• 301
    başka kulüplerin de bu saçmalığa aday olması ile iş iyice çığırından çıktı. ankara demirspor ve gençlerbirliği de hani bana hani bana dediğine göre ali koç cephe yaratıyor demektir. emsal teşkil etmesi açısından fenerbahçe'nin başvurusu kabul olsaydı zaten diğer takımlara bu hak verilecekti. ne işler dönüyor neler yapıyorlar vallahi insanı spordan soğuttu bu adam. geldiği günden beri türk futbolu hep kaos hep geri gitme peşinde. yazıktır bu ülkeye!! paran var diye, 7 yıldır şampiyon olamıyorsun diye göz göre göre dinamit koyuyorlar tek zevkimizin dibine..

    sırf bize de ekmek çıkacak diye 1923 yılı öncesi duruma bakılmayacak ve de türkiye kupası statüsünde oynanan maçlara şampiyonluk verilmeyecek bu gidişle. 1923 yılında kurulan cumhuriyettır, futbol kulüpleri değil. olabilecek en kötü senaryo üzerinden şimdiden çalışmalar yapılmalı, bu spor menfaatinden uzak kurgu engellenmelidir. şayet engellenemiyorsa bizim de geçmiş yıllarda elde ettiğimiz ne kadar profesyonellikten uzak başarı varsa - buna türkiye kupaları dahil- şampiyonluk olarak sayılması için girişimler yapılmalıdır. ona var bize yok!

    aslında en güzeli, hemen bugün gecikmeden 1905 yılından itibaren - ateş güneş'in başarıları ve türkiye kupaları dahil- ne kadar kupa almışsak şampiyonluk sayılması için başvuru yapmamız. sıcağı sıcağına, onu kabul ettiysen bunu da kabul edeceksin şeklinde dikte yapmamız lazım. görelim o zaman kabul ediliyor mu edilmiyor mu 1937 yılındaki 5 farklı takımın şampiyonluğu..
  • 304
    üzerinden inanılmaz algı kasılan, türkiye düzeyinde değil belli bölgelerden takımların katıldığı, amatör düzeyde oynanmış turnuvalara ait şampiyonluklar.

    anlata anlata bitiremedik, yahu arkadaş bu şampiyonluklar zaten sayılıyor. ama bunlar profesyonel düzeyde oynan süper lig(eski adıyla türkiye 1.ligi) şampiyonluklarıyla eşdeğer değil farklı turnuvalar. şu an armaların üzerinde yer alan yıldızlar, sistematik düzeyde oynanan, profesyonel lig şampiyonluklarını temsil etmekte.

    yani cidden şu basiretsiz adamlar yüzünden türk futbolundan soğudum. leicester'ı falan takip etmeye başlar hala geldim. şu yıldızlı sistem inşallah kaldırılır da, şu saçma sapan adamlardan bir nebze kurtuluruz belki.
  • 305
    bu konu hakkında pek bi bilgim yok. yani var da, herkes zaten o kadar çok atıp tutuyor ki bi de ben konuşmayayım. mehmet şenol abi epey yardımcı oluyor sağolsun çabaları için.

    ben sadece bi şeyi merak ediyorum. bu 59 önce milli küme, istanbul ligi, türkiye birinciliği falan filan bunlardan bazılarından şampiyonluk istiyor ya fener. aynı istedikleri liglerden galatasaray’ın kaç şanpiyonluğu oluyor onu merak ettim. fenerli hesaplar 4 diye paylaşıyor, galatasaraylı hesaplar 15-16 falan diye...

    konu zaten başlı başına abuk subuk ama sadece merak ettim, fenerin istedikleri yerine gelirse bence galatasaray’ın şampiyonluk sayısı yine de yukarıda olur.
  • 307
    fenerbahçe kulübünün yapmış olduğu başvuru ile ilgili tarafımızdan kullanılan argümanlardan bir tanesini aşağıya bırakıyorum.

    https://gss.gs/XDQ.jpeg

    bugüne kadar tüm mücadelelerde toplam 75 şampiyonluğumuz var.

    https://gss.gs/Vcu.jpeg

    fenerbahçe'nin bugüne kadar tüm mücadelelerde 66 şampiyonluğu var.

    eğer 1959 öncesi şampiyonluk yalanına inanılacaksa yukarıda ki şablonu kullanarak bir yıldız haritası çıkartılacaktır. bu yüzden başvuru reddedilecektir.
  • 310
    şampiyonluktan tamamen ümidini kesmiş bir takımın son çırpınışlarıdır. galatasaray’ı geçebilecekleri tek formül olarak gördükleri bu yalana önce kendileri inandı. şimdi ise diğer kulüpleri inandırmaya başladılar. başlarda gülüp geçmiştim ben de herkes gibi. fakat bugünlerde yapılan açıklamalar ve arkadan çevrilen oyunları gördükçe gülemiyorum hatta üstüne sinirleniyorum. tff objektif karar verebilme konusunda hiç güven vermiyor maalesef. bu teklifi onaylarsa arkasından gelecek tepkileri düşünemiyorum bile. onlar da bunu düşünüyor zaten yoksa çoktan onaylanmıştı. umarım mantık dışı bir karar çıkmaz da saçma sapan tartışmalar ve kaos ortamı son bulur.
  • 312
    kimseye bir saygısızlık yapmadan, herhangi bir art niyet taşımadan belirtmek isterim ki ; bu şaibeli karar verildiği taktirde türkiye'de futbolu takip eden, bu düzene 1 lira dahi olsa katkı sağlayan her kimse saftır. hatta tamda sistemin istediği, koşulsuz şartsız vur kafasına el ekmeğini tadında insan modelidir.

    neyi takip edeceksiniz güzel kardeşim. parası neyse verilip 9 şampiyonluk satın alınan bir ligde sen her hafta 2 saatini ziyan edip galatasaray'ın 3 puan alıp alamadığına mı bakacaksın, 40 hafta maç izleyip, sonucunda acaba şampiyon olup da haksız verilen 9 şampiyonluğu 8'e indirebilecek miyiz diye mi takip edeceksin. 4-4-2, 3-5-2 falan mı konuşacaksın.

    parası çok olan bir adamın kurumları tahakküm altında bırakarak, devlet erkanıyla görüşerek gayri hukuki ve gayri ahlaki olarak hanesine 9 şampiyonluk yazdırabildiği bir ortamda hangi motivasyon insana türkiye ligini izletir.

    fenerbahçe'nin istediği şampiyonlukların nasıl bir formatta yapıldığı, 3 şehrin takımının davetle katılabildiği, ulusal olmadığı, deplasmansız olduğu, küme düşmenin olmadığı, bir seneden 2 şampiyon çıktığı, 1 sene yapılıp 1 sene yapılmadığı falan burada çok daha bilgili yazarlar tarafından 30 kere detaylı bir şekilde yazıldı zaten. onla ilgili bir şey yazmayacağım. zaten eminin bu kararı onama niyetinde olan insanlar daha fazlasını da biliyorlardır ama burası türkiye işte.

    leş gibi saha zeminlerine, 1 metre önünde olanı göremeyen hakemlere, maç içindeki her pozisyonu maç sonrası twiter'da tt yapan düşük zekalı taraftar gruplarına, g*tünden sallayan bilgisiz spor yorumcularına, kreatif hiçbir şey olmadan oynanan berbat futbola, vasat altı yayıncı kuruluşa, her başarısızlığı zavallı gibi dış güçlere bağlayıp, halkı kin ve düşmanlığa sevk etmekten başka vasfı olmayan kalitesiz yöneticilere sadece galatasaray sevgisi için katlanıp bu pespayeliği takip ediyoruz.

    bu karar kabul edilirse ve galatasaray hiçbir şey olmamış gibi lige devam ederse bu kararın tek olumlu yanının taraftarın en azından %30-%40'lık bir kısmını kişisel olarak bu rezil ligden kurtaracak olması olarak görüyorum. kafalarını kaldırınca ülkedeki galatasaraylı gençlerin bir kısmının vizyonu değişir hiç değilse.

    mesele galatasaray sevgisi değil. galatasaray mahalle maçı yapsa kaldırımda izlerim hiç sıkıntı değil. buradaki sıkıntı senin alın terinin, denizli'de saniyeleri sayarak, 87'de 14 sene bekleyerek, 2008'de 5 parasız, teknik direktörün olmadan, 2011'de en yakın rakibine 10 puan fark atıp üstüne play-off oynayarak kazandığın, ve daha nice şampiyonlukların masa başında hiç edilmesi. o zorluklarla kazandığın şampiyonluklardan 9 tanesinin kağıt üstünde anlamsız hale getirilmesi.

    bu kararın onandığı saat kendi adıma bu ülkede sporun içinde olan herhangi bir unsura para kazandırmamak adına bein sports üyeliğimi sonlandırıp, yurt dışında ki dijital platformlardan birinden üyelik alıp 5 büyük lig artı şampiyonlar ligini takip etmeyi planlıyorum. 12-15 euro bandında cam gibi yayın yapan çok güzel platformlar var. aslında bu ligleri türkiye'de ki platformlardan takip etsem daha ucuza gelir ama bu ülke sporuna kazandırmaktansa yabancıya gitsin para. passolig desen zaten 2 senedir yenilemiyorum.

    galatasaraylıyım ve bu ülkedeki hukuksuzluğa karşı benim elimden gelen budur.
  • 313
    zırvanın zirve yaptığı ülkemizde değer gören yalan.

    bu platformda bile kaale almayanlar, tepki olarak ligden veya havuzdan cekilmeyelim diyenler var. bazılarımız da geçerse bile yıllar sonra tekrar geri alınır diyor. geçtiği an geçmiş olsun bir daha geri alınmaz bunu unutun.

    tepki ya şimdi olcak ya şimdi. yıllar sonra lucescu başlığı gibi akıl vermek kolay olur zira.
    hala kıyameti koparmayan yönetime de selamlarımı iletiyorum.
  • 315
    " kabul edilirse edilsin. nasıl olsa ileride gelecek yeni bir federasyon ya da uefa, bu yanlıştan dönüp düzeltecektir. " mantığındaki taraftarın çok büyük hayal kırıklığına uğrayacağı ve sürece verdiği zararla kalacağı olay.

    sonuç fenerbahçe adına olumlu olursa geri dönüşü olmayan bir karardır herkes bunu bir kafasına sokmalı.

    çocuklarınıza, torunlarınıza "adalet tecelli eder zannettik, yeterli tepkiyi veremedik" hesabını vermek istemeyen herkes taşın altına elini sokmalı.

    galatasaray sözlük için de geçerli bir durum bu malesef. 1 kelime, kısa bir cümle olsun yazılmalı bu başlığa. yazan bir daha yazmalı, tarihte görülmemiş entry sayılarına ulaşmalı her gün başlık.

    kusura bakmayın ama mahalle yanarken saçlarımızı tarıyoruz.

