
    transfer gerçekleştiği akşam babasına gelmiş ve "baba ben galatasaray'lı olabilirmiyim?" demiş.
    babası tabiiki olabilirsin. tercih senin ister beşiktaşlı ister galatasaraylı ol, sana kimse karışamaz demiş.
    25 şubat 2013 galatasaray orduspor maçında ufaklık ve abisi de bizimle maçı seyretmeye geldi. bu sefer ufaklığın üzerinde babasının eski galatasaray forması vardı. üstelik doğumgünüydü.
    abisi maç 2-0 olduğunda ufaklıkla uğraşmaya başladı. bak gör geçtiğin takımı falan dedi. ufaklık içten içe üzülüyordu. bir ara eğildim kulağına "korkma bu maçı biz alırız" dedim.
    maç 2-1 olduğunda yerlerdeydik. 2-2 oldu yine yerdeyiz ufaklıkla. 3-2 4-2 hep yerdeyiz. neden bilmiyorum ama bir tür uğur olduğuna inandık sanırım ikimizde.
    maç bittiğinde yüzü gülüyordu. gerçek galatasaraylı olmuştu. şimdi tek isteği bir drogba forması. en kısa sürede alacağız babasıyla ona bir forma.
    abiyi ise maç sırasında yokladım. "tugay seni taraftar yapmak için kimi transfer etmemiz lazım? söyle hemen ünal başkan'ı arayayım" dedim
    transfere gerek yok abi, beni alsınlar takıma yeter dedi :) burda camiamızın büyüklerine sesleniyorum. bir taraftar daha kazanmak istiyorsak alın bu çocuğu, şaka maka fena top oynamıyor velet. altay peşinde şu an!
  • 271
    maçın 3 tane kritik an var galatasaray'ın geri dönüşünde.

    1)sneijder'in sonunda kendi bilindik oyunundan bir parça da olsa oynamış olması, ki bi parça ordu defansını açmaya fazlasıyla yetti. (bkz: #1187694)
    2)burak'ın sağ kanatı tamamen bırakıp ortaya drogba'nın yanına gelişi. ki bu takımın geleceği yönlendirmesi açısında önemli bir nüve. sağlam oldukları sürece drogba-burak yanyana oynar. bu çok net artık. takımın geri kalanı buna göre şekillendirilmeli.
    3)top ezmekten hiç çekinmeyen hamit'in çıkıp, umut bulut'un girişi. girer girmez etki yarattı zaten. tam ben ne yapar diye düşünürken, yanlış değişiklik diyecekken golün hazırlayıcısı oldu.

    bunların yanında taraftarın gerçekten maçı istemesi de etkili oldu elbette. ama bir daha amrabat - sneijder - umut - burak - drogba gibi fantezi bir takım izler miyiz bilemiyorum ama izlemek zorunda kalmasak daha iyi sanırım. çok uzun süredir böyle bir şey görmedim ben.
  • 274
    bu karşılaşmanın kesinlikle belgeseli yapılmalıdır. ilk yarı 0-2 geriye düştük. fenerbahçeli troller sevindi galatasaray'a ordu girdi diye tweetler filan atmaya başladılar. ama wesley sneijder çıktı ortaya 1-2 yaptı skoru. ateşledi takımı. sevincini içine atarak hırsından kıpkırmızı olmuş bir şekilde orta sahaya doğru koştu. daha sonra burak yılmaz çıktı sahneye 2-2 yaptı. oda hırsından ölüyordu neredeyse. hatta tribünlerde tellere tırmanmaya çalışıyordu bir ara. daha sonra burak yılmaz harika bir kafa vuruşu ile 3-2 yaptı skoru. daha sonra selçuk öyle bir plase bıraktı ki köşeye, tamam dedim 2012-2013 sezonu şampiyonu biziz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın