2008-09 UEFA Kupası Son 16 Turu Rövanş Maçı
21:30 Ali Sami Yen Stadyumu
2 - 3
  • 209
    2 - 0 ken ne de rahattık bordo maçındaki gibi atladık turu diyorduk. bordo maçından tek ve çok önemli bir fark vardı; inançsızlık. bordo maçında 3 - 3 ten sonra herkes ama herkes golü bekliyordu herkesin içinde bir umut vardı ama bu maçta 2 - 2 den sonra ne sahada ne hocada ne futbolcularda ne de tribünde zerre inanç kalmadı. kimse suçlu aramasın suçlu hepimiziz. inanmayan bizler.
  • 210
    son iki saate kadar gidip gitmeyeceğim belli bile değildi. o gün, maç zaten kendi başına bir stresti, herkes gibi benim için de. lamore del calcio, '' tamam, geliyorsun'' diye aradığında saçma sapan bir yerlerdeydim ve o 2 saat nasıl geçti, eve nasıl döndüm, yola nasıl çıktım, mecidiyeköy'e nasıl ulaştığımı hiç bilmiyorum. bir de sözlük zirvesi olmuş tabii, orada gördüğüm yazarlar kimdi, kimin elini sıktım pek bilmiyorum, çünkü inanamıyorum hala maça gideceğime, aklıma bir tek o düşünce... stada yürüyoruz lamore ile ben hala sağlıklı düşünemiyorum, etrafta yüzlerce insan, koşuşturmaca. stada girerken bir şekilde lamore ile ayrı düşüyoruz. ben yeni açık altta kalıyorum, o eski açık yolunu tutup, beni bir başıma bırakıyor. yeni açık alt deneyimi, benim için ilk ve bene tek başımayım. orada olmamalıydım oysa ki... maçtan önce şereftir seni sevmek çalıyor, gözlerim yaşlı, eşlik ediyorum. tribünler çok güzel; ama kafamı eğerek görebiliyorum eski açıktaki bayrakları...
    maç başlıyor, herkes umutlu, heyecanlı, birbiriyle konuşuyor...ben yalnızım...duruma inanamıyorum...görebilmek için sürekli yer değiştiriyorum çünkü görüş alanım pek yok, yalnızım yine. penaltı olduğunda gözyaşlarımı tutamıyorum ve resmen ağlıyorum, tanımadığım insanların yanında. içimden geçirebiliyorum ancak, ''kewell'ın gol attığı maçları kazanıyoruz'' diyorum kendime, ağlıyorum, ''bu bir işaret'' diyorum, ''geçeceğiz turu''. sonra baros havalandırıyor fileleri; ama ben sadece zıplayarak sevinebiliyorum, hayal gibi her şey bana. bu arada üşüyorum, ''artık devre olsa da çay içsem, ısınırım'' diye iç geçiriyorum. devre oluyor; ama ben bu kadar kalabalık olacağını düşünmemiştim büfenin. maç boyunca yanımda tek başına maç izleyen bir adam, haliyle yalnız olduğumu anlamış, '' çay içer misin?'' diye soruyor. sağolsun bana yardımcı oldu devre arası yoksa o kadar insanın içinde pek mümkün olmayacaktı benim çay alabilmem... o çayı elime aldım, yine ağlamaya başladım, tanımadığım birisi bana çay ısmarlıyordu, duygulanmıştım... sonra ikinci yarı...anlatamıyorum ki artık... yanımdaki polisler bile o kadar üzüldü ki...herkesin ağzından tek cümle duyuluyordu: ''2-0'dan maç verilir mi?'' veriliyordu ve biz kahroluyorduk... eve dönerken hayatın anlamını kaybetmiş gibiydim, boşluğa düşmüştüm sanki. şimdi bile gözlerim yaşlı; ama içimden geçen şey de bu: ''sensiz bu hayat olmaz olsun, cim bom bom'um canın sağolsun!''
  • 211
    maçı izleyemedim. bulunduğum yerde ne d-smart vardı ne de internet. televizyonu açıp trt1' in sağ üst köşesinden skoru takip ettik arkadaşlarla. 1-0 oldu, havalara uçtuk." bekle bizi kadıköy! " diye bağırdık. sonra sağ üst köşedeki yazı gitti bir an, panik olduk. yazı geri geldiğinde 2-0 olmuştu. artık yaşadığımız keyfi nasıl anlatsam be sözlük. bir orgazmı al, binle çarp. ne çıktı? hah işte onun 5 katı kadar birşeydi yaşadığımız. sonrası malum. gerçi öncesi de malum ama sonrasını anlatmak istemiyorum pek. önce 2-1. sonra 2-2. ama bekledik biz. galatasaraylıydık. ne son dakika golleriyle coşmuştuk. ama bu sefer son dakika golü ipimizi çekti resmen. 2-0 dan 2-3 olmuştu maç. ağladık be sözlük. küfür ettik bize yakışmadığı halde. olmasaydı sonumuz böyle. çok da yaklaşmıştık. inanmıştık da. sağlık olsun demek zor ama sağlık olsun.

    olsun be sözlük. hangi kupa bu armadan daha değerli? canı sağolsun galatasarayımın. bekleriz biz zaferleri. bu sezon olmadı işte.
    keşke büyük harflerle yazabilseydim buraya. " galatasaray!!! " diye. olsun sözlük. seviyoruz biz. arkamızı dönmeyiz. belki ağlarız, kızarız ama güldüğümüz coştuğumuz günleri unutmayız.

    hiç bir kupa o " g " ve " s " harflerinin iç içe geçtiği armadan daha değerli değildir!

    iğneyle oynayan arda' ya, stoper olarak varını yoğunu ortaya koyan kewell' a, hakan balta' ya, formayı hak eden, layıkıyla taşıyan tüm aslanlarımıza helal olsun. bazılarına kızdık ama şu ruh haliyle birşeyler söylemek çok da sağlıklı olmayabilir.
    sağlık olsun ama, olmasaydı sonumuz böyle...
  • 212
    dünden beri boğazıma bir yumruk oturdu, hevesin kursakta kalması bu olsa gerek. oysa herşey ne güzel gidiyordu, 2-0 olunca bitti bu iş demiştim. çok sinirliyim sözlük, ama bu sinirim ne futbolculara ne bülent hocaya ne yöneticilere. kötü şansa sinirliyim. bu kadar sakatın aynı zamana denk gelmesine sinirliyim. dün sahada mücadele eden herkese teşekkür etmek lazım, de sanctis'e bile (her ne kadar sevmesem de). maçı seyredemedim ama ellerinden geleni yaptıklarına eminim. sarı lacivert dualar gerçek oldu, şimdi gidip götlerine kına yaksınlar, 40 gün 40 gece kutlasınlar bu yenilgiyi. keşke şu maç 2-0'dan döneceğine 0-5 bitseydi, bu kadar koymazdı o zaman.

    geçen sene başka bir sözlükte şöyle yazmıştım: 2000 senesinde zirve yapıp daha sonra düşüşe geçen avrupa maceramız trömsö maçı ile dibe vurup zıplayan bir top gibi tekrar yükselişe geçti. her sene bir öncekinden bir adım öteye gidiyoruz. önce gruptan çıkamadık, sonra çıkıp 3. turda elendik ve bu sene bir adım ötesinden dönüyoruz. ben inanıyorum ki bu takım bir kaç sene içerisinde eski kimliğine tekrar kavuşacak. ben beklerim, insanlar bu takım şampiyon olacak diye 14 sene beklemiş..
