51
takım içinde gruplaşmayı sonuna kadar hakeden cahil futbolcu.
52
pisliktir, hocasının arkasından işler çevirir, yabancı hocalara tavır alır, her türlü sabotajı yapar.
53
iş ahlakı yok denecek kadar azdır.
54
bir sene iyi oynaması, kendisini takımın kralı olarak görmesine yeter. zihniyet budur çoğunda, kimse kusurabakmasın.
55
türk futbolunun en büyük sorunudur türk futbolcular. yabancı sınırına götlerini dayayıp göt büyütüyorlar yıllardır. arda hariç hiç bir oyuncumuz avrupa da bu yüzden yok. arda da kaçtı kurtardı kendini gittiği günden bu güne ne kadar geliştiği malum.
ne yazık ki 3 büyükler bu derece aptal oldukları sürece yandık.
56
günah keçisidir, yetersiz ve kabiliyetsiz hocalarla çalışır.
57
kendine bakmaz , parayı buldu mu yoldan çıkar, iş ahlakı çok zayıftır, maç seçer , idmanlarda ekstra efor sarfetmez, kendini geliştirmekten ziyade gelirini geliştirmeyi ilke edinmiştir.
58
nedense iki sene boyunca her platformda rakiplerine sahayı dar etmelerinden pek bahsedilmez, değişen ne diye düşünülmez. değişen türk futbolculardır çünkü her zaman. başka değişkenler görmezden gelinebilir.
59
turkiye ligi seviyesinin ve milli takimin icinde bulundugu durumun sorumlusudur.
sebebi icin profesyonellik mi dersin, is ahlaki mi dersin, yetenek mi dersin artik sen doldur.
60
yeniçerinin sahaya inmişidir.
61
takımı taşırken aslandır kraldır takım biraz düşünce yeniçeridir, iş ahlakından yoksundur, cahildir, yabancı düşmanıdır.
62
yabancı sınırı olur da kalkarsa , 1-2 sene sonra aldıkları ferrari'leri yavaştan satışa çıkaracak futbolculardır. kendilerine tavsiyem arabadan ziyade gayrimenkule yönelmeleridir. ne olur ne olmaz yabancı sınırı kalkarsa zor durumda kalmasınlar. (u: (:)
63
dünya üzerinde varolan her meslekte olduğu gibi yine berbat olduğumuz meslektir ( meslek denebilirse). gerçekten hiçbir konuda iş ahlakımız yok. her işimiz baştan savma. futbolda da durum farklı değil.
64
sadece turk futbolcusu diye niye sinir koyuyoruz? turk futbol seyircisi, turk siyasetci vs hangi iste bizim millet varsa ciddiyet, calisma, prensip,sabir vs onemli degildir. yani futbolcu dedigin senden benden farkli degil. tabi bu benim gorusum
65
geneli kötüdür, kimse itiraz edemez. ama gelip burda hepsi şöyledir, böyledir diye hakaret edersen saçmalamış olursun. eğer türk futbolcusunun yanına iş ahlakı üst düzey, çalışkan, egoları olmayan, arma için mücadele eden muslera, elmander, ujfalusi, baros, felipe melo, riera gibi gerçek yıldızlar koyarsan, başlarında da bir tane imparator olursa mükemmel bir sonuç elde edebilirsin. mesela önceden kimsenin şans vermediği semih kaya gibi bir yıldız doğabilir. emre çolak gibi bir türlü istenilen seviyeye gelememiş isim kariyerinin en verimli dönemini yaşayabilir. son yıllarda çok iyi bir form grafiği yakalayan selçuk inan gücüne güç katabilir. engin baytar gibi bir bomba sezonun yıldızı olabilir. yıllar önce futbolu kafasında bitirmiş necati ateş bile şampiyonluğun anahtarı olabilir.
66
lig şampiyonu olunca şampiyonlar ligi şampiyonu olmuş gibi başarıya doymuşluk yaşayan futbolculardır. bu sene bizde baş gösterdi bu durum bir dahaki sene de fenerbahçe'de olacak.
67
evladımız denilip her hatalarına göz yumulmasına, bu yüzden hak etmedikleri paralar almasına, gelişeceklerine inanılarak yabancı futbolculara sınırlamalar getirilmesine rağmen zerre kadar gelişmeyen futbolculardır. kendilerinden iyi ve kariyerli oyunculara imrenirler, idol olarak kabul ederler ama onların yarısı kadar çalışmazlar. iş ahlakları olmaz. bir gün futbolcusu olduğu takımına, o idol olarak gördüğü adamlar seviyesinde futbolcular gelir, bu sefer de onu kıskanır. ''en çok bana değer verilecek'' kompleksine girer. soğuk davranır ona. pas atmaz. tavır koyar. trip yapar. kendinden iyi olduğunu kabul etmez. bunların kendilerini geliştirme gibi bir hedefleri yoktur. yine takımına kendini geliştirmesinde yardımcı olacak, o idol olarak gördüğü seviyedeki oyuncularla çalışmış büyük bir hoca gelir. kendisini geliştirmesini söylediği için ona trip atar, bilerek oynamaz. hocayı göndermeye çalışır. bunların en yüksek hedef 3 büyüklerde forma giyip, taraftarın gönlüne girmek ve milyonları alıp hayatını kurtarmaktır. ben neden bu seviyeye çıkamıyorum diye sormaz kendisine. basın toplantılarında, röportajlarında klişe sözler olan hayallerinden bahsederler ama asla bu hayallere ulaşamayacaklarını bilirler. çünkü inanmazlar. ''x pasaportum olsa, şimdi ingiltere'de yıldızdım.'' diye cahilce açıklamalar yapar, baştan kaybetmeyi kabul ederler. neresinden tutarsan tut elde kalırlar. bu yazdıklarımın %1'ini bile abartmadım. bunca yıldır yaşadıklarımızı, gördüklerimizi ortaya koydum. maalesef durum bu. hepimize geçmiş olsun.
