• 426
    tek başımıza hareket edersek, çok istiyor görünürsek asla kaldıramayacağımız sınır.
    eğer elimiz güçlü olursa bu sınırın kaldırılması çok daha kolay olur.
    gider onur kıvrak'ı, alper potuk'u, gökhan inler'i, kreim frei'i ve diğer iyi türk oyuncuları bünyemize toplar rakiplere kadro kalitesi olarak bu alanda fark atarsak, ortak bir kamuoyu oluşturmak çok kolay olacaktır.
    ben şimdiden söyliyim, galatasaray hariç kimse türk futbolunu geliştirme derdinde değil. herkes galatasaray'ın ayak seslerinden ve heybetli görüntüsünden korkuyor. herkesin derdi bu galatasaray nasıl durdurulur. biliyorlar ki bırakırlarsa büyük fark atacak galatasaray. o fark belki 30 sene kapanmayacak. o yüzden tek başımıza çok istemememiz lazım. o yüzden diğer klüpleri seve seve değil, öpe öpe ikna etmemiz lazım.

    o açıdan lig biter bitmez açıklayacağımız bir kaç sükseli türk oyuncu transferi, istediğimiz kamuoyunu oluşturmada çok etkili olacaktır.
  • 427
    3. dünya ülkelerinde örneklerine rastlanan çağ dışı kural..

    avrupa liglerindeki yabancı oyuncu kurallarına dikkat edilirse, -genellikle- lig kalitesi düştükçe, daha katı sınırlamalarla karşılaşılmaktadır..

    - avusturya: kadroda ab dışı en fazla 7 adet yabancı bulundurulabilir.

    - belarus: maç kadrosunda en fazla 5 yabancı bulundurulabilir ilk 11’de en fazla 4 yabancı bulundurulabilir.

    - hırvatistan: ilk 11’de en fazla 6 yabancı bulundurulabilir.

    - çek cumhuriyeti: ilk 11’de ab dışı en fazla 3 yabancı bulundurulabilir.

    - danimarka: maç kadrosunda ab dışı 18 yaş altı yabancı bulundurulamaz.

    - ingiltere: herhangi bir yabancı sınırlandırması bulunmuyor. (kalite adına milli olma şartı var)

    - finlandiya: maç kadrosunda ab dışı enfazla 3 yabancı bulundurulabilir.

    - fransa: kadroda ab dışı en fazla 4 yabancı bulundurulabilir.

    - almanya: herhangi bir yabancı sınırlandırması bulunmamaktadır.

    - yunanistan: kadroda ab dışı en fazla 5 yabancı bulundurulabilir.

    - macaristan: maç kadrosunda ab dışı en fazla 5 yabancı bulundurulabilir.

    - izlanda: maç kadrosunda ab dışı en fazla 3 yabancı bulundurulabilir.

    - irlanda: herhangi bir yabancı sınırlandırması bulunmamaktadır.

    - israil: kadroda en fazla 5 yabancı bulundurulabilir.

    - italya: her sene yurt dışından en fazla 2 yabancı transfer edilebilir.

    - hollanda: maç kadrosunda 18 yaş altı ab dışı yabancı oyuncu bulundurulamaz.

    - norveç: kadroda kulüpte yetişmemiş en fazla 11 oyuncu bulundurulabilir.

    - polonya: kadroda en fazla 17 yabancı oyuncu bulundurulabilir.

    - portekiz: herhangi bir yabancı sınırlandırması bulunmamaktadır.

    - romanya: ilk 11'de ab dışı en fazla 5 yabancı bulundurulabilir.

    - rusya: ilk 11'de en fazla 6 yabancı bulundurulabilir.

    - iskoçya: herhangi bir yabancı sınırlandırması bulunmamaktadır.

    - sırbistan: maç kadrosunda 20 yaş üstü en fazla 5 yabancı bulundurulabilir. ilk 11'de en fazla 20 yaş üstü 4
    yabancı bulundurulabilir.

    - slovakya: maç kadrosunda ab dışı en fazla 5 yabancı bulundurulabilir.

    - ispanya: kadroda ab dışı en fazla 3 yabancı bulundurulabilir.

    - isveç: herhangi bir yabancı sınırlandırması bulunmamaktadır.

    - isviçre: kadroda ab dışı en fazla 10 yabancı bulundurulabilir. ilk 11'de ab dışı en fazla 5 yabancı
    bulundurulabilir.

    - türkiye: maç kadrosunda en fazla 8 yabancı bulundurulabilir. ilk 11'de en fazla 6 yabancı bulundurulabilir.

    - ukrayna: ilk 11'de en fazla 7 yabancı bulundurulabilir.

    - galler: herhangi bir yabancı sınırlandırması bulunmamaktadır.
  • 431
    nefret ediyorum bu saçma kuraldan. bir de daha da kötüye doğru gidecek ya sinirden gidip yalı çocuklarını sevesim geliyor.

    robben, di maria, chedjou bir sürü isim var gündemde. ulan bir bakıyorsun takımdaki yabancı oyuncu sayısı 8-9 olmuş. drogba'yı mı göndereceksin kulübeye sneijder'i mi yoksa robben'i alıp onu mu? ya da bu isimleri alıp yine hakan balta ve sabri ile mi çıkacağız maçlara?

    şu isimler gelse her sene şampiyonlar liginde yarı final görür ve sonunda bu soktuğumun kupasını alır bu takım.

    kapatmayın lan önümüzü yeter be.
  • 432
    saçmalıkta son nokta. herkes değişecek, uygulanmayacak falan diyor ama değişecekse bir an önce değişsin. ona göre kulüpler transfer planlamasını yapsın arkadaş.
    yani bu konuda fenerbahçe ile aynı çıkarlarımızı olmasa kesin uygulanırdı ama tek güvencem fenerinde bizimle aynı safta oluşu.

    yabancı sınırlaması kuralı ile türk futbolcuların yetişmesi arasında nasıl bir bağ ve korelasyon kuruluyor anlamak mümkün değil. bir oyuncu iyiyse yerli, yabancı, genç, yaşlı oynar. bu nasıl bir ırkçılıktır. sen gümrüklerini sonuna kadar açmıssın, dünya globalleşemeye gidiyor, mallar, sermaye serbestçe dolaşsın diye her türlü kural kaide kalkıyor ama insanları milliyetlerine göre bir takım kısıtlamalara tabi tutuyorsun. sebep türk oyuncu yetişsin.

    yerli oyuncu yetişmesi için planı ve sistemli bir altyapı ve üst yapı projen olması lazım. bunun yabancı sayısı ile ne ilgisi var. serbest bırak piyasa kendiliğinden dengesini bulsun.

    kıtlıktan alper potuk 10 milyon € oldu. bu ne gerizekalılıktır.
  • 434
    anadolu kulüplerinin sağladığı yarar, milli takıma getirsi götürüsü zaten her şey yazıldı çizildi ve ortada. açıkçası hiç bir mantıklı açıklamayla da açıklanabilecek durum değil, yani bu kuralın sertleştirilerek devam edilmesi sağlıklı bir kafa ürünü değil, bu net. bunu federasyon yetkilileriyle canlı yayında tartışsan ikinci üçüncü soruda kem kümler başlayacak zaten, böyle bir durumda.

    ben farklı yaklaşacağım olaya ve komplo teorimi yapıyorum o zaman. sadece gerizekalı oldukları için bu kuralı devam ettirdiklerini düşünmüyorum, altında muhakkak duygusal(!) sebepler var ve bence bu almanya, avusturya, belçika, isviçre gibi ülkelerle de yakından alakalı. ülkede çıkan futbolcu kalitesi ortada, kulüpler yerli oyuncu transferini de çokça bu saydığım ülkelere yönelerek yapıyorlar, çoğunun kalitesi de ülkemizdekilerden iyi değil. zaten kaliteli olanlarını kendi milli takımlarına alıyorlar, bolca vasıfsız elemanı da bu yolla, hem de ülke ekonomisine katkı da yaptırarak bize iteliyorlar.
  • 435
    juppderwall tarzı yabancı oyuncu kuralı : (upgraded)

    her insan gibi her ülke de kendine özel. dolayısıyla farklı ülkelerdeki uygulamalar örnek alınsa da, aynen kopyalayıp uygulamak doğru değil.. nacizane süper ligimizin en üst düzeye çıkabilmesi adına önerilerim ve sorunlara dair çözümlerim:

    öncelikle var olan örnekleri incelemekle başlayalım:

    avrupa'nın en iyi 6 ligine sahip ülkeler:

    ingiltere, almanya, fransa, ispanya, italya ve portekiz..

    şüphesiz herkesin izlemekten en çok keyif aldığı, futbol dünyasının 'nba'i olarak tanımlayabileceğimiz lig; premier league.. dolayısıyla bu ligi kaliteli yapan vasıfları kendi ligimize aktarmaya çalışmamız lazım.. kurallara göz atarsak:

    - ab dışı transferlerde, oyuncu için son 2 yılda milli takımı ile maçların %75'ine çıkmış olma şartı.(work permit)
    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene ingiltere'de geçirmiş oyuncu olacak.(ab oyuncularına karşı önlem)
    - en fazla 25 yabancı oyuncu
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    şüphesiz en çok dikkat çeken kural milli olma şartı..

    http://img593.imageshack.us/...lioyuncuyzdeleri.jpg

    en yüksek milli oyuncu yüzdesine sahip lig: premier league. büyük çıkışta olan bundesliga'nın 2. sırada oluşuna dikkatinizi çekiyorum. istisnalar hariç genellikle liglerin kalitesi milli oyuncu yüzdeleriyle doğru orantılı.

    ligin kalitesini arttıran unsur, dünya'nın her köşesinden, daha önce profesyoneller tarafından maçları defalarca izlenip, değerlendirilip seçilmiş oyuncuların tekrar bir rekabete girip ilk 11'de düzenli şans bulabilenlerini, takımların transfer etmesi.. milli takımında düzenli oynayabilen oyuncunun fos çıkması çok düşük bir olasılık. dolayısıyla premier league'den örnek alınması gereken -olmazsa olmaz- kural:

    yabancı futbolcular için çalışma izni. milli olma şartı, yani sadece kalifiye futbolcuları lige kabul etmek. peki bunun ölçüsü ne olacak? premier league ve championship kulüplerinin maddi imkanlarının çok yüksek olduğunu ve liglerinin prestij açısından çok avantajlı olduğunu düşünürsek, kuralı aynen kopyalamak mantıklı olmayacaktır.

    -kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı.

    (yüzdenin ingiltere'den düşük olması herkesçe mantıklı bulunsa da rakam konusunda kesin konuşmak için bir istatistik çalışmasının gerekli olduğunu düşündüğümden kesin bir rakam belirtmiyorum. daha önce %70 olmasını savunsam da bunun biraz ağır kaçacağını düşünmeye başladım. artık şahsi fikrim %50 olmasıdır. ligimizin futbol seviyesini düşünürsek milli takımların rotasyon oyuncularının da transferi lige kalite katacaktır)

    kulüplerimizin maddi şartlarını düşünürsek ciddi futbolcu ihracatı yapan brezilya, arjantin gibi ülkelerden oyuncu transferi çok zorlaşacaktır. dolayısıyla milli takımlar sıralamasını göze alarak üst sıralardaki ülkelerden transferlere bir serbestiyet tanımak uygun olacaktır. ayrıca milli takımı bırakmış ama yine de ülke futboluna ciddi katkıda bulunabilecek tecrübeli oyuncuların önünü açmak adına 40+ kez milli olmuş oyuncuların önünü açmak lige olumlu katkı yapacaktır. dolayısıyla;

    kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı + 40+ milli oyunculara çalışma izni + ülkeler sıralamasındaki ilk 8 ülke için kural istisnası. (brezilya'nın durumuna bakınca puan değil de toplam değer sıralamasını kaale almak daha mantıklı gibi.. bu konu hakkında değerli görüşlerinizi bekliyorum)

    güncel ülke sıralaması için:

    http://www.transfermarkt.com.tr/...nalmannschaften.html

    ülkeye kaliteli yabancı ithalatı adına önlemleri aldık.

    premier league'in zayıf özelliklerine bakarsak;

    -tam bir öğütme makinesi, dışarıya oyuncu satışı yok. ancak oyuncuların posalarını alabilirsiniz.
    -alt yapıdan çıkan oyuncuların da yurt dışına çıkışı alışageldik bir durum değil.
    -ayrıca dünyanın en kaliteli ligine sahip olmalarına rağmen milli takımlarının beklenen başarıları yakalayamaması da başka bir sorun.

    gelecek örneklerde çözüm bulmamız gereken konular bunlar.. devam edelim.

    almanya: yabancı sınırlaması yok.

    herkesçe son yıllarda büyük çıkışta olduğu kabul gören ve bu sene 2 takımı şampiyonlar ligi finalinde karşılaşacak bundesliga'nın bu gelişimindeki en önemli unsurlardan biri 2006'da yabancı sınırlamasının kaldırılmasıdır. zaten sağlam bir altyapıya sahip almanya futbolu, kural değişikliğiyle beraber zincirlerini kırmış ve daha da büyümüştür.

