• 252
    muhtemelen mustafa cengiz yönetimi varken geçirmek istiyor federasyon. çünkü azıcık basiretli bir yönetim böyle bir kararda ortalığı yıkar ne lig kalır ne de onu oynatacak federasyon ortada. ama cengiz yönetimi susacak, yalandan bir iki konuşup konuyu kapattıracaklar.

    bu adamlar hocaya sudan sebeplerle ceza verilirken bile ses çıkaramıyorlar. bakın eylemi geçtim, siz bu yönetimin ağzından federasyon istifa etmeli, serdar tatlı, servet yardımcı istifa etmeli diye tek bir söz duydunuz mu?

    kendilerini zerre sevmesem de şu an bunu engelleyebilecek tek şey ultraslan. onların da dirayetli olması gerekiyor, emin olamıyorum. cengiz ve avanesi kişisel çıkarlarını ön plana koyalı çok oldu. bunu mu engellemeye çalışacaklar.
  • 253
    böyle bir yalanı galatasaray savunsaydı, kampanyalar düzenleseydi bütün türkiye'de kıyamet kopmuştu. çünkü bizim ülkemizde galatasaray, sürekli değersizleştirilen, hakir görülen ve buna rağmen en başarılı kulüptür.
    eğer böyle bir yalan geçerli kılınırsa ki bu ülkede yapılan hiçbir şeye ben şaşırmam o zaman galatasaray'ın bu ülkede sportif faaliyetlerine devam etmesine gerek yoktur, galatasaray başka bir ülkede sportif faaliyetlerine devam etmelidir.
  • 255
    ülkede hukuk öyle bir hale geldi ki her şeyin birkaç kişinin iki dudağının arasından çıkmasına alıştık. bir karar alınacaksa eğer kararın doğruluğundan çok o kararı alacak olan kişinin kim olduğuna bakar olduk. o yüzden ne kadar saçma olursa olsun herhangi bir kararın alınıp alınmayacağı konusunda rahat değiliz. bu da öyle bir karar. yukarıdaki bir yazar kardeşimizin de dediği gibi fenerbahçe goebbels'e rahmet okutacak şekilde 2 yıldır bu konuyu öyle bir kaşıdı, öyle bir algı yarattı ki kimse artık gerçeği umursamıyor. yoksa sabaha kadar milli küme'nin ulusal değil yerel bir turnuva olduğunu, koskoca ülkede sadece 3 şehrin takımının mücadele ettiğini ve bu bağlamda teknik olarak o dönem adana ve yöresindeki şehirleri kapsayan çukurova futbol ligi'nden bir farkı olmadığını anlatabiliriz. fener milli küme şampiyonluklarını saydırırsa adana demirspor da aklı varsa 16 şampiyonluk için tff'ye başvurur. emsal olduğu için kabul edilmesi gerekir ama o da kabul olmayacak. biliyoruz hepimiz. çünkü günümüz hukukunda gerçeğin bir önemi yok. yalana da kimin ne kadar ikna olduğu önemli. şimdi bu bilgiler ışığında eminim ki tff kimseyi mutsuz etmeden bu işten nasıl sıyıracağını düşünüyordur. ülke de bok gibiyken mevcut siyasi iklimde kimsenin 30 milyon galatasaray taraftarını üzmek isteyeceğini sanmam ama yukarıda saydıklarımdan ötürü yapamazlar da diyemem. şimdi tff'nin alacağı ne şiş yansın ne kebap kararlarını kendi düşündüğüm kadarıyla yazayım:

    nşynk* kararı bir: milli küme şampiyonlukları yerel sayılır, türkiye futbol birinciliği şampiyonlukları ulusal şampiyonluk olarak eklenir. böylece fenerbahçe ve biz 22 şampiyonlukta eşitleniriz. beşiktaş da 17 olur. anadolu'dan bazı takımlar da şampiyonluk alır ve naklen yayın parasından her sene şampiyonluk bonusu alırlar. geriye yönelik ödemeler için açılan davalar ile de uğraşsın tff. kendi soktu, kendi çıkarır.