69
motive edilmeye ihtiyacı vardır. en temel probleminin bu olduğunu düşünüyorum. avrupalı futbolcularla en temel farkı da budur türk futbolcusunun. kendi kendine yapacağı işin ciddiyetini kavrayamaz, ancak başında ona mental olarak yön verebilecek birisi olduğunda başarılı olur. bu da maalesef ki her zaman tutmaz.
70
türk futbolcuların yabancılarla uyum konusunda en büyük sıkıntı dil problemidir bana kalırsa.bu yüzden hiçbir zaman tam yakınlık beklenmemesi lazım.
bu problemi aşmak için tabi eğitim önemli fakat üst düzey bir takımda yabancılar ile aynı takımdayken dil öğrenmemek için gösterdikleri çaba tamamen türk futbolcularının suçu.
71
bazı konularda da boş yere eleştirilen futbolcudur.
mesela dil konusu. türkiyeye gelip, eşek yükü para kazanıp türkçe öğrenen kaç yabancı futbolcu var? o ayılıp bayıldığımız melo, taffarel, muslera vs bugüne kadar kaç kere türkçe konuşmuş? iş ülkeden para almak olunca müthiş hepsi. ama ekmek yedikleri ülkenin dilini öğrenme tenezzülünde dahi bulunmuyorlar.
ujfalusi italyanca bilir, ispanyolca bilir, ingilizce bilir mesela. mancini ingilizce öğrenmiş ya da. eboué neden türkçe öğrenmiyor? hadi tamam bizim çocuklar ingilizce öğrensin amenna. iyi de arkadaş, bir yabancı oyuncu bile mi türkçe öğrenemez? peki türkçe zor dil diyelim. ispanyolca çok mu kolay da arda olsun, nihat olsun ispanyolca konuşuyorlar?
yabancı oyuncunun türkiyeye bakış açısı hiç de öyle sandığımız gibi değil. bulunduğu ülkeye saygısı olan, o ülkenin dilini öğrenmeli önce. daum denen adam yüz elli yıl burada çalıştı, bir kere türkçe konuşmadı.
topçu kalitesi bir yana, bu bir yana.
zaten kulübün bu konuda bir şart koşması lazım. "yerli oyuncular ingilizce, yabancı oyuncular türkçe öğrenecektir" şeklinde bir şart olabilir bu.
72
neden turkce ogrenmiyor bu adamlar sorusu mantikli olabilir ama mantiksiz olan dunya'da artik elin afrikalisindan tutun en geri kalmis ulkesinden gelen topcular bile ingilizce konusurken, en azindan bu dili bilmeleri sarttir.zaten vizyonlari o kadar dar ki bir gun yurt disina gitme planlarini bile bu konu uzerinden tartisabiliriz.
73
diğerlerinden farklı futbolcular. demeyeyim dedim ama, bizdeki şu çağ dışı milliyetçilik aşkı her yanımıza sıçramış. bizim dilimizi niye bilmiyorlarmış? çok geçmedi, daha 4-5 gün önce twitter diye sosyal mecranın yasaklandığı sığ bir ülke burası. ben vatandaşı olarak saygı duymuyorum, adam niye duysun? uluslararası geçerliliği olan ingilizceyi, 20 senedir bu takımda oynayan sabri öğrenmiş mi? türkçe zor değil, sadece öğrenmek için çaba sarfedilmesi gerekmeyen bir dil. öğrenmeleri saygınlık kazandırır katılıyorum. ama 2 gol atamasa gönderilecek futbolcu, şampiyon olamayınca kovulacak hoca niye kassın senin kültürüne diline? azıcık mantık!
dil biliyor ya dediğin ujfalusi yüksek okul mezunu bir isim. keza mancini akademik bir süreçten geçerek teknik direktör diploması aldı. sneijder ve eşi türkçe dersleri alıyorlar hafta içi. çocuğunu türkiyede türk okullarında okutmak istediğini de söyledi. eee biz ne kadar saygı duyuyoruz yapana? hala "4,5 milyon alıyor yeaaa, oynayacak yeaa" mantığı köleymiş gibi davranıyoruz insanlara. medyan adamın karısını resmen pornocu yapmış. bunlar basit örnekler. fakat mide bulandırıcı. biz buyuz babalar, gerçekten biz bu kadarız.
arda turan dediğin adam, ingilizce bilmesine rağmen, floryada bağıra bağıra yabancıların yanında türkçe konuşuyordu. ispanyaya gitti, gördü medeniyeti. sıkıldı ona çeviri yapılmasına. ihtiyaç duydu, saygıyı gördü ve saygı gösterdi para kazandığı kültüre. allah aşkına elinizi vicdanınıza koyun, hanginiz türkiyede doğmasanız bu ülkeye gelirsiniz? kötülediğimden değil, sadece dışardan gerçekten yobaz ve medeniyet yoksunu göründüğümüzü görün artık. türkçe dediğiniz dil universal bir dil değil. adama sadece başarıylsa saygı duyulan yerde niye adam sana saygı duysun?
sen nesin ki, adam sana ne duysun. akıl, bilim ve her şeyden önce insanlık diyorum.
74
twitterın yasaklanması üzerinden polemik yürütülemeyecek oyunculardır zira, bu ülkede twitterı yasaklayan zihniyet sadece belli bir kesimi kapsar. özellikle galatasaray kulübünün bu konudaki tavrı da nettir.
ülkeye saygı duymakla devlete yahut hükümete saygı duymayı da bir ayıralım önce.
italya liginde oynayan neredeyse her oyuncu röportajlarını italyanca verir. italyanca bugün sadece 2 ülkede resmi dil. biri de libya. italyada da bazı bölgelerde belirgin bir yabancı düşmanlığı vardır ama oraya giden oyuncu "yeaa burası ne ki ben bunların dilini öğreneyim" demez. o dili öğrenir ve o dilde konuşur.
türkiyeye gelen adam geldiği sırada "bu ülkede beni iki maç kötü oynasam kovarlar" diye gelmiyor. bu düşüncede bir oyuncu zaten transfer olmaz.
medya adamın karısını neredeyse pornocu yapmışsa, taraftarın büyük bölümü de bu hadsizliğe tepki göstermiş. 2 medya mensubu + 3 5 taraftar neden bu terbiyesizliğe tepki gösteren büyük kitleden daha önemli görülüyor? bir kötü örneği görüp "biz iğrenciz" demek o kadar kolay bir yöntem ki.
kaldı ki sneijder, işine ve geldiği ülkeye saygı duyduğu için türkçeyi öğrenmeye çalışıyormuş. işte iş ahlakı ve saygı bunu gerektirir. kötü emsali öne çıkarıp "adam haklı beyler" demek sadece kendini aşağılamaktır. madem o kadar aşağılık bir ülkeyiz, bu adamlar bu ülkeye hiç gelmesinler. ha bizim bu kadar aşağılık(!) olduğumuzu bilerek geliyorlarsa onlar da zaten beş para etmezler.
her neyse. para kazandığın bir ülkenin dilini öğrenmek önce seni seven ve destekleyen insanlara, sonra işine olan saygını gösterir. nasıl ki türk oyuncular dünya arenasına açılmak istiyorlarsa ingilizce bilmeliler; yabancı oyuncular da buraya adapte olmak için türkçe bilmeliler. bir dili öğrenmek demek, o ülkeye adapte olabilmek demektir. ha bu zahmetler paşalara ağır geliyorsa hiç gelmesinler, zira "biz buyuz."
75
ortada bir hata varsa tamamı kendisine yüklenmemelidir, ülke şartlarına bağlı olarak kendini geliştirmeye hiç bir zaman ihtiyaç duymamıştır ve yabancı sınırı denilen saçmalık devam ettiği sürece de muhtemelen duymayacaktır. bir örnekle açıklamak gerekirse şampiyonlar ligi'nde karşılaşıp elendiğimiz chelsea takımı hem sınırsız yabancı oynatma rahatlığına sahip, hem de kadrosunda bulunan oscar, schürrle, ivanovic, matic, david luiz gibi dünya klasında futbolcular vergiler düştüğünde sırasıyla 1.3, 2.6, 2, 2.3 ve 2.5 milyon euro'ya oynamaktalar senelik, yani yerli olan 3.forvetimiz umut bulut brezilya milli takımı ve chelsea'nin ilk 11 oyuncusundan fazla kazanmakta ve ayrıca selçuk ve burak da maç başı kazançlarıyla birlikte en az yukarıdaki futbolcular kadar hatta oscar'ın 2 katı kadar kazanmaktalar.
yabancı sınırının buradaki negatif etkileri ise hem yerli futbolcuların kulüplerin kendilerine bağımlı olduğunu bildiklerinden kendilerini geliştirmeseler bile oynayabilecekleri hem de 1 ya da 2 sezon iyi oynayıp bir çıkış yakaladıklarında maddi açıdan tatmin edici yüksek kontratlara 3 büyüklerin iyi bir yerli oyuncuyu rakibe kaptırmama politikası sayesinde rahatlıkla imza atıyor olabilmeleridir.