    ispanya:

    - max 3 tane avrupa birliği dışı oyuncu
    - max 3 kaleci
    - max 25 oyuncu
    - avrupa birliği dışı olmasına rağmen avrupa birliği kapsamında sayılan ülkeler: rusya, türkiye, cotonou
    - maç kadrosunda kısıtlama yok

    ispanya örneğinde ise ab dışı oyuncu sınırlaması var. altyapısı nispeten sağlam fakat lig, 2 kulübün tekelinde. 2 kulüp dünyanın en iyi kulüplerinden de olsa güçleri, ligi premier league seviyesine taşımaya yetmiyor. ligin örnek alınabilecek tek özelliği serbest dolaşım hakkıyla ab oyuncularının serbest olması ve ab dışı oyuncu sınırlaması. şu anda buna benzer bir sınırlamaya hepimiz razı olsak da daha iyisine çalışalım. devam..

    italya:

    italya'da ise her sezon en fazla 2 avrupa birliği dışından transfere izin var. italya futbolu düşüşte olsa da yine dünden razı olacağımız bir kurala sahip. ab dışı oyuncu kuralını da ispanya'nınkinden daha mantıklı bulduğumu söylemeliyim. fakat bunun dışında örnek alınacak bir özelliği yok.

    fransa:

    - max. 4 tane avrupa birliği dışından oyuncu
    - avrupa birliği kapsamında değerlendirilen ülkeler: ozbekistan, kırgızistan, mısır haricinde tüm afrika ülkeleri, yeni zelanda haricinde tüm okyanusya ülkeleri,
    bosna sırbıstan ve karadağ haricinde tüm avrupa ülkeleri, mısır haricinde cotonou ülkeleri*
    - maç kadrosunda sınırlama yok.

    gelelim fransa'ya. altyapı ve ihracat ülkesi. ama altyapıları fransızlardan ziyade uluslararası bir nitelik taşıyor. neredeyse afrika'nın tamamı ab üyesi sayılmış (şimdi yemeyin bizi). bildiğiniz sömürgecilik devam ediyor. eğer bizde de ab oyuncuları serbest olacaksa buna nispet edercesine türki cumhuriyetlerin tamamına, hatta orta doğu ülkelerine de kolaylık tanınabilir. takımları avrupa'da, belli yıllar hariç yarıştığı ülkelerin takımları kadar başarılı olamayan fransa'nın, ihracat ülkesi olmasına yol açan bu kolaylık dışında örnek alınacak bir özelliği yok. (son 20 yılda tek bir cl finalleri var, o da 1992/93 sezonu marseille'nın şikeyle -fener usülü- aldığı kupa)

    portekiz:

    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene portekiz'de geçirmiş oyuncu olacak.
    - max. 50 oyuncu (alt yapı takımları dahil)
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    portekiz ligi ulaşmak istediğimiz noktada olmasa da, arzuladığımız önemli bir özelliğe sahip; avrupa'nın ham madde tedarikçisi konumunda ve ham maddeleri işleyip büyük liglere servis ediyorlar. en azından anadolu kulüplerimizin sahip olmasını istediğimiz meleke bu..

    ingiltere'de de, almanya'da da, portekiz'de de yabancı kısıtlaması yok ancak kendi ülke vatandaşlarını veya alttan gelen oyuncuları koruyan tedbirleri var. futbolcuların 25 yaşına gelene kadar adam yerine konmadığı, gelişimlerini çok geç tamamladığı (bkz: burak yılmaz) ülkemizde kesinlikle örnek almamız gereken uygulamalar bunlar..

    18 kişilik kadrolara zorunlu kılınacak alt yapıdan yetişmiş, ya da genç yaşta transfer edilmiş oyuncular bu soruna çözüm olacaktır. peki rakam kaç olmalı? zamanında kadroda 2 alt yapıdan yetiştirilmiş oyuncu zorunluluğu bulunan ligimizde kuralın nasıl su-i istimal edildiğini hatırlıyoruz.. trabzonspor'un kuralın cezasını peşin ödeyip yine de yedekte bile oyunculara yer vermediğini hala hatırlarım.. mesela sayının 2 olması durumunda bunun fazlaca şans bulamayan yedek kaleci ve yedek stoper mevkilerinde kullanılarak su-i istimal edileceğini öngörebiliriz. 18/4 şeklinde uygulanırsa takımlar her bölge için oyuncu yetiştirmek zorunda kalacak ve sakatlıkları da hesap ederek en azından 7 kişilik bir genç gurubu hazır tutacaktır. bizim millet ancak böyle katı kurallardan anlar o yüzden çekinmeden kuralı dayatmak lazım. kural için bu ülkeler örnek alınarak (az sonra yazacağım 23 yaşaltı kuralıyla beraber düşünerek) '21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu' şeklinde kriter belirlenebilir.

    -yine de kulüplere esneklik, genç oyunculara daha fazla şans tanınması adına, ve kulüplerin bu sürece uyumunu kolaylaştırmak açısından italya'yı örnek alı(maç kadroları 23 oldu) maç kadroları sayısı 20’ye, bulundurulması gereken altyapıdan yetişmiş oyuncu sayısı 5’e çıkarılabilir. yine aynı mantıkla en az 9 oyuncuyu hazır tutmayı gerektirir.-

    -kural: 18 kişilik maç kadrosunda en az 4 tane 21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu bulundurmak.

    -uyulmaması halinde önce ağır para, sonra puan cezası verilmesi kuralın - özellikle bizim ülke için - olmazsa olmazı..

    böylece yabancı sınırlaması var diye, almanya’dan , hollanda’dan yapılan türk oyuncu ithalatının bir önemi kalmayacak ve bu oyuncular genç oyuncuların önünü kesemeyeceklerdir. zaten kendi kulüplerinde şans bulan oyuncular gerekirse o ülkelerden de milli takıma seçilebilirler..

    yine bu kural, ülkede fiyatları aşırı şişmiş türk oyuncuların piyasasını da normal seviyelere çekecek ve takımları daha çok oyuncu yetiştirmeye teşvik edecektir.

    http://img20.imageshack.us/...ndalkeleregretra.jpg

    klüp bazında ülkelere göre senelik yeni transferlere bakarsak, avrupa futbolunu domine eden hiçbir ülkenin üst sıralarda olmadığı dikkatimizi çekiyor. fransa sürekli yetiştirip ihraç etmesine rağmen bir istikrar yakalamış durumda.. keza ispanya'da öyle.. çöküşte olan italya futbolu ise 4.sırada.. sürekli ihraç eden istikrar abidesi portekiz ise atlanmamalı. transfer sirkülasyonundan olsa gerek portekiz de 6.sırada. yine de portekiz ulaşmak istediğimiz noktada değil, maddi olarak ligimizin gerisinde bu yüzden portekiz'i bu açıdan değerlendirmiyoruz.

    zaten yabancı oyuncuların transferine milli olma şartı koyarak bu sorunun önüne geçtik sayabiliriz. mesele nasıl fransa, portekiz gibi ihracat yapacağımız. milli olmuş oyuncuları transfer etmek kaliteyi arttırsa da, dışarıya oyuncu satışına büyük katkıda bulunmuyor ingiltere örneğinde olduğu gibi.. kulüplerimizin fransa ve portekiz örneklerinde olduğu gibi bir serbestiyete ihtiyaçları var ülkeye genç oyuncuları getirip, parlatıp, satabilmek için.. bu istidadı ortaya çıkarmanın yolu belli bir yaş altında yabancı transferini serbest bırakmak. bir iktisatçı olarak normalde katılmasam da bu sefer adam smith'in dediği gibi: laissez faire, laissez passer. (bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler).

    kural: 23 yaş altı yabancı oyuncu transferinin kriter olmaksızın serbest bırakılması.

    büyük takımlar kadar kaliteli yabancı almakta zorlanacak anadolu kulüpleri için oyuncu yetiştirip ihraç etmeleri için bir fırsattır bu kural. 2. ligde benzer bir kural uygulanmış ve emenike gibi bir oyuncu bu sayede 2.lige gelmişti unutmamak lazım. demek ki isteyince oluyor. bırakalım yaşı müsait olduğu sürece istedikleri kadar adam alsınlar.. en fazla 22 yaşındaki oyuncu kariyer peşindedir, çalışır çabalar. yeteneği yetersiz bile olsa asla yatmaya gelmeyeceğinden zarar etmek zordur.. genç oyuncular düşük maaş aldıklarından kulüplerden çıkan para az, oyuncunun katkısı veya transferiyle gelecek para nispeten daha fazla olacaktır.

    >>türk kulüpleri, portekiz kulüplerinin brezilya’ya, fransız kulüplerinin afrika’ya açıldığı gibi, başta azerbeycan olmak üzere orta doğu ve orta asya ülkelerine açılarak genç oyuncu keşfinde bulunabilirler.

    senelik yayın gelirlerinden neredeyse super lig şampiyonu kadar ingiliz kulüpleriyle anadolu kulüplerini bir tutup, transfer için sadece milli olma şartı koymak asla yeterli olmaz.. genç yabancıların önünün açılması çok önemli..

    gerekli uygulamalar yapıldığı takdirde, uzun vadede ligimizin marka değerinin avrupa'da ilk 4'e girmesi mümkün.. futbol kalitesi olarak olmasa da, şu anda ligin maddi değeri avrupa'da 6. konumda.. (nüfusun da yardımıyla tabi)

    http://img405.imageshack.us/...lleaguesbrandval.jpg

    (neden hollanda'yı listeye almadın diye soranlara cevabım; hollanda'nın ihraç etmekten ve kaliteli oyuncuları ülkeye getirememekten dolayı avrupa'da istikrar sağlayamaması ve afonso alves gibi vasat topçuların çılgın atabildiği sıradan bir lige sahip olmaları.. portekizlilerle avrupa'da kıyas kabul etmiyor..)

    tüm bunlara ilaveten federasyonun kulüplerin alt yapıya yaptıkları yatırımları denetlemesi, belli düzenlemeler getirmesi, bunları aksatan kulüplerin yayın gelirlerine el koyması gerektiğini not düşelim.

    bu entry beğenildiği, desteklendiği sürece güncellenecek ve tekrar gündeme taşınacaktır. daha burada bitmedi.. (u: (:)

    5 heceli 11 harfli hayat 'a tablolar için teşekkürler.

    kendisinin çok daha sağlam çalışması>> bakmadan geçmeyin: (bkz: yabancı oyuncu sayısı/#1166708)
  • 437
    gündemden düşmemesi gereken konu.. bu günlerde kamuoyu -bu sene avrupa'daki başarılı grafiğin de etkisiyle beraber- bu kural hakkında federasyon üzerinde bir baskı oluşturmuş durumda.. şimdi bu fırsatı değerlendirip artık bu saçmalığı tarihe gömme zamanıdır..

    juppderwall tarzı yabancı oyuncu kuralı : (upgraded)

    her insan gibi her ülke de kendine özel. dolayısıyla farklı ülkelerdeki uygulamalar örnek alınsa da, aynen kopyalayıp uygulamak doğru değil.. nacizane süper ligimizin en üst düzeye çıkabilmesi adına önerilerim ve sorunlara dair çözümlerim:

    öncelikle var olan örnekleri incelemekle başlayalım:

    avrupa'nın en iyi 6 ligine sahip ülkeler:

    ingiltere, almanya, fransa, ispanya, italya ve portekiz..

    şüphesiz herkesin izlemekten en çok keyif aldığı, futbol dünyasının 'nba'i olarak tanımlayabileceğimiz lig; premier league.. dolayısıyla bu ligi kaliteli yapan vasıfları kendi ligimize aktarmaya çalışmamız lazım.. kurallara göz atarsak:

    - ab dışı transferlerde, oyuncu için son 2 yılda milli takımı ile maçların %75'ine çıkmış olma şartı.(work permit)
    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene ingiltere'de geçirmiş oyuncu olacak.(ab oyuncularına karşı önlem)
    - en fazla 25 yabancı oyuncu
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    şüphesiz en çok dikkat çeken kural milli olma şartı..

    http://img593.imageshack.us/...lioyuncuyzdeleri.jpg

    en yüksek milli oyuncu yüzdesine sahip lig: premier league. büyük çıkışta olan bundesliga'nın 2. sırada oluşuna dikkatinizi çekiyorum. istisnalar hariç genellikle liglerin kalitesi milli oyuncu yüzdeleriyle doğru orantılı.

    ligin kalitesini arttıran unsur, dünya'nın her köşesinden, daha önce profesyoneller tarafından maçları defalarca izlenip, değerlendirilip seçilmiş oyuncuların tekrar bir rekabete girip ilk 11'de düzenli şans bulabilenlerini, takımların transfer etmesi.. milli takımında düzenli oynayabilen oyuncunun fos çıkması çok düşük bir olasılık. dolayısıyla premier league'den örnek alınması gereken -olmazsa olmaz- kural:

    yabancı futbolcular için çalışma izni. milli olma şartı, yani sadece kalifiye futbolcuları lige kabul etmek. peki bunun ölçüsü ne olacak? premier league ve championship kulüplerinin maddi imkanlarının çok yüksek olduğunu ve liglerinin prestij açısından çok avantajlı olduğunu düşünürsek, kuralı aynen kopyalamak mantıklı olmayacaktır.