    nşynk kararı iki: hem milli küme hem de türkiye futbol birinciliği ulusal şampiyonluk sayılır. lig şampiyonlukları da lig şampiyonluğu olarak kayda geçer. böylece söylerken şu kadarı lig, şu kadarı milli küme vs. toplamda şu kadar oldu denir. yıldız sayısı ya lig şampiyonlukları ile devam eder, ya da komple kaldırılır. naklen yayın parası da profesyonel lig şampiyonluklarına göre verilir. kanımca da yıldız olayı kaldırılıp bu sisteme geçilecek. o zaman da yıllarca bizim şu kadar ulusal şampiyonluğumuz var, bizim de şu kadar lig şampiyonluğumuz var kavgası güdülür.

    nşynk kararı üç: milli küme bu sefer lig şampiyonluğu kabul edilir, öbürünü de türkiye kupası şampiyonluğu sayarlar. bu durumda fenerbahçe 25 olur, bize de tam günün eyyamını yansıtır şekilde güneş'in şampiyonluğunu da yazarlar 24 oluruz. bakın size yemin ederim bu karar çıkarsa bu sezon bizi şampiyon yaparlar bir şekilde 25-25 olsun diye. beşiktaş da 18 olur. şimdi iki takım 5 yıldız olacak diye 3 yıldızda kalan başiktaş buna biraz mızıklayabilir. bu biraz zorlama bir ihtimal zaten.

    ben açıkçası bütün hepsini saydık 28 oldu fenerbahçe diye bir kararın çıkacağını düşünmüyorum. çıkarsa da formalarda yıldız görmeyiz artık. bence yine türkiye'ye yakışır biçimde her şeyi iyice çorba edecek olan karar iki'yi alıp yıldız mevzusunu da sona erdirecekler. naklen yayın gelirleri de lig şampiyonlukları baz alınarak dağıtılacak. böylece fenerbahçeleri daha fazla incinmeyecek. aslında tabi ki de direkt iptal etmeleri lazım, ederlerse de şaşırmam ama işte ilk paragrafta yazdıklarımdan ötürü güvenemiyorum.
  • 256
    galatasaray taraftarının hakkındaki söylentileri olması gerekenden fazla ciddiye alıp vermesi gerekenden fazla reaksiyon verdiği yalan. zaten galatasaray taraftarı bu kadar itiraz ettiği için aslında bu kadar çok dillendiriliyor. "bir yıldız da benden olsun alın 6 yıldız olsun" dense aslında kimse tenezzül etmeyecek. fenerbahçe camiasının yıllardır yaşadığı ve yaşamakta olduğu travmaların acısını bir nebze olsun rahatlatabilmek adına bu kadar kaşınıyor, harlanıp duruyor bu konu.

    ali koç'un kulübe cepten akıttığı ve çöpe gitmiş paraları, futbol takımının emre belözoğlu-volkan demirel-caner erkin triosunun elinde maymun olmasını, fenerbahçe'nin şampiyonluk sayısında beşiktaş'a artık galatasaray'a olduğu sayıda yakın olmasını falan konuşmak kimsenin işine gelmez çünkü...

    bundan yıllar yıllar önce fenerbahçe'nin "aslında 44 şampiyonluğumuz var" muhabbeti dönüyordu resmi ağızlar ve kurumlar aracılığıyla. 28'e kadar indiler zaman içinde. bu sefer de reddedilirse birkaç sene sonra galatasaray'ın şampiyonluk sayısı +1 olarak revize edilir. maksat güncel logo kullanımları aşağıdaki gibidir tarzı ayarları yemeyecek konuma gelmek...

    benim galatasaray taraftarı olarak sayılabileceğim dönemde fenerbahçe 13-12 öndeydi şampiyonluk sayılarında. birinci fatih terim dönemi başında şampiyonluk sayılarında fenerbahçe 13-10 öndeydi. 14 mayıs 2006 sabahı şampiyonluk sayılarında fenerbahçe 16-15 öndeydi. süper lig 2007-2008 sezonu başlarken şampiyonluk sayılarında fenerbahçe 17-16 öndeydi. 16 mayıs 2010 fenerbahçe trabzonspor maçı yaşanırken şampiyonluk sayılarında 17-17 eşitlik vardı. 12 mayıs 2012 sabahı şampiyonluk sayılarında fenerbahçe 18-17 öndeydi...

    1988-1989 sezonunda kupa galipleri kupasında galatasaray yarı finale kadar giderken şampiyonluk sayılarında fenerbahçe 11-9 öndeydi. mecidiyeköy manchester ibnesi kolla kendini diye yıkılırken şampiyonluk sayılarında fenerbahçe 12-10 öndeydi...

    bu "yalan"ın 2021 yılındaki versiyonu kabul edilirse şampiyonluk sayıları sanırım 28-23 fenerbahçe lehine olacak. yıllardır reddettikleri yıldızları bu sefer kocaman kocaman her görsele koyacaklar. "en büyük fener" söylemleri saklandıkları yerden alınıp tedavüle sürülecek. belki kulübü 3 yıldır sportif anlamda çöküntüye götüren ali koç büyük başkan bile olur...

    ama "keşke" bu yazıda bahsi geçen travmaların bir tanesine bile merhem olabilse karşı takımın taraftarı için...

    (bkz: her şey biter hatıralar kalır size her mayıs bizi hatırlatır)
  • 257
    umarım bu saçmalık mustafa cengiz yönetimine denk gelmez diyordum ama oldu bittiye getirecekler gibi. 2 ay bekleseler işler çok farklı olabilirdi. mustafa cengiz yönetiminin takımın başında olması çok kötü oldu, süreç çok hızlı ilerliyor. mustafa cengiz yönetimi ibra olmamasına rağmen mahkeme kararıyla görevine devam etme şansı yakaladı bildiğiniz üzere. büyük ihtimalle bunlar düşünülerek mustafa cengiz yönetimi kulübün tepesindeyken bu saçmalık karara bağlanacak. biraz ortalama bir galatasaray yönetimi olsa güler geçerdik, kimse bu kararı resmiyete dökemezdi. taraftarın saçma sapan mustafa cengiz sevdası yüzünden galatasaray hem geçmişi hem de geleceği adına büyük bir darbe yemek üzere. keşke taraftara daha kapalı bir kulüp olabilseydik. uzun bir zamandır taraftarın yönetimde söz sahibi olması çok canımı sıkıyordu. son dönemlerde ultraslan denen saçma oluşumla birlikte galatasaray yönetim anlamında büyük zafiyetler yaşıyor. çok üzücü. umarım bu yalan resmiyete geçmez ve galatasaray kendi içinde taraftara karşı daha kapalı bir konsensus oluşturabilir. taraftar sporla ilgilenmelidir yönetimle değil. yönetim yöneticilerin işidir, taraftar ne anlar kulüp yönetiminden?
  • 258
    sezon başından beri süren fenerbahçe-tff suni geriliminin asıl sebebi olduğunu düşündüğüm, dünya spor tarihinin en rezil girişimi.

    yayıncı kuruluştaki bir kadını hedef almalar, en ufak bir olayda ortalığı birbirine katmalar, federasyonla karşılıklı sert açıklama yayınlamalar ve benzeri. sene başından beri hakemler tarafından apaçık kollanmasına rağmen türlü yayın organlarıyla kendini mağdur konumuna sokturup üzerine bu yalanı attılar.

    sosyal psikolojiyle ilgilenenler bilir, zıtlık böyle oluşturulur. kendilerini tebrik ediyorum, yayıncı kuruluş moderatörü (güntekin) bile kendini bunlara sevdirmek için 20 iqlu bir insan gibi konuşmaya başladı. e bir kulüp saha kenarına anti-bein gibisinden bir pankart koyarsa, o bein’den ekmek yiyen adam da ekonomik durumunu korumak için böyle haysiyetsiz durumlara düşer.

    federasyon başkanından bahsetmek bile istemiyorum.

    benim için bu olay kırılma noktasıdır. gerçekleşirse hayatta en çok değer verdiğim şeylerden birinden vazgeçerim. zor olur ama sorun değil. zaten yeterince kokuşmuş, her köşesine ahlaksızlık ve adaletsizlik sızmış bir ülkede yaşıyorum. sporda da aynısı olacaksa benden bu kadar, bundan sonrası için kendileri çalıp kendileri oynayabilirler.

    ama bu gerçekleşirse buna müsade eden galatasaray yöneticisini, camiasını, yetkili kim varsa tarih yazar. nasıl yazacağını herkes tahmin ediyordur.
  • 259
    tam hatırlamıyorum ama bunların tescillenmesini istediği 3 teneke kupasından birinin formatı türkiye kupası ile aynıydı. bunlar bilindiği halde tescil edilirse galatasaray da derhal türkiye kupası şampiyonluklarının da türkiye şampiyonluğu olarak tescili için tff'ye başvurmalıdır. öyle göte böyle yarak. gayet de ciddiyim.

    madem türkiye şampiyonluğu için ülkenin her yerinden katılım yeterli oluyor, önümüzde boru gibi bir ve hala oynanmakta olan türkiye kupası gerçeği var. olası bir adaletsiz karara karşı bu delilleri de mevcut kozu elimizde bulundurmalıyız.
  • 262
    fenerbahçe spor kulübü'nün şampiyonluk yarışında geriye düşmesi ve hiç ama hiç ışık vermemesi dolayısıyla ortaya attıkları yalan. aklım almıyor koskoca bir kulüp nasıl bir zavallı gibi bu yalana sarılır? yıllarca şöyle böyle turnuvalar düzenlenmiş, daha sonra bir düzene geçilmiş, kimse yıllarca itiraz etmemiş ama ezeli rakibinin arkasında kalınca şımarık bir çocuk gibi ağlayıp zırlıyorsun. geldiğimiz nokta da o kadar kötü ve adaletsiz bir nokta ki, ülkede hiçbir kuruma o kadar güven kalmamış ki kimse çıkıp da "ya böyle bir saçmalık olmaz, kabul edilmez" diyemiyor rahat rahat. inanılmaz.
  • 264
    normal şartlarda mümkün değil, doğru değil, etik değil, ahlaki değil. ama tc simülasyonunda her şey olabilir. bu ülkede her kapıyı açan kağıttan bir parola var. tüm kapı bekçilerinin taptığı bir parola. hal böyleyken en kral çilingir karşı tarafta.

    soran olursa son kaleyiz. soran olursa atam izindeyiz.

    şampiyonluklarını da alsınlar yıldızları da bir taraflarına taksınlar ama bir daha bu boğazına kadar çamura batmış halleriyle o*'nun adını anmasınlar.
  • 265
    tahkim'in 1959 öncesi şampiyonluk yalanını onayladığı takdir de; şampiyonluk verilen kulüplerin eski gelirleri için tazminat yolu açılacak. yani, türkiye futbol federasyonu'nun minimum 500 milyon tl borçlanması söz konusu olacak. peki, bu parayı nihat bey mi cebinden karşılayacak yoksa ali bey mi sponsor olacak:) muhtemelen bunun üzerine derin inceleme sürüyordur.
  • 266
    fenerbahçe'nin söz konusu dilekçesine normal bir "hukuk" devletinde nazik bir şekilde "red" cevabı verilir, illa inceleme yapılacaksa da beşiktaş'a "gaz alma" amaçlı havadan verilen 2 şampiyonluğun geri alınması ile ilgili inceleme yapılırdı.
    zira lig yokken sırf avrupa'da ülkeyi temsil etti diye şampiyonluk veriliyorsa, yani kriter ülkeyi avrupa kupalarında temsil ise (ki o dönemki kılıf o oldu), o zaman 2010-2011'de şampiyonlar liginde oynayan takım trabzonspor olduğuna göre, aynı kriterlerle şampiyonun trabzonspor olması gerekmiyor mu? (neyse trabzonspor düşünsün onu da)
    ama dediğim gibi "normal" bir "hukuk" devletinde olur bu dediklerim.
    bizde dilekçenin reddi hariç çıkacak hiç bir sonuç beni şaşırtmayacak.
    zira burası türkiye, boşuna dememişler; "bu ülkede herşey olursun ama rezil olamazsın" diye...
    çünkü ar damarı diye birşey kalmamış maalesef....
  • 267
    çok büyük bir skandal olursa onu unutturmak ve gündemi değiştirmek için iktidarın kullanacağı bir koz olarak görüyorum ben bu meseleyi. onun dışında kabul edilme ihtimaline bile galatasaray camiası çok ciddi tepki vermelidir. bu tepki de ligden çekilme olmalıdır. galatasaray ülke futbolunun tek başına yüzde 60'ıdır. galatasaray'ın olmadığı yerde görelim bakalım bu ligi kim takip ediyor.
  • 269
    alçakça ve yüzssüzce savunulan yalandır. ilgili mehmet şenol bilgisellerini ve tabloları inceleyip sözde “benzer” durumlara göz atalım.

    1) (“milli kümenin” istanbul ligi karşısındaki prestijsizliği-mehmet şenol)
    https://twitter.com/...449390241210369?s=21

    2) (“türkiye futbol birinciliği”nin statüsü ve istanbul ligi karşısındaki prestijsizliği-mehmet şenol)
    https://twitter.com/...099666757881856?s=21
    not: dönemin fb yöneticisinin “türkiye futbol birinciliği’nin kendileri için ne kadar önemsiz bir turnuva olduğundan bahsettiği bir gazete küpürü bulunmakta.

    3) 1904-1959 arasında oynanan tüm turnuvalar ve turnuvaların rasyonel değerlendirmesi.
    https://gss.gs/W3Z.jpeg
    https://gss.gs/sNF.png
    kaynak: twitter: @cco1905

    4) avrupa’nın en iyi futbol ülkelerindeki durumlar:

    ispanya: 1929’da* 10 takımla rövanşlı olarak oynanan ilk sezonun ardından günümüze kadar gelen bir ispanya ligi görünmekte.
    https://gss.gs/x1Q.jpeg
    1899 ve 1902’de kurulan en güçlü iki kulüp dahil olmak üzere bu tarihten önce kazanılan herhangi bir kupanın şampiyonluk sayılarına etkisi bulunmamakta.

    almanya: “batı almanya”da 1963-1964 sezonunda* 16 takımla rövanşlı olarak oynanan ilk sezonun ardından günümüze kadar gelen bir “federal lig” görünmekte. ligin en çok şampiyon olanı 30 şampiyonluk ile bayern.
    https://gss.gs/wt4.jpeg
    bu sezona kadar çeşitli bölgesel ligler oynanmış. bunlardan biri de 1948’den birleşmeye yani 91’e kadar oynanan “doğu almanya birinci ligi”. burada en çok şampiyon olan takım ise 10 defa ile dinamo berlin.
    ne var ki ne diğer bölgesel ligler ne de doğu almanya ligi şampiyonlukluklarının ülkenin en üst düzey profesyonel liginde bir karşılığı yok.
    3, 5, 10 ve 20. şampiyonluklarda alınan forma yıldızlarından bayern dört; dortmund ve gladbach ikişer tanesine sahip. hamburg, stuttgart ve bremen’in ise 3 şampiyonluk ile birer yıldızları bulunmakta. mesela, 1945 öncesi dönemin uçan kaçan schalke’sinin kupalarınınsa şampiyonluk ve ya yıldız sayısına bir etkisi bulunmamakta.