    (bkz: ayakta uyuyoruz)
  • 316
    türkiye'nin çöküşünün sağlamasıdır.

    hukuk zaten sakat , bu kabul edilirse bırakın bu ülkeyi basın gidin, imkan varsa insan gibi yaşayın. türkiye insana insan olduğunu hissetirmeyi bırakalı 20 sene oldu.

    bu etraftaki sırtlan sürüsü illaki bocalayacak o zaman boğun...

    1 yanlız aslanız etrafı 20 sırtlanla çevrili, 2. aslan gelene kadar yapılacak şey ölümü, mutlak ölümü geciktirmektir.
    2. si geldiğinde ise o sırtlanların işini bitirmek andımız olsun.

    şampiyonluk yalanı bu sırtlanların zaferi olacaktır umarım olmaz...
  • 317
    burası öyle bir yer oldu ki şenol güneş'i bile eleştirdiğinde iyi kadroların üstüne konuyor, iki sene içinde batırıp gidiyor dediğinde saçmalamakla itham ediliyorsun. şenol güneş'i bir galatasaraylı nasıl savunur? adam yıllarca bizi aşağı çekmek için yabancı kuralı kaldırılsın diye uğraştı. ülkenin maddi durumu ortadayken, insanlar açken dalga geçer gibi euro ile maaş alıyor. 30 milyon liradan fazla kazanıyor yılda. hem de adı "milli" olan takımı yönetiyor. en hassas konumda yani. şu ahlaksızlıkla bizi dünya şampiyonu yapsa ne olur. gitti hazır kadronun üstüne kondu. şimdi de onun da içine ediyor. bu milli takım hocasız dünya kupasında çeyrek final oynar. diğer ülke milli takımlarındaki düşüşü görmüyor musunuz? elalemin taraftarı ne yapıyor. kendi çıkarına çalışan herkesi ölümüne savunuyor. bizimkiler galatasaray düşmanı şenol güneş'i savunuyor.

    hiçbir camiada bizim kadar kendi kulübü üzerinden kendine çıkar sağlayan yönetici ve taraftar yoktur. bizim bazı taraftarlarımız için sosyal medyada sözlükte popüler olmak, beğenilen olmak galatasaray'ın çıkarlarından önemlidir. iki uyduruk youtube yayınını yapmak için, iki uyduruk entrysi beğenilsin diye etliye sütlüye dokunmamak, tarafsız görünmeye çalışmak galatasaray'ın çıkarlarından önemlidir.
    bakın ekşi sözlüğe, antuya, bakın ali koç'un çabalarına adamlar yalan olduğunu bile her yoruma her entrye cevap yapıştırıyor, maddi manevi uğraşıyor. dezenformansyon yapıyor. bizimkiler haklı davalarını savunmaktan aciz. yönetimimiz de aciz, taraftarımız da aciz.
    adamlar fetöcü savcılarla gezdi, adamların fetöcü yöneticileri oldu, adamların fetöcü futbolcuları oldu. bizim adımız fetöcü kaldı. adamlar öyle organize öyle manipülatif.
    şampiyonluk sayılarında gerilerde kaldılar diye kuduruyorlar. fatih terim'e her türlü cezayı aldırıyorlar. hakemlerle her türlü hileyi yapıyorlar. bir de üstüne biz mağduruz diyorlar.
    siz hala aman dürüst olalım, aman tarafsız olalım ayağındasınız. ultraslan denilen arabesk grubun saçma salak açıklamalarından medet umuyorsunuz.
    bugün buranın yangın yeri olması gerekirken lucescu'nun kovulmasını konuşuyorsunuz. ligden çekilelim diyene saçmalama, beşiktaş'ı eleştirene saçmalama, şenol güneş'i eleştirene saçmalama. sizin tarafsız ayaklarınız batsın. karşınızda düzgün dürüst insanlar var mı ki siz düzgün davranmaya çalışıyorsunuz.
    bu şerefsizler dünyanın en doğru işini yapsa bile eleştirmeniz gerekir artık, adamlar bize tokadı basmış bize öbür yanağımızı dönüyoruz.

    uyuyan galatasaray taraftarına sesleniyorum. galatasaray üzerinden çıkar devşirenlere değil:

    bizim bu uyuşukluğumuzla 1959 öncesi şampiyonluklar kabul edilecektir. aslan, bırakın kediyi kuşa boğdurulacaktır. ya uyanın sosyal medyayı, sözlükleri, günlük yaşantınızı bu alçaklara dar edin ya da ben galatasaray taraftarıyım diye gezmeyin.

    yönetime sesleniyorum:
    kulüpler birliğinden değil kulüpten istifa edin. iki kıçı kırık tarihçi bulup tff, gazete arşivlerini tarayıp gerçekleri ortaya koyamadınız. hem de boylu boyunca serilmiş ortada duran gerçekleri. yazıklar olsun size.

    bu galatasaray sözlük de bu yalana karşı bir organizasyon düzenlenmezse adını değiştirsin, artık objektif sözlük mü olur, tarafsız sözlük mü olur. alan adını da laylaylayloyloyloy.net yaparsınız. orasını siz bilirsiniz.
  • 318
    1959 öncesi mahalli lig şampiyonluklarını saydırmaya çalışan fenerbahçe ve yalakalarına aşağıdaki soruları soruyorum ama cevap beklemiyorum tabi. çünkü verecek cevapları olmaz/olamaz.

    1-tam altmış üç yıl sonra benim sayılmayan şampiyonluklarım vardı deyip car-car etmekten utanmıyor musunuz? adam öldürenlerin cezası bile otuz yılda zamanaşımına uğruyor bu ülkede.

    2-çoğunluğu dört istanbul takımı, birkaçı da ikişer ankara ve izmir takımlarının katılımıyla yapılan elemeli turnuvalardan türkiye şampiyonluğu çıkarmaya çalışmak hangi vicdana sığar? sizin vicdanınız var mı?

