• 253
    galatasaray – orduspor : 4-2 futbolu anlamak zor …mu?

    galatasaray maça çok iyi bir kadroyla çıktı. schalke maç yazısında bahsettiğim gibi, hocalar maç öncesi bir şey öngörür sahada tutmayabilir. büyük ya da iyi hoca yanlış gidenlere çare bulandır. fatih terim düşmanlarına duyurulur.

    şikayet edeceğim için stadın isminden asy’yi çıkartarak tt arena diyeceğim, tt arenanın zemini berbat. orduspor’lu oyunculara çok yardımcı oldu zemin. neredeyse bütün galatasaraylı futbolculara birebir markaj yaptı zemin. zemin diye isim olur mu, olursa kıza mı erkeğe mi konur acaba?
    kabahatin büyüğü zemin tabii ki, buna şüphe yok. zeminin suçlusu kim acaba, aklıma ilk yönetim geliyor.
    ama takımın oynamaya çalıştığı futbolda da sorun vardı. madem pas yapamıyorsun başka şey yap. hemen takımın hakkını yemeyin gazıma gelip. maçın başları sayılacak bir dakikada öyle saçma sapan bir gol yedik ki, jeneriklik. hatta komik futbol videolarında yıllarca gösterilebilirdi süpsüper ligin yayın haklarını dünyaya satabilseydik. allahtan kimse takip etmiyor da en fazla youtube’da yer alabilecek. muslera degaj yaparken topu selçuk inan’a çarptırdı, huooppp diye şandelden golü yedik. saçma sapan sebeplerle muslera’ya sallayanların eline net bir belge sunmaktan öte bir anlamı yok. olur öyle, top bu. bu golden sonra bir duraklama devri gelişti. her çarşamba sülüman izliyoruz, idare edin tabirleri. neyse….tam da deplasman takımının istediği şey. az çaba harcayıp öne geçmek. ordu iyice kapandı? daha doğrusu manu’yu bile kendi sahasına hapseden galatasaray sazı eline aldı. gelgelim zeminin adam adama savunmasını geçemedik. gs sözlükte son zamanlarda çokça tartışması yapılan nba’in istediği, izin verdiği bu, alan savunmasına izin verilmiyor. amarok demek ki kornerlerde alan savunması yapmak doğru değil, amerikalılardan iyi mi bileceksiniz lan.

    devamında takım pas yaparak yüklenmeye çalıştı. kah destek ayakları kaydı, kah kabiliyetleri yetmedi, topçular pas yapamadı, baskı kuramadı ordu üzerinde. pozisyon bulamadık ilk yarı boyunca. sonra yine saçma sapan bir gol daha yedik. hem de penaltıdan. hakancım baltacım, o topu kolunla alma hareketini çift kalede hakemlik yapan hasan şaş’a yedirirsin ama harbi maçta ordu çakar abicim. bu nasıl bir ruh halidir, vur topa gitsin dağlara taşlara lan, incelmenin sırası mı? usta, penaltıdan golü de yedik devre bitti 0-2. twit attım : su mac tribunde olmak isteyecegim maclardan biri …diye. link vermeyi beceremedim, bir arkadaş neden abi diye sordu. maçı çevirecekleri için dedim. twitter arşivinde var, işiniz gücünüz yoksa bulursunuz, ben olsam hayatta uğraşamam. devre arasındaki twitim: ulan muslera, ulan balta, ulan zemin, ulan yönetim.
    bu twiti atınca fatih terim’in ne hata yaptığını açıklamayan ama onu günahları kadar sevmediklerini anladığım galatasaraylılardan yönetimin ne suçu var, bu takım böyle mi kurulur cevapları aldım. sorun değil, onlar da aslanlar gibi galatasaraylı, ama bakış açılarımız farklı. ama takıntı insanın hayatını olumsuz yönde etkiler, biliyorum da konuşuyorum.

    başa dönelim. ilk kadro gayet iyi bir kadroydu ama yiyeceğimiz saçma sapan golü öngörememişti, zaten bunu becerse fatih terim hocalık yapıp bir sürü sıkıntıyla uğraşacağına bahisten parayı bulurdu. burak yılmaz sağda gibi ama aslında drogba’nın yanında çift santrafor, sneijder solda gibi ama hemen santraforların arkasında oynuyordu. iyi paslar atıldı, bazen atılamadı. orta sahada selçuk inan sarkık önlibero, hamit sağiç, amrabat soliç oynuyordu. orta sahamıza bakınca bir an kendimi 70’lerde hissettim. bir de haf falan olsaydı 60lara kadar giderdik valla.
    maça çıkan ilk 11 büyük takım ilk 11’idir. maçı kazanmayı kafasına koymuş, rakibi çok da takmayan, şimdi onlar düşünsün kadrosudur. eğer “abi ama ilk devreyi 0-2 geride bitirdik, o zaman yanlıştı bu kadro” diyen olursa yarın beyoğlu d&r’de “alın karışlama” günüm var, oraya beklerim.