    ingiltere: burada her ada izleyicisinin hemen hemen bildiği üzere değişik bir durum var. futbolun icat edildiği söylenen ülkede dünya’nın ilk profesyonel ligi herkesten çok çok önce düzenleniyor.

    ingiliz futbol ligi: 1888-89 sezonunda 12 takımla rövanşlı olarak oynanan ilk sezonun ardından 1991’e kadar ülkenin en üst düzey futbol ligi.
    https://gss.gs/WOl.jpeg
    hala devam etmekte olsa da o yıl “premier lig” in kurulmasıyla #1 özelliğini kaybediyor. bu ligde o tarihe kadar en çok şampiyon olan takım 18 defa ile liverpool.

    premier lig: 1985-90 arasında avrupa’ya gidemeyen, ekonomik olarak da ilerleyemeyen ingiliz kulüpleri “bir şey yapmalı, hey! bir şey yapmalı” diyor ve ingiliz futbol liginin de üzerinde, yayın gelirlerinin ve sponsorların çok daha iyi olduğu bu limited şirket ligini kuruyorlar. o tarihten bu yana 13 kez ile manu en çok şampiyon olan takımdır.
    totalde ise manu 20, liverpool 19 en üst düzey lig şampiyonluğuna sahip. diğer bütün dünya ülkeleri ile arasındaki fark ise 130 küsür yıldır “toplu ve organize şekilde” oynuyor olmaları.

    fransa: 11 eylül 1932’de ulusal lig olarak başlayan ve iki grup halindeki 20 takımın rövanşlı oynadığı organizasyon görünmekte.
    https://gss.gs/RA5.jpeg
    https://gss.gs/RvB.jpeg

    ardından gelen sezon division 1 adını alıp 16 takımlı normal bir sezon oynanıyor. 2002’de ligue 1 adını alan lig 89 yıldır profesyonel bir şekilde düzenlenmekte.
    ligue 1’de takımlar formalarına her 10 şampiyonluk için bir yıldız koyuyorlar. 10 şampiyonluğu bulunan tek takım olan saint-etienne bu alanda tek olsa da 1993 şampiyonlar ligi şampiyonu marsilya’nın da logo üstüne yıldız eklemesine ses edilmemiş. yine 8 şampiyonluğu olan nantes kulübü de logosunun içine her şampiyonluk için bir yıldızı sıkıştırıvermiş. psg ise haziran 2021’de muhtelen ilk yıldızını kazanacak.
    https://www.google.com.tr/.../1726928065033159844

    italya: 1898 yılında “italya futbol şampiyonası”olarak 4(dört) takımla başlayıp 1929 yılına kadar farklı formatlar oynanmıştır. kabul gören ilk şampiyonluğun sahibi “genoa” turnuvada tam 2 maç oynamış. sonraki senelerde de benzer durumlar gözüküyor. yıllar geçtikçe takım sayısı yavaş yavaş artıyor. tüm organizasyon eksikliğine rağmen 1. dünya savaşı öncesi dahi 10’ar takımlık iki ligin olduğu sezonlar görülüyor. savaş sonrası birkaç yıl hariç ise de 1929 normal sezonunun adımları atılıyor diyebiliriz.
    https://en.m.wikipedia.org/...ootball_Championship
    bizim dalkavuklar özellikle buradan yola çıkarak “aga bak genoa’nın da milat öncesi 2 maçlık şampiyonluğu sayılıyor” ayağına yatıyorlar. birincisi genoa’nın ulusal lig şampiyonu sayılması başlı başına rezalet. ikincisi adamlar 1900’lerin ilk birkaç sezonundan itibaren kalabalık güney ve kuzey liglerini kurmuşlar. üçüncüsüyse 1929 sezonu italyan federasyonunun o dönem ‘ulusal lig’ olarak ilan ettiği ilk yıl.
    10 şampiyonluğa bir yıldız verildiğinden dolayı juventus üç*, inter* ve milan* birer yıldıza sahip. kuruluş yıllarına damga vuran(!) geneo’nın* yıldızı ve 1924 yılı sonrası şampiyonluğu bulunmuyor. olur da inter ve milan takımları 20 yapmadan önce şampiyon olurlarsa 120 yıl önce birkaç maçla kazandıkları şampiyonluklar sayesinde bu iki takım gibi bir yıldıza sahip olacaklar.