    3-türkiye istanbul’dan mı ibarettir. izmir ve ankara sadece ikişer takımdan mı ibarettir?

    4-sadece dört takımın katılımı ve yalnızca üç maç yapılan şampiyonlukları saydırmak akla ve mantığa uygun mu?

    5-tahkim kurulunun biri fenerbahçe kongre üyesi bedri baykam’ın, diğeri beşiktaş’ın aynı konuya ilişkin başvurusuna karşı verdiği red kararları anayasanın 59. maddesi hükmü gereğince kesin iken fenerbahçe’nin başvurusunun kabulü hangi yasaya, hangi kanuna göre yapılacaktır? yoksa bu ülkede türkiye cumhuriyeti’nden farklı bir cumhuriyet mi var? (örneğin fenerbahçe cumhuriyeti gib:)

    6-1951 öncesi profesyonellik bile yokken, takımlar ve futbolcular amatörken, 1951-1958 arası ise
    milli küme tamamen mahalli iken 1923-1959 arası birincilikleri şampiyonluk olarak kabul etmek neyle izah edilebilir? örneğin aç gözlülükle olabilir mi?

    7-bir yılda iki ayrı şampiyon olmasını hangi akılla izah ediyorsunuz? 1959 sonrası türkiye futbol federasyonu uygulamalarında bir yılda iki şampiyonluğun verildiği tek bir yıl var mıdır? efendim arjantin’de bir dönem bir yılda iki şampiyonluk uygulanmışmış. (verdikleri örneğin absürdlüğüne bakın) kendi ülkesini bırakıyor, şartlarını bilmediğimiz fi tarihindeki o dönemde varlığından bile habersiz oldukları* bir ülkeden örnek veriyorlar.

    neresinden baksan saçma, komik ve hatta zavallıca bir uğraş veriyor fenerbahçe. aslanlar gibi sahada mücadele edip yılda 30-40 maç yapıp şampiyon olmak yerine masa başında, halı saha turnuvalarından farksız mahalli lig birinciliklerini saydırmaya çalışıyor. güler misin ağlar mısın?
  • 320
    is isten gectikten sonra besiktas'a verilen 2 sampiyonlugun geri alinma ihtimali neyse bunlarin da geri alinma ihtimali o olacak olan yalan.

    kaybedilen maclardan sonra fatih terim basligina 100 ustu entry girilirken, 3 sampiyonluk onde oldugumuz tescilli sikeci fenerbahce kulubu 5 sampiyonluk onumuze gecirmeye calisilirken her gun 20 entry bile girilmiyor. taraftarimizin ne kadar ayakta uyudugunu veya uyutuldugunu direk gssozluk uzerinden bile anlayabiliriz.

    o her firsatta sovdugumuz adnan polat doneminde bile fenerbahce ve tff boyle bir hukuksuzluga kalkissaydi bugun yer yerinden oynuyor olurdu. bu kadar tepkisizlik artik kotu niyet mi var diye dusunduruyor beni kimse kusura bakmasin.

    ayni zamanda bu yalanin kabul edilmesi turkiye'de futbolun bitirilmesi anlamina gelmektedir.
  • 321
    bu zırvalığa en başta başakşehir, bursaspor, trabzonspor karşı çıkmalı. büyük zarar görecekler.

    bir de 1950'de milli küme denen turnuva sonlanmış. 59'a kadar hangi turnuvayı saydırmak istiyorlar onun yerine? şöyle bir şey gördüm:

    https://mobile.twitter.com/.../1374124866442567683

    çok uzak gözükse de tahmini senaryom şu şekilde:

    bu işin sonunda çıkacak tatavayla anadolu kulüpleri de hak iddia edeceklerdir. en sonunda yerel/bölgesel lig şampiyonlukları kabul edilebilir. böylelikle iktidar ulufe dağıtır gibi her takıma şampiyonluk dağıtmış olacak. çoluk çocuk yüzünden pastadaki pay azalacak iyice. çünkü milli küme gibi bir organizasyonu kabul ederlerse büyük adaletsizlik olacak anadoluya. buradan büyük davalar tazminatlar söz konusu olur. iktidar, tff engellese de uefa, cas ve aihm'e kadar gidilir. çünkü çok büyük hak mahrumiyetleri oluşur.

    yani istanbul futbol liginden dolayı bjk'ye 13, fb'ye 11, gs'ye 9 şampiyonluk eklenirse şaşırmam. bjk'nin ekstra 2 şampiyonluğu doğal olarak silinir. 11 eklenmiş olur. abi-kardeş birbirlerini üzmezler. bize de 2 şampiyonluk kazık atmış olurlar. diğer anadolu takımlarına verilecek olanlar da cabası.

    yıldız statüsü de değişir. 10 şampiyonluğa 1 yıldız denir. fb ile 3 yıldızlı oluruz. anadoludan da 1-2 yıldızlı takımlar türer, futbolumuz da bir anda yüz yıl ileri gider. böyle bir saçma karar beni şaşırtmaz açıkçası.

    ucunda şampiyonlar ligi olmayan 10 şampiyonluğa, şampiyonlar ligin görmemi sağlamış bir tane şampiyonluğu değişmem. havadan 10 milyon avro getirse bile. bu şampiyonluklarla nasıl mutlu olacaklar anlamıyorum.

    3 puanlı sisteme geçilen 86-87 milattır bence. şampiyonluk sayıları da aşağıdaki gibidir:

    16 galatasaray, 8 bjk, 8 fb, 1 bursaspor 1 ibfk.

    3 puanlı sistem öncesi oynanan futbol ile sonrasında oynanan futbol aynı olamaz. en basitinden şike yapmak en az 2 kat zorlaşmıştır bence.
  • 323
    sevgili renktaşlarım, uzun bir yazı yazacağım çayınızı kahvenizi alın gelin*.

    bu yalan hakkında çok kelam ettim ama içim hâlâ soğumadı. ne denli bir tehilkeyle karşı karşıya kaldığımızı (bkz: #3132652) numaralı entry'de açıkça beyan ettim. bu mahalle şampiyonluklarını kabul ettiren gözü dönmüş malum camianın bir sonraki hedefinin, 1987 ile 2012 arasında kazandığımız 12 şampiyonluğumuzu elimizden almak olacağını anlattım. zaten kuşgiller sürekli o şampiyonlukların sözümona ne kadar kirli olduğundan, 8-0'lık ankaragücü maçından, mehmet ağar'dan, pensilvanyalı müptezellerden falan bahsedip türlü türlü safsatalarla yıllardır kafamızı şişiregeldiler. burada bunları tekrarlamama gerek yok. tüm bu saçmalıklara zaten maruz kaldık yıllar boyu*.

    bu entry'yi yazmamdaki asıl amaç, fenerbahçe'nin resmi web sayfasındaki "28 şampiyonluk" bölümünde yer alan "karşıt tezler ve cevapları" bölümündeki tezlere bu arkadaşların verdiği tutarsız ve baştan aşağı yalanlarla dolu olan antitezleri inceleyip, o antitezleri bir bir çürütmeye çalışmaktır!

    hazırsanız başlayalım sevgili renktaşlarım.

    (*)birinci tez: https://gss.gs/6Yk.jpg
    --- alıntı ---
    bu itirazın hiçbir temeli ve dayanağı olmamasına rağmen sıkça dile getirildiği için buraya aldık. aslında bu organizasyonların isimleri bile bunların ulusal olduğunu kanıtlıyor. türkiye futbol birinciliği ve milli küme’nin maç programlarına ve bu organizasyonlara katılan takımlara bakıldığında, bu organizasyonların bölgesel değil ulusal olduğu açıkça ortada.

    bu organizasyonlar tek bir bölge ya da şehir ile kısıtlı kalmamış, farklı bölgelerin takımlarını ulusal olarak karşı karşıya getirmiştir. dahası, tff resmi sitesinde ilk ulusal türkiye futbol şampiyonasının 1924 yılında yapıldığı ve şampiyonun da harbiye olduğu bilgisi açık ve net yer almaktadır ve bu temelsiz iddiayı tamamen çürütmektedir
    --- alıntı ---

    madem o organizasyonun başına "türkiye" veya "milli" ibaresi konulunca artık onun ulusal bir statüde olduğu düşünülüyor, o zaman ben de kapımın önünde top oynayan çocukları toplayıp onları da "türkiye şampiyonası" adını verdiğim bir turnuvaya sokup kazananı da süper lig şampiyonu ilan edeyim. veya saadet partisi kendi yayın organı olan milli gazete'yi devletin resmi gazete'sine denk olarak saysın. sonuçta o da milli!

    sözün özü, bu turnuvanın isminin "türkiye" veya "milli" olması, o turnuvayı itibarlı bir konuma getirmiyor. bir turnuvanın ulusal statüde olmasının en önemli koşulu, o turnuvanın itibar gören bir turnuva olması, bu turnuvaların "devamlılık arz etmesi" ve alternatifinin olmamasıdır. ne demek istediğimi birazdan aşağıda örneklerle anlatacağım.

    (*)ikinci tez: https://gss.gs/8ls.jpg burada öyle bir cümle var ki, tam komedi! kendi tezlerini ne kadar amatörce savunuyorlar buradan anlayın artık.
    --- alıntı ---
    milli küme ise, bir sezon dışında 3 şehrin (ankara, istanbul, izmir) takımlarıyla oynandı. 1941 yılında eskişehir demirspor’un milli küme’ye katılımı sonucu sadece o sezon milli küme’de 4 kentin takımları temsil edildi. ancak bu durum, milli küme’yi ulusal olmaktan çıkarmıyor. neden mi? çünkü tff’nin beşiktaş’a 2 şampiyonluk verdiği federasyon kupası da bir sezon 4, bir sezon da 3 şehrin takımlarıyla oynandı.
    --- alıntı ---

    koca türkiye'de sadece istanbul, ankara, izmir ve eskişehir mi var? nerede trabzon? nerede bursa? nerede adana? nerede konya? nerede antep, urfa? bir de bu rezaleti savunmaya devam etmişler. aşağıdaki alıntıya dikkat buyurunuz.
    --- alıntı ---
    fakat daha önemlisi ise; 1959’dan sonra oynanmaya başlayan, bugünkü adıyla süper lig’in ilk 8 sezonundan 7'si de sadece 3 şehrin (ankara, istanbul, izmir) takımlarıyla oynandı, sadece 1960-1961 sezonunda adana demirspor üç büyük kentin dışından gelerek ligde yer aldı. diğer kent takımlarının ilk 8 sezonda süper lig’e katılımına izin verilmedi.
    --- alıntı ---

    süper lig'in (yani o dönemki adıyla milli lig'in) ne amaçla kurulduğunu biliyor musunuz sevgili fenerbahçe yönetimi? bilmiyorsanız anlatalım. dönemin idarecileri tüm yurdu kapsayan bir organizasyon düzenleme gayretinde olduğu için süper lig başlatılıyor. bu beyanlar dönemin tüm gazetelerinde mevcut. şimdi bu insan-ı kâmil arkadaşlara soruyorum. bu saydırmaya çalıştığınız iki turnuva madem size göre milliydi ve tüm yurdu kapsayıcıydı, neden o dönemin idarecileri daha yeni ve daha kapsayıcı bir turnuva düzenleme gereği duydular da bu organizasyona devam etmek istemediler?

