• 1027
    şike döneminde malum takımların diplere vurmasını engellemek, takımlar arasındaki dengeyi bir tutmak adına alabildiğine azaltılmıştır.

    sonucunda tarık çamdal başta ve daha niceleri fantastik sözleşmeler yapabilmiştir kulübümüzle. şimdi küfür edeceğin başlıca merci tarık çamdal asla değil. ünal aysal, dursun özbek vs. de değil. fatih terim de değil. hatırla tarık çamdal o dönemin en gözde yerlilerindendi. alan takım büyük avantaj sağlayacaktı.

    küfür edeceğin merci aziz yıldırım, mecnun odyakmaz efendime söyleyeyim şekip mosturoğlu falan filandır. en sonunda da pek ama pek tabi ki yıldırım demirören.

    bir düşün şu anda bir türk futbolcunun bu sözleşmeyi yapabilmesi mümkün mü ? asla değil. tarık çamdal ve o zamanın sözleşmeli gözde türkleri bu paraları alır cebine koyar arkadaş kimsenin de diyecek bir sözü olamaz. bizi bunlara mecbur edenler utansın.

    edit: malum takımlar malum süreçleri geçirip tekrar avrupa arenasına çıkar çıkmaz yabancı oyuncu sayısı serbest bırakılmıştır. şimdi her şey normale dönmüştür. süreçten tek zararlı çıkan o zaman hem avrupa hem de ligde yabancı oyuncu sayısı sınırıyla devam etmek zorunda olduğu için yerlilerle değerlerinin çok çok üstünde anlaşmalar yapmak zorunda olan galatasaray olmuştur.

    gerisi laf-ı güzahtır.
  • 1028
    ''türk futbolcusu nasıl oynayacak''

    bu konuda o kadar sinirliyim ki biraz sert oalcak haliyle entry. türk futbolcusu nasıl oynayacak özetle anlatayım. iyi futbolcuysa, iyi çalışıyorsa zaten oynayacak zira futbolcunun yerlisi yabancısı olmaz, iyisi kötüsü olur. bir de oynayıp gelişmesi gereken ama rekabetin olduğu yerde gelişime zaman ayıramayan takımlar var tabii haliyle. orada da oyuncu muazzam yetenekliyse zaten gelişimini oynayarak tamamlar. eksiklikleri, onun o takımda oynamasına engel teşkil etmeyecek konumlardadır ki böylelerine fm tabiri ile wonderkid deniyor. örnekse bruma. bruma yabancı olduğu için değil yetenekli olduğu için oynayacak. bir de belli bir yeteneği olan ama galatasaray seviyesinde olmayan bir oyuncu var diyelim mesela; o da gelişmek istiyorsa, futbolu seviyorsa kalkıp gidecek yunanistan' da, rusya' da, hollanda' da, belçika' da kiralık oyanayacak. hem dil öğrenecek, hem dünyayı görecek hem de kendini geliştirecek. türk futbolunun gelişmesindeki en büyük engel diyorlar bazıları bu yabancı oyunculara. onları tek derdi tarık çamdalların çoğalması aslında. 10 tane iyi maç oynadı diye hemen milyon euroluk kontratlarla istanbul' a kapağı atanlarla mı gelişir türk futbolu yoksa dünyanın çeşitli ülkelerinde oynayan, o kültülreri gören orada kendini geliştiren oyuncularla mı?

    manchester city enes ünal için ''oynatalım bunu da gelişsin mi'' diyor yoksa git kiralık oyna benim seviyeme gelirsen ben buradayım, yok gelemezsen de seviyeni bul o seviyede top oyna mı diyor? sen takım olarak oyuncunun seviyesine inemezsin, oyuncu senin seviyene gelmeli ama yabancıyı sınırlamak takımları türk oyuncularıns eviyesine indirmektir. çıtayı oyuncular belirler. serbest olursa ama çıtayı sen belirlersin, oyuncu o çıtanın seviyesine ulaşmaya çalışır, ulaşırsa oynar, ulaşamazsa oynayamaz.
  • 1029
    2015-2016 sezonunda 18 kişilik maç kadronda 1 i alt yapından yetişmiş 7 türk oyuncu bulundurma zorunluluğun var.
    2016-2017 sezonunda 18 kişilik maç kadronda 3 ü alt yapından yetişmiş 7 türk oyuncu bulundurma zorunluluğun var.
    2017-2018 sezonundan itibaren 18 kişilik maç kadronda 4 ü alt yapıdan yetişmiş 7 türk oyuncu bulundurma zorunluluğun var.

