• 30
    $ampiyon galatasaray'ın bu maçta ki ilk 11'i için;

    1-faryd aly camilo mondragon
    67-ergün penbe
    2-stejipan tomas
    5-orhan ak
    19-cihan haspolatlı
    55-sabri sarıoğlu
    22-sasa ilic
    7-alioum saidou
    11-hasan şaş
    58-hasan kabze
    9-hakan şükür

    sonradan oyuna girenler;

    18-ayhan akman
    10-necati ateş
    8-marek heinz

    teknik direktör:erik gerets

    ayrıca ilk 11'in deği$mez isimlerinden rigobert song,dizindeki sakatlığından ötürü forma giyememi$tir.hasan kabze'de bir önceki hafta,yarım saatte iki gol bıraktığı be$ikta$ maçının ardından bu maçta ilk 11'le ödüllendirilmi$tir.
  • 33
    ne şanslıyım ki bu maçı ali sami yen tribünlerinde yaşadım.galatasarayın neden galatasaray olduğunu gözlere sokan maçlar silsilesinin sonuncusudur.tamamen çabalarından ötürü alkışlamak için gitmiştim futbolcuları.yaşananlar malum.böyle bir şampiyonluk daha yaşanır mı bilemem,böyle bir an kaç kere yaşanır spor kulübü tarihlerinde bilemem ama bu yaşanmıştır ve pek sevgili fenerbahçeli dostlarımızı bir travmaya sokmuştur.videosunu izlediğimde hala gözlerim doluyor hala titriyorum.üstüne bir kez daha şampiyon olduk ama o an farklıydı.en net hatırladığım şey, uzatmalar esnasında babası ağladığı için korkan bir ufaklığı oyalamaya çalışmamdır, tabi ki gözlerimden yaşlar süzülerek.bir de mondragonu hatırlıyorum , kolombiyalı diyorum kendi kendime.benim gibi ağlıyor ulan.
  • 36
    dershane denen meret yüzünden gidemediğim canlı canlı yaşayıp tribünde gözyaşı dökemediğim yaşadığım en büyük pişmanlıklardan birine neden olan maçtır. he o maça gitseydin akademik hayatın olmayacaktı dimi captain my captain ha benim aslanıma ha benim oğluma.. ama olsundur hala her izleyişimde tüylerimi diken diken eden ekrana bakarken 16 dakikalığına dünyayı unutturan antidepresan tadında bir maçtır da aynı zamanda...
  • 38
    biletleri çıktığı gün 1-2 saat içinde tükenmişti. gişenin camında biletlerin bittiği yazıyordu, o an başından aşağı kaynar sular dökülmek ne demekmiş anladım. ama bir şekilde bilet bulmalıydım, çünkü inanıyordum, demekki herkes inanıyordu. abimle bir şekilde bilet bulup eski açığa gittik. stad doluydu ve insanlar inanıyordu. denizli'den gol haberi gelince ne kadar hareketsiz kaldım bilmiyorum. sonra olduğum yere çöktüm ve ağladım, etrafımda olanları farketmeye başladığımda çoğu insanın ağladığını gördüm. bizim maçımız bitti ama denizlideki maç 16 dakika uzatılmıştı. telefonumun radyosunu açtım, sesi dışarı verdim ve o 16 dakikayı hiç tanımadığım insanlarla sarılarak, konuşmadan geçirdim. ve maç bitti, şampiyonduk. yaşlar gözümden bir kez daha akmaya başladı. staddaki o kadar insan aynı anda aynı şeyleri hissediyordu sahadaki futbolcular dahil. onlar da tribündeki bizler gibi ağlıyordu. şimdi ne zaman aklıma gelse ya da videoları açıp izlesem tutamam kendimi dolar yine gözlerim.
  • 41
    bu tarihi günün iki hafta öncesinen başlamak istedim.ali samiyen'de kapalı alttayız rakip yanılmıyorsam ankaraspor fenerbahçe ise trabzon'da.hızlı geciyorum önümde 14 gün daha var.mac 1-1 oluyor sonra 2 tane semih yazıyor şampiyonluk kaf dağının arkasına gidiyor,derken trabzon bir gol buluyor arkamızda 35-40 lı yaslarda bir bayan dinliyor radyodan sürekli o da kacar mı vs. sesler geliyor bende soruyorum kac kac dakika kac...
    bitiyor her iki macta fener galip statta ise garip bir sey var averaj ve ikili averajda üstün olan takım sanki bizi gibi mac bitmis bağrılıyor şampiyoon diye yavaş yavaş ilerliyorum maçtan cıkıyorum otobüse bineceğim hala aynı çoşku farklı bir şey bu sanki haftaya inönüye biz gitmeyeceğiz...8x hızla geçiyorum evdeki dualarımı uğurlarımı anlatıpta gözünüzü yormuyayim.