    ikinci bir husus; diğer kentlerin bu lige katılımına izin verilmedi diyorsunuz. diğer kent takımlarının neden süper lig'e alınmadığını da açıklar mısınız? gözden geçirmediğiniz veya geçirmek istemediğiniz çok önemli bir ayrıntı var. bu da şudur ki; süper lig profesyonel statüde bir ligdi. bu üç ilin takımları profesyonel statüye çoktan geçtikleri için bu ligde oynamalarında bir sakınca yoktu. adana demirspor da profesyonelliği sonradan kabul ederek süper lig'e katılmıştır. amatör takımlar tabi ki profesyonel liglerde yarışamazlar. işte anadolu'daki bu amatör takımlar da kendi kentlerindeki diğer amatör takımlarla birleşmek suretiyle tek bir profesyonel takım hâline gelince teker teker süper lig'e alınmaya başladılar.

    (*)üçüncü tez:https://gss.gs/pvl.jpg
    --- alıntı ---
    1924-1951 yılları arasında türkiye’de 27 ulusal futbol organizasyonu düzenlenirken, (11 milli küme-16 türkiye futbol birinciliği olmak üzere) bunlardan 20’si o sene içinde türkiye’deki tek ulusal futbol organizasyonu olmuştur. milli küme ve türkiye futbol birinciliği sadece 7 kez aynı yıl içinden düzenlenmiştir ancak takımlar iki cephede birden aynı anda yarışmamıştır. yani milli küme ile türkiye futbol birinciliği zaman zaman aynı takvim yılı içerisinde oynandı, ama aynı anda oynanmadı. maçlar dönem olarak çakışmadı. bir şampiyona bitmeden diğeri başlamadı. istanbul, ankara ve izmir şampiyonu hem milli küme’ye hem de türkiye futbol birinciliği’ne katılım sağlayabildi.

    takım sayısının bugünkü kadar fazla olmadığı dönemlerde milli küme yaklaşık 3-5 ay içinde (mart-mayıs ya da temmuz) sona eriyordu. buna bağlı olarak, futbol federasyonu aynı takvim yılına bir ulusal şampiyona daha yerleştirip, takımları davet ediyor, takımlarımız da katılıp ulusal olarak yarışıyordu.

    ayrıca aynı durum italya ligi seria a’da da gerçekleşmiştir. hatta italya ligindeki durum çok daha tartışmalı boyuttadır. 1921-22 sezonunda italya'da iki ayrı şampiyon yer almaktadır. italyan futbol federasyonu içinde ayrılık çıkması nedeniyle ikinci bir organizasyon, geri kalan takımlarla bir lig düzenlemiş ve 1 yıl süren bu ayrılığın ardından italya futbol federasyonu kendisine karşı alternatif olarak yapılan bu ligin bile şampiyonunu seria a şampiyonu olarak kabul etmiştir. aynı sezonda düzenlenen bu liglerde tamamen farklı takımlar yarışmasına rağmen, italya futbol federasyonu kendisine karşı düzenlenen ligi bile kabul etmiştir.

    bunun yanında, günümüzde halen dünya’nın farklı coğrafyalarından bu konuda örnekler vermek de mümkündür. örneğin arjantin'de futbol, uzun yıllar 1 sezondan 2 şampiyon çıkacak şekilde apertura (açılış) - clausura (kapanış) ligleri olarak oynanmıştır ve her yıl bittiğinde, o yılın 2 şampiyonu olmuştur. hatta aynı takımın aynı yıl 2 lig şampiyonluğu kazandığı da olmuştur.
    --- alıntı ---

    işte zurnanın zırt dediği yere geldik sevgili renktaşlar. burada bu arkadaşların bir sezonda iki şampiyonluk garabetini nasıl savunduğunu okuyunca inanın gülmekten gözlerinizden yaş gelecek. adamlar arjantin örneğini vermiş, şaka gibi. arjantin'deki bu lig sistemi hâlihazırda dünyanın en saçma lig sistemi. açılış-kapanış ligi saçmalığını geçtim, (zaten ondan da vazgeçtiler artık), küme düşmenin son 3 yılın ortalamasıyla belirlenmesi ve bir sezonda neredeyse 30 küsür takımın yarışması ile ne kadar absürt bir lig sistemine sahip olduklarını perçinlemişler. bu konuya değerli mehmet şenol beyefendi dün kendi twitter adresinde detaylıca değindiği için bu konuda fazla durmayacağım. ilgili flood için: https://twitter.com/.../1376923204325928963

    italya meselesine gelince; yukarıda bir turnuvanın "ulusal" sayılmasının koşullarından bahsetmiştim.
    --- alıntı ---
    bir turnuvanın ulusal statüde olmasının en önemli koşulu, o turnuvanın itibar gören bir turnuva olması, bu turnuvaların "devamlılık arz etmesi" ve alternatifinin olmamasıdır.
    --- alıntı ---

    italya'da figc'in* düzenlediği bu turnuva;
    - hem düzenlendiği dönemde 1 numaralı futbol organizasyonuydu,
    - savaş yılları hariç hemen hemen her sene düzenlenerek günümüze kadar gelen bir organizasyondu.
    - hem de bu turnuvanın alternatifi yoktu. (1 sezon hariç, ki alternatif turnuvayı da şampiyon olarak saymışlar. bu istisna ikinci kez tekrarlanmamış. türkiye'ye örnek teşkil edilemez demek oluyor bu da.)