    bazı yazarlar yeni yabancı kuralını sınırsız yabancı olarak algılamış. ama durum hiç de öyle değil. alp yapıdan yetişmiş futbolcuları önemli kılan bir kural bu.

    galatasaray'da alt yapı oyuncuları ise, eray işcan, semih kaya, sabri sarıoğlu, birhan vatansever, gökay güney, berk ismail ünsal
  • 1033
    üzerinden insanlarin neredeyse vatan haini ilan edilecegi zamazingo.

    yabanci oyuncu sayisinin limitlenmesini savunmak neden insanlara böyle düsmanca bakilmasina sebep oluyor? türk spor gündemini galatasaray maclari haric yaklasik iki senedir hic takip etmiyorum, ne magazin* bilirim, ne spor programi izlerim. anlayacaginiz saf mac izleyerek sadece galatasaray'in performans ve önemli idari verileri hakkinda bilgim var. sözlükten bilgilendigim kadariyla yabanci oyuncu sayisi konusunda önce semih kaya, ardindan da melih sendil aforoz edilmis. peki bunun sebebi nedir?

    gercekten bilmedigim icin soruyorum. buna sözlükteki hemen herkesin neredeyse küfürlere varan elestirilerinin sebebi, `insanlari yerli yabanci diye siniflandirip irkciligi körükledikleri icin midir? `- ki eger böyleyse sonuna kadar onlarla ayni safta yer alirim - yoksa sadece t.c. pasaportuna sahip oyuncularin piyasalarinin yükselmemesi, bu oyuncu limitini savunanlarin kasinin gözünün sevilmemesi falan mi sebep? bunu gercekten ögrenmek istedigim icin soruyorum.

    melih sendil'in söyledigine gelirsem* kulüplerin basarisi ya da lig kalitesinin yabanci oyuncu sayisiyla alakali oldugunu sanmiyorum. yurtdisindan alinan oyuncularin ülke altyapilarinda yetisenlerden daha verimli oldugu düsünüldügü icin alindigini saniyorum. o yüzden elmayla armudu karistirmaya calismak gibi bir caba bu arkadaslarinki ya da durumu okuyamamak, resmi görememek vs.
  • 1035
    bu sınırı savunmanın mantıklı bir yönü olmadığı için insanlara sadece yazıklar olsun deniliyor. yoksa kimseye düşmanca baktığımız falan yok. asalım, keselim, kellesini uçuralım dediğimiz de yok. daha yumuşatırsak gidelim lig tv binası önüne kafasına yumurta atalı diyen de yok. melih şendil kendi yorumunu bir çok insanın izlediği bir maç sırasında yapabiliyorsa, biz de bir çok insanın okuduğu bir sözlükte kendi yorumumuzu hakarete varmadan, hakaret iması gütmeden yapabiliriz.

    dediğim gibi yabancı sınırının savunulacak bir yönü yok. tek tek düşünecek olursak bir kere ırkçı bir söylem en başta. türk liginde türk futbolcular oynamalı kadar saçma ve ırkçı bir söz olamaz. bazı insanlar milli takıma oyuncu yetişmez sonra aman ha diyerek savunuyor bu sınırı. sonra milli takıma bir bakıyorsun çoğu yurt dışında yetişen oyuncular. bu oyuncular da yabancı futbolcuların ve hatta bizim ligimizden daha iyi yabancı oyuncuların bulunduğu liglerde yetişmişler. demek ki neymiş? iyi futbolcuysan türk, alman, ugandalı, vietnamlı olman farketmez. a takıma da girersin, ilk 11e de girersin, milli takıma da girersin. üstelik yabancı oyuncu sınırı yetenekli türk futbolcuların gelişimini tamamlamasını da engelliyor ve hep yarım futbolcular kalıyor elimizde. bakıyosun adamın teknik mükemmel ama fizik yok. fizik ve teknik var ama sahada nerede duracağını bilmiyor. hep yarım yarım kalıyor. neden? adam çünkü ne yaparsa yapsın oynayacağını biliyor. kulüpler onlara muhtaç yabancı sınırından dolayı. yabancı sınırını savunanlar bunları düşünmez. üstelik yabancı sınırı sayesinde tarık çamdal'a 4.75 milyon euro bonservis bedeli ödendi diyeyim ve ekonomik etkileri hakkında daha fazla konuşmayayım. tablo ortada. yabancı sınırını savunanlar ise kulüpler nasıl böyle borç batağında diye sormaya devam ederler hiç düşünmeden. tabi bir de avrupa'da başarıya bayılır bu yabancı sınırını savunanlar ama avrupa devlerinin kadrosunda kaçar tane yabancı olduklarına bakmazlar. kısacası yarışmamızı da engelliyor bu sınır avrupa'da. daha da uzar gider bu böyle, ben burada bitireyim. sebepler bunlar, varsa mantıklı bir argüman yabancı sınırı savunucularından dinlemek ve medeni seviyede tartışmak isterim.
  • 1036
    işbu entry'yi okurken sadece galatasaray'ı değil tüm ligi düşünmenizi istiyorum. halihazırda entry çok kısa bir özet olup zamanla veriler aracılığıyla güncellenecektir. kafayı fena taktım, hiç içim rahat değil sözlük. bitti.

    yöneticisinden taraftarına, eski futbolcusundan seyircisine kadar bu sınırlamanın kaldırılmasını isterken argümanımız neydi?

    oyuncu havuzunun genişleyerek kulüplerin elinin daha da güçlenmesi ve yerli oyuncuya fahiş fiyatlar ödenmemesi, bitti.

    bununla beraber gelecek rekabet ortamının orta uzun vadede yerli futbolcu kalitesini olumlu yönde etkilemesi. bitti.

    şimdilik bu iki argüman yeter. bitti.

    peki sonuç ne? kulüplerimiz -ki başta galatasaray- uluslararası pazarda yoklar. tabiki ben de lige lewandowskiler götzeler hücum edecek demiyorum ama mevcut kuralların en büyük avantajı artık yabancı yedek alabiliyor olmamız teorik olarak. ama pratikte henüz uygulaması yok. hâlâ çöp yerlilere dünya paralar, ahmet çalıklar için dört milyonlar falan konuşuluyor. bitti.

    doğal olarak rekabet ortamı oluşmadığından mütevellit yerli oyuncularda performans artışı da yok. tabiki henüz kısa vadedeyiz ancak mevcut durum hiç ama hiç iç açıcı değil. bitti.

    hiç sabrın olmadığı her şeyin bir kalemde değişebildiği bu coğrafyada yarın öbür gün tff ve birtakım kişi ve kurumlar istiyor diye tekrardan 6+2ler, 5+3+1ler gelirse tek argümanımız "biraz sabır" olur. onu da kimse dinlemez. bitti.

    içim rahat değil, yarına bile güvenemiyorum. bitti.
  • 1038
    anadolu takımlarına oldukça yaramış olan sayıdır. bizim gibi komisyon dönen kulüpler için ise bir şey fark etmemiştir. şimdi bakıyorum osmanlıspor'a adamlar uefa'da yıllardır fenerbahçe, beşiktaş'ın başarı dediği noktaya geldiler. yabancıları oldukça iyi ve futbolun ortak dilini konuşabiliyorlar. numan gibi yıllardır süperlig'de oynayan bir oyuncudan ekstra katkı aldılar. ya da 2. yarıdaki kayserispor varela, lawal, rotman gibi adamlarla üstüne çok koydular. ryan mendes gibi bir kanat oyuncusuna sahipler, akıllı yönetilen kulüpler için çok ciddi bir avantaj halini almış durumda 14 yabancı. fakat şimdiden yerli sevici, transferlerden komisyon götüren tayfa türk futbolu geriledi demeye başladı. tahminim gelecek sene içinde sayı tekrar 6+2+2 gibi bir hal alır.
  • 1039
    aziz yıldırım'ın, bülent uygun'un, rıdvan dilmen'in ve fenerbahçeli medya mensuplarının 'bu kadar çok yabancı oyuncu pis e kaka, sayı değişsin' şeklinde hayıflandığı kural, sayı. peki şu noktada mevzubahis kitlenin çığırtkanlık yapması bir şey ifade eder mi? etmez. neden?

    birincisi, bein sports'un türk futbolu için yaptığı 600 küsür milyon dolarlık yatırım... adamlar bu meblağı, senin çoğu kofti olan türkiye cumhuriyeti yurttaşı futbolcularını izlettirmek için vermedi. ikincisi, özellikle anadolu takımlarının kadrolarındaki yabancı futbolcu sayıları. ne olacak yani, karar değiştirilecek de ekonomileri zaten sıkıntılı olan anadolu takımları kadrolarındaki yabancı futbolcuların sözleşmelerinden ellerini kollarını sağlayarak çıkacak mı, geçiniz. aslında bu yalnızca anadolu kulüpleriyle ilgili olan bir durum değil. bizim için de, beşiktaş için de geçerli bu durum. son olarak da şunu ekleyebiliriz; yabancı oyuncu sayısının 14'e çıkarılmasıyla alakalı karara yanlış hatırlamıyorsam o dönem kimse karşı çıkmamıştı. zannetmiyorum ki bugün kulüplerin çoğu çıkıp 'yabancı sayısını azaltalım' desin.

    kısacası; fenerbahçe bu sefer her anlamda patlayacak.
  • 1041
    şu aralar yeniden popüler yapılmaya çalışılan sınır ya da sayı. 10 mart’tan sonra, suriye sınırıyla birlikte, en çok konuşulan sınırlardan biri olabilir.

    yıldırım demirören federasyonunun galatasaray'a kupa vermek dışındaki belki de tek olumlu icraati yabancı sınırının 14'e çekilmesi olmuştur.

    siz bakmayın kuru gürültücü sözde milliyetçilere. onların söylemlerindeki milliyetçilikle olmaz. icraat değil, söylem milliyetçiliğle hiç olmaz. tabii bu milliyetçilikse. evlatçılık, senbencilik, ahbapçılık, bizimçocuklarcılık değilse...

    neymiş, sahada türk milli marşı okunmuyormuş. vay efendim altyapıdan oyuncu yetişmiyormuş. sistem altyapıdan oyuncu yetiştirmeye karşı sanki! bu zamana kadar altyapıdan hangi oyuncuyu yetiştirdin? yetiştir, karşı olan yok ki... türk futbolu gerilemişmiş. yok yav! türk futbolu en tepelerdeydi de, türk futbolu gerileyecek. olsa olsa, yerinde sayıyordur. saymaması da mümkün değil. daha el pençe divan yapılmak zorunda kalınan sözleşmeler son bulmadı. türk futbolu, uluslarası arenada mücadele eden futbolcu sayısında belki de altın yumurtlayacak. misal... emre çolak, yabancı sınırı varken, bir köşede tutmak zorunda olduğumuz bir futbolcuyken, neredeyse, ne türk futbolu ne de galatasaray bu oyuncudan yararlanamamıştı. şimdi, oynuyor. hem de yabancı bir ligde. belki yeterli, belki değil ama oynuyor. belki milli takıma bile katkısından bahsedeceğiz. ya da bakınız enes ünal. siz zannediyor musunuz, beş veya altı yabancı sınırı hâlâ devam etse, bu çocuğu, yabancı memleketlere kaptıracaktık, biz ya da bir başkası.

    nihal atsız söylemişti sanırım -hatırlamıyorum, hatırlatan olursa düzeltsin lütfen- misalen şöyle bir şeydi: milliyetçi dediğin adam, herkesten çok okuyacak, herkesten çok düşünecek, herkesten çok çalışıp çabalayacak, herkesten daha akılcı olacak. bu işi en iyi naziler yapmıştı. adamların savundukları şeyi, zaten yönetici kadrosu bu kadar zeki olmasa kolay kolay kimse kabullenmezdi.

    yabancı sınırını isteyip, milliyetçi takılan ama aslında rızıkçı olan futbolculara, o sınırı ne için istediklerini sormak lazım. aynı paraya, aynı verimi alıyorsam, zaten yerli oyuncuyu tercih ederim. ama hayır, sen yan gelip yatacaksın, üstüne hayatın boyunca almaman gereken paraları alacaksın ya, yabancı istemiyorsun.

    yabancı sınırı ne türk futboluna katkı sağlar, ne de başarı isteyen kulüplere. başarı ancak rekabetle gelir. sadece yerli futbolcularla bu rekabet ortamını yaratacağını/yaratabileceğini düşünüyorsan, amenna. ama bunu bize anlatman, bizi ikna etmen lazım. bizim çocukların, eksiği yok demekle olmuyor, bunu göstermek gerekiyor.

    yabancı sınırını kim ister biliyor musun? vasat ve vasat altı kalitedeki oyuncuların gırla gezdiği ligde biraz başını kaldıran oyuncusunu fahiş fiyatlara okutmak isteyenler. çok değil iki sezon öncesine kadar lig, vasat oyuncudan geçilmiyordu. hâlâ öyle de denebilir. ve biz, o vasat oyunculara fahiş fiyatlar vermek zorunda kalıyorduk, şimdi bir nebze değiliz. o milyon avroluk oyuncuların hangisi türk futboluna ne katmış?

    yabancı sınırını kim ister biliyor musun? başka takımların yöneticileriyle pazarlık masasına oturup, başka pazarlıklar peşinde koşanlar ister.

    yabancı sınırı bu haldeyken türk oyuncu oynamıyor mu? al, cenk tosun. belki de kariyer sezonunu geçiriyor. geçirmek zorunda. biraz tökezlese, biraz kendini koyverse, bak bakalım ne oluyor.

    rıdvan dilmen ve muadili yorumculardan çok duyduğum eleştiriye bak. "süper lige bu kadar yabancı oyuncu transfer oldu ama yine yerliler oynuyor." bu eleştiriye cevabım şudur. demek ki, yabancıdan daha iyi oynayan yerliler var. yerli oyuncu daha fazla veya iyi performans göstermek zorunda artık. ve gösteriyor ki, oynuyor. yok öyle eskisi gibi. e, daha iyi performans gösterirse, yerli neden oynamasın?

    bir de şöyle bir eleştiriyi çokça duyarsınız, bu sözde milliyetçilerden: galatasaray 2000'de uefa kupasını alırken kaç tane yabancısı vardı? 5 tane vardı. ee nolmuş? “demek ki, yerlilerle de başarı gelebiliyormuş,” diye devam eder konuşmanın birinci kısmı.

    o zamanki, toplumsal duruma bir bakalım. futbolcular ne kadar para kazanıyorlarmış. o dönemde futbolcu olmak, kendini kurtarmak demekti. bu biraz güney amerika futboluna benziyordu. oralarda, özellikle brezilya’da futbolcu olmak demek, sefaletten kurtulmak demek. futbolcu, eğer elinden futbol da alınırsa, müşkül duruma düşerdi. bugün, büyük takımda bir sezon oynaman yetiyor. hele yabancı sınırı varken, büyük takımdan aldığın bir sezonluk maaşın, belki de bir memurun hayatı boyunca kazanamayacağı meblağlara varıyor. hem galatasaray’ın o jenerasyonunu diğerlerinden ayırmak gerekir. öyle bir jenerasyon bir daha gelir ve bir takımda toplanır mı, belirsiz. gelgelelim, asıl 2000’ler sonrası, rekabetçiliğimizi korumak için yabancı sınırı da olması sebebiyle yapmak zorunda olduğumuz transferlere bakalım. serkan aykutlara, bülent akınlara, belki kötü günlerin başlangıcı olarak, ne kadar para dökülmüşüz ve karşılığında ne almışız ona bakalım.

    konuşmanın ikinci kısmı, yakın dönemden örnek verilerek şu soruyla başlar: “fenerbahçe 2007/08 yılında şampiyonlar liginde çeyrek final yapıp, yarı finalin kapısından döndüğünde kaç yabancısı vardı?” 6 + 3 yabancısı vardı. +3 dediğim, gökçek vederson, mehmet aurelio, colin-kazım richards... ve bu başarı bir daha tekrarlanamadı. tekrarlanmayı bırak, neyse... takımlar ve a milli futbol takımı neden futbolcu devşirmek zorunda kalmışlar? o kadar yerli oyuncu oynarken hem de?

    daha yakın döneme gelinip, “galatasaray, şampiyonlar liginde altıncı kez çeyrek final gördüğü 2012/13 sezonunda veya yine şampiyonlar liginde son 16 yaptığı 2013/14 sezonunda kaç yabancısı vardı?” diye sorulur. 6+4’ten 10’ar yabancı futbolcusu vardı. şampiyonlar liginde bu on oyuncunun onunu da kullanabildiğimizi hatırlatalım.

    bizim galatasaray olduğumuzu da hatırlattıktan sonra, siz bana şunu söyleyin, bundan daha ilerisini neden göremedik?

    türk takımlarının hemen hepsi neden bu kadar borca batmış durumda?

    siz bundan haber edin.

    yabancı oyunculara verilen paralar mı, yoksa el mecbur para saçmak zorunda olduğuz yerli oyuncular mı kulüpleri daha zor durumda bırakmış?

    drogba’ya, sneijder’e verilen paralardan bahsedenler, bu oyuncular geldikten sonra satılan formalardan, tribün gelirlerinden bahsetmezler.

    alex telles’e milyon avro verip, bu oyuncudan az da olsa nasıl kâr ettiğimizi görmeyenler, tarık çamdal, veysel sarı ve salih dursun gibi oyunculara milyon milyon milyoncular saçıp, hiçbir geri dönüş alamadığımızı ve hatta hâlâ bu oyunculardan maaş olarak eksiye yazdığımızı görmezlikten gelirler. görseler de bunun sebebini, sadece yöneticilerin işbilmezliğine, kötü yönetimlere bağlarlar.

    yok ya!..

    bu sadece yönetimlerin suçu mudur? yoksa, sistem bir yerde, yönetimleri buna mı zorluyordu? bak ne güzel, artık yerli oyunculara saçılan paralardan dolayı yöneticiler, sistemin arkasına da sığınamıyorlar. taraftar da salak değil, görüyor. önceden belki bir savunma olarak, aklımızın bir köşesindeydi. “ama bir yerde yapmak zorundalar...” diyebiliyorduk. “olabilir,” diyorduk. ama bugün öyle mi?

    benim memleketimin çocukları, evlatları kazansın, kazansın da, hakkederek kazansın. kimsenin alın terinde, gözümüz yok allah’a şükür.

    ama siz, bu abuk, türkçülük veya milliyetçilik bile olamayan, popülist söylemlerinizi niçin ve neden şimdi dillediriyorsunuz?

    türk menecerler artık çok paralar kazanamıyor sanırım. ahbaplarınız veya onların tanıdıkları takımlara girmekte zorlanıyor herhalde. aracılar, parsadan payını alamıyor olsa gerek. bir şeyler mi olacak yoksa?

    siz federasyon başkanlığına, büyük kulüplerin başkanlığına, teknik direktörlüğüne aday kişiler veya halihazırda belirli mevkileri parselleyenler olarak, türk futbolculara nasıl yer açarızın derdine düşmek yerine, türk futbolcuları nasıl muadillerinden daha iyi yaparızın, nasıl büyük futbolcular yetiştiririzin projelerine kafa patlatın. o zaman, zaten yabancı sınırı falan hikaye olur. hakkeden, hakkettiğini evelallah alır.
  • 1042
    27 şubat 2017 galatasaray beşiktaş maçı da gösterdi ki iğrenç bir yerli kadromuz var. eren derdiyok eski tip ve kolay marke edilebilen bir santrfor, kanatta yasin zam peşinde koşan beş para etmez bir adam, orta sahada selçuk-tolga direkt kanser sebebi, savunmada sabri, semih, balta galatasaray'ı küme düşürtür...

    kısacası yabancı sınırı yeniden daraltılırsa kadroyu yenileyemediğimiz gibi bir de üstte saydıklarımla yeni sözleşme yapmak zorunda kalırız ve rezil rüsva olur, 5 sene toparlanamayız.
  • 1045
    kulüp başkanlık makamında dursun aydın özbek duracaksa 3'e inmesine bile ses çıkartmayacağım olgu.

    hayır zaten yerli transfer yapıyor, yabancı işe yarar adam zaten 3 tane takımda. mantıklı. beni bağlamaz çünkü bu mantıkla transfer yapmaya devam edeceksek.

    ama, hedefimiz "türk olmayan takımları yenmek" özelinde bir gün şampiyonlar ligi şampiyonluğu ise şu andaki hali bile hatalıdır, tamamen kaldırılmalıdır yabancı oyuncu sınırlandırması.
  • 1046
    fenerbahçe mali olarak batık durumda. şimdi bir de uefa sıkıştırabilir küme düşürün diye.

    eh bunların bir bedeli olmalı. yazın yeniden düzenler düşürürler yabancı sınırını.

    ekleme: evet göksel de açıkladı "önümüzdeki sezon değişiklik olabilir"

    geçmiş olsun. cidden izlenmez artık bu lig futbolu yöneten bu adamlar varken başımızda dursun varken.
  • 1047
    an itibariyle 20 mart 2017 ikinci futbol zirvesinde "değişebilir" denmesiyle birlikte benim için türk futbolunu bitirmiş olgudur. hayvan terli. yeter. 1 tane maç izlemem.

    muhtemelen kılıf olarak da "kulüplerimizin mali durumu bla bla bla" sunulacaktır. sanki yabancı oyuncu yüzünden kulüpler bu halde. oyuncak mı bu? 2 senede bir indir, kaldır; indir, kaldır.

    0 (sıfır) yapsınlar yahu. rahatlayalım. hiç yabancı gelmesin. hep türkler oynasın. zaten yakında kendi kum havuzumuzda oynayacağız. üç kuruş zevkimiz kalmıştı, onun da anasını belleyin lütfen. aman diyeyim. kulak arkamız kaldı bir tek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın