20. yüzyıl başlarında pek hoş karşılanmayandır efendim. bu dönemde çok güçlü bir örgütlenme olmadığını biliyoruz ancak türk futbolunun gayri resmi olarak emekleme dönemleridir.
türk futbolu ile ilgili yeni bir araştırmaya başladım sözlük, bu araştırma kapsamında çok ilginç olaylar ve hikayelerle karşılaştım. bunlardan bazılarını paylaşmak istedim ancak nereye koyacağımı bilemedim. türkiye'deki futbol hikayeleri olduğundan bu başlığın en uygun yer olacağına karar vermiş bulunuyorum. türk futbolunun rezil haliyle ilgili tartışmaları biraz bölüyor olacağım ama herkes biraz kafa dağıtır bu sayede.
*---
alıntı ---
1908 yılında iskoç evening telegraph gazetesinde şöyle bir olay gazetede kendine yer buluyor:
“türkiye’de pek teşvik görmeyen spor, büyük zorluklarla yapılmaktadır. izmir ve istanbul arasındaki futbol maçıyla gayrete gelen reşad bey isimli bir türk genci, kendi arkadaşlarının yanı sıra bazı rum ve ermenilerin de katılmasıyla bir kulüp kurmuş ve idmanlara başlamıştı. birkaç gün önce, gece yarısı evine gelen polis, onu üsküdar’a götürüp kulüp ve futbol oyunu hakkında uzun bir süre sorguya çekti. türkçede top kelimesi aynı zamanda bir silah anlamına geldiğinden, işler büsbütün karıştı. yetkililer, büyük bir komployla karşı karşıya bulunduklarına ve kulübün aslında gizli bir örgüt olduğuna inanmıştı. topun gerektiği gibi incelenmesi için gönderilen özel memur, bunun bir şeytan icadı olduğuna karar verdi. kulüp tüzüğü bir başka aleyhte delil olarak görüldü. kulübün renkleri ve formalarıysa, gizli bir örgütü ortaya koyan en büyük delildi.”
---
alıntı ---