    (*)dördüncü tez: https://gss.gs/pre.jpg
    bunu laf olsun torba dolsun maksadıyla koymuşlar sanırım. bu turnuvaların sayılmasına karşı çıkan hiç kimse bu zamana kadar "o dönem şampiyonlar ligi yoktu ondan bu turnuvalar sayılamaz." gibi bir iddia ortaya koymadı. bunu geçelim.

    (*)beşinci tez: https://gss.gs/eaK.jpg buraya dikkat buyurmanızı istiyorum. bu şikecilerin tüm algılarını çökerten ve kendi kendileriyle çeliştikleri bölümdür.
    --- alıntı ---
    türkiye kupası 1962 yılında oynanmaya başladığında süper lig zaten hayattaydı. türkiye kupası hiçbir zaman ülkenin bir numaralı organizasyonu olmadı. türkiye kupası, her zaman süper lig oynanırken, süper lig'in yanında ikincil bir kupa organizasyonu olarak oynandı.
    --- alıntı ---

    burada benim yukarıda bahsettiğim koşullardan "en itibarlı olma durumu" yüzünden türkiye kupası şampiyonluklarının lig şampiyonluklarına denk olmadığını burada kendi ağızlarıyla itiraf ettiler.

    milli küme, bilindiği üzere bir dönem milli eğitim kupası adıyla oynanmıştır. türkiye futbol birinciliği ise bir dönem milli küme'nin bir alt kümesi olarak tertip edilmiştir. https://gss.gs/Z46.jpg görüldüğü üzere milli küme'nin dahi altında olan bir turnuvadan kazandıkları şampiyonluğu süper lig şampiyonluğu olarak saydırmak isteyen bir yapı var karşımızda. tüm bu safsatalar karşılık bulduktan sonra yarın öbür gün samsunspor çıkıp, "bizim 1.lig'de 6 şampiyonluğumuz var, bize de yıldız verin" dese ne diyeceksiniz?

    (*)altıncı tez: https://gss.gs/NWm.jpg
    --- alıntı ---
    bugün sayılan süper lig'in 1959 sezonu da iki ayrı gruplu lig şeklinde oynandı, grupların birincileri şampiyonluk için oynadı. 1962-63 sezonu da benzer şekilde iki grup ve final grubu şeklinde oynandı. keza süper lig'in, 2011-2012 sezonu da önce lig, sonra süper final formatında olmak üzere farklı statülerde oynanmıştır.

    bunun yanında italya başta olmak üzere diğer avrupa ülkelerinde de, futbolun ulusal olarak ilk oynanmaya başladığı yıllarda, farklı bölgelerin takımları eleme veya playoff usulü olarak da karşı karşıya gelmiş, ancak lig formatında olmaması bu şampiyonlukların bugün sayılıyor olması bakımından hiçbir engel teşkil etmemiştir.
    --- alıntı ---

    burada da yine yalan yanlış bilgiler mevcut. zaten bu turnuvaların eliminasyon formatlı olmasının ve 3 maçta bitmesinin sebebi bölge liglerinden yorgun argın apar topar ankara'ya getirilen takımların daha fazla hırpalanmamasıydı. zira bunlar bittikten sonra istanbul takımları asıl turnuvaya yani istanbul ligi'ne geri dönüyordu.

    tabi burada verdikleri bir süper final örneği var. süper final neden oynandı acaba? sizin 2011'de yediğiniz pislikler yüzünden olabilir mi?

    (*)yedinci tez: https://gss.gs/HEh.jpg
    --- alıntı ---
    futbol 1900’lü yılların ortalarına kadar dünyanın başka yerlerinde de amatör olarak oynanmıştır. ülkemizde olduğu gibi, birçok ülkede de, ülke futbol federasyonu kurulduktan yıllar sonra profesyonelliğe geçilmiş ve fakat ilgili ülkelerin futbol federasyonu nezdinde oynatılan tüm ulusal şampiyonalardaki birincilikler, bu ülke liglerinde ülke şampiyonluğu olarak sayılmaktadır.

    örnek vermek gerekirse; italya ligi 1898 yılında oynanmaya başladı, çok uzun yıllar sonra profesyonel lig statüsünü aldı. italyan futbol federasyonu’na göre genoa takımının 9 şampiyonluğu bulunmakta ve fakat takımın bu 9 şampiyonluğunun tümü amatör döneme ait. italya’da 9 şampiyonluğu bulunan genoa bir kez daha ligi kazanması halinde formasına yıldız takabilecek.

    benzer şekilde hollanda ligi'nde futbol federasyonu 1899 yılında kuruldu. profesyonel futbola geçiş 1954 yılında gerçekleşti, ancak hollanda liginde şampiyonluklar ise 1899 yılından itibaren sayılmaktadır. örnek olarak, ajax her 10 şampiyonluğa 1 yıldız kuralı kapsamında 33 şampiyonlukla formasında 3 yıldız taşırken, bu şampiyonlukların 8’i amatör dönemdendir.

    profesyonellik, ulusal şampiyonaların sayılmasında bir kıstas olsaydı, hollanda, italya, fransa ve diğer birçok ülkede de profesyonellik öncesi dönem şampiyonları sayılmazdı.
    --- alıntı ---

    nihayet bu zırvaların sonuna geldik. bu teze yazdıkları antiteze de cevap vermek gerekirse; yukarıda sayılan italya ve hollanda örneklerinde bu ligler amatör zamanlarda dahi bir kural çerçevesinde oynanmış. bizdeki gibi hakemin tartışmalı pozisyonları taraftara sorması gibi absürt bir ortam oluşmamış mevzubahis ülkelerde. veya oynanmakta olan turnuvadan keyfi sebeplerle çekilen bir takımın, aynı turnuvanın sezonu bitmeden tekrardan alınması gibi bir durum yaşanmamış. burada amatörlük derken bunu kastediyoruz biz. orman kanunlarının geçerli olduğu iki "ulusal" turnuva.

    sonuç olarak, bir turnuvanın "ulusal" nitelikte olması için gerekli 3 kriteri yukarıda yazmış ve örneklerle açıklayacağım demiştim. o hâlde buyrun.

