270
maçları beraber seyrettiğim komşumun iki tane oğlu var. biri 16 yaşında diğeri 25 şubat tarihi itibari ile 10 yaşına girdi.
komşum ve eşi fanatik galatasaray taraftarı, ancak çocukların ikisi de beşiktaşlı. ben bunu ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. üstelik büyük oğlanın ismi tugay, neden olduğunu tahmin edersiniz sanırım.
büyük oğlan 8-9 yaşına kadar galatasaray taraftarı iken dayısının etkisiyle beşiktaşlı olmuş. daha sonra kardeşini de etki altına almış ve çocuğu beşiktaşlı yapmış.
beşiktaş'ın feda sezonu küçük kardeş için çok zor geçti. sezon başında tapındığı quaresma kadro dışı kalınca ilk soğukluğu yaşadı. quaresma'nın medyada galatasaray'a gelme haberleri çıktıkça biz çocuğu işlemeye başladık. gel bak sende bizim takımlı ol, bak quaresma bile bizi seçiyor falan filan. ilk başta hayatta olmaz diyordu.
sonra biz ona, gel bizimle galatasaray maçlarını seyret, bak çok güzel oynuyorlar. beşiktaş gibi zevksiz değil bizim maçlar dedik. başladı bizimle maçları seyretmeye. ama beşiktaş forması ile geliyordu maçlarımıza.
kahveci bile şaşırıyordu bu çocuğun ne işi var burda diye.
daha sonra sneijder transferi oldu, çocuğun gözleri parladı. futbol idollerinden biri galatasaray'a geliyordu.
ama noktayı koyan hamle drogba transferi oldu. bu çocuk ki her hafta sonu oynadığı minik takım maçlarında gol attığında drogba sevinci yapan bir çocuk.
transfer gerçekleştiği akşam babasına gelmiş ve "baba ben galatasaray'lı olabilirmiyim?" demiş.
babası tabiiki olabilirsin. tercih senin ister beşiktaşlı ister galatasaraylı ol, sana kimse karışamaz demiş.
25 şubat 2013 galatasaray orduspor maçında ufaklık ve abisi de bizimle maçı seyretmeye geldi. bu sefer ufaklığın üzerinde babasının eski galatasaray forması vardı. üstelik doğumgünüydü.
abisi maç 2-0 olduğunda ufaklıkla uğraşmaya başladı. bak gör geçtiğin takımı falan dedi. ufaklık içten içe üzülüyordu. bir ara eğildim kulağına "korkma bu maçı biz alırız" dedim.
maç 2-1 olduğunda yerlerdeydik. 2-2 oldu yine yerdeyiz ufaklıkla. 3-2 4-2 hep yerdeyiz. neden bilmiyorum ama bir tür uğur olduğuna inandık sanırım ikimizde.
maç bittiğinde yüzü gülüyordu. gerçek galatasaraylı olmuştu. şimdi tek isteği bir drogba forması. en kısa sürede alacağız babasıyla ona bir forma.
abiyi ise maç sırasında yokladım. "tugay seni taraftar yapmak için kimi transfer etmemiz lazım? söyle hemen ünal başkan'ı arayayım" dedim
transfere gerek yok abi, beni alsınlar takıma yeter dedi :) burda camiamızın büyüklerine sesleniyorum. bir taraftar daha kazanmak istiyorsak alın bu çocuğu, şaka maka fena top oynamıyor velet. altay peşinde şu an!
komşum ve eşi fanatik galatasaray taraftarı, ancak çocukların ikisi de beşiktaşlı. ben bunu ilk duyduğumda çok şaşırmıştım. üstelik büyük oğlanın ismi tugay, neden olduğunu tahmin edersiniz sanırım.
büyük oğlan 8-9 yaşına kadar galatasaray taraftarı iken dayısının etkisiyle beşiktaşlı olmuş. daha sonra kardeşini de etki altına almış ve çocuğu beşiktaşlı yapmış.
beşiktaş'ın feda sezonu küçük kardeş için çok zor geçti. sezon başında tapındığı quaresma kadro dışı kalınca ilk soğukluğu yaşadı. quaresma'nın medyada galatasaray'a gelme haberleri çıktıkça biz çocuğu işlemeye başladık. gel bak sende bizim takımlı ol, bak quaresma bile bizi seçiyor falan filan. ilk başta hayatta olmaz diyordu.
sonra biz ona, gel bizimle galatasaray maçlarını seyret, bak çok güzel oynuyorlar. beşiktaş gibi zevksiz değil bizim maçlar dedik. başladı bizimle maçları seyretmeye. ama beşiktaş forması ile geliyordu maçlarımıza.
kahveci bile şaşırıyordu bu çocuğun ne işi var burda diye.
daha sonra sneijder transferi oldu, çocuğun gözleri parladı. futbol idollerinden biri galatasaray'a geliyordu.
ama noktayı koyan hamle drogba transferi oldu. bu çocuk ki her hafta sonu oynadığı minik takım maçlarında gol attığında drogba sevinci yapan bir çocuk.
transfer gerçekleştiği akşam babasına gelmiş ve "baba ben galatasaray'lı olabilirmiyim?" demiş.
babası tabiiki olabilirsin. tercih senin ister beşiktaşlı ister galatasaraylı ol, sana kimse karışamaz demiş.
25 şubat 2013 galatasaray orduspor maçında ufaklık ve abisi de bizimle maçı seyretmeye geldi. bu sefer ufaklığın üzerinde babasının eski galatasaray forması vardı. üstelik doğumgünüydü.
abisi maç 2-0 olduğunda ufaklıkla uğraşmaya başladı. bak gör geçtiğin takımı falan dedi. ufaklık içten içe üzülüyordu. bir ara eğildim kulağına "korkma bu maçı biz alırız" dedim.
maç 2-1 olduğunda yerlerdeydik. 2-2 oldu yine yerdeyiz ufaklıkla. 3-2 4-2 hep yerdeyiz. neden bilmiyorum ama bir tür uğur olduğuna inandık sanırım ikimizde.
maç bittiğinde yüzü gülüyordu. gerçek galatasaraylı olmuştu. şimdi tek isteği bir drogba forması. en kısa sürede alacağız babasıyla ona bir forma.
abiyi ise maç sırasında yokladım. "tugay seni taraftar yapmak için kimi transfer etmemiz lazım? söyle hemen ünal başkan'ı arayayım" dedim
transfere gerek yok abi, beni alsınlar takıma yeter dedi :) burda camiamızın büyüklerine sesleniyorum. bir taraftar daha kazanmak istiyorsak alın bu çocuğu, şaka maka fena top oynamıyor velet. altay peşinde şu an!