    -kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı.

    (yüzdenin ingiltere'den düşük olması herkesçe mantıklı bulunsa da rakam konusunda kesin konuşmak için bir istatistik çalışmasının gerekli olduğunu düşündüğümden kesin bir rakam belirtmiyorum. daha önce %70 olmasını savunsam da bunun biraz ağır kaçacağını düşünmeye başladım. artık şahsi fikrim %50 olmasıdır. ligimizin futbol seviyesini düşünürsek milli takımların rotasyon oyuncularının da transferi lige kalite katacaktır)

    kulüplerimizin maddi şartlarını düşünürsek ciddi futbolcu ihracatı yapan brezilya, arjantin gibi ülkelerden oyuncu transferi çok zorlaşacaktır. dolayısıyla milli takımlar sıralamasını göze alarak üst sıralardaki ülkelerden transferlere bir serbestiyet tanımak uygun olacaktır. ayrıca milli takımı bırakmış ama yine de ülke futboluna ciddi katkıda bulunabilecek tecrübeli oyuncuların önünü açmak adına 40+ kez milli olmuş oyunculara izin vermek lige olumlu katkı yapacaktır. (bkz: theofanis gekas) dolayısıyla;

    kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı + 40+ milli oyunculara çalışma izni + ülkeler sıralamasındaki ilk 8 ülke için kural istisnası. (brezilya'nın durumuna bakınca puan değil de toplam değer sıralamasını kaale almak daha mantıklı gibi.. bu konu hakkında değerli görüşlerinizi bekliyorum)

    güncel ülke sıralaması için:

    http://www.transfermarkt.com.tr/...nalmannschaften.html

    ülkeye kaliteli yabancı ithalatı adına önlemleri aldık.

    premier league'in zayıf özelliklerine bakarsak;

    -tam bir öğütme makinesi, dışarıya oyuncu satışı yok. ancak oyuncuların posalarını alabilirsiniz.
    -alt yapıdan çıkan oyuncuların da yurt dışına çıkışı alışageldik bir durum değil.
    -ayrıca dünyanın en kaliteli ligine sahip olmalarına rağmen milli takımlarının beklenen başarıları yakalayamaması da başka bir sorun.

    gelecek örneklerde çözüm bulmamız gereken konular bunlar.. devam edelim.

    almanya: yabancı sınırlaması yok.

    herkesçe son yıllarda büyük çıkışta olduğu kabul gören ve bu sene 2 takımı şampiyonlar ligi finalinde karşılaşacak bundesliga'nın bu gelişimindeki en önemli unsurlardan biri 2006'da yabancı sınırlamasının kaldırılmasıdır. zaten sağlam bir altyapıya sahip almanya futbolu, kural değişikliğiyle beraber zincirlerini kırmış ve daha da büyümüştür.

    ispanya:

    - max 3 tane avrupa birliği dışı oyuncu
    - max 3 kaleci
    - max 25 oyuncu
    - avrupa birliği dışı olmasına rağmen avrupa birliği kapsamında sayılan ülkeler: rusya, türkiye, cotonou
    - maç kadrosunda kısıtlama yok

    ispanya örneğinde ise ab dışı oyuncu sınırlaması var. altyapısı nispeten sağlam fakat lig, 2 kulübün tekelinde. 2 kulüp dünyanın en iyi kulüplerinden de olsa güçleri, ligi premier league seviyesine taşımaya yetmiyor. ligin örnek alınabilecek tek özelliği serbest dolaşım hakkıyla ab oyuncularının serbest olması ve ab dışı oyuncu sınırlaması. şu anda buna benzer bir sınırlamaya hepimiz razı olsak da daha iyisine çalışalım. devam..

    italya:

    italya'da ise her sezon en fazla 2 avrupa birliği dışından transfere izin var. italya futbolu düşüşte olsa da yine dünden razı olacağımız bir kurala sahip. ab dışı oyuncu kuralını da ispanya'nınkinden daha mantıklı bulduğumu söylemeliyim. fakat bunun dışında örnek alınacak bir özelliği yok.

    fransa:

    - max. 4 tane avrupa birliği dışından oyuncu
    - avrupa birliği kapsamında değerlendirilen ülkeler: ozbekistan, kırgızistan, mısır haricinde tüm afrika ülkeleri, yeni zelanda haricinde tüm okyanusya ülkeleri,
    bosna sırbıstan ve karadağ haricinde tüm avrupa ülkeleri, mısır haricinde cotonou ülkeleri*
    - maç kadrosunda sınırlama yok.

    gelelim fransa'ya. altyapı ve ihracat ülkesi. ama altyapıları fransızlardan ziyade uluslararası bir nitelik taşıyor. neredeyse afrika'nın tamamı ab üyesi sayılmış (şimdi yemeyin bizi). bildiğiniz sömürgecilik devam ediyor. eğer bizde de ab oyuncuları serbest olacaksa buna nispet edercesine türki cumhuriyetlerin tamamına, hatta orta doğu ülkelerine de kolaylık tanınabilir. takımları avrupa'da, belli yıllar hariç yarıştığı ülkelerin takımları kadar başarılı olamayan fransa'nın, ihracat ülkesi olmasına yol açan bu kolaylık dışında örnek alınacak bir özelliği yok. (son 20 yılda tek bir cl finalleri var, o da 1992/93 sezonu marseille'nın şikeyle -fener usülü- aldığı kupa)

    portekiz:

    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene portekiz'de geçirmiş oyuncu olacak.
    - max. 50 oyuncu (alt yapı takımları dahil)
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    portekiz ligi ulaşmak istediğimiz noktada olmasa da, arzuladığımız önemli bir özelliğe sahip; avrupa'nın ham madde tedarikçisi konumunda ve ham maddeleri işleyip büyük liglere servis ediyorlar. en azından anadolu kulüplerimizin sahip olmasını istediğimiz meleke bu..

    ingiltere'de de, almanya'da da, portekiz'de de yabancı kısıtlaması yok ancak kendi ülke vatandaşlarını veya alttan gelen oyuncuları koruyan tedbirleri var. futbolcuların 25 yaşına gelene kadar adam yerine konmadığı, gelişimlerini çok geç tamamladığı (bkz: burak yılmaz) ülkemizde kesinlikle örnek almamız gereken uygulamalar bunlar..