    1) ne milli küme ne de türkiye futbol şampiyonası hiçbir zaman itibarlı bir turnuva olarak görülmemiştir.

    istanbul takımlarının ekserisi bu iki turnuvayı da önemsiz gördüklerinden bu turnuvalara hep ikinci takımlarını göndermişler. fenerbahçe'nin asıl takımı 1940'ta istanbul ligi'nde maça çıkarken türkiye futbol şampiyonası finaline b takımı yollamışlar. hakezâ beşiktaş takımı 1950'de abd'ye turneye gittiği için türkiye futbol şampiyonası'na beşiktaş'ın b takımı gönderilmiş. bu iki turnuvanın ne kadar önemsiz görüldüğünü de dönemin gazetelerinde ve hatta dönemin fenerbahçe yöneticilerinin bizzat kendi ağzıyla verdiği ifadelerden görebilirsiniz. https://twitter.com/...579900928000/photo/1

    2) ne milli küme ne de türkiye futbol şampiyonası hiçbir zaman düzenli bir şekilde organize edilmemiştir.

    bu turnuvalardan biri olan türkiye futbol şampiyonası, ilk olarak 1924'te düzenlenirken, sonraki iki sezon yapılmamış, 1927'de tekrar düzenlenmiş ve ondan sonraki 3 sezon daha yapılmamıştır. milli küme ise 1943'te istanbul ligi devam ettiği için düzenlenmemiştir. komediye bakar mısınız? yerel lig devam ettiği için düzenlenemeyen ulusal(!) bir turnuva. dönemin futbol dinamikleri dikkatlice incelendiğinde bu sonuç çok normaldir. zira istanbul takımları daha çok istanbul ligi organizasyonunu önemsemişlerdir ki bu turnuva 1924'ten 1959 yılına kadar, olimpiyat oyunlarına denk gelen 1928 yılı hariç kesintisiz olarak düzenlenmiştir. yukarıda fenerbahçelilerin örnek verdiği italya'daki genoa'nın 9 kez şampiyon olduğu organizasyon, düzenli bir şekilde oynanarak bugünlere getirilmiş ve serie a adını almıştır. ayrıca profesyonelliğe geçilen 1951 yılından sonra bu iki turnuva da rafa kaldırılmış ve bir daha düzenlenmemiştir.
    https://en.wikipedia.org/...n_football_champions

    3) milli küme ve türkiye futbol şampiyonası birbirlerinin alternatifidirler.
    bu yüzdendir ki 7 sezon boyunca aynı anda düzenlenmişler. dönemin futbol yöneticileri bu ikililiği kaldırmak isteseler de başarılı olamamışlardır. aynı zamanda bu iki turnuvaya alternatif turnuvalar da ortaya çıkmıştır.

    kısacası bu iki turnuvanın lig şampiyonluğundan sayılması akla ve mantığa aykırıdır. yukarıdaki 3 kriteri de karşılayan istanbul ligi'nin sadece tek bir ilde oynanması bile bu şampiyonlukların sayılmasına engel iken bu zırvaların hangi akla hizmet dillendirildiğini bir türlü anlamadım. bunların sayılması türk futbolunda çok ciddi bir kaosa sebebiyet verecektir. fakat görüyorum ki bu tff nezdinde de ciddi ciddi dillendiriliyor. allah hepsine akıl fikir versin.

    son sorularım da fenerbahçe camiasına.
    bu iki turnuvada galatasaray'ın sadece 1 şampiyonluğu olduğu için mi bunları saydırmak istiyorsunuz?
    galatasaray'ın gerçekten de bu yıllarda sadece bir şampiyonluk aldığına sizi kim inandırdı?
  • 324
    fenerbahçe tarafından ilköğretim münazaraları düzeyinde, temelsiz ve çocukça savunulan yalandır. normal koşullarda böyle bir talep "hadi oradan" denerek geri çevirilir hatta normal koşullarda olsak zaten fb yöneticileri de bu saçma sapan şampiyonlukları lig şampiyonluğuna denk saydırmaya çalışmazdı. onlar da ülkede hukukun olmadığını ve dışarıdan gelen saldırılara karşı belki de en aciz galatasaray yönetimlerinden biriyle karşı karşıya olduklarını biliyorlar. bu fırsat onların iştahını kabartıyor tabi. aynı zamanda koç holding'in gücünü arkasına alan vizyoner rambo, anadolu kulüplerinin başkanlarını ve medyayı "bir şekilde" ikna ederek rüzgarı arkasına almış bulunuyor. siyasi erkin ve tff'nin bütün kurullarıyla fb'nin arkasında olduğunu da unutmamak gerekiyor.

    burada çok sert ve net bir camia tepkisi koyamazsak iş işten geçtikten sonra ahlar vahlar içinde kalırız. yönetimiyle, üyeleriyle, taraftarıyla ve medyadaki yazarlarıyla topyekün mücadele şart.
App Store'dan indirin Google Play'den alın