    rakıdan uzoya geçtiğim için çok uzatmak istemiyorum, sonuçta kökü dışarıda bir sıvı bünyeye nüfuz ediyor. bu tip maçlar olacak yahu.
    ama 2003-2004 beşiktaş durumuna düşmemek lazım. hatırlayın ne olmuştu. beşiktaş sanırım samsun maçında 5 kırmızı kart görmüştü ki bence tamamı hak edilmiş kartlardı, beşiktaş puan farkıyla girdiği sezonu fenerbahçe’ye vermişti. eyvallah, bu konuda bir dolu dedikodu ötesi şey var ama bize ne lan. bizi ilgilendiren galatasaray camiasının birlik olması. hakem kararları, kendi kulübünce ibra edilmemiş adamın başkanı olduğu tff falan bizi ilgilendirmez. sneijder ceza sahası üstünden kaleciye öyle bir şandelden gol atar ki ya da selçuk inan 18 üzerinden topu öyle bir çatala takar ki değil tüpçü, platini, blatter gelse o topu çıkaramaz.

    beni üzen tek şey var. galatasaraylılar içindeki bazı irlandalılar. adamın siyasi, ekonomik veya ne bileyim sebebi nedir takıma, topçuya, başkana, fatih terim’e düşmanlığı var. adam fırsat kolluyor bir şey olsun da sallayayım diye. bir sürü soru soruyorum, koçluk yapıyorum ya işim soru sormak, adam cevap vermiyor. abicim o zaman bana mention atma ya da görmemem için blokla yahu. komik oluyorsunuz çünkü.

    galatasaray taraftarı olun, skor taraftarı olmayın.

    yazı içinde bahsedilemeyen notlar:
    1- fatih terim neden sahadan atıldı?
    2- hasan şaş neden atıldı?
    3- anlaşıldığı kadarıyla hector cuper, fatih terim kulübeden atıldığı için saha kenarına kendisi çıkmayıp yardımcısını gönderdi. vay anasını sayın seyirciler. hocalığı geç büyük adamlık lan bu. yoksa salaklık mı? şimdi herker övgüler düzecek cuper’e. ama aynısını fatih terim yapsa ve sonuç cuper’in başına geldiği gibi olsa, ooooowwwww…anladınız siz.
    4- arenanın zemini ne zaman düzelecek? şl yarı finaline yetişecek mi?
    5- orduspor kim yahu?

    dün fenerbahçe gerideyken galatasaray şampiyon ilan edild, kazanınca fenerbahçe. bugün yine aynısı oldu. ordu 2-0 öne geçince fenerbahçe şampiyon ilan edildi, kazanınca galatasaray. ben böyle saçma şey görmedim. gerçi her sezon görüyorum yaklaşık 40 yıldır ama yıl olmuş 2013, artık olmaz sanıyor insan safça.

    hakemlik zor iş. schalke maçının hakemi 15 yaşından beri hakemlik yapıyormuş. şimdi bu adamdan futbolu bilmesini nasıl beklersin yahu. top oynaması gereken yaşta saha izleyen adammış. aynısı bütün dünyadaki hakemler için geçerli. sonra kararlara itirazlar oluyor, adamlar futbolun içinden falan gelmiyor ki. o yüzden çoğu hakemin maçları birilerine yaranmak için yönettiğini düşünmüyorum. bir işin üçkağıdını yapmak için o işi iyi bilmek gerekir. burada asıl dikkat edilmesi gereken hangi karakterdeki hakemin hangi maça atandığıdır. yani, papazlar kim için ne öngörüyor?

    neyse, cuma’dan sonra pazartesi de kazandı galatasaray. kazanmak güzel şey. hele bir hafta drogba ile bir hafta sneijder ile kazanıyorsanız transferleri doğru yapmışsınızdır demektir. burak yılmaz, ne diyeyim ki?

    *
App Store'dan indirin Google Play'den alın