    18 kişilik kadrolara zorunlu kılınacak alt yapıdan yetişmiş, ya da genç yaşta transfer edilmiş oyuncular bu soruna çözüm olacaktır. peki rakam kaç olmalı? zamanında kadroda 2 alt yapıdan yetiştirilmiş oyuncu zorunluluğu bulunan ligimizde kuralın nasıl su-i istimal edildiğini hatırlıyoruz.. trabzonspor'un kuralın cezasını peşin ödeyip yine de yedekte bile oyunculara yer vermediğini hala hatırlarım.. mesela sayının 2 olması durumunda bunun fazlaca şans bulamayan yedek kaleci ve yedek stoper mevkilerinde kullanılarak su-i istimal edileceğini öngörebiliriz. 18/4 şeklinde uygulanırsa takımlar her bölge için oyuncu yetiştirmek zorunda kalacak ve sakatlıkları da hesap ederek en azından 7 kişilik bir genç gurubu hazır tutacaktır. bizim millet ancak böyle katı kurallardan anlar o yüzden çekinmeden kuralı dayatmak lazım. kural için bu ülkeler örnek alınarak (az sonra yazacağım 23 yaşaltı kuralıyla beraber düşünerek) '21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu' şeklinde kriter belirlenebilir.

    -yine de kulüplere esneklik, genç oyunculara daha fazla şans tanınması adına, ve kulüplerin bu sürece uyumunu kolaylaştırmak açısından italya'yı örnek alı(maç kadroları 23 oldu) maç kadroları sayısı 20’ye, bulundurulması gereken altyapıdan yetişmiş oyuncu sayısı 5’e çıkarılabilir. yine aynı mantıkla en az 9 oyuncuyu hazır tutmayı gerektirir.-

    -kural: 18 kişilik maç kadrosunda en az 4 tane 21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu bulundurmak.

    -uyulmaması halinde önce ağır para, sonra puan cezası verilmesi kuralın - özellikle bizim ülke için - olmazsa olmazı..

    böylece yabancı sınırlaması var diye, almanya’dan , hollanda’dan yapılan türk oyuncu ithalatının bir önemi kalmayacak ve bu oyuncular genç oyuncuların önünü kesemeyeceklerdir. zaten kendi kulüplerinde şans bulan oyuncular gerekirse o ülkelerden de milli takıma seçilebilirler..

    yine bu kural, ülkede fiyatları aşırı şişmiş türk oyuncuların piyasasını da normal seviyelere çekecek ve takımları daha çok oyuncu yetiştirmeye teşvik edecektir.

    http://img20.imageshack.us/...ndalkeleregretra.jpg

    klüp bazında ülkelere göre senelik yeni transferlere bakarsak, avrupa futbolunu domine eden hiçbir ülkenin üst sıralarda olmadığı dikkatimizi çekiyor. fransa sürekli yetiştirip ihraç etmesine rağmen bir istikrar yakalamış durumda.. keza ispanya'da öyle.. çöküşte olan italya futbolu ise 4.sırada.. sürekli ihraç eden istikrar abidesi portekiz ise atlanmamalı. transfer sirkülasyonundan olsa gerek portekiz de 6.sırada. yine de portekiz ulaşmak istediğimiz noktada değil, maddi olarak ligimizin gerisinde bu yüzden portekiz'i bu açıdan değerlendirmiyoruz.

    zaten yabancı oyuncuların transferine milli olma şartı koyarak bu sorunun önüne geçtik sayabiliriz. mesele nasıl fransa, portekiz gibi ihracat yapacağımız. milli olmuş oyuncuları transfer etmek kaliteyi arttırsa da, dışarıya oyuncu satışına büyük katkıda bulunmuyor ingiltere örneğinde olduğu gibi.. kulüplerimizin fransa ve portekiz örneklerinde olduğu gibi bir serbestiyete ihtiyaçları var ülkeye genç oyuncuları getirip, parlatıp, satabilmek için.. bu istidadı ortaya çıkarmanın yolu belli bir yaş altında yabancı transferini serbest bırakmak. bir iktisatçı olarak normalde katılmasam da bu sefer adam smith'in dediği gibi: laissez faire, laissez passer. (bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler).

    kural: 23 yaş altı yabancı oyuncu transferinin kriter olmaksızın serbest bırakılması.

    büyük takımlar kadar kaliteli yabancı almakta zorlanacak anadolu kulüpleri için oyuncu yetiştirip ihraç etmeleri için bir fırsattır bu kural. 2. ligde benzer bir kural uygulanmış ve emenike gibi bir oyuncu bu sayede 2.lige gelmişti unutmamak lazım. demek ki isteyince oluyor. bırakalım yaşı müsait olduğu sürece istedikleri kadar adam alsınlar.. en fazla 22 yaşındaki oyuncu kariyer peşindedir, çalışır çabalar. yeteneği yetersiz bile olsa asla yatmaya gelmeyeceğinden zarar etmek zordur.. genç oyuncular düşük maaş aldıklarından kulüplerden çıkan para az, oyuncunun katkısı veya transferiyle gelecek para nispeten daha fazla olacaktır.

    >>türk kulüpleri, portekiz kulüplerinin brezilya’ya, fransız kulüplerinin afrika’ya açıldığı gibi, başta azerbeycan olmak üzere orta doğu ve orta asya ülkelerine açılarak genç oyuncu keşfinde bulunabilirler.

    senelik yayın gelirlerinden neredeyse super lig şampiyonu kadar ingiliz kulüpleriyle anadolu kulüplerini bir tutup, transfer için sadece milli olma şartı koymak asla yeterli olmaz.. genç yabancıların önünün açılması çok önemli..

    gerekli uygulamalar yapıldığı takdirde, uzun vadede ligimizin marka değerinin avrupa'da ilk 4'e girmesi mümkün.. futbol kalitesi olarak olmasa da, şu anda ligin maddi değeri avrupa'da 6. konumda.. (nüfusun da yardımıyla tabi)

    http://img405.imageshack.us/...lleaguesbrandval.jpg

    (neden hollanda'yı listeye almadın diye soranlara cevabım; hollanda'nın ihraç etmekten ve kaliteli oyuncuları ülkeye getirememekten dolayı avrupa'da istikrar sağlayamaması ve afonso alves gibi vasat topçuların çılgın atabildiği sıradan bir lige sahip olmaları.. portekizlilerle avrupa'da kıyas kabul etmiyor..)

    tüm bunlara ilaveten federasyonun kulüplerin alt yapıya yaptıkları yatırımları denetlemesi, belli düzenlemeler getirmesi, bunları aksatan kulüplerin yayın gelirlerine el koyması gerektiğini not düşelim.