    ana kaynak: en.wikipedia.org

    --- turn off ---

    evet, akp iktidarı döneminde gerçekleşen sportif skandalların bir yenisi ve hatta en büyüğü yaşanacak mı hep birlikte göreceğiz. güvenilir bir adalet mercimiz olsaydı ben fenerbahçeli dostlara bir zaman makinesi bulmalarını ve dönemin istanbul ligi’nde sükse yapıp milli küme ve türkiye futbol birinciliğini çok da önemli görmeyen futbolcularına gidip kendilerini ifade etmeye çalışmalarını önerirdim. ya da biz gidip diyelim ki “metin abi, 60 yıl sonra geçmişi değiştirip sizin ligi önemsiz, şu iki maçlık turnuvayı daha önemliymiş gibi bir hale getirmeye çalışacaklar. o yüzden istanbul ligini boşver, şu turnuvadaki 2 maçı kazan yeter” diyelim.

    yazzık.
  • 270
    (bkz: #3132282) en ofsayt enrty oldu benim adıma, bahsettiğim şey bugün yaşadığımız durumdu halbuki. galatasaray yönetimi ve mustafa cengiz bu olaya tepkisini net olarak tüm ülke önünde koymadığı sürece arkasına taraftarı almadığı sürece bu iş bitmez. başkan ve yönetimin de çok bir tepki gösterdiğini zannetmiyorum dostlar alışverişte görsün hesabı çıkıp boş boş işler yapıyorlar, malesef çanak tutuyorlar.
  • 272
    anayasa mahkemesi kararlarının bile tınlanmadığı memlekette hak, hukuk, mantık, başka ülkelerdeki benzer uygulamalar üzerinden çürütülmeye çalışılan zımbırtı. geçin bu işleri.

    bu konuda bir şeyler yapılacaksa galatasaray spor kulübü'nün kitle gücü ve abdürrahim albayrak'ın hemşehrisiyle kapalı kapılar ardında görüşerek onu ikna etmesiyle yapılır. yukarıdan bir talimat gitsin bak nasıl mum oluyor, bak nasıl asker kesiliyor o kadrolu milli müteahhit ve saz heyeti.

    bunun dışındaki bütün çabalar abesle iştigal olur.
  • 273
    yönetimin ses çıkarmaması doğru olandır.

    deliyle deli olursak, ağızdan çıkacak herhangi bir sözde karşıt bir cephe açmış ve olmayan bir savaşa taraf da olmuş oluruz durduk yere. muhatap olmamak ve ciddiye almamak aslına bakarsanız muhteşem bir hamle.

    şu an muhatapları federasyon, biz değiliz. kavga öncesi önden çocuk gönderip küfür ettiriyorlar ama bunu yemememiz lazım kesinlikle.
  • 274
    kocaman ve kuyruklu bir yalanken, kamuoyunun ve hukukun gözünde doğruya dönüşmesi durumu, mustafa cengiz yönetiminin tarihin en kötü yönetimi unvanını kazanmasını sağlayacaktır.

    buraları okuyorsa diye, sayın başkan mustafa cengiz'e;

    naif adamsın başkan, özel bir insansın ama çık mücadele et, savaş. yapamıyorsan, sağlık durumun el vermiyorsa ya bırak git ya da profesyonel yardım al. bu kadar kolay olmamalı tarihe yalanı yazmak! bir ses edin, susmayın, gündemi değiştirmelerine izin vermeyin. şu sözlükte, o kadar insan uzun süredir mücadele ediyor. bu başlığa girilmiş alkışlanılası, şapka çıkartırlası girdiler mevcut, bunlardan bile konuya ilişkin karşı tez üretilir. ki bunlara bile ihtiyacınız yok, koskoca galatasaray üniversitesi hukuk fakültesi var. gidin en kötü duygun yarsuvat'a danışın, bugün o gün değil, bugün birlik günü. birleşin. bu ülkede otuz milyon kişiyiz, birleşelim.