  • 213
    gerçekten haketmedik bunu ben bu acıyı yemin ediyorum ayrılmak zorunda kalınan sevgili de yasadım, sonra dedim ki kendi kendime gece uyurum allahında yardımıyla yavas yavas unuturum. sabah kalktıgımdan dune gore kat kat iyi oldum da. ama dunku olay oyle degildi. got kadar yerde cok sıkısık bir mekanda izledim macı yine bordeaux macındaki gibi attıgımız golde tanımadıgım adamlarla sevindim çeyrek finaldeydik artık.iletilerime guzel birseyler yazmak icin dusunmeye koyulmustum bile. ardından ilk golu yedik olur oyle futbol bu dedim, 2. golu yedik sustum; ama bir benzerini yasamıstık daha 2 hafta oncesinde yine yapardık hadi oglum yaparsınız daha cok zaman var dedim olmadı 3. golu yedik agzımı bıcak acmadı. ama cocuklar cok ugrastı cok yoruldular yapacaklarını yaptılar dedim yine de bu mutlulugu yasattılar bize allah razı olsun dedim. eve geldim anneme sarıldım, elendik dedim anacım beni daha ergen olmamıs cocuk gibi sardı canınız sagolsun oglum, kısmet degilmis dedi; ama bu acımı dindiremedi ki.. gectim bilgisayarın basına bakınıyorum saga sola her tarafta galatasaray haberi, kewellin kahrolusu, ardanın kan canagına donmus gozleri... haketmedik bunu diyor; ama cocuklar ellerinden geleni yaptı deyip devam ediyordum. sonra dedim ki kendi kendime uyuyunca sabaha gecer uzuntum dedim, sabah kalktıgımdaki kendi kendime sozlerim haketmedik bunu oldu.. hayat devam ediyor dedim cıktım cuma namazına gittim; ama akıldan bir turlu cıkmıyor hoca hutbede, benim basım onde dunu dusunuyorum gozumun onune yine kewell geliyor haketmedik bunu demekten baska birsey gelmiyor. eve tekrardan geldigimde anneme birkez daha sarılıp elendik dedim sozleri yine canınız sagolsun oglum oldu.ama olmuyor gecmiyor yemin ederim. haketmedik bunu(u: :(((). soylenecek son sey galatasaray sevgisi, surecek sonsuza dek...
  • 214
    tv karşısında maç öncesi koreografiye dalmışken kamera bir anda orta yuvarlağa döndüğünde heyecandan titriyorduk. hamburg maça çok hızlı başladı, ilk 10 dakika top göstermedi diyebiliriz. dakikalar 25'i gösterinceye kadar hamburg %62 lik bir topla oynama yüzdesine sahipti. savunma yapalım derken sağlı sollu hücumlar yiyoruz serkan ve sabri' nin tarafı aksıyordu. orta sahada ayhan' la top tutmaya çalışıyoruz o da topu arda'ya veriyor, rahatlıyorduk. cassio lincoln ortadan kaybolmuş, top göstermeyen rakip karşısında bocalıyordu. 30. dakikadan sonra galatasaray geriden kewell ve hakan balta' nın başlattığı ataklarla top tutmaya, pas yapmaya başladı. topla oynama yüzdemiz %47' ye kadar çıktı. dengelen oyun ileri çıkmamıza vesile oluyor bu ataklardan birinde arda' nın pasıyla topla buluşan baros ceza sahası içinde net bir şekilde boateng tarafından yere düşürülüyordu. karşılaşmanın 42. dakikasında kewell şahane bir penaltı vuruşuyla takımımızı 1-0 öne geçiriyor, biz de içimizden kadıköy' ü geçiriyorduk. bir taraftan da taraftarın coşkusu içimizi ısıtıyordu.
    ikinci yarıda oyuna hızlı başlayan galatasaray hücumunda topu baros ayhan' a, ayhan da arda' ya uzatıyor çaprazdan lincoln rakibi perdeleyip baros' un önünü açıyor, baros da şık bir aşırtmayla takımızı 2-0 lık skora taşıyordu. tüm bunlar yaşanırken dakikalar 49' u gösteriyordu.
    bu dakikadan sonra üçüncü golü kovalayan takımımız pozisyon yokken önü kapatılamayan guerrero' nun 57. dakikadaki uzaktan şutuna engel olamıyor iyi yer tutamayan de sanctis' in de hatasıyla kalesinde golü görüyor skor 2-1 e geliyordu. bizler ve tribünü dolduran seyirciler için azap dakikaları başlıyor derken 60. dakikada oliç' in topuyla buluşan guerrero, barış' ın malesef ki kendisine refakat etmesiyle sert bir vuruşla topu ağlarımıza gönderiyordu ve 2-2 eşitlik geliyordu maça.
    bu dakikadan sonra serkan' ın yerine oyuna giren hasan şaş' la etkili olmaya çalışsak da yaptığı 8 ortadan 1 i isabetli olunca ve baros da oldukça müsait pozisyonu kaçırınca, dönen top ofsayt taktiğimiz ve de sanctis' in çıkmaması sonucu 90. dakikada oliç' in aşırtma golüne dönüşüyordu.
    maçı 2-3 kaybediyorduk. uefa kupası çeyrek final umutlarımız tükeniyordu.
    olsun, biz galatasaray' ı sevinmek için sevmemiştik.

    not: işbu entry yazılırken "sereftir seni sevmek" dinleniyordu.
  • 215
    futbol ve satranç arasında pek çok benzerlik vardır. bu benzerlikten yola çıkılarak yapılan değerlendirmeler olan biteni daha iyi görüp anlamaya yardımcı olabilir. dün oynanan maça baktığımda gördüğüm şu: ne kadro zaafiyeti, ne yönetim hataları, ne kondisyon eksikliği ne de benzeri başka problemler galatasarayın hsv takımını eleyememesini açıklayamıyor. adnan polatın dediği gibi, bütün sorumluluk -teknik/taktik ve başarı/başarısızlık- tamamiyle bülent korkmaza aittir. satrançta mat edebilmek için gereken hamleleri görmediğin, göremediğin, yapmadığın, yapamadığın sürece şah çekmek çok bir şey ifade etmez. merkez karelerdeki (orta saha) mücadeleyi kaybettiğinde, oyunu da kaybedersin. maçı kazanmak istiyorsan oyunu iyi okumalısın; şah çekmek yetmez, mat etmelisin.
  • 218
    çok ilginçtir ki futbolcularda taraftarlar kadar birinci golden sonra gol yiyeceğimizi biliyorlardı sanki..

    olmadı , olamadı bu sefer sevinen taraf biz olamadık ama bu dünyanın sonu değil. takım *bu kadar as adamı eksikken bile mücadele etmiş ayrıca bardağın dolu tarafını görmek gerekirse; kewell' ın meira' dan daha iyi bir stoper olduğunu göstermiştir.
  • 219
    hirsimdan hala elime gazete alamadim, martin jol o staddan basi dik cikti ya benim icin futbol sezonu bitmistir. artik baskettir, voleyboldur bakacaz... galatasaray sevgisi bir macla kazanilmadi bir macla kaybedilemez ama bunu cok sevdiginiz bir arkadasinizi kaybettiginizde onla cektirdiginiz resimlere bakamadiginiz zaman ki gibi algilayin.. bana hersey o geceyi hatirlatacak.. kizacak cok adam var en basta yonetim; yonetim benim icin tarihin en anlamli olayini kadikoy stadini dolduracak 40.000 galatasarayli hayalini 6 milyon euro'ya satmistir. boyle kadronun elde oldugu bir donemde boyle bir final sansi ele birdaha gecmez... simdi bu dakikadan sonra yapilacak tek bisey var yonetim arda turan, harry kewell, hakan balta ve milan barosu karsisina alacak takimda bunlar haric kalan futbolcularin aldiklari paranin yarisini kesecek bu dordune pay edecek. begenen kalir begenmeyen kalmaz bence bu kadar basit... eger lincoln'un o mactaki futbolunu hatirlayipta ici acimayan varsa bizden degilidir..
  • 223
    belki acı bir tecrübe... belki yaşanması gereken ama kesinlikle hakedilmeyen bir sona sahip, hatırlandıkça derinden bir iç çekmeyle birlikte kurulan hayalleri akıllara getiren maç. ama eğer ki sonunda yine bizlere 'olsun be aslanlar biz sizinle neler yaşadık, yaşayacağımızı da biliyoruz' cümlelerini kurdurabiliyorsa bu takım, telafisi çokta zaman almayacaktır...
App Store'dan indirin Google Play'den alın