    bu entry beğenildiği, desteklendiği sürece güncellenecek ve tekrar gündeme taşınacaktır. daha burada bitmedi.. *

    5 heceli 11 harfli hayat 'a tablolar için teşekkürler.

    kendisinin çok daha sağlam çalışması>> bakmadan geçmeyin: (bkz: yabancı oyuncu sayısı/#1166708)

    edit: linkler düzeltildi.
  • 438
    bence bir kriter getirilmeden kaldırılması gereken sınır. gereken kaliteyi rekabet ortamı sağlayacaktır. herkes şapkasını önüne koysun ve son 2 sezondaki yapısıyla gevşemiş yabancı sınırı sonucu ligimizde oynayan oyunculara baksın. uche, batalla, belluschi, pinto, webo, lua lua, hollmen, gekas... liste uzar gider. anadolu klüplerinde gerçekten çok kaliteli oyuncular var. bu iş deneme yanılma işidir. iyi futbolcunu tutar kötüyü yollarsın. eğer 8-10 sene süreyle bu rahatlık tanınırsa ligdeki yabancı kalitesi tavan yapacaktır diye düşünüyorum. kurulacak scout ekipleri, ligde birikecek kaliteli oyuncu populasyonu ile zaten kötüler elenip gidecek. kötülerle oynayanlar da süper ligden elenip gidecek.

    özgürlük getiriyorsanız bundan korkmamak lazım.
    yok milli olma sınırıymış, yok oyuncunun geldiği ülkeymiş, yok yaşıymış, yok oynadığı ligmiş.
    türk insanı fırsatları iyi değerlendirir. siz fırsatı yaratın merak etmeyin bir şekilde en iyilerini bulup getiririz.
    kimse farkında değil mi 2-3 sezondur olanı? kasaplar azaldı lan ligde.
  • 444
    kafasını siktilerimin bu uygulamayı devam ettirmeleri halinde hafiften avrupada ivme alan türk futbolunun önünü daha da kapacak olan uygulama.

    üç beş tane ne idüğü belirsiz mahalle magandası başkanların cebi dolacak diye koca bir camianın önünü tıkıyorlar resmen. alper potuklar serdar azizler hakkında 10 milyon avrolar havada uçuyor.

    bu tür bir mantalite türk futbolcularının maddi değerini sadece yurtiçinde yükseltmekle beraber futbolculara hiçbir ekstra değer katmaz aksine önemini düşürür.

    ha, böyle bir amacımız yok diyorlar. peki amacınız ne amk. yabancı oyuncu sayısını serbest bırakınca üç büyüklerin 11 yabancıyla sahaya çıkacağını falan mı zannediyolar acaba ? kaba bi hesapla selçuk, hamit, semih, burak desen kafadan zaten 4 adam banko türk oynuyor. sen yabancı sınırını kaldırsanda bu adamlar oynar, '' selçuk'un mevkisine yabancı alabiliyoz, satıp alex song'u alalım amına goyim. burak türk halbükü yabancı oynatabiliyoruz, satıp ispanyadan golcü alalım anasını satayım '' diyecek halleri yok sonuçta.

    genç oyunculara önem verme şartı vs. koysalar anlayacağım. sanıyorum premier ligte var bu tarz bir şey. ancak mevcut şartlarda şunun 5'e çekilmesi çok saçma. çünkü türkler olarak işi öğrenmeden işin puştluğunu öğrenme gibi bir yeteneğimiz var. hemen gününde alper potukların bonservisleri 10 milyona dayanıyor.

    ya onu geçtim, serdar aziz'e 7 milyon avro fiyat biçiyorlarmış. allah kitap aşkına bu dünyada serdar aziz'i 90 dakika izleyen kaç insan var gözünü seveyim.
  • 445
    sınırlandırdıkça çok başarılı olacağımızı zannedenlerin olduğu kural. ya da amaçları zaten bizi durdurmak. ama biz yine de iyi niyetli olalım ve futbolu çok iyi bilen bu zatları göt etmeye çalışalım.

    zaten bugün bir takımda en fazla 3 bilemedin 4 tane türk yıldız var. galatasaray'da semih, umut, selçuk, hamit, burak dışında milli takım seviyesinde banko oyuncu yok. fenerbahçe'den volkan, mecburiyetten hasan ali, gökhan, milli taraftara ana avrat söven bücür ve mehmet topal var. beşiktaş'tan olcay, trabzon'dan onur vs vs uzar gider bu 11. anadolu takımlarını ve yurt dışındaki oyuncuları da katarsan en az 15-16 tane taş gibi adam bulursun. erman, alper, serdar gibi anadolu yıldızları var.

    bre melun sen bilmiyor musun türk oyuncuları oynatmama yasağı getirsen bile hiçbir takım türk futbolcusundan vazgeçmeyecek. bre şikeci sen sanıyor musun yabancı yasağı kalksa galatasaray selçuk'u satıp lampard'ı getirecek?

    ulan zaten her takımda 2-3 tane yerli yıldız var. ilk ondaki takımların iki yerli yıldızını getir milli takıma. yurt dışındaki yerlileri de ekle. al sana takım. sonra da git o takımı oynatacak adam gibi hoca bul.

    bırak her takım en iyi 3-4 yerlisini oynatsın. kalanını yabancı ile tamamlasın. yurt dışında elimize verirler. bu kafayla gidersen her zaman elimize verirler. bekir, egemen, selçuk gibi yeteneksizler yerine kaliteli yabancılar olsaydı fener bugün finaldeydi.

    bugün şampiyonlar ligi finalisti bayern münih bile ülkenin en iyi alman futbolcularına sahip olmasına rağmen 6 banko yabancı ile oynuyor. robben, ribery, mandzukic, shaqiri, dante, alaba.

    son 7-8 yıla damga vuran barcelona bile ispanya milli takımının %70'ini oluşturmasına rağmen altın sezonunda messi, alves, abidal, henry, eto gibi 5 banko yabancı ile oynadı.

    senin yabancı kısıtlaması getirdiğin galatasaray'ı eleyen real madrid essien, pepe, coentrao, mesut, khedira, di maria, ronaldo, benzema, higuain gibi 9 banko yabancı ile oynuyor. elinde 4-5 tane üst düzey ispanyol var. casillas, lopez, ramos ve alonso diye. adamlar kalanını yabancılar ile doldurmuş.

    ulan arsenal ingiliz futbolcusu olmadan şampiyonlar liginde finaller yarı finaller oynuyordu.

    sizin yapacağınız işin ben ta!!!

    avrupa'da elimize versinler. 2-3 bankonun yanına 4-5 tane dandik türk futbolcu koyalım da ofsayt taktiği yapacağım diye finali elimizle verelim.

    bu arada şu maçı da kafanda oynat bakalım şu yabancı sınırlaması getiren adam:
    a takımı: volkan, gökhan, semih, egemen, hasan ali, emre, selçuk, salih, hamit, caner, burak
    b takımı: muslera, eboue, yobo, dany, riera, melo, baroni, sneijder, sow, kuyt, drogba

    bakalım kim kazanacak. düşün sadece.
  • 446
    almanya'nın yaptığı planlamanın, yatırımın milyonda birini yapmayıp almanya olacağını sananlar tarafından uygulanacak. aklı başında bütün futbol adamları karşı çıkıyor babasının parasıyla yöneticilik yapan iki üç vitaminsiz uygulayacak amk bu sikko kuralı.

    çapsız iki adam yüzünden yılların projeleri çöpe gidecek. söylenecek o kadar çok şey var ki.

    ne olacak seneye on tane selçuk hamit semih burak mı çıkacak piyasaya? bu 4 oyuncunun yaş ortalaması yaklaşık 26. bu seviyelere 26 yaşında gelmişler. 18 yaşında kadroya koyduğun çocuk pişene kadar geçen sürede ne bok yiyeceksin?
  • 447
    türk futbolcu yetiştirme bahanesi ile oluşturulmuş sınırlama. mantık şu; kulüp takımlarına uygulanan bu sınırlama ile türk futbolcular daha fazla şans bulacak, böylece yetenekleri göz ardı edilmeyerek yükselecekler ve türk futbolu-milli takım eksenine katkı sağlayacaklar. peki bu kural kaç yıldır uygulanıyor? türkiye ligi'nin başlangıcı, yani profesyönel anlamda 1959 yılından beri.

    peki 1959 yılından beri milli takım neler yaptı?

    kaç kupa aldı? kaç defa finallerde oynadı? kaç turnuvaya katıldı? bir elin parmaklarını geçmez. yani bu ne anlama geliyor? şu anlama geliyor ki, senin sorunun kulüp takımlarında yabancı oyuncuların şans bulması değil. senin sorunun futbolcu yetiştirememek. futbolcu yetiştirmek babında yeterli yatırımı, desteği, teşviği sağlayamamak.
  • 450
    "kriterli sınırsız" formülü ile yeniden düzenlenmesi bana göre de en mantıklı olan kural.

    lakin burada gözetilmesi gereken bir husus var. kriterli sınırsız formülündeki kriter muhtemelen oyuncunun milli takımda oynama yüzdesi olacaktır. işte bu oynama yüzdesinin fazla yüksek olması durumunda işler karışır. zira ligimiz ingiltere premier ligi değil ki en azından portekiz, hollanda, fransa kalitesindeki milli takımlardan birinin oynadığı maçların %60'ında forma giymiş adam gel(e)bilsin. almanya, ispanya gibi milli takımlardan henüz bahsetmedim bile. ingiltere premier ligi'nde bile bu oran %50. benim tanıdığım federasyon bu oranı %50'nin üstünde tutar diyorum içimden acı acı gülerek, siz anlayın demek istediğimi. o kalibredeki oyuncular bize gelir, devir değişti artık demeyelim, henüz o kadar yüksekten uçmayalım. belki bir kaç sezon sonra, ama henüz değil.

    standart türk oyuncular için bile piyasanın aşırı şiştiği mevcut durum devam etsin demiyorum tamam. lakin anadolu takımlarının kadro kaliteleri de biraz gözetilmek zorunda. çok zorlayıcı bir kriter konacak olursa bu sefer ben gaziantep, sivas, elazığ gibi takımların gerekli güçlenmeyi yapamayacağını düşünüyorum.

    sözlükteki genel kanının aksine, ben ülke futbolunun gelişimi için şampiyonların makası iyiden iyiye açabileceği bir kuralın değil, tüm ligin güçleneceği bir kuralın gelmesi gerektiğini düşünüyorum. mevcut yabancı sınırlaması ile takımlar dengede duruyor evet ama bu çarpık bir denge zira takımlar aşağı bir seviyede toplanarak dengede duruyor. olması gereken takımlarımızın yüksek bir seviyede toplaşarak dengenin sağlanması. sırf kolay anlaşılabilmek adına kadro değeri üzerinden örnek vereyim. galatasaray'ın kadro değerinin 200 milyon euro olduğu yerde bursaspor'un kadro değeri de 120-130 milyon euro olabilmeli ki gerçek anlamda güçlü bir ülke futbolumuz olsun.

    her biri avrupa kupalarında en az 2-3 tur geçebilecek takımlarımız oldukça şampiyonlar ligi şampiyonu galatasaray olabilir. zor ve çekişmeli bir ligin şampiyonu olarak sezon boyu yüksek çıtada işleyen bir takım ancak bu kupayı alabilir. galatasaray'ın aradaki afaki kadro farkından dolayı gelene gidene fark attığı bir lig düzeni olursa en büyük başarı ancak çeyrek final olur yine.

    sözün özü; galatasaray ve fenerbahçe'yi, real madrid ve barcelona'ya ya da manchester ve chelsea'ye çevirecek bir düzene geçilirse beklenen fayda sağlanamaz. kendi valencia'larımız, tottenham'larımız ortaya çıkmaya başladıkça futbolun kaderi değişebilir sadece. yapılacak değişiklikler takımlarımızın tümünü yüksek bir irtifada toplayacak biçimde olmalı. biz galatasaray olarak o grubun en tepesindeki yerimizi yine alırız, sorun olmaz. o yüzden "anadolu takımları ne nane yerse yesin yeeaa" anlayışıyla gaza gelinmemeli.

    %25-%30 gibi makul bir yüzdeli milli takımda oynama kriteri ile sınırsız yabancı kuralı konulabilir. ancak beraberinde çıkacak sorun pablo martin batalla gibi galatasaray'da bile oynasa razı gelebileceğimiz ancak arjantin milli olması imkansız olan kaliteli bir oyuncunun kapı dışarı kalması. kaldı ki kriterli uygulama ile altyapılarımızda julian draxler tarzında genç yeteneklerin bulunma ihtimali de zayıflıyor.

    en cazip görünen kriterli-sınırsız formülünde bile çatlaklar var gördüğünüz gibi. basit bir iş değil. en iyi fayda için en iyi sentez yapılarak karma bir kural oluşturulması lazım. kafalar bu doğrultuda yorulmalı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın