resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:83
Uyruk:Türkiye
  • 7776
    6+0+4 aktarmalı 5+0+3 yabancı kuralının açıklanmasının ardından dönemin en kaliteli yerli oyuncuları selçuk inan, burak yılmaz ve hamit altıntop ile uzun süreli kontratlar yapmış olan başkan. yabancı sınırının gevşediği bir dönemde aynı hataya düşmeyeceğine eminim. ayrıca ne kadar kabul etmek istemeseniz de(dursun özbek'in sportif başarısız mali politikasını saymazsak) son 15 yılın mali açıdan en başarılı galatasaray spor kulübü başkanı olmuştur. tl/euro kurunun 2'den 3'e çıktığı, devletin pek çok kurumunun galatasaray ile ters düştüğü bir durumda galatasaray'ı aldığından 30 milyon euro fazla bir borçla sonraki başkana bırakmıştır ki kendisinden önceki başkanlarla kıyaslandığında bu mükemmel bir başarıdır. galatasaray'ı bir futbol kulübü olarak görenlere inatla diğer branşlarla da ilgilenmiştir. futbol dışındaki branşların maçlarını izlemeye başladınız onun sayesinde daha ne konuşuyorsunuz?
  • 7778
    özhan canaydın'ın ortağı haim fresco milliyet gazetesine verdiği röportajda şunları söylüyor.

    --- alıntı ---

    "ünal aysal döneminde kulüp duvara tosladi"
    en çok tartışılan isim ünal aysal. aysal için neler söyleyeceksiniz?
    - h.f.: ünal aysal dönemi kulübün duvara tosladığı dönemdir. tek başarısı teknik ekibin ve futbolcuların kazandırdığı üst üste iki şampiyonluktur. o başarının mimarı da g.saray’da efsaneleşmiş fatih terim’i şahsi kapris ve egoizmi yüzünden ayrılmasına neden olarak gölgeledi.
    o devirdeki profesyonellerin, maaş ve masraflarına, menajerlere ödenen komisyonlara, seyahat giderlerine ödenen fahiş bonservis bedellerine bakarsanız bazı şeyleri daha iyi anlarız. çok yüksek bedellerle kısa sürede başarısız iki teknik direktörle anlaşıldı. hiç kimsenin fikir ve tavsiyelerini dikkate almadan bruno gibi bir salgını (ribery olayının yaratıcısı) kulübün içinde görevlendirerek orada kulübe hizmet verenleri küçülttü. kendisinin kulübe herhangi bir maddi katkısı da olmadı.
    üzülerek söylüyorum, ibra ederek yanlış yaptık. drogba’nın transferini 10 milyon euro olduğu söylendi. futbolcunun ifadesi cebine 6 milyon girdiği yönünde... geri kalan 4 milyon euro kimin cebine girdi?
    --- alıntı ---

    sayın aysal, bugünkü mali kongreye katılır ve bu iddiaya mantıklı bir cevap verir umarım.

    samimi olarak söylüyorum, aysal'ın bu kulüpte saygınlığını yitirmesine gönlüm razı olmaz.

    ancak şunu şimdiden söyleyeyim; bu gök kubbe altında yapılan hiçbir yanlış gizli kalmaz ve kalmayacaktır. bir gün herkesin karnesi önüne konulur.
  • 7779
    ünal aysal'a ne hakaret ederim ne de gereksiz suçlarım. hiçbir galatasaray başkanına yapmam bunu.

    ancak, canaydın döneminde yapılmış yanlışlar diğer yöneticileri aklamaz. yani hiçbir yöneticinin yaptığı yanlış diğerlerini aklamaz. dediğim gibi herkesin karnesi önüne konmalı.

    galatasaray parasını, gelirini iyi idare ederse, menejerlere akbabalara kaptırmazsa hiçbir şekilde mali sıkıntı çekmez. bu çok nettir.
  • 7781
    kebabçı tavsiyesi ile futbolcu transfer eden başkanımız hemde bu fiili bazılarınca savunulan başkanımız. bir öğretmen olarak kendisine milli eğitim işine girmesini tavsiye ediyorum özel okullara verilen teşvik vs ortada eğitime verilen yatırımın uzun vadede zarar etme durumu da yok peki beni dinler mi yok?

    eee neyin tatavası bu? galatasaray'ın kaynaklarını har vurup harman savurmak ne zamandan beri büyük başkanlık oldu?
  • 7784
    yaptığı kritik hatalar, taraftarlarınca hajrovic üzerinden sulandırılmaya ve ciddiyetsizleştirilmeye çalışılan eski başkan. hajrovic'in alınmasına kimse bir şey demiyor. kendi yaptığı transferin, parasını alamadığı için ülkeden kaçmasına kızıyoruz biz. hajrovic başlığına gir bak en ağır küfürler havalarda uçuşuyor ama allah'ın kulu da bu adamın parası neden ödenmemiş diye sormuyor. tam malum parti kafası arkadaş.
  • 7786
    yanlış anlamadıysam "spk sermaye artırımımızı engellemeseydi oradan elde edeceğimiz gelir sayesinde uefa'dan ceza almaktan kurtulacaktık" dedi.

    mali konularda bilgili arkadaşları, daha spesifik olmam gerekirse onurhan from curve sud'u bu iddiayı değerlendirmeye davet ediyorum.

    ekleme: konuşmayı yanlış anlamışım, aysal "mağazacılık aş'nin sportif aş'den kulübe satışı gerçekleşseydi 58 milyon euro kar edecektik ama geçen sene ekim ayında bu işten vazgeçildi, uefa'ya yaptığınız savunmada bundan bahsetmeliydiniz" diyor. ama fazla yorum göz çıkarmaz, hazır değerlendirmişken iki iddiayı da değerlendiren olursa memnun olurum. zaten cahiliz bu konularda.
  • 7787
    açıkçası yanlışları, hataları olmuşsa da galatasaray başanlığı makamına konuşmasıyla, hal ve hareketleriyle, galatasaray'ı ve galatasaray'ın haklarını savunma tarzıyla yakışan bir isimdir. mali genel kurulda da arap atasözünden yaptığı alıntıyla yine tarzını göstermiştir: ''başında bir aslan olan kuzular ordusu, başında bir kuzu olan aslanlar ordusunu her zaman yener.''

    https://twitter.com/...s/711213647377268736
  • 7788
    şimdi sevgili arkadaşlar bugün mali kongredeki konuşmasını dinledik başkanın

    benim kaçırdığım nokta neresi? bu adam her defasında neden eleştirilerin odağı?

    hajrovic, ontivero bilmem ne transferleri tutmadı ki zaten şu anki mali duruma bakılınca devede kulak bunlar. ayrıca transfer işi riskli iş ha adam alır gelir kariyerin son demlerindeki adamı * kızarsınız bile bile ladestir çünkü.

    telles, bruma derseniz bu adamlar daha satılmadı ama hepiniz biliyorsunuz ki düzgün bir satış stratejisiyle atınçlar sowlar emenikeler satıldı bu ligden bu adamlardan zarar edileceğini düşünmüyorum.

    sneijder, drogba'ya bakalım evet yüksek maaş alıyorlardı bunu hatırlıyoruz, ama fiyat/performans olarak bakarsak aldıkları kadar verdiler. başkan da zaten biz paraları sneijder drogbaya değil kulübün marka değerine yatırdık diyor. burada sorun ne?

    bunun yanında selçuk ve burak'a hangi şartlarda o sözleşmeler yapıldı bilmiyorum. bu konuda haklı olarak eleştirilebilir ama bu da tolere edilemeyecek bir hata değil. bakın burak satıldı. (u: satışı yapanlar yeterli beceriye sahip değillerdi o yüzden gelir az oldu yoksa daha yüksek bir meblaya satılabilirdi bunda sanırım hepimiz hemfikiriz.)

    zaten son senesinde kuru sabitleyip, borçları türk lirası cinsinden yeniden yapılandırdığını da defaatle söyledi, şahit olduk. bu da yine ekonomik anlamda büyük bir adımdı şüphesiz.

    uefayla yapılan görüşme sonrası izledikleri yol ve attıkları adımları da bugünkü konuşmasından dinleyebilirsiniz, bence hepsi mantıklı ve planlı adımlar.

    store satışından elde edilecek gelir bu adımlardan biriydi netice itibariyle çok sevgili başkan özbek'in bu satışı iptal ettiğini de söyledi.

    yanı sıra bu sene cl'de elde edilen gelirin adaletsiz dağıtıldığını gerekli yerlerde söyleyip buradan gelen geliri de dolaylı yoldan arttırdığını söyledi.

    önüne sürekli engellerin koyulduğunu, birileri tarafından sermaye artırımının engellendiğini hepiniz biliyorsunuz. *

    gelelim fatih terim meselesine bütün öfkenin bu yüzden olduğu kanısındayım. fatih terim'le yolların ayrılmasında verdiği kararı bugün bile fatih hoca'nın nerede olduğuna bakarak tahlil edebilirsiniz. (bkz: kişi sevdiğiyle beraberdir.)

    evet sevgili renktaşlar benim gördüğüm bu. bu girdiyi tamamen iyi niyetle yazdım. ciddi manada bahsettiğiniz o felakete sürükleyen hata nerede ben göremiyorum. gören arkadaşlar aydınlatsın mümkünse.

    https://www.youtube.com/watch?v=o8jSDpGn1BY

    edit: ayrıca prandelli konusunda eleştirmek çok abes bence şu an o buhran dolu günleri yaşadığımız için böyle düşünüyoruz. iyi ki gitti umarım bir daha yollarımız kesişmez * ama gelmeden önce hanginiz bu adamdan olmaz dedi

    allah aşkına? mancini'den sonra ikinci italyan ama falanla gelmeyin. her italyan aynı futbolu oynatmıyor. (bkz: ancelotti). ayrıca ben mancini'yi başarılı buluyorum.
  • 7789
    https://www.youtube.com/watch?v=o8jSDpGn1BY

    iş yap, başarı üret, haksızca eleştiril, aziz yıldırım'la ortaklaşa yapılan darbeyle alaşağı edil (bizzat divandaki artık herkesin malumu go to the ball ırkçısı bunaklar tarafından projeleri engellenmiş, önü kapatılmış ve istifaya zorlanmış artık bunun lamı cimi yok), arkandan her türlü terbiyesizlik yapılsın, iktidarın emriyle tff'ye geçen adama bağlı maşalar her ortamda sana kuyruk acıları yüzünden hajrovic hajrovicdiye çemkirsin, sen yine de çık sesin titreye titreye, sinirini öfkeni hayal kırıklığını içine ata ata aslan gibi kendini savun, 6 ayda üç kupa kazandım diyen bunağı bir çocuk bile 9 ayda oluyor diyerek itin bir tarafına sok, galatasaray mağzacılık kulube satılacaktı vazgeçildi ffp'ye yakalanılmayacaktı diyerek herkese hainliklerini göster ve tüm bunları nezaketinle yap.

    ulan sana helal olsun be başkan. şu boktan memlekette, şu boktan zaman diliminde, şu boktan ortamda iyi ki seni başkan olarak gördü şu gözler. ben senden razıyım, allah da senden razı olsun. senin hakkını koruyamadık, hakkını helal et.

    edit: yüefa senin testislerini yesin.
  • 7791
    (bkz: ünal aysal/#1925790)
    (bkz: ünal aysal/#1914231)

    artık beni gerçekten güldürüyor.

    öncelikle en güldüğüm nokta. 4. yıldızı kendine maal etmesi. yahu başkan niye gitti o zaman. ya da niye o takım şampiyonlar liginde 1 galibiyet alan takım değil mi? bu saçmalığı zamanında espri olsun diye yapmıştı ama bu kadar çok yineleyince gerçekten inandığını düşünmeye başladım ki kendisiyle ala etmesi saygımı iyice düşürüyor.

    hadi bir iki noktaya değinelim. bir başkan nasıl bir şampiyonlukta ve ya başarıda etkili olabilir. doğru ekipleri seçer, maddi manevi doğru ortamı oluşturur, gerekli durumlarda sevk ve idareyi sağlar.

    bayan basketbol takımı kaç kişiyle o muazzam başarıya ulaştı. bakın kaç para bütçe ile demiyorum. benim guardalarım ortalama 40 dakika oynamadı mı? ne eksikti yahu bir tane daha guard alamadıkta oradaki insanların üst düzey emek ve feragatkarı sayesinde oldu. çok mu emeği vardı ünal aysal'ın?

    erkek basketbolda kimin döneminde basketbolcular kaçtı da sinan'ın ergin ataman'ın üstün emeği ile 6 kişi feneri yendik.

    zamanında ünal aysal sürdürülebilirlik kelimesini çok severdi. harika bir gelecek bırakmış teşekkür ederim huzurunuzda.

    mükemmel planlarını da kaçarak diğer yönetimlerine lütfetmiş. harika bir planlama, bu konuda da kutlarım.

    hala oyuncular üzerinden hesap kitap yapılıyor. ilk verdiğim bkz'a iyi bakın. benim entry'im değil. ama galatasaray'la iş yapan ve ya içini bilen bir kişiye sorun. öğrenin bakalım kimlere ne paralar verilmiş. asistanların asistana ihtiyacı olmuş. oh oh ne kurumsallık ne kurumsallık.

    hadi diyelim başkan ben yanlışım. siz çok başarılısınız ve bunu yaparken de para harcamanız gerekti harcadınız. artık bu sistemin değişmesi gerekmez mi, başkan? gitmiyor artık senin sistem.

    sözün özü... klasik bir para harcayıp reklamını yapan, yapacak bir şey kalmayınca da kaçan bir başkan profili ünal aysal.
    haa kaliteli adam, hem de baya kaliteli. o da galatasaray farkı, fenerden beşiktaştan çıkmaz.
  • 7792
    bugün sadece ünal aysal'ın konuşmasını dinledim. çünkü özledim ve de özlememiş olsaydım bile başkanın hitabet gücü sayesinde insanın izleyesi geliyor. şunları söyleyebilirim:

    her şeyi doğru söylüyor başkan, ama her şeyi de ''eksik'' söylüyor. örneğin futbolcu transferlerinde bol keseden harcama yapıldığı suçlamasını izah ederken; ''ben sneijder'i drogba'yı aldım. takıma 2 şampiyonluk,2 türkiye kupası, 2 süper kupa, 1 cl çeyrek finali kazandırdım.'' diyor da burdisso'lardan, hajrovic'lerden, bruma'lardan bahsetmiyor.

    veya ffp'yi takmadığı yönünde iddialar için de: '' 7-8 tane önlem planı hazırladık, yüksek maaşlı elemanların görevine son verdik, mağazıcılıktan 58 milyon euro kar ettirecektik.'' diyor ama prandelli'yi 4 takım vaadiyle kandırdığından, bülent tulun'u bireysel danışmanı diye kulübe sokup maaşı için kulübün çeşitli mevkiilerinde görevlendirilmesinden bahsetmiyor. lütfü arıboğan'a verilen 1 milyon euro maaş da cabası.

    evet, ben de çoğunuz gibi ünal aysal'ı çok seviyorum. ona hayranlık duyuyorum. ancak nasıl ünal başkan için ''hatasız'' diyebiliriz? benim şahitlik ettiğim en başarılı 2 başkandan biridir. hele ki sportif açıdan belki de en istikrarlı en başarılısıdır.

    ama içim cız ediyor bir yandan da. 1 milyar dolar geliri olan kulüp nasıl böylesine zarar eder? işte bunun hiçbir açıklaması yok. israf edildi kulübün parası. hem de epey.

    şimdi çıkıp aday olsa, zerre düşünmeden desteklerim, ama arkadaşlar benim tepkim şunadır: neden eski türk destanları, masalları gibi iyiler tam iyi, kötüler tam kötü gibi düşünüyorsunuz? iyilerin de kötü yanları, olumsuz yanları olamaz mı? griyi görememek yakıyor bizleri hep. hep bu nedenle birbirimize düşüyoruz.
  • 7793
    galatasaray'ın en büyük devrimcilerinden biridir, düzenin uşağı değildir, döneminde çatır çatır muhalefet yaparak hükümete posta koymasını bilmiş, (u: berkin elvan cenazesine çelenk göndermek, twitter yasağına karşı çıkmak, 2 kere gezi'nin yanında olduğunu açıklamak. lise'den parka pilav gönderildiğini ve gaz maskesi dağıtıldığını da biliyoruz) fener çetesi ve ayakçı federasyonlara karşı korkusuzca adımlar atmış,* her branşta sportif başarının amına koyarak özellikle basketbol branşında deli sıçramalar gerçekleştirmiştir. spk artırımlarında bir takım dış odakların * engellemeleri sonucu kulübün krize girmesine engel olamamış ve içerdeki torun sevicilerin ayak oyunlarıyla başkanlıktan indirilmiştir. dursun ve duygun'un birer operasyon olduğunu zaten tahmin ediyorsunuzdur.

    kısacası dört dörtlük bir başkandı, herşeyden önce taraftar der, "taraftar ne diyorsa o oluyor" diye de eklerdi. özlediğimi söylebilirim. keşke yerine birini yetiştirip soksa seçimlere, zira kendisi kendisinin ipini çeken dedeler topluluğuyla artık çalışmayacağının farkındadır.
  • 7797
    galatasaraya 2000 sonrası en başarılı dönemini yaşatmış başkan. amk herkes takmış para harcamış etmiş filan rakamlar ortada aldığı gibi bıraktığı görünüyor borç aynı. harcadıysada kazandığına sayın. sneijder ve drogbayı görmek bile yeter. her gs başkanı istinasızdır bu galatsarayı yemiştir resmen. kimi başarısızlıklarla (bkz: dursun özbek) kimi giden paralarla (bkz: adnan polat) yemiştirler. borç batağına her geçen gün batmasında hepsinin parmağı var lakin aralarında ki bir fark var. bu takıma batağa götürürken başarı elde eden yegane adam ünal aysal. avrupada saygınlık geri kazanıldı ta ki geçen seneye kadar. burda reali aha eliyoz mu derken aha drogba gollllll diye bağırırken arkada kendisi vardı. şimdi terim filan denebilir terimi getiren eline kadroyu verende başkandır.

    sonuç olarak her güzelin kusuru olur başarı getirdi eyvallah borç yaptı ancak akıllı adımlarla daha fazlasını önledi. sadece euro-dolar bazında olan borçları tl ye çevirmesi bile benim gözümde yeterlidir. 1.80 dolarken 2.20ye geldiğinde çevrilen borçlar bugün 3 ken dolar ne haldeydi düşünün. kendisini tekrar başkan olarak görmek isterim. önü hükümet,fenerasyon ve dedeler tarafından kesilmese yabancı garabeti çıkarılmasa biraz destek durulsa arkasında ligin amk şimdiye kadar.
  • 7798
    "biz 41 oyunculu derin ve birbiriyle uyuşmuş bir kadro bırakmasaydık..." diyen başgan. 41 oyunculu takım mı olur ya :) kendisi terim, öztürk, dürüst, albayrak'la ne kadar başarılıysa sonrasında da o kadar başarısızdır. bu açık. şimdi kendisinin yaptığı sözleşmeler yüzünden boş yere dünyanın parasını veriyoruz. millet umut'un, burak'ın, selçuk'un, hamit'in aldığı paraya laf ediyor, ama bu paraları sözleşmeleri imzalayan adam ünal asyal. umut'un bitmeyen sözleşmesini imzalayan kişi aysal.

    burada yabancı sınırı falan diye savuluyor, ama yabancı sınırları hep belliydi, niçin bunlara karşın önlem alınmadı? dzemali'ler, pandev'ler, ontivero'lar, hajrovic'ler yabancı sınırı yüzünden mi alındı? beşiktaş'la fenerbahçe yabancı sınırına göre transferler yaparken biz niçin bu kuralı yok sayarak oynatamayacağımız yabancı oyuncuları aldık? niçin alper potuk gibi genç ve önünün açık olduğu belli bir adamı fenerbahçe'ye kaptırdık? niçin altyapıya hiç önem verilmedi. (bzk: vedat inceefe)

    burak yılmaz, selçuk inan, hamit altıntop, tarık çamdal'a verilen paralar da aynı gerekçeyle savunuluyor. fenerbahçe niçin yapmadı aynısını? bekşiktaş niye yapmadı? bu oyunculara bu kadar uzun kontratlar verilmeseydi galatasaray'dan başka gidecek takımları mı vardı? nereye gideceklerdi? selçuk'la burak'ın sözleşmeleri aynı anda zam yapılarak uzatılmasaydı bu adamlar galatasaray'ı terk mi edecekti?

    sinan bolat gibi bir adama verilen yüksek kiralama bedeli ve maaşın bir açıklaması var mıdır? sinan bu parayı hak edecek ne yaptı? beşiktaş'ın 2.500 tl maaş verdiği adama biz niçin 100.000 euro maaş verdik? hajrovic, salih dursun, veysel sarı, oğuzhan kayar, umut gündoğar, bourdisso, erman kılıç'lı transfer dönemi tam bir skandal. galatasaray tarihinin en kötüsü. bu da mı yabancı sınırı yüzünden? hiçbir şey başaramamış olan bruma'ya 10 milyon euro nedir? bunlar da mı yabancı sınırı? bu hiçbir şeyin açıklaması değil.

    ünal aysal, canaydın ve polat döneminin tüketim odaklı alışkanlıklarını devam ettirmiş ve transfere dayalı bir strateji kurmuştur. bu da galatasaray'ı tüketen bir şey. galatasaray kendisi döneminde semih kaya dışında hiçbir altyapı oyuncusu kazanamadı. vedat inceefe ile müfit erkasap'a emanet edilen altyapımızın oyuncu üretebileceğini düşünen var mıdır acaba? inceefe ve erkasap'la nasıl bir futbol projesi düşünmüştü ünal aysal? o altyapı benfica'dan 11 gol yedi. galatasaray'ın yıllarca en büyük gururlarından biri olan altyapı canaydın ve polat sonrasında tam bir harabe.

    şimdi aysal'ı eleştirene dursun başgan'a müstahak deniyor, ama dursun özbek'in politikaları (yalancılığı değil) zaten aysal döneminin bir sonucu. adam yüzünden uefa bize ceza veriyor, hâlâ "ama borçları aldığı gibi bırakmış" diye savunuluyor. burada mesele borç değil ki, gelir gider dengesizliği, maaş dengesizliği. aysal yüzünden ceza almadık da transfere neredeyse para harcamayan özbek yüzünden mi ceza aldık? 11 milyon euro'luk oyuncu alıp, 21 milyon euro'luk oyuncu satan özbek yüzünden mi?

    rakamlarla konuşalım az. aysal'ın transfer politikasına bakarsak:

    2014-15: 14 milyon euro harcamışız, 2.39 kazanmışız.
    2013-14: 41.84 milyon harcamışız 1.8 kazanmışız.
    2012-13: 30.05 milyon harcamışız 3.89 kazanmışız.
    2011-12: 23.60 harcamışız 15.28 kazanmışız.

    2011'de sadece 8 milyon euro farkla harika bir iskelet, harika bir takım kuruldu, bence galatasaray tarihinin en iyi transfer dönemlerinden biri. çok az paraya mükemmele yakın bir takım kuruldu. ama daha sonraki takımlar gerçekten de harcamaların hakkını veriyor mu? 2013-14 takımı 40 milyonluk transfer bütçesinin hakkını verdi mi gerçekten? bunlar sadece bonservisler, bir de maaşlara baksak kim bilir ne skandallar görürüz? chedjou, telles ve melo o yıl 16 milyon'a transfer edilmiş. geri kalan 24 milyon euro tamamen çöp. bruma, hajrovic, salih dursun, umut bulut, koray günter, ontivero, veysel sarı, umut gündoğan, burdisso'ya toplam 24 milyon euro harcanmış. bu adamlar bu paranın kaçta kaçını verdi performans olarak?

    2014-15'te 14 milyon euro harcanmış. sinan gümüş bedava, yasin 2.5 milyon. çamdal, olcan adın, dzemaili, pandev, adili, diğer harcamalar. gerçekten de çok çok çok kötü. zaten bu iki skandal yıl yüzünden şu an bu haldeyiz. bu vizyon falan değil. bizimkiler israfı vizyon sanıyor. cebine iphone 6s alınca kendilerini daha akıllı sananlar gibi. pahalı arabaya binince bi yerleri kalkanlar gibi. çünkü bu ülke böyle. akıl yok, üretim yok, istikrar yok. satın al, harca, dostlar alışverişte görsün.

    dünyanın en fazla para kazanan 21. takımı mali kriterler yüzünden ceza alsın, sen kadroyu çöpe çevir, dünyanın parasını çöpe at, ama hâlâ vizyoner sen ol. ne güzel memleket. her türlü kötü ve başarısız politikasına rağmen %50 alan partinin peşinden koşanlar da tek adama büyülenmişçesine tapıyorlar, galatasaray'ın "vizyoner" taraftarı da aysal'a aynı şekilde tapıyor. ikisi de hüsran. ikisinin de ödettiği bedeller çok fazla. insanlar kahraman ya da baba figürü peşinde helak oluyorlar, akıl, karakter, plan, program hak getire.

    ünal aysal ilk transfer döneminde olağanüstü başarılıdır, ikincisinde çok para harcamıştır, ama sneijder'ı getirmiştir, fakat son iki transfer sezonu tam bir fiyasko. her şeyi tadında bırakmak gerek. benim kendisine artık bir gram inancım kalmadı. mancini'yle yollar ayrıldığında kendisinin artık hiçbir şey yapamayacağını söylemiştim. nitekim tıpkı terim gibi o da enkazını bırakıp kaçtı. altyapıdan semih dışında tek oyuncu çıkaramadan, sinan dışında hiçbir faydalı gelecek yatırımı yapmayarak, hep tüketip hiçbir şey üretmeyerek...

    şimdi dönmeyi de düşünmediğini açıklamış. bence doğrusu da bu.
  • 7799
    (bkz: #1926230)

    öncelikle bu entry'de cevaplandırmış olayım hem de dünkü konuşması ile ilgili yanlış noktaları aktarayım.

    dün genel kurulda konuşmuş eski başkan.

    genel kurulu saat 4'ten sonra gs tv'de denk gelmiş ve izlemiş birisiyim. mağazacılık kısmına herkes konuştuktan sonra dursun iyi bir cevap verdi. uefa futboldan kazandığın bütün gelirlerin futbolda kalmasını istiyor. aslında her şey bu cümle kadar basit. ünal aysalın bahsettiği 58 milyon euro kar edecektik demesi 58 milyon euro gelir sağlayacaktık. bakın ben yine sportif a.ş. entrysinde söylediğim yatırımlardan elde edilen gelir var yüzde 50-50 iki yıl boyunca satılmış ve 170 küsür milyon olarak alacaklarda duruyor ve nakit bir karşılığı yok demiştim. ünal aysal'ın bahsettiği husus budur tamamen göz boyama rakamlarla oynama bilanço makyajlamadan başkası değil iki lişikili şirket arasında rahiç bedelin üstünde satış yapılıyor ve satıştan sonra parada alınamıyor ki zaten derneğin bunu ödeyebilecek durumu da yok.

    yani toplam zarar 164 değil 106 milyon euro olacaktı kendisine hatırlatmam uefa limiti 30 milyon euro'dur. bu satış spk tarafından da sorunlu olarak nitelendirilmiştir haklı olarak. o 58 milyon olsaydı ceza almazdık lafı ise tamamen safsatadır. rakamlar ortadadır. ayrıca bu satıştan nakit olarak bişey elde edilemeyeceğinden de tekrar hatırlatmak isterim.

    bunların yanında kürsüde savunduğu şey, ben de geldiğimde borç vardı ama ağlamadım. evet ağlamadı rivayı proje olarak bir gyo ile değerlendirme fikri mantıklıdır ancak kendisinin zamanında kulübe doluşturduğu liseli boş beleş yancı adamlara verdiği paralar galatasaray'ın yine peşkeşe kurban gideceği korkusu vardı (gerçi herhangi bir başkan için de bu geçerli)

    borçları tl'ye çevirdik. evet çevirdi ancak nominal piyasanın çok üzerinde faizler ile yaptı bunu. evet temlik vermedi onun yerine bol bol kredi çekti ve kendisi 20 küsür yıllığına loca haklarını denizbanka karşılık gösterip karşılığında yüklü miktarda kredi çekişini unuttu sanırım.

    marka'ya yaptığı yatırımdan bahsetti. evet onu da yaptı ancak markaya yapılan yatırımın bir ger dönüşü olur. markaya yapılan yatırım en büyük geri dönüşü marketing gelirleridir. ve en iyi döneminde bile gs store'un sadece 8 milyon tl kar etmesi marka yerine hangi personele yatırım yaptığının göstergesidir.

    ikinci sermaye artırımı, yapılsaydı 100-150 milyon tl arası nakit girişi sonrası 2014 zararı 70 değil 40 milyon euro civarı gerçekleşecekti ancak kimseye iki yıl üst üste bu kadar büyük miktarlarda sermaye artırımına izin vermezler. güncel olarak konuşursam bu yıl veya gelecek yıl başında kesinlikle zorlamamız gereken bir seçenektir.

    kendisinin mali politikaları ile ilgili görüşüm şudur. ünal aysal net bir büyüyerek büyüme modelinin temsilcisidir. göremediği şey bu büyümenin maddi bir dönüşü olmadı. marketing sponsorluk bunların hiç biri istenen seviyede gerçekleşmedi. sebebi lig olarak kötü seviyede olmamız adamın bağlantısı var diyoruz evet var ama nerede kullanacak? havuz bozulduğu taktirde ciddi şekilde iş yapabilecek bir başkandır kendisi. bunların dışında futbol olarak ise yanında yoldaş olarak bülent tulun'u seçmiş bir adama ben hiç bir zaman güvenmem galatasaray kulübüne aldığı nefes zarar olan bir adam varsa bülent tulun'dur bu adamda bunun kankasıdır. kim bilir acaba bu adam ne kadar para götürdü? lütfü arıboğan ve 1 milyon euro maaşı da cabasıdır.

    velhasıl kendisinin vizyoner fikirlerini benimsemiş ancak lisecilik yapmadan yönetebilecek birisini isterim ben.
App Store'dan indirin Google Play'den alın