45
ne gündü be. hele maç öncesi; ayrı bir hava vardı sokakta. herkesde sessiz bir umut, takıma duyulan saygı ve marur bir hava. dilin ucuna kadar gelip ama bir türlü söylenemeyen şampiyonluk inancı. o gün stadda olmak hayatımın en güzel işiydi. bir iki kere verilen yanlış alarm, dakikalar ilerledikçe ve hiç gol sesi gelmedikçe denizliden, stresin ve umudun artması. "ya atar fener bırakmaz burdan" diyip için için dua eden insanlar. ve denizliden gelen gol haberi.önce herkesde doğrulatma kaygısı, sonra yaşanan çoşku. 10-15 kişiye düşen bir radyo dinleyen, onun gözünün içine bakan, mimiklerinden gidişatı anlamaya çalışan bizler.
ama en özel anlar bizim maç bittikten sonra yaşananlar. 16 dakika deniyor ama bizler için bir ömür bir asır gibiydi. totem yapanlar, oturanlar ayakta duranlar maçı dinleyenler telefonla haber alanlar, hakeme küfür yağdıranlar, dua edenler. ama herkesin gözünde yaş. koca bir stad ağlar mı, ben o gün onu gördüm.
ama en özel anlar bizim maç bittikten sonra yaşananlar. 16 dakika deniyor ama bizler için bir ömür bir asır gibiydi. totem yapanlar, oturanlar ayakta duranlar maçı dinleyenler telefonla haber alanlar, hakeme küfür yağdıranlar, dua edenler. ama herkesin gözünde yaş. koca bir stad ağlar mı, ben o gün onu gördüm.