    aradan bir hafta geçiyor 7 mayis 2006 geliyor beşiktaş galatasaray maci totem yapmisim radyodan dinliyorum maci.tümer golü atıyor ağlamaya basliyorum.33 hafta deliler gibi top oyna malüm takım elle kolla gol atsın kalbim dayanmıyor ancak o gün hayatının maçını oynayacak hasan kabze cıkacaktır sahneye 65.dakika da atıyor golü spiker cıldırıyır radyodan.dakika 80 lere geliyor lanet olsun ki bağlantıma birsey oluyor ilk önce radyonun sesi gidip geliyor ve sonunda bağlantım internetten canlı anlatımına bakıyorum 87 88 derken mac sonucu 1-1 diyor yada öyle görüyorum içimi bir hüzün kaplıyor ancak bu 20 saniye sürüyor sadece. 50 metre ötemizdeki kahveden gol sesi geliyor ama icimde hala bir tedirginlik var ya besiktas attıysa diye iniyorum kosa kosa merdivenlerden soruyorum noldu kim attı diye kabze attı diyor o an aklıma gelmiyor kabze mi 5 saniye sonra beyin yerine geliyor bağrıyorum deliler gibi giriyorum kahveye bir anda beşiktaşlılar şişe fırlatıyor bizim topçulara iki saniye geçmiyorki kral ağlıyor sahanın ortasında uefa yı alırken ancak bu kadar sevinç gözyaşı dökmüştür herhalde.ancak yine sevinemiyorsun haliyle fenerbahçede seyircisiz de olsa yeniyor erciyesi...
    1 hafta 1 dakika gibi geçiyor maç günü geldiğini anlamıyorum nasıl bu kadar çabuk geçtiğini ancak nerden bileyim 16 dakikanın bir ömür gibi geleceğini...
    babam maç günü zar zor bulduğu bilet ile yine aynı yerimizdeyiz.fenerbahçe li arkadaşlarda öyle bir şey var ki lig bitmiş kazanmışlarcasına bir hava çünkü birşeyi bilmiyorlar tüm galatasaraylılarin bildiği ilahi adaleti aslında sadece fenerliler değil galatasaraylılardada bir söylenti var kaybetsekte kutlama var diye.biniyoruz taksiye iniyoruz stadın önünde saat 2 veya 3 tür neden bu kadar erken girdiğimizi hala düşünüyorum...
    görme engelliler maç yapiyor toptan gelen dıt sesi ile yönlerini buluyorlar garibime gidiyor mucize gibi birsey diyorum iyide oynuyorlar çünkü.ancak asıl mucize 7 saat sonra geleceğinden habersiz.güneş te tam karşıdan vuruyor suratıma suratıma içimden diyorum ki gecsede 5-10 dakika tribünün arkasında kaybolsa rahatlasak hiç sevinmediğim kadar seviniyorum sahanın sulanmasına serinliyorum.vakit çabuk geçiyor futbolcular ısınıyor önümüzde bir çift var ellerinde bir kamera tribünleri çekiyorlar başkanı çekiyorlar başkan çevresine bakınıyor ilk defa tebessümünü görüyorum özhan canaydın ın.maç başlıyor iyi oynuyoruz sabri süper bir maç çıkartıyor iki tane sallıyor.3-0 gidiyor mac arkamda yine aynı bayan maçı bırakıyor radyodan dinliyor fener maçını 81.dakika'da denizli golü buluyor üstümüzden atıyorlar meşaleleri sahaya şampiyonluk kutlaması başlıyor gibi oluyor artık futbolcular bile maçıbırakıyor ayhan soruyor bize kaç kaç diye topuna bak diyoruz maç bitiyor samiyen de ancak fener beraberliği sağlamış lanet olsun diyorum içimden denizli düşmemeyi garantilemiş bırakırlar maçı diyorum arkadan bir de ses geliyor oha lan 180 dakika oynat diye anlamıyorum uzatmalarda gol mü oldu diyorum 16 dakika maç uzadı diyor o kadar durdumu maç bilmem ama samiyende 16 dakikada dua rekoru kırıldığı kesindir.o sabahki güneş aklıma geliyor allahım samiyen çöl olsun hava 50 derece güneş dibime girsin yeterki maç böyle bitsin zaman gecsin. demiştik ya 16 dakika 1 hafta değil yıllarıma bedel diye geçmiyor vakit fener de bastırıyor kadın sesi dışarı veriyor statta matem sessizliği olduğundan duyabiliyoruz.hayatımda hiç üzülmezdim bir ismi bu kadar duyacağıma spiker appiahhhh diyor kan boşalyor beynimden gol diyorum içimden 10 saniye geçiyor maç bitti diyor.coşuyorum futbolcular sahada deli gibi koşuyor.karşılıklı besteyi söylüyoruz sarı kırmızı şampiyon cimbom diye iyi ki galatasaray lıyım,diyorum.sonra kapıya yükleniliyor kapı kırılıyor bir anda sahanın içindeyim hala aklıma geldikçe gülerim tomas ın forma krampon neyi varsa gitmiş bir tek don u kalmış bir de ülkesinin bayrağı onu bile almışlar ne işe yarıyacağını bilmem çakma hırvat konsolosluğumu açacak adam çırılcıplak hala peşinden koşuyorlar.neyse sona doğru geleyim artık diyecek olduğum şudur 3 maç bile benim en uzun entry imi olusturuyorsa o sezonun 9 ciltlik romanı olmazmı.hiç bahsetmedim sona sakladım aslında her şeyi özetleyen bir pankart sariyla kirmiziyla alnimizin akiyla

    (bkz: okuyana çok teşekkür edeyim gözünü yoracağım içinde özür)
    (bkz: okumayanada aklı olan okumaz diyeyim)
  • 42
    hiçbir beklentim olmadan sadece takımı alkışlamak amacıyla gittiğim, kapalı üst göbekte seyrettiğim, sonucunda sevinç gözyaşlarına boğulduğum ve yanımdaki hiç tanımadığım elemana sarıldığım, bana hayatımın en güzel sürprizini yaşatan maçtır. allah bana böyle bir mutluluğu stadda yaşamayı nasip ettiği için şükrediyorum.

    (bkz: tarihte bugün)
  • 44
    yeni açık üstte stada girip artık nasıl gözüm dönmüşse arkasından insanların yüklendiği bir anda kapalı üste geçtiğim,arkamda ki hiç tanımadığım bir adamın denizlide ki uzatma sıralarında appii deyip sonra tamam tamam aut dediğini hiç unutamadığım, uefa kupasını aldığımız günden sonra ikinci kez gözyaşlarıma engel olamadığım maçtır.

    şimdi gel de hasan şaş'a, hakan şükür'e laf söyle. bu takım şampiyonluğa öyle içten sevinen futbolcularla yükselecektir. yaşattıkları için bir kez daha sonsuz teşekkürler. bu klüp, bu taraftar * yaşattıklarınızı hiç unutmayacak.

    elle kolla değil sarıyla kırmızıyla alnımızın akıyla...
  • 45
    ne gündü be. hele maç öncesi; ayrı bir hava vardı sokakta. herkesde sessiz bir umut, takıma duyulan saygı ve marur bir hava. dilin ucuna kadar gelip ama bir türlü söylenemeyen şampiyonluk inancı. o gün stadda olmak hayatımın en güzel işiydi. bir iki kere verilen yanlış alarm, dakikalar ilerledikçe ve hiç gol sesi gelmedikçe denizliden, stresin ve umudun artması. "ya atar fener bırakmaz burdan" diyip için için dua eden insanlar. ve denizliden gelen gol haberi.önce herkesde doğrulatma kaygısı, sonra yaşanan çoşku. 10-15 kişiye düşen bir radyo dinleyen, onun gözünün içine bakan, mimiklerinden gidişatı anlamaya çalışan bizler.
    ama en özel anlar bizim maç bittikten sonra yaşananlar. 16 dakika deniyor ama bizler için bir ömür bir asır gibiydi. totem yapanlar, oturanlar ayakta duranlar maçı dinleyenler telefonla haber alanlar, hakeme küfür yağdıranlar, dua edenler. ama herkesin gözünde yaş. koca bir stad ağlar mı, ben o gün onu gördüm.
  • 46
    haftaiçinde fenerbahçelilere 20:45 derken "sen gerçekten inanıyor musun böyle bir şeyin olacağına?" sorusunun cevabıdır.

    inanmaktır. "galatasaray'ın adının olduğu yerde umut vardır." sözünün en büyük karşılıklarından biridir.

    16 dakika boyunca kalp ağrısıyla birlikte yerlerde tepinmektir. sokağa çıkıp boğazları patlayana kadar yanınızdan ağlayan fenerbahçeliler geçerken tezahürat yapmaktır.

    neden galatasaraylısın sorusuna verilebilecek en güzel cevaplardan biridir.
  • 47
    16 dakika süren mac sonu bekleyişi ile ürpertili bir sessizliktir. çok merak ediyorum, galatasaray store bu maça ait yüzlerce kareyi içinde barındıran bir dvd veya benzeri bir ürün neden çıkarmaz! ben askerdeydim, gidemedim oraya. ama oraya gidenlerin anlattıklarına bakılırsa nice anekdotlar çıkar. anlatılan o jestler, o mimikler, sokakta görsen selam vermeyeceğin yanında hiç tanımadığın bir adama sarılıp dakikalarca ağlamak. denizli'de macın bitmesi beklenirken herseyden kendini soyutlayıp boynundaki atkıyla gozlerini baglayıp duvarın dibinde sonucu bekleyen kankam. hakan şükür, hasan şaş, mondragon, bülent tulun, eric gerets. sadece o gece yayınlanan maraton programını dvd yapsanız gider on tane alır, dokuzunu ezik futbol fakirlerine * dağıtırım. izleyip izleyip akılları başlarına gelsin de bu ulkede en buyuk kimmiş, büyüklük ne demekmiş öğrensinler. la fontaine'den * masallar dinlemesinler.
  • 48
    bu maç sonunda ben stadtan anadolu yakasındaki evime dönerken avrupa yakasından anadolu yakasına geçiş tarafı inanılmaz tıkalı idi. herkes arabasına bayrakları asmış kutlamaya gidiyordu. ben ise evime gittim. o sene gittiğim sadece lig maçı sayısı 24 idi.(türkiye ve avrupa kupası maçlarını saymıyorum) o bayrakları ile kutlamaya gidenler benim deplasmana gittiğimi duyunca 'ne gerek var' diyen kişilerdi eminim. ama ben evime gidip görevimin yapmanın huzuru içinde uyurken bu kişiler inanmadıkları şampiyonluğun haberini evlerinde alıp meydanlara koşuyordu. düşündüm sonra beni ve onları. çok mutlu oldum yaptıklarımdan gurur duydum kendimle. şimdi o kutlamaya giden kişiler 2009-2010 sezonunun kötü izlerinden dolayı galatasaraylılıklarını sorgularken iş yerimde sarı-kırmızı kravatımlayım. nereden nereye gelmişim yahu. maçın başında 'teşekkürler aslanlar' yazılı bir pankart açılmıştı. çok detay var bol bi vakitte onları da yazarım.
  • 49
    koca bir stadın 16 dakika sessizliği, hemen ardından zafer çığlıklarının bütün mecidiyeköyde yankıları.

    caddebostanda insanların başına yıkılan dünyalar.

    mondi'nin ellerini başıyla birleştirerek adeta yaygara koparırcasına ağlaması.

    hasan şaş'ın evrendeki en yürekli galatasaraylılardan birisi olduğu.

    kral'ın kızlarıyla bütünleşmesi ve ürkek bir ifadeyle "hala bitmedi mi" demesi.

    aykut erçetin, hasan kabze ve gerets'in kıpır kıpır son 16 dakikayı izlemesi.

    herşey ama herşey dün gibi aklımda, hayatımdan asla silinmiyor bu anılar. mayıs ayında doğdum ve hayatımın en güzel dakikalarını mayıs ayında yaşadım. bu bir tesadüf müdür bilemem ama galatasaraylılar için büyük lütuftur.

    (bkz: mayıslar bizim)
  • 50
    lise son sınıftım , mezun olmak üzereydim. o zamanlar her maça gidemiyoruz tabi. ara ara parayı denkleştirip maçlardaki yerimizi alıyoruz. artık son haftaya gelinmiş herkeste hem gurur ve ruh sahibi bir takımı tutmanın mutluluğu var hem de bir yandan gitmek üzere olan şampiyonluğun hüznü...

    arkadaşımla birlikte kadıköy'de dolanırken rıhtımdaki biletix'de biletlerin satıldığını gördüm. cebime baktım 10-15 lira ya var ya yok. haydi gel son paramızda olsa alalım şu bileti dedim arkadaşıma. herneyse , biz sıraya girdik sonra önlerden bir haber geldi "beyler sadece kapalı kaldı" . bu haber üzerine biraz üzüldük tabi , malum kapalı 25 lira falandı sanırım :)

    içimizde biraz burukta olsa sıradan çıkıp " canımız sağolsun" dedik ama kim bilebilirdi ki o maçın böyle bir efsaneye sahne olacağın... bazen düşünüyorumda "acaba o bileti alamazmıydım?" diye. evet , alamazdım * *

    hafta sonu yaklaşmakta ve kadıköy'de oturmanın dezavantajını bir bir yaşamaktaydım. caddeler süslenmeye başlanmış , balkonlarda sarı lacivert bayraklar. her geçişimde her görüşümde içimdeki slogan susmak bilmiyor ! n.k.f.v.a.s ! bir yandan düşünüyorumda bu düşünce çok iğrenç ama o ortamın içinde olunca anlıyorsunki o küfür herkesi değil ama o pis , sinsi gülüş sahiplerinin hepsini kapsıyordu...çünkü onlar sevinirken , bayrak asarken bile galatasarayıma ana avrat düz gidiyorlardı. zor tutuyorum kendimi... malum damarda halen delikan akıyor ki sanırım halen akıyor o kan *

    nihayetinde maç günü gelmiştir... evde digitürk olmadığından yakın bir yerdeki digitürk yayını yapan kahveye gittim. ortalık silme fenerli...bildiğin azınlık gibi bir kenarda maçımızı izliyoruz ama yüzlerde hep bir umut . dakikalar geçtikçe dahada artan bir umut... sabri attıkça içimizden gelen " acaba ? " sesleri daha bir gür çıkmaya başlıyor , suyun karşı tarafında ise bir endişe hali başlıyorki sorma gitsin. biz artık kendi maçımızdan geçmiş , fener maçından haber bekler olmuşuz...

    ve dakikalar 88'ini gösterdiği sırada , yusuf'un ara pasına giden mustafa keçeli... hayat slow motion gidiyordu sanki , sanki o an 1 saat gibiydi ... mustafa golü atarrrrrrrr.

    o anı size tarif etmemim imkanı yok ki çoğumuzun o anda neler hissettiğini birbirine tam olarak anlatamayacağı , tarif edemeyeceği gibi... herkes biribirine sarılıyor , kendimi sigara kokan bir amcayla sarılırken buldum ki ben sigaradan nefret eden adam , o an öyle bir içime çekiyorumki o kokuyu... herkesin gözlerinde yaşlar , televizyonda ağlayan hasanlar , mondragonlar ... türk'üyle yabancısıyla...

    16 yıl gibi gelen 16 dakika sonunda bitmiştir. gözlerde yaşlar dillerde marşlar !

    suyun karşı tarafında da aynı şekildeydi aslında. gözlerde yaşlar vardı ama dillerdeki marşlar " başkan istifa" şeklindeydi.*

    ve o an bir kez daha allah'a şükrediyordum " allahım iyiki galatasaraylıyım ! , bana bu onuru yaşattığın için milyonlarca kez teşekkürler..." ağlıyorum , ağlıyorum , ağlıyorum...
App Store'dan indirin Google Play'den alın