    bu yalan bir tescile dönüşürse, bu tarihin en büyük yenilgisi olacak, galatasaray menfaatleri ve hukuk düzeni büyük yara alacak. bunu bilin. gözünü seveyim dişlerinizi, pençelerinizi çıkartın artık.
  • 275
    başlık altına girildiğinde o kadar çok görüş var ki; galatasaray yönetimine hitaben,
    talebin saçmalığına binaen "bırakın muhatap almayın" diyeninden,
    gün be gün başımıza gelecekleri tahmin edercesine "bu ne sessizlik kardeşim" isyanlarına kadar...
    taban tabana zıt görüşler de sıkça göze çarpıyor, hepsi ayrı ayrı değerli ve kendi içlerinde birçok doğruyu barındırıyor.

    a) "bırakın muhatap almayın";
    hukukun üstünlüğünün mükemmel şekilde işlediği düzenler için geçerli bir söz. bu güruh da zaten bunu baz alıyor.
    zira geçmiş emsal kararlara, katı kural ve kanunlara, anayasaya ve yargıtaya rağmen karar alınamayan durumlar için geçerlidir. bu düşünceye göre söz konusu "talep dilekçesi" o kadar saçmadır ki , tff bırakın "incelemeyi" geçmişte yaptığı gibi talebi aynı şekilde muhatabına geri iade eder.

    b) "bu ne sessizlik kardeşim";
    bu güruh "malını bilen" güruh oluyor benim gözümde. (malını bilen --> yaşadığı ülkenin dinamiklerini az çok bilen ve gidişatı buna göre yorumlayan)
    zira üstteki ideal şartların o kadar çok uzağında işleyen bir hukuk ve yargı sistemimiz var ki, bu kimi zaman siyasi otoritenin yargı kurullarını takmamasına, kimi zaman da bunun bir sonucu olarak yargı kurullarının "hak ve adalet"i gözetmek yerine kendini "takılmamış kurum" olarak göstermeyecek kararları almasına neden oluyor, böylelikle siyasi otorite ile de ters düşmemiş oluyor bağımsız! yargımız.
    hal böyleyken kimse çıkıp da bu ülkede fener'in neresinden bakarsan bak (alttan- üstten -sağından-solundan farketmez) saçma sapan olan talebinin kabul gör(e)meyeceğini iddia edemez. bal gibi de bir sabah uyandığımızda tff ve tahkim kararlarını okurken buluruz kendimizi. (bkz: 58. maddenin bir gece yarısı değişmesi --> şikenin sahaya yansımaması)
    o yüzden bu güruh der ki, sayın yönetim, sayın başkan, sessiz kalmayın, öyle varlığı ile yokluğu belli olmayan gs tv'de iki programa çıkmakla bir fayda sağlanmıyor, bir mesaj vermiş olmuyorsunuz, çıkın ulusal kanallarda (örneğin trt) haklılığımızı anlatın, anlatın, anlatın, işi oldu bittiye getirmelerine izin vermeyin.
    madem 30 milyon taraftarımız var diyorsunuz, bu potansiyel gücü muhataplarınıza hissettirin.
    tabi çıkıp direk söylemeniz zor, kabul ediyorum ama bu ülkede 2 sene sonra seçim olacak ve 30 milyon galatasaray taraftarının yarısından çoğu oy kullanacak minvalinde "ima eder" açıklamalar yapın.
    birileri bu güce rağmen istedikleri gibi at koşturamamalı, gücünüzün farkına varın ve gereğini yapın.
    işte ikinci güruh bunu bekliyor sizden...
App Store'dan indirin Google Play'den alın